Yerel Haberler
Siirt
22 Aralık 2025 Pazartesi - 13:28 6 yaşında başladığı bakırcılığı neredeyse yarım asırdır sürdürüyor Siirt’te 50 yaşındaki Fatih Bakırcı, 6 yaşında öğrendiği bakırcılık mesleğini ilk günkü heyecanla sürdürüyor. Fatih Bakırcı, çekirdekten yetişerek baba mesleğini devam ettiriyor. Yaklaşık 5 yıl önce babasını kaybeden Bakırcı, babasının da işi dedesinden öğrendiğini söyledi. Yaklaşık 100 yıldır bu işin aile içinde yapıldığını kaydeden Bakırcı, "Hatta daha fazla. 6-7 yaşından beri babamın yanına dükkana gidip geliyordum, bu zamana kadar. Şu anda bakırın bir sürü farklı modeli var. Çünkü çok yayıldı, kullanılıyor. Birde sağlıklı bir ürün. İçinde pişen yemek çok lezzetli olduğu için yoğun bir talep var bakıra’’ dedi. İşinin baba mesleği olduğunu ve bu zanaatı ayakta tutmaya çalıştığını kaydeden Bakırcı, "4 tane çocuğum var. Buradaki kazancımla aşımı sağlamaya çakıyorum. Bu iş zaten terkedilmeye yüz tutmuş, zanaatlar kategorisinde fakat baba, dede mesleği olduğu için bunu ayakta tutmaya çalışıyoruz. Burada kalabalığı olmadığı için bakır üzerine rağbet oluşturamıyoruz" diye konuştu. Yaklaşık 30 sene önce her evde sadece bakır kullanıldığını aktaran Bakırcı, "Şu an çelik veya farklı çeşitler kullanılıyor. Ticaret Meslek Lisesi mezunuyum. Burada yıllardır zanaatla iç içeyiz. Bu zanaat üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığından bana verilmiş bir belge var. Devlet zanaatkarıyım kendi alanım üzerinde. Büyükşehirlerde Türkiye genelinde bakıra çok fazla rağbet var. Fakat bir iki handikapı var. Bakırda kalay problemi var. Gelen müşteriler bayanlar, ‘Rengi kararıyor, kalaycı nerede bulurum?’ diyor. O olmazsa bakırın önünü kimse tutamaz. Bayanların ona kesinlikle takılmaması lazım. Bakır ürünleri makinaya atamayacaklar, tellemeyecekler. Süngerle yıkacaklar bu şekilde yıkayacaklar. Bakırın en büyük özelliği iletken olması ve aynı ölçüde stresi çekiyor olmasıdır. Avrupa’da son birkaç yıldır kadınlar ev döşedikleri zaman bir çıtadan bakır çekiyorlar hastalığı stresi çeksin diye. Ağabeyimle yaklaşık 50 seneden beri bu işin içindeyiz" şeklinde konuştu.
22 Aralık 2025 Pazartesi - 13:23 6 yaşında başladığı bakırcılığı neredeyse yarım asırdır sürdürüyor Siirt’te 6 yaşlarında babasının yanında bakırcılık mesleği öğrenen 50 yaşındaki Fatih Bakırcı, yaklaşık 44 yıldır bakır dövüyor. Fatih Bakırcı, çekirdekten yetişerek baba mesleğini devam ettiriyor. Yaklaşık 5 yıl önce babasını kaybeden Bakırcı, babasının da işi dedesinden öğrendiğini söyledi. Yaklaşık 100 yıldır bu işin aile içinde yapıldığını kaydeden Bakırcı, "Hatta daha fazla. 6-7 yaşından beri babamın yanına dükkana gidip geliyordum, bu zamana kadar. Şu anda bakırın bir sürü farklı modeli var. Çünkü çok yayıldı, kullanılıyor. Birde sağlıklı bir ürün. İçinde pişen yemek çok lezzetli olduğu için yoğun bir talep var bakıra’’ dedi. İşinin baba mesleği olduğunu ve bu zanaatı ayakta tutmaya çalıştığını kaydeden Bakırcı, "4 tane çocuğum var. Buradaki kazancımla aşımı sağlamaya çakıyorum. Bu iş zaten terkedilmeye yüz tutmuş, zanaatlar kategorisinde fakat baba, dede mesleği olduğu için bunu ayakta tutmaya çalışıyoruz. Burada kalabalığı olmadığı için bakır üzerine rağbet oluşturamıyoruz" diye konuştu. Yaklaşık 30 sene önce her evde sadece bakır kullanıldığını aktaran Bakırcı, "Şu an çelik veya farklı çeşitler kullanılıyor. Ticaret Meslek Lisesi mezunuyum. Burada yıllardır zanaatla iç içeyiz. Bu zanaat üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığından bana verilmiş bir belge var. Devlet zanaatkarıyım kendi alanım üzerinde. Büyükşehirlerde Türkiye genelinde bakıra çok fazla rağbet var. Fakat bir iki handikapı var. Bakırda kalay problemi var. Gelen müşteriler bayanlar, ‘Rengi kararıyor, kalaycı nerede bulurum?’ diyor. O olmazsa bakırın önünü kimse tutamaz. Bayanların ona kesinlikle takılmaması lazım. Bakır ürünleri makinaya atamayacaklar, tellemeyecekler. Süngerle yıkacaklar bu şekilde yıkayacaklar. Bakırın en büyük özelliği iletken olması ve aynı ölçüde stresi çekiyor olmasıdır. Avrupa’da son birkaç yıldır bayanlar ev falan döşedikleri zaman bir çıtadan bakır çekiyorlar hastalığı stresi çeksin diye. Ağabeyimle yaklaşık 50 seneden beri bu işin içindeyiz" şeklinde konuştu.
6 yaşında başladığı bakırcılığı neredeyse yarım asırdır sürdürüyor
22 Aralık 2025 Pazartesi - 13:28 6 yaşında başladığı bakırcılığı neredeyse yarım asırdır sürdürüyor Siirt’te 50 yaşındaki Fatih Bakırcı, 6 yaşında öğrendiği bakırcılık mesleğini ilk günkü heyecanla sürdürüyor. Fatih Bakırcı, çekirdekten yetişerek baba mesleğini devam ettiriyor. Yaklaşık 5 yıl önce babasını kaybeden Bakırcı, babasının da işi dedesinden öğrendiğini söyledi. Yaklaşık 100 yıldır bu işin aile içinde yapıldığını kaydeden Bakırcı, "Hatta daha fazla. 6-7 yaşından beri babamın yanına dükkana gidip geliyordum, bu zamana kadar. Şu anda bakırın bir sürü farklı modeli var. Çünkü çok yayıldı, kullanılıyor. Birde sağlıklı bir ürün. İçinde pişen yemek çok lezzetli olduğu için yoğun bir talep var bakıra’’ dedi. İşinin baba mesleği olduğunu ve bu zanaatı ayakta tutmaya çalıştığını kaydeden Bakırcı, "4 tane çocuğum var. Buradaki kazancımla aşımı sağlamaya çakıyorum. Bu iş zaten terkedilmeye yüz tutmuş, zanaatlar kategorisinde fakat baba, dede mesleği olduğu için bunu ayakta tutmaya çalışıyoruz. Burada kalabalığı olmadığı için bakır üzerine rağbet oluşturamıyoruz" diye konuştu. Yaklaşık 30 sene önce her evde sadece bakır kullanıldığını aktaran Bakırcı, "Şu an çelik veya farklı çeşitler kullanılıyor. Ticaret Meslek Lisesi mezunuyum. Burada yıllardır zanaatla iç içeyiz. Bu zanaat üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığından bana verilmiş bir belge var. Devlet zanaatkarıyım kendi alanım üzerinde. Büyükşehirlerde Türkiye genelinde bakıra çok fazla rağbet var. Fakat bir iki handikapı var. Bakırda kalay problemi var. Gelen müşteriler bayanlar, ‘Rengi kararıyor, kalaycı nerede bulurum?’ diyor. O olmazsa bakırın önünü kimse tutamaz. Bayanların ona kesinlikle takılmaması lazım. Bakır ürünleri makinaya atamayacaklar, tellemeyecekler. Süngerle yıkacaklar bu şekilde yıkayacaklar. Bakırın en büyük özelliği iletken olması ve aynı ölçüde stresi çekiyor olmasıdır. Avrupa’da son birkaç yıldır kadınlar ev döşedikleri zaman bir çıtadan bakır çekiyorlar hastalığı stresi çeksin diye. Ağabeyimle yaklaşık 50 seneden beri bu işin içindeyiz" şeklinde konuştu.
6 yaşında başladığı bakırcılığı neredeyse yarım asırdır sürdürüyor
22 Aralık 2025 Pazartesi - 13:23 6 yaşında başladığı bakırcılığı neredeyse yarım asırdır sürdürüyor Siirt’te 6 yaşlarında babasının yanında bakırcılık mesleği öğrenen 50 yaşındaki Fatih Bakırcı, yaklaşık 44 yıldır bakır dövüyor. Fatih Bakırcı, çekirdekten yetişerek baba mesleğini devam ettiriyor. Yaklaşık 5 yıl önce babasını kaybeden Bakırcı, babasının da işi dedesinden öğrendiğini söyledi. Yaklaşık 100 yıldır bu işin aile içinde yapıldığını kaydeden Bakırcı, "Hatta daha fazla. 6-7 yaşından beri babamın yanına dükkana gidip geliyordum, bu zamana kadar. Şu anda bakırın bir sürü farklı modeli var. Çünkü çok yayıldı, kullanılıyor. Birde sağlıklı bir ürün. İçinde pişen yemek çok lezzetli olduğu için yoğun bir talep var bakıra’’ dedi. İşinin baba mesleği olduğunu ve bu zanaatı ayakta tutmaya çalıştığını kaydeden Bakırcı, "4 tane çocuğum var. Buradaki kazancımla aşımı sağlamaya çakıyorum. Bu iş zaten terkedilmeye yüz tutmuş, zanaatlar kategorisinde fakat baba, dede mesleği olduğu için bunu ayakta tutmaya çalışıyoruz. Burada kalabalığı olmadığı için bakır üzerine rağbet oluşturamıyoruz" diye konuştu. Yaklaşık 30 sene önce her evde sadece bakır kullanıldığını aktaran Bakırcı, "Şu an çelik veya farklı çeşitler kullanılıyor. Ticaret Meslek Lisesi mezunuyum. Burada yıllardır zanaatla iç içeyiz. Bu zanaat üzerine Kültür ve Turizm Bakanlığından bana verilmiş bir belge var. Devlet zanaatkarıyım kendi alanım üzerinde. Büyükşehirlerde Türkiye genelinde bakıra çok fazla rağbet var. Fakat bir iki handikapı var. Bakırda kalay problemi var. Gelen müşteriler bayanlar, ‘Rengi kararıyor, kalaycı nerede bulurum?’ diyor. O olmazsa bakırın önünü kimse tutamaz. Bayanların ona kesinlikle takılmaması lazım. Bakır ürünleri makinaya atamayacaklar, tellemeyecekler. Süngerle yıkacaklar bu şekilde yıkayacaklar. Bakırın en büyük özelliği iletken olması ve aynı ölçüde stresi çekiyor olmasıdır. Avrupa’da son birkaç yıldır bayanlar ev falan döşedikleri zaman bir çıtadan bakır çekiyorlar hastalığı stresi çeksin diye. Ağabeyimle yaklaşık 50 seneden beri bu işin içindeyiz" şeklinde konuştu.
Yarım kiloluk dev tost, 600 liraya satılıyor
21 Aralık 2025 Pazar - 11:48 Yarım kiloluk dev tost, 600 liraya satılıyor Siirt’te 17 yıl önce tost dükkanı açan 48 yaşındaki Fatih Sarıkaya, birçok tost çeşidini 150 liradan satarken, full karışık olan ve yarım kiloyu geçen tostu 600 liradan satıyor. Adıyaman’dan 17 yıl önce ailesiyle Siirt’te gelen 48 yaşındaki Fatih Sarıkaya, burada tost dükkanı açtı. Birçok tost çeşidi yapan Sarıkaya, "şefin tavsiyesi" dediği ve içine pastırmadan sucuğa, eski kaşardan kavurmaya kadar birçok ürün koyduğu tostu 650 gramı buluyor. Sarıkaya, müşterileri tarafından yoğun talep gören tostu 600 liradan satıyor. Fatih Sarıkaya, 17 yıldır Siirt’te olduğunu, çiğköfte ve tost üzerine bir kuruluş gerçekleştirdiklerini söyledi. 17 yıldır da burada hizmet verdiğini belirten Sarıkaya, "600 liralık tostumuz özel, şefin tavsiyesi dediğimiz tost. Pastırması, sucuğu, kaşarı, eski kaşar, yeni kaşarı, ezine peyniri, yumurtası, kavurması, dolu dolu 650 grama yakın bir ağırlığı var. Gayet tercih edilen bir tost. Yoğun talep görüyor. Fiyattan dolayı belki tepki görülür ama öyle bir şey yok. Yenildiği zaman gerçekten diyor ki buna tost demeyin bunun adı tost değil. Bu, çok farklı bir şey. Biz de buna tost demiyoruz, şefin tavsiyesi diyoruz" dedi. En düşük tostun 150 lira olduğunu aktaran Sarıkaya, "Her bütçeye uygun tostumuz var. Bir kişi rahatlıkla doyabiliyor, gün boyu devam ediyor o toklukla. Beni farklı yapan nostalji köşemdir. Tarihten gelen bir merak, çok eskileri severim. Babayla beraber 2008 yılında başladık. Farklı bir sektördeydim. İşimiz rast gitmedi. Rabbim dedi dal değiştirin. Rızkınız öbür taraftadır, farklı bir yerdedir. Biz de işimiz rast gitmedi o yüzden farklı bir sektöre atıldık. Biz buraya geldiğimiz zaman ne tostçu ne çiğköfteci yok. İlk açan biziz. Siirt’in ilk çiğköfte salonu açan benim. Tostlar da dana sucuk özel yapım. Kayseri’de yaptırıyoruz. Dana sucuk ama dananın hepsi değil. Sırt eti, antrikot dediğimiz sucuklar kullanılıyor. Çok şükür müşteri potansiyelimiz var" diye konuştu. Dükkanında müzesi olduğunu dile getiren Sarıkaya, "Bir müzeye gittiğiniz zaman el atamıyorsunuz. Ben de buraya bu kadar önem veriyorum. Bunlar benim için çok değerli. Buraya gelen müşterilerimiz tost yemeye ve ayrıca da açık hava müzesini ziyarete geliyorlar. Video, fotoğraflar çekenler oluyor. Burada 100-300 yıllık malzemeler var’’ şeklinde konuştu.
Botan Vadisi Milli Parkı kano ve sup spor topluluğuna ev sahipliği yapıyor
20 Aralık 2025 Cumartesi - 13:35 Botan Vadisi Milli Parkı kano ve sup spor topluluğuna ev sahipliği yapıyor Siirt’te kano ve sup severler, Botan Vadisi Milli Parkı’nda doğanın tadını çıkartarak bölgenin sportif faaliyetlerinin elverişliliğine dikkat çekti. Merkez, Eruh ve Tillo ilçelerinde bulunan, 120 bin dönümden ve 29 kilometrelik güzergahtan oluşan Botan Vadisi yamaç paraşütü, rafting gibi su sporlarına elverişli olmasıyla doğaseverlerden yoğun ilgi görüyor. Botan Vadisi’nin 15 Ağustos 2019’da "milli park" ilan edilmesi, bölgeye ilgiyi daha da artırarak dikkatleri üzerine çekti. Su sporlarına merak salanlar, vadiyi gezerek doğal güzellikleri gözlemliyor. Akademisyen Yılmaz Çekmen, doğa ve spor topluluğu ile kano ve sup topluluğu danışmanı Abdurrahman Demir ile beraber sup etkinliği yapmakta olduklarını söyledi. Sup etkinliğini de genelde Botan Vadisinde açılmakta olduklarını belirten Çekmen, "Öğrencilerimiz, akademisyenlerimiz ve misafirlerimizle birlikte spor etkinliği yapmaktayız. Bu etkinlik keşifler, piknik ve doğa ile ilgili etkinlikler yapmaktayız. Burada aslında bir bakıma Siirt’i, doğal güzelliklerini tanıtıyoruz. Botan Vadisi Milli Parkını tanıtmış oluyoruz. Çünkü buraya dair birçok güzellik var. Bu güzelliklerin paylaşılması, tanıtılması gerekiyor. Turizm ve ticaretin gelişmesi açısından. Yılın dört mevsimi yapabiliyoruz. Her mevsim ayrı bir güzelliği var. Tabii yazın ve bahar ayında yapmak daha kolay. Kışın daha zor olmasına rağmen ayrı bir güzelliği var" dedi. Akademisyen Abdurrahman Demir ise bu sporu yaklaşık iki yıldır yaptıklarını ifade etti. Amaçlarının Siirt’te su sporları kültürünü geliştirmek, halka aşılamak olduğunu belirten Demir, "İleriki yıllarda da Siirt’i bir su sporları merkezine getirmek. O amaçla yola çıktık. Yaklaşık 60 öğrenciye sup sporunu tanıttık. Gelip burada yaptılar, denediler. Sadece bunu sportif anlamda yapmıyoruz. Doğa sporları olarak da yapıyoruz" diye konuştu. "150 öğrencimiz var, 60’ına bu sporu yaptırdık" Botan’ın güzelliğini tanıtmak, güzelliğinden yararlanmak ve yaşamak için öğrencilerle beraber Botan Vadisinde bu sporu yaptıklarını söyleyen Demir, "Öğrencilerle beraber yaptıktan sonra bunu halka da yayacağız. Şu anda projeler hazırlıyoruz. Şu anda yaklaşık 150 öğrencimiz var. 60’ına bu sporu yaptırdık. Diğerlerine de yavaş yavaş yapacağız. Siirt’in güzel bir yanı da yaklaşık 10 ay bu sporu yapabiliyoruz. İklim buna müsait. İleri de yetkililer su sporları tesisi ve iskelesi yaparsa bunu profesyonelce yapacağız" dedi.