Yerel Haberler
Gümüşhane
20 Aralık 2025 Cumartesi - 09:46 Gümüşhane’de Endonezya rüzgârı esti Gümüşhane Üniversitesi’nde öğrenim gören Endonezyalı öğrenciler, ülkelerinin kültürünü tanıtmak amacıyla ’Endonezya Festivali’ düzenledi. Gümüşhane Üniversitesi Dr. Mustafa Çalık Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlen etkinlikte Endonezyalı öğrenciler yöresel kıyafetleriyle birlikte, ülkelerine özgü geleneksel dansları, Batik sanatı ile Ebru sanatı ve yöresel yemekleri katılımcıların beğenisine sundu. Özellikle sergilenen dans gösterileri izleyicilerden büyük ilgi görürken, programa katılan protokol üyeleri ve vatandaşlar etkinliği ilgiyle takip etti. Kültürel etkileşimin ön plana çıktığı programda katılımcılar Endonezya kültürünü yakından tanıma fırsatı buldu. "Uluslararası öğrenciler sayesinde farklı dünyalarla tanışıyoruz" Dünyadaki insanların kültür noktasında birbirilerini tanımanın en önemli yolunun eğitim olduğunu vurgulayan Gümüşhane Valisi Aydın Baruş, "Bugün Türkiye dünyanın dört bir tarafından gelen yüzbinlerce uluslararası öğrenci sayesinde artık farklı dünyalarla tanışıyor. Gümüşhane Üniversitesi’nin çatısı altında 70’in üzerinde ülkeden gelen kardeşlerimiz olmasa Gümüşhaneli bir insanın bir Endonezyalı ile tanışma ihtimali yüzde kaçtı. Gümüşhane Üniversitesi çatısı bu imkânı bize sağladı ki dünyanın Türkiye’den belki de 10 binlerce kilometre uzağında olan ülkelerden kardeşlerimizin yaşam kültürü, anlayışları ve hayatı nasıl kavradıklarını bugün öğrenebiliyoruz ki öğrendikçe de hepsini çok seviyoruz" dedi. Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Oktay Yıldız da, "Bizim Endonezya’yla aramızda çok kadim bir kültürel bağ var. Özellikle Kanuni zamanında Endonezyalı dindaşlarımız Kanuni Sultan Süleyman’dan bir yardım talebinde bulunmuş ve o günkü şartlarda giden kadırgalarla o ülkeyle aramızda bir bağ kurulmuştur. Her ne kadar bugün modern dünyanın haritalarında iki ayrı coğrafya oldukça mesafeler göstermiş olsa bile kültürel olarak oldukça yakın bir coğrafyadan, oldukça yakın iki insan grubundan bahsediyoruz" ifadelerini kullandı. Gümüşhane Üniversitesi’nde eğitim gören Endonezyalı Muhammed Refaldy ise, "Bu etkinliği Gümüşhane’de Endonezya’daki kültürünü tanıtmak için yaptık. Türkiye ile bizim kültürümüz arasında bağlantı da var bence, bizde Batik ve Ebru sanatı kültürü var. Batik kültüründe sadece kumaşlar farklı. Bence Türkiye ve Endonezya arasında eskiden beri bir bağ var" diye konuştu. "Kültürümüzü tanıtabildiğimiz için çok mutluyuz" Ülkelerini tanıtmaktan duydukları memnuniyeti dile getiren Aqilah Şurahman 26, "Biz ülkemizi herkese tanıtmak istiyoruz. Çok mutluyuz, biz aslında az kişinin katılacağını düşünüyorduk ama Maşallah insanlar çok fazla ilgi gösterdi. Bu yüzden çok mutluyuz kültürümüzü tanıtabildik" ifadelerini kullandı. Gümüşhane Üniversitesi öğrencisi Cansu Güldoğan da "İnsanlar burada Endonezya kültürünü tanıma fırsatı buldu. Dans gösterileri çok hoşuma gitti ve Türkçe konuşmaları, bizim kültürümüzü de tanımaya çalışmaları da ayrıca hoşuma gitti" dedi. "Bayburt’ta çok Endonezyalı yok, buraya vatandaşlarımı görmeye geldim" Bayburt’a gelin olarak giden ve Bayburt’ta kendisi ve bebeği dışında çok az Endonezyalı olduğunu ifade eden Delyma Okur, "Burada olduğum için çok mutluyum çünkü Bayburt’ta sadece ben ve bebeğim var. Diğer Endonezyalı vatandaşlarım ile buluşmak için buraya geldim. Onlarla kendi dilimizde konuştum kendi dilimi konuşmayı özlemişim. Endonezya yemeklerini de tekrar tatmak çok güzel oldu. Burada gerçekten evimde hissettim" diye konuştu. Gümüşhane Üniversitesi Uluslararası Öğrenci Koordinatörü Doç. Dr. İsmail Çalık ise, "Öğrencilerimiz bu festival için çok büyük emek sarf ettiler. Kendi yörelerindeki kıyafetleri, oyunları bizlere izlettirdiler. Bizim temel görevimiz Gümüşhane’ye gelen öğrencilerimizin uyum süreçlerini daha da kolaylaştırmak, onlara destek olmak. Gümüşhane’deki tüm paydaşlarla bir araya gelerek bu etkinliği düzenlemek için katkı sunduk" ifadelerini kullandı.
Gümüşhane genç nüfus ortalamasında Doğu Karadeniz illerini geride bıraktı
18 Mayıs 2024 Cumartesi - 09:24 Gümüşhane genç nüfus ortalamasında Doğu Karadeniz illerini geride bıraktı Doğu Karadeniz Bölgesi’nde genç nüfusu 2023 yılında Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ne (ADNKS) göre Türkiye ortalamasının üzerinde olan tek il Gümüşhane oldu. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre 2023 yılında Türkiye’nin toplam nüfusu 85 milyon 372 bin 377 kişi olarak açıklanırken, 15-24 yaş grubundaki genç nüfus 12 milyon 872 bin 39 kişiden oluştu. Toplam nüfusun yüzde 15,1’ini oluşturan genç nüfusun yüzde 51,3’ü genç erkek nüfus, yüzde 48,7’si ise genç kadınlardan oluşurken Türkiye’nin toplam genç nüfusu yüzde 15,1 oldu. TÜİK’in 2023 verilerine göre Doğu Karadeniz’in en kalabalık ili olan Trabzon’da toplam nüfus 824 bin 352 olarak kayıtlara geçerken, bu rakamın 113 bin 931’i gençlerden oluştu. Genç nüfus nüfusun yüzde 13,8’ini oluşturduğu Trabzon’un 57 bin 780’i genç erkek, 56 bin 151’i ise genç kadın nüfusundan oluştu. Rize’de ise 2023 ADNKS sonuçlarına göre, ortalama olarak Trabzon’un gerisinde kaldı. 23 bin 678’i erkek, 23 bin 155’i kadın olmak üzere 350 bin 506 nüfusu olan Rize’nin genç nüfusu 46 bin 833 olarak belirlendi. Bu rakamlara güre Rize’de genç nüfus yüzde 13,4’te kaldı. 2023 yılında Artvin’de bulunan 172 bin 356’lık toplam nüfusun 22 bin 958’i gençlerden oluştu. 11 bin 166 erkek nüfusu olan Artvin’de genç kadın nüfusu erkek nüfusunu geçerek 11 bin 792 oldu. İstatistiklere göre Artvin’de nüfus rakamlarının yüzde 13,3’lük kısmı gençlerden oluştu. Giresun’da genç nüfus oranı geride kaldı Doğu Karadeniz Bölgesi illerinden Giresun’da ise genç nüfus yüzde olarak diğer Doğu Karadeniz illerden geride kaldı. Toplam nüfusu 461 bin 712 olan Giresun’un 29 bin 903’ü genç erkek, 29 bin 80’i ise genç kadınlardan oluştu. Toplamda 58 bin 983 genç nüfus belirlenen Giresun’un genç nüfusu kentin yüzde 12,8’ini oluşturdu. Gümüşhane Türkiye ortalamasının da üzerinde Toplam nüfusu 148 bin 539 olan Gümüşhane yüzde 18,3’lük genç nüfusu ile yüzde 15.1 olan Türkiye ortalamasının yüzde 3,2 puan üzerine çıktı. Toplam genç nüfusu 27 bin 210 olan Gümüşhane’de 12 bin 923 genç erkek yaşarken 14 bin 287 genç kadın yaşıyor.
Prof. Dr. Nafiz Maden: "Kutup ışıkları bundan sonra Türkiye’de daha sık görülebilir"
17 Mayıs 2024 Cuma - 09:35 Prof. Dr. Nafiz Maden: "Kutup ışıkları bundan sonra Türkiye’de daha sık görülebilir" Gümüşhane Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nafiz Maden, geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin birçok yerinden görünen kutup ışıklarının bundan sonra daha yoğun olarak görülebileceğini söyledi. Güneşte meydana gelen son yılların en güçlü patlamasının ardından birkaç gün boyunca hem dünyada hem de Türkiye’de görülen kutup ışıkları veya auroralar 2025 ve 2026 yıllarında daha çok görülecek. Osmanlı döneminde Fecr-i Şimal denilen bu olayla ilgili çalışmalarını sürdüren Gümüşhane Üniversitesi akademisyenlerinden Prof. Dr. Nafiz Maden, tarihten örneklerle kutup ışıklarının Türkiye’deki sürecini anlattı. Açıklamasında güneşin 11 yıllık döngüler halinde aktif ve pasif dönemlerinin olduğunu kaydeden Prof. Dr. Maden, 2013 yılındaki 24. döngüde gezi olaylarının yaşandığını, 2016 yılında da hain FETÖ darbe girişiminin yaşandığını hatırlatarak bu tür olayların olduğu dönemlerde iletken hatların zarar görmesinin yanında sosyoekonomik olayların yaşandığını da belirterek 2025 ve 2026 yıllarına dikkat çekti. “Bu çok güzel bir doğa olayı ve bir meteorolojik olay” Kuzey ışıklarının oluşumunu nalatan Maden "Kuzey ışıkları, güneşteki patlamalar sonucu uzaya yayılan elektrik yüklü parçacıkların yerin manyetosfer tabakasını çarpması ve durdurulması, daha sonra da atmosfere nüfuz etmesi sonucu elektrik yüklü parçacıkların atmosferdeki azot ve oksijen atomlarıyla çarpışması ve bu atomların enerjilerini yükseltmeleri, kararsız hale getirdikten sonra o azot ve oksijenin yine minimum enerji seviyelerine inebilmeleri için dışarıya yaydıkları bir ışın, bir renkli ışıktır. Aslında çok güzel bir doğa olayı, bir meteorolojik olay. Bu dünyamızın ne kadar mükemmel şekilde yaratıldığını, oluşturulduğunu, fiziki olarak halen hayatta olduğumuzu gösteriyor. Eğer bu ışıkları görebiliyorsak bu kutup ışıklarını görüyorsak biz hayattayız ve canlılık devam ediyor demektir” dedi. “1755’li yıllarda İstanbul’da görüldüğü zaman kıyamet alameti demişler” Türkiye’de görülen kutup ışıklarıyla ilgili hem Osmanlı hem de Cumhuriyet döneminden kayıtlar olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Maden, “Kutup ışıklarıyla ilgili bilim adamları bizim gibi orta enlemlerde nadir görülen bir olay olarak bahseder ama ben nadir tabirini kullanmayacağım. Daha seyrek, çok sık görülmeyen bir olay olarak tabir edeceğim. Böyle sık görülmeyen bir olayla ilgili olarak Osmanlı dönemindeki tarihi kayıtlar, vakalar oldukça fazla. Örneğin Gelibolu Mustafa Ali’nin ünlü eseri Künhü’l Ahbar’da dahi buna görebiliyoruz. Mesela bir diğer kayıt Tevari Ali Osman’da hatta Hakim Mehmet Efendi tarihinde dahi bununla ilgili birkaç tane kaynak kayıt vardır. Başka ilginç bir olay, Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri, İstanbul’a gittiği 1755’li yıllarda yine İstanbul’da bu aurora, o zamanki tabirle fecr-i şimali olayı görülmüş İstanbul’daki hocalar veya onu görenler bunun bir kıyamet alameti diye kaçışmışlar hatta kendi tabirleriyle cami direklerine tırmanmışlar. Ancak Erzurumlu İbrahim Hakkı ve arkadaşları bu güzel, muhteşem, meteorolojik olayı çok soğukkanlılıkla seyretmişlerdir. Dolayısıyla Osmanlı döneminde seyrek, çok fazla görünmeyen bu olayla ilgili olarak epey bir kayıt var” diye konuştu. “Fatih Sultan Mehmet Han’ın hem doğumunda hem de tahta çıkışında Fecr-i Şimal olmuş” Osmanlı dönemiyle ilgili büyük tarihçilerden Reşat Ekrem Koçu’nun Fatih Sultan Mehmet isimli eserindeki ifadeleri paylaşan Maden, “Bu eserin giriş kısmında şöyle diyor. 1431 yılının yazında evvela güneş tutuldu ve en azametli hali korku ve dehşet içinde İstanbul’da seyredildi. Ortalık öyle zifiri karanlık oldu ki gün ortasında gökyüzünde yıldızlar göründü. Bundan bir ay kadar önce 3 gece arka arkaya yine fecri şimali olayı yani gökyüzünde Aurora, kutup ışığı olayı gözlemlemiştir. Recep Ekrem Koçu bunu muhtemelen Kritovulus tarihinden almıştır. Ama Fatih Sultan Mehmet gibi büyük bir padişahın doğumuyla ilgili olarak yazdığı o dönem için böyle bir olayın görüldüğü rivayet ediliyor. Hem doğumunda hem tahta çıkışında daha sonra 1466 yılında dahi böyle bir fecri şimali olayının vuku bulduğuna yönelik kaydımız var; Reşat Ekrem Koç’un bize aktardığı. Yine Fethin 26. gecesinde Türkler büyük atağa geçtiği zaman fetihle ilgili olarak mum donanması yapıyorlar. Ellerinde ne var ne yok yakıyorlar. Bizanslılar bunu gördüğünde Türklerin çadırlarında sanki yangın olmuş diye sevinirken Türklerin neşe içerisinde eğlendiklerini görüyorlar ve büyük bir psikolojik yıkıma uğruyorlar. Yine Nestor tarihinden görüyoruz ki bu mum donanmasının ışıkları Ayasofya’nın camlarına vuruyor, oradan yansıyor ve bunu da Nestor İskender yani Türkiye’de Osmanlı ordusundaki bir yeniçerinin eserinden anlıyoruz ki bunu da bir fecr-i şimali olayına benzetiyor. Ve hatta o dönemdeki Bizans’ın yıkımını, psikolojik yıkımını ortaya koyuyor. Bu ışığı Tanrı’nın İstanbul’u korumaktan artık vazgeçtiğine dair yorum da yapıyor. Böyle de bir kayıt var elimizde” şeklinde konuştu. “Cumhuriyet dönemindeki en eski gazete kaydında kutup ışıklarının Gümüşhane’de görüldüğü yazar” Cumhuriyet dönemine gelindiğinde ilk kaydın yerel basına 1938 yılında yansıdığını, Avrupa’da görülmesinin yanında Türkiye’deki tek gazete haberinin de yerel basında Gümüşhane’nin Kelkit ilçesinde görüldüğüne dair olduğunu kaydeden Maden, şunları söyledi: “Erzurum merkezli Doğu gazetesinin Mart tarihli bir sayısında Kelkit’in Alansa köyünde fecr-i şimali olayının görüldüğü, aurora kutup ışığı olayının görüldüğüne yönelik kaydımız var. Bununla ilgili elimizde gazete haberimiz var. 1940 yılında yine görülmüş. Yine Gümüşhane’de görülmüş, Tokat’ta görülmüş, Şebinkarahisar’da görülmüş ülkemizin değişik yerlerinde görülmüş. 1950 yılında görülen Fecr-i Şimali olayıyla ilgili olarak o zaman Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Kandili Rasathanesi’nin raporu var. Elimizde onun raporu var. Kandili Rasathanesi’nin müdür yardımcısı Osman Necip Sipahioğlu ve Muhammed Dizer’in 20 Şubat 1950’deki Büyük Magnetik Fırtına ve Fecr-i Şimali ile ilgili yazdığı Türkçe özeti olan Fransızca bir rapor yayınlamış. Bu kayıt elimizde mevcut. O zamanki Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Kandili Rasathanesi. Bu rapora göre şunu görüyoruz. Ülkemizin değişik yerlerinde bu 1940 yılındaki, 1950 yılındaki Fecr-i Şimali olayı birçok yerde görülmüş. Bunlardan bazılarını sizlere saymak istiyorum. Örneğin İstanbul’da, Erzurum’da, İnegöl, Dursunbey, Devrek ve Kastamonu gibi değişik yerlerde görülmüş. Daha sonraki gazete haberlerinde yine bu olayın Gümüşhane gibi Elazığ, Tokat gibi illerimizde de görüldüğünü biliyoruz. Daha sonra 23 Ocak 1957 tarihinde yine ülkemizde fecri-i şimali olayı görülmüş.” 2023 yılı Kasım ayında da Fecr-i Şimali olayının Türkiye’de Tekirdağ’dan Kars’a kadar birçok yerde görüldüğünü, geçen hafta da Karadeniz şehirlerinde ve kıyılarında görüldüğünü hatırlatan Maden, “Dolayısıyla hem Osmanlı hem de Türkiye Cumhuriyeti döneminde ülkemizde ve Avrupa’nın birçok yerinde, kutup ışığı, kuzey ışığı, aurora kayıtları mevcuttur. Bunlar çok sık görülmese de ülkemizde de görülmektedir” dedi. “Güneşin 11 yıllık aktif döneminin zirve noktası 2025 yılı olacak” Kutup ışığı görülmesinin sebebini anlatan Maden, “Güneş 11 yıllık dönemler halinde suskunluk ve aktif döneme geçiyorlar. Şu anda biz güneşin 11 yıllık aktif dönemi içerisindeyiz. Bunun zirve noktası 2025 yılı. Dolayısıyla 2025 yılı zirve olduğu için 2023 yılından 2027 yılına kadar ülkemizde değişik tarihlerde aurora yani kutup ışığı görme oranımız, ihtimalimiz Avrupa ülkelerinde de olacağı gibi artacaktır. Bunun görülme sebebi şu andaki 25. Güneş’in cycle (döngü) dönemi, aktif en yüksek dönemi 2025 yılı. Dolayısıyla daha fazla aurora göreceğimizi ben önümüzdeki yılda da tahmin ediyorum” ifadelerini kullandı. “2025-2026 yıllarında sosyoekonomik olaylara devletimizin dikkat etmesi gerekiyor” Kutup ışıkların bir zararı olmadığını fakat güneşten gelen elektrik yüklü parçacıkların atmosfere girmesi neticesinde elektrik yüklü olduğu için bir manyetik alan oluşturduklarına değinen Prof. Dr. Maden, “Elektrik iletkenliğini artırıyorlar. Dolayısıyla bu iletken telde kısa devreler oluşturabilir. Dolayısıyla bizim yüksek gerilim hatlarına zarar verebilirler. Uydulara zarar verirler. GSM hatlarına zarar verirler. Yani iletken bir hatta zarar verebilirler. İnsanlara yönelik olarak da geçmiş yıllarda şöyle makalelere rastlıyoruz: İnsanın duygularında aşırı bir artışa, yani şiddet eğilimine, hatta intihara dahi sürükleyebileceği konuşuluyor. Buna yönelik olarak makaleler var. Dahası bu güneşin aktif olduğu dönemlerde bazı sosyal ve ekonomik olayların da arttığını görüyoruz. Mesela 2013 yılında bir önceki 24. Cyclenin (döngünün) maksimum noktasıydı ve Gezi olayları bu dönemde olmuştu. 2016 yılında da bildiğimiz üzere FETÖ darbe girişimi olayı gerçekleşti. Dolayısıyla 2025 yılı bunun zirve noktası olduğu için 2025-2026 yıllarında böyle bir sosyoekonomik olaylara devletimizin dikkat etmesi gerekiyor. Hem insanlara hem de elektronik cihazlara bunların zararları dokunabilir. Ancak bizim gibi ülkelerde görüldüğü için bunların daha şiddetli, yani güneşteki patlamanın daha şiddetli olduğunu anlıyoruz. Dolayısıyla bunlara sosyoekonomik olaylar açısından, sosyal olaylar açısından devletimizin birazcık daha soğukkanlı davranması gerektiğini düşünüyorum” açıklamasında bulundu.
Bir günlüğüne çakı gibi asker oldular
16 Mayıs 2024 Perşembe - 16:27 Bir günlüğüne çakı gibi asker oldular Gümüşhane’de çeşitli nedenlerle askerlik hizmetini yerine getiremeyen gençler, bir günlüğüne gönüllü askerlik yaptı. Gümüşhane’de özel gereksinimli bireyler, her yıl olduğu gibi bu yıl da bir günlüğüne askerlik yaparak terhis belgesi aldı. İl Jandarma Komutanlığı tarafından gerçekleştiren programda gün boyu komutanlarından yanaşık düzen eğitimi, tören yürüyüşü eğitimi, asker selamı eğitimleri alan gençler silahları inceledi, mayın arama köpeklerini izledi. Eğitimin ardından gençlerin ailelerinin de katılımı ile düzenlenen yemin töreni ise yağmur nedeniyle kapalı salonda gerçekleştirildi. “Askerlik her Türk gencinin yapması gereken kutsal bir vazifedir” Programda konuşan İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Serhat Demiral, çeşitli nedenlerle askerlik görevini yerine getiremeyen gençlerin bir günlük gönüllü askerlik ve and içme törenini gerçekleştirdiklerini belirterek, “Çeşitli nedenlerle askerlik hizmetini yerine getiremeyen gençlerimizin bir günlük gönüllülük hizmetinde aramızda bulunmalarından şeref duyuyoruz. Bugün burada bulunan değerli konuklar son derece anlamlı, duygulu, gurur ve heyecan verici bir olayın canlı şahidi olmakta ve mutluluğunu paylaşmaktadırlar. Askerlik her Türk gencinin yapması gereken kutsal bir vazifedir. Sizlere kısa da olsa kutsal askerlik görevini yapmanın gurur ve onurunu yaşatmaktan ve Türkiye Cumhuriyeti jandarmasının şerefli bir neferi olarak sizleri aramızda görmekten mutluluk duyuyoruz. Şunu bilmelisiniz ki yaşama sevincinize sarılmanız, içinizdeki umudu hiç kaybetmemeniz ve hayata tutunduğunuz anda gösterdiğiniz azim ve özveriyle hepimize örnek teşkil ediyorsunuz. Gönülden inanıyoruz ki ihtiyaç duyduğumuz anda her vatan evladı gibi sizler de vatan hizmetini yerine getirmekten ve canınızı seve seve feda etmekten imtina etmeyeceksiniz. Değerli Mehmetçikler askerliğinizin sizlere, yüce milletimize hayırlı olmasını diler, bugünkü heyecanınızın ve mutluluğunuzun ve üstün başarınızın ömür boyu sürmesini temenni eder, sevgiyle gözlerinizden öperim. Yolunuz ve bahtınız açık olsun” dedi. Törende Türk bayrağının ve silahların olduğu masaya ellerini koyarak yemin eden Berkan Sarı, Savaş Başdemir, Doğan Demirtaş, Emirhan Devran, Ömürhan Kaya, Emirhan Altuntaş’a terhis belgelerini ise Vali Alper Tanrısever teslim etti. “Benden daha iyi asker oldu oğlum” Törenin ardından duygularını paylaşan asker babası Halil İbrahim Sarı, “Çok güzel şeyler gördük. İlgi ve alaka çok büyüktü. Askerimiz, Mehmetçiğimiz silahları inceledi, nöbet tuttu, yemin etti. Çok güzel oldu Mehmetçiğimiz adına ve bizim adımıza. Benden daha iyi asker oldu oğlum. Daha sıcakkanlı, daha özverili, daha güzel bir askerlik yaptı” diye konuştu. Bir günlüğüne asker olup jandarma üniforması giyerek nöbet tutan Berkan Sarı ise, "Bugün çok güzel geçti. Nöbet tuttum, silahları inceledim. Köpekleri baktım. Çok güzel geçti” ifadelerini kullandı.
Gümüşhane’nin özel bireylerinden ‘çiçek’ gibi program
16 Mayıs 2024 Perşembe - 13:09 Gümüşhane’nin özel bireylerinden ‘çiçek’ gibi program Gümüşhane’de 10-16 Mayıs Engelliler Haftası nedeniyle özel gereksinimli bireylerin düzenlediği program büyük beğeni topladı. Bir aylık hazırlığın ardından ortaya konan programda hem katılımcılar hem de salon çiçek motifleriyle süslendi. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından hazırlanan Engelliler Haftası kutlama programı özel gereksinimli bireylerin bir aylık hazırlıklarını sahneye koyduğu ve renkli görüntülerin ortaya çıktığı etkinlikle sona erdi. Özel gereksinimli bireylere yönelik farkındalık oluşturmak için Gümüşhane Kültür Merkezinde düzenlenen programda salonun neredeyse tamamının çiçek motifleriyle, katılımcılarının yakalarında çiçek motifleri yer aldı. Program fuaye alanındaki serginin gezilmesi, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Günün anlam ve önemiyle ilgili konuşmasını yapan Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Cengiz Maden, hafta nedeniyle engelleri aşmanın ve farkındalık oluşturmanın önemini bir kez daha hissettiklerini belirterek, “Bu hafta toplumumuzun her kesiminde yaşayan özel bireylerin haklarına ve yaşamlarına daha fazla dikkat çekmek, onların güçlü yönlerini vurgulamak ve onlara destek olmak için bir fırsattır. Özel bireylerin yaşamış oldukları zorlukları anlamak, onların yanında olduğumuzu hissettirmek ve onların hayatlarını kolaylaştırmak için çalışmak insanlık ve vicdani görevimizdir. Bu kutsal görevi yerine getirirken onların yaşam kalitesini arttırmak için sürekli hep beraber çaba göstermeliyiz” dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü olarak bu doğrultuda çalışmalarına var güçleriyle devam ettiklerini vurgulayan Maden, “Her bireyin kendi potansiyelini keşfetmesini ve topluma katkı sağlaması için eşit fırsatlara sahip olması adına mücadele ediyoruz. Bu anlamlı haftada özel bireylerimizin yaşadığı güçlükleri bir nebze olsun hafifletebilmek adına yaptığımız çalışmaları önemsiyoruz. Onların yanında olmak, ihtiyaçlarını karşılamak ve hayatlarını kolaylaştırmak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Engelleri birlikte aşarak daha kapsayıcı bir toplum için el ele verme dileğiyle tüm özel bireylerimizin ve ailelerin haftasını en içten dileklerimizle kutluyoruz. Sevgi her engeli aşar, biz büyük, kocaman bir aileyiz” diye konuştu. Programda daha sonra özel gereksinimli bireyler tarafından bir aylık emeğin ardından hazırlanan halk oyunları gösterileri, müzik dinletisi ve tiyatro gösterileri sahnelendi. Işıklı gösterinin yanında sıra gecesi de yapan özel gereksinimli bireylerin seslendirdiği türkülere salonu dolduran herkes alkışlarıyla eşlik etti. Program sonunda özel bireylerin programa hazırlanma sürecinin videosu da izlettirilirken, etkinliğe katılan Vali Alper Tanrısever, Belediye Başkan Vekili Hamza Bayrak ve protokol üyeleri özel gereksinimli bireyler ve onların öğretmenlerine teşekkür edip hatıra fotoğrafı çektirdi.
Gümüşhane’de özel eğitim öğrencilerinin bilgi yarışması neşeli anlara sahne oldu
15 Mayıs 2024 Çarşamba - 14:10 Gümüşhane’de özel eğitim öğrencilerinin bilgi yarışması neşeli anlara sahne oldu Gümüşhane’de 10-16 Mayıs Engelliler Haftası etkinlikleri kapsamında özel eğitim öğrencilerinin eğitim gördüğü okulda gerçekleştirilen bilgi yarışması kıyasıya mücadeleye sahne olurken, özel eğitim öğrencilerinin heyecanlı anları renkli görüntüler oluşturdu. Kentte, 10-16 Mayıs Engelliler Haftası etkinlikleri kapsamında Özel Eğitim Meslek Okulu’nda program düzenlendi. Öğrencilerin öğretmenleri rehberliğinde hazırladığı el işi ürünlerinin sergilendiği serginin açılışıyla başlayan programa Gümüşhane İl Milli Eğitim Müdürü Adnan Gürbüz, öğretmenler, öğrenciler ve aileleri katıldı. Milli Eğitim Müdürü Gürbüz tarafından haftanın önemine dair yapılan konuşmanın ardından özel eğitim öğrencilerinin öğretmenleri tarafından uzun süren çalışmalarla hazırlandığı program öğrencilerin şiir okumasıyla başladı. Program daha sonra sırasıyla halk oyunları, Hacivat ve Karagöz gölge oyunu, öğrenci ve öğretmenler tarafından hazırlanan videonun izletilmesi ve tiyatro gösterisiyle devam etti. Programın sonunda ise özel eğitim öğrencileri için özel hazırlanan sorularla bilgi yarışması düzenlendi. 3 gruba ayrılan öğrencilerin kendilerine yöneltilen soruları cevaplamak için gösterdikleri mücadele ve heyecan renkli görüntülere sahne olurken, bu anlar izleyicilerden alkış aldı.
Gümüşhane’de "Aile Haftası" için farkındalık yürüyüşü yapıldı
15 Mayıs 2024 Çarşamba - 13:28 Gümüşhane’de "Aile Haftası" için farkındalık yürüyüşü yapıldı Gümüşhane’de 15-21 Mayıs Aile Haftası kapsamında “Ailemiz İstikbalimizdir” sloganıyla yürüyüş gerçekleştirildi. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen etkinlik Tarım ve Orman İl Müdürlüğü önünden başladı. Yürüyüşe katılan kadınlı erkekli vatandaşlar ellerinde “Ailemiz İstikbalimiz”, “Güçlü birey, güçlü aile” pankartları ve Türk bayraklarıyla Fatih Parkına kadar yürüdü. Etkinliğe Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Dr. Cengiz Maden ve kurum çalışanları, kuruma bağlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinde eğitim gören özel gereksinimli bireyler ve Gümüşhane Gülen Yüzler Engelli Bakım Merkezi çalışanları katıldı. Yürüyüşün ardından açıklama yapan Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Dr. Cengiz Maden, Aile Haftası’nın aile kavramının toplumdaki önemini hatırlatmak ve ailelerin güçlenmesi için farkındalık oluşturmak adına önemli bir fırsat olduğunu söyledi. Kurum olarak güçlü bireylerin, güçlü ailelerin ve dolayısıyla güçlü bir toplumun inşası için kararlılıkla çalıştıklarını kaydeden Maden, “Bilinmelidir ki, güçlü bir toplum, güçlü ailelerden ve güçlü bireylerden meydana gelir. Bu nedenle, her bireyin sağlıklı bir şekilde gelişmesi ve topluma faydalı olabilmesi için aile içindeki ilişkilerin güçlendirilmesi büyük bir önem taşır. Güçlü aileler, çocuklarına değerlerin ve sorumlulukların önemini öğretirken, onlara sağlam bir dayanak ve destek olurlar. Aynı zamanda, aile içindeki iletişim ve dayanışma, bireylerin kişisel gelişimlerine katkıda bulunur ve toplumda daha sağlam bağlar oluşturur” diye konuştu.