Yerel Haberler
Iğdır
Iğdır’daki aşiret liderleri ve kanaat önderlerinden ’şans oyunları’ tepkisi: "Milli değerlerle bağdaşmıyor" 25 Aralık 2025 Perşembe - 11:03:54 Iğdır’da 25 aşiretin liderleri ile yaklaşık 150 kanaat önderi, şans oyunlarına karşı tepki gösterdi. Kadim Aşiretler Federasyonu Iğdır İl Başkanlığı öncülüğünde yapılan açıklamada, Milli Piyango, Sayısal Loto ve İddaa gibi şans oyunlarının toplum yapısına zarar verdiği savunuldu. Topluluk adına bir konuşma yapan Kadim Aşiretler Federasyonu Iğdır İl Başkanı Ferhat Armağan, şans oyunlarını "bağımlılık yapan bir hastalık" olarak nitelendirerek, bu oyunların birey, aile ve toplum üzerinde ciddi tahribatlara yol açtığını ifade etti. Armağan, özellikle "milli" ifadesinin bu tür uygulamalarla birlikte kullanılmasına tepki göstererek, bunun toplumda rahatsızlık oluşturduğunu dile getirdi. Armağan konuşmasında" Memleketimizde üzülerek söylüyorum. Çok önemli, bağımlı bir hastalık olan Milli Piyango, Sayısal Loto ve İddaa gibi gerçekten toplumu, bireyi, aileyi ve toplumu ciddi manada hakikaten zarar veren toplumda fevkalade külli bir tahribat yapan bu hastalıkları bunun üstüne de üzülerek söylüyorum ki, milli kelimesinin kullanılması bizi, toplumu ciddi manada üzüyor" dedi. Armağan konuşmasında, binlerce yıllık bir medeniyete ve güçlü ahlaki değerlere sahip olunduğunu vurgulayarak, kumarın tüm kutsal dinlerde reddedilen bir davranış olduğunu söyledi: "Bizim binlerce senelik medeniyetlerimiz var. Ahlakımız var, kemalatımız var. Bu kadar binlerce bütün nevi beşere sunduğumuz yüksek ahlak sahibi medeniyetimiz var. Bunlar milli olmamış da bu kadar toplumları bütün kutsal dinlerce hakikaten reddedilen, kabul edilmeyen en büyük büyük ahlaksızlık olarak görülen bu kumar bizim millimiz oldu? Dolayısıyla bu bizi ciddi manada üzüyor. Milli kelimesini bir defa asla ve asla kabul etmiyoruz. Bizim binlerce güzel ahlaklarımız bizim millilerimizdir. Bizi ve bütün medeniyete huzuru biz oradan almışız" dedi. Yılbaşı ve Noel kutlamalarına da değinen Armağan, bu tür uygulamaların toplumun inanç ve kültürel yapısıyla örtüşmediğini savundu. Yılbaşı süslemelerinin ve kutlamalarının giderek yaygınlaşmasının toplumsal yapıya zarar verdiğini öne süren Armağan, gençlere de "başka kültürleri taklit etmemeleri" çağrısında bulundu. Armağan, "Yılbaşı ve Noel Baba gibi hakikaten toplumumuza giderek yaygınlaşan marketlere kadar, dükkanlara kadar bu süslemeler ciddi manada topluma zarar veriyor. Ey bu vatan gençleri, Frenkleri taklide çalışmayınız. Avrupa’nın size ettikleri hadsiz zulüm ve adaletten sonra hangi aklıyla onları itibar ediyorsunuz? Ve ikinci konu, yılbaşı. Hakikaten kalbi külli ve vicdan-ı umumi dediğimiz toplumun kalbini, vicdanını ciddi bir şekilde zedeleyen yılbaşı ve Noel’dir. Biz Müslümanız elhamdülillah. Bizim gelenek ve geleneklerimiz bellidir. Bu bizim gelenek ve göreneklerimizde asla mevcut değildir. Şunu aktarmak isterim ki yılbaşı adı altında milyonlarca Hindi kesilirken bakıyorsun hiçbir ses yok. Fakat Müslümanların kurbanında milyonlarca ondan sonra kurban kesildiği zaman bütün dünyada, bütün Avrupa’da Müslümanlar tekrar katliam başladı diye hakikaten söz ediliyor. Dolayısıyla bizi var eden bütün nevi beşere birlik ve beraberliğe En yüksek medeniyeti bize gösteren, kendi gelenek ve göreneklerimizi, kendi değerlerimizi, kendi milli olan manevi değerlerimizi yaşatmalıyız. Yoksa hakikaten toplum ve devletimizin bekası ciddi manada zarar görür" dedi. Ferhat Armağan, "Buradan bütün siyasi partilere ve buradan bütün topluma hakikaten arzu ediyoruz. Onlara sesleniyoruz. Bir an önce kendi Gelenek ve göreneklerimize dönmemiz gerekir. Toplumumuzda ciddi bir ahlaksızlık maalesef kendisini gösteriyor. Toplumumuzu ve aileyi ve bireyi yıkan gerek yılbaşı gibi, gerek piyango gibi, kumar gibi toplumu zehirleyen durumlardan hem kendimizi, hem ailemizi, hem şahsımızı kurtarmamız gerekiyor. Bundan dolayı bir şey aktarmak isterim ki Avrupa’nın zeka tarlaları dediğimiz şebu Bismarck ve tarih boyunca da bunun hep şahidini görmüşüz. İslamiyet’e bakarken, İslamiyet’i en yüksek seviyede bütün milletleri ayrı ayrı idare edecek yüksek medeniyete sahip olduğunu ikrar ediyorlar. Bu çok önemli. Acaba tarih boyunca bize medeniyeti, bize maddi manevi inkişafı gösteren bizim İslamiyetimiz, bizim Kur’an’ımızdan alacağımız gelenek ve geleneklerimiz varken bütün ondan sonra bütün devletlere zulmeden hakikaten şurada görüyoruz. Biz neden ondan sonra her fırsatta bu milleti inciten ve bütün kuvvetiyle bize düşmanlık besleyen bu insanların gelenek ve görenekleri alıp bunu uygulamak bizim milliyet-i imaniyemize, milliyet-i İslamiyetimize yakışmıyor. Bizim milliyetimiz İslamiyettir. Aklımız Kur’an ve imandır. Biz bu nazarla, biz bu hakikatla devam edersek inşallah geçmişteki ecdadımızın o kahraman maddi manevi muvaffakiyeti en Elbette ki Allah’ın izniyle biz ona tekrar kavuşacağız. Dolayısıyla toplumumuzdan şunu rica ediyorum ki bir an önce bu konulara eğilsinler. Bizim yerli ve milli olan gelenek ve geleneklerimizi muhafaza edelim. Yeni bir anayasa ile bizim ruhumuza, İslami ahlaklarımıza, bizim Anadolu’nun ruhuna uygun bir anayasa ile Gerçekten gelenek ve göreneklerimizi inşallah temin edelim. Yoksa İspanya’dan, yoksa Fransa’dan, Almanya’dan, İngiltere’den getirdiğimiz kanunların hiçbir zaman gözü ki bize Faydası yoktur. Yerli ve milli kendi kanunlarımızı inşallah bir anayasa ile yapmaya bu milletimiz gerçekten ihtiyaç hissediyor" dedi.
24 Aralık 2025 Çarşamba - 17:17 Iğdır FK - Aliağa FK maçının ardından Ziraat Türkiye Kupası B Grubu ilk hafta karşılaşmasında Iğdır FK ile Aliağa FK arasında oynanan mücadelenin ardından iki takımın teknik direktörleri basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Ziraat Türkiye Kupası B Grubu’nun ilk haftasında Iğdır FK, sahasında Aliağa FK ile 2-2 berabere kaldı. Maç sonrası basın toplantısında açıklamalarda bulunan Iğdır FK Teknik Direktör İbrahim Üzülmez, "Gruplara ilk defa kaldığımız, tarihimizde de ilk defa gruplara kaldığımız bir maçta iyi başlamak isterdik tabii. Karşımızda da genç, mücadele eden bir rakibimizin olduğunu biliyorduk ve oyunun başlarına başladığınız zaman iyi başladığımızı söyleyemeyiz. Biraz da hatalarımız oldu. Özellikle geçiş oyunlarında rakibimize pozisyon verdik ve arkasından yediğimiz bir gol var tabii ki. Ondan sonraki süreçte zaten Özder’in müthiş golü ile oyunu dengelediğimizi düşünüyorum. İkinci yarı biraz daha baskılı geçen bir mücadele oldu ve Rotariu’nun müthiş golü, Ahmet İlhan’ın müthiş golüyle maç 2-2 bitti. Tabii bizim öncelikli hedefimiz ligdir ama gruplarda da alabildiğimiz kadar puan alıp, gidebildiğimiz kadar yerlere gitmek istiyoruz. Ama tabii teknik adam olarak, İbrahim Üzülmez olarak bu camiayı hakikaten Süper Lig hedefinden uzaklaştırmamak için o hedefimize daha çok yoğunlaştığımızı düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu. Üzülmez: "Bu camiayı hedeflere ulaştırmak için mücadele edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın" Oynanan karşılaşmada genç futbolculara şans verdiklerini ifade eden Üzülmez, "Bir rotasyon içerisinde saha içine çıkmaya çalıştık, az süre alan oyuncularımıza fırsat vermeye çalıştık. Oyuncularımız da ellerinden gelen gayreti gösterdiler. Hatalar var mı, var tabii ki. Özellikle ortak dediğimiz ikinci topları kazanma konusunda biraz daha gerideyiz. O toplarda biraz daha agresif olmamız lazım, biraz daha net gitmemiz lazım. 2-1’den sonra girdiğimiz 2-3 tane net pozisyonumuz da var. Biz ligde de bu anlamda sıkıntılar yaşıyoruz. Sivas maçında da 1-1’den sonra 2-3 tane net değerlendiremediğimiz pozisyonlar var. Bugün de 2-1’den sonra üçüncüyü atsak maçı kopartabileceğimiz bir oyundu. Hem Mendes’in, hem Koita’nın, hem Özder’in yakaladığı pozisyonları bir şekilde değerlendirme ve sonuçlandırma konusunda da sıkıntılar yaşıyoruz. Arkasından rakibin de müthiş ortası, Ahmet İlhan’ın da müthiş golüyle maç berabere bitti. Gelişmeye daha çok devam edeceğiz, kendimizi daha çok geliştireceğiz. Şimdi tabii ki önümüzde çok önemli, pazar günü oynayacağımız bir maç var. O maça en iyi şekilde hazırlanacağız ve ondan sonra yapacağımız takviyelerle beraber bu camiayı inşallah hedeflere ulaştırmak için var gücümüzle mücadele edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın" ifadelerini kullandı. "İzmir’i en iyi şekilde temsil ettiğimizi düşünüyorum" Ziraat Türkiye Kupası’nda İzmir’i temsil eden tek takım olarak müsabakaya büyük bir gururla geldiklerini dile getiren Aliağa Teknik Direktörü Ramazan Altıntepe, "Bunun için de çok mutluyuz. Maça gelirsek de buraya gelirken dedik; güzel futbol, iyi mücadele, birlikte oynama. Sahada futbolcu kardeşlerim elinden geleni yaptılar. Buradan galip de gidebilirdik ama 1 puan da çok iyi. İyi futbol oynadığımızı düşünüyorum bugün. Güzel futbol oynadığımızı düşünüyorum. İzmir’i en iyi şekilde temsil ettiğimizi düşünüyorum" şeklinde konuştu.
24 Aralık 2025 Çarşamba - 15:13 Olta yok, ağ yok: Karasu Çayı’nda çıplak elle yayın balığı avı Ağrı Dağı’nın doğu yamaçlarından doğup Aras Nehri’ne karışan Karasu Çayı’nda yaşanan ilginç bir olay, görenleri hayrete düşürdü. Bölgede "balık adam" olarak tanınan Suat Çetindere, hiçbir ekipman kullanmadan, balıkları çıplak eliyle yakalıyor. Iğdır’ın Aralık ilçesinde bulunan Aras Nehri ve Karasu Çayı, amatör balıkçıların en uğrak noktaları arasında yer alıyor. Balık tutmayı bir tutkuya dönüştüren yöre halkı, hafta sonlarını bu sularda geçirebilmek için sabırsızlıkla bekliyor. Özellikle Karasu Çayı’nda yaşayan ve halk arasında "Lakka" olarak adlandırılan yayın balığı, balıkçıların en çok peşine düştüğü türlerden biri. Ancak çayın yapısı nedeniyle olta ile balık tutmak neredeyse imkânsız. Bu durum karşısında Suat Çetindere, alışılmışın dışında bir yöntemle dikkat çekiyor. Nefesini tutarak suya dalan Çetindere, sazlıkların ve çalı diplerinin arasında saklanan balıkları eliyle yakalıyor. Onun bu sıra dışı avlanma yöntemi, kıyıda bekleyen arkadaşları tarafından hayret ve sevinçle izleniyor. Karasu Çayı’nda sergilediği bu cesur ve farklı balık avı, Suat Çetindere’yi bölgenin en dikkat çeken isimlerinden biri haline getiriyor. Suat Çetindere; " Ben bu balıkları hobi amaçlı, elimle suyun altında tutuyorum. Bende illegal yol ile balık tutma yoktur. Ben bu işe çocuk yaşta başladım. Bende bunu abimden öğrendim. Bunu geliştirdim. Herkes eli ile balık tutabilir ama ben suyun altına girerek bu balıkları tutuyorum. İnanmayan gelip görebilir" dedi.
Iğdır’da topraksız tarım için ilk adım atıldı
02 Ocak 2025 Perşembe - 15:56 Iğdır’da topraksız tarım için ilk adım atıldı Iğdır Üniversitesi Ziraat Fakültesi bünyesinde kurulan ve yürütülen “Topraksız Tarım Sistemleri Ar-Ge Ünitesi” ile birçok ürünün topraksız yetiştirilmesi sağlanacak. Iğdır Üniversitesi “Katma Değeri Yüksek Tarımsal Ürünler” alanındaki çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. Bu çerçevede Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği bölümünde Prof. Dr. Sefa Altıkat önderliğinde “Topraksız Tarım Sistemleri Ar-Ge Ünitesi” açıldı. Açılan ünite ile topraksız Tarım Sistemleri Ar-Ge Ünitesi’nin bölgenin tarım yapısına uygun çözüm önerileri geliştirerek su kaynaklarını etkin kullanım, verimliliğin artırılması ve çevre dostu tarım uygulamalarını yaygınlaştırmayı amaçlıyor. Bu ünite ile bölgede modern tarım tekniklerinin yaygınlaştırılması ve tarımsal verimliliğin artırılması için bir araştırma ve geliştirme platformu sunuyor. Aynı zamanda, bölge çiftçilerinin ekonomik durumunu iyileştirme ve çevreye duyarlı üretim modellerinin benimsenmesini destekleme amacıyla çeşitli projeler geliştirilmesi planlanıyor. Teknolojiyi tarımla birleştirerek hem yerel hem de ulusal düzeyde tarımsal sürdürülebilirlik konusunda fark oluşturmayı hedefliyor. Proje yürütücülerinden Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuncay Kaya topraksız tarımda ilaç kullanılmadan da bir tarım yapıldığını belirterek "Projemiz, Biyosistem Mühendisliği ile birlikte yürüttüğümüz öncülüğünü, liderliğini Biyosistem bölümünün yaptığı bir projedir. Hidrofonik sistem de sebze yetiştiriciliğini amaçlıyor. Buradaki maksadımız bizim araştırmalarımız için özel bir ortam oluşturmak. Aynı zamanda hidrofonik sistem çok büyük ticari faaliyetler bağlamında da yürütülüyor. Sağlıklı hiç ilaç kullanmadan minimum su kullanarak yapay ışık kullanılarak bir üretim yapma modeli. Biz burada araştırmalarımızda dış faktörleri minimize etmiş oluyoruz. Böylece herhangi bir araştırma yapıldığında en sağlıklı sonuçlara ulaşılır. Ancak bunu ticari bir yönü de var. Bir metre kare alanda marul yetiştirdiğinizde siz 15 bitki yetiştirebilirsiniz. Ancak bu sistemde 30-40 kadar bir bitki marulu yetiştirme imkanımız var. Daha az enerji ve daha fazla verim elde edilmiş oluyor. Bu da çok değerli bir detaydır" dedi. Bu sistemde yıl boyunca ürün alınabildiğini söyleyen Altıkat; "Bilimsel çalışmalarımızda bulaşma olmaması, kısa sürede ürün almamız tüm yıl boyunca, tüm yıl bu çok önemli. 12 ay boyunca üretim yapabilme imkanları sağlıyor. Bu yönüyle de çok önemli. Ve Iğdır şehrimiz de elbette ki tarımın yoğun olarak yapıldığı bir yer. Bölgede de bu faaliyetlerin yayılmasına çok uygun. Hidrofonik yani sıvı sistemlerle üretim yapma modeli. Elbette ki kış dönemini de üretime açmak, değerlendirmek, binaları, kapalı alanları da tarımsal üretime kazandırmak gibi bir faydası da olacaktır beraberinde. Iğdır Üniversitesi bunu ilk olarak başlatmış oluyor bu projeyle. Üniversitemiz biliyorsunuz İhtisas Üniversitesi olarak YÖK tarafından yetki ve görevlendirilmiş bir üniversite. Biz de bu bağlamda katma değeri yüksek tarımsal ürünler üzerine çalışıyoruz. Hidrofonik sistemin de tarımda katma değeri çok önemli oranda artıran bir yenilik olduğu biliniyor. Üniversitemiz bu çalışmalardan başladı ve devam ettirecek. Bitki türleriyle, farklı üretim modelleriyle çalışmamızı, projemizi genişletmeye devam edeceğiz" dedi. Iğdır Üniversitesi Ziraat Fakültesi Araştırma Görevlisi Alperay Altıkat ise sistemi tamamıyla istedikleri şekilde yönlendirdiklerini söyleyerek; "Sistemimiz susuz tarım olarak geçiyor, hidroponik sistem. Bu sistemde otomatik sulama sistemi bulunmakta. Kabinlerimiz sayesinde havalandırmayı dışarıdan alabiliyoruz ve kabin içeride olduğu için istediğimiz koşulu sağlayabiliyoruz. Haftalık süreçlerle sulaması bittikçe kendiliğinden otomatik olarak sulama sistemi devreye giriyor. Grow ledlerimiz mevcut. Full Spectrum bütün dalga boylarını sağladığı için dışarıdaki ışığa gerek duymadan bütün ışık ihtiyacını full ledlerden alabiliyor. Bu sayede üretimimizi bina içinde sağlayabiliyoruz. Nem, karbondioksit ve diğer bütün ihtiyaçları biz kendimiz ayarlayabiliyoruz” dedi.
Iğdır Üniversitesinin deri atölyesinde ürünler el işçiliği ile üretiliyor
30 Aralık 2024 Pazartesi - 13:08 Iğdır Üniversitesinin deri atölyesinde ürünler el işçiliği ile üretiliyor Iğdır Üniversitesi tarafından geleneksel motiflerin işlendiği ve tamamı el işçiliği ile üretilen deri ürünler üniversitenin sanat ve tasarım alanındaki iddiasını pekiştiriyor. Iğdır Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Geleneksel Türk Sanatları Bölümü tarafından kurulan ve işletilen deri atölyesi geçmişin izlerini günümüze taşıyor. Öğretim Görevlisi Akif Bayrak tarafından yönetilen atölyede tamamı el işçiliği ile üretilen ürünlerde makine kullanılmıyor. Atölyede üretilen ürünlerde geleneksel motifler işlenerek başta çanta ve cüzdanlar olmak üzere bütün ürünler üretiliyor. Gelen siparişlere göre üretilen ürünler hem üniversitenin döner sermaye gelirlerini de artırıyor hem de üniversitenin sanat ve tasarım alanındaki iddiasını pekiştiriyor. Deri atölyesinde çalışan Hatice Günay ürünlerin tamamıyla el işçiliği ile üretildiğini söyleyerek; “Iğdır Üniversitesi deri atölyesinde çalışıyorum. Burada tamamen el yapımı deriden aksesuar, çanta, kemer ve cüzdan yapıyoruz. Hiçbir şekilde makine kullanmıyoruz. Üniversitemiz bünyesinde verilen eğitimler ile sanatsal bütün ürünlerin atölyeleri var. Bunlardan biri de deri atölyesidir. Biz burada daha çok çanta, aksesuar ve kemer üzerine çalışıyoruz. Sipariş üzerine çalışıyoruz. Üniversiteye gelen sipariş ürünlerini yapıyoruz üniversite de bunları satıyor. Burada deri kabartma da yapıyoruz. Burada geleneksel motifleri biz ürünlere aktarıyoruz. Biz önce burada deriyi ıslatıyoruz. Ondan sonra geçireceğimiz deseni kesiyoruz. Daha sonra dövme kraftlarla onları kabartıyoruz. Kabartma tekniğine göre çalışıyoruz. Ayrıca gelen sipariş üzerine de çalışma yapıyoruz. Burada üretilen ürünleri hem üniversitemizin otelinin girişinde hem de çevrimiçi sayfamızda satışa sunuluyor” dedi.
Iğdır’da aşiretlerin toplumsal barışa etkileri konuşuldu
27 Aralık 2024 Cuma - 17:23 Iğdır’da aşiretlerin toplumsal barışa etkileri konuşuldu Iğdır’da toplumsal barışa önemli katkıda bulunan aşiretler ile ilgili program düzenlendi. Iğdır Üniversitesi Anlaşmazlık Çözümü ve Birlikte Yaşama Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi (ANLAŞMER) ile Kadim Aşiretler Federasyonu bünyesinde “Aşiretlerin Kültürel ve Sosyal Fonksiyonları: Toplumsal Barışa Etkileri” konulu program düzenlendi. Karaağaç Kampüsü 15 Temmuz Şehitleri Konferans Salonu’nda düzenlenen program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Programda toplumsal barışa önemli katkıda bulunan aşiretlerin önemi anlatıldı. Kadim Aşiretler Federasyonu Iğdır Temsilcisi Ferhat Armağan kadim aşiret kültürünün binlerce yıllık bir mirasın taşıyıcısı olduğunu belirterek, "Bu değerler, yüzyıllar boyunca toplumumuzu bir arada tutmuş, zor zamanlarda bize güç vermiştir. Aşiretlerimizin geçmişten bugüne kadar birleştirici bir güç olarak varlığını sürdürmesi, milletimizin en önemli zenginliklerinden biridir. Bugün dünyamız, bireyselleşme ve yalnızlaşmanın getirdiği birçok sorunla karşı karşıya. Ancak bizler, yardımlaşmayı, birlik ve beraberliği önceleyen kültürümüzle bu sorunlara karşı sağlam bir duruş sergileyebiliriz. Aşiretlerimizin dayanışma ruhu, modern toplumlara örnek olacak bir potansiyele sahiptir. Şunu da belirtmek isterim ki Müslümanlar olarak bizler manevi bir aşiret hükmündeyiz ve bu aşiretimizin iki milyar efradı vardır. Bizi birbirimize bağlayacak çok kuvvetli bağlarımız vardır. Allah’ımız bir, kitabımız bir, peygamberimiz bir, kıblemiz bir. Birlik vesileleri var” dedi. Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Mirpenç Akşit ise toplumda bazen büyük sorunların ortaya çıktığını, bu durumda aşiret liderleri olan kanaat önderlerinin ortaya çıkarak bu duruma çözüm üretmeleri gerektiğini söyleyerek, "Toplumda bazı hassasiyetler törpülendiği zaman haliyle sosyal yaptırımlar devreye girmesi gerekiyor. Toplumdaki büyük kişilerin kanaat önderlerin devreye girmesi gerekiyor. İşte bu toplumdaki sosyal meselelerin çözüme kavuşması da kanaat önderleri ile olacaktır. Bazı durumlarda bir problem çıkıyor bazı aileler günlerce evden çıkamıyorlar. Kendi temel ihtiyaçlarını karşılayamıyorlar. Evlerinde aç kalabiliyorlar. Bizler şunu diyoruz; suç şahsidir, buna bütün aile dahil edilmez. Çocuklar okula gidemiyor, hastalar hastaneye gidemiyorlar. Bu durumda kanaat önderlerinin devreye girerek bu duruma çözüm üretmesi lazımdır" dedi.
Kraliçe ana arılar Iğdır’da üretilecek
26 Aralık 2024 Perşembe - 12:46 Kraliçe ana arılar Iğdır’da üretilecek Iğdır İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nce arıcılara yüzde 50 hibeli ana arı üretim kovanı dağıtımı yapıldı. Kentte ana arı temininde yaşanan sıkıntı üzerine İl Tarım ve Orman Müdürlüğü yüzde 50 hibeli ana arı üretim kovanı projesi başlattı. Proje ile yüzde 50’si hibe yüzde 50’si de üretici desteği ile arı üretim kovanı dağıtımı yapıldı. Müdürlük binası önünde düzenlenen törenle çiftçiler ürünlerini teslim aldı. Burada konuşan İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Tingiş, ana arı temininde çevre illere bağlı kalmayacaklarını belirterek, “İlimizde ana arı temininde sıkıntılar yaşanmaktadır. Bundan dolayı çevre illere bağımlı kalınmaktadır. Bu kapsamda arıcılarımızın ihtiyaç duydukları ana kraliçe arıların kendi işletmelerinde üretebilmeleri, arıcılığımızı ve arı kovan sayımı artırabilmek için bu kapsamda bize müracaat eden 52 üreticimize toplamda bin 80 tane kraliçe ana arı kovanı dağıtmış bulunacağız. Üreticilerimizin bal miktarını yüzde 20 oranında artırmayı hedefliyoruz. Üreticilerimize yönelik yapılan bu projede 2024 içerisinde AKS sistemine kayıtlı üreticilerimize yüzde 50’si Tarım ve Orman Bakanlığımızın yüzde 50’si ise üreticilerin desteği ile bu projeyi sağlamış bulunmaktayız” dedi. Iğdır Valisi Ercan Turan, Ağrı Dağı’nın yüzde 65’inin kent sınırlarında olduğu halde bal üretimin az olduğunu söyleyerek, “Kraliçe ana arı üretimi ve çoğaltılması işi bilimsel esaslara dayalı olarak ilimizde yapılacaktır. Burada 52 üreticimize bu bin 80 tane kraliçe arı üretim kovanı yüzde 50 hibe ile vereceğiz. Bununla ilgili talep olursa aynı şekilde biz destek vermeye devam edeceğiz. Iğdır’ın müthiş bir potansiyeli var. Ağrı Dağı’nın yüzde 65’i bizde ama kovan sayımız geçmiş yıllara göre bundan 40 ve 50 yıl öncesine göre çok az. Bu kovan varlığını kısa sürede artırmalıyız” ifadelerini kullandı.
Kraliçe arılar Iğdır’da üretilecek
26 Aralık 2024 Perşembe - 12:37 Kraliçe arılar Iğdır’da üretilecek İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından hazırlanan proje ile Iğdır’da arıcılara %50 hibeli ana arı üretim kovanı dağıtımı yapıldı. Iğdır’da ana arı temininde yaşanan sıkıntıların önüne geçmek için İl Tarım ve Orman Müdürlüğü %50 hibeli ana arı üretim kovanı projesi düzenledi. Düzenlenen proje ile yüzde 50’si hibe yüzde 50’si de üreticiden karşılanmak üzere arı üreticilerine ana arı üretim kovanı dağıtımı yapıldı. Iğdır Tarım İl Müdürlüğü binası önünde yapılan dağıtıma çiftçiler de katılarak ürünlerini teslim aldılar. Dağıtım töreninde bir konuşma yapan İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Tingiş ana arı temininde çevre illere bağlı kalmayacaklarını belirterek; “İlimizde ana arı temininde sıkıntılar yaşanmaktadır. Bundan dolayı çevre illere bağımlı kalınmaktadır. Bu kapsamda arıcılarımızın ihtiyaç duydukları ana kraliçe arıların kendi işletmelerinde üretebilmeleri arıcılığımızı ve arı kovan sayımı artırabilmek için bu kapsamda bize müracaat eden 52 üreticimize toplamda bin 80 tane kraliçe ana arı kovanı dağıtmış bulunacağız. Üreticilerimizin bal miktarını yüzde 20 oranında artırmayı hedefliyoruz. Üreticilerimize yönelik yapılan bu projede 2024 içerisinde AKS sistemine kayıtlı üreticilerimize yüzde 50’si Tarım ve Orman Bakanlığımızın yüzde 50’si ise üreticilerin desteği ile bu projeyi sağlamış bulunmaktayız” dedi. Iğdır Valisi Ercan Turan, Ağrı Dağı’nın yüzde 65’inin Iğdır’da olduğu halde bal üretimin az olduğunu söyleyerek; “Kraliçe ana arı üretimi ve çoğaltılması işi bilimsel esaslara dayalı olarak ilimizde yapılacaktır. Burada 52 üreticimize bu bin 80 tane kraliçe arı üretim kovanı yüzde 50 hibe ile vereceğiz. Bununla ilgili talep olursa aynı şekilde biz destek vermeye devam edeceğiz. Iğdır’ın müthiş bir potansiyeli var. Ağrı Dağı’nın yüzde 65’i bizde ama kovan sayımız geçmiş yıllara göre bundan 40 ve 50 yıl öncesine göre çok az. Bu kovan varlığını kısa sürede artırmalıyız” dedi. (SY-NK)