Yerel Haberler
Mersin
20 Aralık 2025 Cumartesi - 16:26 Mersin’de Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali ikinci kez perdelerini açtı Mersin Büyükşehir Belediyesinin destekleriyle ikinci kez Mersin’de düzenlenen 28. Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, gala gecesiyle başladı, kadınların hikayelerini odağına alan onlarca film ve sinemacı Mersinlilerle buluştu. 28. Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali; Mersin Büyükşehir Belediyesi Sinema Ofisi, Uçan Süpürge Vakfı, Kadın Gazeteciler Derneği (KGD) ve Kadından Haber iş birliğinde Mersin’de ikinci kez perdelerini açtı. Gösterim günlerine gala gecesi ile başlayan festivale vatandaşlar yoğun ilgi gösterirken, onlarca yönetmen ve oyuncu Mersinlilerle buluştu. Mersin Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Sergi Sarayında gerçekleştirilen galada, ‘Sıradan Bir Gün’ ve ‘Tavuk Suyuna Çorba’ filmleri izleyenlerin beğenisine sunuldu. Her yaştan vatandaşın bir araya geldiği salonda, film gösterimleri eşliğinde gala gecesinin anlamına değinilen konuşmalar aracılığıyla sinemanın yolculuğuna ve toplumsal etkilerine vurgu yapıldı. "Festival; kadınların sözüne, emeğine ve hikayesine güçlü bir destek" Mersin’in festivale ikinci kez ev sahipliği yapmasının çok kıymetli olduğunu belirten Kültür, Sanat ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Koordinatörü, Opera Sanatçısı Bengi İspir Özdülger, festivalin amacının sadece film gösterimleri olmadığını vurguladı. Festivalin kadınların sözüne, emeğine, hikayesine ve ilhamına verilen güçlü bir desteğin ifadesi olduğunu söyleyen Özdülger, sinemanın toplumdaki dönüştürücü gücünün önemine değindi. Kültür ve sanatın kentteki yerinden söz eden Özdülger, "Kadınların hikayeleri anlatıldıkça toplum daha adil, kapsayıcı ve elbette daha güçlü hale gelir. Mersin, bu çok kültürlü yapısıyla, özgürlükçü duruşuyla kadınların üretimde ve kamusal alanda güçlü olduğu bir kent. Bu nedenle Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivalinin Mersin’de karşılık bulması bizim için çok anlamlı. Bu festivalle birlikte salonlarımız yalnızca birer sinema mekanı değil, aynı zamanda düşünmenin, yüzleşmenin ve birlikte güçlenmenin alanlarına dönüşüyor" sözlerini kaydetti. Büyükşehir Belediyesi olarak kadınların kültür ve sanat alanında yapmış olduğu tüm üretimleri desteklemeye devam edeceklerini dile getiren Özdülger, sanatla nefes alan bir toplumu hedeflediklerini belirtti. "Eşitlik ve özgürlük için dayanışma içindeyiz" Festivalin açılış konuşmasını yaparak gösterimlerin Mersin’de gerçekleşmesinin hikayesini, salonu dolduran vatandaşlarla paylaşan Kadın Gazeteciler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ayşenur Önal ise kadınların sinemada da eşitlik ve özgürlük için dayanışma içinde olduğunu vurguladı. Uçan Süpürge Vakfı’nın dünyanın kadınlar gözünden yansımalarını aktardığını kaydeden Önal, kadınların birlikteliğinin dayanışmaya ve eşitlik mücadelesine güç verdiğini dile getirdi. Mersin Büyükşehir Belediyesinin kadınların üretim süreçlerinin yollarını açtığını ifade eden Önal, "Mersin Sinema Ofisi ile ortak yaptığımız bu festivalin her anının hepimiz için daha güzel olması adına emek veren, başka bir yerel yönetimin mümkün olduğunu ve kadınların da kent yönetiminde söz sahibi olabileceğini gösteren Mersin Büyükşehir Belediyesine teşekkür ederiz" diye konuştu.
20 Aralık 2025 Cumartesi - 11:21 Başkan Seçer: "Mersin’i herkes takdir ediyor" TBB Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin’in farklı kültürlerin barış ve kardeşlik içinde bir arada yaşadığı örnek bir kent olduğunu vurguladı. Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkan Vekili ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Mersin Mardinliler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MARİDER) tarafından düzenlenen ‘25. Yıl Onur Gecesi’ne katıldı. Birlik ve beraberlik mesajlarının verildiği buluşmada, MARİDER Başkanı Şeyhmuz Ceylan tarafından Başkan Seçer’e katılımlarından dolayı plaket takdim edildi. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) 5. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın yanı sıra kentin iş, ekonomi ve siyaset dünyasından birçok ismin yer aldığı gecede konuşmasına, katılan tüm davetliler ile bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek başlayan Başkan Seçer, Mersin’de yaşayan herkesin mutlu olduğunu söyledi. İnsanların ‘Mersin Türkiye’nin izdüşümüdür, Türkiye’nin özetidir’ demelerinin boşuna olmadığını belirten Seçer, "Mersin hem Türkiye’ye hem dünyaya bir arada kardeşçe yaşama kültürünün dersini veren kenttir" dedi. "Mersin’i herkes takdir ediyor" Mersin’in çok geliştiğini ve bunun da kentin yapısını oluşturan farklı kültürlerin çok çalışmasının sinerjisi ile gerçekleştiğini dile getiren Seçer, "Mersin’de herkesin yüzü güldüğü, kentimize huzur hakim olduğu ve Mersin her geçen gün daha da güzel olduğu zaman mutlu oluyoruz. Mersin’i herkes takdir ediyor" diye konuştu. Kente farklı şehirlerden farklı nedenlerle gelen insanların kenti fırsatlar şehri haline getirdiğini aktaran Seçer, "Mersin’de herkes çalışıyor. Kendisi ve ailesi daha iyi şartlarda yaşasın diye daha çok çalışıyor. Mersin bu özelliği sayesinde gelişiyor. Onun için enerjimiz ve sinerjimiz çok yüksek"ifadelerini kullandı. Türkiye’nin çok önemli bir süreçten geçtiğine vurgu yapan Seçer, bölgede yaşanan gelişmelerin ülkeye yansımamasının mümkün olmadığının altını çizdi. Mersin’de sağlanan barış, kardeşlik, birlik ve beraberlik ortamının Türkiye’de de sağlanabileceğini dile getiren Seçer, "Bir arada yaşama kültürü, barış ve kardeşlik siyaset üstüdür. Bu insanlığın özünde, genlerinde olmalıdır. Bölgemizde çok önemli gelişmeler oluyor. Bunun ülkemize yansımaması mümkün değil. Bunu öngörerek bundan sonraki süreçte, nasıl dün olduğu gibi kardeşçe yaşadıysak, bugün de yarın da yine kardeşçe bir arada yaşamanın yollarını hep beraber bulmamız lazım ve bunu siyaset üstü konuşmamız, siyaset üstü görmemiz lazım. Tıpkı Mersin’de olduğu gibi" şeklinde konuştu. "Türkiye çok güçlü bir ülkedir" Türkiye’nin demokrasi, ekonomi, hukuk devleti anlayışı gibi farklı konularda sorunlarının olmasının yanı sıra kendisinin ülkenin geleceği adına umutlu olduğunu belirterek konuşmasını sürdüren Seçer, "Türkiye çok güçlü bir ülkedir. Türkiye’nin devlet geleneği çok eskidir. Türkiye dün de bugün de dünyada saygın olmuştur, saygın olmaya da devam edecektir. Bunu biz çalışarak yapacağız. İleride çocuklarımız bizi iyi ansınlar diye bu bilinçle çalışıyoruz, bundan sonra da çalışmaya devam edeceğiz" sözlerine yer verdi. Gecede konuşan MARİDER Başkanı Şeyhmuz Ceylan ise kendilerini Mardinli Mersinliler olarak gördüklerini belirterek "Bu coğrafyada yüzyıllardır farklı diller, inançlar ve kültürler, aynı saygı ve kardeşlik ikliminde yan yana yaşamıştır. Bugün de bizi bir araya getiren bu ortak hafıza, ortak vicdan ve bu güçlü birlik duygusudur. Bugün burada bulunan bizler sadece Mardinli ya da sadece Mersinli değiliz. Bizler Mardinli Mersinlileriz. Bizler, Mardin’in kadim mirasını, Mersin’in üretkenliğini, hoşgörüsünü, ticaret kültürünü aynı yürekte buluşturan büyük bir aileyiz. Bu şehre emek veren, yatırım yapan, istihdam sağlayan ve Mersin’i kendi memleketi gibi sahiplenen yaklaşık 200 bin Mardin hemşerimize gönülden teşekkür ediyoruz" diye konuştu.
20 Aralık 2025 Cumartesi - 10:26 Mersin’de gençlere yönelik yeni kariyer projeleri tanıtıldı Mersin Büyükşehir Belediyesi Kariyer Merkezi tarafından düzenlenen etkinlikte, üniversiteli gençlerin kariyer planlaması, girişimcilik ve iş dünyasına hazırlık süreçlerini desteklemeyi amaçlayan ‘Kampüs Mersin’ ve ‘Garaj Mersin’ projeleri tanıtıldı. Mersin Büyükşehir Belediyesi Kariyer Merkezi, üniversitelerle kurduğu güçlü iş birlikleri kapsamında, bir üniversitede işletme bölümü öğrencileriyle bir araya geldi. Gerçekleştirilen etkinlikte, Büyükşehir Belediyesi Kariyer Merkezi tarafından hayata geçirilecek ‘Kampüs Mersin’ ve ‘Garaj Mersin’ projeleri tanıtılarak, üniversiteli gençlere kariyer planlama, girişimcilik ve iş dünyasına hazırlık süreçlerine ilişkin kapsamlı bilgiler aktarıldı. Yoğun katılımla gerçekleşen oturumda, merkezin sunduğu rehberlik, danışmanlık ve yönlendirme hizmetleri detaylı şekilde ele alındı. Özellikle yeni nesil projeler arasında yer alan ‘Kampüs Mersin’ ve ‘Garaj Mersin’ projeleri ile ‘Kariyer Portalı’ hakkında öğrencilere bilgilendirme yapıldı. Sunumda, iş dünyasının öğrencilerden beklediği temel yetkinlikler, yeni nesil iş arama kanalları, mülakat simülasyonlarının kariyer gelişimindeki önemi ve kariyer hayatında yapay zekanın getirdiği avantajlar vurgulandı. Mersin Büyükşehir Belediyesi Kariyer Merkezi Müdürü Serkan Özada, ‘Kampüs Mersin’ ve ‘Garaj Mersin’ projelerinin üniversite öğrencileri için önemli bir fırsat sunduğunu belirtti. Özada, ayrıca bu yapıların, gençlerin fikirlerini projeye dönüştürebilecekleri, iş dünyası ve profesyonellerle bir araya gelerek kendilerini geliştirebilecekleri yeni nesil bir ekosistem olarak tasarlandığını ifade ederek ’Kariyer Portalı’ ile de öğrencilerin dijital özgeçmiş oluşturma, dijital rehberlik hizmetlerinden faydalanma ve iş dünyasıyla daha güçlü bağlar kurma imkânına sahip olacağını dile getirdi.
3 çocuk annesinin azmi: Hayvancılıkla uğraşırken çocukların ilk öğretmeni oldu
29 Kasım 2025 Cumartesi - 09:57 3 çocuk annesinin azmi: Hayvancılıkla uğraşırken çocukların ilk öğretmeni oldu Mersin’in Erdemli ilçesinde 3 çocuk annesi 45 yaşındaki Habibe Tekeli, eşiyle hayvancılıkla uğraşırken ortaokul ve liseyi açıktan okudu ardından ise ön lisans ve lisans eğitimlerini tamamlayarak girdiği sınavları başarıyla geçti Kur’an kursuna öğretici olarak atandığı memleketinde 4-6 yaş arasında çocukların ilk öğretmeni oldu. 5 yıldır ilçede görev yapan azmiyle örnek olan Habibe öğretmen şimdi ise yüksek lisans yapmak için ALES sınavına girdi. Önce hayvancılık şimdi ise çiftçilikle uğraşan 49 yaşındaki Fatih Tekeli ile evli olan 24 yaşında üniversite 17 yaşında lise ve 9 yaşında ilkokul öğrencisi 3 çocuk annesi Habibe Tekeli’nin azmi herkese örnek oluyor. Eşiyle köyde hayvancılıkla uğraşırken bir taraftan da ders çalışan bir taraftan da çocuklarını büyüten Habibe Tekeli, bir arkadaşının önerisi ile 2012 yılında ortaokulu, 2015’te liseyi ve 2019’da ise ön lisansı bitirdi. Azmiyle örnek olan 3 çocuk annesi eğitimini burada bırakmayarak dikey geçişle Elazığ’da bulunan Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Lisans Tamamlama Programını kazanıp sınavlarını başarıyla verdi. Lisans eğitimini 2019’da yüksek onur belgesiyle taçlandıran Tekeli, KPSS’ye girdikten sonra Konya’da Diyanet İşleri Başkanlığı’nın açtığı yazılı ve mülakat sınavına girerek 2021 yılında memleketi Mersin’in Erdemli ilçesindeki müftülüğe bağlı Muhammed Mustafa Özer 4-6 yaş Kur’an Kursu’na öğretici olarak atanarak çocukların ilk öğretmeni oldu. Eğitimlerini açık öğretimden tamamladı Yaşamından kesitleri İhlas Haber Ajansı muhabirine anlatan Habibe Tekeli" 3 çocuk annesiyim yaklaşık 5 yıldır Erdemli Müftülüğü’nde Kur’an kursu öğreticisi olarak çalışıyorum. İlkokul mezunuydum. İlkokuldan sonra zorunlu olmadığı için ortaokul, lise ve üniversite okumadım. İki çocuğumdan sonra bir arkadaşın teşvikiyle ortaokula kayıt oldum. Dışardan ortaokulu bitirdim. Daha sonra 3 senede açık öğretimden liseyi tamamladım. Üniversite sınavına girdim ilahiyat ön lisansı kazandım. 2 sene ilahiyat ön lisans okudum. Sonra dikey geçişe gireyim dedim ilk girdiğimde Elazığ Fırat Üniversitesi İLİTAM ilahiyat lisans tamamlama programını kazandım" dedi. "Hem hayvanlara bakıyordum hem de bir tarafta kitabım sürekli hazır oluyordu" 2 yılda da hiç bütünlemeye kalmadan lisans eğitimini de bitirdiğini anlatan Tekeli, "Tabi bunları yaparken çok zorlu bir hayat şartı vardı. Hayvanlarımız, ineklerimiz vardı, sabah namazından sonra 8’e kadar bir sağım zamanımız oluyordu, ikindi namazından sonra akşama kadar ineklerin altını temizleme, süt sağımı, yemlerini hazırlama oluyordu. Daha sonra sütü sağdıktan sonra eşim Erdemli’ye götürüyor, ben hayvanların başında kalıyordum. Hem hayvanlara bakıyordum hem de bir tarafta kitabım sürekli hazır oluyordu. Hayvanların başında eşim sağım yaparken ben yem çuvalların üzerine oturuyor ders çalışıyordum. Daha sonra sabahtan öğleye kadar sadece bir boş vaktim vardı o vaktinde eşim süte gidiyordu çocuklarımı da annem ve babama gönderiyordum. Sabahtan öğleye kadar o boş vakitte ders çalışmam gerekiyordu. Hiç yerimden kalkmadan ders çalışıyordum. Bütün işlerimi de öğleden sonra çocuklarım ve eşim gelince hallediyordum. Zaten ondan sonra ders çalışma imkanı zaten yok. Herkes yattıktan sonra uyumuyor yine ders çalışıyordum" ifadelerini kullandı. 3’üncü çocuğu 30 günlükten sınavlara girdi Manevi açıdan çok zorlandığını en küçük oğlu 30 günlükken ilk sınava gittiğini aktaran Tekeli, "Annemle beraber gittim. Annem çocuğuma baktı. Ben sınavlara girerken bunun bilincinde olarak çok aşırı çalıştım. Yani gece bile uyumadım sürekli ders çalıştım. Bütünlemeye kalma ihtimalim yoktu. Çünkü Elazığ uzak hayvanlar burada eşim tek başına kalıyor tek başına yapılacak bir işimiz yok 2-3 günlük o zaman diliminde sınavlarım da çok şükür hiç bütünlemeye kalmadan 4 dönem mi de bitirerek mezun oldum. Diyanet İşleri Başkanlığının açmış olduğu sınav var Kur’an kursu öğreticisi, KPSS’den belli bir puan aldıktan sonra oraya girdim" diye konuştu. "Yüksek bir puan alarak memleketime atandım" Konya İhtisas Merkezi’nde girdiği sınavı kazanmasıyla memleketine atandığı dönemi dile getiren Tekeli, "Bütün sınavlara yalnız girdim. Eşim hayvanlardan hiç ayrılamıyordu içimdeki en büyük uhde budur. Yani bütün sınavlara tek başıma gitmem. Sınavlar oluyordu tek başıma gidiyordum. Elazığ’a da tek başıma gitmem gerekiyordu babam tek başına beni göndermemek için bir de küçük çocuk var diye ’annen de seninle gidecek’ dedi o çocuğa baktı ben o şekilde gittim. Sonra Konya’da tek başıma gittim sınava ve o zaman çok zoruma gitti. Bu son olsun dedim öyle dua ettim. Çünkü Konya’ya gittiğimde pandemi dönemiydi her yer kapalıydı otogarda sabahladım. Allah’ım dedim ’bu sınavı kazanayım İnşallah bu son olsun’ dedim. Çok şükür ilk girdiğim mülakatta yüksek bir puan alarak memleketime atandım. Kazanmam ile beraber bütün hayatımız değişti hayvancılığı boşadık köyden şehre Erdemli ‘ye taşındık, şimdi bütün sınavlara eşimle beraber gidiyorum Diyanet İşleri Başkanlığının açmış olduğu sınavlar oluyor. Geçen gün vaizlik sınavı oldu Ankara’da ona gittik" diyerek sözlerini sürdürdü. "Çocukların ilk öğretmeni olmak beni çok mutlu ediyor" Lisans eğitiminde 4 dönem yüksek onur belgesi aldığına vurgu yapan Tekeli, "4 dönem onur belgesi alınca beni telefonla aradılar, ’Dekan bey size başarı belgesi verecek’ dediler. Ben bir düşündüm ’Gidemem, inekleri yalnız bırakamam’ dedim. Oraya gitmedim, tabii ki bana sonradan o başarı belgesini gönderdiler ama şimdiki aklım olsa gider alırdım. Şu anda da çok sevdiğim çok olmaktan onur duyduğum bir mesleğim var onu yapıyorum. Çocuklara bir şey öğretmeyi çok seviyorum, onların ilk öğretmeni olmak beni çok mutlu ediyor. Onlara İslamiyet adına Din-i Mübin’i İslam’ı onların kalbini aşılamak Kur’an-ı Kerim’in sevgisiyle büyütmek, Allah’ın sevgisinin tohumunu kalplerine atmak benim için paha biçilemez. Şu anda çok mutluyum. İnşallah uzun yıllar Rabbim bu yolda hizmet etmeyi bana nasip eyler" şeklinde konuştu. Lisans diplomasını bile almaya gidemediği için vekâlet verdiği dayısının aldığını da aktaran Tekeli, şimdi ise yüksek lisans yapmayı düşündüğünü bunun için ALES sınavına girdiğini sözlerine ekledi.
Bakan Memişoğlu: "Türkiye’ye yılda 3,5 milyon insan tedavi olmak için geliyor"
28 Kasım 2025 Cuma - 19:49 Bakan Memişoğlu: "Türkiye’ye yılda 3,5 milyon insan tedavi olmak için geliyor" Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Türkiye’ye yılda 3,5 milyon insan tedavi olmak için geliyor. Sağlık hizmetlerinde dünyanın en iyilerinden biriyiz" dedi. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, AK Parti Mersin İl Başkanlığı’nda düzenlenen İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı. Bakan Memişoğlu, burada sağlık yatırımlarıyla ilgili açıklamalar yaptı. Konuşmasında ilk olarak Mersin’deki hastane yatırımlarına dikkat çeken Memişoğlu, "Sadece 2002’den bu yana Mersin’e 16 hastane kazandırdık. 1500 yataklı şehir hastanesi bunun en büyük göstergesi" dedi. Mersin’de ambulans kapasitesinin büyük oranda güçlendiğini belirten Memişoğlu, "2002 yılında Mersin’de sadece 14 ambulans vardı. Bugün 122 ambulansa ulaştık. Şimdi Mersin’e 20 yeni ambulans daha veriyoruz 8’i geldi 12’si yolda. Erdemli’ye 600 yataklı yeni devlet hastanesi 1,5 yıl içinde tamamlanacak. Silifke Devlet Hastanesi’ne 200 yatak ilavesi, kapasite artırımı için süreç başladı. Mezitli Devlet Hastanesinin yüzde 95’i tamamlandı, 2026 yılı başında hizmete açacağız" şeklinde konuştu. "Türkiye’ye yılda 3,5 milyon insan tedavi olmak için geliyor" Avrupa’da bir yıl bekleyen hastalar olduğuna dikkat çeken Memişoğlu, "Türkiye’ye yılda 3,5 milyon insan tedavi olmak için geliyor. Sağlık hizmetlerinde dünyanın en iyilerinden biriyiz. Mersin’de 7 Sağlıklı Hayat Merkezi bulunuyor. Fizyoterapist, diyetisyen, psikolog, çocuk gelişimci, ebe okulları, plates salonları, kanser taramaları Hepsi ücretsiz. MHRS üzerinden randevu alınabiliyor" diye konuştu. Memişoğlu, sigara kullanımının ve hareketsiz yaşamın toplum sağlığını olumsuz etkilediğini belirterek, "Her üç kişiden biri sigara içiyor. Lütfen sigarayı bıraktırmaya destek olun. Sağlıklı beslenme ve günlük hareket alışkanlığı şart" ifadelerini kullandı. Türkiye’de 1,5 milyon sağlık çalışanı bulunduğuna da dikkat çeken Memişoğlu, gerçekten özveriyle çalışan bir ekip olduklarını toplumun sağlık çalışanlarına sahip çıkmasını beklediğini de sözlerine ekledi. Mersin’e hizmet etmek için gece gündüz demeden büyük bir gayretle çalıştıklarını belirten AK Parti Mersin İl Başkanı Adem Aldemir, "Biz ne diyoruz? Tek sevdamız Mersin diyoruz, tek sevdamız Türkiye diyoruz. Bu inançla ve kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın önderliğinde Türkiye Yüzyılı inşa edilirken, bizler de AK Parti teşkilatları olarak gönülleri inşa etmek için vatandaşlarımızla sürekli bir aradayız, vatandaşlarımızın derdiyle dertleniyoruz. Cumhurbaşkanımızın güçlü liderliğiyle, onun vizyonuyla, onun cesaretiyle 23 yıl önce hayal dahi edemeyeceğimiz bir Türkiye’de yaşıyoruz" dedi.
Bakan Memişoğlu: "Türkiye’yi sağlıkta dünyaya yön veren ülke haline getireceğiz"
28 Kasım 2025 Cuma - 14:32 Bakan Memişoğlu: "Türkiye’yi sağlıkta dünyaya yön veren ülke haline getireceğiz" Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, Türkiye’nin artık sadece sağlık hizmeti sunan değil, aynı zamanda bunun bilimini ve teknolojisini de üreten bir ülke olma yolunda olduğunu belirterek, "Türkiye’yi sağlıkta teknoloji ve bilim anlamında dünyaya yön veren, insanlara sağlıkla ilgili ulaşımını sağlayan bir ülke haline getireceğiz" dedi. Bir dizi ziyaret ve temaslarda bulunmak üzere Mersin’e gelen Bakan Memişoğlu, kent programına valilik ziyaretiyle başladı. Vali Atilla Toros, vali yardımcıları, kaymakamlar ve birim müdürleri tarafından karşılanan Memişoğlu’na öğrenciler çiçek takdim etti. Valilik şeref defterini imzalayan Bakan, daha sonra basına kapalı gerçekleştirilen görüşmede Vali Toros’tan kentteki sağlık yatırımlarına ilişkin brifing aldı. Brifingin ardından beraberinde basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, ’Sağlıklı Türkiye Yüzyılı’ kapsamında 63. il ziyareti olan Mersin’de sağlık yatırımlarını değerlendirdi. Mersin’in sağlık altyapısının güçlü olduğunu ve gelişmiş bir şehir olduğunu vurgulayan Bakan Memişoğlu, "Çünkü burada bir Şehir Hastanemiz ve bir üniversite hastanemiz ile beraber toplam özel hastaneler dahil 25 hastanemiz ile sağlık hizmeti veriyoruz. Sağlık hayat merkezlerimiz ve aile hekimliklerimizle birlikte burada Türkiye’ye örnek bir sağlık hizmeti veriyoruz ama yetmez, daha iyisini yapacağız" diye konuştu. "Mezitli’deki hastane 2026 yılı başında hizmete açılacak" Memişoğlu, 2002 yılından itibaren Mersin’de şehir hastanesiyle birlikte toplam 16 hastanenin hizmete açıldığı bilgisini vererek, açılan yeni hastanelerle yatak kapasitesinin 2500’den 5500’e çıkarıldığını söyledi. Mersin’in bu konuda daha da yatak kapasitesi ilave etmeye ihtiyacı olan bir şehir olduğunu kaydeden Bakan Memişoğlu, bu yöndeki çalışmaların devam ettiğini ifade etti. Mezitli ilçesindeki hastanenin 2026 başında hizmete açılacağı bilgisini de paylaşan Bakan Memişoğlu, 150 yataklı hastanenin yüzde 95’nin bitmiş durumda olduğunu belirterek, Mersin’de daha çok hastane planlamasının olacağını söyledi. "Öncelikli amacımız hastalanmadan insanlarımızı kontrol etmek ve takip etmek" diyen Bakan Memişoğlu, şöyle devam etti; "Onun için de aile hekimlikleriyle beraber tarama programlarımızı yapıyoruz. Toplumumuzdan şunu istiyoruz, hastalanmadan bedenlerine bakacak, aile hekimliklerine ve sağlık hayat merkezlerinde olacak olan arkadaşlarımıza ulaşmalarını istiyoruz. Biliyorsunuz sağlık hayat merkezlerinden de toplumumuz direk artık MHRS üzerinden randevu alabilirler. Ne randevuları bunlar? Diyetlisiysen, psikolog, fizyoterapist, çocuk gelişimi, diş hekimi gibi bir çok branşta sağlık hayat merkezlerimiz toplumumuzu bekliyor. Orada aile danışmanlığından, sağlıklı hayat danışmanlığına kadar her türlü hizmeti verebiliyoruz. Çoğu insan bilmiyor ama fizyoterapist eşliğinde plates salonlarında bile hareketi öğretiyoruz. Bu konuda toplumumuzu kötü beslenmeden ve hareketsizlikten uzak durmalarını sağlıyoruz." Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile TÜSEB’in Türk Tıp Kurultayı’nda beraber olduklarını hatırlatan Bakan Memişoğlu, "Gerçekten çok başarılı bir süreç oldu. Türkiye artık sadece sağlık hizmeti sunan değil, aynı zamanda bunun bilimini ve teknolojisini de üreten bir ülke olma yolunda. Bu konuda çaba harcayan herkese teşekkür ediyorum. Biz, Cumhurbaşkanımızın dediği gibi çalışacağız, üreteceğiz, irademizi ortaya koyacağız, çalışkanlıklarımızı ortaya koyacağız, bilgimizi ortaya koyacağız ve Türkiye’yi sağlıkta teknoloji ve bilim anlamında dünyaya yön veren, insanlara sağlıkla ilgili ulaşımını sağlayan bir ülke haline getireceğiz. Bizler gece gündüz insanlık için, insanlar için, iyilik için çalışmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Bakan Memişoğlu’nu Mersin programında önceki dönem Hazine ve Maliye Bakanı, Mersin Milletvekili Nureddin Nebati ile AK Parti Mersin Milletvekili Ali Kıratlı da eşlik etti.
Besin zehirlenmelerinde en kritik 72 saat için hayati uyarılar
28 Kasım 2025 Cuma - 13:53 Besin zehirlenmelerinde en kritik 72 saat için hayati uyarılar Besin zehirlenmelerinde hastalık belirtilerinin 30 dakika ile 72 saat arasında ortaya çıkabildiğini söyleyen Acil Tıp Uzmanı Dr. Ayşegül İşlek Yüksel, "Eğer gastrointestinal sistem semptomlarının yanı sıra bilinç bulanıklığı, çift görme, baş ağrısı, nöbet gibi nörolojik semptomlar varsa; ishal ve kusmanın yanı sıra nefes darlığı veya solunum güçlüğü çekiliyorsa; kanlı ishal varsa, ishal ile birlikte boyun sertliği ve ateş görülüyorsa, ölümcül konserve zehirlenmesi belirtileri varsa veya zehirlenme belirtileri 2 günden fazla devam ediyorsa vakit kaybetmeden acil servise başvurulmalıdır" dedi. Son dönemde acil servis başvurularında "besin zehirlenmesi" vakalarında belirgin bir artış gözlemleniyor. Çoğu zaman hafif seyirli olsa da bazı bakteri türlerinin ölümcül sonuçlara yol açabildiğini belirten VM Medical Park Mersin Hastanesi Acil Tıp Uzmanı Dr. Ayşegül İşlek Yüksel, "Hangi besin, hangi bakteriyi taşır?" ve "Vücudumuz bu toksinlere nasıl tepki verir?" sorularını yanıtlayarak hayati uyarılarda bulundu. "Bebekler, çocuklar, gebeler ve yaşlılarda risk daha fazla" Besin zehirlenmesinin herhangi bir yiyecek ya da içeceğin tüketimi sonucu meydana gelen enfeksiyon veya intoksikasyon durumuna verilen genel bir isim olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Yüksel, "Özellikle halk sağlığını yakından ilgilendiren ve yaz aylarında artan bu yaygın hastalık grubu, çoğu zaman hafif seyirli ve kısa sürelidir. Ancak kış aylarında da zehirlenmeye yol açan besinler ve kişilerle ilişkili faktörlere bağlı olarak zaman zaman ağır seyredebilir, hatta ölümcül olabilir. Besin kaynaklı hastalıklara herkes yakalanabilir ancak bebekler, çocuklar, gebeler, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf olan kişiler bu duruma karşı çok daha duyarlıdır" ifadelerine yer verdi. "Kusma ve ishal, vücudun savunma mekanizması" Besin zehirlenmelerinin en klasik belirtilerinin mide bulantısı, kusma ve ishal olduğunu belirten Uzm. Dr. Yüksel, "Aslında bu semptomlar korkulacak düşmanlar değil, vücudun zehri dışarı atma yöntemleridir. İnsan vücudu kötü olan her şeyi atma üzerine kurulmuştur. Zehirli bir besin tükettiğimizde vücudumuzdan atmak için midemiz bulanır, kusarız, bağırsaklar aktifleşir, ishal olur ve toksin vücuttan uzaklaştığı için genelde bir ile üç gün arasında tam iyileşme sağlanır. Bu yüzden hastaların kesinlikle bulantı ve ishali önleyici ilaçları bilinçsizce kullanmamaları gerekir. İshali durdurucu ilaçlar, gıda zehirlenmesine yol açan etkenin dışarı atılmasını geciktirebilir ve bakterinin bağırsakta çoğalarak daha ciddi sorunların ortaya çıkmasına yol açabilir. Ayrıca, ‘ishal ve kusmayı artıracak’ düşüncesiyle hiçbir şey yememek de yanlış bir davranıştır" şeklinde konuştu. Hangi bakteri hangi besinden bulaşır Uzm. Dr. Yüksel, besin zehirlenmesine yol açan bakterileri, kaynaklarını ve vücutta oluşturduğu etkileri şu şekilde açıkladı: "Çiğ besinlerdeki tehlike salmonella: Salmonella türleri, kuşlar dâhil birçok çiftlik ve kümes hayvanlarının bağırsaklarında bulunur. Bu nedenle çiğ veya iyi pişmemiş tavuk, et, yumurta, balık ve pastörize edilmemiş sütler salmonella türlerinin üremesi için iyi birer kaynaktır. Özellikle sokak sütleri, pastörize edilmedikleri için salmonella açısından büyük risk taşır. Yumurtanın sadece kullanılmadan hemen önce yıkanması gerekirken; kırık, çatlak ve dışkı ile kirlenmiş yumurtalar asla satın alınmamalıdır. Ölümcül konserve zehri clostridium botulinum: En ciddi ve ölümcül olan besin zehirlenmesi, "clostridium botulinum" adlı bakterinin yol açtığı zehirlenmedir. Bu bakteri, bakteriler içinde en öldürücü ve etkili zehre (botulinum toksini) sahip olandır. Toprakta, kaynak sularında ve deniz suyunda bulunan bu bakteri, oksijensiz ortamda çoğalabildiğinden özellikle evde yapılan ve doğru hazırlanmamış konserve yiyecekler en önemli zehirlenme kaynaklarıdır. Etkisi 2-3 güne kadar ortaya çıkabilir. Sinir sisteminde felç yaparak solunumu engeller ve ölüme neden olur. Konservelerde alt ve üst kapakların şişkin, bombe yapmış olması içerisinde bu bakterilerin ürediğinin en önemli göstergesidir. Kıyma ve kirli sulardan gelen e.coli: Escherichia coli (E.coli), insan ve hayvan bağırsaklarında yaygın olarak bulunan bir bakteridir. Hayvansal yiyeceklerle insanlara bulaşan bu bakterinin hızla ürediği besinler; çiğ ve iyi pişmemiş kıyma, pastörize edilmemiş sütler, dışkı ile kontamine olmuş kaynak suları ve kirli sularla sulanmış, iyi yıkanmamış sebze ve meyvelerdir. Hijyen eksikliği bakterisi staphlylococcus aureus: Bu bakteri doğal olarak insanların burnunda, boğazında ve derisinde bulunur. Ayrıca deri üzerindeki çıban, sivilce, iltihaplanmış yaralar ve kesiklerde de mevcuttur. Temel bulaşma kaynağı, besinle uğraşan kişilerdir. Özellikle süt ürünleri, salatalar, kremalı pastalar, diğer tatlılar, çiğ et ve kümes hayvanı etlerinde kolayca ürer. Önemli bir nokta şudur ki; staphylococcus aureus tarafından üretilen toksinler normal pişirme ile yok edilemez. Pirinç ve makarnadaki gizli tehlike bacillus cereus: Sıklıkla toprak ve birçok bitkide bulunan bu bakteri, özellikle pirinç, makarna, kremalar ve sütlü pudinglerde hızla üreyebilir. Zehirlenmenin temel kaynağı genellikle pişmiş pirinç içeren yiyeceklerin uygun olmayan şekilde soğutulup tekrar ısıtılmasıdır. Soğuğa dayanıklı bakteri listeria monocytogenes: Çevrede yaygın bulunan bu bakteri oldukça dayanıklıdır ve donma derecesine yakın sıcaklıklarda bile üreyebilir. Büyük kısmı çiğ et, tavuk, dondurulmuş besinler, peynir ve krema kaynaklıdır. Deniz ürünleri ve vibrio türleri: Genellikle deniz suyunda bulunan vibrio parahaemolyticus, deniz suyunun ısındığı yaz aylarında artış gösterir. Gastroenterit çoğu zaman, özellikle kabuklu deniz ürünleri olmak üzere az pişmiş deniz ürünlerinin tüketilmesinden sonra ortaya çıkar. Ayrıca özellikle kirli sularda yaşayan midyelerin içinde vibrio, salmonella, E. coli gibi bakteriler bulunabilir." "Belirtiler 30 dakika ile 72 saat arasında çıkabilir" Besin zehirlenmelerinin genellikle aniden başladığını ve kontamine olmuş besinler tüketildikten sonra hastalık belirtilerinin 30 dakika ile 72 saat arasında ortaya çıkabildiğini dile getiren Uzm. Dr. Yüksel, "Hastalıklı dönem genellikle 1-3 gün sürer ancak bir haftaya kadar uzayabilir. Genellikle hastaların yüzde 90’ı basit gastrointestinal sistem semptomları ile gelir" diye konuştu. Ne zaman acil servise başvurulmalı Uzm. Dr. Yüksel, vakit kaybetmeden acil servise başvurulması gereken durumları ise şöyle sıraladı: Nörolojik belirtiler: Eğer gastrointestinal sistem semptomlarının yanı sıra, bilinç bulanıklığı, çift görme, baş ağrısı, nöbet gibi nörolojik semptomlar varsa. Solunum sıkıntısı: İshal ve kusmanın yanı sıra nefes darlığı veya solunum güçlüğü çekiliyorsa. Bu durum toksinin mide-bağırsak sisteminden çıkıp diğer sistemleri de etkilediğini gösterir. Süre ve şiddet: Kanlı ishal varsa, ishal ile birlikte boyun sertliği ve ateş görülüyorsa veya zehirlenme belirtileri iki günden fazla devam ediyorsa. Botulizm şüphesi: Konserve tüketimi sonrası gelişen, ilerleyici kas güçsüzlüğü ve nörolojik semptomlarda mutlaka hekime konserve ürün tüketildiği söylenmelidir. Ayrıca bu belirtiler bazen zirai ilaç zehirlenmesi ile karışabilir; herhangi bir zirai ilaç ile temas öyküsü varsa mutlaka hekime bildirilmelidir."
Mersin’de iklim değişikliğine uyum için 3. paydaş çalıştayı düzenlendi
28 Kasım 2025 Cuma - 09:58 Mersin’de iklim değişikliğine uyum için 3. paydaş çalıştayı düzenlendi Mersin’de yürütülen ‘İklim Değişikliğine Adaptasyon İçin Harekete Geç’ projesi kapsamında düzenlenen 3. Paydaş Çalıştayında, kentin iklim değişikliğine uyum eylemleri detaylandırılırken; daha dirençli, sürdürülebilir ve yeşil bir Mersin için atılacak adımlar paydaşlarla birlikte planlandı. Mersin Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen ve TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (TÜBİTAK MAM), Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) ile MedCities’in ortağı olarak yer aldığı ‘İklim Değişikliğine Adaptasyon için Harekete Geç’ projesi kapsamında, ‘3. Paydaş Çalıştayı’ düzenlendi. Büyükşehir Belediyesinin ev sahipliğinde düzenlenen çalıştay, Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanı Bülent Halisdemir’in proje bilgilendirme sunumu ile başladı. Gerçekleştirilen 3. Paydaş Çalıştayının, Mersin İklim Değişikliği Uyum Eylem Planının nihai haline getirilmesinde ve ilerleyen dönemde atılacak adımların paydaşlarla planlanması açısından büyük önem taşıdığını ifade eden Halisdemir, projede emeği geçen tüm ekip arkadaşlarına teşekkürlerini sundu. Daha dirençli bir Mersin için çalışmaya devam edeceklerinin altını çizen Halisdemir, "İklim değişikliğine uyum, sadece bir çevre meselesi değil, aynı zamanda ekonomik, sosyal ve kültürel dayanıklılığın da temelidir. Bu nedenle, değerli paydaşlarımızın da katkılarıyla Mersin’i iklim değişikliğine dirençli, yeşil ve sürdürülebilir bir şehir haline getirme hedefimize adım adım yaklaşıyoruz" diye konuştu. "İklim değişikliğinden en çok etkilenecek olan illerin başında Mersin geliyor" Proje kapsamında, sektör temsilcilerinin ve işletmelerin uyum ve azaltım kapasitesini geliştirmek için MTSO iş birliğiyle eğitim ve toplantılar düzenlediklerini belirten Halisdemir, Büyükşehir Belediyesinin tüm projelerinde iklim değişikliğini ön planda tuttuğunu kaydetti. Halisdemir, "Araştırmalar gösteriyor ki, iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgelerden biri de Çukurova Havzası. Bu bölgede bulunan Mersin, krizden en çok etkilenecek olan illerin başında geliyor. Dolayısıyla, yürüttüğümüz çalışmalar esnasında en önemli ayağımız, Mersin’in İklim Değişikliği Uyum Eylem Planı" dedi. "Geniş kitlelerde farkındalık ve bilinç seviyesini artırmayı hedefliyoruz" İklim değişikliği ve çevre konusunda ilkokul öğrencilerine farkındalık eğitimleri verdiklerini de söyleyen Halisdemir, "MERCAN İklim ve Çevre Bilim Merkezimizde; karbon yutağı oluşturan ağaç türleri seçilerek, eğitime katılan öğrencilerle Mersin’in farklı noktalarında fidan dikim etkinlikleri gerçekleştirdik. MERCAN Bilim Merkezimiz için Güneş Enerji Sistemleri, Yeşil Çatı ve Yağmur Suyu Toplama sistemleri kurarak, sürdürülebilir bir altyapı örneği oluşturduk. Ayrıca, Google Play ve AppStore’dan ücretsiz indirilebilen bir mobil uygulama geliştirdik. Bu uygulama içerisinde animasyon filmler, küçük anketler, oyunlar, acil durum rehberi, hava durumu ve şiddetli hava olayları gibi bölümler yer alıyor" ifadelerini kullandı. Halisdemir, bu sayede geniş kitlelerde farkındalık ve bilinç seviyesini artırmayı hedeflediklerini belirtti. "Bazı projelerimizde Mersinden Kadın Kooperatifi ile birlikte çalıştık" Kadın üreticileri desteklemek ve dezavantajlı kadınlara fayda sağlamak için ‘Lepistes Balığı’ üretiminde pilot bir uygulamayı hayata geçirdiklerini sözlerine ekleyen Halisdemir, proje sürecinde Mersinden Kadın Kooperatifi ile birlikte çalıştıklarını kaydederek, "Nemli ve tropikal bir bölgede yaşıyoruz. Dolayısıyla, her türlü istenmeyen ve ‘vektör’ dediğimiz haşerelerin hızlıca üreyebildiği, direnç kazandığı bir bölgedeyiz. Haşerelerin doğal yöntemlerle giderilmesi ile ilgili geliştirdiğimiz projede, ‘Lepistes Balıklarıyla’ larva mücadelesini işledik" diye konuştu. ‘Yuvarlak Masa Toplantıları’nda görüş alışverişinde bulunuldu Konuşmaların ve proje bilgilendirme sunumunun ardından, sektörlerin ‘Yuvarlak Masa Toplantıları’ ile görüş alışverişinde bulunduğu oturumlar gerçekleştirildi. Oturumlarda; daha önceki çalıştaylar kapsamında önceliklendirilen eylemler için detaylı alt eylemler ve bu eylemlerin başarısını ölçmek üzere belirlenecek performans göstergeleri, eylemlerin uygulanacağı zaman takvimi ve bu uygulamaların gerektireceği maliyet unsurları ile birlikte, söz konusu eylemlere sorumlu ve paydaş olarak katkı verecek kurum ve kuruluşların belirlenmesine yönelik kapsamlı değerlendirmeler yapıldı.