SPOR - 12 Kasım 2025 Çarşamba 15:02

Dursun Özbek: "Ceza almaları disiplin yönetmeliği gereğidir ama derecelendirme yapılması lazım"

A
A
A
Dursun Özbek: "Ceza almaları disiplin yönetmeliği gereğidir ama derecelendirme yapılması lazım"

Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Türkiye Futbol Federasyonu’nun başlattığı bahis soruşturmasını, kulüp olarak dikkatli bir şekilde takip ettiklerini belirterek, "Ceza almaları disiplin yönetmeliği gereğidir, hiç kuşku yok ama işin içinde derecelendirme yapılması lazım. Bu yapılmadan açıklanan şeyler sadece o genç insanların geleceğini değil, Türk futboluna da zarar vermektedir. Konuya karar verecek mercilerin, bu konu üzerinde hassas olması gerektiğini düşünüyorum. Kurunun yanında yaş da yanmasın" dedi.


Galatasaray Spor Kulübü kasım ayı olağan divan kurulu toplantısı, Ali Sami Yen Spor Kompleksi RAMS Park Özhan Canaydın Konferans Salonu’nda gerçekleştiriliyor. Toplantıda Galatasaray Başkanı Dursun Özbek de açıklamalarda bulundu. Başkan Özbek, sözlerine Gürcistan - Azerbaycan sınırında düşen askeri kargo uçağında vefat eden askerler için ailelerine baş sağlığı dileyerek başladı.


Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının yıl dönümünde stadyumda anma töreni yaptıklarını söyleyen Özbek, "Kasım ayı her yıl bizim için hüzünle başlıyor. Pazartesi saat 09.05’te Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü her yıl olduğu gibi sevgi, minnet ve saygıyla andık. Galatasarayımız, ulu önderimizin koyduğu hedefler doğrultusunda yürümeye ve bu ülkenin insanlarını gururlandırmaya devam edecektir. Ulu önderimizin ruhu şad olsun" şeklinde konuştu.



"Sene başında koyduğumuz hedeflerden milim şaşmadan devam ediyoruz"


Futbol takımının hedeflerine devam ettiğini vurgulayan Dursun Özbek, "Futbol takımımız sene başından koyduğumuz hedeflerden milim şaşmadan yoluna devam ediyor. Özellikle Avrupa’da yakalamak istediğimiz bir başarı var ve bunun peşinden koşuyoruz. Bunun için önemli bir adım olan Ajax maçında takımımız galip gelerek hepimizi gururlandırdı. Bu başarının devam edeceğine ve bizi daha ileriye götüreceğine de yürekten inanıyorum. Ligdeki son maçımızdaki sonucu iş kazası olarak görüyorum. Takımımız puan farkıyla liderliğini devam ettiriyor. Hem ligde hem kupada hem de Avrupa’da yolumuza sonuna kadar, inanarak devam edeceğiz" diye konuştu.



"Ceza almaları disiplin yönetmeliği gereğidir ama işin içinde derecelendirme yapılması lazım"


Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) bahis soruşturmasıyla ilgili olarak sarı-kırmızılı iki futbolcunun Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na (PFDK) sevk edildiğini ifade eden Başkan Özbek, "Kulübümüz süreci dikkatli bir şekilde takip ediyor. Türk futbolunun tertemiz olması için gerekli bütün faaliyetleri de destekliyoruz. Burada dikkat edilmesi gereken husus sap ile samanın birbirinden ayrılmasıdır. Bahis oynayan futbolcuların cezalandırılması tabii ki gerekir ama seneler önce bahis oynamış bir futbolcunun, bir hafta evvel oynayanla aynı kefeye konmaması gerektiğini de düşünüyorum. Bu genç insanların kişilik haklarına ve Türk futbolunun marka değerine zarar vermeden bu konunun sonuca ulaştırılması gerektiğini düşünüyorum. Çok dikkat edilmesi gereken bir konu. Yaşadığımız süreçte bildiğiniz gibi üst seviyedeki bir hakemimiz hakkında çıkan haberler, kamuoyu tarafından yanış anlaşmış ve linçe sebep olmuştur. Bu şekilde açıklamalara gidildiği zaman önceden incelenmesi, irdelenmesi, faaliyetlerin neye mal olduğunu, nasıl faaliyet için olduğunu önceden tespit etmek lazım. Burada işaret etmek istediğim şey de tamamen odur. Bu bahis konusunun nereye gittiği, çok farklı pencerelerden bakıldığı zaman farklı neticeler veriyor. Onun için tümünü bir potaya koyup, bu potada haklı, haksız kararların alınması, bu potanın içinde gencecik insanların geleceklerinin tahrip edilmesine de karşıyım. Evet, ceza almaları disiplin yönetmeliği gereğidir, hiç kuşku yok ama işin içinde derecelendirme yapılması lazım. Bu yapılmadan açıklanan şeyler sadece o genç insanların geleceğini değil, Türk futboluna da zarar vermektedir. Bizle beraber 3 takımımız şu anda Avrupa’da oynuyor. Buradan çıkan ön yargılar maçlarımıza etki edecektir. Konuya karar verecek mercilerin, bu konu üzerinde hassas olması gerektiğini düşünüyorum. Kurunun yanında yaş da yanmasın" değerlendirmesinde bulundu.



"Aslantepe projesiyle ilgili kısa süre sonra inşaat ruhsatını alacağız"


Galatasaray Spor Kulübü’nün geleceği için sportif faaliyetler dışında projeler ürettiklerini dile getiren Özbek, sözlerine şöyle devam etti:


"Bu projelerin gerek finansal açıdan destek vermesi, tesisleşme açısından da kulüpten yetişecek genç sporcularımıza daha mükemmel şartların sağlanması için en önemli projelerimizden biri, Aslantepe Vadisi’nde yaptığımız spor kompleksi. Stadımızın yanında, çok değerli bir arazi üzerinde yapılacak. Basketbol, voleybol, yüzme ve salon sporlarını hizmete edecek kompleksi yapmak üzere harekete geçmiştik. Güncel gelişmeler oluyor. Geçen divanda da bahsettiğim mimari projeyi yapmıştık. Prosedür gereği arazinin 49 yıllığına Galatasaray Spor Kulübü’ne tahsis edilmesi için süre tanıdılar. Gerekli projeleri Gençlik ve Spor Bakanlığı’na sunup, onların onayını alıp, inşaat ruhsatı almak için ilgili mercilere başvurmamız gerekiyor. Projelerimizi 2 ay önce Gençlik ve Spor Bakanlığı’na sunduk, 2 hafta önce onay geldi. Diğer projeleri de ilgili mercilere hazırlıyoruz. Öyle umuyorum ki çok kısa bir süre sonra inşaat ruhsatını alacağız. Bu spor kompleksinin yapılabilmesi önümüzde belli bir süre var. Hiç gecikmeden orada kazma vuracağım. Her zaman olduğu gibi buradaki yaptığımız bu faaliyetimize de sizlerden destek bekliyorum."


Sarı-kırmızılıların başkanı ayrıca Kemerburgaz’da altyapı tesisleri için inşaata başladıklarını da açıkladı.



"Galatasaray için başarının sınırı yok"


Dursun Özbek, Galatasaray için başarının sınırı olmadığını vurgulayarak, "Her zaman daha iyisi, daha fazlasını yapmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ben ve arkadaşlarım hayal ettiklerimizin sadece bir kısmını gerçekleştirdiğimize inanıyoruz. Daha çok çalışacağız. Sizin gibi değerli üyelerimizin bize verdiği destekle, uyarılarınızla, önerilerinizle önümüze çıkan her engeli aşacağımıza inanıyorum" diyerek sözlerini tamamladı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Başkan Dal "Saimbeyli için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz" Adana’nın Saimbeyli İlçesi Belediye Başkanı Mahmut Dal," Saimbeyli’mizin her mahallesine dokunmaya, vatandaşlarımızın huzur ve refahı için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz" dedi. Saimbeyli Belediyesi ekiplerinin, ilçenin dört bir yanında yaşam standartlarını yükseltmek amacıyla yürüttüğü programlı çalışmalarına hız kesmeden devam ettiği bildirildi. Fen İşleri Müdürlüğü’ne bağlı ekipler tarafından Gökmenler ve Çatak mahallelerinde yol bakım ve genişletme çalışmaları gerçekleştirilirken, Kandilli Mahallesi’nde yapımı süren halı sahanın çevre duvarı örülmeye başlandığı kaydedildi. Belediye Başkanı Mahmut Dal, Karakuyu ve Yardibi mahallelerinde yapımı tamamlanan halı sahalarda incelemelerde bulunarak tesislerin son durumunu değerlendirdi. Spor yatırımlarının yanı sıra mahallelerin idari ihtiyaçlarıyla da ilgilenen Başkan Dal, her iki mahallede yapılması planlanan ’Muhtarlık Evleri’ için yer tespiti yaptı. İlçedeki her noktaya hizmet ulaştırma gayretinde olduklarını belirten Saimbeyli Belediye Başkanı Mahmut Dal, "Hemşerilerimizin yaşam kalitesini artırmak ve ilçemizin ihtiyaçlarını en hızlı şekilde karşılamak için saha çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Yol genişletme çalışmalarımızdan sosyal tesislerimize kadar her projemizi titizlikle takip ediyoruz. Saimbeyli’mizin her mahallesine dokunmaya, vatandaşlarımızın huzur ve refahı için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
Diyarbakır Cezaevinden izinli çıkıp karısını boğarak öldürdü Diyarbakır’ın merkez Sur ilçesinde 11 günlük izinle cezaevinde çıkan eşi tarafından öldürülen Rojda Yakışıklı’nın yengesi ve ablası, zanlının çıkmadan önce iki eşine de onları öldüreceği tehditlerinde bulunduğunu anlattı. İlçenin kırsal Beybulak Mahallesi Sarıkaş mezrasında 27 Aralıkta 3 çocuk annesi Rojda Yakışıklı (28), dini nikahlı eşi Okay Gür tarafından işkence sonrası boğularak öldürüldü. Gür, 11 günlük izinle cezaevinden çıktığı ve iki eşine kendilerini öldüreceği tehdidinde bulunduğu, eşlerin bu durumu ihbar ettiği ortaya çıktı. Yakışıklı’nın yengesi ve ablası, dehşet dolu anları anlattı. Gözaltına alına Gür, jandarma işlemlerinin ardından sevk edildiği mahkemece tutuklandı. Rojda’nın yengesi Sema Erdem, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine yaptığı açıklamada, Okay Gür’ün izne geldiğini, gelir gelmez eşlerini arayıp ölümle tehdit ettiğini söyledi. Buna yönelik Rojda’yı kontrol ettiklerini belirten Erdem, eve geldiklerini ve 17.30 sıralarında bu olayın olduğunu ifade etti. Erdem, Okay’ın, eşini ambara götürüp işkence yaparak öldürdüğünü aktararak, "27-28 Aralık tarihinde oluyor. Bir akrabamız başka bir köyden buraya gelirken Rojda’ya uğrayalım diyerek orada Rojda’yı soruyor. Eşi, ‘Haberim yok diyor.’ ‘Rojda, ailesinin evine gitmiş olabilir’ diyor. Sonra amcasının oğlu buraya geliyor Rojda nerede diye soruyor. Bunlar diyor; ‘Rojda’nın eşi eve gelmiş, buraya gelmesi mümkün değil. Kendi evindedir.’ Rojda’nın amcasının oğlu da diyor k, eşi bize demiş babasının evine gitmiş. Rojda yok, kayıp diye artık erkeklere duyurduk. Zaten daha önce de tehdit etmiş, eşi kesin ona bir şey yapmış diye duyurduk" dedi. "Eşini boğarak, kafasına darbe vurarak torbaya koyuyor" "Eşini aradık, sorduk. Eşi de sürekli haberim yok, haberim yok, karakola haber vermeyin diyor. Bizde dayanamadık karakola haber verdik" diyen Erdem, "Haber verdiğimizi öğrendikten sonra da kendisi araç çağırıyor. Eşini boğarak, kafasına darbe vurarak torbaya koyuyor. Bazı bölgelerinde işkence belirtileri vardı. Burada yakın bir yerlere getirip gömüyor. Kumasının yardımı da var, büyük eşinin. Büyük eşinin oğlunun parmağı da var. Bunlar hepsi kanıtlanmış, ispatlanmış. Karakolda da söylendi. Oğlu 15 yaşında, kendisi de karakolda itiraf etmiş. Babam böyle böyle yaptı diye. Hepimiz, kardeşleri hepsi ayaklandı" diye konuştu. "Rojda, eşi çıktıktan sonra karakola haber veriyor" Böyle insanların bırakılmasını istemediklerini vurgulayan Erdem, "Bırakıldıkça da kadınlar bu şiddeti, ölümü görüyor. En ağır cezanın verilmesini istiyoruz. 11 günlük bir izne çıkmış. Çıkar çıkmaz da bu olayı yaptı. Üç çocuğu var. İki kız, bir erkek çocuğu var. Oğlu 6 yaşında, en büyük kızı 10 yaşında, diğeri de 9 yaşında. Zaten büyük kızı görmüştü. Kimin parmağı varsa, kim ona yardım etmişse hepsinin çıkmasını istiyoruz. Rojda, eşi çıktıktan sonra karakola haber veriyor. Eşim beni tehdit etmiş diye haber veriyor. Suçlu bir insan, hapisten çıkmış" şeklinde konuştu. Görgü tanığı olan çocuklarını kaçırmış Her iki eşinin de Okay Gür’ü şikayet ettiğini kaydeden Erdem, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: "Kızı görmüş, bildiği için de kaçırmış. Oğlunu, büyük kızını bir araca alıp kaçırmış. Bunlar hepsi çıktı. Bismil’de yakalanmıştı. Devletimden rica ediyorum, her üç çocuğunu da ne üvey anneye, ne de en yakınına teslim edilmesin, devlet korumasında olmasını istiyorum. Annenin başına bu gelmişse, çocukların başına da gelebilir." Rojda’nın ablası Medine Çelik ise "Ablasıyım, sonradan geldim. Kardeşim tehdit edildiğini söylemiş. Kardeşimin hakkı kalmasın" ifadelerini kullandı. Öte yandan zanlı Gür’ün, "uyuşturucu" suçundan yaklaşık 4 yıldır tutuklu olduğu, açık cezaevine geçtiği bu kapsamda 11 günlük izin hakkından yararlandığı öğrenildi.
Ağrı Diyadin’de öğrencilere unutulmaz sinema günü Diyadin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Bulgurlu Köyü İlkokulu öğrencilerine Ağrı merkezde sinema keyfi yaşatılırken, çocuklar çeşitli ikramlarla da sevindirildi. Diyadin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı, sosyal sorumluluk çalışmaları kapsamında ilçeye bağlı **Bulgurlu Köyü İlkokulu**nda eğitim gören öğrenciler için anlamlı bir etkinlik düzenledi. Etkinlik kapsamında öğrenciler, Ağrı’da bulunan sinema salonuna götürülerek sinema keyfi yaşadı. İlk kez sinema deneyimi yaşayan birçok öğrenci, büyük ekran ve salon atmosferiyle unutulmaz anlar yaşarken, mutlulukları yüzlerinden okundu. Film gösterimi öncesinde ve sonrasında öğrencilerle yakından ilgilenen yetkililer, çocukların keyifli ve güvenli bir gün geçirmesi için titizlikle çalıştı. Etkinlik süresince öğrencilerin sosyal gelişimlerine katkı sağlayacak paylaşımlar yapıldı. Sinema etkinliğinin ardından Diyadin ilçesinde öğrencilere çeşitli ikramlarda da bulunuldu. Yapılan ikramlar çocukların yüzünü güldürürken, etkinlik gün boyunca neşeli anlara sahne oldu. Öğrenciler, kendileri için hazırlanan bu özel gün dolayısıyla büyük mutluluk yaşadı. Diyadin Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı yetkilileri, çocukların sosyal hayata katılımlarını artırmak, moral ve motivasyonlarını güçlendirmek amacıyla bu tür etkinliklerin devam edeceğini belirtti. Veliler ve öğretmenler ise düzenlenen organizasyondan duydukları memnuniyeti dile getirerek emeği geçenlere teşekkür etti.
Ankara Dijital baş ağrısına karşı her 20 dakikada bir kısa mola Modern yaşamın getirisi olan ’dijital baş ağrısı’nın henüz resmi bir tanı olarak yer almasa da klinik pratikte giderek daha sık kullanılmaya başlandığını söyleyen Medicana Sağlık Grubu Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Müge Kuzu Kumcu, "Ekran parlaklığı ortam ışığına göre ayarlanmalı, her 20 dakikada bir kısa mola verilerek gözler dinlendirilmeli" uyarısında bulundu. Dijitalleşmenin hayatı kolaylaştırırken bazı sağlık problemlerini de beraberinde getirdiğini, bunlardan en yaygının da baş ağrısı olduğunu belirten Medicana International Ankara Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doç. Dr. Müge Kuzu Kumcu, henüz resmi tanı olarak yer almasa da klinik pratikte giderek daha sık kullanılmaya başlanan ’dijital baş ağrısı’ kavramının bulunduğunu söyledi. Bu terimin parlak ekran maruziyeti, mavi ışık, ergonomik olmayan çalışma şartları, hareketsizlik ve zihinsel yorgunluğa bağlı gelişen baş ağrılarını tanımlamak için kullanıldığını belirten Doç. Dr. Müge Kuzu Kumcu, "Günün büyük bir bölümünü bilgisayar, tablet veya akıllı telefon karşısında geçirmek, göz, boyun ve omuz kaslarında aşırı zorlanmaya yol açıyor. Özellikle parlak ve yüksek kontrastlı ekran ışığı, gözün uyum mekanizmalarını zorlayarak baş ağrısını daha erken ve daha şiddetli hale getirebiliyor. Bu durum özellikle masa başı çalışanlarda ve yoğun ekran kullanan gençlerde baş ağrısı sıklığını belirgin şekilde artırıyor. Pandemi sonrası dönemde bu tip baş ağrılarında belirgin bir artış gözlemlenmektedir" dedi. ’Gerilim tipi baş ağrısı’ sebebiyeti Ekran kaynaklı baş ağrılarının temelinde birden fazla sebebin yer alabileceğini belirten Doç. Dr. Kumcu, bu sebepleri şöyle sıraladı: "Uzun süre ekrana odaklanmak göz kırpma sayısını azaltır ve göz kuruluğuna neden olur. Parlak ekran ışığı ve yetersiz ekran filtresi kullanımı, göz kaslarında aşırı yüklenmeye ve görsel stres artışına yol açar. Ekranlardan yayılan mavi ışık, gözün retina tabakasında hassasiyeti artırarak göz yorgunluğuna neden olur. Göz yorgunluğu baş ağrısının en önemli tetikleyicilerinden biridir. Bunun yanı sıra sabit pozisyonda kalmak boyun ve omuz kaslarında kasılmaya neden olur. Tüm bu faktörler birlikte beyindeki ağrı yollarını uyararak özellikle gerilim tipi baş ağrısı ve migren ataklarını tetikler." "Ekran parlaklığı ortam ışığına göre ayarlanmalı" Doç. Dr. Müge Kuzu Kumcu, alınabilecek önlemler konusunda da şunları paylaştı: "Ekran parlaklığı mutlaka ortam ışığına göre ayarlanmalı, maksimum parlaklıktan kaçınılmalıdır. Bilgisayar, tablet ve telefonlarda mavi ışık ve parlaklık filtreleri aktif olarak kullanılmalıdır. Her 20 dakikada bir kısa mola verilerek gözler dinlendirilmelidir. Bilgisayar başında ergonomik oturuş sağlanmalı, boyun ve omuz kasları düzenli olarak hareket ettirilmelidir. Uyku öncesi özellikle parlak ekranlardan uzak durulmalıdır. Doğru ekran kullanımı alışkanlıkları bu risk büyük ölçüde azaltabilir ve yaşam kalitesini yükseltebilir. Baş ağrısı modern yaşamın kaçınılmaz sonucu değil, önlenebilir ve yönetilebilir bir sağlık problemidir."