Yerel Haberler
Mardin
15 Aralık 2025 Pazartesi - 11:04 Nusaybin Sınır Kapısının açılması ihracata döviz katkısı sağlayacak Mardin’in Nusaybin Ticaret Odası Başkanı Mahsum Özmen, "Nusaybin Sınır Kapısının açılması demek, ülkeye döviz getirmek demektir’’ dedi. Nusaybin Sınır kapısı önünde açıklamalarda bulunan Özmen, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamayı çok önemli ve olumlu bulduklarını söyledi. Özmen, "İnşallah en yakın zamanda, hızlandırılmış bir şekilde Nusaybin Sınır Kapısının açılmasını istiyoruz. Bölgeye çok katkı sağlayacağına ve ülkemiz için çok büyük bir gelir oluşturacağına inanıyoruz. Bugün bölgeye baktığımız zaman, Suriye için gereken bütün malzemeleri Türkiye’den tedarik edebiliriz. Bu da ne demek, ülkemize döviz gelecektir ve ekonomimize büyük bir katkı sağlayacaktır. Bugün Nusaybin Sınır Kapısının açılması demek, ülkeye döviz getirmek demektir. Ticaretle uğraşan insanlarımızın çoğu Nusaybin Sınır Kapısının açılmasını bekliyor. Eğer Nusaybin Sınır Kapısı açılırsa, bugün biz üreticiyiz, Türkiye üretici bir devlettir. A’dan Z’ye kadar bütün malzemeleri Suriye’ye satabiliriz. İnsanlar heyecanla, Nusaybin Sınır Kapısının açılmasını bekliyor. İnşallah kardeş kapı olarak yaptığımız, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin yaptığı kapı kardeş kapı olarak kalacaktır. Buna inancımız tamdır. Nusaybin Sınır Kapısının açılacağına inanıyoruz ve hükümetimizden beklentimiz şudur, en kısa zamanda, hızlı bir şekilde Nusaybin Sınır Kapısının açılmasını istiyoruz’’ diye konuştu. Sınır kapısının açılmasıyla Nusaybin ihracatının en az 10 katı artacağına inandıklarını anlatan gümrük yetkilisi Bilal Kök, "Eğer açılırsa en az on katı daha fazla olur. Bugün 100 araç gönderiyorsak, açıldığında günde bin araç olur. Çünkü Mardin’deki bütün bölgeler buradan giriş çıkış yapmak durumunda kalacak. Şu anda sadece iç gümrük olarak araçlarımız girip tekrar buradan çıkış yapıyor. Yurt dışına gitmiyor buradan" diye konuştu.
Mardin’de "Dualı Sultan Gömlekleri" sergisi açıldı
18 Kasım 2025 Salı - 14:09 Mardin’de "Dualı Sultan Gömlekleri" sergisi açıldı Mardin’de Osmanlı padişahlarının savaşlarda galip gelmek ve kötülüklerden korunmak amacıyla giydiği dualı gömleklerin replikalarının yer aldığı "Dualı Sultan Gömlekleri" sergisi açıldı. Valilik ve Büyükşehir Belediyesince, Sakıp Sabancı Kent Müzesi Dilek Sabancı Sanat Galerisinde açılan sergide, tezhip sanatçısı Ayşe Vanlıoğlu, hattat Mehmet Vanlıoğlu ile tezhip sanatçıları tarafından hazırlanan eserler sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Sergide, asılları Topkapı Sarayı Mukaddes Emanetler Dairesinde bulunan padişah gömleklerinin birebir replikalarının yer aldığı 25 eser ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi gördü. Tezhip sanatçısı Ayşe Vanlıoğlu, serginin 15 yıldır oluşturulmaya devam eden uluslararası bir koleksiyon olduğunu belirtti. Vanlıoğlu, "Dualı ya da tılsımlı gömlek olarak bilinen bu eserler padişahların savaşlarda veya ihtiyaç duydukları dönemlerde zırhlarının içine giydikleri, üzeri ayet ve dualarla bezeli gömleklerdir. Asılları Topkapı Sarayında bulunan gömleklerin replikalarını hazırladık. Ayrıca Kur’an-ı Kerim’de adı geçen peygamberler üzerine ayetlerle işlenmiş eserler de bulunuyor. Gömlekleri bir tuval gibi düşündük ve hikayelerimizi bu gömleklerde anlattık. Almanya, Japonya, Fransa, İtalya, Azerbaycan ve Türkiye’nin birçok şehrinde sergilendi, yoğun ilgi görüyor. Mardin’i ve Mardinlileri çok seviyoruz, herkesi sergimizi görmeye davet ediyoruz" dedi. Dualı gömleklerde Fatiha, Yasin, Fetih sureleri yer alıyor. Sanatseverler, sergiyi 21 Kasıma kadar ziyaret edebilecek. (SA-YRT
Mardin’de 112’nin telefonla yönlendirmesiyle bir baba doğumu gerçekleştirdi
17 Kasım 2025 Pazartesi - 16:29 Mardin’de 112’nin telefonla yönlendirmesiyle bir baba doğumu gerçekleştirdi Mardin’de, sağlık personelinin telefonla yönlendirmesiyle doğum sancısı başlayan kadına, eşi tarafından doğum yaptırıldı. İl Sağlık Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, Mardin’in Artuklu ilçesinde doğum sancısı başlayan bir kadın için yakınları tarafından 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulunuldu. Çağrıyı karşılayan sağlık personeli, bir yandan bölgeye ambulans sevk ederken diğer yandan baba ile iletişim kurarak sakin kalmasını sağladı ve doğum adımlarını anlattı. Baba, sağlık personelinin yönlendirmeleriyle doğumu gerçekleştirdi. Kısa süre sonra adrese giden sağlık ekipleri anne ve bebeğin ilk kontrollerini yaptıktan sonra ikisini de ambulansla hastaneye nakletti. Anne ve bebeğin durumlarının iyi olduğu bildirildi. Sağlık personelini tebrik eden Mardin İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Saffet Yavuz, şöyle konuştu: ’’112 Acil Çağrı Merkezi’miz yalnızca acil durumlara yanıt veren bir hat değil, aynı zamanda insan hayatına dokunan bir güven köprüsüdür. Olay anında gösterilen soğukkanlılık, mesleki donanım ve ekip ruhu, sağlık çalışanlarımızın görevlerini ne denli özveriyle yerine getirdiklerini bir kez daha ortaya koymuştur." Acil tıp teknisyeni Elif Köseni ise yaşanan olayı şu sözlerle anlattı: ’’Komuta kontrol merkezine gelen ihbar üzerine aileye telefon ile rehberlik ettim. O an önceliğim annenin de bebeğin de doğumunu gerçekleştirmekti. Ekip olarak hızlıca organize olduk. Ambulans ekibim olay yerine ulaştığında anne de bebek de gayet sağlıklıydı. Bu tür anlarda ekip ruhu ile hareket etmenin ve hayata dokunabilmenin gururunu yaşıyorum.’’ Konuya ilişkin açıklama yapan Mardin İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Saffet Yavuz, 112 personelini tebrik ederek teşekkür belgesi takdim etti.
Jeoloji mühendisi Fahri Çelik’ten deprem riskine karşı "hibrit yapı modeli" önerisi
17 Kasım 2025 Pazartesi - 14:31 Jeoloji mühendisi Fahri Çelik’ten deprem riskine karşı "hibrit yapı modeli" önerisi Jeoloji mühendisi Fahri Çelik, deprem riskine karşı taş, ahşap ve betonun karışımından oluşacak hibrit yapı modelinin yaygınlaştırılması gerektiğini belirterek, betonarme yapılara sınırlama getirilmesi çağrısında bulundu. Deprem gerçeğine karşı yapı sistemlerinin yeniden ele alınması gerektiğini aktaran Çelik dünyada ve Türkiye’de depremlerin bir doğa olayı olduğu için her zaman olacağını söyledi. Depremlerin tıpkı yağmur gibi bir doğa olayı olduğunu vurgulayan Çelik, "Bizim yapmamız gereken bu doğa olaylarına karşı önlem almamızdır. İnsanlar her zaman önlem almıştır. Örneğin yağmur için evinin önünü kapatmıştır, yağmur ve soğuk girmesin diye. En büyük sorun, en büyük sorunumuz, örneğin insanlar bir dere yatağında ev yapılmayacağını bilir ve dere yataklarından kaçıp yüksek bir tepede evini yapar. Dere yatağında doğal afet olacağını bildiği için bu yüzden tepeye gider. Ama şu an baktığımız zaman depremde insanlar bir çözüm üretemedi" ifadelerini kullandı. Günümüzde yaygın olarak kullanılan betonarme yapılara ilişkin eleştirilerini dile getiren Çelik, "Peki depremde yıkılmayan evler nasıl yapılabilir diye bir proje düşünüyorum. Muhtemel bir deprem olursa, değil 8 şiddetinde, 10 şiddetinde dahi olsa evlerin yıkılmayacağını ve kesinlikle toplu ölümlerin olmayacağını söyleyebilirim. Şu şekilde ev modeli önereceğim, ’hibritleşme modeli’, yani karışık bir ev öneriyorum" diye konuştu. Önerdiği yapı modelinin iki ya da en fazla üç katlı olması gerektiğini savunan Çelik, ’’Yapıların yüzde 60’ının taş, yüzde 20’sinin ahşap yüzde 20’sinin ise beton malzemeden oluşmasını öneriyorum. Niçin bunu söylüyorum? Çünkü deprem olduğu zaman beton su ile tutuştuğundan dolayı sallandığı zaman 10-20 darbe, hatta 2000 darbeye kadar çok şiddetli bir şekilde vuruyor, böylece betonu toz ediyor. Şunu diyebilirim ki bütün betonarme evler muhtemel bir depremde yıkılır. Peki taş evler yıkılır mı? Tabii ki ayıralım. Taş evler de yıkılabilir mi diye baktığımızda şu şekilde: eğer içine blok şeklinde konulursa yıkılmaz" şeklinde konuştu. Çelik, özellikle köy ve kırsal alanlarda betonarme yapılaşmanın sınırlandırılması gerektiğini ifade ederek, "Bunun için diyorum ki ülkemizin kurtuluşunun yegâne çaresi hibritleşme, yani karışık ev modeline acilen geçmemiz lazım. Devletimizden rica ediyorum; bu beton konusunda bir sınırlama getirmesi lazım. Özellikle köylerde ve kırsal yerlerde kesinlikle beton evlerin yasaklanması ve bunların yerine taş evler ve tahta evler ya da hibritleşme yapılmasını öneriyorum. Kesinlikle bu şekilde evler yaparsak hiçbir insanın burnu bile kanamadan depremden çıkış yapabilir" dedi.