Yerel Haberler
Nevşehir
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Ana muhalefet partisinin tek yaptığı popülizm"
09 Mayıs 2025 Cuma - 19:13 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Ana muhalefet partisinin tek yaptığı popülizm" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Ana muhalefet partisinin ’ben on yıl sonra Türkiye’nin demokrasisini şuraya taşıyacağım, ekonomide şöyle bir vizyonum var, teknolojisini şöyle dönüştüreceğim, şu yatırımları ve projeleri yapacağım’ dediğini duydunuz mu? Keşke olsa. Hiçbir vizyon yok, hiçbir plan yok, hiçbir politika yok, tek yaptıkları popülizm" dedi. "Uluslararası Jeotermal Yatırım Zirvesi’ne katılmak üzere Nevşehir’e gelen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ürgüp ilçesinde düzenlenen zirveye katıldı. Kapadokya Üniversitesi ve Nevşehir Üniversitesini ziyaret eden Yılmaz, geçtiğimiz günlerde Nevşehir İl Jandarma Komutanlığında eğitim sırasında şehit olan Astsubay Hüseyin Uzun’un Nevşehir’deki ailesini ziyaret ederek taziyelerini iletti. AK Parti İl Başkanlığını ziyaret eden Yılmaz, yaptığı açıklamada, "Ülkemizin en temel meselesi enflasyon. Vatandaşımız bunu öncelik olarak görüyor. Biz de bir millet hareketi olarak, milletin içinden gelmiş bir parti olarak her zaman şunu söylüyoruz. Milletimizin beklenti ve talebi neyse bizim siyasetimizi o yönlendirir. Bizim rotamızı millet çizer, rotamızı millet belirler. Bunu da bize aktaran teşkilatlarımızdır. Şu anda birinci önceliğimiz enflasyonu düşürmek. Geçen sene Mayıs ayında enflasyon yüzde 75’in üzerine çıkmıştı. Uyguladığımız kararlı program ile geçtiğimiz ay 37,9’a kadar düştü. Geldiğimiz noktada 40’ın altındayız. Yılsonunda artık 20’li rakamlardan bahsedeceğiz. Hedefimiz bu. Giderek tek haneli rakamlara ineceğiz. Bu mücadele kolay bir mücadele değil. Biz enflasyonu düşürmeden kalıcı bir refah sağlayamayız. Biz başkaları gibi ne aldatan oluruz, ne de aldanan oluruz. İnsanların gözünü kısa vadede boyaya, ama orta ve uzun vadede onlara hiç birşey kazandırmayan söylemler ile vatandaşımızın sorunlarını çözemeyiz" dedi. "Hükümeti vatandaşın gözünde zayıflatma çabaları var" Muhalefetin tek yaptığı işin popülizm olduğunu söyleyen Yılmaz, "Muhalefte bakıyorsunuz tamamen popülizm. Ana muhalefet partisinin ’ben on yıl sonra Türkiye’nin demokrasisini şuraya taşıyacağım, ekonomisinde şöyle bir vizyonum var, teknolojisini şöyle dönüştüreceğim, şu yatırımları ve projeleri yapacağım’ dediğini duydunuz mu? Keşke olsa. Hiçbir vizyon yok, hiçbir plan yok, hiçbir politika yok, tek yaptıkları popülizm. Vatandaşın bir takım yaşadığı sorunları gündem yaparak, hükümeti vatandaşın gözünde zayıflatma çabaları. Enflasyon yüksek iken bu popülizm söylemler biraz daha etkili olabilir. Enflasyon düştükçe göreceksiniz o söylemlerin etkisi de düşecek" ifadesini kullandı. "Planımız, programımız, önceliklerimiz, projelerimiz var" "Bizim bir planımız, programımız, önceliklerimiz, projelerimiz var" diyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Bunları kararlı bir şekilde hayata geçiriyoruz. Sonuçta da kalıcı bir refah sağlamayı düşünüyoruz. Aldatıcı, geçici, gündelik değil, kalıcı refah. Enflasyonun düştüğü ortamda büyüme de daha istikrarlı hale geliyor. Çünkü enflasyon sis perdesi gibidir. Öngörülebilirliğin olmadığı bir yerde, enflasyonun olduğu bir yerde büyümede bundan olumsuz etkilenir, gelir dağılımı olumsuz etkilenir. Enflasyonu düşürdükçe büyüme de daha istikrarlı hale gelecek. Gelir dağılımı da istikrarlı hale gelecek" dedi. "Cumhur İttifakı bu milletin ana damarıdır" Yılmaz, "Kim ne derse desin Cumhur İttifakı bu ülkenin, bu toplumun ana damarıdır. Sorunlara çareyi, çözümü yine Cumhur İttifakı oluşturacaktır. Bundan hiç kimsenin bir tereddüttü olmasın" şeklinde konuştu. "Sokaklarda güvensizlik oluşturmaya çalıştılar" Yılmaz, "Türkiye’de bir yolsuzluk soruşturmasından dolayı, Büyükşehir Belediye Başkanına yönelik yolsuzluk soruşturmasından dolayı sokakları karıştırdılar. Sokaklarda bir güvenlik problemi görüntüsü oluşturuldu ve buna zemin hazırlandı. Marjinal bir takım gruplar, örgütler de bu işi fırsat bilip sokaklara indiler. Bu görüntü kısa süreli olarak ekonomimizde bir etkilenme yaptı. Yabancı sermaye geziyi hatırlayarak dedi ki; Türkiye’de gezi benzeri bir hadise mi olacak. Uzun süre sokaklar mı karışacak diye bir endişeye kapıldılar. Yabancı sermayenin bu nedenle bir miktar ülkeden çıkışı oldu. Bunun etkilerini yaşadık. Çok kısa sürede vatandaşımız buna da gereken cevabı verdi" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Cari açığımızın büyük bir bölümünün enerjiden kaynaklandığını görüyoruz"
09 Mayıs 2025 Cuma - 13:09 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Cari açığımızın büyük bir bölümünün enerjiden kaynaklandığını görüyoruz" Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Uluslararası Jeotermal Yatırım Zirvesi’nde, "Türkiye cari açık veren bir ülke. Cari açığımızın büyük bir bölümünün enerjiden kaynaklandığını görüyoruz" dedi. Nevşehir’de jeotermal enerji ve kaynakların etkin kullanımı konusunda farkındalık oluşturmak, sektördeki yatırım fırsatlarını ele almak ve jeotermal enerjiye dayalı kalkınma modellerini tartışmak amacıyla ’Uluslararası Jeotermal Yatırım Zirvesi-IGIS’ düzenlendi. Zirveye katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, yaptığı konuşmada yeşil dönüşümün önemine değinerek, "Yeşil dönüşüm hedeflerini gerçekleştiren bir Türkiye, aynı zamanda enerjiyi daha verimli kullanan yerli, yenilenebilir enerjinin payını arttıran bir Türkiye demek. Bu da aslında cari açığımızın düşmesi demek. Yeşil ekonomi, yeşil dönüşüm bizim makroekonomik istikrarımız açısından da çok kıymetli. İhtiyacımızı azaltıyor, özel sektörün de rekabet gücünü enerjiyi verimli kullandığı zaman, enerji maliyetlerini düşürerek özel sektör için rekabet gücü sağlıyor. Hem işletmelerimiz için hem de ekonomimiz için son derece kıymetli. Meclisimizin gündeminde iklim kanunumuz var. Amacımız net; ülkemizde yeşil dönüşümle enerjiyi daha verimli kullanmak, hem işletmelerimizin rekabet gücünü arttırmak hem de ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını azaltarak cari açığımızı aşağı çekmek. Bir taraftan makro istikrarımızı güçlendirmek, bir taraftan da Avrupa’da karbon düzenlemesi yürürlüğe girecek. Gelecek yıl 2026’da ülke içinde bir emisyon ticaret sistemi oluşturmazsak firmalarımız Avrupa’ya vergi ödemek zorunda kalacaklar belli sektörlerde Avrupa’ya ihracat yapan şirketlerimiz. Emisyon iklim kanunu çerçevesinde en önemli yaptığımız iş bu aslında. Emisyon ticaret sistemi kuruyoruz. Bu sistemi kurduğumuz zaman Avrupa’ya gidecek vergiler Türkiye içinde kalarak bir fonda birikecek. Bu fonu da biz sanayinin veya sektörlerin yeşil dönüşümü için sanayiye geri vereceğiz. Aslında bizim yaptığımız oradaki kurgu bu şekilde. Hiçbir şekilde bu kanunla ilgisi, alakası olmayan sözlerle kamuoyunun kafası karıştırılmaya çalışılıyor" ifadelerini kullandı. 2024 yılı itibarıyla dünyada jeotermal enerji kurulu gücün 17 bin megavata ulaştığını söyleyen Yılmaz, "Uluslararası Enerji Ajansı’nın öngörülerine göre önümüzdeki 25 yıl içinde jeotermal enerjinin küresel yenilenebilir payının bugünkü yüzde 0,5 düzeyinden yüzde 3 ila 5 aralığına çıkması bekleniyor. Enerji pastası büyüyecek, bunun içinde jeotermalin payı ciddi oranda artacak. Dolayısıyla önemli bir dönüşümden bahsediyoruz. Mevcut kapasitenin büyük bölümü ABD, Endonezya ve Filipinlerle birlikte ülkemizde yoğunlaşmış durumda. Bu alanda dünyada dördüncü konumdayız. Ülkemizde yapılan etütler şunu gösteriyor; bugün bin 734 megavat olan kurulu gücümüzü ilk etapta 40 bin megavata kadar yükseltmemiz mümkün. Giderek bunun daha da üstüne çıkarmamız mümkün" dedi. Jeotermalin çok geniş bir yelpazede kullanımının söz konusu olduğunu söyleyen Yılmaz, "Enerjiden turizme, sağlıktan madenciliğe, içindeki madenlerin işlenmesinden seracılığa, tarım alanına varıncaya kadar çok çeşitli alanlarda kullanımı mümkün olan bir kaynaktan bahsediyoruz. Değişik derecelerde aynı suyu çok farklı alanlarda bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirmek mümkün. Diğer yandan yenilenebilir bir kaynak. Bu kaynağı doğru kullanırsanız bir defa değil, defalarca kullanabilirsiniz. Rüzgâra göre, güneşe göre de şöyle bir avantajı var jeotermalin; gece gündüz dört mevsim bundan elektrik üretmeniz mümkün. Yenilenebilir olan kaynaklar içinde bir alan açmış oluyor. Bu yönüyle de çok kıymetli. Hem yenilenebilir bir kaynak hem de istikrarlı bir kaynak" şeklinde konuştu. Nevşehir’in jeotermali bütüncül bakış açısıyla kullandığı iller arasında model olduğunu da söyleyen Yılmaz, "Jeotermal kaynaklarla 160 bin konut ve yaklaşık 10 bin dekar sera ısıtılmaktadır. Bunun sayısını da arttırmak durumundayız. Nevşehir gerçekten bu anlamda bir model. Jeotermalin hem enerjide hem turizmde hem tarımda kullanıldığı bütüncül bir bakış açısıyla, sürdürülebilir bir bakış açısıyla kullanıldığı modern bir ilimiz olma yolunda. Diğer yandan doğal mineralli sular, içme suyu ve sağlık turizmi açısından da katma değeri arttırma imkanı sunuyor. Termal turizmde 53 termal turizm merkezi ve 4 kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi ile altyapı her geçen gün gelişiyor. Altını çizmek istiyorum, 2030’lu yıllara doğru dünyada termal turizm pazarının 100 milyar dolarlara gelmesi bekleniyor. Şu an aldığımız pay yeterli değil. Çok daha yükseğini almamız lazım. Jeotermal kaynaklarımızı turizm potansiyelimizi düşündüğünüzde sinerji oluşturma imkanımız var. Sağlıkta yine geldiğimiz noktayı değerlendirdiğinizde bunları bir araya getirebilirsek katma değeri çok daha yüksek bir şekilde bu alanı değerlendirmemiz mümkün. Geçen yıl 61 milyar doları aşan bir turizm gelirimiz oldu. 62 milyon turisti aştık. Türkiye artık turizmden daha fazla katma değer üreten, daha fazla gelir sağlayan büyük ülke haline geldi. Cari açığımızın kapatılmasında da yine hizmet sektörleri anlamında çok önemli bir katkı sunuyor. Turizm sektörümüzde de önümüzdeki dönemlerde sayısal artış bekliyoruz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz "Türkiye cari açık veren ülke"
09 Mayıs 2025 Cuma - 12:48 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz "Türkiye cari açık veren ülke" ’Uluslararası Jeotermal Yatırım Zirvesi-IGIS’de konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz; "Türkiye cari açık veren ülke. Cari açığımızın büyük bir bölümünün enerjiden kaynaklandığını görüyoruz" dedi. Nevşehir’de Jeotermal enerji ve kaynakların etkin kullanımı konularında farkındalık oluşturmak, sektördeki yatırım fırsatlarını ele almak ve jeotermal enerjiye dayalı kalkınma modellerini tartışmak amacıyla ’Uluslararası Jeotermal Yatırım Zirvesi - IGIS’ düzenlendi. Zirveye katılan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz yaptığı konuşmada yeşil dönüşümün önemine değinerek; "Yeşil dönüşüm hedeflerini gerçekleştiren bir Türkiye, aynı zamanda enerjiyi daha verimli kullanan yerli, yenilenebilir enerjinin payını arttıran bir Türkiye demek. Bu da aslında cari açığımızın düşmesi demek. Yeşil ekonomi, yeşil dönüşüm bizim makroekonomik istikrarımız açısından da çok kıymetli. İhtiyacımızı azaltıyor, özel sektörün de rekabet gücünü enerjiyi verimli kullandığı zaman, enerji maliyetlerini düşürerek özel sektör için rekabet gücü sağlıyor. Hem işletmelerimiz için, hem de ekonomimiz için son derece kıymetli. Meclisimizin gündeminde iklim kanunumuz var. Amacımız net; ülkemizde yeşil dönüşümle enerjiyi daha verimli kullanmak, hem işletmelerimizin rekabet gücünü arttırmak hem de ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını azaltarak cari açığımızı aşağı çekmek. Bir taraftan makro istikrarımızı güçlendirmek, bir taraftan da Avrupa’da karbon düzenlemesi yürürlüğe girecek. Gelecek yıl 2026’da ülke içinde bir emisyon ticaret sistemi oluşturmazsak firmalarımız Avrupa’ya vergi ödemek zorunda kalacaklar. Belli sektörlerde Avrupa’ya ihracat yapan şirketlerimiz emisyon iklim kanunu çerçevesinde en önemli yaptığımız iş bu aslında. Emisyon ticaret sistemi kuruyoruz. Bu sistemi kurduğumuz zaman, Avrupa’ya gidecek vergiler Türkiye içinde kalarak bir fonda birikecek. Bu fonu da biz sanayinin veya sektörlerin yeşil dönüşümü için sanayiye geri vereceğiz. Aslında bizim yaptığımız oradaki kurgu bu şekilde. Hiçbir şekilde bu kanunla ilgisi alakası olmayan sözlerle kamuoyunun kafası karıştırılmaya çalışılıyor" ifadelerini kullandı. 2024 yılı itibarıyla dünyada jeotermal enerji kurulu gücün 17 bin megavata ulaşmış olduğunu söyleyen Yılmaz; "Uluslararası enerji ajansının öngörülerine göre önümüzdeki 25 yıl içinde jeotermal enerjinin küresel yenilenebilir payın bugünkü yüzde 0,5 düzeyinden yüzde 3 ila beş aralığında çıkması bekleniyor. Enerji pastası büyüyecek bunun içinde jeotermal in payı ciddi oranda artacak. Dolayısıyla önemli bir dönüşümden bahsediyoruz. Mevcut kapasitenin büyük bölümü Amerika Birleşik Devletleri Endonezya ve Filipinlerle birlikte ülkemizde yoğunlaşmış durumda. Bu alanda dünyada dördüncü konumdayız. Ülkemizde yapılan etütler şunu gösteriyor bugün bin 734 megavat olan kurulu gücümüzü ilk etapta 40 bin megavata kadar yükseltmemiz mümkün. Giderek bunun daha da üstüne çıkarmamız mümkün" dedi. Jeotermalin çok geniş bir yelpazede kullanımının söz konusu olduğunu söyleyen Yılmaz; "Enerjiden turizme, sağlıktan madenciliğe, içindeki madenlerin işlenmesinden seracılığa, tarım alanına varıncaya kadar çok çeşitli alanlarda kullanımı mümkün olan bir kaynaktan bahsediyoruz. Değişik derecelerde aynı suyu çok farklı alanlarda bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirmek mümkün. Diğer yandan yenilenebilir bir kaynak. Bu kaynağı doğru kullanırsanız bir defa değil defalarca kullanabilirsiniz. Rüzgâra göre, güneşe göre de şöyle bir avantajı var jeotermal ’in, gece gündüz dört mevsim bundan elektrik üretmeniz mümkün. Yenilenebilir olan kaynaklar içinde bir alan açmış oluyor bu yönüyle de çok kıymetli hem yenilenebilir bir kaynak hem de istikrarlı bir kaynak" şeklinde konuştu. Nevşehir’in jeotermali bütüncül bakış açısıyla kullandığı iller arasında model olduğunu da söyleyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz; "Jeotermal kaynaklarla 160 bin konut ve yaklaşık 10 bin dekar sera ısıtılmaktadır. Bunun sayısını da arttırmak durumundayız. Nevşehir gerçekten bu anlamda bir model. Jeotermalin hem enerjide hem turizmde hem tarımda kullanıldığı bütüncül bir bakış açısıyla, sürdürülebilir bir bakış açısıyla kullanıldığı modern bir ilimiz olma yolunda. Diğer yandan doğal mineralli sular, içme suyu ve sağlık turizmi açısından da katma değeri arttırma imkanı sunuyor. Termal turizmde 53 termal turizm merkezi ve 4 kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi ile altyapı her geçen gün gelişiyor. Altını çizmek istiyorum 2030’lu yıllara doğru dünyada termal turizm pazarının 100 milyar dolarlara gelmesi bekleniyor. Şu an aldığımız pay yeterli değil. Çok daha yükseğini almamız lazım. Jeotermal kaynaklarımızı turizm potansiyelimizi düşündüğünüzde sinerji oluşturma imkanımız var. Sağlık da yine geldiğimiz noktayı değerlendirdiğinizde bunları bir araya getirebilirsek katma değeri çok daha yüksek bir şekilde bu alanı değerlendirmemiz mümkün. Geçen yıl 61 milyar doları aşan bir turizm gelirimiz oldu. 62 milyon turisti aştık. Türkiye artık turizmden daha fazla katma değer üreten, daha fazla gelir sağlayan büyük ülke haline geldi. Cari açığımızın kapatılmasında da yine hizmet sektörleri anlamında çok önemli bir katkı sunuyor. Turizm sektörümüzde de önümüzdeki dönemlerde sayısal artış bekliyoruz" diye konuştu.
Aşkını taşlara kazıdı
08 Mayıs 2025 Perşembe - 13:43 Aşkını taşlara kazıdı Nevşehir’de yaşayan 74 yaşındaki Rafet Topraktepe; ölen eşine olan aşkını taşlara işledi. İşlediği taşlarla bahçesine eşinin adına anıt park yaptı. Derinkuyu ilçesine bağlı Yazıhöyük beldesinde ikamet eden 74 yaşındaki Rafet Topraktepe 3 yıl önce kaybettiği eşine olan aşkını şiir dizeleriyle taşlara işledi. İşlediği taşları evinin bahçesine yerleştirerek eşi adına da bir park yaptı. 54 yıl evli kaldıklarını söyleyen Topraktepe; "İyi kötü günlerimiz geçti. Kendisine vefalı davranmak için böyle bir şeyler yaptım. Eşimin anısına taşlara Zeki Müren’den, Aşık Veysel’den, Karacaoğlan’dan, Pir Sultan Abdal’dan, Mahsuni Şerif’ten dizeler yazdım" dedi. "Eşime olan vefa borcunu ödemek için yaptım" Topraktepe; "Eşim bu bahçeyi çok seviyordu. Buralarda gezer, çayını burada içerdi. Ben de kendisine vefa borcumu ödemek için bu yazıyı yazdım. Bu sayede anısını burada yaşatmaya çalışıyorum" ifadelerini kullandı. "500 kiloluk taşı işledi" Anıt yapımında kullandığı taşları Güllü ve Melendiz Dağı eteklerinden topladığını söylenen Rafet Topraktepe; "Bu taşlar volkanik taş. İşçiliği çok zor. Bunlar bir araya getirerek mozaik yaptım. Anıtta kullandığım taşlar 200-300 kilo geliyor. Bir tanesi de 500 kilonun üzerindeydi. O taşı yontup düzeltince bir sürü enkazı çıktı. O taşı işlerken bel fıtığı bile oldum" dedi. Daha önceden bahçesine yaptığı anıt çalışmalarına eşinin de psikolojik destek olduğunu söyleyen Topraktepe, eserleri görenlerin kendisini tebrik ettiğini ve eserlerine sanat eseri dediklerini de sözlerine ekledi.
KÜN Uluslararası Sağlık Turizmi Yetki Belgesi aldı
07 Mayıs 2025 Çarşamba - 12:54 KÜN Uluslararası Sağlık Turizmi Yetki Belgesi aldı Kapadokya Üniversitesi (KÜN) Ağız ve Diş Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi, sağlık alanındaki hizmet kalitesini bir adım daha ileriye taşıyarak Uluslararası Sağlık Turizmi Yetki Belgesi almaya hak kazandı. Sağlık Bakanlığı tarafından verilen yetki belgesi, merkezin uluslararası standartlarda hizmet sunduğunu ve yabancı hastalara yönelik teşhis, tedavi ve bakım süreçlerini yasal çerçevede yürütebileceğini belgeledi. Bu gelişme, KÜN’ün sağlık alanındaki uzmanlığını küresel ölçekte daha görünür hale getirecek önemli bir adım oldu. Merkez Müdürü Dr. Serdar Sütçü konuyla ilgili yaptığı açıklamada; "Uluslararası Sağlık Turizmi Yetki Belgesi’ni almamız, merkezimizin hasta güvenliği, hizmet kalitesi ve altyapı açısından uluslararası standartlara uygunluğunu tescillemiştir. Modern donanımımız, alanında uzman hekimlerimiz ve etik değerlere dayalı yaklaşımımızla yalnızca yerli değil, yabancı hastalar için de tercih edilen bir sağlık merkezi olduk. Kapadokya’nın turistik cazibesiyle birleşen sağlık hizmetlerimiz sayesinde bölgenin sağlık turizmi potansiyelini artırmaya devam ediyoruz." dedi. KÜN Ağız ve Diş Sağlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi, Uluslararası Sağlık Turizmi Yetki Belgesi’yle hasta memnuniyetini esas alan anlayışı ve akademik bilgi birikimiyle bölgesel ve ulusal düzeyde yürüttüğü başarılı çalışmaları uluslararası alana da taşıdı.