GÜNDEM - 25 Şubat 2022 Cuma 16:01

Türk buğdayından Arap ve Afrika ekmeği, Rus buğdayından ise Türk ekmeği yapılıyor

A
A
A
Türk buğdayından Arap ve Afrika ekmeği, Rus buğdayından ise Türk ekmeği yapılıyor

Samsun Fırıncılar Odası Başkanı Yılmaz Yiğit, Türk ekmeği yapımında Rus buğdayının kullanıldığını, Türkiye’de yetişen buğday ile de Arap ve Afrika ülkelerinin tükettiği ekmeğin yapıldığına değinerek, Rusya-Ukrayna arasındaki gerginliğin ardından Türkiye’nin Rusya’dan ithal ettiği buğdayda şu anda bir sıkıntı görünmediğini söyledi.

Türkiye’de sofralarda tüketilen ekmeğin yapıldığı unun yüzde 80’ini ithal buğday oluşturuyor. Bu ithal buğdayın tamamına yakını da Rusya’dan ihraç ediliyor. Üreticiler yerli buğdaylarını verip, yerli buğdaya göre daha kuvvetli olan ve Türk ekmeğinin yapımında kullanılan ithal buğdayı alıyorlar. Başkan Yılmaz Yiğit, yetkililerden aldıkları bilgiye göre buğday konusunda stok sıkıntısı olmadığını belirterek, açıklamalarda bulundu.

“Stoklarda buğday sıkıntısı yok”

Toprak Mahsulleri Ofisi(TMO) depolarında buğday sıkıntısı olmadığını belirten Başkan Yılmaz Yiğit, “Biz bu işin en alt kademesindeki sektörüz. Fırıncılar teşvikten un alıyor. Buğday verip un alıyoruz. TMO yetkilileri ile de görüştük. Stokla alakalı bir sıkıntı olup olmadığını sorduk. Şu anda herhangi bir olumsuzluk olmadığını söylediler. Devletin lisanslı depolarında da buğday olduğunu bize aktardılar. Şu anda buğdayla alakalı bir sıkıntı görünmüyor. Sofralarımızda tükettiğimiz ekmeğin buğdayının yüzde 80’i ithal geliyor. Bizim ekmeğimizi kendi ürettiğimiz buğdaydan elde ettiğimiz undan yapamıyoruz. Yerli üretimimiz bizim ekmeğimizin konseptine uymuyor. Bizim ekmeğimiz için daha güçlü buğday lazım. Bizim yerli buğdayımız da Afrika ve Arap ülkelerinin ekmek konseptine uygun oluyor. Buğday üretiminde sıkıntı yok. Sıkıntı ülke içerisinde tükettiğimiz ekmeğe uygun buğdayı üretemiyoruz. O yüzden buğday konusunda dışa bağımlıyız. Yoksa dünya buğday ihracatında dünyada ilk sıralarda yer alıyoruz” dedi.

Türk buğdayından Arap ve Afrika ekmeği, Rus buğdayından ise Türk ekmeği yapılıyor

“Türk buğdayından Arap ve Afrika ekmeği, Rus buğdayından Türk ekmeği yapılıyor”

Yerli buğday ile Türkiye’de tüketilen ekmeğin yapılamadığına dikkat çeken Yılmaz Yiğit, “Arap ve Afrika ülkelerinde bizim ülkemizin aksine lavaş ağırlıklı ekmek tüketiliyor. Lavaş yapımı için zayıf diye tabir ettiğimiz buğdayın unu gerekli. Bu un da bizim ülkemizde üretilen buğdaydan elde ediliyor. Yerli buğdayımızdan elde edilen un, ekmeğin kabarma seviyesine ulaşamıyor. Buğdayın zayıf ve kuvvetli olarak ayrılması; su yemesi ve direnç güçleriyle alakalı bir durum. Buğdayın enerji gücü de bunda etkili. Sonuç olarak Türkiye’de yeterli sayıda buğday üretiliyor. Ancak üretilen buğdayların yüzde 80’i kendi tükettiğimiz ekmeklerde kullanılamıyor. İthal buğdaylar da lisanslı tüccarların elinde bulunuyor. Böyle olunca dönemin şartlarına ve döviz kurlarına bağlı olarak un fiyatları değişkenlik gösterebiliyor.”

Şu andaki fiyat tarifelerine de değinen Yiğit, şunları söyledi:

“Son aldığımız zamla birlikte fiyatlar un anlamında yeterli. Diğer maliyet masrafları olan doğalgaz, akaryakıt, elektrik, su ve işçi masrafları konusunda bir yükselme söz konusu. Şu anda son fiyat tarifesiyle kendimizi götürmeye çalışıyoruz. Ülke olarak zor bir ekonomik dönemden geçiyoruz. Bu durumları da göz önünde bulundurarak, ‘Allah’a şükür’ diyoruz.”

Erdi Demür
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir İzmir’den İspanya’ya uzanan ‘eğitim’ köprüsü İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ), uluslararası alandaki iş birliklerine bir yenisini daha ekleyerek İspanya merkezli Cervantes Enstitüsü ile protokol imzaladı. Öğrencilere yeni eğitim fırsatlarının sunulması, iki ülkenin kültürünü yansıtacak ortak sanatsal ve akademik etkinliklerin düzenlenmesi hedefiyle yapılan anlaşmaya, İEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu ve İstanbul Cervantes Enstitüsü Müdürü Fernando Martinez Vara de Rey imza attı. Protokol kapsamında, akademisyenlerin ve öğrencilerin kişisel gelişimlerini hızlandırmak amacıyla stratejik çalışmalar yapılarak yol haritası belirlenecek. İspanya’daki üniversitelerle iş birliği ve diyaloğun artırılması için girişimlerde bulunulacak. İspanyolca dil sınavlarında (DELE) alınacak sertifikaları artırmaya yönelik ortak çalışmalar gerçekleştirilecek. Bilimin yanı sıra kültürel anlamda da karşılıklı olarak sergi, panel ve söyleşi gibi etkinlikler düzenlenerek Türk ve İspanyol kültürünün daha geniş kesimlere ulaşması hedeflenecek. İmza törenine geniş katılım İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin ev sahipliğinde gerçekleşen protokol imza törenine; İspanya Ankara Büyükelçisi Cristina Latorre Sancho, İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İEÜ Mütevelli Heyet Üyesi Emre Kızılgüneşler, İspanya Ankara Büyükelçiliği Eğitim Programları Direktörü D. Gilberto Terente Fernndez, İspanya İzmir Fahri Konsolosu Muharrem Hilmi Kayhan, İEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Efe Biresselioğlu, Uluslararası İlişkiler Ofisi Müdürü Hülya İncekara, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdür Yardımcı Özge Coşkun Aysal, Uluslararası İlişkiler Temsilcisi Mehmet Şenbağcı, İspanyol Dili Koordinatörü Dilek Amet ve İspanyolca öğretim görevlileri de katıldı. "Akademik üretim artacak" Törende konuşan İEÜ Rektörü Prof. Dr. Abacıoğlu, üniversite olarak öğrencileri ve akademisyenleri küresel dünyanın dinamiklerine en iyi şekilde hazırlamak için çalıştıklarını söyleyerek, "Dünyaca saygın kültür ve dil kurumlarından biri olan Cervantes Enstitüsü ile imzaladığımız iş birliği protokolü, üniversitemizin uluslararasılaşma vizyonu açısından son derece değerli ve stratejik bir adım. Bu protokol sayesinde öğrencilerimize sadece yeni bir yabancı dil öğrenme fırsatı sunmakla kalmıyor; aynı zamanda farklı kültürleri tanıma, uluslararası akademik ve kültürel ağlara dahil olma imkânı da sağlıyoruz. Akademisyenlerimiz açısından da bu iş birliği, İspanya’daki üniversiteler ve akademik çevrelerle daha güçlü ilişkiler kurma, ortak projeler geliştirme açısından önemli fırsatlar sunacak" diye konuştu. "Çok kültürlü bakış açısı kazanacaklar" Prof. Dr. Abacıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Üniversiteler, aynı zamanda kültürler arasında köprü kuran kurumlardır. Cervantes Enstitüsü ile birlikte hayata geçireceğimiz sergi, panel ve söyleşi gibi kültürel etkinlikler sayesinde öğrencilerimizin çok kültürlü bir bakış açısı kazanmasına katkıda bulunacağız. Öğrencilerimizi dünyaya açan, onları uluslararası düzeyde rekabetçi ve donanımlı bireyler haline getiren iş birliklerini artırarak sürdüreceğiz. Cervantes Enstitüsü ile başlattığımız bu değerli ortaklığın, üniversitemiz için uzun vadeli ve kalıcı kazanımlar sağlayacağına yürekten inanıyorum." "İzmir, özel bir yere sahip" İstanbul Cervantes Enstitüsü Müdürü Fernando Martinez Vara de Rey, İEÜ ile imzalanan protokolden büyük mutluluk duyduklarını ifade ederek, bu güçlü akademik ve kültürel bağın kendileri için çok kıymetli olduğunu söyledi. Vara de Rey, "İzmir; zengin tarihi, kültürel çeşitliliği ve dinamik genç nüfusuyla her zaman özel bir yere sahip. İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin vizyonu ve uluslararasılaşmaya verdiği önem, bu iş birliğini daha da anlamlı hale getiriyor. Bu anlaşma sayesinde Türk ve İspanyol kültürlerini, gençler aracılığıyla birbirine daha da yakınlaştıracağımıza inanıyorum. Öğrencilerin dil öğrenimi, kültürel etkileşimi ve uluslararası deneyim kazanmaları için etkili adımlar atacağız. Bu protokolün uzun soluklu ve verimli olmasını; her iki ülke için de güzel sonuçlar doğurmasını diliyorum" ifadelerini kullandı.