Yerel Haberler
Sivas
Sivas, ‘İstiklal Madalyası’ istiyor 21 Aralık 2025 Pazar - 10:15:22 Milli mücadelenin merkezlerinden olan Sivas’ta, Kent Konseyi öncülüğünde ki sivil toplum kuruluşları TBMM’ye başvurup ‘İstiklal Madalyası’ talep etme kararı aldı. Sivas Kent Konseyi, önemli bir gündem maddesiyle toplandı. Sivas’ın milli mücadeledeki rolünün ele alındığı toplantıda, diğer sivil toplum kuruluşlarının da desteğiyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden (TMBB) ‘İstiklal Madalyası ve Berat Belgesi’ talep edilmesi kararlaştırıldı. Sivil toplum kuruluşlarının mutabakatıyla oluşturulan talep metninin önümüzdeki günlerde siyasiler aracılığıyla TBMM’ye sunulması planlandı. Konuyla ilgili açıklama yapan Sivas Kent Konseyi Başkanı Ahmet Necip Günaydın, Sivas’ın Ankara’dan sonra Milli mücadelenin en uzun süre yönetildiği yer olduğunu belirterek, "Sivas, ‘İstiklal Madalyası’nı’ her şekilde hak eden bir şehir. Bunu tarih ortaya koyuyor. Sivas, bu hak ettiği madalyaya şehrin bir müzesinde sergilenmesinde büyük bir gurur duyacaktır. Ben buna yüzde yüz hak ettiğine inanıyorum" ifadelerine yer verdi. "Sivas gurur duyacaktır" Ahmet Necip Günaydın, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na dilekçe sunacaklarını belirterek, "Bugün gerçekleştirdiğimiz toplantıda Sivas iline İstiklal Madalyası’nın verilmesi hakkında değerlendirmeler yaptık. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na dilekçemizi sunmak üzere dilekçeyi toplantıda okuduk. Hiçbir ille kendimizi kıyaslamıyoruz çünkü her bir ilimiz son derece kıymetlidir. Ama şunu unutmayalım ki Sivas, Ankara’dan sonra Milli mücadelenin en uzun süre yönetildiği ve Mustafa Kemal Paşa’nın heyetinin Sivas’ta kalarak, tüm faaliyetleri buradan organize ettiler. Bunları yaparken de Sivas halkının tam desteğini alarak huzur ortamı içerisinde çalıştıklarını çok açık ve net bir şeklinde biliyoruz. Sivas halkı, gerek İstanbul ve işgal kuvvetlerin baskınlarına rağmen Mustafa Kemal ve arkadaşlarına ev sahipliği yapmıştır. Kongre binasının eşyalarını evlerinden getirmişler, sürekli ikramlarda bulunmuşlar, evlerinde misafir etmişler ve onların can güvenlikleri için her türlü fedakarlığı yapmışlardır. Sivas, ‘İstiklal Madalyası’nı’ her şekilde hak eden bir şehir. Bunu tarih ortaya koyuyor. Sivas, bu hak ettiği madalyaya şehrin bir müzesinde sergilenmesinde büyük bir gurur duyacaktır. Ben buna yüzde yüz hak ettiğine inanıyorum" dedi.
Sosyal medyada linç edildi, belediye başkanından övgü aldı
21 Ekim 2025 Salı - 13:20 Sosyal medyada linç edildi, belediye başkanından övgü aldı Sivas’ta genç bir kızın akıllı durak kabininin üzerine şekiller çizmesi sosyal medyada gündem olmuştu. Kimileri genç kızı eleştirse de Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun yeteneğinden ötürü onu tebrik edip, gençlerin yeteneklerini sergileyeceği uygun alanlar yapacaklarını söyledi. Sivas’ta geçtiğimiz günlerde, grafiti sanatına meyilli Buğlem isimli lise öğrencisi, akıllı durak kabininin üzerine şekiller çizerken güvenlik kamerasına yansıyan bu görüntü sosyal medyada yayılınca kimi kesimler genç kızı eleştiri yağmuruna tuttu. Aslen eğitimci olan Sivas Belediye Başkanı Adem Uzun ise genç kızı makamında kabul edip, yeteneğinden dolayı tebrik etti. Sivas Belediye Başkanı Dr. Adem Uzun, "Genç, yetenekli bir kardeşimizle tanıştık. İsmi Buğlem. Dün akıllı durağımızın arka kısmına yaptığı grafik çizimiyle dikkat çekti. Bu durum bize gösterdi ki gençlerimizde büyük bir yetenek var, ancak bu yeteneklerini sergileyebilecekleri doğru alanlara ihtiyaç duyuyorlar. Sivas Belediyesi olarak bu ihtiyaca kayıtsız kalamayız. Buğlem’e nasıl bir yüzeyin çizim için uygun olacağını sordum. Metal, kaygan ve temizliği kolay bir yüzey önerdi. Bu görüş bize de yol gösterdi. Şimdi belirli parklarda çizim yapılabilecek alanlar oluşturacağız. Hem gençlerimizin yeteneklerini geliştirmelerine destek olacağız hem de şehir estetiğine katkı sağlayacağız. Hatta ilk çizimi de Buğlem’e yaptıracağım" şeklinde konuştu. Başkan Uzun, Buğlem ile yaptığı görüşmede gençlerin sanatsal ifade alanlarına dair beklentilerini dinlediklerini belirterek, özellikle park ve yeşil alanlarda grafiti gibi sokak sanatları için özel bölgeler oluşturacaklarını, kamusal alanlara izinsiz müdahalenin doğru bir davranış olmadığını ancak yetenekli gençlerin yönlendirilmesi ve desteklenmesi gerektiğini ifade etti. Buğlem ise Adem Uzun’dan özür dileyip teşekkür etti, diğer gençlere kamusal alanlara zarar vermemeleri çağrısında bulundu.
İlçede yetişen elma hayatına yön verdi, harçlıkla başladı, 100 dönümlük araziye 5 bin fidan dikti
21 Ekim 2025 Salı - 12:13 İlçede yetişen elma hayatına yön verdi, harçlıkla başladı, 100 dönümlük araziye 5 bin fidan dikti Emekli olduktan sonra doğup büyüdüğü Sivas’ın Gürün ilçesine yerleşen Ayhan Çelik, 100 dönümlük elma bahçesi oluşturdu. Küçüklüğünde harçlık çıkarmak için sattığı elmaları yetiştirmeye başlayan Çelik, 2026 yılında ilk hasada başlayacak. Sivas’ın Gürün ilçesinde doğan ve çocuk yaşlarında Gürün Elması satarak harçlığını kazanan Ayhan Çelik, emekli olduktan sonra memleketine döndü. Bahçeiçi köyünde 100 dönüm arazi satın alarak çocukluğunda sattığı Gürün elması yetiştirmek isteyen Çelik, araştırma içerisinde girdi. 4 farklı elma çeşidini aşılayarak 5 binden fazla fidanı toprakla buluşturan Ayhan Çelik, ilk hasat için gün sayıyor. Dünyanın en dayanıklı elmaları arasında gösterilen Gürün elmasını bölgede yaygınlaştırmak isteyen Çelik, coğrafi işaret için de girişimde bulundu. "Bunlar kadim elmalar" Gürün elmasının hayatında çok ayrı bir öneme sahip olduğunu ifade eden Ayhan Çelik, "Küçüklüğümde bu yoldan geçen otobüslere elma satarak harçlığımı çıkarıyordum. Aileme katkıda bulunmaya çalışıyordum. İnsanlar son zamanlarda Gürün’de daha başka ürünlere yöneldi. Elma yine üretiliyor ama çok sınırlı miktarda üretiliyor. Giderek de nesli tükenecekti. Ama bunlar çok çok özel elmalar. Gürün’ün Şah Sarı Sultan, Eyvaniye ve Hünkâr cinsleri çok değerli ürünler. Yapılan bilimsel testler ve incelemeler de bunu gösteriyor. Gürün elmasının aroması çok farklı. Bunlar kadim elmalar. İnsanlar yıllarca bu elmalara çok emek vermişler. Bir elma türünü geliştirmek çok zor ama yok etmek çok kolay. Bakmaz ve sahip çıkmazsanız hızlıca yok olur" şeklinde konuştu. "Bizim elmalarımız da Granny Smith kadar dayanıklılık gösterdi" Elma bahçesinin oluşum sürecini anlatan Çelik, "Ben bunu nasıl yapabilirim diye araştırma içerisine girdim. Elma suyu sevdiği için suyu olan yerler aradık. Yaklaşık olarak 100 dönümden fazla arazi satın aldık. Fidanları aşılamaya karar verdik. Burada 12 farklı kombinasyon yapmış olduk. 4 tür elmayı 3 ayrı anaca aşıladık. 5 bin 100 civarında fidanımız tuttu. Performansı ilerleyen yıllarda göreceğiz. Yapmak isteyenlere de onları tavsiye edeceğiz. Benim derdim bir elma tüccarı olmak değil. Babamın adına bir vakıf kurup o vakfa devretmeyi düşünüyorum. Elma ile ilgili coğrafi işaret için başvuru yaptık. Buzhanede kalma kapasitesi açısından Granny Smith örnek verilir. Bizim elmalarımız da Granny Smith kadar dayanıklılık gösterdi. Önümüzdeki yıl çok sınırlı sayıda ürün alacağız. 2027’de ciddi bir miktarda elma almaya başlarız" dedi.
Mevsim geçişleri kalp krizini tetikliyor, ölümlere neden olabiliyor
21 Ekim 2025 Salı - 10:40 Mevsim geçişleri kalp krizini tetikliyor, ölümlere neden olabiliyor Sivas Medicana Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. İsmail Erdoğu, mevsim geçişlerinde kalp hastalarının dikkatli olması gerektiğini belirterek, "Soğuk havalar kalp krizlerini tetikleyebilir, bu dönemde vücut ısısını korumak ve beslenmeye dikkat etmek büyük önem taşıyor" dedi. Mevsim geçişleri, sıcaklık farklarının artması ve hava şartlarının değişmesi vücut dengesi üzerinde önemli etkiler oluşturuyor. Bu dönemlerde ise özellikle kalp ve damar hastalıklarında artış gözlemleniyor. Ani ısı değişimleri, damarların daralmasına ve kalp üzerindeki yükün artmasına neden olarak kalp krizi riskini yükseltiyor. Soğuk havalarda kalp daha fazla efor sarf ettiği için kronik kalp hastalarının bu süreçte daha fazla dikkatli olmaları gerekiyor. Soğuk havalarda dışarıda yapılan ani ve ağır egzersizler de kalp krizini tetikleyebiliyor. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Sivas Medicana Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Uzmanı Dr. İsmail Erdoğu, mevsim geçiş sürecinin önemli olduğunu belirterek, "Mevsim geçişleri gerçekten çok sıkıntılı bir süreç. Çünkü insanların bir önceki mevsimden bir alışkanlıkları var. Sıcak havalardan soğuk havalara geçiyoruz. Spor, yaşam tarzı ve yiyecekler gibi birçok şey değişime uğrayacak. Soğuk havalar geliyor, kalp hastalarının vücut ısılarını iyi korumaları gerekiyor" diye konuştu. "Bu dönemde artış görüyoruz" İsmail Erdoğu, kalp krizlerinin artacağı bir döneme girdiklerini belirterek, "Bu dönemde beslenme alışkanlıklarımız değişecek. Yazın insanlar daha sağlıklı besleniyorlar, daha çok sebze ve meyve ağırlıklı besleniyorlar. Ancak kışın daha fazla katı yağlı gıdalar ve baklagiller gibi yoğun gıdalardan tüketiyorlar. Bu dönemde insanların yeme, içme, kıyafetlerine ve sağlık kontrollerine dikkat etmeleri gerekiyor. 30 yaş altı, herhangi bir sağlık sorunu bulunmayan bireylerde vücutlarını yoracak şekilde ağır bir egzersiz yapmalarında sorun yok. Ancak 40-45 yaş üzerinde, çok spor yapmayan insanların vücutlarını yoracak şekilde ağır egzersizleri tek seferde yapmaları doğru değil. Havaların soğuk olduğu dönemlerde halı sahalarda maç yapmak, ani yorulmalarla birlikte havaların soğukluğuyla da kalp krizini tetikleyebilir. Bu mevsim geçişlerinde kalp krizi oranlarında artış görüyoruz. Sonrasında bir denge oluşuyor, ancak biz şu anda da yine kalp krizlerinin artacağı bir döneme girdik" dedi. "Sebze ve meyveyi eksik etmemek gerekiyor" Erdoğu, hastaneye müracaatların geç olmasının kalp krizi ölümlerine neden olabileceğini söyleyerek, "Kalp krizi ölümlerinin en sık nedenleri, hastaneye müracaatların geç olması. İnsanların şikayetlerini kalp hastalıklarına bağlı olarak düşünmemeleri ve hastaneye gelmek istememeleri ölüm oranlarını artırıyor. Toplum olarak hastaneye az giden insanlar değiliz, ancak benim de hastalarımda görmüş olduğum bir şey var. Aslında hastaneye gelmesi gereken insanlar hastaneye gelmiyor, gelmemesi gerekenler de sıkça geliyor. Örneğin genç ve sağlıklı bir birey, sigara bile içmiyor, şekeri ve tansiyonu yok, ancak ‘sırtım ağrıdı’ diye sıklıkla doktora geliyor. Ama yoğun sigara içmiş, 40 ila 60 yaş bandında bir birey hâlâ sigara içiyor, ailede kalp krizi geçiren var ve göğsü ağrıyor. O birey hastaneye gelmiyor. Risk faktörü olan doğru kişilerin hastaneye müracaat etmeleri çok kıymetli. Sebze, insan vücudu açısından oldukça değerli. Sebzelerde bulunan C ve E vitamini antioksidan özelliği ile damar sağlığı açısından çok önemli. Kış aylarında da sebze yemeyi ihmal etmemek gerekiyor. Kış sebzeleri ve günlük bir salatanın sofralardan eksik edilmemesi lazım. Haftanın en az iki günü balık tüketimi de soğuk havalarda bireyi ani kalp krizinden koruyacaktır" diye konuştu.
Mevsim geçişleri kalp krizini tetikliyor, ölümlere neden olabiliyor
21 Ekim 2025 Salı - 10:29 Mevsim geçişleri kalp krizini tetikliyor, ölümlere neden olabiliyor Sivas Medicana Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. İsmail Erdoğu, mevsim geçişlerinde kalp hastalarının dikkatli olması gerektiğini belirterek, "Soğuk havalar kalp krizlerini tetikleyebilir, bu dönemde vücut ısısını korumak ve beslenmeye dikkat etmek büyük önem taşıyor" dedi. Mevsim geçişleri, sıcaklık farklarının artması ve hava şartlarının değişmesiyle birlikte vücut dengesi üzerinde önemli etkiler oluşturuyor. Bu dönemlerde ise özellikle kalp ve damar hastalıklarında artış gözlemleniyor. Ani ısı değişimleri, damarların daralmasına ve kalp üzerindeki yükün artmasına neden olarak kalp krizi riskini yükseltiyor. Soğuk havalarda kalp daha fazla efor sarf ettiği için, kronik kalp hastalarının bu süreçte ekstra dikkatli olmaları gerekiyor. Soğuk havalarda dışarıda yapılan ani ve ağır egzersizler de kalp krizini tetikleyebiliyor. Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Sivas Medicana Hastanesi Kardiyoloji Bölümü Uzmanı Dr. İsmail Erdoğu, mevsim geçiş sürecinin önemli olduğunu belirterek, Mevsim geçişleri gerçekten çok sıkıntılı bir süreç. Çünkü insanların bir önceki mevsimden bir alışkanlıkları var. Sıcak havalardan soğuk havalara geçiyoruz. Spor, yaşam tarzı ve yiyecekler gibi birçok şey değişime uğrayacak. Soğuk havalar geliyor, kalp hastalarının vücut ısılarını iyi korumaları gerekiyor" dedi. "Bu dönemde artış görüyoruz" İsmail Erdoğu, kalp krizlerinin artacağı bir döneme girdiklerini belirterek, "Bu dönemde beslenme alışkanlıklarımız değişecek. Yazın insanlar daha sağlıklı besleniyorlar, daha çok sebze ve meyve ağırlıklı besleniyorlar. Ancak kışın daha fazla katı yağlı gıdalar ve baklagiller gibi yoğun gıdalardan tüketiyorlar. Bu dönemde insanların yeme, içme, kıyafetlerine ve sağlık kontrollerine dikkat etmeleri gerekiyor. 30 yaş altı, herhangi bir sağlık sorunu bulunmayan bireylerde vücutlarını yoracak şekilde ağır bir egzersiz yapmalarında sorun yok. Ancak 40-45 yaş üzerinde, çok spor yapmayan insanların vücutlarını yoracak şekilde ağır egzersizleri tek seferde yapmaları doğru değil. Havaların soğuk olduğu dönemlerde halı sahalarda maç yapmak, ani yorulmalarla birlikte havaların soğukluğuyla da kalp krizini tetikleyebilir. Bu mevsim geçişlerinde kalp krizi oranlarında artış görüyoruz. Sonrasında bir denge oluşuyor, ancak biz şu anda da yine kalp krizlerinin artacağı bir döneme girdik" dedi. "Sebze ve meyveyi eksik etmemek gerekiyor" Erdoğu, hastaneye müracaatların geç olmasının kalp krizi ölümlerine neden olabileceğini söyleyerek, "Kalp krizi ölümlerinin en sık nedenleri, hastaneye müracaatların geç olması. İnsanların şikayetlerini kalp hastalıklarına bağlı olarak düşünmemeleri ve hastaneye gelmek istememeleri ölüm oranlarını artırıyor. Toplum olarak hastaneye az giden insanlar değiliz, ancak benim de hastalarımda görmüş olduğum bir şey var. Aslında hastaneye gelmesi gereken insanlar hastaneye gelmiyor, gelmemesi gerekenler de sıkça geliyor. Örneğin genç ve sağlıklı bir birey, sigara bile içmiyor, şekeri ve tansiyonu yok, ancak ‘sırtım ağrıdı’ diye sıklıkla doktora geliyor. Ama yoğun sigara içmiş, 40 ila 60 yaş bandında bir birey hâlâ sigara içiyor, ailede kalp krizi geçiren var ve göğsü ağrıyor. O birey hastaneye gelmiyor. Risk faktörü olan doğru kişilerin hastaneye müracaat etmeleri çok kıymetli. Sebze, insan vücudu açısından oldukça değerli. Sebzelerde bulunan C ve E vitamini antioksidan özelliği ile damar sağlığı açısından çok önemli. Kış aylarında da sebze yemeyi ihmal etmemek gerekiyor. Kış sebzeleri ve günlük bir salatanın sofralardan eksik edilmemesi lazım. Haftanın en az iki günü balık tüketimi de soğuk havalarda bireyi ani kalp krizinden koruyacaktır" diye konuştu. (YÇ-GF-
Sessiz olarak ilerliyor, fark edilmezse ciddi sonuçlara yol açıyor
20 Ekim 2025 Pazartesi - 13:36 Sessiz olarak ilerliyor, fark edilmezse ciddi sonuçlara yol açıyor Sivas Numune Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Halil Pekşen, 20 Ekim Dünya Osteoporoz Farkındalık Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, osteoporozun sessiz ilerleyen ancak ciddi sonuçlara yol açabilen bir hastalık olduğuna dikkat çekerek, risk faktörleri ve korunma yolları hakkında bilgiler paylaştı. Her yıl 20 Ekim, dünya genelinde kemik sağlığına dikkat çekmek amacıyla "Dünya Osteoporoz Farkındalık Günü" olarak kutlanıyor. Osteoporoz, kemik yoğunluğunun azalmasıyla birlikte kemiklerin zayıflamasına ve kırılma riskinin artmasına neden olan, genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkan bir hastalık olarak biliniyor. Kadınlarda menopoz sonrası dönemde, erkeklerde ise ileri yaşlarda sık görülen osteoporoz, sessiz ilerlemesi nedeniyle genellikle fark edilmeden ilerliyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Sivas Numune Hastanesinde Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Halil Pekşen, Osteoporozun 65 yaş üstü her 3 kadından birinde ve her 5 erkekten birinde görüldüğünü ifade ederek, "Hastalık genellikle menopoz ve yaşlılık nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Ancak tiroid rahatsızlıkları, kan hastalıkları, uzun süreli kortizon kullanımı, sigara, alkol ve kafein tüketimi gibi faktörler de osteoporoz riskini artırmaktadır" dedi. "Kemik sağlığı önemli" Halil Pekşen, günlük D vitamini alımı osteoporozu önlemek için önemli noktalardan birisi olduğunu söyleyerek, "Hastalık temel sebebi menopoz ve yaşlılıktır. Tiroid rahatsızlıkları gibi bazı endokrinolojik problemler, lenfoma ve lösemi gibi kan hastalıkları, 3 aydan uzun süreli kortizon kullanımı, sigara, alkol ve kafein tüketimi, düşük vücut kütle indeksi ise yaştan ve menopozdan bağımsız bir şekilde osteoporoz riskini artıran bazı faktörlerdir. Osteoporoz tedavisinde önceliğimiz bu hastalığa yakalanmamak olmalıdır. Dolayısıyla bunun için günlük hayatta yapmamız gereken ve almamız gereken bazı önlemler vardır. Hastalığın risk faktörlerini azaltmak, kas iskelet sisteminin esnekliğini artıracak egzersiz programlarını günlük hayatımızda yaşam tarzı haline getirmek, sigara, alkol ve kafein tüketimini azaltmak oldukça önemlidir. Günlük D vitamini alımı osteoporozu önlemek için önemli noktalardan birisidir. İncir, badem, yeşil yapraklı sebzelerin tüketimi, süt ve süt ürünlerinin özellikle peynir ve yoğurdun tüketimi kemik sağlımız için önemlidir" dedi. "Sessiz seyreden bir hastalık" Pekşen, osteoporozun fark edilmesinin zor olduğunu ifade ederek, "Osteoporoza yakalandığımızı anlamanın klinik olarak büyük bir belirtisi bulunmamaktadır. En önemli belirtilerinden birisi boy kısalığıdır. Gençlikteki boyuna göre 4-6 santimetre kısalığın olması dışında oldukça sessiz seyreden bir hastalıktır. Osteoporoza yakalandıktan sonra mutlaka bir hekim eşliğinde osteoporoz tedavisi düzenlenmelidir. Günlük kalsiyum ve D vitamini alımının düzenlenmesi, bazı ilaç tedavilerinin planlanması gerekmektedir. Osteoporozu olan yaşlılardan kırık riski artmaktadır. Kalça kırıkları 75 yaş üstü hastalarda oldukça sık mortalite ve morbidite sebebidir. Kalça kırığının gerçekleştiği hastalarda bir yıl içerisindeki ölüm oranının % 15-30 gibi yüksek oran olduğunu ve bu bireylerin % 50’sinin bakıma muhtaç hale geldiğini düşünecek olursak hem tedavi hem de korunma önemlidir. Bilhassa osteoporozu olan ve yalnız yaşayan hastalarda ev ergonomisinin düşme risklerini azaltacak şekilde dizayn edilmesi önemlidir. Halı kenarları, eşikler, takılabilecek eşyaların uygun şekilde konumlandırılmasını, tuvalet ve banyolarda oturma ve kalkmaya yardımcı olacak aparatların kullanılması tavsiye edebiliriz" diye konuştu. "Hekime danışılması gerekmektedir" İnternet üzerinden ve eczanelerden reçetesiz temin edilebilen ürünler hakkında uyarılarda bulunan Pekşen, "Son yıllarda internet üzerinden ve eczanelerden reçetesiz alınabilen vitamin, kalsiyum ve magnezyum içerikli bazı ürünlere kolay ulaşılabilir. Kemik sağlığımızı korumak isterken bu tarz ürünlerin bilinçsiz bir şekilde kullanılması böbrek, karaciğer yetmezliği, kan basıncı dalgalanmaları gibi sorunlara yol açabilir. Genel sağlığımıza zarar vermemek için bu tarz ürünleri kullanmadan önce mutlaka bir hekime danışılması gerekmektedir" şeklinde konuştu.
Zamana direnen asırlık konaklar, restore edilerek turizme kazandırılmayı bekliyor
20 Ekim 2025 Pazartesi - 11:39 Zamana direnen asırlık konaklar, restore edilerek turizme kazandırılmayı bekliyor Sivas’ın Zara ilçesinde bir caddede yer alan asırlık 5 tarihi konak dikkat çekiyor. İlçenin kültürünü yansıtan tarihi konaklar, turizme kazandırılmayı bekliyor. Sivas’a 72 kilometre uzaklıkta bulunan Zara ilçesi, doğal güzelliklerinin yanı sıra tarihi yapılarıyla da dikkat çekiyor. Karadeniz yolu üzerindeki ilçede bulunan tarihi konaklar, mimari özellikleri ile kendine hayran bırakıyor. 1800’lü yılların sonunda inşa edilen 5 tarihi konak, zamana karşı direniyor. Reşit Paşa Caddesi üzerinde bulunan 5 tarihi konak, yeniden ayağa kaldırılmayı bekliyor. Konakların restore edilerek ilçe turizmine kazandırılmasını beklediklerini ifade eden ilçe sakinleri, gerekli çalışmaların yapılması için yetkililerden çözüm bekliyor. "Hepsi birbirinden güzel ve farklı üsluplarda yapılmış Zara ilçesinde yaşayan Mukadder Özturan, "Biz bu konaklarda büyüdük. Çok eski bir geçmişi olan bir yer. Zara; Sivas’ın en eski ilçelerinden birisi. Tarihi, kültürüyle çok önemli bir yer. Bu konaklar; 1800’lü yılların sonu, 1900’lü yılların başında yapılmış. Hepsi birbirinden güzel ve farklı üsluplarda yapılmış. Günümüzde bunlar çok perişan haldeler, müşkül durumdalar. Konaklar harap oldu ve bakımsız halde. Cadde üzerindeki bu güzel konaklar restore edilse daha güzel bir görüntü olur. 2-3 katlı, cumbalı, balkonlu konaklarımız var. Böylesi güzel yapılarımız var ama bunların ayağa kaldırılması lazım. Buradan geçen ve gören herkes üzülüyor. Bu konaklar terk edilmiş şekilde duruyor. Konakların her bir yanı çok kötü vaziyette" dedi. İlçede yer alan ve 156 yıl önce inşa edilen tarihi Mahir Paşa Konağı, hak sahibi tarafından kamuya bağışlanmış ve restorasyon çalışmaları için raporlar hazırlanmaya başlamıştı.