Yerel Haberler
Gümüşhane
Gümüşhane’de şehrin gürültüsünden kaçanlar Torul’un zirvelerinde buluştu 22 Aralık 2025 Pazartesi - 09:06:50 Gümüşhane’de şehrin gürültüsünden ve boğucu havasından uzaklaşmak isteyen 22 doğasever, bu hafta Torul ilçesinin karlar altındaki eşsiz coğrafyasında bir araya geldi. Pamuk tarlasını andıran orman yollarında gerçekleştirilen yürüyüş, katılımcılara hem fiziksel hem de zihinsel bir arınma imkanı sundu. Yürüyüş, Torul ilçesine bağlı Tokçam köyü Merkez Mahalle’de bin 481 metre rakımda başladı. Sporcular Yanıklık Sırtı, Sel Gediği, Mandızlı Sırtı ve Hanzarosman Sırtı gibi kritik noktaları aşarak ilerledi. Kar diz boyu, manzara on numara Kar kalınlığının yer yer diz boyuna ulaştığı parkurda, Torul ve Kürtün baraj göllerinin panoramik manzaraları yürüyüşe eşlik etti. Bin 668 metre yüksekliğe kadar tırmanan ekip, 12 kilometrelik rotayı bin 94 metre rakımdaki Yurt köyünde başarıyla tamamladı. Kristalize kar taneleri eşliğinde ilerleyen ekip orman içindeki yatay geçişlerde çam ağaçlarının üzerine çöken kar yükününün oluşturduğu masalsı görüntüleri bol bol fotoğrafladı. Yurt köyüne ulaşan sporcuların yorgunluğunu köy sakinlerinden İrfan Aydın’ın ikramı bitirdi. Aydın’ın evindeki sıcak sobanın etrafında toplanan ekip, demlenen çaylar eşliğinde haftanın stresini, günün yorgunluğunu geride bıraktı. Psikolojik sağlık için ’Doğa’ reçetesi Yürüyüşe katılan Psikolojik Danışman Zeliha Fatma Aykın, doğada vakit geçirmenin bilimsel olarak kanıtlanmış faydalarına dikkat çekerek, "Bugün Tokçam köyünden Yurt köyüne yürüdük. Harika manzarasıyla aslında kışa bir "merhaba" dedik. Kar yer yer diz boyuydu, bazı yerlerde de tozak şeklindeydi. Çok tatlı bir etkinlikti. Yeni gelen arkadaşlarımız da oldu. Onlara hem doğayı sevdirdik hem de doğa yürüyüşleri için katkıda bulunmaları adına bir nevi motive ettik diyebiliriz. Doğada, özellikle ormanlık alanda yapılan yürüyüşlerin depresyon ve anksiyete üzerindeki olumlu etkileri dünya genelinde yapılan çalışmalarla destekleniyor. Bugün burada sadece fiziksel bir aktivite yapmadık, aynı zamanda kışa ’merhaba’ diyerek ruhumuzu dinlendirdik. Tüm vatandaşlarımıza ’Doğada iziniz olsun’ diyerek bu deneyimi yaşamalarını öneriyorum" ifadelerini kullandı. GÜDAK Başkanı Mustafa Akbulut ise daha önce bahar ve sonbahar mevsiminde yürüdükleri parkuru kış mevsiminde ilk kez deneyimlediklerini belirterek, "Muhteşem bir kar parkuru yürüdük. Ormanlar, çam ağaçları yağan karla süslenmiş. Doğanın her güzelliğini gördük. Hava bazen rüzgarlıydı, bazen güneşli. Sona doğru biraz soğuk oldu ama çok güzeldi. Her mevsimde bu doğayı biz devamlı yürüyoruz. İlk defa kış mevsiminde burayı yürüdük. Gerçekten harika bir manzara vardı. Hafta sonunu evinde ya da kahve köşelerinde geçiren hemşehrilerimizi dağlara, temiz havaya, bu doğal güzellikleri görmeye davet ediyoruz" dedi.
21 Aralık 2025 Pazar - 09:41 Depremin izlerini girişimcilikle siliyorlar Asrın felaketi olarak adlandırılan Hatay depremlerinin ardından hayatı tamamen değişen 19 yaşındaki Leyla Mine Akkuş, zorluklara boyun eğmeyerek Gümüşhane’de eşiyle birlikte yeni bir sayfa açtı. Depremin ardından Denizli’ye giden ve Gümüşhane Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü’nü kazanan Leyla Mine Akkuş, eğitimi için kente yerleşti. Eşi İsa Akkuş ise eşini yalnız bırakmamak adına Denizli’deki işini bırakarak eşinin yanına Gümüşhane’ye geldi. Kentte iş arayışları sonuçsuz kalınca genç çift el ele vererek kendi işlerini kurmaya karar verdi. Düğün altınları geleceğin sermayesi oldu Gümüşhane’nin kısıtlı iş imkanlarını bir engel değil, fırsat olarak gören genç çift, en büyük risklerini düğünlerinden kalan altınları sermayeye dönüştürerek aldı. KOSGEB’den de girişimcilik desteği alan Akkuş çifti, kentin tekstil ve giyim ihtiyacına cevap verecek butik bir işletme açtı. Kartondan tabelalı dükkan Kadın, erkek ve çocuk giyiminin yanı sıra çeyizlik ürünlerin de yer aldığı dükkanın en dikkat çeken detayı ise tabela oldu. İlk etapta maliyetleri düşürmek için tabelalarını kendi elleriyle kartondan hazırlayan çiftin bu samimi çabası, çevre esnafı ve vatandaşlar tarafından takdirle karşılandı. Eğitim ve ticaret bir arada Hem üniversite eğitimine devam eden hem de dükkanın işletmesini üstlenen Leyla Mine Akkuş, günün bir kısmını ders sıralarında, bir kısmını ise tezgah arkasında geçiriyor. Eşi İsa Akkuş’un tekstil sektöründeki tecrübesi sayesinde ürünleri doğrudan fabrikadan halka ulaştıran çift, uygun fiyat politikasıyla Gümüşhane halkına hizmet veriyor. "Üniversiteyi kazandı, ben de işimi bırakıp buraya geldim" Eşinin üniversiteyi bırakmaması için bu dükkanı açtıklarını kaydeden İsa Akkuş, "Gümüşhane’de yer açtık. Eşim okuduğu için okulunu bırakmasını istemedim, o yüzden Gümüşhane’ye taşındık. Denizli’deki hayatımı bırakıp buraya geldim. Burada yer açtık. Eşim okula gidiyor zaten, okuyor. Üniversite okuyor. Ben dükkana bakıyorum. Okul olmadığı günler yardım ediyor. Eşim Hataylı. Depremden dolayı Denizli’ye geldi. Öğretmenevinde kalıyorlardı. O sırada arkadaş ortamından tanışmış olduk. Üniversiteyi kazandı, ben de işimi bırakıp buraya geldim" dedi. Akademik camia ve arkadaşlardan tam destek Açılış gününde yalnız kalmayan çifte en büyük destek, hocaları ve sınıf arkadaşlarından geldi. Leyla’nın hem okuyup hem çalışmasına büyük saygı duyan akademik kadro, genç kadının bu zorlu maratonunda en büyük motivasyon kaynağı oldu. Kısıtlı imkanlarla yola çıkan genç çift, hayallerini gerçekleştirmek için en değerli varlıklarını ortaya koydu. "Hem uygun fiyatlı hem de kaliteli ürünler satmaya çalışıyoruz" Depremin ardından gittikleri Denizli’de eşiyle tanışıp evlendiklerini aktaran Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesinde Sosyal Hizmet bölümü 2. sınıfta okuyan 19 yaşındaki Leyla Mine Akkuş, "Normalde ben zaten burada okuyordum, zaten buraya gelecektim. Eşim de beni yalnız bırakmamak adına, bana destek olmak adına Gümüşhane’ye geldi. Burası maalesef küçük bir şehir, o yüzden iş imkanı çok fazla yok. Biz de kendi işimizi kurduk. Burayı düğün altınlarımızla açtık. Kendi düğün altınlarımız ve düğün paralarımızla açtık. Kendimiz hem uygun fiyatlı yapmaya çalışıyoruz hem de kaliteli ürünler satmaya çalışıyoruz. Eşim Denizlili olduğu için direkt fabrikadan getiriyoruz. Daha önce de tekstilde çalıştığı için oradan getirip hani toptancı aracılığı olmadan üstüne kâr daha fazla eklemeden daha uygun fiyata da burada satıyoruz" ifadelerini kullandı. "Burada biz bütün yaz boyunca iş baktık bulamadık" "Genç cesareti"ne dikkat çekerek hayata bu yaştan başlamanın önemli olduğunu dile getiren Akkuş, "Bir şeyler 25’imize 30’umuza geldiğimiz zaman olmuyor, gerçekten tutmuyor. O yüzden dolayı ne kadar erken başlarsak o kadar iyi, devir de öyle bir devir zaten. Burada biz bütün yaz boyunca iş baktık bulamadık. O yüzden dedik ki; madem iş bulamıyoruz, biz bir yer kuralım, bir yerden kendimizi geçindirmeye çalışalım diye düşünüp kendi işimizi kurduk" dedi.
Vali Tanrısever Off-Road parkurunu test etti
25 Ocak 2024 Perşembe - 17:32 Vali Tanrısever Off-Road parkurunu test etti Gümüşhane Valisi Alper Tanrısever, temmuz ayında ikincisi yapılacak olan Gümüşhane Off-Road Festivali için alanda incelemelerde bulundu. Akçakale Mahallesinde bulunan parkurda özel donanımlı araca binerek parkuru tamamlayan Vali Tanrısever, adrenalin dolu anlar yaşadı. Gümüşhane’de ilki 11-12 Haziran 2022 tarihlerinde yapılan ve Türkiye’de büyük ses getiren Gümüşhane Off-Road Festivalinin ikincisi önümüzdeki Temmuz ayında yapılacak. Gümüşhane Valisi Alper Tanrısever, bugüne kadar katıldıkları yarışmalardan kazandıkları 63 kupayla büyük bir başarıya imza atan GÜMOFF’un davet üzerine Akçakale Mahallesindeki parkurda incelemelerde bulundu. Beraberinde İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ekrem Akdoğan’la birlikte alana giden Vali Tanrısever’i GÜMOFF Başkanı Recep Şahin, Başkan Yardımcısı Alper Akçay ve sporcular karşıladı. Kulüp yöneticilerinden daha önce yapılan festival hakkında detaylı bilgiler alan Vali Tanrısever daha sonra kulüp başkanı Şahin’in özel donanımlı aracına binerek off-road parkurunu tamamladı. “Kendimi gayet güvende ve rahat hissettim” Zaman zaman 4 tekerleği de yerden kesilen araçtan indikten sonra “Kendimi emin ellerde hissettiğim için hiç heyecanlanmadım” değerlendirmesinde bulunan Vali Tanrısever, “Çok dik bir iniş vardı. Orada sanki dimdik aşağı iniyormuşum gibi hissettim. Onun dışında kendimi gayet güvende ve rahat hissettim. Arkadaşlarının hepsine başarılar diliyorum. Profesyonellerin elinde çok güzel bir spor ama uzman olmak gerekiyor. Gençlerimiz uzmanlarından eğitim alsınlar, öyle bu spora girsinler” dedi. “Kentin tamamının da dahil olduğu bir şenlik havasında yapacağız” Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ardından off-road camiasının ulaşılamayan yerlere gittiklerini ve o sürece büyük katkı sağladıklarını unutmadıklarını kaydeden Vali Tanrısever, “İlimizde düzenleyeceğimiz off-road festivali heyecanla bekliyoruz. GÜMOFF üyesi sporcularımız daha önce Türkiye’nin değişik yerlerinde oldukça başarılı organizasyonlarda hep dereceler aldı. İlimizde de temmuz ayının başında off-road festivali düzenleyeceğiz. Bunu sadece offroadçıların yarıştığı değil kentin tamamının da dahil olduğu bir şenlik havasında yapacağız. Özel İdaremizle, Gençlik Sporumuzla, AFAD’ımızla, Belediyemizle inşallah offroad yapan sevgili gençlerimize destek olacağız. İlimizin diğer illerde tanıtımı, Gümüşhane misafirperverliğinin de diğer illere karşı gösterilmesi hususunda el ele vereceğiz. İnşallah Temmuz ayında ilimize bir aksiyon, bir hareket getireceğiz” diye konuştu. Şehrin tanıtımı için çok önemli olan bu tarz etkinliklerin Gümüşhane’de daha çok desteklenmesi gerektiği vurgulanan ziyarette festivalle ilgili tüm kamu kurumları, Belediye ve STK’ların katılımıyla bir toplantı yapılarak farklı fikirlerin de dinlenerek hazırlıkların ona göre planlanması, il dışından geleceklere Gümüşhane misafirperverliğinin en üst düzeyde gösterilmesi ve kusursuz bir etkinlik olması için gereken herşeyin yapılmasına karar verildi.
16 metrekarelik odasını sinema müzesine çevirdi
24 Ocak 2024 Çarşamba - 09:14 16 metrekarelik odasını sinema müzesine çevirdi Gümüşhane Üniversitesi’nde görevli akademisyen Öğr. Gör. Serkan Eryılmaz’ın adeta sinema müzesine çevirdiği 16 metrekarelik odası görenleri hayrete düşürüyor. Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema bölümü Öğr. Gör. Serkan Eryılmaz’ın 16 metrekarelik odasının tasarımı görenlerin ilgisini çekiyor. İçerisinde çoğunlukla sinema ekipmanları bulunan odanın tavanı dâhil birçok noktasında bulunan estetik eşyalar, ziyarete gelenleri hayretler içerisinde bırakıyor. Gününün büyük bir bölümünü geçirdiği odasını güzelleştirmek için uzun süre çalışma yaptığını söyleyen Öğr. Gör. Eryılmaz, kendisine soru sormak için gelen öğrencilerinin 10 dakika boyunca şaşkınlıkları nedeniyle konuşamadığını ve bu nedenle bir süre onları beklemek zorunda kaldığını ifade etti. Odasını kendisinin mağarası olarak nitelendiren akademisyen, bu karışıklığın içerisinde kurduğu düzenden memnun olduğunu belirtti. “Eşyalarımı sever, temizler ve onlarla sohbet ederim” Zamanının büyük bir bölümünü geçirdiği odasının kendisine huzur verdiğini söyleyen Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema Öğr. Gör. Serkan Eryılmaz, “Ben her zaman şunu söylerim, insan yaşadığı yeri güzelleştirebilmeli. Benim 20 saatimin en az 18 saati burada geçtiği için burayı rahat bir ortam olarak dizayn etmem gerekiyor. Belki diğer hocalarımız evlerini dizayn ediyorlardır ama benim bütün vaktim neredeyse burada geçiyor ve bu oda benim ruhumun dışarı yansıması. Ben odamda çalışırken çok bunaldığım zaman geriye yaslanır odamı incelerim. Eşyalarımı severim, tozlarını alırım, onlarla sohbet ederim. Odadan içeri girdiğim anda huzur buluyorum. Burası benim mağaram aslında, inzivaya çekildiğim yer. Bu odada daha çok sinemaya dair ağırlıklı eşyalar var. Eski fotoğraf makineleri, sinema kameraları, televizyonlar yönetmen monitörleri, vazolar, çini tabaklar, tavanda geyikli halılar gibi birçok şey var. Bu odada yok yok. İnsanlar bu odayı görünce ilk önce ne tuhaf bir adamsın diyorlar. Buraya bir öğrenci benimle konuşmaya geldiği zaman ben onu 10 dakika beklemek zorunda kalıyorum çünkü o sürede burayı incelemekle meşgul oluyor. Meslektaşlarımız da şaşırıyorlar. Her yerinde bir şey var, tavanından bile bir şey asmışız. Kimileri sadelik sever ama ben beyaz duvar görme taraftarı değilim. Benimki karışıklığın içerisinde bir düzen” dedi. “Çok karışık ama çok düzenli bir oda” Odaya ilk girdiği zaman şaşkınlığını gizleyemediğini dile getiren Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi öğrencisi Mehmet Eren Çırak, “Odaya ilk girdiğim zaman tavandaki halı dikkatimi çekmişti. Zaten daha sonra hocamızla sohbet ettiğimiz zaman karmaşıklığın içerisinde bir düzeni sevdiğini anlamıştım. Odanın her tarafında bir eşya var. Çok karışık ama çok düzenli bir oda. Diğer hocalarımızın odaları çok sade geliyor. Serkan hocamın odasına girdiğimde çok rahatlamış hissediyorum kendimi” diye konuştu.
Zigana Kayak Merkezi karne tatilinde doldu taştı
21 Ocak 2024 Pazar - 14:55 Zigana Kayak Merkezi karne tatilinde doldu taştı Okulların yarıyıl tatiline girmesinin ardından aileler çocuklarıyla birlikte Zigana Gümüşkayak Kayak Merkezine akın ederek sezonun stresini attı. Karnelerin alınmasının ardından Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı Zigana Dağı zirvesindeki kayak merkezinin yolunu tutan veliler çocuklarıyla birlikte eğlenceli bir gün yaşadı. Sis ve kar yağışına rağmen eğlenmekten geri kalmayan çocukların çığlıkları Zigana Dağı’nı sararken, kayak öğrenmek isteyenler de pistlerden faydalandı. Türkiye’nin ilk ve en önemli kayak merkezlerinden birisi olan, tarihin her döneminde önemli ve zorlu bir geçit olan 2 bin 100 metre rakımdaki Zigana Dağı geçidindeki Gümüşkayak Kayak Merkezinde sömestir tatili yoğunluğu yaşanıyor. Hem Gümüşhane’ye hem de Trabzon’a 45 dakika mesafede yer alan ve Arap turistlerin de olduğu alanda kimisi kayak kimisi kızak yaparken bazı vatandaşlar da alandaki kar motorlarıyla tur atıyor. Yanan çoban ateşinin etrafında ısınan, zaman zaman çalan müzik eşliğinde horon oynayan ziyaretçiler eğlence dolu bir gün yaşadı. Kış mevsiminde Zigana Dağı’nı sık sık ziyaret ettiklerini kaydeden Mustafa Berat Ergin, “Kartopu oynuyoruz, kardan adam yapıyoruz ve kızakla kayıyoruz. Çok fazla kar yağıyor Zigana’ya o yüzden çok seviyorum burayı. Kuzenim ve ailemle geldim. Oldukça kalabalık bir gündü. Karne tatilinde eğlenceli olduğu için herkes buraya gelmiş” dedi. Zigana Dağı’nı çok sevdiğini belirten Elif Nur Ergin ise, “Çok güzel geçiyor burada günüm. Kayıyoruz, kardan adam, kartopu oynuyoruz. Her şey çok güzel ve burası çok eğlenceli bir yer. Karne tatili olduğu için geldik. İnsanlar tatilde buraya gelip bol bol stres atsınlar” diye konuştu. Gümüşhane’den gelen sporcu Gamze Gül Boz da, “Çok mutluyuz. Burada çok güzel kar var. Gümüşhane’ye yağmayan kar buraya yağıyor. Çok eğlendik bugün burada. Kayak da yapıyorum ama bugün kızak yaptım daha eğlenceli olduğu için” ifadelerini kullandı. 5 yaşındaki Bekir Yiğit Altun ise karne tatili nedeniyle geldiği Zigana’da kızakla kaymanın çok eğlenceli olduğunu söyledi.
Çığ kurbanları Zigana Dağında anıldı
21 Ocak 2024 Pazar - 12:27 Çığ kurbanları Zigana Dağında anıldı Gümüşhane’nin Torul ilçesi sınırlarındaki Zigana Dağında 15 yıl önce yaşanan çığ faciasında hayatını kaybeden 10 doğa tutkunu düzenlenen törenle anıldı. Türkiye’deki dağcılık camiasını yasa boğan olayın ardından her yıl hayatını kaybedenler için düzenlenen anma programları kapsamında bu yıl da Zigana dağında yürüyüş ve anma etkinliği düzenlendi. Trabzon Tenis Dağcılık Kayak İhtisas Kulübü (TEDAK) ve Gümüşhane Dağcılık, Doğa Sporları ve Gençlik Derneği (GÜDAK) tarafından gerçekleştirilen organizasyona dağcılar ve olaydan yaralı kurtulan sporcular katıldı. Zigana Dağı geçidinden Gümüşhane Valiliği tarafından yaptırılan Çığ Şehitleri Anıtına kadar yürüyen sporcular anıt önüne geldikten sonra saygı duruşunda bulundu ve İstiklal Marşı’nın okudu. Etkinlikte konuşan TEDAK Başkanı Ural Ayar, “2009 yılında 25 Ocak’ta kulübümüzün yaptığı faaliyette yaşadığımız kazada bu felaketi yaşadık. 10 arkadaşımızı maalesef kaybettik. Bu acıyı bifiil yaşamış birisi olarak acımız sonsuz, kelimeler bizim için yetersiz. Biz bir aileydik, aile bireylerimizi kaybettik. Arkadaşlarımız bir ana, baba, dede, kardeş, abla, abi, eş, bir çocuk, her biri kulübümüzün bir parçasıydı” dedi. Çığ felaketinde hayatını kaybeden dağcılar için onların adı ve anısına 10 hafta sürecek doğa yürüyüşü düzenlediklerini kaydeden Ayar, hepsini rahmet ve özlemle andıklarını belirterek, “Mekanları cennet olsun. O acı olayda bizlerin yardımına koşan herkese teşekkür ediyoruz” diye konuştu. Program GÜDAK Başkanı Mustafa Akbulut’un tüm şehitler için Kur’an-ı Kerim okuyup dua yaptırması ve hatıra fotoğrafı çekilmesiyle son buldu. Olay: Gümüşhane’nin Torul ilçesi sınırlarındaki Zigana Dağı’nda 25 Ocak 2009 tarihinde meydana gelen çığ olayında doğa yürüyüşüne çıkan Trabzon Tenis Dağcılık Kayak İhtisas Kulübü (TEDAK) üyesi 17 kişi çığ altında kalmış, olayda Hüsniye Sarıbıyık, Hasan Ali İsaoğlu, Burçak Sevim, Hüseyin Karaosmanoğlu, Erhan Terzi, Dr. Dursun İnan, Özlem Timurcuoğlu, Gülhanım Piyale, Yasemin Aktaş ve Dr. Davut Akdeniz hayatını kaybetmişti.
Çığ kurbanları Zigana Dağında anıldı
21 Ocak 2024 Pazar - 12:24 Çığ kurbanları Zigana Dağında anıldı Gümüşhane’nin Torul ilçesi sınırlarındaki Zigana Dağında 15 yıl önce yaşanan çığ faciasında hayatını kaybeden 10 doğa tutkunu düzenlenen törenle anıldı. Türkiye’deki dağcılık camiasını yasa boğan olayın ardından her yıl hayatını kaybedenler için düzenlenen anma programları kapsamında bu yıl da Zigana dağında yürüyüş ve anma etkinliği düzenlendi. Trabzon Tenis Dağcılık Kayak İhtisas Kulübü (TEDAK) ve Gümüşhane Dağcılık, Doğa Sporları ve Gençlik Derneği (GÜDAK) tarafından gerçekleştirilen organizasyona dağcılar ve olaydan yaralı kurtulan sporcular katıldı. Zigana Dağı geçidinden Gümüşhane Valiliği tarafından yaptırılan Çığ Şehitleri Anıtına kadar yürüyen sporcular anıt önüne geldikten sonra saygı duruşunda bulundu ve İstiklal Marşı’nın okudu. Etkinlikte konuşan TEDAK Başkanı Ural Ayar, “2009 yılında 25 Ocak’ta kulübümüzün yaptığı faaliyette yaşadığımız kazada bu felaketi yaşadık. 10 arkadaşımızı maalesef kaybettik. Bu acıyı bir fiil yaşamış birisi olarak acımız sonsuz, kelimeler bizim için yetersiz. Biz bir aileydik, aile bireylerimizi kaybettik. Arkadaşlarımız bir ana, baba, dede, kardeş, abla, abi, eş, bir çocuk, her biri kulübümüzün bir parçasıydı” dedi. Çığ felaketinde hayatını kaybeden dağcılar için onların adı ve anısına 10 hafta sürecek doğa yürüyüşü düzenlediklerini kaydeden Ayar, hepsini rahmet ve özlemle andıklarını belirterek, “Mekanları cennet olsun. O acı olayda bizlerin yardımına koşan herkese teşekkür ediyoruz” diye konuştu. Program GÜDAK Başkanı Mustafa Akbulut’un tüm şehitler için Kur’an-ı Kerim okuyup dua yaptırması ve hatıra fotoğrafı çekilmesiyle son buldu. Olay: Gümüşhane’nin Torul ilçesi sınırlarındaki Zigana Dağı’nda 25 Ocak 2009 tarihinde meydana gelen çığ olayında doğa yürüyüşüne çıkan Trabzon Tenis Dağcılık Kayak İhtisas Kulübü (TEDAK) üyesi 17 kişi çığ altında kalmış, olayda Hüsniye Sarıbıyık, Hasan Ali İsaoğlu, Burçak Sevim, Hüseyin Karaosmanoğlu, Erhan Terzi, Dr. Dursun İnan, Özlem Timurcuoğlu, Gülhanım Piyale, Yasemin Aktaş ve Dr. Davut Akdeniz hayatını kaybetmişti. (RE-ÖS-Y)
O kemençenin sultanı
20 Ocak 2024 Cumartesi - 10:15 O kemençenin sultanı Gümüşhane’nin Torul ilçesinde yaşayan 3 çocuk annesi Emine Vamin Çolak, babasından öğrendiği şekilde 20 yıldır kemençe çalıyor. Çolak, bölgenin tek kadın kemençe sanatçısı olma özelliği taşıyor. İlçeye bağlı Aksüt köyünden olan Çolak, babası bölgenin ünlü düğüncüsü ve kemençe sanatçısı Veysel Vamin’den öğrendiği kemençeyi evlendikten sonra da çalmaya devam ediyor. 10 çocuklu ailesinde kemençe çalan 4 kardeşten birisi olan Çolak’ın oğlu da dedesi, dayıları ve annesini örnek alarak küçük yaşta kemençe çalmaya başladı. Herhangi bir nota bilgisi olmadan babasından öğrendiği gibi kemençeyi çalıp atma türkü söyleyen Çolak, önceki yıllarda bazı şenlik ve düğünlerde de sahne aldı. Torul ilçe merkezine taşınıp çocukları olduktan sonra ev ve çocuklarıyla ilgilenen Çolak, eşi ve çocuklarının talebi üzerine evinde kemençe çalmaya devam ediyor. Kemençe çalmayı babasından öğrendiğini kaydeden Çolak, “Babam çalıyordu ondan öğrendim. Biz 10 kardeşiz. 4 kemençe sanatçısıyız. Evli ve 3 çocuk annesiyim. Oğlum da öğrenmeye çalışıyor. Herhangi nota bilgim yok, kendi çabalarımla öğrendim. Atma türkü de söyleyebiliyorum. Ben yaklaşık 20 yıldır çalıyorum” dedi. Evlendikten sonra çocuklarla ilgilenince kemençeyle çok fazla ilgilenemediğini, yayla şenliklerinde ve düğünlerde de kemençe çaldığını hatırlatan Çolak, “Torul civarında kadın kemençe çalanı duymadım. İnsanlar duyunca önce şaşırıyor sonra çalmamı istiyorlar. Halk eğitimde kursa gittiğim zaman da çalmıştım. Eşim de çalmamdan memnun oluyor. Çalmama karışmaz. Evde otururken bazen istek yapar çalarım birlikte söyleriz” diye konuştu. “Hem annemin hem de dayılarımın sanatçı olmasından dolayı bende merak saldım” Oğlu Ali Kayra Çolak ise televizyonlarda, internette hep kemençe sanatçılarını izlediğini, annesini ve dayılarını da dinleyerek onlardan öğrenmeye başladığını belirterek, “Hem annemin hem de dayılarımın sanatçı olmasından dolayı bende merak saldım ve öğrenmeye çalışıyorum. Bu konuda kendimi geliştirmek istiyorum, sahne almak istiyorum” ifadelerini kullandı. "Arada eşimden istek parça istiyorum; çalıyor" Eşinin kemençe çaldığını evlendikten sonra öğrenen eşi Erkan Çolak da “Ben memnun oluyorum. Arada istek parça istiyorum çalıyor, stres atıyoruz. Moralimiz bozuk olduğu zaman biraz moral depoluyoruz. Çocuğum da annesi ve dayısından öğrendiği için heveslenip çalıyor. Ben de destek olmaya çalışıyorum onlara” şeklinde konuştu. “Çocuklarımla gurur duyuyorum” Annesi Fikriye Vamin ise kızıyla birlikte çocuklarının 4’ünün kemençe sanatçısı olduğunu hatırlatarak “Çocuklarımla gurur duyuyorum. Onlar kemençeyi babalarından öğrendi. Kemençeci Veysel Vamin’in çocukları onlar. 40 yıl kemençecilik, düğüncülük yaptı bu bölgede. Ebeveynler çocuklarının müziğe yönelmesine destek versinler” dedi.