Yerel Haberler
Sakarya
Bu eserlerin hepsi özel gereksinimli bireylerin ellerinden çıktı 08 Aralık 2025 Pazartesi - 17:20:46 Sakarya Büyükşehir Belediyesi Engelsiz Hobi Atölyeleri’nde eğitim gören özel gereksinimli bireylerin bir yıl boyunca hazırladığı el emeği göz nuru eserler, şehirdeki bir AVM’de sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Sakarya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı bünyesinde çalışmalarını sürdüren Engelsiz Hobi Atölyeleri, özel gereksinimli bireylerin yeteneklerini ve üretim gücünü ortaya koyan bir sergi açtı. Yıl boyunca büyük bir özenle hazırlanan el sanatları ürünleri, vatandaşlarla buluşmak üzere bir AVM’de sergilendi. Renkli eserler büyük beğeni topladı Sergide; ahşap boyama, seramik, takı tasarımı, resim ve çeşitli dekoratif çalışmalar gibi pek çok farklı branşta üretilen eserler yer aldı. Özel bireylerin titizlikle ortaya çıkardığı bu çalışmalar, hem estetik nitelikleri hem de taşıdığı anlam itibarıyla ziyaretçilerden büyük beğeni ve takdir topladı. Sergiyi gezen vatandaşlar, özel gereksinimli bireylerin yeteneklerini yakından görme fırsatı buldu. Gün boyu süren ziyaretler, hem eser sahipleri hem de aileleri için mutluluk verici ve renkli anlara sahne oldu. "Yetenekleri görünür kılmaya devam ediyoruz" Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, sergiye ilişkin yaptığı açıklamada, özel bireylerin toplumsal katılımını destekleme hedefine vurgu yaptı. Açıklamada, "Engelsiz Hobi Atölyeleri aracılığıyla özel bireylerimizin üretime katılımını desteklemeye, toplumsal görünürlüklerini artırmaya ve yeteneklerini ortaya çıkarmaya devam ediyoruz. AVM’de açılan bu sergi, üretim güçlerinin toplumla buluşturulması ve farkındalık oluşturulması adına oldukça anlamlı ve başarılı bir etkinlik olmuştur" ifadelerine yer verildi.
08 Aralık 2025 Pazartesi - 17:11 Migren sandığınız baş ağrısının asıl sebebi ’Fibromiyalji’ olabilir Migren sanılan inatçı baş ağrılarının altından sıklıkla fibromiyalji ve boyun problemlerinin çıktığını belirten uzmanlar, bu ağrıların ilaçla değil, doğru fizik tedavi ile iyileşebildiğine dikkat çekiyor. Şiddetli ve tekrarlayıcı baş ağrıları, hastaların yaşam kalitesini ve çalışma performansını düşüren en önemli sağlık sıkıntılarının başında geliyor. Genellikle "migren" tanısı ile tedavi edilmeye çalışılan bu ağrıların, aslında kas ve iskelet sistemindeki bozukluklardan kaynaklanabileceği belirtildi. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Serdar Saraç, geçmek bilmeyen baş ağrılarında fibromiyalji ve boyun kaynaklı problemlerin göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı. "Baş ağrılarının gizli sorumlusu: Fibromiyalji" Migrenin genellikle tek taraflı, bulantı ve kusmanın eşlik ettiği, ışık ve sese duyarlılık oluşturan ciddi bir sıkıntı olduğunu belirten Yrd. Doç. Dr. Serdar Saraç, birçok hastanın altta yatan gerçek sebep bulunmadan migren teşhisi aldığını ifade etti. Saraç, "Baş ağrısına en sık sebep olan ancak gözden kaçan iki önemli faktör; fibromiyalji ve boyun problemleridir. Fibromiyaljide boyun, kafa, omuz kuşağı ve sırttaki kas sorunları, ilaca dirençli çok ciddi baş ağrılarına yol açar. Hasta o kadar şiddetli ağrı çeker ki sık sık acil servise gitmek zorunda kalır ve kendini tükenmiş hisseder" şeklinde konuştu. "İlaçla değil, kuru iğne tedavisiyle çözüm mümkün" Fibromiyalji kaynaklı baş ağrılarının sadece ağrı kesicilerle geçiştirilemeyeceğini belirten Dr. Saraç, tedavinin anahtarının fiziksel müdahale olduğunu söyledi. Saraç, "Bu ağrılar ancak fibromiyaljinin doğrudan tedavisi ile ortadan kalkabilir. Başağrısını doğuran kas grupları detaylı bir muayene ile tespit edildikten sonra, ’kuru iğne tedavisi’ gibi özgün yöntemlerle tedavi edilmelidir" ifadelerini kullandı. "Onlarca yıllık ağrılar birkaç haftada bitebilir" Boyun kaynaklı fonksiyonel bozuklukların da migreni taklit eden ağrılara neden olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Serdar Saraç, şunları kaydetti: "Boyun kireçlenmeleri, diskopatiler, mekanik blokajlar ve boynun fonksiyonel yetersizlikleri, kronikleşen şiddetli ağrılara zemin hazırlar. Boyun ile ilgili rahatsızlıkların fiziksel tedavisi, migren sanılan bu ağrıları ortadan kaldırır. Özellikle iyi planlanmış bir boyun restorasyonu ile hastanın onlarca yıldır çektiği ve migren sandığı ağrılar, birkaç hafta içinde tamamen iyileşebilir." Dr. Saraç son olarak, kronik baş ağrılarında hastadan alınan ayrıntılı hikaye ve kapsamlı muayenenin, doğru teşhis ve kalıcı tedavi için şart olduğunu sözlerine ekledi.
08 Aralık 2025 Pazartesi - 16:12 SAÜ, UI GreenMetric 2025’te Türkiye’de 12’nci sıraya yükseldi Sakarya Üniversitesi, çevresel sürdürülebilirlik performanslarının değerlendirildiği UI GreenMetric 2025 sıralamasında Türkiye’de 12’nci, dünyada ise bin 745 üniversite arasından 157’nci sırada yer aldı. Geçen yıla kıyasla Türkiye’den 22 üniversitenin daha değerlendirmeye dahil olmasına rağmen bir basamak daha yükselen SAÜ, sürdürülebilirlik alanındaki kurumsal kararlılığı ortaya koydu. UI GreenMetric, kampüs altyapısından enerji ve iklim değişikliğine, atık yönetiminden su tasarrufuna ve ulaşım çözümlerine kadar uzanan geniş bir değerlendirme sistemine dayanıyor. Sakarya Üniversitesi; yeşil kampüs uygulamaları, çevreci ulaşım politikaları, enerji verimliliği ve karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik çalışmalar sayesinde sıralamada üst dilimde yer aldı. Sakarya Üniversitesinin son yıllarda geliştirdiği kampüs içi ulaşım modeli, depozito iade sistemleri ve geri dönüşüm altyapısı, bu performansa doğrudan katkı sağladı. Atık yönetimi, enerji verimliliği ve sürdürülebilir binalar alanlarında kaydedilen gelişmeler, üniversitenin çevresel sürdürülebilirlik stratejisinin somut sonuçlara dönüştüğünü gösterdi. Eğitim, araştırma ve toplumsal katkı alanlarında sürdürülebilirlik temelli yaklaşım da sıralamaya yansıdı. Çevre eğitimi, farkındalık çalışmaları ve öğrenci inisiyatiflerini destekleyen uygulamalar, SAÜ’nun kampüsü bir yaşam laboratuvarına dönüştürdü. Sakarya Üniversitesi, çevresel performansını artırma ve karbon ayak izini azaltma hedefiyle yürüttüğü çalışmaları, gelecek dönemde daha geniş ölçekli projelerle güçlendirmeyi planlıyor.
SAÜ, 109 ülkeden 6 bin 549 öğrenciye ev sahipliği yapıyor
05 Aralık 2025 Cuma - 11:48 SAÜ, 109 ülkeden 6 bin 549 öğrenciye ev sahipliği yapıyor Türkiye genelinde birçok üniversitede uluslararası öğrenci kayıtları düşüşe geçerken, Sakarya Üniversitesi bu eğilimin tersine bir tablo ortaya koydu. Üniversitenin 2025 yılı yeni uluslararası öğrenci kayıtları geçen yıla göre yüzde 56 oranında arttı. Sakarya Üniversitesi, uluslararası öğrenci tercihlerinde bu yıl dikkat çekici bir artış kaydetti. Türkiye’de pek çok üniversitede uluslararası öğrenci kayıtlarında azalma yaşanmasına rağmen SAÜ, yükselişini sürdürerek uluslararasılaşma vizyonunu güçlendirdi. Güncel verilere göre Sakarya Üniversitesi, 109 farklı ülkeden toplam 6 bin 549 uluslararası öğrenciye ev sahipliği yapıyor. Bu çeşitlilik, üniversitenin kültürel zenginliğini artırırken, akademik etkileşimin uluslararası boyutunu da güçlendiriyor. 2025 yılı içerisinde bin 682 yeni uluslararası öğrenci SAÜ’ye kayıt yaptırdı. Yeni kayıtların 196’sı enstitü programlarına olurken, bin 485’i lisans ve ön lisans düzeyinde gerçekleşti. Geçen yıl toplam bin 76 yeni kayıt yapılmıştı. Böylece Sakarya Üniversitesi, uluslararası öğrenci kabulünde bir yıl içinde kayda değer bir yükseliş elde ederek yüzde 56’lık bir artışa ulaşmış oldu. Diğer üniversitelerde uluslararası öğrenci sayılarında düşüş yaşandığı bir dönemde SAÜ’nün artış göstermesi, üniversitenin uluslararası görünürlüğünün, program çeşitliliğinin ve öğrenci odaklı hizmetlerindeki gelişimin etkisi olarak değerlendiriliyor. Bu tablo, Sakarya Üniversitesinin uluslararasılaşma stratejisinin somut çıktıları arasında yer alırken, uluslararası öğrencilerin SAÜ’yü tercih etme eğiliminin güçlendiğini ortaya koyuyor.
Milyonlar susuzlukla karşı karşıya: Sapanca Gölü her gün santim santim yok oluyor
04 Aralık 2025 Perşembe - 16:36 Milyonlar susuzlukla karşı karşıya: Sapanca Gölü her gün santim santim yok oluyor Sakarya ve Kocaeli’de yaşayan milyonlarca vatandaşın içme suyu kaynağı olan Sapanca Gölü’nde su kritik seviyenin altına indi. Son olarak 28.59 metre ölçülen göldeki ciddi çekilme sebebiyle geçmiş yıllarda suyla dolu olan kıyı bölümlerinde vatandaşlar, karaya oturan kayık ve teknelerin yanında ateş yakıp piknik yapar hale geldi. Sakarya ve Kocaeli’de milyonlarca insanın içme suyu kaynağı olan Sapanca Gölü, son 65 yılın en kurak dönemini yaşıyor. Her gün santim santim çekilen göl seviyesi kritik noktayı da geçerek 28.59 seviyesine düştü. Göldeki ciddi çekilme sebebiyle geçmiş yıllarda suyla dolu olan kıyı bölümlerinde vatandaşlar, karaya oturan kayık ve teknelerin yanında ateş yakıp piknik yapar hale geldi. Sakarya Büyükşehir Belediyesi ise göl suyunun korunması hususunda denetimlerini sıklaştırarak kaçak su kullananları tespit etmeye başladı. Tehlike çanları çalmaya devam eden Sapanca Gölü için vatandaşlar da kaçak su alımlarının kesin olarak durdurulması gerektiğini ve gereğinden fazla su tüketiminin önüne geçilmesini istiyor. "3-4 metre su olan noktalarda şimdi yürüyoruz" Göldeki su seviyesini düşmesi hakkında konuşan İsmail Yılmaz, "Daha önce de çekildiği olmuştu ama bu derece bir çekilme ben hiç görmedim. En son belki 5 sene önce bir çekilmişti ama bu çok farklı bir şey oldu. İnşallah böyle bir şey tekrarlanmaz. Duayla kar yağmasını istiyoruz. Su olan yerlerde şuanda vatandaşlar ateş yakmış, oturmuş. Belki, 3-4 metre su olan noktalarda şimdi yürüyoruz. Bu pek hayra işaret değil. Seka Kamp’ın olduğu yerde mavi bir düzenek kurulmuş ve bu yeni gelen bir şey, Sapanca Gölü’nün ilerisine gittiğinizde bu düzenek görülüyor" dedi. "İlerisi için kötü bir mesaj bu durum" Su tüketimine ilişkin ise Yılmaz, "Bunlar matematiksel olarak ispat edilen şeyler. Tüketicinin, su fabrikalarının, Kocaeli ne kadar, Sakarya ne kadar su çekiyor bunların gösterilmesi gerekiyor, kimin ne kadar su çektiğini bilmiyoruz. Her su çekilmesi sezonunda bir kod, bir kademe artırarak azalıyor. Bu senelerde de bir şekilde kurtardık ama bundan 5 veya 10 yıl sonra ne olacak? Gölün çoğu gitti. İlerisi için kötü bir mesaj bu durum, umarım olmaz" diye konuştu. "Kocaeli de, Sakarya da suyu kullansın ama ölçülü olarak kullansın, israf edilmesin" Suyun kullanılması konusunda görüşünü belirten İrfan Şakir Çoker, "İki tarafta susuz kalmasın. Kocaeli de, Sakarya da suyu kullansın ama ölçülü olarak kullansın, israf edilmesin. Mühim olan burada suyu kim israf ediyor? Göldeki bu son durumla ilişkin bir kritik kurulmalı ve halledilmeli. Kaçak su kullanılmasın, sıkı takip edilmesi gerekiyor" şeklinde konuştu. Tevhid Yaşar ise "Su çekilmesini zaten burada yok. Bizim halimiz perişan. Kocaeli suyu başka yerden bulsun, hat döşenmemesi lazım. Fabrikalar su için başka bir yer bulmalı, gölden çekilmemesi lazım. Bu su buradaki halka yetmiyor" şeklinde konuştu. "Suyu bol bulduğumuz için israf ediyoruz" Sapanca Gölü’nün Sakarya ve Kocaeli’nin içme suyu kaynağı olduğunu aktaran Osman Karakaş, "Resmi kaynaklarda anlaşmaları nedir bilmiyorum ama netice itibariyle Sapanca Gölü’nün bir bölümü de Kocaeli’ye bağlı ve oradan da çekme hakkı var ama ne kadar olduğunu bilmiyorum. Sapanca Gölü’nde bir kuruma söz konusu hatta bazı objelerin de gün yüzüne çıktığı söyleniyor. Bizlerde de tutarsızlık var, suyu bol bulduğumuz için israf ediyoruz. Elimizi, yüzümüzü yıkarken suyu boşuna akıtmamalıyız. İsrafçı bir toplum olduk. Bunu biraz daha kısıtlarsak gelecek nesillere bu gölü sağlam bir şekilde devredebiliriz. Fabrikaların denetlenmesi lazım. Kocaeli tarafında da fabrikaların kaçak olarak su çektiği de söyleniyor, onların da denetlenmesi gerekiyor. Sadece küçük esnafın değil, büyük fabrikalarında denetlenerek gölün korunması gerekiyor" ifadelerini kullandı. Seyhan Ünlü ise "Bence su çekilmemeli, belediye başkanları bir araya gelerek bu duruma çözüm bulup, önlem almalı. Biz vatandaş olarak bir şey yapamıyoruz" ifadelerini kullandı.
SAÜ’de öğretmen adaylarını güçlendirecek yeni adımlar görüşüldü
04 Aralık 2025 Perşembe - 12:13 SAÜ’de öğretmen adaylarını güçlendirecek yeni adımlar görüşüldü Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Danışma Kurulu, paydaş kurumlarla iş birliğini güçlendirecek yeni modeller ve ortak proje alanlarını 2025-2026 eğitim yılı güz dönemine ilişkin yapılan toplantıda masaya yatırdı. Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Çalışkan’ın başkanlığında yapılan toplantı, fakültenin mevcut durumu, yürütülen çalışmalar ve stratejik hedeflere yönelik bilgilendirme sunumuyla başladı.Toplantının ilk bölümünde, "Eğitimde Bilim İletişimi Zirvesi"nin planlaması, yenilenen öğretmenlik lisans programlarının tanıtımı, SAÜ-İl MEM protokolü çerçevesinde faaliyetlerin değerlendirilmesi ve yeni dönem iş birliklerine yönelik görüş alışverişi gerçekleştirildi. Kurul üyeleri, uygulama okullarından edinilen deneyimler doğrultusunda öğretmen adaylarının sahadaki performanslarını değerlendirdi ve geliştirilmesi gereken alanlara ilişkin önerilerini paylaştı. Toplantının ikinci bölümünde, okullarda yürütülen araştırmaların izin süreçleri, karşılaşılan zorluklar ve mevzuata ilişkin değerlendirmeler ele alındı. Özel okullar ile üniversite arasındaki sürdürülebilir iş birliği modellerinin güçlendirilmesi, ortak seminer ve öğretmen eğitimlerinin artırılması, Gençlik ve Spor Müdürlükleriyle yürütülebilecek projeler, sosyal sorumluluk çalışmaları ve TÜBİTAK projelerinde ortak hareket alanlarının genişletilmesi üzerine görüşler dile getirildi.