Yerel Haberler
İzmir
İzmir Valisi Elban: "Kurulan İzmir Kaynak Verimliliği Merkezi, Türkiye’de ilk ve tek kurum" 05 Aralık 2025 Cuma - 13:09:33 Kaynak verimliliği uygulamaları alanında kapasite oluşturmak ve İzmir sanayisine hizmet vermek amacıyla hayata geçirilen İzmir Kaynak Verimliliği Merkezi’nin tanıtım toplantısı gerçekleştirildi. İzmir Valisi Süleyman Elban, "Türkiye’de ilk ve tek kurum olan İzmir Kaynak Verimliliği Merkezi kurulmuş oldu" dedi. İzmir Kaynak Verimliliği Merkezi’nin tanıtım toplantısı, İzmir İktisat Kongre Binası’nda gerçekleştirildi. Toplantıya İzmir Valisi Süleyman Elban, AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, akademisyenler ve iş dünyası temsilcileri katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan Vali Elban, "Sadece valilikler bünyesinde değil, Türkiye’de ilk Kaynak Verimliliği Merkezi kuruldu. Bugünkü toplantımızın amacı da bunun kamuoyuna tanıtılması ve ilgililere bu hizmetin verildiğinin duyurulmasıdır. Malumunuz, özellikle küresel ısınma, iklim krizi, çevre kirliliği sorunları ve birçok nedenle artık dünyada hem kaynaklar gittikçe azalmaya hem de azalan kaynaklarla birlikte çevre kirliliği ve çevre sorunları ayrı bir sorun olarak ortaya çıkmaya başladı. Doğal olarak insanlık bu sorunlarla başa çıkmak ve kaynakları daha verimli kullanmak amacıyla çeşitli çalışmalara yöneliyor. Bu çalışmalardan biri olarak bilinçli üretim tekniklerinden vazgeçilip daha çevreci ve çevreyi korumaya yönelik tekniklere geçme mecburiyeti doğuyor. Bunların en önemlilerinden bir tanesi artık geri dönüşümün ön plana çıkarılmasıdır. Üretimde ne kadar geri dönüşümden kazanılmış malzemenin kullanılması çok önem kazanmaya başladı. Bunlar çeşitli regülasyonlarla ve fonlarla destekleniyor. Avrupa Birliği müktesebatı 1 Ocak 2026’dan itibaren sınırda karbon ayak izi uygulamasına başlıyor ve bazı ürünlerde başlamak kaydıyla 2030’a kadar artarak devam edecek şekilde ihraç edilen ürünlerde karbon ayak izinin azaltıldığını, daha çevreci ve teknolojik ürünler üretildiğini ispatlamak gerekiyor. Aksi halde ek ücret ve tarife ödemek zorunlu olacak" ifadelerini kullandı. "Türkiye’de ilk ve tek kurum" Kaynak Verimliliği Merkezi’nde firmalara karbon ayak izinin azaltılmasının ne anlama geldiği ve nasıl raporlama yapılması gerektiği konusunda destek vermek istediklerini belirten Elban, "Aynı zamanda bölgemizde bu alanda uzmanların yetişmesine katkı sağlamak istiyoruz. Tüm bu ihtiyaçlardan hareketle ilimizde bir Kaynak Verimliliği Merkezi kurulması zorunlu hale geldi. Bunu sanayi ve ihracatçılarla iş birliği içinde kurmak için ciddi çaba sarf ettik ancak arzu ettiğimiz sonucu alamayınca, regülasyonların başlamasına 26 gün kalmışken bu sorumluluğu üzerimize almak zorunda kaldık. Türkiye’de ilk ve tek kurum olan İzmir Kaynak Verimliliği Merkezi böylece kurulmuş oldu" dedi. "Bu sistemi belli bir süre tüm kullanıcılara ücretsiz açıyoruz" Kalkınma Ajansı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının desteğiyle yıllardır yürütülen, endüstriyel simbiyozu esas alan eco-cycle projesini de bu merkezin içine aldıklarını ifade eden Elban, sözlerini şöyle noktaladı: "Bu platformda herkes ürettiği atıkla sisteme girecek, ihtiyaç duyan firmalar da bu atıklara erişebilecek. Böylece geri dönüşüm malzemesine erişim kolaylaşacak ve karbon ayak izi azalacak. Bu sistemi belli bir süre tüm kullanıcılara ücretsiz açıyoruz. Bu hizmetten erken yararlananlar için avantaj sağlanacak; ileride maliyetler gereği ücretlendirme yapılacak. Eco-cycle’ın merkez bünyesine alınmasıyla Kaynak Verimliliği Merkezi’nin hizmetleri bütünleşik hale gelmiş oluyor. Böyle bir uygulama şu anda ülkemizde başka bir yerde bulunmuyor. Bu merkezde yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm, karbon ayak izinin azaltılması ve çevreci teknolojik üretim konusunda kapsamlı çalışmalar yürütmeyi hedefliyoruz."
05 Aralık 2025 Cuma - 12:38 EGİAD 35. yılını görkemli bir geceyle kutladı İzmir iş dünyasının öncü sivil toplum kuruluşlarından Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD), 35. kuruluş yıldönümünü ve yeni yılı, İzmir Tarihi Havagazı Fabrikası’nda düzenlenen özel bir kokteyl ile kutladı. EGİAD üyelerinin yanı sıra iş dünyası, kamu ve yerel yönetim temsilcilerinin de yoğun ilgi gösterdiği gece, EGİAD’ın 35 yıllık kurumsal yolculuğunda ulaştığı etkiyi ve geleceğe dair vizyonunu güçlü bir şekilde ortaya koydu. Etkinlik, EGİAD 35. Yıl Filminin izlenmesiyle başladı. Açılış konuşmalarını EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Özhelvacı ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay gerçekleştirdi. Program, müzik dinletisi ve 35. yıl pastasının kesimiyle devam etti. EGİAD’ın 35 yıllık yolculuğu EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Özhelvacı, 1990 yılında vizyoner 47 genç iş insanının "birlikte üretme, birlikte büyüme" hayaliyle yola çıkmasıyla kurulan EGİAD’ın bugün 900’ün üzerinde üyesiyle; sanayi, ticaret, hizmet ve tarım sektörlerinde faaliyet gösteren 3.500 şirketi ve yaklaşık 150.000 kişilik istihdamı temsil eden güçlü bir yapıya dönüşmüş olduğunun altını çizdi. Özhelvacı, "1990’da vizyoner 47 genç iş insanının attığı adım, bugün Ege’nin ve Türkiye’nin en güçlü genç iş dünyası platformuna dönüşmüştür. EGİAD, Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve değerlerinden güç alarak, toplumsal faydayı önceleyen yaklaşımından asla ödün vermemiştir" dedi. Kadın üyelerin oranının %36’ya ulaşması ve yeni üyelerin üçte birinin kadınlardan oluşması, EGİAD’ın fırsat eşitliğini odağına alan vizyonunun önemli bir göstergesi olduğunu vurgulayan Özhelvacı, üyelerinin %60’ından fazlasının uluslararası iş birliği gerçekleştirmesi, derneğin Ege iş dünyasını küresel ağlara bağlayan kritik bir köprü hâline geldiğini ortaya koydu. EGİAD’ın yolu açık, vizyonu net Gecenin ev sahibi EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı M. Kaan Özhelvacı, konuşmasında EGİAD’ın yolculuğunu değerlendirirken, geleceğe yönelik güçlü mesajlar da verdi. "Bu gece, geçmişin emeğiyle geleceğin vizyonunu buluşturan özel bir kutlamadır." diyen Özhelvacı, 35 yılın gururunu, yaklaşmakta olan 2026 yılının heyecanıyla birleştirdiklerini kaydetti. Üçüz dönüşüm vizyonu: Dijital, yeşil ve toplumsal dönüşüm Dönemin çerçevesini oluşturan Üçüz Dönüşüm ile dijital dönüşüm, yeşil dönüşüm ve toplumsal dönüşüm başlıklarında somut projeler ürettiklerine vurgu yapan EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Özhelvacı, "Dijital dönüşümün teknolojiyle değil, zihinle başladığını biliyoruz. Yapay Zekâ Zirvelerimizle EGİAD’ı bu dönüşümün merkezine konumlandırdık. D2 Mobil Uygulamamızı yapay zekâ destekli bir yapıya dönüştürüyoruz. Geçmiş yaz İzmir’de yaşanan orman yangınları sebebiyle, büyük bir balo yerine sade bir kokteyl tercih ettik. Bu özel yılımızda kaynaklarımızı ışığa ve gösterişe değil; çevreye, sürdürülebilirliğe, topluma değer katan projelere yönelttik. EGİAD Sakız Ağacı Korusu Projesi ve 35. Yıl Otoyol Ağaçlandırması, gelecek nesillere bırakacağımız en anlamlı yeşil miraslardandır. EGİAD yalnızca proje yapan değil, düşünce üreten bir kurumdur. 2026’nın başında yayınlayacağımız iki stratejik Think Tank raporu’nu tamamladığımızda, İzmir’in üçüz dönüşümüne ışık tutacağız." dedi. Uluslararası temaslar: EGİAD’ın küresel adımları EGİAD 2025 boyunca Paris’te düzenlenen VivaTech Fuarı, KKTC ticaret temasları, Fransa ve Belarus delegasyonları gibi birçok uluslararası buluşmada İzmir ve Ege iş dünyasını temsil ederek üyelerine yeni iş birliği fırsatları sunduğunu hatırlatan Özhelvacı, EGİAD’ın artık sadece İzmir’de değil; uluslararası platformlarda da sözü olan, itibarı yüksek bir kurum olduğunu ifade etti. EGİAD Melekleri: 10 yılda 40’tan fazla yatırım ve 5 milyon dolar hacim EGİAD Melekleri Yatırım Ağı’nın da bu sene 10. yılını kutladıklarını hatırlatan Özhelvacı; "Türkiye’de bir STK bünyesinde kurulan ilk akredite melek yatırım ağı olma gururunu taşıyan EGİAD Melekleri, bugün 40’ın üzerinde yatırım ve 5 milyon doların üzerinde hacimle girişimcilik ekosisteminin güçlü bir aktörüdür." ifadelerini kullandı. "EGİAD’ın başarısı kişilerin değil, ekiplerin eseridir" Konuşmanın kapanış bölümünde Özhelvacı, tüm EGİAD ailesine özellikle teşekkür etti. EGİAD’ın başarısının kişilerin değil, her dönem özveriyle çalışan ekiplerin eseri olduğunu belirterek, "Önceki dönem yönetim kurulu ve danışma kurulu başkanlarımıza, komisyon başkanlarımıza, profesyonel kadromuza ve tüm üyelerimize gönülden teşekkür ediyorum. Ayrıca İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Dr. Cemil Tugay’a, önceki dönem başkanlarımıza, fahri üyelerimize ve tüm katılımcılara teşekkürlerini sunuyorum" dedi. "Birlikte değer oluşturmaya devam edeceğiz" Özhelvacı, konuşmasını yeni yıla dair temennilerle noktaladı: "Yeni yıla adım atarken, birlik ve beraberliğimizin gücüyle üretmeye, çalışmaya ve değer oluşturmaya devam edeceğiz. 2026’nın EGİAD’a, şehrimize ve ülkemize sağlık, mutluluk ve başarı getirmesini diliyorum." "EGİAD’ın güçlü bir duruşu var EGİAD’ın güçlü bir duruşu olduğunu, yeşil, dijital ve toplumsal dönüşüm konusunda çalışmalar yaptığını söyleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, "Çok takdire değer pek çok çalışmanın altına imza attılar. Bugünden geleceğe güçlü, yürekli, birikimli insanların aynı zamanda okulu gibi çalıştıklarını görüyorum. O yüzden ben de gurur duyuyorum. Bu gece özellikle sizlerle birlikte olmak istedim. Her zaman yanınızdayım" dedi. Gece Sunshine Band ve DJ performansıyla devam ederek katılımcılara keyifli bir yeni yıl atmosferi yaşattı.
Doç. Dr. Sert: "Ülkemizde her yıl 41 bin kişiye akciğer kanseri teşhisi konuyor"
27 Kasım 2025 Perşembe - 10:38 Doç. Dr. Sert: "Ülkemizde her yıl 41 bin kişiye akciğer kanseri teşhisi konuyor" Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Fatma Sert, Türkiye’nin akciğer kanseri görülme sıklığında dünyada 7. sırada yer aldığına dikkat çekerek, "Maalesef her yıl yaklaşık 41 bin vatandaşımıza yeni teşhis koyuyoruz. Bu hastalığa karşı en güçlü kalkanı size tekrar hatırlatıyorum. ‘Sigaradan uzak durun’" diye konuştu. Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinde (EÜTF) Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı etkinlikleri kapsamında "Bir Kurdeleden Fazlası /Akciğer Kanserinde Gerçekler ve Mitler" paneli düzenlendi. Panele konuşmacı olarak Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Fatma Sert ve Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Akın Çinkooğlu katıldı. Türk Akciğer Kanseri Derneği (TAKD) ve öğrenci kulüplerinin iş birliğiyle Tıp Fakültesi D Amfisi’nde gerçekleşen etkinlik, öğrenciler tarafından büyük ilgi gördü. Panelde, akciğer kanseriyle ilgili toplumda dolaşan yaygın yanlış inanışlar, alanında uzman hekimler tarafından bilimsel verilerle anlatılarak hastalığın güncel durumu, teşhis ve tedavi yöntemleri kapsamlı bir şekilde ele alındı. "Akciğer hastalığına karsı en güçlü kalkan sigaradan uzak durmak" Öğrencilerin kulaktan dolma bilgilere değil, bilime kulak vermesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Fatma Sert, "Dünya genelindeki tabloya baktığımda, her yıl 2.5 milyon yeni vaka ve 1.9 milyon ölümle karşılaşıyoruz. Buda durumun ne kadar ciddi olduğunu ortaya koyuyor. Ülkemiz maalesef akciğer kanseri görülme sıklığında dünyada 7. sırada yer alıyor. Her yıl yaklaşık 41 bin vatandaşımıza yeni teşhis koyuyoruz. Özellikle kadınlarda sigara kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte vaka sayılarının yükseliş trendinde olduğunu üzülerek belirtmek isterim. Sizlerden ricam, kulaktan dolma efsanelere değil, bilime kulak vermenizdir. Bu hastalığa karşı en güçlü kalkanı size tekrar hatırlatıyorum. ‘Sigaradan uzak durun’" diye konuştu. "Elektronik sigara normal sigara kadar zararlıdır" Toplumda sıkça karşılaşılan ve sigara kullanımını meşrulaştırmaya çalışan bahaneleri net ifadelerle reddeden Doç. Dr. Fatma Sert, "’Komşum içmedi ama kanser oldu’ miti çöktü. Evet, sigara içmeyenlerde de genetik nedenlerle akciğer kanseri görülebilir, ancak bu sadece bir istisnadır. Vakaların yüzde 85-90’ı tütün kullanımıyla ilişkilidir. Bir istisnayı örnek gösterip sigarayı meşrulaştırmak, bile bile kendini büyük bir riske atmaktır. Elektronik sigaranın da halk arasında daha zararsız olduğu, kanseri etkilemediği düşünülse de normal sigara kadar zararlı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır" dedi. Doç. Dr. Sert, konuşmasında erken teşhisin hayat kurtarıcı önemine de dikkat çekti. "Erken tanıda yapay zekâ artık en büyük yardımcımız" Doç. Dr. Akın Çinkooğlu ise "Akciğer kanseri teşhisinde teknoloji hızla gelişiyor. Yapay zekâ destekli görüntüleme sistemlerinin, insan gözünün atlayabileceği milimetrik nodülleri bile saptayabiliyor. Erken tanıda yapay zekâ artık en büyük yardımcımız. Hem teşhisin doğruluğunu artırıyor hem de tedavi süreçlerini kişiselleştirmemize imkân sağlıyor. Bu sayede hastalığa çok daha erken evrelerinde müdahale etme şansımız oluyor. Akciğer kanserinin artık eskisi kadar umutsuz bir tablo değildir. Kemoterapinin yerini giderek akıllı ilaçlar ve immünoterapiler alıyor. İleri evrelerde bile PD-1/PD-L1 inhibitörleri sayesinde uzun süreli yanıtlar alabiliyoruz. Akciğer kanseri artık birçok hasta için kronik bir hastalığa dönüşebiliyor ve yaşam kalitesi önemli ölçüde artırılabiliyor" diye konuştu. Etkinlik, Türk Akciğer Kanseri Derneği’nin "Bir nefes, bir yaşam. Farkındalıkla başlayalım, erken tanıyla sürdürelim" çağrısı ve etkinliği düzenleyen öğrenci gruplarının hazırladığı ‘Ne Kadar Biliyoruz?’ tarzındaki eğlenceli bilgi oyunu ile sona erdi.
Genç ihracatçılar geleceğin yatırım ekosistemine hazırlanıyor
26 Kasım 2025 Çarşamba - 16:40 Genç ihracatçılar geleceğin yatırım ekosistemine hazırlanıyor EİB Genç İhracatçılar Konseyi ve EGİAD Melekleri, 8 Temmuz’da başlatılan stratejik iş birliğinin ikinci adımında girişimcilik, teknoloji ve melek yatırımcılık ekosistemini bir araya getirdi. Genç ihracatçılar ile yatırımcıların buluştuğu etkinlikte; melek yatırım süreçleri, teknoloji odaklı iş modelleri ve girişimci-yatırımcı uyumunun başarıya etkisi masaya yatırıldı. EİB Genç İhracatçılar Konseyi Başkan Yardımcısı Gizem Kula, "8 Temmuz 2025’te EGİAD Melekleri Ağı ile GİK olarak sağladığımız protokol ile bir stratejik ortaklık başlatmıştık. Bugün bu başlangıcın ikinci adımı olarak EGİAD Meleklerini daha yakından tanıdık. Bizler GİK olarak 160 üyeye ulaşmış durumdayız ve Türkiye’deki ihracatçı birlikleri arasında örnek gösterilen bir yapılanmayız. Genç profesyonelleri, girişimcileri ve yeni nesil iş insanlarını ihracata hazırlıyoruz, onları geleceğin ekonomisinin aktörleri haline getiriyoruz. Ayrıca EGİAD ve EGİAD Meleklerinin girişimcilik birikimleriyle buluşmasının Bölgemizde büyük bir kaldıraç etkisi oluşturacağına inanıyorum. Türkiye’nin sürdürülebilir ihracat başarısı gençlerin inovatif fikirleri, küresel vizyonu ve girişimcilik ruhuyla mümkün olacaktır" dedi. Melek Yatırımcılık: Temel Kavramlar ve Süreçlerle ilgili sunum yapan EGİAD Melekleri Genel Koordinatörü Melisa İtmeç, sunumunda, melek yatırımcılığın girişimcilik dünyasındaki etkisine ve yatırımcı-girişimci ilişkisinin stratejik önemine değindi. İtmeç, Türkiye’de melek yatırımcılık pazarının giderek büyüdüğünü, ancak girişimcilerin yatırım sürecine hazırlık, iş modeli doğrulama ve ölçeklenebilirlik gibi alanlarda hâlen önemli bir gelişim potansiyeline sahip olduğunu belirtti. Ayrıca EGİAD Melekleri Ağı’nın girişimcileri yalnızca sermaye ile değil; bilgi, deneyim ve güçlü bir iş çevresiyle desteklediğini vurguladı. Yılmaz: "Üreten şirketlerinin ortaya çıkmasına güçlü bir zemin hazırlıyor" ’Girişimcinin Kanatları: Melek Yatırım, Teknoloji, Girişim ve Başarı Hikâyeleri’ paneli, EGİAD Melekleri İcra Kurulu Başkanı Arda Yılmaz moderatörlüğünde düzenlendi. Yılmaz, "Türkiye’de girişimcilik ekosisteminin güçlenmesi için en kritik unsurun, doğru zamanda doğru destek mekanizmalarının devreye alınması olduğunu belirterek, "Genç ihracatçılarla girişimcilik dünyasını buluşturan bu iş birliği, geleceğin ölçeklenebilir, yenilikçi ve yüksek katma değer üreten şirketlerinin ortaya çıkmasına güçlü bir zemin hazırlıyor. EGİAD Melekleri olarak amacımız; potansiyeli olan her girişimcinin doğru mentorluğa, doğru yatırım yaklaşımına ve doğru eşleşmeye erişebilmesini sağlamak. Bu sinerjinin ülkemizin ihracat ve teknoloji kapasitesine uzun vadeli değer katacağına inanıyoruz" dedi. Panelde, melek yatırımcılık ekosisteminin dinamikleri, teknolojik dönüşümün girişimcilik süreçlerine etkisi ve başarılı girişimlerin ortak özellikleri kapsamlı şekilde ele alındı. EGİAD Melekleri İcra Kurulu Başkan Vekilleri Murat Çekirdek ve Özüm İlter Demirci ile EGİAD Melekleri İcra Kurulu Üyesi Zerrin Ülken, yatırımcı-girişimci uyumu, sürdürülebilir ve teknoloji odaklı iş modelleri, pazar doğrulaması, ekip yapısı, ölçeklenebilirlik ve yenilikçiliğin yatırım kararlarındaki belirleyici rolü üzerine görüşlerini paylaştılar. Konuşmacılar, Türkiye’de girişimcilik ekosisteminin büyüme potansiyelini vurgulayarak, stratejik mentorluk, doğru zamanlama ve güçlü iş birliklerinin girişimcilerin başarı yolculuğunda kritik öneme sahip olduğunu ifade ettiler.
SGK borçlanmaları için kritik günler
26 Kasım 2025 Çarşamba - 16:03 SGK borçlanmaları için kritik günler Sosyal Güvenlik Uzmanı Yavuz Kurt, sigortalıların eksik gün sayılarını tamamlayarak emekli olabilmeleri ve sigorta başlangıcını öne çekebilmeleri bakımından hizmet borçlanmalarının önemli olduğunu ancak yıl başıyla birlikte gerek asgari ücret artışı gerekse yapılacak yeni yasal düzenleme ile borçlanma maliyetlerinin büyük ölçüde artacağını belirterek, borçlanmalar hakkında bilgilendirme bulundu. Hizmet borçlanması nedir Sigortalıların, askerlik, doğum, memurların ücretsiz izinleri, avukatlık stajı, tutukluluk, gözaltı, grev veya lokavt gibi nedenlerle çalışamadıkları ve sigortalı bildirimlerinin yapılamadığı sürelerin daha sonra kendileri tarafından başvuru yapılarak, SGK tarafından hesaplanan tutarı ödemeleri ile kazanabilecekleri prim ödeme günleridir. Kimler borçlanma yapabilir Hizmet borçlanması yapılabilmesi için kişinin daha önce memur, işçi veya esnaf statülerinden en az bir gün sigortalı bildiriminin yapılmış olması gerekir. Bu kişiler, askerlik ve yedek subay okulunda geçen sürelerini, üç çocuğa kadar (üçüncü çocukta dahil) her bir çocuk için doğum sonrası iki yıla kadar olan süreleri, memurlar ücretsiz izin sürelerini, avukatlar staj, doktorlar ise fahri asistanlık sürelerini, grev, lokavt, tutukluluk ve hükümlülükte geçen süreler ile 13 Şubat 2011 tarihinden sonra geçen kısmi süreli çalışma sürelerini borçlanabilmektedirler. Sigortalılar elini çabuk tutmalı Sigortalılar, günlük asgari ücret ile bu ücretin 7,5 katı arasında belirlenen prime esas kazancın yine günlük yüzde 32’sini ödemek suretiyle borçlanma yapabiliyor. Örneğin bugün için bir günlük borçlanma bedeli 4/a (SSK) sigortalıları için 277,40 TL, aylık 8 bin 322 TL, yıllık ise 99 bin 864 TL. Ancak yıl başından itibaren asgari ücretteki artışla birlikte bu tutarlara artacak. Bununla da kalmıyor. Meclis’te bulunan ve Aralık ayı içinde yasalaşması beklenen torba kanunla günlük borçlanma oranı yüzde 45’e çıkarılıyor. Başvuru nasıl ve nereye yapılıyor Hizmet borçlanmasına ilişkin talepler, SGK müdürlüklerinde hazır olan hizmet borçlanması başvuru belgesi veya kişinin kendisinin hazırlayabileceği borçlanma isteğini belirtir bir dilekçe ile SGK il ve merkez müdürlüklerine bizzat yapılabileceği gibi e-Devlet üzerinden de bu başvurular kolaylıkla yapılabiliyor. İstediğim kadar süreyi borçlanabilir miyim Sigortalılar borçlanabileceklerin sürelerin tamamını ödemek zorunda değillerdir. Yalnızca hak etmek istedikleri sosyal güvenlik hizmetlerinden yararlanabilmek için yeterli süreyi borçlanabilirler. Örneğin 540 gün askerlik yapmış sigortalı emeklilik için 320 güne ihtiyaç duyuyor ise sadece bu kadar günü için de borçlanma yapabilecektir. Borçlanılan tutarlar geri alınabilir mi Aylık bağlanmamış olması şartıyla SGK’ye yazıyla müracaat ederek borçlanmadan vazgeçilmesi mümkün. Bu durumda ödenen borçlanma tutarının tamamı faizsiz iade edilir. Ödenen paranın bir kısmının iadesi ise mümkün değildir. Sigortalılar herhangi bir süre ve bir defaya mahsus şartı olmaksızın ödedikleri borçlanma bedellerini bu kapsamda her zaman ve her defa geri talep edebileceklerdir. Borçlanılan tutarlar ne zamana kadar ve nereye ödenmeli Sigortalılar başvuru yaptıklarında SGK tarafından hesaplanan borç tutarı, iadeli taahhütlü olarak kendilerine bildirilir. PTT alındısının ilgiliye teslim edildiği tarih borcun tebliğ tarihidir. Bu tarihten itibaren bir ay içinde borçlanma bedelinin bankaya ödenmesi gerekir. Tebliğ edilen borcunu süresi içinde ödemeyenler ile kısmi ödeme yapanların kalan sürelerinin borçlandırılması içinse yeni başvuru yapılması gerekecektir. Borçlanma hangi sigortalılık statüsünden sayılır Askerlik, doğum, doktora, tıpta uzmanlık, avukatlık stajı, doktorların fahri asistanlığı, grev, lokavt süreleri, gözaltı ve tutukluluk halleri, kısmi süreli çalışanların eksik günleri, borçlanma talebi yapılan tarihte tabi olunan son sigortalılık statüsü ne ise o statüden borçlandırılır. Örneğin son olarak 4/1-a (SSK) statüsünde çalışan bir kişinin borçlandırılan süreleri bu kapsamda değerlendirilir. Zorunlu sigortalılığından sonra isteğe bağlı prim ödeyenlerin borçlanmaları halindeyse bu süreler 4/1-b (Bağ-Kur) kapsamında değerlendirilecektir. Sigorta başlangıcı öne çekilir mi İlk defa sigortalı olunan tarihten önceki süreler için borçlanma yapılması durumunda sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlandırılan gün sayısı kadar geriye götürülür. Ancak bu durum askerlik, doktora öğrenimi, tıpta doktora veya uzmanlık öğrenim süreleri, fahri asistanlık, avukatlık stajı ve kişilerin kanun gereği yurt dışında resmî öğrenci olarak geçirmiş oldukları öğrenim sürelerinin 18 yaşının tamamlanmasından sonraki döneme ait olan kısmı için geçerlidir. Bir başka deyişle her borçlanma sigortalılık başlangıç tarihinizi öne çekmeyecektir.
Türkiye’nin 1,32 trilyonluk ekonomisi yapay zeka destekli siber tehdit altında
26 Kasım 2025 Çarşamba - 15:51 Türkiye’nin 1,32 trilyonluk ekonomisi yapay zeka destekli siber tehdit altında Türkiye’nin 1,32 trilyon dolarlık ekonomisi yapay zekâ tabanlı siber saldırıların hedefi haline geliyor. Son iki yılda saldırı sayısı 1 milyon eşiğini aşarken 2025’in ilk 10 ayında 215 binden fazla doğrulanmış saldırı kaydedildi. Veriler saldırıların üçte ikisinin insan hatasından kaynaklandığını ve şirketlerdeki en zayıf halkanın teknoloji değil kullanıcı olduğunu gösteriyor. Hızla artan yapay zekâ destekli siber saldırılar, yalnızca teknik bir risk oluşturmuyor aynı zamanda şirketlerin üretim süreçlerini durduran finansal kayıplara yol açan ve kritik verileri hedef alan yeni bir ekonomik tehdit haline geliyor. Yapay zekâ destekli saldırıların hız kazanması özellikle KOBİ’ler başta olmak üzere tüm sektörlerde güvenlik mimarisinin yeniden ele alınmasını zorunlu kılıyor. Uzmanlar işletmelerin bu tabloyu bir bilişim sorunu olarak değil kurumsal risk yönetiminin temel başlığı olarak değerlendirmesi gerektiğini vurguluyor Siber güvenlik maliyet değil iş sürekliliğinin sigortası Fazlanet Bilgi Teknolojileri AŞ CTO’su Barış Bayram Türkiye’de siber saldırıların yapay zekâ ile birlikte çok daha gelişmiş ve karmaşık hale geldiğini belirterek işletmeleri uyardı. Saldırganların artık klasik yöntemlerle değil doğrudan yapay zekâ destekli araçlarla hareket ettiğini ifade eden Bayram, "Günümüzde saniyeler içinde kişiye özel hazırlanmış sahte e-postalar üretilebiliyor. Yapay zekâ tarafından görünmez hale getirilen kötü amaçlı kodlar hızla çoğalıyor ve güvenlik duvarlarını test eden otomatik botlar büyük bir hızla yayılıyor" dedi. Bu durumun özellikle KOBİ’ler açısından ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurgulayan Barış Bayram, şirketlerin güvenlik harcamalarını ek maliyet olarak görmesinin büyük bir yanılgı olduğunu belirterek, "Siber güvenlik maliyet değil iş sürekliliğinin sigortasıdır. Doğru mimari doğru ürün ve doğru yapı ile risk ciddi ölçüde azalır. Bu dönüşüm için zannedildiği kadar yüksek bütçelere ihtiyaç yoktur" ifadelerini kullandı. Barış Bayram Fazlanet’in danışmanlık verdiği işletmelerde modern güvenlik mimarisine geçiş yapıldığında saldırıların başarı oranının belirgin biçimde düştüğünü ve Fazlanet’in sahadaki tüm uygulamalarında ortak sonucun aynı olduğunu söyledi. Bayram, "Güçlü analiz doğru yapılandırma ve yapay zekâ destekli güvenlik araçları riski yönetilebilir seviyeye çekiyor" diye konuştu. Dijital güvenlikte alarm seviyesi Barış Bayram, işletmelerin gecikmeden hayata geçirmesi gereken temel önlemleri de şöyle sıraladı: - Personel eğitimi: Saldırıların üçte ikisi insan hatasından kaynaklanıyor - Ağ segmentasyonu: Tek bir zafiyet tüm sistemi etkilemesin - Yapay zekâ destekli güvenlik araçları: Çünkü saldırılar artık yapay zeka ile geliştiriliyor - Siber sigorta: Günümüzde bir seçenek değil zorunluluk - USOM ve yetkili kurumlarla işbirliği: Tehdit istihbaratı kurumlar için kritik önemde Bu bir teknoloji değil ekonomi meselesi Türkiye’nin dijital kırılganlığının ekonomik bağımsızlıkla doğrudan ilişkili olduğunu vurgulayan Bayram, Türkiye’de her işletmenin güvenli, sürdürülebilir ve yapay zekâ çağının saldırılarına karşı dirençli bir dijital altyapıya sahip olması gerektiğine dikkat çekti. Bayram, "Fazlanet olarak hedefimiz bu direnci güçlendirmek. Bu yalnızca bir teknoloji konusu değil aynı zamanda ülkenin ekonomik güvenliği açısından stratejik bir gerekliliktir" dedi.
Mehmet Sepil: "Göztepe, İzmir’in en önemli toplumsal kuruluşlarından biri"
26 Kasım 2025 Çarşamba - 15:21 Mehmet Sepil: "Göztepe, İzmir’in en önemli toplumsal kuruluşlarından biri" Göztepe Onursal Başkanı Mehmet Sepil, camia olarak İzmir’in en önemli toplumsal kuruluşlarından biri olduklarını belirterek, "Türkiye’de en fazla amatör ve olimpik branşı bünyesinde barındıran takımlardan biri olabiliriz" dedi. Göztepe Satranç ile UKEB Okulları arasında gerçekleştirilen iş birliğinin lansmanında Göztepe Onursal Başkanı Mehmet Sepil, hem satranç branşıyla hem de amatör sporlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Bu branşa 4 yıl önce başladıklarını ve iyi bir mesafe yol aldıklarını vurgulayan Sepil, "3. Lig’de en alt seviyeden başlayıp geçen sene en üst lige yükseldik. Türkiye bugün satrançta artık çok önemli bir konuma gelmiş durumda, yaklaşık 1 milyon aktif oyuncu, bin 700, bin 800 civarında da lisanslı sporcu var. Bu rakamlar gerçekten çok anlamlı. Diğer branşlarımızdaki sporcu sayılarıyla Avrupa’yı kıyasladığımızda her zaman aynı başarıyı göremiyoruz; örneğin voleybolda yanılmıyorsam yaklaşık 400 bin sporcu var. Burada en önemli nokta, satrançtaki büyük kitlenin büyük kısmı gençlerin oluşturmasıdır" dedi. "Satranç branşı yükselişte" Satranç branşının yeniden yükselişte olduğunu ifade eden Mehmet Sepil, "Gençlerimiz ve çocuklarımız bizim için çok önemli ve satranç da onların gelişimi açısından en az diğer sporlar kadar değerli. Belki fiziksel bir branş değil ama çocukların geleceğine katkı sağlayan, düşünme ve analiz becerilerini geliştiren çok önemli sporlardan biri olduğuna inanıyorum" diye konuştu. "En fazla amatör branşı olan kulüp olabiliriz" Göztepe’nin yaptığı çalışmalarla Türkiye’de ve İzmir’de dikkat çektiğini dile getiren Sepil, "Camia olarak belki de İzmir’in en önemli toplumsal kuruluşlarından biriyiz. Sürekli ifade ettiğim gibi, Türkiye’de en fazla amatör ve olimpik branşı bünyesinde barındıran takımlardan biri olabiliriz. Bu nedenle satranç da bizim için önemli bir yer tutuyor" diyerek sözlerini tamamladı.
İzmir’de göçmenleri taşıyan lastik bot battı: 1 ölü, 1 kayıp
26 Kasım 2025 Çarşamba - 14:51 İzmir’de göçmenleri taşıyan lastik bot battı: 1 ölü, 1 kayıp İzmir’in Karaburun ilçesi açıklarında düzensiz göçmenleri taşıyan lastik botun su alarak batma tehlikesi geçirmesi sonucu Sahil Güvenlik Komutanlığı alarma geçti. Gece boyu süren arama kurtarma faaliyetleri neticesinde 17 göçmen kurtarılırken, 1 kişinin cansız bedenine ulaşıldı. Kayıp olduğu değerlendirilen 1 göçmen için çalışmalar sürüyor. Dün gece saat 23.44 sıralarında, Karaburun ilçesi açıklarında, içerisinde bir grup düzensiz göçmenin bulunduğu lastik bot, bilinmeyen bir nedenle su alarak batma tehlikesi geçirdi ve acil yardım talebinde bulundu. İhbarın alınmasının hemen ardından Sahil Güvenlik Komutanlığı, bölgeye geniş çaplı arama kurtarma ekibi sevk etti. Operasyon için 1 Sahil Güvenlik Gemisi (TCSG-109), 4 Sahil Güvenlik Botu (TCSG-912, KB-41, KB-117, KB-4507) ve havadan destek sağlamak üzere 1 Sahil Güvenlik Helikopteri (TCSG-513) bölgeye intikal etti. 17 göçmen kurtarıldı, 1 ölü Bölgeye ulaşan sahil güvenlik unsurları tarafından başlatılan arama kurtarma faaliyetleri sonucu, yarı batık vaziyette tespit edilen lastik bot üzerinde ve deniz yüzeyinde bulunan toplam 17 düzensiz göçmen sağ olarak kurtarıldı. Arama sırasında 1 düzensiz göçmenin cansız bedenine de ulaşıldı. Kurtarılan düzensiz göçmenlerin ifadeleri doğrultusunda, gruptan 1 kişinin kayıp olduğu değerlendirilirken, kayıp göçmenin bulunması için çalışmalar sürdürülüyor. Öte yandan kurtarılan göçmenlerin sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi.
Menemen, kadına şiddete karşı tek ses oldu
26 Kasım 2025 Çarşamba - 12:45 Menemen, kadına şiddete karşı tek ses oldu Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, Menemen’de anlamlı etkinliklere sahne oldu. Yürüyüş ve salon programına eşi Filiz Pehlivan ile birlikte "Öldüren sevgi istemiyoruz" yazılı dövizi taşıyarak katılan Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, "Kadın, bir ailenin kalbi; bir toplumun taşıyıcısı; bir medeniyetin temelidir. Kadına yönelik şiddet ise yalnızca bir kişiye değil, bütün bir topluma yapılmış en büyük haksızlıktır." dedi. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü, Menemen’de düzenlenen yürüyüş ve ardından gerçekleşen bilgilendirme toplantısıyla, güçlü bir mesaja dönüştü. Menemen Kadın Danışma Merkezi önünden başlayan yürüyüşe, Menemenli kadınlar ve erkekler tek ses olarak bir arada katıldı. Eşi Filiz Pehlivan ile birlikte yürüyüşe katılan Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, "Öldüren sevgi istemiyoruz." ve "Kadına şiddet, insanlığa ihanet" yazan dövizleri taşıdı. Kadınlar, şiddete karşı bilgilendirildi Alkışlı yürüyüş, Menemen Belediyesi önüne dek sürerken, günün ikinci programı ise Menemen Belediye Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. Menemen Belediye Meclis Üyeleri Av. Nevin Öztabak Yıldırım ve Av. Safiye İrem İncesu’nun 6284 Sayılı Kanun kapsamında Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele hakkında sunum yaptığı programda Polis Memuru Merve Ulusu da, "Şikayet Başvuru Süreci Nasıl İşler?" konulu sunum gerçekleştirdi. Menemen Sosyal Hizmet Müdürlüğü İşleyişi ve ŞÖNİM sunumunun da yapıldığı toplantıda, Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan farkındalık mesajı verdi. "Kadın, medeniyetin temelidir" Başkan Pehlivan, "Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde, toplumun vicdanını en derinden yaralayan bir meseleye karşı; kadınlarımızın onurunu, hayatını ve geleceğini savunmak için bir aradayız. Kadın, bir ailenin kalbi; bir toplumun taşıyıcısı; bir medeniyetin temelidir. Kadına yönelik şiddet ise yalnızca bir kişiye değil, bütün bir topluma yapılmış en büyük haksızlıktır. Bir kadının gözyaşı hepimizin sorumluluğudur. Bir kadının çığlığı hepimizin vicdanına dokunur ve bir kadının güvenliği bu şehrin en temel görevidir. Kadınlarımızın hayatına, onuruna ve huzuruna uzanan her elin karşısında durmak; yalnızca devletin değil, toplumun tüm kesimlerinin ortak görevidir. Biz de Menemen’de bu sorumluluğun farkındayız. Kurumlarımızla, STK’larımızla, muhtarlarımızla ve kadınlarımızın güçlü dayanışmasıyla bu mücadeleyi birlikte veriyoruz." dedi. "Konuşmaktan, fark etmekten, duyurmaktan asla vazgeçmemeliyiz" Etkinlikte konuşan Filiz Pehlivan ise, "Bugün, yalnızca bir anma değil; farkındalığımızı, duyarlılığımızı ve kararlılığımızı tazelediğimiz bir gündür. Kadına yönelik şiddet; sadece kadınların değil, ailelerin, toplumun ve insanlığın yarasıdır. Bu acı, hiçbir kültürde, hiçbir inançta, hiçbir vicdanda kabul edilemez. Şiddet, bahane değil; mücadele edilmesi gereken bir gerçektir. Her kadın; evinde, işinde, sokakta, hayatın her alanında güven içinde yaşama hakkına sahiptir. Kadının onuru, mutluluğu, sağlığı ve özgürlüğü, toplumun ortak sorumluluğudur. Bizler de bu sorumluluğu paylaşmak ve güçlendirmek zorundayız. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi; yalnızca hukuki yaptırımlarla değil, eğitimle, bilinçle, dayanışmayla ve güçlü toplumsal destekle mümkündür. Konuşmaktan, fark etmekten, duyurmaktan ve el uzatmaktan asla vazgeçmemeliyiz." ifadelerini kullandı.