Yerel Haberler
Gümüşhane
04 Aralık 2025 Perşembe - 21:26 Bakan Tunç: "Ülkeyi yönetsin dedikleri Kılıçdaroğlu’na demediklerini bırakmıyorlar" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Gümüşhane’de temasları kapsamında ülke gündemine dair açıklamalarda bulundu. Muhalefete yüklenen Bakan Tunç, "Ülkeyi yönetsin diye öne attıkları Kılıçdaroğlu’na şu an demediklerini bırakmıyorlar. Bu iktidar olsaymış ne olacakmış?" dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, çeşitli ziyaretlerde bulunmak için Gümüşhane’ye geldi. Program kapsamında ilk olarak Gümüşhane Valiliğini ziyaret eden Bakan Tunç, Vali Aydın Baruş ve il protokolüyle şehirde yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı. Valilik ziyareti sonrası Gümüşhane Adliyesi’ni de ziyaret eden Bakan Tunç, Gümüşhane Cumhuriyet Başsavcısı Ziya Burak Gürgah ve savcılarla toplantı yaparak adliyedeki işleyiş ve ihtiyaçlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ardından Gümüşhane Barosu’nu ziyaret eden Tunç, kentte görev yapan avukatlarla bir araya gelerek sohbet etti. Programın devamında AK Parti Gümüşhane İl Başkanlığı’nı ziyaret eden Bakan Tunç, burada basın açıklaması yaparak kentteki temaslarına ve ülke gündemine dair açıklamalarda bulundu. "Türkiye’yi terörden kurtaracağız" Terörsüz Türkiye süreci ile ilgili açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Türkiye’yi terörden de kurtaracağız. Bu konuda kararlıyız. Milletimizin büyük bir beklentisi var. 41 yıldan bu yana bu ülkenin gelişmesinin, kalkınmasının önünde çok büyük engel oldu terör örgütü. Maalesef bugün o trilyonlarca kaynağı biz teröre harcamasaydık bu ülkenin, bu milletin cebinde olacaktı, milletin refahına harcanacaktı. İşte gördüğümüz şu son 23 yılda yapılan eserler belki yıllar önce hayata geçmiş olacaktı. Maalesef kaynaklarımız gitti. Sadece kaynaklarımız mı? Asıl önemlisi canlarımız gitti. Binlerce şehit verdik. Asker, polis, sağlık memuru, doktor... Büyük acılar yaşadık. Bundan sonra bu acıları yaşamayalım istiyoruz. Çocuklarımız, gençlerimiz daha güvenli bir geleceğe baksın diyoruz. Bunun için de büyük bir mücadele veriyoruz. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımız daha iktidara gelir gelmez Olağanüstü Hali kaldırarak bir normalleşme sürecini başlattı. Sadece Kürt vatandaşlarımız için değil, ülkemizin bütün vatandaşları için temel hak ve özgürlükleri alabildiğine genişletti. Dolayısıyla yasakları kaldırdı ve bugün geldiğimiz noktada teröre mazeret teşkil eden bütün unsurları ortadan kaldırdı. Güvenlik güçlerimizin çetin mücadelesi ve diğer alanlardaki çalışmalar ‘Terörsüz Türkiye’ sürecine getirdi bizi. Geçen sene Ahlat’ta yapılan konuşma, yine bu sene yapılan Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘iç cepheyi güçlendirelim’ vurgusu, yine Sayın Bahçeli’nin geçen sene grupta yaptığı çağrıyla beraber terör örgütünün fesih kararı ve silah bırakma sürecine geldi nokta. Meclis’te kurulan komisyon, milletvekillerimiz bu süreci sahiplendi. Büyük bir uzlaşmayla önemli toplantılar yaptı, görüşler alındı. Her kesimin, sivil toplumun, ilgili kurumların görüşleri alındı ve kurumlarımız, ilgili bakanlıklar, istihbarat teşkilatımız tam bir koordinasyon içerisinde bu süreci bugünlere kadar getirdik ve bundan sonra da bu sürecin kalıcı olmasıyla ilgili olarak çabamızı sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı. "Sürecin başarısız olmasını isteyenlere fırsat vermeyeceğiz" Terörün tüm unsurlarıyla bitirilmesi için çalışmaların süreceğini ifade eden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Tabii bu süreci sekteye uğratmak isteyenler, kesintiye uğratmak isteyenler, bu sürecin başarısız olmasını isteyenler, içte ve dışta şer şebekeleri var. Türkiye’nin ilerlemesini istemeyenler, Türkiye’nin yine terör belasıyla baş başa kalmasını isteyenler, Türkiye düşmanları her zaman vardır. O nedenle biz o düşmanlara karşı uyanık olacağız ve onlara fırsat vermeyeceğiz. Hiçbir sabotaja fırsat vermeyeceğiz. Şehit ailelerimiz, gazilerimiz onlar Terörsüz Türkiye için canlarını ve kanlarını verdiler. Biz onların emanetine sonuna kadar sahip çıkacağız. Ve milletimizin istemediği hiçbir şey yapmayacağız. Milletimiz ne istiyorsa bugüne kadar onu yaptık, bundan sonra da onu yapacağız inşallah. Bundan hiç şüpheniz olmasın. Ve terörü gerek içerde, gerek dışardaki unsurlarıyla beraber yok edinceye kadar çalışmamızı sürdüreceğiz ve bu noktada Türkiye’nin daha huzurlu bir geleceğe kavuşması noktasındaki çabalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz inşallah" dedi. "Ülkeyi yönetsin dedikleri Kılıçdaroğlu’na demediklerini bırakmıyorlar" Açıklamasında muhalefete de yüklenen bakan Tunç, "Muhalefetin durumunu görüyorsunuz. Yani kendilerine faydaları yok. Kendi içlerindeki tartışmalar, yolsuzluk tartışmaları, kongre tartışmaları... Yani 2 yıl önce sürekli bu ülkeyi yönetsin diye öne attıkları Kılıçdaroğlu’na şu anda demediklerini bırakmıyorlar. Bu iktidar olsaymış ne olacakmış? Nasıl bir parti? Yani böyle bir ülkeyi yönetme kabiliyetleri var mı bunların? Yok. Onun için milletimizden hiç kopmadan... Bizim başarımızın sebebi milletimizden kopmamamız değerli arkadaşlar. Bizim AK Parti’mizin 23 yıldan bu yana iktidarda kesintisiz iktidarını sürdürmesinin sebebi milletten kopmaması. Eğer milletten uzaklaşırsak, milletin taleplerine duyarsız kalırsak o zaman millet de bize duyarsız kalır. Bunu zaten yapmayız. Dolayısıyla inşallah milletimizin taleplerini yerine getirmek için çalışıyoruz" diye konuştu. AK Parti İl Başkanlığını ziyaretinin ardından Bakan Tunç son olarak Gümüşhane Belediyesi’ni ziyaret ederek programını sonlandırdı. Ziyaretlere Bakan Tunç’un yanı sıra bakan yardımcıları, Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Daire Başkanı ile Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü de katıldı.
Teknoloji çağında kitap aşığı 71 yaşındaki İlhan Şahin’in hikayesi
08 Eylül 2024 Pazar - 09:26 Teknoloji çağında kitap aşığı 71 yaşındaki İlhan Şahin’in hikayesi Hayatının büyük bölümünü gurbette geçiren ve şimdi memleketi Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı Dedeli köyünde mütevazi bir yaşam süren 71 yaşındaki İlhan Şahin, yıllardır sürdürdüğü okuma alışkanlığıyla dikkat çekiyor. Kitaplarla olan bağı ilkokul yıllarına dayanan Şahin, her gün en az 25-30 sayfa kitap okuduğunu söyleyerek gençlere "Kitabı elinizden bırakmayın, teknolojiye esir olmayın” mesajı verdi. Teknolojiye karşı olmadığını fakat teknolojinin de insan beynini esir almasını kabul etmediğini ifade eden Şahin, Torul ilçesine bağlı Dedeli köyünün Merkez mahallesinde yaşıyor. Ömrü gurbette çalışarak geçen ve demirci ustası olan Şahin, ilkokul öğretmeni Hayri Kaplan’dan aldığı okuma alışkanlığını o gün bugün sürdürüyor. Köyünde mütevazi bir hayat süren ve gündüzleri yürüyüş yapıp akşamları mutlaka kitap okuyan Şahin, ilkokul mezunu olduğunu ifade etti. “Okuma aşkını ilkokul öğretmenim verdi” Kitaplığındaki yüzlerce kitabın bazılarının hediye bazılarının da misafirliğe gittiği evlerden aldığını gülerek anlatan Şahin, “Okuma alışkanlığımızı ilkokul öğretmenimiz verdi. 1960’da okula gittim. Kalecik İlkokuluna. Hayri Kaplan öğretmenimizdi. Okuma aşkını bize o verdi. Büyük oranda etki onundur. Ondan sonra şehirlere yolumuz düşünce de çeşitli yayınlarla da tanışmış olduk. Gördüğüm eksikliklerin altını bazılarını çizerim ama kitap çizmeyi biraz kendime uygun görmem. Karalamış, yaralamış, berelenmiş olmaz kitap. Fakat bazı okuyanların eline geçtiğin de dikkatli okusun diye oraya bir mim koyuyoruz” dedi. “Şimdi kimse okumuyor, herkes telefon denilen bir aletle akşamı ediyor” Kitap okumayı akşam saatlerinde sürdürdüğünü belirten Şahin, “Akşamları geldiğimde 25-30 sayfa karıştırırım. Bir kitabı 3-4 kere okuduğum da olur. Çünkü kitap satın alma gücüm zayıf benim. Bunların birçoğunu bana hediye ettiler. Birçoğunu çaldım. Gittiğim evlerden aşırdım. Daha fazlasını da öğrencilere dağıttım. Şimdi daha kimse okumuyor. Herkes telefon denilen bir aletle akşamı ediyor. Elde kitap bulundurmak, gazete bulundurmak ayrı bir heves, ayrı bir kültür. Sonuçta bakıyorsun önünde bir şey var. O koku da güzeldir, mazot gibi kokar. İyidir, kitap kokusu” diye konuştu. Yeni nesle tavsiyeden ziyade fikrini ileten Şahin, “Ellerine kalıcı bir şey alsınlar. Telefonmuş, şuymuş, buymuş. Bunlar kopyacılıktır sonuçta. Bir şey soruyorsun, hemen onu cebinden çıkarıyorsun. Bunu kitaptan oku, kendi kasetine kayıt yap, bana o kasetten oku. Telefondan okumanın faydası olmaz sonuçta. Teknolojiye karşı değilim ama teknolojinin insan beynini esir almasını da kabul etmem. Okuduğum kitap sayısı ile ilgili bir rakam vermek pek uygun bir davranış değildir ama yani yüzlerce diyebilirim. 1965’ten beri bu işin içindeyim” ifadelerini kullandı.
Dedeli Köyü’nün okuyan çınarı İlhan Şahin
08 Eylül 2024 Pazar - 09:24 Dedeli Köyü’nün okuyan çınarı İlhan Şahin Hayatının büyük bölümünü gurbette geçiren ve şimdi memleketi Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı Dedeli köyünde mütevazi bir yaşam süren 71 yaşındaki İlhan Şahin, yıllardır sürdürdüğü okuma alışkanlığıyla dikkat çekiyor. Kitaplarla olan bağı ilkokul yıllarına dayanan Şahin, her gün en az 25-30 sayfa kitap okuduğunu söyleyerek gençlere "Kitabı elinizden bırakmayın, teknolojiye esir olmayın” mesajı verdi. Teknolojiye karşı olmadığını fakat teknolojinin de insan beynini esir almasını kabul etmediğini ifade eden Şahin, Torul ilçesine bağlı Dedeli köyünün Merkez mahallesinde yaşıyor. Ömrü gurbette çalışarak geçen ve demirci ustası olan Şahin, ilkokul öğretmeni Hayri Kaplan’dan aldığı okuma alışkanlığını o gün bugün sürdürüyor. Köyünde mütevazi bir hayat süren ve gündüzleri yürüyüş yapıp akşamları mutlaka kitap okuyan Şahin, ilkokul mezunu olduğunu ifade etti. “Okuma aşkını ilkokul öğretmenim verdi” Kitaplığındaki yüzlerce kitabın bazılarının hediye bazılarının da misafirliğe gittiği evlerden aldığını gülerek anlatan Şahin, “Okuma alışkanlığımızı ilkokul öğretmenimiz verdi. 1960’da okula gittim. Kalecik İlkokuluna. Hayri Kaplan öğretmenimizdi. Okuma aşkını bize o verdi. Büyük oranda etki onundur. Ondan sonra şehirlere yolumuz düşünce de çeşitli yayınlarla da tanışmış olduk. Gördüğüm eksikliklerin altını bazılarını çizerim ama kitap çizmeyi biraz kendime uygun görmem. Karalamış, yaralamış, berelenmiş olmaz kitap. Fakat bazı okuyanların eline geçtiğin de dikkatli okusun diye oraya bir mim koyuyoruz” dedi. “Şimdi kimse okumuyor, herkes telefon denilen bir aletle akşamı ediyor” Kitap okumayı akşam saatlerinde sürdürdüğünü belirten Şahin, “Akşamları geldiğimde 25-30 sayfa karıştırırım. Bir kitabı 3-4 kere okuduğum da olur. Çünkü kitap satın alma gücüm zayıf benim. Bunların birçoğunu bana hediye ettiler. Birçoğunu çaldım. Gittiğim evlerden aşırdım. Daha fazlasını da öğrencilere dağıttım. Şimdi daha kimse okumuyor. Herkes telefon denilen bir aletle akşamı ediyor. Elde kitap bulundurmak, gazete bulundurmak ayrı bir heves, ayrı bir kültür. Sonuçta bakıyorsun önünde bir şey var. O koku da güzeldir, mazot gibi kokar. İyidir, kitap kokusu” diye konuştu. “Teknolojiye karşı değilim ama teknolojinin insan beynini esir almasını da kabul etmem” Yeni nesle tavsiyeden ziyade fikrini ileten Şahin, “Ellerine kalıcı bir şey alsınlar. Telefonmuş, şuymuş, buymuş. Bunlar kopyacılıktır sonuçta. Bir şey soruyorsun, hemen onu cebinden çıkarıyorsun. Bunu kitaptan oku, kendi kasetine kayıt yap, bana o kasetten oku. Telefondan okumanın faydası olmaz sonuçta. Teknolojiye karşı değilim ama teknolojinin insan beynini esir almasını da kabul etmem. Okuduğum kitap sayısı ile ilgili bir rakam vermek pek uygun bir davranış değildir ama yani yüzlerce diyebilirim. 1965’ten beri bu işin içindeyim” ifadelerini kullandı. (RE-ÖS-Y)
Kalp krizi geçiren genç antrenörün ani ölümü sevenlerini yasa boğdu
06 Eylül 2024 Cuma - 15:04 Kalp krizi geçiren genç antrenörün ani ölümü sevenlerini yasa boğdu Gümüşhaneli 30 yaşındaki badminton antrenörü Hasan Hüseyin Boşnak, genç yaşta kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. İnsanları spora teşvik ve sağlıklı bir yaşama yönlendirmek için birçok çalışmaya imza atan genç antrenörün ani ölümü sevenlerini yasa boğdu. Kayseri’de düzenlenen Türkiye Badminton Şampiyonası’na sporcularıyla birlikte katıldıktan sonra gece yarısı Gümüşhane’ye dönen Gümüşhane Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nde görevli badminton antrenörü Hasan Hüseyin Boşnak, gece saatlerinde Torul ilçesinde ailesiyle birlikte yaşadığı eve gitti. Öğle saatlerine kadar odasından çıkmayan Boşnak’ı kontrol etmek için odasına giden aile bireyleri, genç antrenörün cansız bedeniyle karşılaştı. İhbar üzerine olay yerine gelen 112 Acil Servis ekipleri yaptıkları ilk incelemede ölüm sebebinin kalp krizi olduğunu belirledi. Boşnak’ın cansız bedeni Cumhuriyet Savcısı’nın incelemesinin ardından kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu’na gönderilirken, cenazesi yarın Torul ilçesinde son yolculuğuna uğurlanacak. Son röportajında herkesi spor yapmaya davet etmişti Öte yandan Gümüşhane’de insanları spora ve sağlıklı bir yaşama teşvik için birçok çalışma yapan gerçekleştiren Hasan Hüseyin Boşnak, yine spora teşvik için gerçekleştirilen bir projede verdiği son röportajda, “Herkesi spora davet ediyorum. Herkes spor yapmalı, biz buna en temelden başlamalıyız. Hastalıklara önlem olarak kesinlikle spor yapmalıyız. Bütün insanları hareketli olmaya ve spor yapmaya davet ediyoruz” ifadelerini kullanmıştı. Sosyal medya üzerinden yaptığı son paylaşımda yine çok sevdiği sporcularından bir tanesiyle fotoğraf paylaşan Boşnak’ın ölümü spor camiasını yasa boğdu.
Annesine verdiği sözü tuttu, bilek güreşinde dünya şampiyonu oldu
04 Eylül 2024 Çarşamba - 19:05 Annesine verdiği sözü tuttu, bilek güreşinde dünya şampiyonu oldu Moldova’da düzenlenen Dünya Bilek Güreşi Şampiyonası’nda 65 kilogram kategorisinde yarışan ve 2019 yılında kaybettiği annesine verdiği sözü tutarak dünya şampiyonu olan Gümüşhaneli Rabia Kayahan memleketi Torul’da coşkuyla karşılandı. 15-25 Ağustos tarihleri arasında Moldova’nın Kişinev kentinde düzenlenen Dünya Bilek Güreşi Şampiyonası’nda 65 kilogram kategorisinde sol kol kategorisinde dünya şampiyonu olan 25 yaşındaki Rabia Kayahan memleketi Torul’da coşkuyla karşılandı. İlk olarak 2019 yılında vefat eden annesinin kabrini ziyaret eden Rabia Kayahan daha sonra konvoy eşliğinde ilçeye girdi. Torul Belediyesi tarafından pazar alanında kendisi için özel hazırlanan karşılama törenine katılan Kayahan burada duygusal anlar yaşadı. hemşehrilerinin tebriklerini ve hediyelerini kabul eden Rabia Kayahan, 2019 yılında kaybettiği annesine verdiği sözü tutmanın gururunu yaşadığını söyledi. Küçük yaşlarda babasının yanında çalışmaya başladığını ve sebze kasalarını kaldıra kaldıra kendini geliştirerek bu seviyelere geldiğini ifade eden Rabia Kayahan ise o günlerden geriye kalan minibüslerinin önünde madalyasıyla birlikte poz verdi. “Babam her türlü zorluğun üstesinden gelerek beni turnuvaya gönderdi” Babasının hem maddi hem de manevi olarak kendisine çok destek olduğunu ve onun yüzünü kara çıkarmadığı için mutluluk duyduğunu dile getiren Rabia Kayahan (25), “Amatör olarak sporla ilgileniyordum zaten, babamla hep köylere gidip meyve ve sebze kasaları taşıyordum zaten. Kasa indire kaldıra, bende bir güç vardı zaten bunu neden değerlendirmeyeyim dedim. Üniversiteye hazırlanırken BESYO okuma kararı aldım. Babam İlahiyat okumamı istemişti ama ben sporu sevdiğim için BESYO okumak istedim ve babam bu kararıma saygı duydu. Daha sonra yolumuz Davut Altuntaş hoca ile kesişti ve bilek güreşi ile böyle tanıştım. 8 senedir emek veriyorum ve ben 2024 yılında Moldova’da düzenlenen turnuvaya kredi çekerek gitmek zorunda kaldım. Maddi olarak çok sıkıntılı bir dönemdeydik ama babam her türlü zorluğun üstesinden gelerek beni turnuvaya gönderdi. Davut hocam da bu turnuvaya mutlaka gitmeliyiz bu sefer çok farklı olacak dedi. Babam her türlü yanındayım ve bunu karşılayacağım dedi. Kredi çekerek gittim ve dünya şampiyonu oldum. Annem yaklaşık vermiş olduğum bir söz vardı, annemi 2019 yılında kaybettim. Annemi kaybettikten 15 gün sonra yine bir dünya şampiyonasına gittim orada dünya 2’ncisi oldum. O gün benim için dönüm noktası oldu. Sonraki süreçte çok zorluklar çektim. Döktüğüm alın terinin karşılığını ben 2024 yılında aldım. Anneme vermiş odluğum sözü tuttum, onun yanından geliyorum buraya. Her şeyin başladığı yer burası, bitmeyeceği yer de burası. Nereden geldim diyorsanız bu pikapta çalışarak buralara geldim. Hayatınızda size ışık tutabilecek insanlarla yolunuza devam edin, ışığınızı söndürecek insanlarla değil” dedi. “Yanımda çalışırken sebze kasalarını kaldıra kaldıra kaslarını geliştirdi, şampiyon oldu” Erkek çocuğu olmadığını ve bu nedenle kızı Rabia ile birlikte işlerine devam ettiğini dile getiren Bekir Kayahan, “Kendisi İmam Hatip Lisesi’nde okurken spora ilgiliydi zaten. Spora başlamak istediğini söyledi biz de nereden ve nasıl başlar diye düşünürken Davut Altuntaş hocasıyla görüştük. Yaşını ve kilosunu sordu ve tam benim istediğim sporcu ve ben onu kısa sürede milli yaparım dedi. Ben ticaretle uğraşırken kızım hem yanımdaydı erkek çocuğum yoktu. O yanımda sebze kasalarını kaldıra kaldıra kaslarını güçlendirdi. Hem kız hem erkek çocuğum oldu, ticareti öğrendi araba sürmeyi öğrendi. Çok büyük bir gurur yaşadık ve inşallah bundan sonra da yaşamaya devam edeceğiz. Bu gurur anlatılamayacak kadar derin bir duygu. Kızımı çok tebrik ediyorum, alnından öpüyorum” diye konuştu. Karşılama programına katılan AK Parti Gümüşhane Milletvekili Av. Celalettin Köse de, “Rabia hem ülkemize, hem Gümüşhane’mize hem de Torul’umuza çok büyük bir gurur yaşattı, Türk gencinin gücünü göstererek dünya şampiyonu oldu. Kendisini gönülden tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı.
Gümüşhane dağlarında kışın habercisi "vargit" çiçekleri açtı
03 Eylül 2024 Salı - 11:56 Gümüşhane dağlarında kışın habercisi "vargit" çiçekleri açtı Gümüşhane’nin 2 bin metreden yüksek dağ ve yaylalarında kış mevsiminin habercisi olan “vargit” çiçekleri açmaya başladı. Beyaz ve mor renkleriyle Doğu Karadeniz yaylalarına ayrı bir güzellik katan ve yörede kışın habercisi olarak bilinen vargit çiçekleri, Gümüşhane yaylalarında da kendini göstermeye başladı. Yüksek kesimlerde kış mevsiminin habercisi olan ve yayla sakinlerine göç etme zamanının geldiğini haber veren çiçekler laleye benzeyen yapısıyla biliniyor. Doğu Karadeniz’in yüksek kesimlerine mevsimin ilk kar yağışının düşmesi ve hava sıcaklıklarının düşmesinin ardından sonbahar günlerinde yaylalara yeniden canlılık getiren vargit çiçekleri Ekim ayının ilk haftalarına kadar açarak kış gelmeden son defa yaylaları süslüyor. Türkiye’de yoğun olarak Gümüşhane, Trabzon, Giresun ve Artvin yaylalarında görülen, yöre halkı arasında "vargit çiçeği", "varget gülü", “dön geri”, “güz gülü” ve "güz çiğdemi" gibi çeşitli adlarla bilinen çiçekler her yıl sonbahar mevsiminde kendini göstererek yaylalardan göç etme zamanının geldiğini doğal yollarla haber veriyor. Vargit çiçekleri açınca yaylacılara “Havalar soğuyor, kış geliyor artık geri dön” uyarısında bulunuyor. Sıcak geçen yaz mevsiminin ardından sararıp bozaran dağlara inat filizlenerek yılda bir kez açan vargit çiçeklerinin ardından yayla göçleri de başlayacak. Yaylalarda hayvancılık yaparak geçimini sağlayan çoğu kişinin dönüşü için de işaret olarak kabul gören Vargit çiçekleri, Torul ilçesi sınırlarındaki Artabel Gölleri Tabiat Parkında güzel manzaralar oluşturdu. Fotoğraf sanatçısı Metin Aydın, yıl boyunca birçok defa gittiği Artabel Gölleri Tabiat Parkında rengarenk çiçeklerin yerini vargit çiçeklerine bıraktığını belirterek, adeta öbek öbek tarla oluşturan çiçeklerin Artabel coğrafyasına ayrı bir güzellik kattığını söyledi.
Emekli öğretmen diktiği 4 bin fidanla köyünü yeşillendirdi
01 Eylül 2024 Pazar - 09:18 Emekli öğretmen diktiği 4 bin fidanla köyünü yeşillendirdi Gümüşhane’de yaşayan ve kendisini fidan dikmeye adayan emekli öğretmen Selahattin Bulut köyüne 4 bin fidan dikerek çıplak dağları yemyeşil hale getirdi. Gümüşhane’nin merkeze bağlı Yayladere Köyü sakini emekli öğretmen Selahattin Bulut (76) hayatını fidan dikmeye adadı. 1978’li yıllardan bu yana her sene fidan diktiğini ve son yıllarda daha da yoğunlaştırdığını aktaran Bulut 4 bini aşkın fidan dikti. Fidanları sulamak için sırtına yüklediği suları her gün kilometrelerce taşıyan Bulut, bütün zorlukların üstesinden geldiğini söyledi. Köy halkının azmini büyük bir takdirle karşıladığı Bulut, ömrünün sonuna kadar dünyayı yeşillendirmek için mücadele edeceğini söyledi. “Elinden gelen fidan diksin, çevresine ışık saçsın” Genellikle sarıçam fidanları diktiğini aktaran Emekli öğretmen Selahattin Bulut (76), “78’li yıllardan bu yana her yıl elimden geldikçe ağaç dikmeye özen gösteriyorum. 4 binin üzerinde ağaç diktim. Meyve ve sarıçam ağaçları diktim şu anda çevremdeki herkes bu ağaçlardan faydalanıyorlar. Şu fidanı ekeyim de çevrem yeşil olsun, güzel olsun diyerek dikiyorum, görenler de Allah razı olsun desin. Bu amaçla hizmet ediyoruz. Her on günde bir omuzumda omuzlukla su taşıyarak, fidan diktiğim bölgelere de bidonlar yerleştirdim onları da doldurup fidanları on günde bir suluyordum. Biraz zor oluyor ama amacım o fidanları büyütmek olduğu için o zorluğu hissetmiyorum. Mevcut fidanlarımızı koruyalım, çevremizi yeşil tutalım. Yeşillikler güzelliktir. Elinden gelen fidan diksin, çevresine ışık saçsın” dedi. “Köyde iz bırakacak işler yaptı” Selahattin Bulut’un ektiği fidanları sulamak için çok çaba sarf ettiğini belirten Yusuf Erdem (73), “Köyde gerçekten iz bırakacak faaliyetlerde bulundu. 10-15 senedir de kendini ağaç dikme işine adadı. Boş bulduğu arazilere çam fidanları dikti. Onları sırtında su taşıyarak suladı. Güzel bir faaliyet inşallah ileride daha da çoğalacaklar” diye konuştu. “Gençler için güzel bir gelecek bıraktı” Bulut’un köyün gençlerine de örnek olduğunu aktaran Muhammet Ali Aydın (32), “Selahattin hocamız köyümüzün önde gelen büyüklerinden. Bu köye ve çevresine yeşillendirmek adına ağaçlar ve fidanlar dikti, büyük çaba sarf etti. Su taşıdı onların bakımını yaptı. Gençler için güzel bir gelecek bıraktı. Bunun haricinde gençlere de güzel bir örnek oldu kendisine sonsuz teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Emekli öğretmen diktiği 4 bin fidanla köyünü yeşillendirdi
01 Eylül 2024 Pazar - 09:12 Emekli öğretmen diktiği 4 bin fidanla köyünü yeşillendirdi Gümüşhane’de yaşayan ve kendisini fidan dikmeye adayan emekli öğretmen Selahattin Bulut köyüne 4 bin fidan dikerek çıplak dağları yemyeşil hale getirdi. Gümüşhane’nin merkeze bağlı Yayladere Köyü sakini emekli öğretmen Selahattin Bulut (76) hayatını fidan dikmeye adadı. 1978’li yıllardan bu yana her sene fidan diktiğini ve son yıllarda daha da yoğunlaştırdığını aktaran Bulut 4 bini aşkın fidan dikti. Fidanları sulamak için sırtına yüklediği suları her gün kilometrelerce taşıyan Bulut, bütün zorlukların üstesinden geldiğini söyledi. Köy halkının azmini büyük bir takdirle karşıladığı Bulut, ömrünün sonuna kadar dünyayı yeşillendirmek için mücadele edeceğini söyledi. “Elinden gelen fidan diksin, çevresine ışık saçsın” Genellikle sarıçam fidanları diktiğini aktaran Emekli öğretmen Selahattin Bulut (76), “78’li yıllardan bu yana her yıl elimden geldikçe ağaç dikmeye özen gösteriyorum. 4 binin üzerinde ağaç diktim. Meyve ve sarıçam ağaçları diktim şu anda çevremdeki herkes bu ağaçlardan faydalanıyorlar. Şu fidanı ekeyim de çevrem yeşil olsun, güzel olsun diyerek dikiyorum, görenler de Allah razı olsun desin. Bu amaçla hizmet ediyoruz. Her on günde bir omuzumda omuzlukla su taşıyarak, fidan diktiğim bölgelere de bidonlar yerleştirdim onları da doldurup fidanları on günde bir suluyordum. Biraz zor oluyor ama amacım o fidanları büyütmek olduğu için o zorluğu hissetmiyorum. Mevcut fidanlarımızı koruyalım, çevremizi yeşil tutalım. Yeşillikler güzelliktir. Elinden gelen fidan diksin, çevresine ışık saçsın” dedi. “Köyde iz bırakacak işler yaptı” Selahattin Bulut’un ektiği fidanları sulamak için çok çaba sarf ettiğini belirten Yusuf Erdem (73), “Köyde gerçekten iz bırakacak faaliyetlerde bulundu. 10-15 senedir de kendini ağaç dikme işine adadı. Boş bulduğu arazilere çam fidanları dikti. Onları sırtında su taşıyarak suladı. Güzel bir faaliyet inşallah ileride daha da çoğalacaklar” diye konuştu. “Gençler için güzel bir gelecek bıraktı” Bulut’un köyün gençlerine de örnek olduğunu aktaran Muhammet Ali Aydın (32), “Selahattin hocamız köyümüzün önde gelen büyüklerinden. Bu köye ve çevresine yeşillendirmek adına ağaçlar ve fidanlar dikti, büyük çaba sarf etti. Su taşıdı onların bakımını yaptı. Gençler için güzel bir gelecek bıraktı. Bunun haricinde gençlere de güzel bir örnek oldu kendisine sonsuz teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı. (UA-RE-ÖS-Y)
Gümüşhane’de Zafer Bayramı’na özel uçurtma şenliği düzenlendi
30 Ağustos 2024 Cuma - 17:51 Gümüşhane’de Zafer Bayramı’na özel uçurtma şenliği düzenlendi Gümüşhane’de Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kazanılan Büyük Zafer’in 102’nci yıldönümünde çocuklara yönelik Zigana Dağında uçurtma şenliği düzenlendi. Çocukların 30 Ağustos’u bir bayram şeklinde kutlamaları için Gümüşhane Valiliği’nin himayelerinde İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve Belediye Başkanlığı tarafından desteklenen şenlikte yaklaşık 200 çocuk aileleriyle birlikte uçurtma uçurttu. Geleneksel hale getirilmesi planlanan programda resmi törenin ardından Belediye Otobüsleri ve minibüslerle Zigana dağına gelen çocuklara yemek ikram edildi. Zigana Dağında bulunan Gümüşkayak Kayak Merkezinde yapılması planlanan fakat sis nedeniyle Limni Gölü Tabiat Parkı üzerindeki şenlik alanında gerçekleştirilen programa Vali Alper Tanrısever, Belediye Başkanı Vedat Soner Başer, Torul Kaymakamı Muhammet Kılıçaslan, Vali Yardımcıları Dr. Serhat Doğan, Muhammed Deniz Kılınçaslan, İl Garnizon Komutan Vekili Albay Recai Öztürk, İl Emniyet Müdürü İsmail Karasakal, İl Jandarma Komutanı Albay Serhat Demir, İl Milli Eğitim Müdürü Şener Doğan, Torul Milli Eğitim Müdürü Eyyüp Zengin, kurum yöneticileri, okul müdürleri, öğretmenler ve veliler katıldı. Çocukların ay-yıldızlı uçurtmaları rüzgarın da desteğiyle uzun süre uçurduğu, birbirinden renkli görüntülerin yer aldığı etkinlikte veliler de çocuklarıyla birlikte uçurtma uçurmayı ihmal etmedi. Etkinlikte gazetecilere açıklamalarda bulunan Vali Alper Tanrısever, “Zafer Bayramının 102.yıldönümünde resmi törenlerimizi yaptıktan sonra istedik ki çocuklarımız 30 Ağustos’u bir bayram şeklinde kutlasınlar ve doğaya açılsınlar istedik. Bu sebeple uçurtma şenliği düzenlemeye karar verdik. İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz, Belediye Başkanlığımız, Valiliğimizin koordinesinde böyle bir şenlik düzenledik. Gördüğümüz kadarıyla çocuklarımız da çok mutlu. Aileler ilk başta gelmekten çekiniyordu ama çocuklardan daha fazla onlar uçurtma uçurmaya başladılar. Bu durum bizi de çok mutlu etti. İnşallah önümüzdeki yıllarda Gümüşhane’de 30 Ağustos’ta bayram törenlerinin hemen sonrasında uçurtma şenliklerimiz devam edecek” ifadelerini kullandı.