SAĞLIK - 06 Kasım 2019 Çarşamba 09:35

(Özel) Yaşam biçimini değiştir, her şeyi ye, kilo ver

A
A
A
(Özel) Yaşam biçimini değiştir, her şeyi ye, kilo ver

Mersin’de, 50 yaşındaki Nazmiye Turan, Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Obezite Merkezinde aldığı eğitim ve destekle sadece yaşam biçimini değiştirerek 8 ayda 30 kilo verdi.

Mersin’de, 50 yaşındaki Nazmiye Turan, Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Obezite Merkezinde aldığı eğitim ve destekle sadece yaşam biçimini değiştirerek 8 ayda 30 kilo verdi. Hiçbir tedavi ve reçete uygulamadan 88,5 kilodan 58 kiloya düşmeyi başaran Turan, “Ben aynalara küsmüştüm. Şimdi gençleştim. Kendimi seviyorum. İsteyince başarılabiliyormuş” dedi.


Mersin Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde yaklaşık 1 yıl önce kurulan Obezite Merkezi, obezite hastalarına cerrahi tedavi uygulamadan; diyetisyen, spor hekimi, psikolog, fizyoterapist ve yaşam koçunun verdiği eğitimlerle kilo verdiriyor. Vücut kitle endeksi 30 ve üzeri olan herkesin, bir değerlendirmenin ardından başvurabildiği programdaki uygulamalarla başta beslenme olmak üzere tüm yaşam biçimini değiştirmeyi başaranlar, hem diledikleri her şeyi yiyebiliyor hem de sağlıklı kilo veriyor. Bugüne kadar merkeze başvurarak programa dahil olan birçok kişi, 7-8 ayda kilo vermeyi başardı.


Randevu sistemi ile çalışan Obezite Merkezinin kapıları bu kez İHA için açıldı. Sorumlu Hekim Uz. Dr. Yiğitcan Karanfil, koordinatör ve birer diyetisyen, psikolog, yaşam koçu ile fizyoterapistin görev aldığı merkezde, obezite hastalarına eğitim verilerek, yaşam ve beslenme tarzlarını değiştirmeleri sağlanıyor.



“Hocalarımın anlattıklarına birebir uyarak bu kiloyu verdim”


Merkezden yararlanarak yaşam biçimini değiştiren ve bu sayede fazla kilolarından kurtulan hastalardan biri de 50 yaşındaki Nazmiye Turan. Turan, hastanedeki kilo verme yolculuğunu anlattı. Fazla kiloları nedeniyle sağlık sorunları yaşamaya başladığını belirten Turan, “88,5 kiloydum ve yürüyemiyordum, diz ağrılarım başlamıştı, uyuyamıyordum, rahat merdiven çıkamıyordum. ‘Artık bu kilolardan kurtulmam lazım’ dedim ve hastaneye geldim. Hastanede Obezite Merkezinin yazısını gördüm ve hemen merkeze başvurdum. Buraya geldiğimde şiddetli diz ağrılarım vardı, yaşlılar gibi bastonla yürüyordum. Merkezdeki hocalarımın hepsinden faydalanarak, onların anlattıklarına birebir uyarak bu kiloyu verdim” diye konuştu.



“Her şeyi yiyorum. Sadece yaşam tarzımı tamamen değiştirdim”


Merkezde uygulanan programla ilgili bilgi veren Turan, öncelikle insan vücudu ile ilgili ders aldıklarını, daha sonra nasıl beslenmeleri ve spor yapmaları gerektiğini öğrendiklerini söyleyerek, “Biz de öğrendiklerimizi harfiyen uyguladık. Tamamen yeme şeklimi değiştirdim. Yemeklerimi eskiden bol yağla yapardım, şimdi ölçerek yapıyorum ve ölçerek yiyorum. Aslında her şeyi yiyorum. Tatlı da yiyorum ama ölçerek ve gündüz yiyorum. Bir tane baklava yediysem evin içinde ya koşuyorum ya bir merdiven çıkıp iniyorum. Tamamen yaşam tarzımı değiştirdim. Hocalarımızın söylediklerini birebir uyguladığınız zaman gerçekten kilo veriyorsunuz” ifadelerini kullandı.



“Gençleştim. Kendimi seviyorum. İsteyince başarılabiliyormuş”


Kiloları nedeniyle küstüğü aynalara bugün baktığında artık çok mutlu olduğunu vurgulayan Turan, duygularını şöyle anlattı:


“Gençleştim. Kendimi seviyorum. Ben aynalara küsmüştüm. Kızım ve eşimle kıyafet almaya giderdik, denemek istemezdim, moralim bozulurdu. Şimdi her şeyi almak istiyorum, her şeyi deniyorum. 8 ayda bu hale geldim. İsteyince başarılabiliyormuş. Daha önce ben çok denedim ama illaki yardım almak gerekiyormuş. Burada psikolog, fizyoterapist, diyetisyen desteğimiz var. Hemşirelerimiz dahil hepsinin ayrı ayrı bize destekleri oldu. Spor hekimime çok şey borçluyum. Dizimin ağrısından merdiven çıkamıyordum, şimdi koşa koşa çıkıp iniyorum.”



“Hedefimin üzerine çıkıp 30 kilo verdim”


Programa başladığında kendisine bir hedef koyduğunu ve 88,5 kilodan 60 kiloya düşmeyi beynine yazdığını ifade eden Turan, "Hedefimin iki kilo daha altına inerek 58 kiloya düştüm. Beni gören şaşırıyor. Burada öğrendiklerimi komşularıma ve çevreme de anlatıyorum. ‘Bir dünya para ödemeyin, hastaneye gidin. Ben 5 kuruş vermeden bu kadar kilo verdim’ diyorum. Komşularımı yürüyüşe alıştırdım. Günlerimizde, ‘kısırın yağını az koyun, az yiyin’ diyorum. Onlar da uyguluyor. Yemeklerimi keyfini çıkara çıkara yiyorum. Hedefime ulaştım ve zayıfladım. Sağlığım da gayet iyi. Önceden çok horlardım, kendi horlamama uyanıyordum, şimdi hiç horlamıyorum” şeklinde konuştu.



“Hastalara reçete vermiyoruz. Nasıl beslenmeleri gerektiğini öğretiyoruz”


Obezite Merkezi Sorumlusu Spor Hekimi Uz. Dr. Yiğitcan Karanfil ise merkezde hastaları 6 modül üzerinden takip ettiklerini söyledi. Hastaları bilinçlendirme amaçlı yoğun bir ders programına aldıklarını, sonrasında derslerde öğrendiklerini uygulattıklarını belirten Karanfil, “Artık bu bilişsel farkındalığı davranışsal farkındalığa çevirip, hastalarımızın bu davranışlarını düzeltmeye çalışıyoruz. Çünkü obezite çok yönlü bir hastalık; sadece beslenme değil, düşünsel problemler ve hareketsizlik de var. Bunların hepsini bir arada hastalara davranışsal olarak yaptırmaya çalışıyoruz. Daha sonra da hasta kilo verdiyse bunu geri almalarını önlüyoruz” dedi.


Hastalara ezberlenmiş reçeteler vermediklerinin altını çizen Karanfil, besin gruplarından ne kadar yemeleri gerektiğini söylediklerini dile getirerek, “Hastaları serbest bırakıyoruz. Böylece hastalar daha çok sevdikleri yiyecekler üzerinden kendi besinlerini ayarlıyorlar. Bunun takibini yapıyoruz. ‘Hastalar, ‘yiyerek kilo veriyorum’ geri bildiriminde bulunuyorlar. Hastalara tek bir reçete değil, nasıl beslenmeleri gerektiğini öğretiyoruz. Bizim için bir birey vücut ağırlığının yüzde 10’unu kaybettiği zaman başarılı müdahaledir. Bizim, vücut ağırlığının yüzde 15-20’sini verdirdiğimiz hastalar var” diye konuştu.



“Her gördüğümüzde bizi çok mutlu ediyor”


8 ayda 30 kilo vermeyi başaran Nazmiye Turan’ın azimli ve pozitif bir hasta olduğunu vurgulayan Karanfil, “Tüm eğitimlerimize ve sonrasındaki takiplerine çok düzenli katıldı. 30 kilo ciddi bir rakam. 8 ay gibi sürelerde ancak bu tarz kilolar verilebiliyor. Bir-iki ayda bu rakamlara ulaşılmasını sağlıklı bulmuyoruz. Kendisi, her gördüğümüzde bizi çok mutlu ediyor. Neredeyse obezite cerrahisi kadar bir kilo verdirdik kendisine. Sadece yaşam biçimini değiştirdik, herhangi bir cerrahi müdahale olmadı bu hastaya ama cerrahi müdahaleymiş gibi de kilo verdi. Böyle bir pozitif başarımız oldu kendisiyle” ifadelerini kullandı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale Çanakkale’de yılbaşı öncesi oteller doldu Çanakkale’de yılbaşı öncesi otellerde ciddi bir doluluk olduğunu söyleyen Çanakkale Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Derneği (ÇATOD) Başkanı Nilgün Gökser, "Çanakkale’de 4 ve 5 yıldızlı otellerimizde yeni yıl itibariyle yüzde 100 doluluk oranları seyrediyor. Diğer otellerimizde de sadece konaklama olarak doluluk oranları yüksek seviyelerde seyrediyor" dedi. Yılbaşı arifesinde Çanakkale’de otellerde doluluk oranları yüzde 100 seviyelerinde seyrediyor. Çanakkale’nin son 10 yıldır Bulgar turistlerin gözde yılbaşı kutlama destinasyonu olduğunu belirten ÇATOD Başkanı Nilgün Gökser, "Özellikle son 10 yıldır Bulgar turistler yeni yıla girme destinasyonu olarak Çanakkale’yi seçiyorlar. Bu dönemde özellikle yeni yıl haftasında Bulgar turistleri ağırlıyoruz" şeklinde konuştu. ÇATOD Başkanı Nilgün Gökser, kış aylarında düşüş gösteren konaklama sayılarının yılbaşında artış gösterdiğini söyleyerek, "Kış aylarında şehrimizde konaklamalarda bir inme görünüyor. Yeni yıla girerken bu inmede bir artış gözlemliyoruz. Özellikle son 10 yıldır Bulgar turistler yeni yıla girme destinasyonu olarak Çanakkale’yi seçiyorlar. Bu dönemde özellikle yeni yıl haftasında Bulgar turistleri ağırlıyoruz. Şu an Çanakkale’de 4 ve 5 yıldızlı otellerimizde yeni yıl itibariyle yüzde 100 doluluk oranları seyrediyor. Diğer otellerimizde de sadece konaklama olarak doluluk oranları yüksek seviyelerde seyrediyor" dedi. Bozcaada’da otel işletmecisi olan ÇATOD Genel Sekreteri Tuğberk Güzel, yılbaşında otellerde doluluk oranın artış gösterdiğini ve bunun 2026 ayına da yansımasını temenni ettiklerini söyleyerek şunları ekledi: "Yılbaşında Çanakkale ve tüm ilçelerinde ciddi bir beklenti var. Hem konaklama işletmeleri tarafından hem de diğer hizmet veren işletmelerimiz tarafından. Bundan dolayı güzel bir yıl geçireceğimizi umuyoruz. Özellikle Çanakkale’nin merkezinde yabancı turistlerden kaynaklı ciddi bir yoğunluk olacak. Hem büyük oteller, hem de butik otellerimizin dolması bekleniyor. İlçelerimizde kaliteli bir yılbaşı geçirilecek. Az sayıda konaklama işletmesi açık olmasına rağmen, Bozcaada, Gökçeada, Geyikli, Assos’taki otellerin dolması bekleniyor. Aynı zamanda da restoranların da dolduğu belirtiliyor. Turizmciler olarak Çanakkale için güzel bir yeni yıl geçmesini bekliyoruz ama önemli olan bunun tüm 2026 yılına sirayet etmesi." Çanakkale’nin turizm açısından rakiplerinin Yunanistan ve Mısır olduğunu ifade eden ÇATOD Genel Sekreteri Tuğberk Güzel, "Özellikle Bozcaada, Gökçeada, Geyikli, Assos bölgelerinde yani yaz turizminin olduğu bölgelerde Yunan adaları ana rakibimiz bizim. Bütün Çanakkale genelinde bakarsak hem tüm Yunanistan turizmi hem de Mısır, o da yeni devreye girdi. Mısır turizmi şu anda bizden yerli ve yabancı turisti çekiyor. Bizler de önümüzdeki dönemde olan potansiyeli kaybetmeden yerli ve yabancı turisti arttıracak şekilde planlıyoruz. Bunun için de tüm kurumlarımızla ve dernek olarak gerekli çalışmaları yapıyoruz" şeklinde konuştu. Çanakkale’nin hem yabancı hem de yerli turist potansiyelinin yüksek olduğunu aktaran Güzel, "Çanakkale bir turizm bölgesi ve misafirlerini ağırlamaya çok alışkın. İyi hizmet vermeye yönelik çabası olan bir bölge. Büyük otellerimiz de arttı, bu oteller kaliteli oteller butik otellerimiz de bu kaliteyi yansıtıyor. Yakın bölgedeki, Balkanlardaki misafirlerimiz bizi tercih ediyorlar. Bozcaada ve Gökçeada özeline baktığımızda yerli turist mevcut. Çanakkale geneline baktığımızda ise özel konumu ve tarihi değerlerinden dolayı da ciddi anlamada yabancı turist potansiyeli var" ifadelerini kullandı.
İstanbul Ayşe Tokyaz cinayeti davası bugün başlıyor Küçükçekmece’de eski polis memuru Cemil Koç tarafından öldürülen ve cesedi bavulla yol kenarına bırakılan üniversite öğrencisi Ayşe Tokyaz cinayetine ilişkin davanın görülmesine bugün başlanıyor. Katil zanlısı Cemil Koç’un da bulunduğu 9 sanık ilk kez hakim karşısına çıkacak. Küçükçekmece’de 11 Temmuz tarihinde eski polis memuru Cemil Koç tarafından öldürülen ve cesedi bavula konularak Eyüpsultan’da yol kenarına bırakılan 22 yaşındaki üniversite öğrencisi Ayşe Tokyaz cinayetinin davası bugün başlıyor. Küçükçekmece 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek davada, aralarında katil zanlısı Cemil Koç’un da bulunduğu 9 sanık, bugün ilk kez hakim karşısına çıkacak. İddianameden: Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede Ayşe Tokyaz ‘maktul’, ikiz kardeşi Esra Tokyaz ‘müşteki’, zanlı Cemil Koç’un (38) da aralarında bulunduğu 9 şahıs ‘şüpheli’ sıfatıyla yer aldı. Hazırlanan iddianamede, müşteki Esra Tokyaz’ın olay günü Küçükçekmece Halkalı Polis Merkezine gelerek ifade verdiği, ifadesinde ise kız kardeşi Ayşe Tokyaz ile görüntülü konuştuğu, görüşme sırasında kardeşinin yüzü ve ağzında morluklar olduğu, kanlar içinde kaldığı, Ayşe’nin Esra’ya Cemil Koç tarafından darp edildiğini söylediği, bulunduğu adresi kardeşiyle paylaştığı, Esra Tokyaz’ın verilen adrese kardeşini görmeye gittiği ve kapıyı Cemil Koç’un açtığı belirtildi. Cemil Koç’un Esra Tokyaz’a kardeşinin orada bulunmadığını söylediği, bunun üzerine Esra Tokyaz’ın 3 gün boyunca Ayşe Tokyaz’ı aradığı, bulamaması üzerine durumu polise bildirdiği, Cemil Koç’tan kardeşini darp ettiği ve alıkoyduğu iddiasıyla şikayetçi olduğu bilgisi de iddianamede yer aldı. Koç’un 1 şüpheli ölüm, 3 kasten yaralamadan toplamda 8 suç kaydının bulunduğu belirlendi Cemil Koç ile Ayşe Tokyaz’ın bir süredir sevgili olduğu, Koç’un polis memurluğundan ihraç edildiğinin belirtildiği iddianamede, Koç’un 1 şüpheli ölüm, 3 kasten yaralama, 1 tehdit olmak üzere toplam 8 adet adli suç kaydının bulunduğu aktarıldı. İddianamede, maktul Tokyaz’ın bazen sanık Koç’un evinde kaldığı, en son ise olaydan 4 gün öncesi olan 7 Temmuz günü ikamete gittiği, burada Cemil Koç ile kavga ettiği, kavga üzerine Tokyaz’ın Beşiktaş’ta kaldığı öğrenci yurduna döndüğü, burada kardeşi müşteki Esra Tokyaz’ı görüntülü aradığı, arama sırasında yüzünde ekimoz ve kanama olduğu, kardeşine Cemil Koç tarafından darp edildiğini söylediği yer aldı. Esra Tokyaz’ın ise yanına gelen Cemal Arslan ile olay yerine geldiği, kapıyı şüpheli Cemil Koç’un açtığı, Esra Tokyaz’ın yüzükleri verdikten sonra Ayşe Tokyaz’ı sorduğu, Cemil Koç’un ise evden ayrıldığını söylediği, Esra Tokyaz’ın kapının önünde Ayşe’ye ait ayakkabıları görmesi üzerine Ayşe Tokyaz’ın hayatından endişe ederek, polis merkezine başvurduğu anlatıldı. ATK raporu tespiti: Tokyaz’ın vücudunda kokain maddeleri belirlendi Adli Tıp Kurumu (ATK) İstanbul Morg İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan otopsi raporu da iddianamede yer aldı. Raporda, Ayşe Tokyaz’ın vücudunda kokain maddelerinin çeşitlerinin bulunduğu, safra kesesi ve idrarında ise uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin olduğu, vücut sıvılarında uyarıcı madde metaloitleri tespit edilen maktul Ayşe Tokyaz’ın ölümünün künt kafa travmasına bağlı nazal kemik kırığı ile birlikte beyin kanaması sonucu meydana gelmiş olduğunun tespit edildiği, beyin kanaması geçirdiği, giysisinde kan lekesinin tespit edildiği, kafatası ve alt dudağında darp edildiği bulgularının olduğu aktarıldı. Cemil Koç ve ona yardım eden sanık hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis talebi Hazırlanan iddianamede, sanık Cemil Koç hakkında ’kadına karşı tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’, ’şantaj’ suçlarından ise 4 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Tutuklu diğer 7 sanık hakkında ise ‘kadına karşı tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek öldürmeye yardım etme’ suçundan 15 yıldan 20 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. Oğuz Kal’ın zanlı Cemil Koç’un işlediği suça iştirak ettiğinin belirlenmesi üzerine ’kadına karşı tasarlayarak ve canavarca hisle eziyet çektirerek öldürme suçuna iştirak’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet ve diğer suçlar yönünden 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Öte yandan hazırlanan iddianame, Küçükçekmece 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmişti.