Yerel Haberler
Muğla
23 Aralık 2025 Salı - 16:21 Bodrum’da Büyük Atatürk Koşusu yapıldı Muğla’nın Bodrum ilçesinde düzenlenen Büyük Atatürk Koşusu’nda yaklaşık 250 öğrenci mücadele etti. Kurtuluş Savaşı’nı başlatan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelişinin yıldönümü, tüm yurtta düzenlenen Büyük Atatürk Koşusu ile kutlanıyor. Bodrum’un Turgutreis Mahallesi sahilinde bu kapsamda koşu düzenlendi. Yarışlar; minikler, küçükler, yıldızlar, gençler ve veteranlar kategorisinde 20 okuldan yaklaşık 250 öğrencinin katılımıyla yapıldı400 ila 1500 arasında değişen mesafelerde birinci olabilmek için mücadele veren sporcular, zaman zaman zor anlar yaşasa bitiş çizgisine vardı. Yaşanabilecek herhangi bir sağlık sorununa karşı 112 Acil Sağlık ve Bodrum Belediyesi Sağlık Hizmetleri ambulansı hazır bekledi. Sporculara ödülleri Kaymakam Ali Sırmalı, Belediye Başkan Yardımcısı Kanat Özsert, İlçe Milli Eğitim Müdürü Aslan Korkmaz, İlçe Gençlik ve Spor Müdürü Oktay Dumruk ile Bodrum Gençlik Merkezi Müdürü Eylem Dumruk tarafından verildi. Kaymakam Ali Sırmalı, yarışla ilgili yaptığı açıklamada şunları dile getirdi: "27 Aralık Büyük Atatürk Koşusu’nu bugün bu güzel havada gerçekleştirmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Gençlerimiz ve çocuklarımız gerçekten çok heyecanlı. Biz de onların heyecanına ortak olmak için bugün buraya geldik. Onlar bizim geleceğimiz; onları geleceğe en iyi şekilde hazırlamak istiyoruz. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’e layık evlatlar yetiştirmek istiyoruz. Bu nedenle onların yanında olmak istedik. Hepsini tebrik ediyoruz. Bu yarışmayı organize eden ekibimize çok teşekkür ediyor, hepsine başarılar diliyoruz. Emeklerine sağlık" İlçe Gençlik ve Spor Müdürü Oktay Dumruk ise şu ifadelere yer verdi: "Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1919 yılında Ankara’ya gelişine ithafen Türkiye genelinde yapılan bir organizasyonu, Bodrum’da da büyük bir coşkuyla gerçekleştiriyoruz. Sporcularımız heyecanlı, velilerimiz heyecanlı, öğretmenlerimiz ve okullarımız da aynı şekilde. Gayet güzel bir etkinlik oldu. Bütün çocuklarımızı ve katılım gösteren okullarımızı tebrik ediyorum. Hepsine eğitim ve spor hayatlarında başarılar diliyorum"
23 Aralık 2025 Salı - 16:12 MSKÜ’de bir ilk: Gastronomi öğrencilerine aşçı ceketi giydirildi Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü bir ilke imza atarak, 2025-2026 Eğitim Öğretim Yılı Aşçı Ceketi Giydirme Töreni gerçekleştirdi. Akademik ve sektörel paydaşların katılımıyla Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen tören, öğrencilerinin mesleki gelişim süreçlerini desteklemek ve sektörle etkileşimlerini güçlendirmek amacıyla yapıldı. Açılış konuşmalarıyla başlayan programda, gastronomi eğitiminin uygulama temelli yapısına ve mesleki disiplinin önemine vurgu yapıldı. Daha sonra gerçekleştirilen oturumlarda, mutfak sanatları alanında profesyonelleşme sürecine ilişkin temel konular ele alındı. Etkinlik kapsamında Pirge Akademi Eğitmeni Fırat Erbil tarafından "Mutfakta Profesyonel Bıçak Eğitimi" başlıklı uygulamalı bir sunum gerçekleştirildi. Bu oturumda mutfak güvenliği, mutfakta bıçak türleri ve kullanım teknikleri konularında öğrenciler ile interaktif bir oturum yapıldı. Programın devamında ‘Aile İşletmelerinde Nesiller Arası Girişimcilik Kültürü’ adlı oturum Doç. Dr. V. Hazal Özyurt ile Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümü öğrencisi İsmet Dural’ın moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Oturumda işletme sahibi Mehtap Şeniz Çahan ile Muğla Ticaret ve Sanayi Odası (MUTSO) Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Çahan gastronomi sektöründe sürdürülebilirlik, girişimcilik ve kurumsallaşma süreçlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. ‘Geleceğin şeflerine öneriler: Kariyer planlamasında dikkat edilmesi gereken unsurlar’ başlıklı oturum ise Doç. Dr. Nur Çelik İlal ve Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümü öğrencisi Elif Erdem’in moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Konuşmacılar gastronomi alanında kariyer gelişimi ve sektörel beklentilere ilişkin görüş ve önerilerini öğrencilerle paylaşırlarken, etkinliğin bir diğer bölümünde ‘Marka oluşturma stratejileri: Sıfırdan marka nasıl kurulur?’ adlı oturum Doç. Dr. Şaban Kargiglioğlu ve Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümü öğrencisi Sinem Palabıyık’ın moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Oturumda, marka oluşturma süreçleri ve işletmecilik deneyimleri paylaşıldı. Programın son bölümünde, mezuniyet aşamasındaki öğrenciler için pasta kesim töreni gerçekleştirildi. Son olarak aşçı ceketleri giydirilen birinci sınıf öğrencileri, mesleki yolculuklarına başlamanın sevincini yaşadı.
Prof. Dr. Karalezli: "Çıkıklar acildir, doğru tedavi edilmezse ciddi hasar bırakabilir"
27 Kasım 2025 Perşembe - 13:34 Prof. Dr. Karalezli: "Çıkıklar acildir, doğru tedavi edilmezse ciddi hasar bırakabilir" Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Nazım Karalezli, sporcuların en sık karşılaştığı yaralanmaları ve bu yaralanmalarda uygulanabilecek tedavi yöntemlerini anlattı. Konya Meram Tıp Fakültesinde spor hekimliği Anabilim Dalı Başkanlığı yapmış olan Prof. Dr. Karalezli, yaralanmaların çeşitlerini, vücudun uyarı mekanizmalarını ve hem cerrahi hem de cerrahi dışı tedavi seçeneklerini paylaştı. Prof. Dr. Karalezli, özellikle çıkık ve kırık gibi acil müdahale gerektiren durumlara vurgu yaparak, "Çıkıklar acildir, doğru tedavi edilmezse ciddi hasar bırakabilir" ifadelerini kullandı. "Yumuşak doku yaralanmaları daha fazla görülür" Spor yaralanmalarının çeşitliliğine değinen Karalezli şunları söyledi:"Spor yaralanmalarını yumuşak doku ve sert doku yaralanmaları olarak kabaca ikiye ayırabiliriz. Yumuşak doku rahatsızlıklarını kas, tendon, bağ ve menisküsler gibi eklem içi yumuşak doku yaralanmaları, sert dokuyu da kemik ve kıkırdak doku yaralanmaları veya rahatsızlıkları olarak ayırabiliriz. Bunları da akut yani yeni gelişen ve kronik yani uzun süreli şeklinde tekrar ikiye de ayırabiliriz. Yumuşak doku yaralanmaları daha fazla görülür" "Vücut uyarır; dinlenmezse yaralanma kaçınılmaz olur" Sürekli spor yapan kişilerde neden sakatlıklar görüldüğünü açıklayan Karalezli, şu ifadeleri kullandı:"Sürekli spor yapan niye sakatlansın ki diye düşünüyor insan. En büyük iki nedeni fazla yüklenme ve travma yani darbe veya düşmelerdir. Vücudun kaldırabileceği bir yük vardır. Ne kadar antrenmanlı olursak olalım kaldıramayacağı bir yük karşısında vücudumuz mutlaka bir tepki verir. Aslında yüklenilen doku önden kramp veya ağrı ile uyarı verir. Vücudun bu uyarısını dinlemez isek ve yüklenmeye devam edersek mutlaka bir yerde patlak verir. Yine sık bir neden de spordan sonra gevşeme egzersizleri yapmamaktır. Kötü beslenme, uyku düzensizliği ve sigara kullanımı da sporcu sağlığını kötü yönde etkiler. Kontak spor yapanlarda, yarışmacılarda, kilosu fazla olanlarda da risk fazladır" "Kıkırdak problemleri tedavisi en zor olan yaralanmalardır" Kıkırdak yaralanmalarının profesyonel sporcularda kariyeri bile etkileyebildiğini söyleyen Prof. Dr. Karalezli,"Kıkırdak problemleri tüm spor yaralanmaları içinde tedavisi en zor olanlarıdır. Bazen profesyonel sporcuların sporu bırakma nedeni olur. Çünkü kıkırdak dokusunun beslenmesi zayıftır ve bu nedenle iyileşmesi de zordur."ifadelerini kullandı. Tedavi seçenekleri ile ilgili Karalezli, "Kıkırdakta yumuşamadan tam kat kayba kadar çeşitli yaralanmalar olabilir. Tedavide öncelikle istirahat ve ödem giderici ilaçlar uygulanır. PRP, kollajen desteği, yağ veya kemik dokudan elde edilen kök hücre uygulamaları da sık kullanılan destek tedavilerdendir. PRP’nin kök hücre olmadığı, büyüme faktörlerinden zengin bir plazma olduğu bilinmelidir" dedi. Cerrahi müdahalenin gerektiği durumlar için ise, "Kıkırdak rahatsızlıklarında cerrahi tedavi seçenekleri de vardır. Mikro kırık, kıkırdak nakli ve sentetik materyallerle yapılan onarımlar cerrahi yöntemlere örnektir" diye ekledi. "Stres kırıkları tanı koyması zor yaralanmalardır" Kemik dokudaki yaralanmalara değinen Karalezli, "Eklemleri de kemik doku içine alacak olursak kırıklar, çıkıklar ve kemik iliği ödemi şeklinde yaralanmalar görebiliriz. Kırıkların içinde stres kırığını ayrı bir yere koymak gerekir. Bu direkt darbeler ile olmayan sürekli ve uzun süreli yüklenmelerle oluşan bir kırık şeklidir. Kırık uçları birbirinden ayrılmadığı için bazen tanı koymak da çok zor olabilir. Askerlerde acemilik döneminde ve koşucularda sık görülen bir durumdur" dedi. Tedavi süreci için ise"Kemik iliği ödemi tedavisi genellikle konservatif yani cerrahi dışı yöntemlerledir. Biraz önce saydığım tedavilere benzer. Kırık ve çıkık işin içine girdiğinde olay cerrahi tedaviye doğu ilerler" diye ekledi. "Çıkıklar acildir, doğru tedavi edilmezse ciddi hasar bırakabilir" Prof. Dr. Karalezli çıkıkların önemine vurgu yaparak şunları söyledi:"Çıkıklar acil durumlardır. Eklem yerine konduktan sonra da mutlaka bir süre korunması gerekir. Unutulmaması gereken, çıkıkta kemik doku yerinden çıkar ama asıl yaralanan eklem çevresi yumuşak dokulardır ve bunların cerrahi tedavisinin gerekebileceği mutlaka bilinmelidir. Bazen de kırıklı çıkıklar olur. Yani çıkık ile beraber kırık ta vardır. Bunların tedavisi genellikle cerrahi olmaktadır"
Hayatını kaybeden genç kızın ölüm nedeni adli tıp raporu ile netlik kazanacak
27 Kasım 2025 Perşembe - 13:22 Hayatını kaybeden genç kızın ölüm nedeni adli tıp raporu ile netlik kazanacak Muğla’nın Seydikemer ilçesinde evinde rahatsızlanarak zehirlenme şüphesiyle hastaneye kaldırıldıktan sonra hayatını kaybeden 18 yaşındaki Neslinur Topal’ın ölümüyle ilgili Muğla Valiliği’nden yapılan açıklamada, "Zehirlenme sebebi yapılan tetkik, analiz ve adli tıp raporları sonucunda netleşecektir" denildi. Seydikemer’de meydana gelen olayda, evlerinde rahatsızlanan üç kardeş zehirlenme şüphesiyle hastaneye kaldırıldı. İlk müdahalelerinin ardından Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edilen kardeşlerden 18 yaşındaki Neslinur Topal, yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti. Diğer iki kardeşin tedavisinin sürdüğü bildirildi. Muğla Valiliği’nden konu ile ilgili yapılan açıklamada,’’Seydikemer ilçemizde evlerinde rahatsızlanarak zehirlenme şüphesiyle hastaneye kaldırılan ve sonrasında Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesine sevk edilen 3 kardeşten Neslinur Topal (18) yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmiştir. Diğer iki kardeşin tedavileri devam etmektedir. Seydikemer Cumhuriyet Başsavcılığı olaya ilişkin soruşturma başlatmış olup, zehirlenme sebebi yapılan tetkik, analiz ve adli tıp raporları sonucunda netleşecektir. Muğla İl Sağlık Müdürlüğü, AFAD, Seydikemer Belediyesi, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ve Jandarma ekiplerimizin konuya ilişkin çok yönlü çalışmaları devam etmektedir’’ ifadelerine yer verildi.
Yakın mesafeden okuma sonrası baş ağrısına dikkat
27 Kasım 2025 Perşembe - 13:13 Yakın mesafeden okuma sonrası baş ağrısına dikkat Görme kayıplarının önde gelen nedenleri arasında yer alan ve genellikle 40 yaş sonrasında ortaya çıkan presbiyopi, 2015 yılında 1.8 milyar kişide görülürken 2030 yılında 2.1 milyara ulaşması beklenen bir görme kusuru olarak biliniyor. Memorial Bodrum Hastanesi Uz. Dr. Aytek Coşar, presbiyopinin nedenleri ve tedavi seçenekleri hakkında önemli bilgiler paylaştı. Yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak gelişen bu durum, önlem alınmadığında 65 yaşına kadar ilerleyebiliyor ve okumayı, dijital ekran kullanımını veya yakın mesafedeki nesneleri görmeyi zorlaştırarak kişinin sosyal ve mesleki yaşamını olumsuz etkiliyor. Yalnızca görmeyi değil, genel göz sağlığını da etkileyen presbiyopi, göz yorgunluğu ve baş ağrılarına yol açabiliyor. Erken teşhis ve doğru tedavilerle hastalığın ilerlemesi yavaşlatılabiliyor. Uz. Dr. Aytek Coşar, presbiyopinin nedenleri ve tedavi seçenekleri hakkında önemli bilgiler paylaşarak şunları söyledi: "Presbiyopi, göz merceğinin yaşla birlikte esnekliğini kaybetmesi sonucu gelişiyor. Genç yaşlarda mercek şekil değiştirerek yakına odaklanabilirken, 40’lı yaşlardan sonra bu esneklik azalıyor. Diyabet ve kalp hastalıkları gibi sistemik rahatsızlıklar ya da antihistaminik veya antidepresan gibi ilaçların uzun süreli kullanımı presbiyopiyi daha erken ortaya çıkarabiliyor. Hipermetropi gibi mevcut görme kusurları da riski artıran önemli etkenler arasında yer alıyor. Belirtilerin süreklilik kazanması durumunda yalnızca gözlük kullanımının yeterli olmadığı, kapsamlı bir göz muayenesinin şart olduğu belirtiliyor. Erken teşhis hem görme kalitesinin korunmasını hem de genel göz sağlığının desteklenmesini sağlıyor. Presbiyopi genellikle 40’lı yaşların başında kendini göstermeye başlıyor ve 65 yaşına kadar ilerlemeyi sürdürebiliyor. Yakın mesafeden okuma sonrası baş ağrısı, yazıların bulanık görünmesi ve harfleri netleştirememek en sık görülen belirtiler arasında yer alıyor. Bu şikayetler, kişinin yaşam kalitesini doğrudan etkiliyor ve özellikle uzun süreli yakın çalışma gerektiren mesleklerde belirgin şekilde hissediliyor. Presbiyopi tedavisi kişinin görme ihtiyacına göre şekillendiriliyor. Gözlük ve kontakt lens en yaygın uygulamalar arasında bulunurken, son yıllarda çok odaklı mercek ameliyatları da dikkat çekiyor. Bu yöntemde doğal mercek yerine özel olarak tasarlanmış bir lens yerleştiriliyor ve yakın, orta ve uzak mesafelerin daha net görülmesi sağlanıyor. Bu sayede gözlük bağımlılığında önemli bir azalma elde edilebiliyor. Yılda en az bir kez yapılacak göz muayenesi, presbiyopinin ilerlemesini önlemede kritik önem taşıyor. Önlem alınmayan presbiyopi zamanla ciddi görme kaybına yol açabiliyor. Belirtiler devam ediyorsa bir göz hastalıkları uzmanına başvurulması gerekiyor. Bazı kişilerde presbiyopi katarakt veya başka göz hastalıklarıyla bağlantılı olabiliyor. Bu hastalıkların erken tedavi edilmesiyle presbiyopi belirtileri de belirgin şekilde azalabiliyor" Uzmanlar presbiyopinin ilerlemesini yavaşlatmak için düzenli göz muayenesi yapılmasını, okuma ortamında yeterli aydınlatma kullanılmasını, dijital ekranlarda yazı boyutunun artırılmasını, 20-20-20 kuralının uygulanmasını, sebze, meyve ve omega-3 açısından zengin beslenilmesini, sigara ve alkol tüketiminin azaltılmasını, UV ışınlarından korunmak için güneş gözlüğü kullanılmasını, göz kuruluğu yaşayan kişilerin doktor önerisiyle nemlendirici damla kullanmasını ve şikayetler arttığında vakit kaybetmeden uzmana başvurulması gerektiğini hatırlatıyor.
Ula Anaokulu öğrencileri "Kayıp Masallar Kitabı" ile sanatla buluştu
27 Kasım 2025 Perşembe - 11:47 Ula Anaokulu öğrencileri "Kayıp Masallar Kitabı" ile sanatla buluştu Ula Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü ve Uluslararası Gençlik Merkezi gönüllüleri, Ula Anaokulu öğrencilerine yönelik hazırladıkları "Kayıp Masallar Kitabı" adlı çocuk tiyatrosuyla unutulmaz bir gün yaşattı. Renkli dekorlar ve interaktif anlatımın öne çıktığı etkinlik, miniklerden tam not aldı. Ula Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren ve Uluslararası Gençlik Merkezi gönüllü gençlerinden oluşan tiyatro ekibi, anlamlı bir sosyal sorumluluk projesine imza attı. Gönüllü gençler, kendi emekleriyle hazırladıkları kostüm ve dekorları kullanarak sahneledikleri "Kayıp Masallar Kitabı" adlı çocuk tiyatrosunu Ula Anaokulu öğrencileri için özel olarak sundu. Tiyatro oyunu, masalların kaybolduğu bir dünyada maceraya atılan kahramanların hikayesini merkeze alarak, çocuklara hem eğlenceli hem de eğitici mesajlar verdi. Renkli sahne dekorları, eğlenceli karakterleri ve interaktif anlatımıyla dikkat çeken oyun, miniklerin büyük beğenisini topladı. Gösteri sırasında öğrenciler, oyunda yer alan şarkılara coşkuyla eşlik etti, kahramanlarla konuşarak ve sahnedeki görevleri yerine getirerek oyunun aktif bir parçası haline geldi. Çocukların neşesi, şaşkınlığı ve heyecanı tüm salonu doldururken, öğretmenler ve veliler de gençlerin sergilediği başarılı performansı takdirle karşıladı. Ula Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü yetkilileri ve Uluslararası Gençlik Merkezi liderleri, etkinlik sonrasında bir açıklama yaparak gönüllü gençlerin özverili çalışmalarına teşekkür etti.
Seydikemer’de yaşanan zehirlenme olayı soruşturmasında AFAD ekiplerince detaylı inceleme yapılacak
27 Kasım 2025 Perşembe - 10:25 Seydikemer’de yaşanan zehirlenme olayı soruşturmasında AFAD ekiplerince detaylı inceleme yapılacak Muğla’nın Seydikemer ilçesinde meydana gelen ve nedeni henüz belirlenemeyen zehirlenme vakasında, 18 yaşındaki Neslinur Topal hayatını kaybederken, diğer iki kardeşi Fethiye Devlet Hastanesi’nde yoğun bakıma alındı. Olayla ilgili savcılık soruşturma başlatırken, evde kimyasal incelemesi için AFAD ekipleri görevlendirildi. Edinilen bilgiye göre, Muğla’nın Seydikemer ilçesinde zehirlenme olayında, üç kardeşin henüz nedeni bilinmeyen bir sebepten dolayı zehirlendiği tespit edildi. Zehirlenme sonucu, 18 yaşındaki Neslinur Topal vefat ederken, diğer iki kardeş Fethiye Devlet Hastanesine kaldırıldı. Tedavileri yoğun bakım ünitesinde süren kardeşlerin hayati tehlikelerinin devam ettiği öğrenildi. Olayın ardından Seydikemer Cumhuriyet Savcılığı, zehirlenmenin nedenini aydınlatmak amacıyla geniş çaplı bir soruşturma başlattı. Savcılık, evde herhangi bir kimyasal madde bulunup bulunmadığının tespiti için Muğla İl AFAD Müdürlüğü’nden teknik inceleme talep etti. Bu talep üzerine, Muğla AFAD Müdürlüğü personelleri özel cihazlarla olay yerinde incelemelerde bulundu. İlk incelemeler neticesinde, durumun daha detaylı araştırılması gerektiği belirlendi ve KBRN (Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer) ekibinin bölgeye gelmesi gerektiği rapor edildi. Muğla AFAD Müdürlüğü tarafından derhal talep edilen KBRN ekipleri, en kısa sürede olay yerine ulaşarak evde detaylı kimyasal madde incelemesi yapacak. Ekipler, zehirlenmeye neden olan etkeni tespit etmek için cihazlarla kapsamlı bir araştırma gerçekleştirecek.
Datça’da 26 yıldır ayakkabı tamirciliği yapıyor
27 Kasım 2025 Perşembe - 10:07 Datça’da 26 yıldır ayakkabı tamirciliği yapıyor Muğla’nın Datça ilçesinin tek ayakkabı tamircisi Rıdvan Arslan (43) 26 yıldır ilçede hizmet verirken, rakibinin olmamasının kendini bir yandan sevindirdiğini, bir yandan da üzdüğünü dile getirdi. Datça Ambarcı Caddesi’ndeki dükkanında 26 yıldan bu yana ilçe sakinlerine hizmet veren ayakkabı tamircisi Arslan, aynı zamanda çanta, kemer, cüzdan gibi ürünlerin de tamiratını gerçekleştiriyor. 1999 Düzce depremi sonrası Datça’ya yerleşen ve abisinin sayesinde mesleği ile tanışan Arslan ilçenin tek ayakkabı tamircisi olma özelliğini de taşıyor. İlçede kendisinden başka ayakkabı tamircisinin bulunmamasının kendisini sevindirdiğini, bir yandan da kendisinden sonra bu mesleği devam ettirecek birinin bulunmamasının da endişe verici olduğunu dile getirdi. "1999 Depremi sonrası Datça’ya yerleşti" Ayakkabı tamircisi Arslan’ın Datça serüveni, 1999 Düzce Depremi’nden sonra başlarken, "Aslen Mardin Midyatlıyım. 1999’dan beri Datça’dayım ve o tarihten beri bu işi burada yapıyorum. O zamanlar Düzce’deydim, depreme yakalandık, talihsiz bir dönemdi. Sonra abim beni Datça’ya getirdi. Esas ustam abimdir. Hem okula gidiyor hem de onun dükkânında çıraklık yapıyordum" dedi. "Datça’da bu mesleği yapan tek usta" Bugün Datça’daki tek ayakkabı tamircisi olan Arslan, yıllardır hiçbir rakibi olmamasından memnun olduğunu ifade ederek, "Bu işi Datça’da tek başıma yapıyorum. Hiç rakibim olmadı, bundan mutluluk duydum. İnsanlar beni seviyor, ben de insanları seviyorum. İşimi seviyorum, huzurluyum" şeklinde konuştu. "Ben bırakırsam Datça ayakkabısız kalır" Ayakkabıcılık mesleğinin yok olmaya başladığını söyleyen Arslan, "Gençler bu işlere ilgi göstermiyor. Okul yok, teşvik yok. Bir çırağım olsa çok mutlu olurum. Arkamdan bu işi devam ettirecek biri yetişse keşke, ben bırakırsam Datça ayakkabısız kalır. Gerçekten üzücü bir durum. Bizim iş sabır ister, emek ister. Ama öğrendiğinde ömür boyu ekmek yedirir" diyerek mesleğe sahip çıkılması gerektiğini vurguladı.