Yerel Haberler
Osmaniye
18 Mayıs 2024 Cumartesi - 14:21 Bakan Uraloğlu: "Bin 714 kilometre olan otoyol ağımız 3 bin 726 kilometreye ulaştı" Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Başlatmış olduğumuz otoyol seferberliği çerçevesinde 2003 öncesi bin 714 kilometre olan otoyol ağımız 3 bin 726 kilometreye ulaştı" dedi. Tarsus-Adana-Gaziantep Otoyolu’nun Osmaniye Batı (Sakızgediği) Kavşağı açılışı yapıldı. Açılışta Bakan Uraloğlu’nun yanı sıra, Osmaniye Valisi Erdinç Yılmaz, Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı ve AK Parti Osmaniye Milletvekili Derya Yanık ve AK Parti Osmaniye Milletvekili Seydi Gülsoy yer aldı. Açılışta konuşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Cumhurbaşkanımızın liderliğinde başlattığımız etkin ulaştırma politikaları ile ülkemizin güçlü bir ekonomiye sahip olması için dev yatırımları hayata geçiriyoruz. Bu noktada 2002 yılı sonrasında ulaşım alanında çok büyük işlere imza attık. 6 bin 100 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol uzunluğunu, yaklaşık 4,5 kat artırarak, 29 bin 405 kilometreye çıkardık. Bölünmüş yollarla bağlanan şehir sayımız 6 iken, bugün 77 şehrimizi bölünmüş yollarla birbirine bağladık. Ana akslarımızın tamamına yakınını bölünmüş yol haline getirdik. Başlatmış olduğumuz otoyol seferberliği çerçevesinde 2003 öncesi bin 714 kilometre olan otoyol ağımız ise 3 bin 726 kilometreye ulaştı" dedi. "38 bin konuta ulaşım sağlayacak yollar hızla yapılıyor" Kahramanmaraş merkezli depremlerin kendisini derinden etkilediğini söyleyen Bakan Uraloğlu, "Osmaniye’deki bir diğer önemli projemiz olan Akyar Deprem Konutları Bağlantı ve İmar Yolları çalışmalarımızdan da bahsetmek istiyorum. Bildiğiniz üzere geçen yıl 6 Şubat’ta insanlık tarihinin en yıkıcı afetlerinden birini yaşadık. Yaklaşık 14 milyon insanımızı doğrudan etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremler hepimizi derinden üzdü. Bu vesileyle bir kez daha depremlerde hayatlarını kaybeden kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak Karayolları Genel Müdürlüğümüz eliyle; Kahramanmaraş, Hatay, Şanlıurfa, Diyarbakır, Malatya ve Osmaniye gibi depremden etkilenen illerimizde 15 ayrı kesimde 38 bin konuta erişim sağlayacak toplam 210 kilometre uzunluğunda bağlantı ve imar yolunun yapım çalışmalarını sürdürüyoruz. Osmaniye Akyar’da bin 820 kalıcı konutun ulaşımı için 887 milyon liralık proje bedeliyle 7,1 kilometre uzunluğunda yol yapımı gerçekleştiriyoruz. Bu yılsonuna kadar 6,6 kilometrelik kesimi bitirmeyi hedefliyoruz" ifadelerini kullandı. "Osmaniye’yi de hızlı tren ile tanıştıracağız" "Osmaniye’nin aydınlık geleceği için projeleri birlikte hayata geçireceğiz" diyen Bakan Uraloğlu, şöyle devam etti: "Osmaniye’nin ulaşım ağının güçlenmesi için hayata geçirdiğimiz projeler elbette kara yolu ile sınırlı değil. Ülkemizde yapımı devam eden en önemli demir yolu projelerinden biri olan Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep Hızlı Tren Hattı ile Osmaniye’yi de hızlı tren ile tanıştıracağız. Projemizin tamamlanmasıyla; Mersin-Adana-Osmaniye-Gaziantep arası mevcutta 361 kilometre olan mesafeyi 312,5 kilometreye ve 6 saat 23 dakika olan seyahat süresini ise 2 saat 15 dakikaya düşüreceğiz. Osmaniye’nin aydınlık geleceği için birlikte planladığımız tüm projeleri birlikte hayata geçireceğiz."
Doğum gününde kazada ölen hemşirenin ailesi isyan etti
14 Mayıs 2024 Salı - 12:22 Doğum gününde kazada ölen hemşirenin ailesi isyan etti Osmaniye’de doğum gününde trafik kazasında hayatını kaybeden 23 yaşındaki hemşire Tuğçe Nur Akıncı’nın ailesi sürücünün adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına isyan etti. Osmaniye’de 29 Nisan tarihinde Güney Çevre Yolunda meydana gelen kazada; özel bir sağlık kabininde hemşire olarak görev yapan Tuğçe Nur Akıncı, elektrikli bisikletiyle trafik ışıklarında beklediği sırada arkadan gelen otomobilin çarpmıştı. Çarpmanın etkisiyle metrelerce sürüklenen Akıncı, kaldırıldığı hastanede kurtarılmayarak hayatını kaybetti. Kazanın ardından polis ekipleri tarafından gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen otomobil sürücü H.K. çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartı serbest bırakıldı. "Benim kızım metrelerce yerde sürüklenmiş benim içim yanıyor, ciğerim yanıyor" Evladının acısıyla içinin yandığını söyleyen baba Sinan Akıncı, "Benim kızım metrelerce yerde sürüklenmiş benim içim yanıyor, ciğerim yanıyor. Ben kafamı bile içeri koyamıyorum dışarı çıkıyorum acaba kızım geri gelir mi diye kapıya bakıyorum. Mezarlığa gidiyorum gece gidiyorum diye çocuklar beni içeriye kilitliyor. Ben bu sıkıntıyı, bu eziyeti, ben hep çocuklarım için çektim. Şanlıurfa’da 7 sülalemi terk ettim çocuklarım için burada kaldım. Ben anlamadım hakimin biri bırakıyor ikinci niye bırakıyor. Bunun bir açıklaması var mı, kendine çocuk olsa ne der, kendi ne yapar.13-14 gündür içim yanıyor, bu adam serbest bırakıldı ben bu adamın tutuklanmasını rica ediyorum" dedi. "Benim çocuğumun suçu, günahı yok çocuğum sabah kalktı işe gitti ölüm haberi geldi" Kızlarının ölümüne sebep olan sürücünün serbest bırakılmasını kabul etmediklerini söyleyen anne Tevhide Akıncı, "Benim çocuğumun suçu, günahı yok çocuğum sabah kalktı işe gitti ölüm haberi geldi. Ben bu adamın tutuklamasını istiyorum. Ben davamdan vazgeçmiyorum. Ben çocuğumu toprağa vermişim, kendi geziyor. Bana da yazık kendinin kızı olsa ne der, kendinin çocuğu olsa ne yapar. Serbest bırakıyorsa, kendi kabul ediyorsa ben de kabul ediyorum. Kendi kabul etmiyorsa ben de kabul etmiyorum. Ben bu adamın tutuklamasını istiyorum. Başka çare yok yazık günah bize de yazık. Gecem gündüze döndürdüm, gündüzümü geceye döndürdüm ağlıyorum, sızlıyorum, çarem yok. Allah rızası için çocuğum için ben bu adamın tutuklamasını istiyorum" diye konuştu. "Somut olayda yaklaşık 110 km’ye yakın bir hızdan bahsediyoruz, ışık ihlalinden bahsediyoruz" Sürücünün serbest kalmasının ailenin ve toplumun vicdanını yaraladığını söyleyen ailenin avukatı Taner Kanarığ, "Dosyadaki bu mevcut kaza aslında bir kaza değil, burada biz muhtemel kasta adam öldürme olduğunu düşünüyoruz. Yine bunun devamında muhtemel kast değerlendirmeyecekse bile bilinçli taksirle bir şekilde değerlendirme yapması gerektiğini düşünüyoruz. Görüntüleri izleyen her vatandaş burada bunun bir kaza olmadığını açık bir şekilde görebilecektir. Hal böyleyken bilinçli taksirle, muhtemel kastla adam öldürmek mevcutken, normal şartlarda çok rahat bir şekilde tutunabilecek bir insanın bugün dışarıda olmasını kamu vicdanı kabul etmemekte, yargılama camiası olarak biz de bu meseleyi kabul edememekteyiz. Somut olayda yaklaşık 110 km’ye yakın bir hızdan bahsediyoruz, ışık ihlalinden bahsediyoruz. Tüm bunlar mevcutken bu insanın adli kontrol şartıyla serbest kalması ailenin vicdanı nasıl yaralıyorsa toplumun vicdanını da aynı şekilde yaralamakta. Asli tüm kusurları bünyesinde barındırdığı bir dosyada geçici bir süreliğe de olsa cezaevine alınmasıydı. Biz bundan sonraki süreçte hem yargılama sürecinin takipçisi olacağız, ailenin yanında olacağız, ne gerekiyorsa bununla alakalı yaparız. Rahmetli Tuğçe’ye hiçbir şekilde kusur isaf edilmemiş vuran kişiye isaf edilen kusurlar, Karayolları Trafik Kanunu’nun genel hükümlerini ihlal şeklinde 3 ağır kusurla beraber kendisinin asli ve tam kusurlu olduğu raporlarda geçiyor" dedi.
Doğum gününde kazada ölen hemşirenin ailesi isyan etti
14 Mayıs 2024 Salı - 09:18 Doğum gününde kazada ölen hemşirenin ailesi isyan etti Osmaniye’de doğum gününde trafik kazasında hayatını kaybeden 23 yaşındaki hemşire Tuğçe Nur Akıncı’nın ailesi, sürücünün adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına isyan etti. Osmaniye’de 29 Nisan tarihinde Güney Çevre Yolunda meydana gelen kazada; özel bir sağlık kabininde hemşire olarak görev yapan Tuğçe Nur Akıncı, elektrikli bisikletiyle trafik ışıklarında beklediği sırada arkadan gelen otomobil çarpmıştı. Çarpmanın etkisiyle metrelerce sürüklenen Akıncı, kaldırıldığı hastanede kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Kazanın ardından polis ekipleri tarafından gözaltına alınarak adliyeye sevk edilen otomobil sürücü H.K. ise çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartı serbest bırakıldı. "Kızım metrelerce yerde sürüklenmiş benim içim yanıyor, ciğerim yanıyor" Evladının acısıyla içinin yandığını söyleyen baba Sinan Akıncı, "Benim kızım metrelerce yerde sürüklenmiş benim içim yanıyor, ciğerim yanıyor. Ben kafamı bile içeri koyamıyorum dışarı çıkıyorum acaba kızım geri gelir mi diye kapıya bakıyorum. Mezarlığa gidiyorum gece gidiyorum diye çocuklar beni içeriye kilitliyor. Ben bu sıkıntıyı, bu eziyeti, ben hep çocuklarım için çektim. Şanlıurfa’da 7 sülalemi terk ettim çocuklarım için burada kaldım. Ben anlamadım hakimin biri bırakıyor ikinci niye bırakıyor. Bunun bir açıklaması var mı, kendi çocuğu olsa ne der, kendi ne yapar. 13-14 gündür içim yanıyor, bu adam serbest bırakıldı ben bu adamın tutuklanmasını rica ediyorum" dedi. "Benim çocuğumun suçu, günahı yok çocuğum sabah kalktı işe gitti ölüm haberi geldi" Kızlarının ölümüne sebep olan sürücünün serbest bırakılmasını kabul etmediklerini söyleyen anne Tevhide Akıncı ise, "Benim çocuğumun suçu, günahı yok çocuğum sabah kalktı işe gitti ölüm haberi geldi. Ben bu adamın tutuklamasını istiyorum. Ben davamdan vazgeçmiyorum. Ben çocuğumu toprağa vermişim, kendi geziyor. Bana da yazık kendinin kızı olsa ne der, kendinin çocuğu olsa ne yapar. Serbest bırakıyorsa, kendi kabul ediyorsa ben de kabul ediyorum. Kendi kabul etmiyorsa ben de kabul etmiyorum. Başka çare yok yazık günah bize de yazık. Gecemi gündüze döndürdüm, gündüzümü geceye döndürdüm ağlıyorum, sızlıyorum, çarem yok. Allah rızası için çocuğum için ben bu adamın tutuklamasını istiyorum" diye konuştu. "Somut olayda yaklaşık 110 kilometreye yakın bir hızdan bahsediyoruz, ışık ihlalinden bahsediyoruz" Sürücünün serbest kalmasının ailenin ve toplumun vicdanını yaraladığını söyleyen ailenin avukatı Taner Kanarığ ise, "Dosyadaki bu mevcut kaza aslında bir kaza değil, burada biz muhtemel kastla adam öldürme olduğunu düşünüyoruz. Yine bunun devamında muhtemel kast değerlendirmeyecekse bile bilinçli taksirle bir şekilde değerlendirme yapması gerektiğini düşünüyoruz. Görüntüleri izleyen her vatandaş burada bunun bir kaza olmadığını açık bir şekilde görebilecektir. Hal böyleyken bilinçli taksirle, muhtemel kastla adam öldürmek mevcutken, normal şartlarda çok rahat bir şekilde tutulabilecek bir insanın bugün dışarıda olmasını kamu vicdanı kabul etmemekte, yargılama camiası olarak biz de bu meseleyi kabul edememekteyiz. Somut olayda yaklaşık 110 kilometreye yakın bir hızdan bahsediyoruz, ışık ihlalinden bahsediyoruz. Tüm bunlar mevcutken bu insanın adli kontrol şartıyla serbest kalması ailenin vicdanı nasıl yaralıyorsa toplumun vicdanını da aynı şekilde yaralamakta. Asli tüm kusurları bünyesinde barındırdığı bir dosyada geçici bir süreliğe de olsa cezaevine alınmasıydı. Biz bundan sonraki süreçte hem yargılama sürecinin takipçisi olacağız, ailenin yanında olacağız, ne gerekiyorsa bununla alakalı yaparız. Rahmetli Tuğçe’ye hiçbir şekilde kusur izafe edilmemiş vuran kişiye izafe edilen kusurlar, Karayolları Trafik Kanunu’nun genel hükümlerini ihlal şeklinde 3 ağır kusurla beraber kendisinin asli ve tam kusurlu olduğu raporlarda geçiyor" dedi.
Osmaniye’de jandarmadan duygusal anneler günü klibi
11 Mayıs 2024 Cumartesi - 15:47 Osmaniye’de jandarmadan duygusal anneler günü klibi Osmaniye’de görev yapan Jandarma Er Oğuzhan Kurt, annesine duygularını anlatan video klip hazırladı. Osmaniye Jandarma Asayiş Şube Müdürlüğü Aile İçi Şiddetle Mücadele ve Çocuk Kısım Amirliği Anneler Günü faaliyeti çerçevesinde kışla içerisinde çekilen görüntülerle Jandarma Er Oğuzhan Kurt annesine duygularını anlatan video klip hazırladı. Görüntülerde Er Oğuzhan Kurt nöbet tutarken masanın üzerine koyduğu annesinin resmine bakarak, "Anne, bıkmayan usanmayan, yorulmayan, asla şikayet etmeyen, sevmekten vazgeçmeyen, evladının bir tebessümüne karşılık tüm hayatını önüne seren, tek bir damla gözyaşına kıyamayan, 9 ay karnında, bir ömür kalbinde taşıyan, cennetin bu dünyadaki timsalidir” şeklinde yazdığı yazıyı kendi sesiyle okudu. Görüntülerin devamında ise vatani görevini yapan bir askerin çaldığı bağlama eşliğinde, “Yeni Cami avlusunda ezan sesi var, ezan sesi değil be annem, sevdiğimin yası var” türküsüne yer verildi. Klip sonunda ise Jandarma Er Oğuzhan Kurt, “İlk defa annemin yanında olamadığım bir Anneler Günü’nün üzüntüsünü yaşıyorum. Fakat vatani görevimi yapmaktan onur duyuyorum. Anne kadar kutsal, anne kadar değerli olan bu vatani görevimi yaparken başta şehit anneleri olmak üzere tüm annelerimizin anneler gününü kutluyorum. Anneler size, vatan bize emanet” dedi.
Osmaniye’de ‘Yöresel Yemek Lezzetleri Festivali’ başladı
11 Mayıs 2024 Cumartesi - 15:39 Osmaniye’de ‘Yöresel Yemek Lezzetleri Festivali’ başladı Osmaniye’de Yöresel Yemek Lezzetleri Festivali başladı. Osmaniye ve yakın illere özgü yöresel yemekler festivalde yer aldı. Osmaniye Atatürk Caddesinde kurulan 80 stantta yöresel yemekler ve tatlılar vatandaşların beğenisine sunuldu. Yaklaşık 2 gün sürecek festivalde gastroshow ve yarışmalar, müzik dinletisi, müzikli çocuk etkinliği, söyleşi programları, türkü gecesi, annemin yemekleri yöresel yemek yarışması ve gençlik konseri düzenlenecek. Osmaniye bölgesine ait unutulmaya yüz tutmuş anne tatlısını yapmak ve bu lezzeti unutturmamak istediğini söyleyen Osmaniye Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Başkanı Havva Saçıkara Çetin, ‘Bu festival gerçekten Osmaniye’nin ihtiyacı olduğu çok güzel festival olduğunu düşündüğümüz için elimizden gelen bütün hünerlerimizi ortaya koymak istedik. İlk aklıma gelen şey, herkes her şeyi yapacaktır mutlaka sıkma, gözleme, etli kömbe bunların hepsi var ama unutulmaya yüz tutmuş olan bu anne tatlısı, annem rahmetli küçükken biz çocukken yapardı. Ekmeğin arkasından yapardı. O lezzet tadında bu festivalde bunun olması mutlaka gerekiyor diye düşündüm çünkü canlanması gerekiyor. Osmaniye yer fıstığımızdan sarı burma tatlısı içerisinde çok hafiftir yediğimiz zaman insanları rahatsız etmez. Aynı bayram kömbesi gibi 1 ay, 2 ay kalsa bile hiç bozulmayan bir tattır, lezzettir.. Festivale gelen herkesin bizim standımızda bu tatlıyı mutlaka herkesin tatmasını kesinlikle öneriyorum" dedi. Deprem bölgesi Osmaniye’de bu tür etkinliklerin yapılmasının insanlar için iyi olduğunu söyleyen Selma Karasakal, ‘Osmaniye’mizde ilk defa gerçekleştirilen yöresel lezzetler festivali bizi de çok mutlu etti, çok hoşumuza gitti. Halkımız da çok mutlu oldu. Biliyorsunuz Osmaniye büyük bir deprem geçirdi ve herkesin içerisinde büyük bir acı oldu. Bu şekilde yapılan bir etkinlik buradaki arkadaşlara da, halkımızın içinde de çok güzel bir proje oldu. Ben belediyemize çok teşekkür ediyorum bütün halkımız ve bizleri düşünüp de bu şekilde bir proje yaptıkları için halktan çok rağbet görüyor, gördüğünüz gibi birçok arkadaşlarımız yani etkinlik alanına geldiler. Bizler açısından da halkımız açısından da çok verimli geçiyor"dedi.
Devlet desteğiyle üretmeyi başaran annelerin elinden çıkan fıstık helvasının ünü sınırları aştı
10 Mayıs 2024 Cuma - 13:43 Devlet desteğiyle üretmeyi başaran annelerin elinden çıkan fıstık helvasının ünü sınırları aştı Osmaniye’de depremzede kadınlar, devletten aldıkları desteklerle kurdukları kooperatif çatısı altında ürettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri gelirle aile bütçelerine katkı sağlıyor. Kadınlar tarafından üretilen fıstık helvası, Dubai ve Kazakistan’a da satılmaya başlandı. Osmaniye’nin Düziçi ilçesinde kooperatif aracılığıyla coğrafi işaret tescili bulunan Osmaniye yer fıstığı helvası ve yöresel ürünleri de kooperatif çatısı altında üreten kadınlar, elde ettikleri gelirle aile bütçelerine katkı sağlıyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının SOGEP programı çerçevesinde depremden önce, 1 milyon 400 bin Türk lirası bütçeli proje ile fıstık helvası üretim kapasitesini artıran ve üretim şartlarını iyileştiren Düziçi Kadın Kooperatifi, deprem sonra bölgede yaşanan ekonomik zorluklara karşı dayanıklılığını artırdı, bölgede ortak paylaşım kültürü ve kadın istihdamı konusunda rol model oldu. Kadınlar tarafından üretilen fıstık helvası, Dubai ve Kazakistan’a da satılmaya başlandı. Kooperatif çatısı altında bir araya gelen kadınlar, Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansının aracı olduğu SOGEP desteği ile kurdukları butik mandırada da süt, peynir ve tereyağı üretimi ve satışı yapıyor. "Bizim hikayemizin başlangıcı DOĞAKA oldu" Kadınların istihdamı konusunda ilçede çok büyük sıkıntı olduğu için kooperatif kurduğunu söyleyen Başkan Rahime Yüksel, "Bizim hikayemizin başlangıcı aslında Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı, DOĞAKA ile oldu. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü ve Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı’nın katkılarıyla biz buralara geldik. Biz Osmaniye’nin yer fıstığını işliyoruz çünkü yer fıstığı buranın coğrafi işaretli bir ürünü ve hep kuruyemiş olmuş, kuruyemişin ötesine geçememiş bir üründü. Biz bunu mutfağa nasıl daha fazla girdirebiliriz, nasıl daha fazla kazanç elde edebiliriz ve bundan kadına katkı ne olabilir düşüncesiyle yer fıstığını işledik. Kendi çabamızla üretmiş olduğumuz yer fıstığından bir helvamız var, helvamızı kadın kooperatifimizin ortaklarına tattırdık, çeşitli fuar ve festivallerde sunduk, beğeni kazandı, dedik biz bu ürünle yola çıkalım. Yer fıstığı helvamızı gördüğünüz gibi üretmeye başladık" diye konuştu. "Bakanlığımızdan aldığımız destekle bize sadece helva yapsana kısmı kaldı" Eskiden sadece pazarlara götürecek kadar ürün yaparken Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı desteğiyle yurtdışına ürün yolladıklarını söyleyen Başkan Yüksel, "İmkansızlık sebebiyle seri bir üretim yapamıyorduk, sadece pazarlarda ve panayırlarda satabilecek kadar 20 kavanoz, 30 kavanozun ötesine gidemiyorduk. Makineleşmemiz gerekiyordu Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının SOGEP çağrısını duyduk. DOĞAKA Osmaniye Yatırım Destek Ofisi yetkilileri bizlere yardımcı oldular. Projemiz yazıldı, onaylandı ve seri bir şekilde makinelerimiz gelmeye başladı. Fıstık kavurma makinemiz geldi. Artık kendi fıstığımızı kendimiz kavuruyoruz çiftçiden aldığımız kuru kırımlı fıstıklarımızı kendimiz kırmaya başladık. Zarını kendimiz soyup şak fıstık haline getirebiliyoruz, susamımızı kendimiz çekiyoruz, tahin haline getiriyoruz. Susam, fıstık, tahin derken bize sadece helva yapsana boyutu kaldı ve biz helvamızı yapmaya başladık. Ulusal marketlere ürün veriyoruz, yerel marketlere ürün veriyoruz, yurt dışı satışlarımız oldu. Yurt dışında helvamız çok beğenildi ve ilk defa Dubai’ye ve Kazakistan’a mal vermeye başladık. Kooperatif bünyesinde kadın arkadaşlarla beraber çalışıyoruz. Bunlar anneler, her birinin çocukları var, onların geleceklerine dair endişeleri vardı. Kadınlar üretimde kendilerini çok mutlu hissediyorlar mutlu kadınlar da mutlu yarınlar getiriyorlar açıkçası. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının desteğiyle de biz kadın kooperatiflerinin üretimleri arttı. İstihdam sağladığımız kadın sayımız arttı ve kadının hakikaten üretimde olmasını sağlayan bir Bakanlığımız var. Teşekkür ediyorum" dedi. Ürettikleri tereyağının Osmaniye yer fıstığı helvası yapımında da kullandığını söyleyen Hüsne Soy, "DOĞAKA’nın sunduğu imkanlarla butik mandıramızı kurduk, burada ürettiğimiz tereyağlarını da fıstık helvamızın yapımında kullanıyoruz. Katkısız ve doğal olduğu için güzel oldu. Buradan kazandığım ücretle 3 çocuğumun eğitim masraflarını karşılıyorum, aileme de katkıda bulunuyorum. Devletimizin verdiği katkılarla biz buradayız, ondan önce evde oturuyordum. Üretiyoruz, ürettikçe de mutlu oluyoruz" dedi.
Devlet desteğiyle üretmeyi başaran annelerin elinden çıkan fıstık helvasının ünü lezzeti sınırını aştı
10 Mayıs 2024 Cuma - 13:33 Devlet desteğiyle üretmeyi başaran annelerin elinden çıkan fıstık helvasının ünü lezzeti sınırını aştı Osmaniye’de depremzede kadınlar, devletten aldıkları desteklerle kurdukları kooperatif çatısı altında ürettikleri ürünlerin satışından elde ettikleri gelirle aile bütçelerine katkı sağlıyor. Kadınlar tarafından üretilen fıstık helvası, Arap ülkelerine ve Orta Asya’da bulunan Türk devletine de satılmaya başlandı. Osmaniye’nin Düziçi ilçesinde kooperatif aracılığıyla coğrafi işaret tescili bulunan Osmaniye yer fıstığı helvası ve yöresel ürünleri de kooperatif çatısı altında üreten kadınlar, elde ettikleri gelirle aile bütçelerine katkı sağlıyorlar. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının SOGEP programı çerçevesinde depremden önce, 1 milyon 400 bin Türk Lirası bütçeli proje ile fıstık helvası üretim kapasitesini artıran ve üretim şartlarını iyileştiren Düziçi Kadın Kooperatifi, deprem sonra bölgede yaşanan ekonomik zorluklara karşı dayanıklılığını artırdı, bölgede ortak paylaşım kültürü ve kadın istihdamı konusunda rol model oldu. Kadınlar tarafından üretilen fıstık helvası, Arap ülkelerine ve Orta Asya’da bulunan Türk devletine de satılmaya başlandı. Kooperatif çatısı altında bir araya gelen kadınlar, Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansının aracı olduğu SOGEP desteği ile kurdukları butik mandırada da süt, peynir ve tereyağı üretimi ve satışı yapıyorlar. “Bizim hikayemizin başlangıcı DOĞAKA oldu” Kadınların istihdamı konusunda ilçede çok büyük sıkıntı olduğu için kooperatif kurduğunu söyleyen Başkan Rahime Yüksel, " Bizim hikayemizin başlangıcı aslında Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı, DOĞAKA ile oldu. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü ve Doğu Akdeniz Kalkınma Ajansı’nın katkılarıyla biz buralara geldik. Biz Osmaniye’nin yer fıstığını işliyoruz çünkü yer fıstığı buranın coğrafi işaretli bir ürünü ve hep kuruyemiş olmuş, kuru yemişinin ötesine geçememiş bir üründü. Biz bunu mutfağa nasıl daha fazla girdirebiliriz, nasıl daha fazla kazanç elde edebiliriz ve bundan kadına katkı ne olabilir düşüncesiyle yer fıstığını işledik. Kendi çabamızla üretmiş olduğumuz yer fıstığından bir helvamız var, helvamızı kadın kooperatifimizin ortaklarına tattırdık, çeşitli fuar ve festivallerde sunduk, beğeni kazandı, dedik biz bu ürünle yola çıkalım. Yer fıstığı helvamızı gördüğünüz gibi üretmeye başladık” diye konuştu. “Bakanlığımızdan aldığımız destekle bize sadece helva yapsana kısmı kaldı” Eskiden sadece pazarlara götürecek kadar ürün yaparken Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı desteğiyle yurtdışına ürün yolladıklarını söyleyen Başkan Yüksel, “İmkansızlık sebebiyle seri bir üretim yapamıyorduk, sadece pazarlarda ve panayırlarda satabilecek kadar 20 kavanoz, 30 kavanozun ötesine gidemiyorduk. Makineleşmemiz gerekiyordu Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının SOGEP çağrısını duyduk. DOĞAKA Osmaniye Yatırım Destek Ofisi yetkilileri bizlere yardımcı oldular. Projemiz yazıldı, onaylandı ve seri bir şekilde makinelerimiz gelmeye başladı. Fıstık kavurma makinemiz geldi. Artık kendi fıstığımızı kendimiz kavuruyoruz çiftçiden aldığımız kuru kırımlı fıstıklarımızı kendimiz kırmaya başladık. Zarını kendimiz soyup şak fıstık haline getirebiliyoruz, susamımızı kendimiz çekiyoruz, tahin haline getiriyoruz. Susam, fıstık, tahin derken bize sadece helva yapsana boyutu kaldı ve biz helvamızı yapmaya başladık. Ulusal marketlere ürün veriyoruz, yerel marketlere ürün veriyoruz, yurt dışı satışlarımız oldu. Yurt dışında helvamız çok beğenildi ve ilk defa Dubai’ye ve Kazakistan’a mal vermeye başladık. Kooperatif bünyesinde kadın arkadaşlarla beraber çalışıyoruz. Bunlar anneler, her birinin çocukları var, onların geleceklerine dair endişeleri vardı. Kadınlar üretimde kendilerini çok mutlu hissediyorlar mutlu kadınlar da mutlu yarınlar getiriyorlar açıkçası. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının desteğiyle de biz kadın kooperatiflerinin üretimleri arttı. İstihdam sağladığımız kadın sayımız arttı ve kadının hakikaten üretimde olmasını sağlayan bir Bakanlığımız var. Teşekkür ediyorum” dedi. Ürettikleri tereyağının Osmaniye yer fıstığı helvası yapımında da kullandığını söyleyen Hüsne Soy, ‘’DOĞAKA’nın sunduğu imkanlarla butik mandıramızı kurduk, burada ürettiğimiz tereyağlarını da fıstık helvamızın yapımında kullanıyoruz. Katkısız ve doğal olduğu için güzel oldu. Buradan kazandığım ücretle 3 çocuğumun eğitim masraflarını karşılıyorum aileme de katkıda bulunuyorum. Devletimizin verdiği katkılarla biz buradayız ondan önce evde oturuyordum. Üretiyoruz ürettikçe de mutlu oluyoruz” dedi. (MSL-VK-