Yerel Haberler
Kastamonu
25 Aralık 2025 Perşembe - 15:26 Yaşlı adam para ve altınlarla kayıplara karışan eşinden 8 aydır haber alamıyor Kastamonu’da yaşayan 70 yaşındaki adam evdeki altın, para ve kredi kartını alarak ayrıldığı iddia edilen 35 yıllık eşinden yaklaşık 8 aydır haber alamıyor. Yaşlı adam, eşinin hayatından endişe duyduğunu söyledi. Kastamonu’da yaşayan 70 yaşındaki Hüseyin Demirel’in 35 yılık eşi Dudu Demirel’den (50) nisan ayında evdeki 30 bin TL nakit para ile evde bulunan iki adet Cumhuriyet altını ve 40 bin TL limitli kredi kartıyla ayrıldıktan sonra haber alınamıyor. Demirel, 5 çocuk annesi eşinin evden ayrıldıktan sonra kredi kartıyla da altın aldığını iddia etti. Eşini, kaybolduktan sonra telefonla aradığı ve ailecek tanıdıkları F.K. isimli şahısla birlikte olduğunu söylediğini, daha sonra bir daha kendisinden haber alamadığını söyledi. 5 çocuk annesi eşinin kendisini sevdiğini ve büyü yapıldığı için evden ayrılarak kaybolduğunu belirten Hüseyin Demirel, eşinin hayatından endişe duyduğunu söyledi. Eşinin daha önce F.K. ile kaçtığını daha sonra eve döndüğünü söyleyen Demirel, "Ben rahatsızım, içeride odada yatıyorum. Bir gün saat 03.00 gibi kalktım. Eşim yoktu. Telefonla aradım, eşim açtı, ’Dudu neredesin’ diye sordum, ’ben F.K.’nin yanındayım’ dedi. ’F.K.’nin yanında ne yapıyorsun’ diye sorduğumda, ’F.K. ne yaptı etti beni aldı, götürüyor, yoldayız, gidiyoruz’ dedi. ’Nereye gittiklerini sordum, ’nereye gittiğimizi bilmiyorum’ dedi. Sonra avukata boşanma dilekçesi vermiş, mahkemeye çıktık, sadece avukat gelmişti. ’Ben karımdan vazgeçmeyeceğim, ben karımı er ya da geç alacağım’ dedim. Ondan 10 gün sonra eşim geldi. İstanbul’a gidip dilekçe verdi, ’ben kocamı seviyorum, ayrılmak istemiyorum’ dedi ve mahkeme düştü. Altın almıştık, iki tane altın vardı. Altın alınca kart eşimin cebinde kalmış. Kartı da almış, cebimde 60 bin TL para vardı, 30 bin TL’sini de almış. Karttan para çekilmiyor, o yüzden kartla altın almış. Kartın 40 bin TL limiti vardı, hepsiyle altın almışlar. Evde de iki tane Cumhuriyet altını vardı, onları da almış" şeklinde konuştu. Şu an eşinden haber alamadığını belirten Demirel, "Eşimin telefonunu arıyorum, ’numara kullanılmıyor’ diyor. Ben, eşimin geri gelmesini istiyorum, çocuklarımın yanına gelmesini istiyorum. Eşimin bende çok emeği var, bu evi eşim ile birlikte satın aldık. Ben kanser tedavisi gördüm, eşim 3 yıl bana baktı, bir kez ’niye böyle yapıyorsun’ demedi. Benim eşim evini, köyünü bırakacak birisi değildi. Eşim kendisi çıkıp evden gitti ama F.K.’nin eşime büyü yaptırdığını düşünüyorum. Çünkü evden muska çıktı, muskanın içinde de F.K.’nin saçı çıktı. Biz bunu bir hocaya okutturamadık" ifadelerini kullandı.
25 Aralık 2025 Perşembe - 11:14 Anne ve oğluna uyuşturucudan 18’er yıl hapis cezası Kastamonu’nun Tosya ilçesinde "uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama" suçlarından yargılanan anne ve oğlu, davanın karar duruşmasında 18’er yıl hapis cezasına çarptırıldı. Edinilen bilgiye göre, 12 Ekim 2024’te, Kastamonu İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince Tosya ilçesinde N.Ü.’nün ikametinde yapılan aramada, farklı miktarlarda kannabinoid, amfetamin, ecstacy, sentetik ecza hapı ve suçtan elde edildiği değerlendirilen 4 bin 700 TL ele geçirildi. Jandarma ekiplerince gözaltına alınan N.Ü. ile oğlu Ç.B.K., tutuklandı. Sanıklar hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinde "uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama" suçlarından açılan davanın karar duruşması görüldü. Duruşmada tutuklu sanıklar ile avukatları hazır bulundu. Son kez savunma yapan N.Ü., mütalaayı kabul etmediğini belirterek, "Ben uyuşturucu kullanıyorum. Uyuşturucuyu bana Murat getirdi. Uyuşturucu ıslaktı, ben kuru istemiştim. O da ’abla, kurusunu getireceğim’ dedi. O sırada da ben tutuklandım. Murat, benden habersiz daha öncesinden dediği gibi kuru uyuşturucuyu getirmiş. Maddenin içinden başka maddeler de çıkmıştı. Biz bunu 4 kişi ortak aldık, kullanıyoruz. Ben, uyuşturucu satmadım, sadece kullandım. Haksız yere 1,5 yıldır cezaevinde bulunuyorum. Beraatımı ve tahliyemi talep ediyorum" dedi. Kendisinin uyuşturucu satmadığını iddia eden Ç.B.K. de, "Efe isimli şahıs benim kendisine uyuşturucu sattığımı söylüyor. Ben, ne kendisini görmüşümdür ne de selam vermişimdir, kendisini tanımam. Murat, İstanbul’dan temin ettiği uyuşturucuyu anneme getiriyor. Ben de Murat’tan bu uyuşturucuyu alıp eve getiriyorum. Ben, sadece anneme gelen uyuşturucuyu teslim alıyorum, uyuşturucu satmamla alakası yok. Eve uyuşturucuyu almamam gerekiyordu, eve sokmamam lazımdı. Annem tutuklanmıştı, o sırada Murat da uyuşturucu getirdi. Sokağın ortasında paketi bırakamazdım. Ben de paketi alıp eve getirdim. Ben suçsuzum. Uzun zamandır tutukluyum. Tahliyemi ve beraatımı talep ediyorum" diye konuştu. Avukat savunmalarının ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, N.Ü. ile oğlu Ç.B.K.’yi ’uyuşturucu ticareti’ suçundan 18’er yıl hapis, ayrı ayrı 180 bin TL’de para cezasına çarptırdı.
Merdivenlerden düşmesi sonucu ağır yaralanan personel, hayat mücadelesini kaybetti
19 Haziran 2025 Perşembe - 15:27 Merdivenlerden düşmesi sonucu ağır yaralanan personel, hayat mücadelesini kaybetti Kastamonu’da ikamet ettiği evinin merdivenlerinden düşmesi sonucu ağır yaralanan Kastamonu Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü personeli Metin Kapulu, tedavi gördüğü hastanede hayat mücadelesini kaybetti. Olay, 1 Haziran’da Kastamonu’da Hisarardı Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, AK Parti Kastamonu İl Kadın Kolları Başkan Yardımcısı Sevim Kaya’nın kardeşi Kastamonu Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü personeli Metin Kapulu, evinin merdivenlerinden kayarak merdiven boşluğuna düştü. Belinde ve kaburgalarında kırıklar aynı zamanda iç organlarında hasar oluşan Metin Kapulu, olay yerine çağrılan sağlık ekiplerince Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Burada yapılan ilk müdahalenin ardından Ankara Etlik Şehir Hastanesi’ne sevk edilerek tedavi altına alındı. Buradaki tedavisinin tamamlanmasının ardından taburcu edilen şahıs, evinde istirahat ettiği sırada tekrar rahatsızlandı. İç kanama geçiren, nefes darlığı ve böbrek yetmezliği şüphesiyle tekrar Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Metin Kapulu, yoğun bakım ünitesinde entübe edilerek yapılan müdahalelere rağmen 18 günlük hayat mücadelesini kaybetti. Kapulu’nun cenazesi, bugün ikindi namazını müteakip Hz. Pir Şeyh Şab’an-ı Camii’nde kılınacak cenaze namazının ardından Gümüşlüce Mezarlığı’nda aile kabristanına defnedilecek.
Filistin’de şehit edilen gazeteciler, Kastamonu’da anıldı
19 Haziran 2025 Perşembe - 15:19 Filistin’de şehit edilen gazeteciler, Kastamonu’da anıldı Kastamonu Üniversitesi’nce "Filistin’de Şehit Edilen Gazetecileri Anma" programı düzenlendi. Kastamonu Üniversitesi Basın Yayın Müşavirliğince Merkez Kütüphanesi Cemil Meriç Salonu’nda düzenlenen program İsrail’in Filistin’de yaptığı katliamı anlatan fotoğraf sergisinin açılışıyla başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ve Kur’an-ı Kerim tilavetiyle devam eden programda konuşan Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, "Halen devam etmekte olan soykırımın ne derece büyük acılar yaşattığını ve insanlık adına ne derece utanç dolu bir sayfa olarak tarihe kayıt geçtiğini göstermiş oldu. Hiç şüphesiz bizler, hem Filistin ile tarihi bağları hem inanç bağları hem de gönül bağları olan insanlar ve bir Türk milleti olarak bu zulme kayıtsız kalma durumunda değiliz. Her şekilde Filistin halkının yanındayız. Her şekilde bu zulmü onlara reva gören ve bu zulme destek veren İsrail ve destekçilerine karşısındayız. İnşallah Filistin halkı bu onurlu duruşunun karşılığını en kısa zamanda alacak ve kendi özgür devleti içerisinde nehirden denize Filistin sınırları içerisinde hür, bağımsız ve mutlu bir şekilde yaşayacak. Döktükleri kanlar da zalimler boğulacak, biz buna inanıyoruz, bunu hamaset gereği değil hakikaten tarihin seyri içerisinde yaşayanların bir devamı niteliğinde söylüyoruz. İnşallah bizler de durduğumuz yerle kendi sahamızı belli edeceğiz ve Türk halkı her zaman olduğu gibi zalimin karşısında, mazlumun yanında ama en önemlisi doğrunun ve haklının yanında olarak bu sınavı vermeye devam etmekteyiz. Netice alınana kadar da bütün inancımız ile buna inanıyoruz. Bu vesileyle basın müşavirliğimiz ve destek veren basın öğrenci toplumumuzu tebrik ediyorum" dedi. "Yüreğimizde derin izler bırakan bu kayıpların duygusal ağırlığını paylaşıyoruz" Kelimelerin yetersiz kaldığı bir acının, bir insanlık dramının ve onurlu bir duruşun tanıkları olarak bir araya geldiklerini söyleyen Kastamonu Üniversitesi Basın Yayın Müşaviri Doç. Dr. Selver Mertoğlu, Gazze’de, görevlerini onurla, cesaretle ve canları pahasına sürdüren gazeteci meslektaşlarını andıklarını ve onların hatırasını yaşatmak için toplandıklarını belirtti. "Savaşta hakikat ilk kurban olur" sözünün tarihte defalarca dile getirildiğine işaret eden Mertoğlu, "Bu yüzden, savaşın ortasında gerçeğin peşine düşen gazeteciler, hakikatin yaşayan vicdanları haline gelmektedir. Bu anma töreni, hem akademik bir bakışla hakikatin önemini vurgulamak hem de yüreğimizde derin izler bırakan bu kayıpların duygusal ağırlığını paylaşmak için bir fırsattır. Biz akademisyenler, üniversitelerde hakikati aramayı ve yaymayı bir görev biliriz. Hakikatin akademik sorumluluğu, bilgiye sadakati ve doğruyu söyleme vazifesini içerir. Gazeteciler de benzer bir misyonla, özellikle çatışma bölgelerinde, gerçeği ortaya çıkarmak uğruna canlarını tehlikeye atmaktadır" diye konuştu. "Savaşın başlamasından bu yana 200 gazeteci hayatını kaybetti" Filistin’de savaşın başlamasından bu yana 200’den fazla gazetecinin hayatını kaybettiğini belirten Mertoğlu, "Tarihi veriler, savaş muhabirliğinin nasıl bir bedeli olduğunu çarpıcı biçimde ortaya koyuyor. İkinci Dünya Savaşı’nın altı yılı boyunca 69 gazeteci, 20 yıl süren Vietnam Savaşı’nda 63 gazeteci, üç yıl süren Kore Savaşı’nda 17 gazeteci hayatını kaybetmişti. Bugün ise ne yazık ki bu sayılar katlanarak aşılıyor. İsrail ile Gazze arasındaki son çatışmalar, basın tarihinin en ölümcül dönemi olarak kayıtlara geçmiştir. 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de görev yaparken öldürülen gazetecilerin sayısı yüzlerle ifade ediliyor. Basın özgürlüğü kuruluşlarının bildirdiğine göre, savaşın başlamasından bu yana yaklaşık 200 gazeteci hayatını kaybetti, daha fazlası yaralandı ve görevlerini yaptıkları için her an ölüm tehdidi altında yaşıyor. Uluslararası hukuk ve etik değerler, savaşta gazetecilerin korunmasını özellikle vurgulamaktadır. Cenevre Sözleşmelerine göre gazeteciler sivil statüsündedir ve hedef alınmaları savaş suçudur. Ancak Gazze’de gördük ki gerçeği ulaştırma mücadelesi verenler, bizzat gerçeği karartmak isteyen güçlerin hedefi haline gelmiştir. Basına yönelik her saldırı aslında gerçeğe yönelik bir saldırıdır. Hakikatin akademik sorumluluğuna inanan bizler için bu kabul edilemez bir durumdur" şeklinde konuştu. "Birçok gazeteci, yaşadıkları tarifsiz acıya rağmen kameralarını ellerinden bırakmadı" Gazetecilerin gerçeğin tanığı olduğunu söyleyen Mertoğlu, "Çatışma bölgelerinde haber peşinde koşan gazeteciler sadece gözlemci değildir; onlar vicdani birer tanıktır. ‘Vicdani tanıklık’ kavramı, zulme veya acıya şahit olup bunu dünyaya duyurma ahlaki yükümlülüğünü ifade eder. Kameralarıyla, not defterleriyle çatışmaları kaydeden gazeteciler ‘seyirci’ gibi görülebilir. Fakat biz biliyoruz ki onlar asla sadece seyirci değiller. Çünkü onlar sayesinde dünya, gözlerini başka yöne çeviremiyor; haksızlıkların belgesi tutuluyor. Gazeteciler, insanlığın hafızası için oradalar; zulmün kayda geçmesi, kurbanların unutulmaması, suçların gizlenmemesi için oradalar. Gazze’de yaşananlar, vicdani tanıklığın ne kadar hayati olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Gerçeğin tanığı olan gazeteci, yalnızca olanı biteni aktarmıyor, aynı zamanda zalimlerin yalanlarını boşa çıkarıyor. Kamerasını siper eden bir muhabir, aslında vicdanını siper ediyor demektir. Bazen bu uğurda en sevdiklerini bile kaybediyorlar, ama yılmıyorlar. Birçok gazeteci, yaşadıkları tarifsiz acıya rağmen kameralarını ellerinden bırakmadılar; çünkü biliyorlardı ki eğer onlar konuşmazsa, Gazze karanlık bir sessizliğe gömülecek" ifadelerini kullandı. "Bir gazeteci öldüğünde, hakikatin bir tanığı, adaletin bir savunucusu, vicdanın bir sesi susar" İsimlerini tek tek sayamadıkları Gazze’de görevi uğruna can veren meslektaşlarının cesaretini ve fedakarlığını yüreklerinde hissettiklerini belirten Mertoğlu, şöyle konuştu: "Onların her biri, mesleki onurun ne demek olduğunu dünyaya gösterdi. Kimi siperlerde kurşunların arasından yayın yaptı, kimi yıkıntıların altından gerçekleri haykırdı, kimi son nefesini verirken bile kamerasını kayıtta tuttu. Bir gazeteci, sevdiklerini kaybedip kendi canı tehdit altındayken dahi mikrofonunu bırakmıyor; çünkü hakikate sadakat, can pahasına taşıdıkları bir onur madalyasıdır. Bir gazeteci öldüğünde, sadece bir insan değil; hakikatin bir tanığı, adaletin bir savunucusu, vicdanın bir sesi susar. Ama bizler buradayız ve onların susturulan sesini hep birlikte yaşatacağız." Konuşmaların ardından Filistin’de yaşananların anlatıldığı film gösterimi katılımcılara izletildi. Akademisyen ve şehit gazetecilerin isimlerinin yazıldığı koltuklarda oturan öğrencilerin şiir okumasıyla program sona erdi. Programa; Kastamonu Üniversitesi Rektörü Topal ile Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ömer Küçük, Prof. Dr. Mehmet Atalan, Prof. Dr. Selahattin Kaymakcı, İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Çetin ile öğrenciler katılım sağladı.
Devrekani Tarıma Dayalı İhtisas Besi Organize Sanayi Bölgesi’ndeki 29 yatırımcıya yüzde 50 hibe desteği
18 Haziran 2025 Çarşamba - 17:53 Devrekani Tarıma Dayalı İhtisas Besi Organize Sanayi Bölgesi’ndeki 29 yatırımcıya yüzde 50 hibe desteği Devrekani Belediye Başkanı Engin Altıkulaç, Devrekani Tarıma Dayalı İhtisas Besi Organize Sanayi Bölgesi’nde tahsisi gerçekleştirilen 29 yatırımcının yüzde 50 hibe desteği almaya hak kazandığını söyledi. Devrekani Belediye Başkanı Engin Altıkulaç, 29 yatırımcıya yer tahsisi yapılan Devrekani Tarıma Dayalı İhtisas Besi Organize Sanayi Bölgesi ile ilgili yaptığı açıklamada, yatırımcılarının tamamının hibe desteği amaya hak kazandığını duyurdu. Alınan destekler sayesinde yatırımcıların yapacakları yatırımlarla ilçenin kalkınmasına büyük bir katkı sağlanacağını ifade eden Altıkulaç, emeği geçenlere teşekkür etti. Yaşanan ilerlemenin istihdama da önemli bir katkı sağlayacağını vurgulayan Altıkulaç, "Tarım ve Orman Bakanlığımız tarafından yürütülen Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında, Devrekani Tarıma Dayalı İhtisas Besi Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan ve tahsisini gerçekleştirdiğimiz 29 yatırımcımızın tamamı, devletimizden yüzde 50 hibe desteği almaya hak kazanmıştır. Bu önemli gelişmenin mutluluğunu ve gururunu Devrekani Belediye Başkanı olarak sizlerle paylaşmaktan büyük onur duyuyorum. İlçemizin tarım ve hayvancılıkta daha güçlü bir geleceğe ilerlemesi adına atılan bu adım, hem istihdam hem de kalkınma açısından büyük bir değere sahiptir. Bu sürece verdikleri büyük desteklerden dolayı başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, Tarım ve Orman Bakanımız Sayın İbrahim Yumaklı’ya, AK Parti Kastamonu milletvekillerimize, AK Parti il ve ilçe başkanımıza ve emeği geçen tüm kurum ve paydaşlara en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Devrekanmiz için çalışmaya, üretmeye ve büyümeye devam edeceğiz" dedi.
Doğum sırasında bacağı kırılan buzağı, başarılı ameliyatla hayata tutundu
18 Haziran 2025 Çarşamba - 11:26 Doğum sırasında bacağı kırılan buzağı, başarılı ameliyatla hayata tutundu Kastamonu’da doğum sırasında bacağı kırılan yavru buzağı Kastamonu Üniversitesi Hayvan Hastanesi’nde yapılan başarılı ameliyat sayesinde sağlığına kavuştu. Kastamonu Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesi, bölgedeki büyükbaş hayvan sahipleri için umut oluyor. Son olarak hastaneye getirilen 3 günlük bir buzağıda doğum sırasında oluştuğu tespit edilen ön sol bacak kırığı, uygulanan başarılı ameliyatla tedavi edildi. İlk değerlendirmelerde buzağının kırığının açık kırık formunda olduğu ve enfekte olduğu belirlendi. Enfeksiyonun ilerlediğini tespit eden Veteriner Fakültesi Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyeleri tedavinin ilk aşamasında enfeksiyonu kontrol altına almak amacıyla medikal tedavi uyguladı. Enfeksiyonun kontrol altına alınmasının ardından ameliyata alınan buzağı, sağlığına kavuştu. Uygulanan tedavinin ardından düzenli olarak yapılan kontrollerde buzağının bacağını kullanmaya başladığı ve genel sağlık durumunun iyi olduğu gözlendi. Hayvan sahibi İsmail Yılmaz, buzağının iyileşmesinin kendisini çok memnun ettiğini ifade ederek, "Buzağımın, doğum sırasında bacağı kırıldı. Biz de veteriner hekime gösterdik. O da bizlere Hayvan Hastanesine gitmemizi tavsiye etti. Ben de Kastamonu Üniversitesi Hayvan Hastanesine geldim. Burada buzağıma güzel bir tedavi uygulandı. Buzağımı ameliyat ettiler. Başarılı bir ameliyat oldu. Çok memnunum, ameliyat oldu, teşhis konuldu, buzağımın bacağı iyileşti. Çok memnunum" dedi. Ameliyat olduktan sonrada haftada bir kez kontrol amacıyla Hayvan Hastanesine geldiklerini söyleyen Yılmaz, "Hocalarımız, sürekli buzağımın bandajlarını temizledi. Sürekli bandajları değiştirdi. Bizlere tavsiye ettikleri ilaçları ve iğneleri kullandık. Şu anda çok memnunuz. Her şekilde çok güzel burası, tüm yetiştiricilere tavsiye ediyorum. Burada yapılması gereken ne varsa yapılıyor" diye konuştu.