SAĞLIK
23 Aralık 2025 Salı - 16:20 İnegöl Belediyesi’nin tahsis ettiği arsa üzerine hayırsever Ali İpek’in yaptırdığı Aile Sağlığı Merkezinde sona gelindi Mesudiye Mahallesinde İnegöl Belediyesi’nin tahsis ettiği arsa üzerinde hayırsever Ali İpek tarafından yapımı gerçekleştirilen Aile Sağlığı Merkezinde sona gelindi. Kısa sürede hekim atamaları yapılıp hizmete girmesi planlanan Aile Sağlığı Merkezi yaklaşık 15 bin kişiye hizmet verecek. İnegöl’de sağlıkta devlet, belediye ve hayırsever iş birliği ile hayata geçirilen Aile Sağlığı Merkezlerine bir yenisi daha ekleniyor. Mesudiye Mahallesi Hekim Sokak üzerinde Bakanlık organizasyonuyla İnegöl Belediyesi’nin arsa tahsisini gerçekleştirdiği alan üzerinde hayırsever Ali İpek tarafından yapımı üstlenen Aile Sağlığı Merkezi inşaatında sona gelindi. Protokolü 2024 yılı Aralık ayında Bursa Valiliğinde imzalanan ve 240 m2 arsa üzerinde 210 m2 kapalı alana sahip şekilde projelendirilen Ali İpek Aile Sağlığı Merkezi Sağlık Bakanlığı tarafından onaylandı. Ocak ayında kura çekimi yapılarak hekim görevlendirmesi yapılacak merkezde 5 hekim görev alacak. Yaklaşık 15 bin kişi bu merkezden hizmet alacak. Aile sağlığı merkezlerini büyük projeler kadar önemsiyoruz İnegöl Belediye Başkanı Alper Taban, bugün beraberindeki İlçe Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Kavak, hayırsever Ali İpek, meclis üyeleri, AK Partili yöneticiler, Mesudiye Mahalle Muhtarı Necmettin Sevim ve müteahhit firma yetkilileri ile birlikte Aile Sağlığı Merkezini yerinde inceledi. İnceleme sırasında açıklamalarda bulunan Başkan Taban, "Mesudiye Mahallemizde Ali İpek Aile Sağlığı Merkezi büyük oranda tamamlamış durumda. Geçtiğimiz günlerde benzer şekilde Sinanbey ve Süleymaniye Mahallelerimizde Aile Sağlığı Merkezlerini incelemiştik. Bugün de burada yapımı tamamlanan yapıyı yerinde görelim istedik. Daha sağlıklı bir toplum için Sayın Cumhurbaşkanımız öncülüğünde ülkemizde sağlık politikaları işletiliyor. Vatandaşın sağlık hizmetlerine erişimiyle ilgili tabi ki çok devasa yatırımlar da yapılıyor ancak biz bu Aile Sağlığı Merkezlerini de o büyük yatırımlar kadar önemsiyoruz. Mahallelerimize bir mütehassıs hekimin gelmesi, ona çok yakın mesafede olmamız bizlere sağlıkta ne kadar erişilebilir olduğumuzu da hissettiriyor. Her an burada doktorlarımızın, hekimlerimizin hizmet veriyor olması insanlara huzur ve güvence veriyor" dedi. Sağlıkta çok güzel bir birliktelik var Bir yandan nüfusun arttığını, bununla beraber İnegöl’de Aile Sağlık Merkezi yapımlarının da arttırıldığını kaydeden Başkan Taban, şöyle devam etti, "Tüm sağlık ocaklarının tamamlandığını düşündüğümüzde, inşallah bizler bu noktada ülkemize göre en iyi noktalardan birisi olacağız. Bu bizim için çok güzel bir hedef. Sağlık politikaları noktasında İlçe Sağlık Müdürümüze teşekkür ediyorum. Bu konuda bizlere neler yapabileceğimizi anlatmışlardı. Yine Sağlık Müdürlüğümüz ve Kaymakamlığımız koordinesinde hayırseverler bulunarak bunlarla ilgili hayırseverlerin destek ve katkılarıyla bu yapılar hayata geçiriliyor. Bizler de nerede ihtiyaç varsa sağlık ocaklarına, o bölgede yer üreterek uygun alanları hazırlamış oluyoruz. Burada çok güzel bir imece usulü, birlikte çalışma durumu var."
23 Aralık 2025 Salı - 16:12 MSKÜ’de bir ilk: Gastronomi öğrencilerine aşçı ceketi giydirildi Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü bir ilke imza atarak, 2025-2026 Eğitim Öğretim Yılı Aşçı Ceketi Giydirme Töreni gerçekleştirdi. Akademik ve sektörel paydaşların katılımıyla Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen tören, öğrencilerinin mesleki gelişim süreçlerini desteklemek ve sektörle etkileşimlerini güçlendirmek amacıyla yapıldı. Açılış konuşmalarıyla başlayan programda, gastronomi eğitiminin uygulama temelli yapısına ve mesleki disiplinin önemine vurgu yapıldı. Daha sonra gerçekleştirilen oturumlarda, mutfak sanatları alanında profesyonelleşme sürecine ilişkin temel konular ele alındı. Etkinlik kapsamında Pirge Akademi Eğitmeni Fırat Erbil tarafından "Mutfakta Profesyonel Bıçak Eğitimi" başlıklı uygulamalı bir sunum gerçekleştirildi. Bu oturumda mutfak güvenliği, mutfakta bıçak türleri ve kullanım teknikleri konularında öğrenciler ile interaktif bir oturum yapıldı. Programın devamında ‘Aile İşletmelerinde Nesiller Arası Girişimcilik Kültürü’ adlı oturum Doç. Dr. V. Hazal Özyurt ile Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümü öğrencisi İsmet Dural’ın moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Oturumda işletme sahibi Mehtap Şeniz Çahan ile Muğla Ticaret ve Sanayi Odası (MUTSO) Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Çahan gastronomi sektöründe sürdürülebilirlik, girişimcilik ve kurumsallaşma süreçlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. ‘Geleceğin şeflerine öneriler: Kariyer planlamasında dikkat edilmesi gereken unsurlar’ başlıklı oturum ise Doç. Dr. Nur Çelik İlal ve Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümü öğrencisi Elif Erdem’in moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Konuşmacılar gastronomi alanında kariyer gelişimi ve sektörel beklentilere ilişkin görüş ve önerilerini öğrencilerle paylaşırlarken, etkinliğin bir diğer bölümünde ‘Marka oluşturma stratejileri: Sıfırdan marka nasıl kurulur?’ adlı oturum Doç. Dr. Şaban Kargiglioğlu ve Gastronomi ve Mutfak Sanatları bölümü öğrencisi Sinem Palabıyık’ın moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Oturumda, marka oluşturma süreçleri ve işletmecilik deneyimleri paylaşıldı. Programın son bölümünde, mezuniyet aşamasındaki öğrenciler için pasta kesim töreni gerçekleştirildi. Son olarak aşçı ceketleri giydirilen birinci sınıf öğrencileri, mesleki yolculuklarına başlamanın sevincini yaşadı.
23 Aralık 2025 Salı - 15:27 Van’da sigara bırakma polikliniklerinde 800 kişi sigarayı bıraktı Van İl Sağlık Müdürlüğü sağlıklı hayat merkezlerindeki sigara bırakma polikliniklerinde, 2025 yılında yaklaşık 800 kişi sigarayı bıraktı. Kent genelinde hizmet veren 17 sigara bırakma polikliniği aracılığıyla vatandaşlara ücretsiz danışmanlık ve tedavi desteği sunulurken, tütün kullanımının azaltılması ve toplum sağlığının korunması hedefleniyor. Sağlık personelince yürütülen çalışmalar kapsamında, sigarayı bırakmak isteyen bireyler düzenli olarak takip edilerek tedavi süreçleri destekleniyor. Yapılan değerlendirmelerde, 2025 yılı içerisinde sigara bırakma polikliniklerine toplam 2 bin 614 kişinin ayaktan başvurduğu, bu kişilerden bin 800’üne sigara bırakma ilacı başlandığı ve tedaviye uyumu yüksek olan grubun yaklaşık yüzde 40’ının sigarayı tamamen bıraktığı kaydedildi. "Van’ın 13 ilçesinin 11’inde sigara bırakma polikliniğimiz bulunuyor" Konuya ilişkin konuşan İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun destekleriyle koruyucu sağlık hizmetlerinde önemli bir noktaya gelindiğini belirtti. İl Sağlık Müdürü Tosun, "İnsanları hastalanmadan önce; gerek kronik hastalıklara gerekse akut hastalıklara yakalanmadan önce, koruyucu sağlık hizmetlerimizle bilinçlendiriyor, hastaneye gitmeye gerek kalmadan, hastalık aşamasına gelmeden tedavi imkânları sunuyoruz. Bu hizmetlerden biri de sağlıklı hayat merkezlerimiz ve ilçe sağlık müdürlüklerimiz bünyesinde başlayan, daha sonra sokaktaki her caddeye ve ara sokağa kadar yayılan sigara bırakma timleri ve polikliniklerimizdir. Hâlihazırda 17 noktada sigara bırakma polikliniği hizmeti veriyoruz" dedi. "Yüzde 40’ı sigarayı tamamen bıraktı" Sigara bırakma polikliniklerine sigaraya başlamış, bırakmayı düşünen ya da bu süreçte desteğe ihtiyaç duyan vatandaşların başvurduğunu dile getiren Tosun, "Bunun yanında yerinde sigara bırakma polikliniklerimiz ile sahada aktif görev yapan mobil timlerimiz de bulunuyor. Mobil timlerimiz, dükkân dükkân gezerek sigaranın zararlarını anlatıyor, sigarayı bırakmak isteyenlere yol gösteriyor. Ayrıca sigara bırakma mobil aracımız da şehrin kalabalık noktalarında, meydanlarda ve caddelerde hizmet vererek, sigarayı bırakmak isteyen vatandaşlarımıza hem bilgilendirme yapıyor hem de işlemlerini yerinde gerçekleştiriyor. 2025 yılı içerisinde il genelinde hizmet veren 17 sigara bırakma polikliniğine toplam 2 bin 614 kişi ayaktan başvurdu. Bu vatandaşlarımızdan bin 800’üne sigara bırakma ilacı başlandı. Tedaviye uyumu yüksek olan bu grubun yaklaşık yüzde 40’ı sigarayı tamamen bıraktı. Bu veriler doğrultusunda, ilimizde 2025 yılı içerisinde yaklaşık 800 vatandaşımız sigaraya veda etti" diye konuştu. Vatandaşın daha sağlıklı bir yaşama kavuşması için çalışmalarının devam edeceğini ifade eden Tosun, sigaranın; KOAH, kalp krizi ve benzeri pek çok kronik hastalığın en önemli tetikleyicilerinden biri olduğu düşünüldüğünde, bu başarının toplum sağlığı açısından ne kadar önemli olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını kaydetti.
Elektronik sigara, sigara içmeyen gençleri hedef alıyor
19 Ekim 2025 Pazar - 09:49 Elektronik sigara, sigara içmeyen gençleri hedef alıyor Elektronik sigaranın gençler için sinsi bir tehlike olduğunu belirten Prof. Dr. Ahmet Güzel, "13-17 yaş grubunda kullanıcıların yüzde 70’i daha önce hiç sigara içmemiş çocuklardan oluşuyor. Yani elektronik sigara, bağımlılığa giden yolun başlangıcı haline geliyor" dedi. Çocuklar için elektronik sigara tehlikesine dikkat çeken Medipol Bahçelievler Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Güzel, tatlandırıcılarla cazip hale getirilen bu ürünlerin kullanımındaki artışın endişe verici olduğunu söyledi. Bu cihazların, çocuklarımızın geleceği için ciddi bir tehdit olduğunun altını çizen Prof. Güzel, "Bu ürünlerin kokusuz oluşu, ateş gerektirmemesi ve kolayca saklanabilmesi kullanım oranlarını artırıyor. İçerisine eklenen tatlandırıcılar ve aromalar ise çocukluk çağında cazibeyi daha da artırıyor" dedi. İlk deneme elektronik Avrupa ve Amerika’da yapılan araştırmalara değinen Prof. Dr. Güzel, çarpıcı bir veriyi paylaşarak, "13-17 yaş arasındaki kullanıcıların yüzde 70’i daha önce hiç sigara içmemiş çocuklardan oluşuyor. Yani bu çocuklar ilk kez elektronik sigara kullanarak bağımlılık sürecine giriyor. Türkiye’de de tüketimin giderek arttığını ve benzer bir tehlikenin kapıda olduğunu söylemek mümkün" dedi. Nikotin tuzları tehlikeyi katlıyor Son dönemde piyasaya çıkan yeni nesil elektronik sigaraların daha büyük riskler taşıdığına dikkat çeken Prof. Dr. Güzel, "Bu ürünlerde kullanılan nikotin tuzları, kana daha fazla nikotin geçmesine neden oluyor. Bu da beyindeki bağımlılık merkezlerini daha güçlü uyararak bağımlılığı hızla artırıyor. Ayrıca nikotin, sadece sigaraya değil diğer bağımlılıklara da kapı aralayabiliyor" diye konuştu. Akciğer ve kalp üzerindeki etkileri Elektronik sigaranın kısa sürede ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını hatırlatan Prof. Dr. Güzel, "2019-2020 yılları arasında ABD’de elektronik sigara kullanımına bağlı akciğer hasarı nedeniyle 2 bin 800 vaka kaydedildi. Bu çok hızlı gelişen, ciddi bir tablo. Ayrıca yüksek nikotin miktarları çarpıntıya yol açarak kalbin dinlenme sırasında beslenmesini engelliyor ve kalp krizi riskini artırıyor" ifadelerini kullandı. Kanser riski kapıda Elektronik sigaraların yüksek ısılara ulaşarak kansere yol açabilecek aldehit gibi zararlı kimyasallar ürettiğini söyleyen Prof. Dr. Güzel, "Normal tütünden daha fazla kanserojen madde açığa çıkıyor. Henüz uzun dönem etkilerini bilmiyoruz ancak ilerleyen yıllarda akciğer kanseri vakalarında artış görebiliriz" diye uyardı. Elektronik sigaranın yalnızca basit bir alışkanlık değil, ciddi bir bağımlılık ve sağlık tehdidi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Güzel, "Gençlerimizi bu ürünlerden mutlaka uzak tutmalıyız. Çocukların ve ebeveynlerin bilinçlendirilmesi, toplum sağlığı açısından büyük önem taşıyor" dedi.
Suriye’den Türkiye’ye ‘Hamit’ bebek için yaşam yolu: Kalp damarları ters doğmuştu, 4,5 saatlik başarılı operasyon
19 Ekim 2025 Pazar - 09:15 Suriye’den Türkiye’ye ‘Hamit’ bebek için yaşam yolu: Kalp damarları ters doğmuştu, 4,5 saatlik başarılı operasyon Suriye’de kalp damarları ters olarak dünyaya gelen Hamit el Salih önce Hatay’a oradan İstanbul’a getirildi, buradaki başarılı operasyonla yaşama tutunmayı başardı. Genç anne, tedavisi süren bebeğine ağlayarak sarılırken yaklaşık 4,5 saatlik ameliyatı ekibiyle gerçekleştiren Çocuk Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. A. Can Vuran, "Çocuğun transferini uçak ambulansla yapabildik. Bu bebekler süreç içerisinde ameliyat olmazsa oksijen dengesizliği bir de beraberinde kalple alakalı süregelen güçsüzlük nedeniyle maalesef kaybedilirler. 23’üncü gününde ameliyatını gerçekleştirdik, yaklaşık 70 dakika civarı kalbi durduruldu. Ameliyatı başarılı geçti, kalple alakalı sorunları ortadan kalktı sayılır, Bütün bebek bekleyen ailelerden talebimiz; hamilelik sürecinde iyi bir takip" dedi. Suriye’de yaşayan 21 yaşındaki Beyan Halid Suveyd, üçüncü çocuğu Hamit el Salih’i Hama kentinde ağustos ayında kucağına aldı. Doğuştan kalp damarlarının ters olduğu ciddi bir kalp anomalisi olarak ifade edilen büyük arter transpozisyonu (TGA) tanılı minik bebek Suriye’den Hatay İskenderun’a getirildi. Burada yapılan incelemeler sonrası solunum cihazına bağlı olarak Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 26 Ağustos’ta nakledildi. Bin 900 gramlık Hamit bebek, 27 Ağustos’ta 23 günlükken Çocuk Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği İdari Sorumlusu Prof. Dr. A. Can Vuran ve ekibi tarafından acil olarak ameliyata alındı. Yaklaşık 70 dakika kalbi durdurulan bebeğin açık olarak yapılan ameliyatı başarıyla gerçekleştirilirken hem aile hem de ekip büyük mutluluk yaşadı. Annesi gözyaşlarıyla bebeğine sarıldı Yenidoğan servisinde tedavisi devam eden minik bebeği ziyaret eden annesi ağlayarak bebeğinin ellerini öptü, kokusunu içine çekerek taburcu olacağı günü beklediğini söyledi. Prof. Dr. A. Can Vuran ve Yenidoğan Uzmanı Doç. Dr. Funda Yavanoğlu Atay da yaklaşık 2 aydır tedavisi süren bebeğin geçirdiği operasyon ve tedavi sürecine ilişkin bilgi verdi. Uzmanlar, gebelik sürecinde takibin önemine, erken tanının hayati rolüne dikkat çekerek ailelere uyarılarda bulundu. 21 yaşındaki Beyan Halid Suveyd, Hama’da bebeğinin tedavisi için olumlu yanıt alamadığını ve Türkiye’ye nakledildiğini söylerken bebeğin başarılı bir tedavi gerçekleştirilmesinden duyduğu memnuniyeti ifade etti. Bebeğinin tedavisinde, bakımında emeği geçen herkese teşekkür eden genç anne, hasta olan tüm bebeklerin sağlığına kavuşması temennisinde bulundu. "Ameliyat olmazsa bir süreçler içerisinde maalesef kaybedilirler" Bebeğin geliş sürecine ilişkin bilgi veren Prof. Dr. A. Can Vuran, "112’nin çok ciddi, aktif, yoğun çalışan bir nakil hizmeti var. Bebek ciddi bir organizasyonla öncesinde Suriye’den Hatay’a transfer edildi. Sonrasında çocuğun transferini uçak ambulansla buraya yapabildik. Bu tip bebekler ilk defa gelmiyorlar, bu tabloyu düzenlemek açısından biz de süreç içerisinde bir tecrübe sahibi olduk. EKO bulguları açısından tanısı iletilmişti, direkt ameliyat olması amaçlı aldık çünkü bu transfer süreçleri, çocuğun Suriye’de tanı almasının gecikmesi ve bir enfeksiyon tedavisi nedeniyle zaten gecikmiş bir durumdaydı. Bu hasta grubu konjental kalp hastalıkları içerisinde, ameliyat olacak doğumsal kalp hastalıkları arasında yüzde 5 ila 10 civarında bir yer tutar. Büyük arter transpozisyonu denen bir hastalığa sahip sadeleştirmeye çalışırsak; kalpten çıkan büyük damarların ters olduğu ve koroner damarlarının da kirli kanın çıktığı kalp bölmesinden kaynak aldığı bir hastalıktır. Bu bebekler süreç içerisinde ameliyat olmazsa oksijen dengesizliği, düşüklüğü bir de beraberinde kalple alakalı süregelen güçsüzlük nedeniyle bir süreç içinde maalesef kaybedilirler" şeklinde konuştu. "Yaklaşık 70 dakika civarı kalbi durduruldu" Hastalık ve gerçekleştirilen operasyona yönelik konuşan Prof. Dr. Vuran, sözlerine şöyle devam etti: "Standart literatürde 2 hafta içerisinde bu bebeklerin ameliyat gereksinimi ortaya konmuştur. Bebek bize geldiğinde 22 gün civarındaydı, ertesi gün hazırlıkları tamamlayıp 23’üncü gününde ameliyatını gerçekleştirdik. Açık bir kalp ameliyatı, bu tip hastalıkların tedavisinde kalp akciğer makinası vasıtasıyla vücut dışı dolaşım uygulanması gerekir. Hastalığın tipine, çocuğun kilosuna, mevcut durumun kompleksliğine göre değişkenlik göstermekle beraber bu bebekte yaklaşık 70 dakika civarı kalbi durduruldu. Yaklaşık 2 saat bir süreçte de vücut dışı dolaşım kalp akciğer makinasına bağlı kalmak durumunda kaldı. Ameliyat da 4-4,5 saat kadar sürmüştür. Ameliyatı başarılı geçti, kalple alakalı sorunları ortadan kalktı sayılır, akciğerleriyle alakalı hem prematüre doğum hem de geçirmiş olduğu enfeksiyon dolayısıyla hala uzun bir tedavi ve gelişim dönemine ihtiyaç var. Bu ameliyatlardan sonra tamamen normal bir yaşam sürmek mümkün olabilir, ilave olarak kan sulandırıcı ilaç kullanmaları gerekiyor. İlave ameliyat ihtiyacı olan çocuk sayısı oldukça azaldı. Bu hastalığın dışında doğumdan hemen sonra girişim yapılması gereken bebekler de olabiliyor. Bunların anne karnında tespit edilmesi, gerekirse müdahale edilebileceği sağlık kurumuna annesinin karnında gönderilmesi çok önemli çünkü doğum olduktan sonra ciddi bir sorun varsa bazen bunun transportu çok olumsuz sonuçlara yol açabiliyor. Bütün bebek bekleyen insanlardan talebimiz; hamilelik sürecinde iyi bir takip, beslenmelerine dikkat etmeleri" "Çok ciddi gelip annelerinin kucaklarında gitmeleri hiçbir şekilde paha biçilemez" ‘Bebek dış merkezden entübe bir şekilde geldi’ diyerek sözlerine başlayan Doç. Dr. Funda Yavanoğlu Atay, "Genel durumu geldiğinde çok iyi değildi, ertesi gün de cerrahlarımız tarafından operasyona alındı. Yaklaşık 6 gün boyunca kardiyovasküler cerrahi yoğun bakımında kaldı. Şu anda sadece dışarıdan ek oksijen ihtiyacı var, ciddi akciğer enfeksiyonu geçirdi, ona bağlı antibiyotik tedavisinin tamamlanmasını bekliyor. Annesi tarafından beslenir hale geldikten, oksijen desteğini de kestikten sonra inşallah bebeğimizi evine gönderebileceğiz. Hastaların çok ciddi bir şekilde bize gelip annelerinin kucaklarında gitmesi zaten bu mesleği yapış nedenlerimizden bir tanesi, inanılmaz mutluluk verici, mesleğimizin en güzel yanı bu; hiçbir şekilde paha biçilemez. Gebeliklerin sağlık profesyonelleri tarafından takip edilmesi çok önemli ve doğumlarının da mutlaka sağlık profesyonelleri eşliğinde hastanede yapılması gerekiyor. Büyüme, gelişmesi, ileri ki dönemdeki nörolojik durumları erken dönemde tanı ve tedavi çok etkiliyor" dedi.
Sağlık-Sen Şırnak Şube Başkanlığı bankaların maaş promosyonları için çalışma başlattı
18 Ekim 2025 Cumartesi - 15:38 Sağlık-Sen Şırnak Şube Başkanlığı bankaların maaş promosyonları için çalışma başlattı Sağlık-Sen Şırnak Şube Başkanı Sabgatullah Anmal, bankaların memur maaş promosyonları için tüm banka yöneticileri ile yüz yüze görüşmeye başladıklarını söyledi. Şırnak genelinde rekabetin en yüksek ölçüde sağlanması için tüm banka yöneticileriyle yüz yüze görüşülerek en iyi teklifle gelmelerini davet ettiklerini ifade eden Sağlık-Sen Şırnak Şube Başkanı Anmal, kentte kamu, özel, ilçe, il merkez şubelerini ayırt etmeden tüm bankalara gittiklerini belirterek süreçle ilgili yapılan çalışmalarda sağlık çalışanlarını bilgilendirdiklerini dile getirdi. 20 Ekim 2025 tarihinde Şırnak merkez ve ilçelerinde görev yapan sağlık çalışanlarını ilgilendiren banka promosyon ihalesinde gerekli rekabet şartlarının sağlanması için yetkili sendika Sağlık-Sen ailesi ve yönetimi olarak yoğun bir çalışma yürüterek banka şube yöneticilerini bilgilendirip sağlık çalışanların hak ettikleri emeğin karşılığını alabilme mücadelesini sürdürdüklerini belirten Anmal, "Bu çalışmamızı yapmadan öncede sürecin sağlıklı ve şeffaf yürütülmesi tüm sendika yöneticilerin çalışmalarda yer alması için birlikte çalışma çağrısını yaparak, bu haklı mücadeleyi birlikte yürütmenin önemine işaret ettik. Ancak sürecin başından beri yaptığımız çağrıya kimisi çeşitli bahaneler, kimisi yoğun çalışmayı gerekçe gösterip herhangi olumlu bir geri dönüş olmadı. İl ve ilçelerdeki temsilci ve yönetim kurulu üyelerimiz ile birlikte, şu banka bu banka ayırt etmeden il genelinde tüm banka yöneticilerini katılması için davet ederek sağlıklı bir rekabetin sağlanması içinde çalışmalara devam ettik" dedi. Sağlık çalışanların hak ettikleri adil ve hakkaniyetli bir rakamın banka idarecileri tarafından gelmesini umut ettiklerine vurgu yapan Anmal, "Çünkü piyasa şartların altında sağlık çalışanlarının beklentilerinden uzak sunulacak her hangi bir teklifi kabul etmeyeceğimizi tüm sağlık çalışanlarımıza iletiyoruz. Sağlık çalışanlarının razı olmayacağı herhangi bir teklife bizde razı olmayacağız. Sağlık-Sen ailesi ve teşkilatı olarak, çalışanların hakkını yemeye çalışanlara karşı sessiz kalmayız. Sağlık-Sen ailesi olarak biz, gecesini gündüzüne katan sağlık çalışanlarının sesi, nefesi, gücü olmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Tüm kanser vakalarının yüzde 15’i meme kanseri
18 Ekim 2025 Cumartesi - 13:05 Tüm kanser vakalarının yüzde 15’i meme kanseri Meme Kanseri Farkındalık Ayı olması dolayısıyla açıklama yapan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Ezgi Aydın, meme kanserinde erken teşhisin yaşam süresini uzattığını belirterek, kadınların düzenli kontrollerini ihmal etmemesini önerdi. Meme kanserinin, meme dokusundaki hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalmasıyla oluşan tümoral hastalık olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Ezgi Aydın, "Hastalık genellikle süt kanallarında, süt bezlerinde başlar. Meme kanserinin en önemli belirtisi memede hissedilen kitledir. Meme başı akıntısı meme başında çekilme, memede kızarıklık kanserin belirtileridir. Genetik faktörler ve gen mutasyonları, hastalığın en önemli nedenleri arasındadır. Bunun yanı sıra obezite, alkol ve sigara kullanımı, toksin yükü ve sağlıksız beslenme de riski artırır. Sağlıklı beslenmek ve bağımlılıklardan uzak durmak, bu riski azaltmada önemli rol oynar" diyerek kadınların düzenli kontrollerini yaptırmalarını tavsiye etti. "Kadınlarda en sık görülen kanser türü" Meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu ve her 100 meme kanseri vakasının 4’ünün de 60 yaş üzeri erkeklerde görüldüğünü kaydeden Dr. Aydın, "Meme kanseri, kadınlarda genellikle 40 yaşından sonra, erkeklerde ise 60 yaş üzerinde ortaya çıkar. Tüm kanser vakalarının yaklaşık yüzde 15’ini meme kanseri oluşturur. Meme kanseri 40 yaşından sonra daha sık görülse de genç yaşlarda da ortaya çıkabilir. Erken yaşta gelişen meme kanseri genellikle daha hızlı seyreder. Ailesinde genetik öykü bulunan bireylerin daha sık takibe alınması gerekir. Her kitle kanser değildir ancak kitle olmadan da kanser gelişebilir. Bu duruma ‘gizli’, yani okült kanser denir" diyerek meme kanserine karşı en önemli tedbirlerden birinin erken teşhis olduğunu kaydetti. Kendi kendine muayenenin önemine dikkat çeken Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Ezgi Aydın, "Her kadının düzenli olarak kendi kendine meme muayenesi yapması gerekir. Muayene, meme başı çevresinden başlayarak meme dokusuna kadar dairesel hareketlerle elle yapılmalıdır. Hassasiyet ya da kitle hissedildiğinde, vakit kaybetmeden uzman hekime başvurulmalıdır" dedi.
Düzenli kahve ve çay tüketimi kanser hastalarında yaşam süresini uzatabilir
18 Ekim 2025 Cumartesi - 13:02 Düzenli kahve ve çay tüketimi kanser hastalarında yaşam süresini uzatabilir Yapılan bir araştırmaya göre düzenli kahve ve çay tüketimi kanser hastalarında yaşam süresini uzatabiliyor. Yapılan bir araştırmaya göre çay ve kahvenin kanser hastalarının ilerlemesine karşı koruyucu bir rol oynayabileceğini gösteren veriler elde edildi. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Coşkun, "Kahve ve çay tüketiminin kanser hastalarının sağkalımını olumlu yönde etkilediği öne sürülmüştür, ancak bugüne kadar yayınlanan çalışmalar çelişkili sonuçlar ortaya koymuşken çok yeni yayınlanan bir sistematik incelemede çay ve kahve tüketimine dair çok önemli sonuçlar ortaya kondu. İtalya merkezli IRCCS Avrupa Onkoloji Enstitüsü’nde çalışan araştırma ekibi, çay ve kahvenin kanser hastalarının ilerlemesine karşı koruyucu bir rol oynayabileceğini gösteren veriler elde etti. Yakın zamanda yayınlanan bu çalışmada 1993-2023 yılları arasında farklı coğrafyalardan 40 000’i aşkın kanser hastasının verilerini bir araya getirerek analiz etti" dedi. Araştırmada özellikle çay tüketiminin kahveye göre daha güçlü bir koruyucu etki gösterdiğini belirten Coşkun, "Çalışmada, yüksek miktarda çay veya kahve tüketimi olan hastaların, daha düşük miktarda tüketenlere kıyasla kanserin yaklaşık yüzde 24 oranında daha düşük ilerlemesi riski taşıdığı belirlendi. Çalışmanın detaylarına baktığımızda incelenen kanser türleri arasında kolorektal kanserler, meme kanseri, prostat kanseri ile karaciğer, mesane gibi diğer kanser türleri bulunuyor. Kolorektal kanser özelinde çay ve kahve tüketiminin etkisi daha belirgin bulunurken, meme kanserinde yalnızca çay tüketiminin kanser riskini azaltmada anlamlı bir etki sağladığı tespit edildi" dedi. Düzenli çay ve kahve tüketiminin genel sağlık üzerinde olumlu etkileri olduğuna dikkati çeken Coşkun, "Her iki içecekte de şeker ve şurup kullanılmaması etkinin sağlanması için önemlidir. Bu çalışmaya göre kanser hastalarına fazla miktarda çay ve kahve tüketimini önermemiz doğru olmayacaktır. Çünkü fazla miktarda çay ve kahvenin kanser hastalarında başta kardiovasküler istem olmak üzere bir takım sakıncalı durumları da ortaya çıkabilir. Her hastanın kendi doktoru ile bu konuları değerlendirmesi uygun olacaktır" ifadelerini kullandı.
Siirt’te mobil diş kliniği ile hizmet köylülerin ayağına gidiyor
18 Ekim 2025 Cumartesi - 11:48 Siirt’te mobil diş kliniği ile hizmet köylülerin ayağına gidiyor Siirt İl Sağlık Müdürlüğü, vatandaşların ağız ve diş sağlığı hizmetine kolayca ulaşabilmesi için mobil diş kliniği hizmeti veriyor. Bu kapsamda mobil diş kliniği aracı, Ekmekçiler köyünde hizmet verdi. Ulaşımın güç olduğu bölgelerde yaşayan vatandaşların tedaviye erişimini kolaylaştırmak amacıyla gerçekleştirilen hizmette, merkezdeki 35 köyün ardından kalan 240 köye de tek tek gidileceği kaydedildi. Yapılan işlemler arasında diş çekimi, dolgu, simantasyon, flor uygulaması, fissür örtücü uygulaması ve diş temizliği yer aldı. İl Sağlık Müdürü Uzman Dr. Besim Hacıoğlu, halka bir hizmeti daha başlattıklarını belirterek, mobil diş ünitesiyle köy köy gezeceklerini söyledi. Başlangıçta merkezdeki 35 köye, daha sonra ise kalan 240 köye gideceklerini aktaran Hacıoğlu, "Köylerin nüfusuna göre bazı yerlerde bir gün, bazı yerlerde bir hafta kalacağız. Diş çekimi, dolgu tedavisi, kanal tedavisi yapılıyor. Protez ölçümü alıp merkezde yaptıracağız. Daha sonra kişilerin adı ve soyadına göre teslim edeceğiz. Hayırlı olsun" dedi. Köylülerden Abdurrezzak Başkurt ise hekimlere, mobil araçla Ekmekçiler köyüne geldikleri için teşekkür etti. Hizmetin ayaklarına geldiğini söyleyen Başkurt, "Diş çekimi, dolgu ve temizlik için çok memnunuz. Merkez köyleri tek tek dolaşacaklar, hepsini bitirecekler. Gurur duyuyoruz" şeklinde konuştu.
Siirt’te mobil diş kliniği ile hizmet köylülerin ayağına gidiyor
18 Ekim 2025 Cumartesi - 11:38 Siirt’te mobil diş kliniği ile hizmet köylülerin ayağına gidiyor Siirt İl Sağlık Müdürlüğü, vatandaşların ağız ve diş sağlığı hizmetine kolayca ulaşabilmesi için mobil diş kliniği hizmeti veriyor. Bu kapsamda mobil diş kliniği aracı, Ekmekçiler köyünde hizmet verdi. Ulaşımın güç olduğu bölgelerde yaşayan vatandaşların tedaviye erişimini kolaylaştırmak amacıyla gerçekleştirilen hizmette, merkezdeki 35 köyün ardından kalan 240 köye de tek tek gidileceği kaydedildi. Yapılan işlemler arasında diş çekimi, dolgu, simantasyon, flor uygulaması, fissür örtücü uygulaması ve diş temizliği yer aldı. İl Sağlık Müdürü Uzman Dr. Besim Hacıoğlu, halka bir hizmeti daha başlattıklarını belirterek, mobil diş ünitesiyle köy köy gezeceklerini söyledi. Başlangıçta merkezdeki 35 köye, daha sonra ise kalan 240 köye gideceklerini aktaran Hacıoğlu, "Köylerin nüfusuna göre bazı yerlerde bir gün, bazı yerlerde bir hafta kalacağız. Diş çekimi, dolgu tedavisi, kanal tedavisi yapılıyor. Protez ölçümü alıp merkezde yaptıracağız. Daha sonra kişilerin adı ve soyadına göre teslim edeceğiz. Hayırlı olsun" dedi. Köylülerden Abdurrezzak Başkurt ise hekimlere, mobil araçla Ekmekçiler köyüne geldikleri için teşekkür etti. Hizmetin ayaklarına geldiğini söyleyen Başkurt, "Diş çekimi, dolgu ve temizlik için çok memnunuz. Merkez köyleri tek tek dolaşacaklar, hepsini bitirecekler. Gurur duyuyoruz" şeklinde konuştu. (ZG-AKK-Y)
Op. Dr. Deniz: "Menopozda hormonlar yeniden düzenlenirken sistem geçici olarak yapılandırılır"
18 Ekim 2025 Cumartesi - 11:29 Op. Dr. Deniz: "Menopozda hormonlar yeniden düzenlenirken sistem geçici olarak yapılandırılır" Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Deniz Han Deniz, Menopoz döneminde hormonların yeniden düzenlenirken vücudun küçük bir devrim yaptığını belirterek, "Bu dönemde vücut küçük bir devrim yapar. Hormonlar yeniden düzenlenirken sistem geçici olarak yapılandırılır. Yani bu bir arıza değil, güncellemedir" dedi. Menopoz döneminde hormonların yeniden düzenlenirken vücudun küçük bir devrim yaptığını, farkındalıkla bu sürecin rahat geçirilebileceğini söyleyen Medicana International Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Deniz Han Deniz, kadınlara tavsiyelerde bulundu. Dünyada her yıl 50 milyona yakın kadının girdiği menopoz döneminin doğal ve sağlıklı bir yaşam evresi olarak görülmesi gerektiğini belirten Deniz, farkındalıkla bu dönemin enerji, özgüven ve bilgelik çağına dönüşebileceğini söyledi. Menopozun bir son değil, doğanın planladığı yeni bir başlangıç olduğunu vurgulayan Deniz, "Bu dönemde vücut küçük bir devrim yapar. Hormonlar yeniden düzenlenirken sistem geçici olarak yapılandırılır. Yani bu bir arıza değil, güncellemedir. Kadının gücünün yeni ritmidir. Bu dönüş yolculuğunu bastırmak değil, anlamak ve kucaklamak gerekir" diye konuştu. 7 başlıkla menopoz süreci yönetilebilir Kadınların 7 başlığa dikkat ederek bu dönemi rahat geçirebilmesinin mümkün olduğunu belirten Deniz, şu başlıkları paylaştı: "Beslenmeye dikkat edilmeli. Kalsiyum ve D vitamini yönünden zengin beslenme bu dönemde kemik sağlığını korur. Sebze, meyve, tam tahıllar ve sağlıklı yağların tüketimi; şekerli, işlenmiş gıdalardan ve aşırı kafeinden kaçınılması önemlidir. Hem kemiklerin güçlenmesi hem ruh halinin iyileşmesi için hareket çok önemlidir. Haftada en az 3-4 gün düzenli egzersiz yapılmalıdır. Uyku sorunları menopozda yaygındır. Rutin oluşturarak, ekran süresini azaltıp, uyku öncesi ağır yemeklerden kaçınmak bu sorunu çözebilir. Sıcak basmalar ve terlemelerle başa çıkmak için pamuklu, bol kıyafetler tercih edilmeli. Stresi azaltmaya yönelik nefes egzersizleri, meditasyon yapılmalı. Gerekirse doktorla hormon tedavisi gibi seçenekler konuşulmalıdır. Ruh hali dalgalanmaları normaldir. Bir uzmandan veya destek grubundan psikolojik destek almak faydalı olabilir. Osteoporoz riski için kemik yoğunluğu ölçümü; mamografi, jinekolojik muayene ve kan testlerini aksatmamak, gerekirse de hormon tedavisi de değerlendirilmelidir. Menopoz döneminde cinsellikten tamamen uzaklaşıldığına dair inanışlara ilişkin şu ifadeleri kullandı: "Vajinal kuruluk gibi sorunlar için doktor tavsiyesiyle nemlendirici veya hormon içeren ürünler kullanılabilir. Vücut değişir, hormonlar değişir ama yakınlık ve sevgi hep oradadır. Cinsellik yalnızca fiziksel bir eylem değil; duygusal bir paylaşım ve bağ kurma biçimidir. Bu nedenle menopoz, cinselliğin sonu değil; belki de yeni bir boyuta geçişidir. İletişim, menopoz döneminin sihirli anahtarıdır. Eşler anlamalı, dinlemeli, destek olmalıdır. Menopoz sadece bir ‘kadın meselesi’ değildir; birlikte yaşanan bir hayatın doğal bir evresidir. Bu süreci birlikte atlatmak için empati en iyi ilaçtır."