Yerel Haberler
Kastamonu
22 Aralık 2025 Pazartesi - 16:36 Kastamonu Üniversitesi, 2000 yılından sonra kurulan devlet üniversiteleri arasında Türkiye ikincisi Yükseköğretim Kurulu tarafından hazırlanan Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu’nda Kastamonu Üniversitesi, 2000 yılı sonrası kurulan üniversiteler arasında Türkiye’de ikinci, Karadeniz Bölgesi’nde birinci oldu. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından hazırlanan Üniversite İzleme ve Değerlendirme Genel Raporu-2025 yayımlandı. Raporda yer alan göstergeler doğrultusunda Kastamonu Üniversitesi, 12 farklı alanda Türkiye genelinde ilk 20 üniversite arasında yer alırken, 2000 yılından sonra kurulan 74 devlet üniversitesi arasında Türkiye genelinde 2. sırada yer alma başarısı gösterdi. Bu sıralamada ilk sırada İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa yer aldı. Rapora göre Kastamonu Üniversitesi, Karadeniz Bölgesi’nde 2000 yılından sonra kurulan devlet üniversiteleri arasında 1. sırada yer alarak, bölge üniversiteleri arasında ilk 20’de en fazla göstergede yer alan üniversite olarak öne çıktı. 12 göstergede Türkiye ilk 20’de yer aldı YÖK tarafından, eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme, uluslararasılaşma, sürdürülebilirlik ile topluma hizmet ve sosyal sorumluluk başlıkları altında değerlendirilen raporda Kastamonu Üniversitesi, öğrencilerin yaptığı endüstriyel/sektörel projelerin sayısı, Teknokent/TTO projelerine katılan öğrenci sayısı, yarışmalarda alınan ödül sayısı, TÜBİTAK tarafından sağlanan ulusal ve uluslararası proje ve destek sayısı, sanayi ile ortak yürütülen ulusal Ar-Ge projeleri, uluslararası değişim programları kapsamında gelen öğretim elemanı sayısı, sosyal sorumluluk projeleri, Engelsiz Üniversite Ödülleri, dezavantajlı gruplara yönelik faaliyetler, erişilebilirlik envanteri gibi 12 farklı göstergede Türkiye genelinde ilk 20 üniversite arasında yer aldı. Kastamonu Üniversitesi, öğrenciler tarafından yürütülen sosyal sorumluluk projeleri sayısında Türkiye 10’uncusu, üniversite tarafından yürütülen projelerde ise 16’ncı sırada yer aldı. Engelsiz Üniversite Ödülleri göstergesinde 44 ödül ile Türkiye 3’üncüsü oldu. Ar-Ge ve TÜBİTAK desteklerinde Türkiye ilk 10’da Araştırma-geliştirme alanında sanayi-üniversite iş birliğini merkeze alan çalışmalarıyla dikkat çeken Kastamonu Üniversitesi, sanayi ile ortak yürütülen ulusal Ar-Ge projeleri sayısında Türkiye 9’uncusu oldu. TÜBİTAK tarafından sağlanan ulusal ve uluslararası proje ve destek sayısında ise 465 destek ile Türkiye genelinde 7’inci sırada yer aldı. Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, YÖK İzleme ve Değerlendirme Raporu’na ilişkin değerlendirmesinde, Kastamonu Üniversitesi’nin 2000 yılından sonra kurulan devlet üniversiteleri arasında Türkiye ikincisi, Karadeniz Bölgesi’nde ise birinci olmasından duyduğu memnuniyeti ifade etti. Rektör Topal, bu başarının ortaya çıkmasında emeği geçen öğrencilere, akademisyenlere ve idari personele teşekkür ederek, eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme, topluma hizmet ve uluslararasılaşma alanlarında yürütülen çalışmaların rapor göstergeleri doğrultusunda kararlılıkla sürdürüleceğini belirtti.
22 Aralık 2025 Pazartesi - 16:10 Binanın 14’üncü katından düşerek ölen kadının nişanlısı beraat etti Kastamonu’da apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybeden kadının nişanlısı, cinayet şüphesiyle hakkında açılan davada beraat etti. Olay, 27 Şubat 2025 tarihinde Kuzeykent Mahallesi Kazım Karabekir Caddesi’nde bulunan bir sitede meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, 30 yaşındaki Eser Mumcuoğlu, sitede oturduğu apartmanın 14’üncü katından düşerek hayatını kaybetti. Olayın ardından aynı evde ikamet eden ve olay sırasında birlikte alkol aldıkları tespit edilen Eser Mumcuoğlu’nun nişanlısı S.Ö., gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından tutuklanan S.Ö. hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’kadına karşı kasten öldürme’ suçundan dava açıldı. Davanın görülen karar duruşmasında tutuksuz yargılanan S.Ö. ve avukatı hazır bulundu. "Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim" Duruşmada son kez savunma yapan S.Ö., "Mütalaayı kabul etmiyoruz. Hayatımın hiçbir aşamasında bir kadına ne de bir canlıya zarar vermedim. Önceki beyanlarını tekrar ediyorum, beraatımı talep ediyorum" dedi. Sanık S.Ö.’nün avukatı ise, "Eser, olay günü not bırakmıştır, intihar edeceğini belirtmiştir. Sosyal medya platformları üzerinden de sürekli ölümden bahsetmiştir. Ayrıca telefonu incelendiğinde öldükten sonra dahi nereye gömüleceğini, organlarının bağışlanmasını istediği görülmektedir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde bu şahsın intihara meyilli olduğu, bugün değilse bile yarın bir gün intihar etmesinin beklendiği dosyadaki delillerle sabittir. Dosyada müvekkilimizin cinayet işlediğine dair tek bir delil dahi yoktur. Dolayısıyla müvekkilimizin ’kadına karşı kasten öldürme’ suçunu işlediğine dair başından itibaren dosyada tek bir delil dahi yoktur. Bu yüzden müvekkilimiz hakkında daha fazla mağduriyete sebebiyet vermemesi açısından derhal beraat kararı verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu. "Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir" Eser Mumcuoğlu’nun ailesinin avukatı ise, "Bu dosya sanığın geçtiğimiz celsede bahsettiği gibi basit bir intihar dosyası değildir. Psikolojik şiddete sürüklendiği ağır bir travma geçirmiştir. Eser’in daha öncesinde intihar girişimi olmuştur. Bunu yapmış olması psikolojik hasta olduğunu göstermez. S.Ö. baştan itibaren tutarsız ifadelerde bulunmuştur. Her ne kadar bir önceki celsede taleplerimiz reddedilmişse de dosyadaki deliller manipüle edilemez. Olay günü sabah başlayan tartışma, akşama kadar devam etmiştir. Akşam da Eser’in hazırladığı yemeği S.Ö. yememiştir. Eser, bunun üzerine ilaç içmiş ve bunu da nişanlısı görmüştür, duymuştur. Bu kadar yaşanan olayın içerisinde S.Ö., temizlik yaparak evdeki delilleri karartmıştır. Eser, S.Ö. ile 1,5 ay kadar beraberken ölmüştür. Eser’in paylaştığı notta ’her şeyden S.Ö. sorumludur’ yazmaktadır. Eser, S.Ö.’nün evinde ölmüştür. Buna da sağlıklı bir ilişki olmadığı bellidir. Olay gününe ait sanığın beyanları çelişkilidir. Komşusu, ‘ölmek istemiyorum’ şeklinde söz duyduğunu demiştir. Keşif istedik reddedildi, tekrardan istiyoruz. Psikolojik rapor alınmasını istiyoruz. Eser ölmek istememiştir, Eser ölüme sürüklenmiştir. Bu nedenlerle sanığın en üst seviyeden cezalandırılarak tutuklanmasını talep ederiz" şeklinde konuştu. Savunmaların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti S.Ö.’nün beraatına karar verdi.
Kastamonu, Sinop ve Çankırı, turizm master planıyla turizmde çağ atlayacak
10 Temmuz 2025 Perşembe - 17:39 Kastamonu, Sinop ve Çankırı, turizm master planıyla turizmde çağ atlayacak Çalışmaları 10 yılı aşkın süren TR82 Bölgesi Turizm Master Planı ile Batı Karadeniz Bölgesinin tanıtımı yapılarak, turizm gelirlerinin arttırılması hedefleniyor. Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti finansmanıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı (KUZKA) tarafından yürütülen proje ile hazırlanan ve 10 yılı aşkın hazırlıkları süren "TR82 Bölgesi Turizm Master Planı"nın tanıtım toplantısı yapıldı. Toplantıda TR82 Bölgesinde yer alan Çankırı, Sinop ve Kastamonu’nun turizm ile ilgili hedefleri dile getirildi. "Türkiye yüzyılı kalkınma hamlesi programını başlattık" KUZKA’da gerçekleştirilen tanıtım toplantısında konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Oruç Baba İnan, "Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türkiye yüzyılı kalkınma hamlesi programını başlattık. Mayıs’ın sonu itibariyle yeni teşvik sistemimiz yayınlandı. Yeni teşvik sisteminin 2 önemli ayağı bulunuyor. Birisi taşınma teşvikleri, diğeri de yerel kalkınma hamlesi. Yerel kalkınma hamlesi bizim bütün yaptığımız hem ülkemizi yüksek teknolojiye geçirme hamlelerinde hem de bu kalkınma hamlesini tabana ve bölgeler arası eşitsizliği giderecek şekilde yaygınlaştırma amaçlarımız için çok kritik. Eğer birinci bölgeden dördüncü ya da beşinci bölgelere bir yatırım taşınırsa bunu bir sıfırdan yatırım yapılmış gibi kabul ve teşvik edeceğiz. Dolayısıyla ikinci el de olsa birinci bölgeden taşınacak makineler, bu bölgelere gelecek yatırımları sıfırdan yapılmış yatırım gibi teşvik edeceğiz. Türkiye yüzyıllık kalkınma hamlesi programında bölgeler arası eşitsizliği giderecek önemli bir çağ başlatacağı kanaatindeyiz. İkincisi yerel kalkınma hamlesinde de her il için her sene 4 tane o ilin potansiyelini açığa çıkaracak ve o ile yapılacak dokunuşla o illerde büyük etki uyandıracak sektörleri tespit edip bu yatırımlara altıncı bölge teşvikleri vermeyi planlıyoruz. Bunu da ilk programı dün açıklandı. 81 il için 324 başlık açıklandı, inşallah bu başlıklarda da bölgemizde yapılacak illerimizdeki yatırımlarla kalkınmayı tabana yaymayı hedefliyoruz" dedi. "Çok yakın gelecekte 100 milyar dolar turizm geliri hedefliyoruz" Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan ise, "Dünya Turizm örgütü geçtiğimiz günlerde açıkladı, Türkiye artık dünyada en fazla turist ağırlayan 4’üncü ülke konumuna geldi. Türkiye turizmde artık dünyanın en önde gelen ülkelerinden birisi konumda. Türkiye’nin geldiği bu aşama ülkemizin ekonomik ve gelişimi ile cari açığın kapatılması açısından son derece kritik. Türkiye barındırdığı fırsatlar, cennet ülke olması her türlü turizm ürününe sahip olması büyük bir potansiyele, zengin bir imkana sahip olması nedeniyle bu 61 milyar dolar bizim için asla yeterli değil. Bizim çok çok daha büyük hedeflerimiz var. Türkiye içinde barındırdığı bu potansiyelle çok yakın gelecekte 100 milyar dolar turizm geliri hedefliyoruz. Biz de bu anlayıştan bu gerçekten yola çıkarak Bakanlık olarak sektörümüzle, bölgelerimizle çok güçlü işbirliği içerisinde 100 milyar ve daha üst taraflara ulaşmak için çalışmalarımızı yoğun bir şekilde sürdürmekteyiz. Belirlenen hedeflere ulaşmak için Türkiye’nin tüm imkanlarını 81 ile yayıyoruz. Turizm ürününün her birinin pazarlamasını, tanıtımını yaparak ülkemize daha fazla insan çekebiliriz. Özellikle son yıllarda kültür, inanç, gastronomi, doğal güzellikler gibi saiklerle seyahat etme, 21 yıl önce tüm dünyada yüzde 7’ydi. Bugün bu oran yüzde 40’lara gelmiş durumda. Bu büyük bir pasta demek. Bugün dünyada 1,5 milyar insan seyahat ediyor, 500 milyonun üzerinde insanın artık kültür, gastronomi, inanç, doğal güzellikler gibi yerleri seyahat ettiği anlamına geliyor. Bu çerçevede Batı Karadeniz Bölgemiz, Türkiye’nin gastronomi kültür, inanç, gastronomi, doğal güzellikler açısından çok büyük potansiyele ve imkana sahip bölgelerimizin başında geliyor. Sinop, Kastamonu, Çankırı, Zonguldak, Karabük, Bolu, Düzce, kültürel zenginlik olarak baktığımızda büyük ürünler ve eserler bulunuyor. İnanç merkezi açısından özellikle Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait çok ciddi inanç merkezleri bulunuyor. Doğal güzelliğini söylememe gerek dahi yok. Dünyanın cennet köşelerinden bir tanesi bu bölge, Ilgaz gibi kış turizm merkezimiz var. Gastronomisini, mutfağını söylememize gerek yok. Olağanüstü zengin, lezzetli bir mutfağı var. Dolayısıyla elimizde müthiş bir potansiyel var. Biz bu potansiyeli inşallah nitelikli turizm ürünlerine dönüştürerek, bu anlamda dünyanın kültür, inanç, gastronomi, doğal güzellikler açısından dünyanın en gözde turizm merkezlerinden birisi yaparız" diye konuştu. "İş adamlarımızdan yatırım yapmalarını istiyoruz" Kastamonu’nun sahip olduğu turizm potansiyeline dikkat çeken Kastamonu Valisi Meftun Dallı da, "Denizi, kayak turizmi, doğa, inanç ve gastronomi turizmiyle dört mevsim turizm yapılabilir bir ilimiz. Bu potansiyeli inşallah diğer Çankırı ve Sinop illerimizle birlikte bir bütüncül bakış açısıyla bu master planının yardımcı olacağını umuyor ve diliyoruz. İş adamlarımızdan Kastamonu’ya ve diğer illerimize yatırım yapmalarını istiyoruz. Turizmde en önemli ayak tesisler, istediğiniz kadar tanıtım yapın ama insanlar geldiğinde rahatça konaklayabilecekleri, yiyip içebilecekleri, istirahat edebilecekleri tesisler yoksa maalesef söylediğiniz havada kalıyor. İlimizden memnun ayırılan herkes bir sonraki yıla yanında 10 kişiyle gelecek iken tersi olduğunda yani mutsuz bir şekilde ayrıldığında gelenlerin de bir şekilde önüne geçiyor. Onun için en başta turizm yatırımlarına ihtiyacımız var. 3 ilimizde de aynı sorunun var olduğunu düşünüyorum" şeklinde konuştu. "Turizm Master Planı, 10 yılı aşkın disiplinli çalışmayla bir üst aşamaya geçişin somut göstergesi" KUZKA Genel Sekreteri Dr. Serkan Genç ise, TR82 Bölgesi Turizm Master Planı ile ilgili bilgi vererek, "10 yılı aşkın disiplinli bir müdahalenin doğal bir sonucu, bir üst aşamaya geçişin somut göstergesidir. 2015 yılında hayata geçirdiğimiz Bütünleşik Turizm Projesi, bölge turizmine yönelik sistematik ilk müdahalemiz oldu. Tanıtımda parçalı yapıyı ortadan kaldırarak tek elden pazarlama anlayışını benimsedik. Şehirlerimizin kurumsal kimliğini oluşturduk, destinasyonlarımızı dijital ve geleneksel araçlarla görünür kıldık. Bu adım, bölgesel turizmin dağınık yapıdan çıkıp stratejik bir çerçeveye oturtulmasında önemli bir eşikti. Kurumsal altyapının ardından odağımızı sahadaki dönüşüme yönelttik. Turistik içerik üretimini destekledik, bölgemizin potansiyelini değere dönüştürerek tanıtımdan yönetime geçtik. Bu dönemde, turizm eylem planlarını uygulamaya koyduk. 30’un üzerinde saha araştırması, analiz ve fizibilite çalışmasıyla veri temelli politika üretimi sağladık. Türkiye’de bir ilk olan Destinasyon Odaklı Mali Destek Programlarımız ile birçok önemli projeyi hayata geçirdik. Sadece altyapı yatırımı değil, hikayesi olan mekanlar ve deneyime dayalı turistik alanlar oluşturduk. Bölgenin turizmde değer üretici bir konuma gelmesiyle birlikte, bu değeri tescillemek ve görünür kılmak üçüncü evremizi oluşturdu. UNESCO adaylık süreçlerinden, Cittaslow üyeliğine, coğrafi işaretlerden AB tescil başvurularına, kültürel festivallerden güçlü aktörlerle iş birliklerine kadar çok sayıda çalışma yürüttük. Bu dönemde TR82 Bölgesi’nin, yalnızca bir potansiyel değil, tanınan ve tercih edilen bir destinasyon haline gelmesini hedefledik. Türkiye’nin şu anda açık tek turizm teşvik programı olan "Batı Karadeniz’i Keşfet" ile seyahat acenteleri üzerinden konaklamalı tur paketlerini teşvik ediyoruz. 10 yılı aşkın bu süreci geride bırakırken artık daha yüksek bir vizyona, daha bütüncül bir bakışa ihtiyacımız vardı. Tamamlamış olmaktan gurur duyduğumuz TR82 Bölgesi Turizm Master Planı, tam bu ihtiyaçtan doğmuştur. Bu plan; geçmişteki tüm müdahalelerin sentezidir, bölgesel potansiyelin stratejik yönetime dönüşmesidir, yerelin sesiyle şekillenmiş, küresel eğilimleri gözeten bir yol haritasıdır. Bugün geldiğimiz noktada, artık tanıtım yapan değil yön veren, yatırım bekleyen değil yatırımı planlayan, takip eden değil trend oluşturan bir turizm bölgesi olma yolundayız. Bu çıtayı daha da yukarı taşımak için master planı sadece bir belge değil; birlikte hayata geçireceğimiz bir vizyon olarak değerlendiriyoruz" ifadelerini kullandı. Planda, kısa, orta ve uzun vadede 48 proje önerisi sunuluyor Turizm Master Planı katılımcılık ilkesine dayalı, iş birliğini esas alan ve yerel ihtiyaçlara duyarlı bir anlayışla ile çok yönlü analiz süreci sonunda, kamu kurumları, yerel yönetimler, sektör temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve akademik çevrelerin katkılarıyla hazırlandı. Plan, TR82 Bölgesi’ni yıl boyu tercih edilen bir destinasyona dönüştürmeye ve bölgenin sosyo-ekonomik kalkınmasına katkı sağlamaya yönelik somut proje önerileri içeriyor. Ulusal politika belgeleriyle uyumlu olarak şekillendirilen planlama sürecinde, bölgenin doğal, kültürel ve ekonomik potansiyeli ile altyapı, alt destinasyonlar arası iş birliği, bölgesel kimlik bütünlüğü ve mevsimsellik konuları göz önünde bulundurularak toplamda öncelikli 48 proje önerisi geliştirildi. Söz konusu projelerin bir kısmı kısa vadede hızla uygulamaya geçirilebilecek somut adımları içerirken, bazıları ise TR82 Bölgesi’nin turizmde sürdürülebilir dönüşümünü hedefleyen orta ve uzun vadeli stratejilere temel oluşturuyor.
Çiftçilerden DSİ isyanı: "Patlayan borularımız yapılmıyor"
10 Temmuz 2025 Perşembe - 17:03 Çiftçilerden DSİ isyanı: "Patlayan borularımız yapılmıyor" Kastamonu’nun Seydiler ve Devrekani ilçelerinde görev yapan muhtarlar ile pancar üreticileri, sulama borularının patlaması sebebiyle tarlalarını sulayamadıklarını ve ürünlerinin yandığını belirterek, Devlet Su İşleri (DSİ) önünde eylem yaptı. DSİ’ye tepki gösteren muhtarlar, her çiftçinin 500 bin TL zararı olduğunu söylediler. Kastamonu’nun Seydiler ve Devrekani ilçelerinde pancar yetiştiriciliği yapan üreticiler ile köy muhtarları, DSİ 23. Bölge Müdürlüğü önünde eylem yaptı. Kulaksızlar ve Beyler barajlarından tarlalarına ulaşan boruların patlaması sebebiyle 2 aydır mahsullerini sulayamadıklarını ve bu yüzden ürünlerinin tarlalarında yandığını belirten pancar üreticileri ve köy muhtarları, ücretini ödedikleri sulama suyunu alamadıklarını belirterek duruma tepki gösterdi. Bölge Müdürlüğü giriş kapısının önünde gerçekleşen eylemde grup adına açıklamada bulunan Seydiler Merkez Mahallesi Muhtarı Yücel Bakırcıalioğlu, 6 bin dönümlük arazideki ürünlerinin susuzluktan yandığını ifade etti. "6 bin dönüm alanı sulayamadık, her bir çiftçinin en az 500 bin TL civarında zararı var" Muhtarlar olarak değil, pancar ekicileri olarak haklarını aramak istediklerini ifade eden Bakırcıalioğlu, "Biz buraya muhtarlar olarak değil, pancar ekicileri olarak geldik. Şu anda büyük bir mağduriyet yaşıyoruz. Bize Mayıs ayında ‘bütün suyunuz garanti, parayı ödeyin’ denildi. Paramız olmadığı halde kredi kullandık, borç bulduk, yine de parayı ödedik. Sulama Birliği Başkanına ödemelerimizi yaptık. Ancak buna rağmen Devlet Su İşleri’ne ait hiçbir pompa çalışmıyor. Bu durumu özellikle bilmenizi istiyoruz. Bu yüzden 6 bin dönüm arazimizdeki pancar, mısır, ayçiçeği, yulaf gibi ürünler yanmakta. Gerçekten büyük bir mağduriyet içerisindeyiz. Yetkililere konuyu ilettiğimizde, ‘o bölgeden fazla gelir elde edemiyoruz, bu nedenle pek önem vermiyoruz’ gibi ifadeler kullanılıyor. Yeterli greyderimiz yok, kepçemiz yok. Bu yüzden bakım ve onarımlar yapılmıyor. Kepçe ve greyder gönderilmiyor. Bu da mağduriyetimizi daha da büyütüyor. Her çiftçimizin en az 500 bin TL civarında zararı var. Bu zararların karşılanması için buradayız. Devlet Su İşleri önüne bu yüzden geldik. Siz değerli yetkililerden yardım istiyoruz" dedi. "Böylece hem devleti küçültmüş oldular hem de yolu yapmadılar" Kulaksızlar ve Beyler barajlarından aldıkları sulama suyu için hiçbir kanalın yapılı olmadığını belirten Bakırcıalioğlu, "Ayrıca Devlet Su İşleri’nin yol yapımı için gönderdiği greyder, üç gün sonra ‘parçası yok, yeterli bütçemiz yok’ denilerek geri çekildi. Böylece hem devleti küçültmüş oldular hem de yolu yapmadılar. Greyderin bilyesinin olmadığını, yurt dışından geleceğini söyleyerek bizi oyalıyorlar. Hiçbir kanal yolu kullanılabilir durumda değil. İşçiler taşınamıyor. Bu duruma yetkililerin lütfen müdahale etmesini istiyoruz" diye konuştu. "İnsanlar geçimini sağlamak için mücadele ederken, DSİ bizimle alay ediyor" Bu sorunların yaklaşık 2 aydır devam ettiğini ve şu ana kadar hiçbir çözüm elde edemediklerini ifade eden Bakırcıalioğlu, "Yaklaşık iki aydır bu sıkıntılar devam ediyor. ‘bugün geleceğiz, yarın geleceğiz’ diyorlar ama gelen yok. Tüm çiftçiler adına konuşuyoruz. Hepsi mağdur durumda. Tarlalarımız kurumuş ve yanmış halde. Aynı yerde dört defa arıza yaşanıyor. Devlet Su İşleri gibi büyük bir kurum sadece bir traktör ve özel bir kepçe kiralayarak bu işi çözmeye çalışıyor. Bu, insanlarla adeta alay etmektir. İnsanlar geçimini sağlamak için mücadele ederken sürekli ‘contamız yok, malzeme yok, paramız yok’ gibi bahanelerle oyalanıyorlar. Mağduriyetimizin giderilmesini tüm yetkililerden bekliyoruz" şeklinde konuştu. Nisan ayında ücretini ödeyerek satın aldıkları suyun verilmesi gerektiğini anlatan Bakırcıalioğlu, "Nisan ayında verilmesi gereken suyun bakım ve onarımı yapılmasından dolayı Temmuz ayı geldi ve hala su verilmedi. 6 bin dönüm arsaya dikilen mahsulde susuzluktan verim kaybına neden oldu. Anayol altından geçen ana hat borusunun çelik hat kısmı kısa tutulduğundan dolayı aynı yerden devamlı patlıyor. Yazın ortasına geldik borular patladığı için hala su verilmemiştir. Ana boru asfaltın sağ ve sol yol geçişi en az 25’er metre çelik boru ile geçilmelidir. Beyler Sulama Birliği hattı asfalt geçişi 5 metre tek çelik boru ile geçilmiştir. 2015 yılında ilk sulamaya başlanan barajın 10 sene geçmesine rağmen bir türlü randıman alınamaması müteahhit işçiliğinin ne kadar kötü olduğunu gösterir. Ülkemizin, devletimizin çöpe atılacak beş kuruş parası yoktur. Ödenek istenip yedek parçaların alınmasını talep ediyoruz. Sezon sonunda genel bakımların yapılmasını ve barajın sezona hazır hale getirilmesini talep ediyoruz" ifadelerini kullandı. Eyleme Seydiler Muhtarlar Derneği Başkanı İzzet Sancak, Seydiler Merkez Muhtarı Yücel Bakırcıalioğlu, Seydiler Hacıkayalar Mahallesi Muhtarı Serdar Horozoğlu, Seydiler Aşağı Aslanlı Mahallesi Muhtarı Yücel Şahin, Seydiler Yolyaka Köyü Muhtarı Çetin Işık ile ilçelerden gelen pancar üreticileri destek verdi.
Sanayi ve Ticaret Bakan Yardımcısı İnan: "10 senede hamle anlamında yakaladığımız ivmeyle dünyadaki birçok ülkeden ayrıştık"
10 Temmuz 2025 Perşembe - 13:41 Sanayi ve Ticaret Bakan Yardımcısı İnan: "10 senede hamle anlamında yakaladığımız ivmeyle dünyadaki birçok ülkeden ayrıştık" Sanayi ve Ticareti Bakan Yardımcısı Oruç Baba İnan, sanayi yatırımlarıyla ilgili, "Bugün, son 10 senede hamle anlamında yakaladığımız ivmeyle dünyadaki birçok ülkeden ayrıştık" dedi. Sanayi ve Ticaret Bakan Yardımcısı Oruç Baba İnan, Kastamonu’da sivil toplum kuruluşları, iş adamları, fabrika temsilcileri ve şehrin ileri gelenleriyle bir araya geldi. Kastamonu’nun Araç ile İhsangazi ilçeleri arasında açılması için çalışmaların sürdüğü Organize Sanayi Bölgesi ile mevcut Organize Sanayi Bölgelerinin son durumlarının ele alındığı toplantıda konuşan İnan, "Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye yüzyılını inşa ederken Kastamonu’nun tarihini öğrendikçe, Kastamonu’nun potansiyelini keşfettikçe gerçekten Türkiye yüzyılının ve geleceğimizin teminatlarından birisinin de Kastamonu olduğunu yüreğimize kadar hissediyoruz. Bu anlamda bugüne kadar bu yolda emeği geçmiş tüm Kastamonu’muza teşekkür ediyorum. İnşallah yarınları da beraber bu tarihimizden aldığımız özgüvenle inşa etme noktasında hep beraber devam edeceğiz" dedi. "Özellikle orta ve yüksek teknoloji yatırımlarını öncelemeyi hedefliyoruz" Teşviklerde teknoloji yatırımlarını öncelemeyi hedeflediklerini belirten İnan, "Bugün, son 10 senede hamle anlamında yakaladığımız ivmeyle dünyadaki birçok ülkeden ayrıştık. Bu ayrışmayı önümüzdeki dönemde hızlandırarak devam etmek istiyoruz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak bu doğrultuda hem kurduğumuz teşvik mekanizmaları, iş adamlarımız takip etmişlerdir, çok yakın zamanda yeni teşvik sistemimizi açıkladık. Bu teşvik sisteminde gerçekten o ülkemizin orta ve yüksek teknolojiye olan ihtiyacını giderecek, çareler üretecek yeni mekanizmalar var. Bütün iş adamlarımızı il müdürlüklerimizle, ajans genel sekreterliklerimizle istişare ederek, doğru noktalarda teşviklerden yararlanarak özellikle orta ve yüksek teknoloji yatırımlarını öncelemeyi hedefliyoruz. Türkiye yüzyılının inşasında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak ana gündemlerimizden birisi de sanayi alanları master planıdır. Bu master planını hazırlarken haritaya baktığımızda Kastamonu ve civarı özellikle ön plana çıkan bir bölge" diye konuştu. Kastamonu’da devam eden yatırımlarla ilgili de konuşan İnan, "Buranın Karadeniz’e olan yakınlığı, kendi doğal kaynakları, özellikle ahşap bazlı birikimi ve doğal kaynaklarının ön plana çıktığını görüyoruz. Bu doğrultuda hem çeşitli OSB projelerimiz, hem iktisat OSB projemiz, hem küçük sanayi sitesi projemiz ile Kastamonu’nun bir kabuğunu çatlatma evresine geçtiğini gösteriyor. İnşallah Allah nasip ederse hem Araç-İhsangazi OSB’nin hızlandırılmasını, orada dördüncü, beşinci bölge arasındaki teşviklerde OSB’nin bütününün aynı teşvikten yararlanması noktasındaki desteğimiz sürecek. Merkez OSB’deki genişlemeyle ilgili kamulaştırmadan tamamını karşılayamazsak bir miktar kamulaştırma desteğimiz yine Orman Ürünleri İhtisas OSB’nin Kastamonu’nda kurulması için yer teslimi çalışmalarına inşallah başlıyoruz" şeklinde konuştu. Bakan Yardımcısı İnan, yaklaşık 9 yıldır yapımı bekleyen S.S. Maslak Yeni Küçük Sanayi Sitesi Yapı Kooperatifinin projesinin tamamlandığını ifade ederek, "Maslak Yeni Küçük Sanayi Sitemizin projesi son aşamaya geldi. Bu yılın son üçüncü çeyreğinde ihalesini yapıp, dördüncü çeyreğinde de hızlı bir şekilde inşaatına başlayacağız. Yılsonuna kadar şantiye belli bir yere gelmiş olur inşallah. Tam net ihale tarihini vermek zor tabii ama üçüncü çeyrek bitmeden ihalesi biter, dördüncü çeyrekte de inşaatına başlamış oluruz inşallah" dedi.