Yerel Haberler
Siirt
15 Aralık 2025 Pazartesi - 11:15 Siirt’te kafa tabanı ameliyatı gerçekleşti Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesinde kafa tabanı ameliyatı geçiren 52 yaşındaki Fatime Seviptekin sağlığına kavuştu. Op. Dr. Gazi Zeydoğlu, 52 yaşındaki hasta Fatime Seviptekin de 2 yıldır sağ burundan şeffaf akıntı şikayeti olmuş, akıntının tek taraflı olması, eğilmekle artış göstermesi ve sürekliliği olması sebebiyle beyin omurilik sıvısı (BOS) rinore (burundan akıntı şeklinde gelmesi) açısından görüntüleme ve laboratuvar çalışmaları başlatıldığını söyledi. Op. Dr. Zeydoğlu, "Burundan gelen sıvının içinde beta2 transferin (beyin sıvısına özgü bir protein) tespit edilmesi ve tomografi görüntülemesinde iki farklı yerde kafa kaidesinde defekt saptanmasıyla birlikte frontal sinüs içinde osteom (kemik tümörü) ve mukosel (kistik kitle) tespit edilmiştir. Ameliyatı planlarken kaş içinden kesi yaparak hem kitleleri hem de sinüse açılan kafa tabanı defektinin onarımına karar verildi. Ayrıca burundan girerek kafa kaidesindeki diğer defekti onarma planı dizayn edildi. Hastamızı ameliyat ederek her iki kitleyi ve her iki defekti onararak sağlığına kavuşturduk" dedi. Sağlığına kavuşan Fatime Seviptekin ise 2 yıldır burnundan şeffaf su akıntısının geldiğini ilk başta hafife alıp hiç dikkate almadığını belirterek, "Ameliyatım başarılı şekilde tamamlandı şu an kendimi iyi hissediyorum ve kendi memleketimde sevk olmadan sağlıklı bir şekilde evime gitmenin mutluluğunu yaşıyorum" diye konuştu.
15 Aralık 2025 Pazartesi - 10:27 Gece 01.00’da yapımına başlanıyor, günlük 1 tona yakın tüketiliyor Siirt’in en önemli lezzetleri arasında bulunan büryan kebabı, özel yöntemlerle kuyu şeklindeki tandırlarda pişiriliyor. Gece 01.00’de işlemine başlanan büryan, 04.30’da servis edilmeye başlanıyor. Sabahın erken saatlerinde yenmeye başlayan bu lezzet, günlük ortalama bir ton tüketiliyor. Siirt’te özel yöntemlerle kuyu şeklindeki tandırlarda pişirilen büryan kebabı, kentin önemli tescilli lezzetleri arasında yer alıyor. 6-8 aylık erkek kuzulardan tercih edilen et, saatlerce bekletildikten sonra kuyulara indiriliyor. Etrafı çamurla kapatılan bu kuyuda pişen büryan kebabı, uykusundan feragat edenler tarafından tercih ediliyor. Saatler içerisinde yenmeye başlanan asırlık lezzet, kentte günlük yaklaşık 1 ton tüketiliyor. Büryan ustası Murat Kayaalp, yaklaşık 36 yıldır büryan kebabı yaptığını söyledi. Büryanın Farsça’dan türemiş bir kelime olduğuna değinen Kayaalp, "Etin kızartılmışı anlamını taşıyor. Büryanın tarihçesi ise uzun yıllara dayanan bir hikayesi var. Gerçek anlamda bir hikaye. 4. Murat’tan bu yana kadar büryan kelimesi var. 4. Murat dediysek, Bağdat seferine çıktığı zaman 1639 yılında Baykan ilçesinin bir köyünde bir çobana rastlar. Çoban da ona bir kuzu kesip, çukura koyup üstüne ateş yakıp kızarttıktan sonra padişahımıza ikram eder. Padişah eti görünce, çobana etin büryana benzemiş der. Evliya Çelebi de Seyahatnamesinde onu belirtiyor" dedi. Patent alınan bir yemek olduğunu belirten Kayaalp, "Etimizi temin etmek için kasabımız var. Yayla yayla, mezra mezar gezip büryana elverişli olan 6-8 aylık erkek kuzular temin edilip mezbahaneye getiriliyor. Orada kesildikten sonra butlarından ayrılıyor. But, kaburga ve omurga kısımlarından ayrılıp 16 saat dinlendikten sonra bize gönderiliyor. Biz de bunları gece saat 01.00’de işleme başlıyoruz. Önce tandırımızı yakıyoruz. Tandırımız da 3 metre derinliğinde, 1 metre çapında. Saat 02.30 civarında büryanlarımızı sarkıtıyoruz. Tabii tandırın kıvamını da yakalıyoruz. Önce bakır kazanımızı sarkıtıyoruz. Bakır kazanımızda da omurga ve kaburga kısımları var. Onları sarkıttıktan sonra üste çengellerde duran etlerimizi sarkıtıyoruz. Demirden kapağımız var, onu da kapatıyoruz. Çamurdan bir harcımız var, onunla da sıvıyoruz. Yaklaşık 2 buçuk saat tandırda bekledikten sonra sabah 04.30’da servise sunuyoruz" diye konuştu. "Yerli ve yabancı turisti çeken bir yemek" Servisin sabah 04.00’te olmasının bir kültür olduğunu vurgulayan Kayaalp, "Büryan kebabının ticareti yapılmış. O zaman kervancılar vardı. Kervancılar Siirt’te gelip konakladığı zaman sabah namazını kıldıktan sonra büryancılara gelirlerdi. Büryan yerlerdi. Büryan kebabı tok ve dinç tutuyor. O kültür devam ediyor. Yerli ve yabancı turisti çeken bir yemek. Siirt 10’a yakın büryancı var. Bu da 1 tona yakın etin büryan olup tüketilmesine tekabül ediyor. Gün ağarmadan da bitiyor. Siirt halkımızda sabah namazına kalkan insanlar. Hemen hemen herkes gelir tükettir. Eskiden 13.00-14.00 gibi bitiyordu. Ama şu anda yerli ve yabancı turisti çektiğimiz için talep oluşuyor. 16.00-17.00’ye kadar devam ediyor. Aslında akşam çıkartsak yine tüketilir. Fakat biz 16.00-17.00 gibi bitiriyoruz. Günde 3 kere yapıyoruz. Kilo işiyle satıyoruz. Gelen müşteri, 150, 200, 300, 400, 500 gram yiyen var" şeklinde konuştu. Mehmet Emin Siber ise 25 yıldır büryan işi yaptığını söyleyerek, "Hafta sonları 4-5 defa da çıkabiliyor. Sabah ezanıyla birlikte başlıyoruz. Şehir dışına giden insanlar oluyor. Şoklayıp paket olarak yolluyoruz. İstanbul, Ankara’ya kadar ulaşım varsa gönderebiliyoruz. Yazın daha çok tüketiliyor turistler geldiği için" dedi. Müşterilerden Necdet Erkol, sabah 05.00’ten beri beklediğini, kuyudan çıktığı gibi burada olup eve gönderdiğini ifade etti. Lokman Demir de "Siirtliyim, Antalya’dan geldim. Sabah sabah ilk işim büryan yemek oldu. Her zaman tadı damağımda kalıyor. Manavgat’ta böyle bir şey yok" dedi. Sabri Yıldız da "Siirtliyim, İzmir’de yaşıyorum. 1 kilo büryan istedim, çocuklarıma götüreceğim" diye konuştu.
Siirt’te gönüllü arkadaş grubu, iki yılda 2 tona yakın çöp topladı
14 Kasım 2025 Cuma - 09:19 Siirt’te gönüllü arkadaş grubu, iki yılda 2 tona yakın çöp topladı Siirt’te 5 arkadaş, çevre bilincini insanlara aşılamak için gönüllü olarak toplu alanlarda yapmış olduğu çalışmalarda iki yılda 2 tona yakın çöp topladı. Yaklaşık 2 yıl önce çevre bilincini insanlara aşılamak ve daha temiz bir dünya için toplanan 5 arkadaş, her pazar gününü çöp toplamaya ayırıyor. Çevrede bulunan kirli alanları tespit edip planlamaya başlayan arkadaşlar, bölgede hummalı bir çalışmaya girişiyor. Saatlerce çevreye dağılıp çöp toplayan arkadaşlar bir günde en az 10 torba çöp topluyor. Grubun son durağı ise Botan Vadisi manzarasındaki paraşüt tepe oldu. Grubun buradaki çöp mesaisi dronla görüntülendi. Gönüllü çöp toplayan 5 arkadaştan Yunus Eriş, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 2 senedir çevre bilincini insanlara aşılamak ve farkındalık oluşturmak amacıyla özellikle toplu alanlarda temizlik çalışması yaptıklarını söyledi. İnsanların çevreyi kirletmemesi adına bu çalışmayı gerçekleştirdiklerini dile getiren Eriş, bu çalışmayı 5 arkadaş olarak sürdürdüklerini ifade etti. Eriş, özellikle mesire alanlarını temizlediklerini vurgulayarak, "Kirli olan alanları tespit ediyoruz. Ondan sonra da temizliğe başlıyoruz. Amacımız insanlarda farkındalık oluşturmak, çevreyi temiz tutmak ve çevreyi kirletmemek. Bugün Deri mevkiindeyiz, yani paraşüt tepesi dedikleri yer. Çevre çok kirliydi. Şu anda yaklaşık 10 poşet çıktı, 2 katı daha çıkabilir. İnsanlarımız maalesef dikkat etmiyor, çevreyi kirletiyor" dedi. Özellikle cam şişelerin hem doğaya hem de insanlara zararlı olduğunu ifade eden Eriş, ’’1,5 - 2 tona yakın çöp toplamış olabiliriz. İnsanlar bir yeri nasıl görmek istiyorsa öyle bıraksın. Çevreyi böyle kirletmeye hakkı yok. Doğa hepimizin, çocuklarımıza bırakacağımız emanettir. Temiz tutmamız lazım. Fırsat buldukça mesire alanlarımızı temizlemeye devam edeceğiz. Önümüzdeki hafta da Zorova Çayı’nda temizlik çalışması yapacağız" diye konuştu.
Siirt’te gönüllü 5 arkadaş iki yılda 2 tona yakın çöp topladı
14 Kasım 2025 Cuma - 09:16 Siirt’te gönüllü 5 arkadaş iki yılda 2 tona yakın çöp topladı Siirt’te 5 arkadaş, çevre bilincini insanlara aşılamak için gönüllü olarak toplu alanlarda yapmış olduğu çalışmalarda iki yılda 2 tona yakın çöp topladı. Yaklaşık 2 yıl önce çevre bilincini insanlara aşılamak ve daha temiz bir dünya için toplanan 5 arkadaş, her pazar gününü çöp toplamaya ayırıyor. Çevrede bulunan kirli alanları tespit edip planlamaya başlayan arkadaşlar, bölgede hummalı bir çalışmaya girişiyor. Saatlerce çevreye dağılıp çöp toplayan arkadaşlar bir günde en az 10 torba çöp topluyor. Grubun son durağı ise Botan Vadisi manzarasındaki paraşüt tepe oldu. Grubun buradaki çöp mesaisi dronla görüntülendi. Gönüllü çöp toplayan 5 arkadaştan Yunus Eriş, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 2 senedir çevre bilincini insanlara aşılamak ve farkındalık oluşturmak amacıyla özellikle toplu alanlarda temizlik çalışması yaptıklarını söyledi. İnsanların çevreyi kirletmemesi adına bu çalışmayı gerçekleştirdiklerini dile getiren Eriş, bu çalışmayı 5 arkadaş olarak sürdürdüklerini ifade etti. Eriş, özellikle mesire alanlarını temizlediklerini vurgulayarak, "Kirli olan alanları tespit ediyoruz. Ondan sonra da temizliğe başlıyoruz. Amacımız insanlarda farkındalık oluşturmak, çevreyi temiz tutmak ve çevreyi kirletmemek. Bugün Deri mevkiindeyiz, yani paraşüt tepesi dedikleri yer. Çevre çok kirliydi. Şu anda yaklaşık 10 poşet çıktı, 2 katı daha çıkabilir. İnsanlarımız maalesef dikkat etmiyor, çevreyi kirletiyor" dedi. Özellikle cam şişelerin hem doğaya hem de insanlara zararlı olduğunu ifade eden Eriş, ’’1,5 - 2 tona yakın çöp toplamış olabiliriz. İnsanlar bir yeri nasıl görmek istiyorsa öyle bıraksın. Çevreyi böyle kirletmeye hakkı yok. Doğa hepimizin, çocuklarımıza bırakacağımız emanettir. Temiz tutmamız lazım. Fırsat buldukça mesire alanlarımızı temizlemeye devam edeceğiz. Önümüzdeki hafta da Zorova Çayında temizlik çalışması yapacağız" diye konuştu. (ZG-YRT
Siirt’in şal şepik kumaşının coğrafi işaretinin Avrupa Birliği düzeyine taşınması hedefleniyor
13 Kasım 2025 Perşembe - 09:03 Siirt’in şal şepik kumaşının coğrafi işaretinin Avrupa Birliği düzeyine taşınması hedefleniyor Siirt Olgunlaşma Enstitüsü’nde Güneydoğu’ya özgü doğal tiftikten üretilen şal şepik kumaşının coğrafi işaret tescilinin Avrupa Birliği (AB) düzeyine taşınması hedefleniyor. Bölgede kışın sıcak, yazın serin tutması dolayısıyla dört mevsim tercih edilen şal şepik kumaşı, usta ellerde günlerce süren aşamalı uzun uğraşlar sonucunda birçok ürüne dönüşüyor. Türk Patent ve Marka Kurumunca iki yıl önce coğrafi işaretle tescillenen kumaşın daha geniş kitlelere ulaştırılması amacıyla Siirt Olgunlaşma Enstitüsü bünyesinde bu yıl "Şal Şepik Dokuma Atölyesi" kuruldu. Zorlu aşamalardan geçen bu sanat, 6 erkek usta tarafından saf tiftikten hazırlanan iplikler renklendirdikten sonra tezgahlarda elle dokunarak kumaş haline getirilip tasarımlara dönüştürülüyor. Ürünün tescilinin Avrupa Birliği düzeyine taşınması hedefleniyor. Siirt Olgunlaşma Enstitüsü Müdürü Elif Bobuş, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine atölyede 6 tane çok kıymetli ustanın bu kadim sanatı sürdürmeye devam ettiğini söyledi. Ustaların bu sanatı en ince detayına kadar en güzel şekilde yaptığını belirten Bobuş, şal şepik kumaşındaki dokumada çözgünün hazırlanması, kaynatılması, preslenmesinin, her bir detayının çok önemli ve kıymetli olduğunu vurguladı. Bobuş, bu kadim sanatın enstitüde sürdürülmesiyle çok önemli bir görev yaptıklarını düşündüğünü belirterek, "Biz, bu kumaşımızı sonrasında kumaş olarak bırakmıyoruz, yeni ürünlere, yeni sektörlere de ürünler ortaya çıkartarak daha da ileri bir duruma taşımayı hedefliyoruz. Şu anda enstitümüzde şal şepik fular, yaka, manşet, broş, kravat pantolon, bluz gibi üretimlerimiz devam ediyor. Şu anda enstitümüzde özel sipariş ve satışlarımız devam ediyor. Hedefimiz, şal şepik dokumasının coğrafi işaretini uluslararası, Avrupa Birliği düzeyine taşımak ve bu kumaşı uluslararası platformlarda da temsil etmek" dedi. "Kumaşın tamamıyla bitmesi 15 günlük bir süreçtir" Ustalardan Osman Demir, 9 yıldır şal şepik ustası olduğunu ifade etti. Şal şepik kumaşını dokuyarak ürettiklerini kaydeden Demir, "Birçok aşaması bulunmaktadır. İlk önce masura sarma aşaması. Masura aşaması da çözgüye hazırlıktır. İkinci aşama da çözgü yapımıdır. Çözgü dediğimizde çaprazlama şeklinde oluşuyor. O da çirişleme dediğimiz üçüncü aşama için yapılıyor. Burada da iplerin pürüzsüz hale getirilip daha rahat dokuması, iplerin kopmasını engellemek için yapılıyor. Dördüncü aşama da gücüden ve taraktan geçirme işlemidir. İpler teker teker gücüden geçirilerek dokumaya hazır hale getiriliyor. Sonrasında ipler tezgaha atılarak kumaş dokunuyor. Bu dokuma süresi de 10 günü buluyor. Kumaşın tamamıyla bitmesi 15 günlük bir süreçtir. Dokuma bitikten sonra da kumaş güzelce yıkanır. Yıkandıktan sonra eğer boyama işlemi varsa boyanır. Eğer boyama işlemi yapılmayacaksa çelik levhalara sarılır, kaynadıktan sonra prese verilir. Bir gece preste kaldıktan sonra kumaşımız hazır hale gelmiş oluyor" şeklinde konuştu.