Yerel Haberler
Van
Van’da soba başında 83 yıllık çay geleneği 22 Aralık 2025 Pazartesi - 09:30:21 Van’ın İpekyolu ilçesindeki Kahvaltıcılar Sokağı’nda yer alan ve yaklaşık 83 yıllık geçmişiyle kentin hafızasında önemli bir yere sahip olan tarihi çay evi, ziyaretçilerine nostaljik bir yolculuk sunuyor. Van’da 1942 yılından bu yana hizmet veren çay evi, özellikle kış aylarında odun sobası etrafında oluşan sıcak atmosferiyle dikkat çekiyor. Sobanın üzerinde demlenen çay ve tarçının kokusu mekânı sararken, geçmişten bugüne taşınan masa, sandalye ve demlikler ise eski günleri hatırlatıyor. Sigara içilmesine izin verilmeyen ve siyasetin konuşulmadığı çay evi, huzurlu ortamıyla her kesimden ziyaretçiyi ağırlıyor. 12 bardak çayı tek seferde servis ediyor Çay evinin dikkat çeken bir diğer özelliği ise çay servisi. Tepside çay sunmayı tercih etmeyen çay evi sahibi Dolayı Usta, yaklaşık 12 bardağı aynı anda eline alarak masalara servis yapıyor. Yılların verdiği alışkanlıkla yapılan bu sunum, mekânın kendine has kültürünü ve ustalığını gözler önüne seriyor. "Bu değerin yok olmasına gönlümüz razı değil" İHA muhbirine konuşan 56 yaşındaki çay evi sahibi Dolayı Öztürk, mekânın Van kültürünü yaşatmak amacıyla korunduğunu belirtti. Kentin en eski çay evi olduğunu ifade eden Öztürk, "Tam 83 yıllık bir geçmişe sahiptir. Biz burada eskiyi canlandırmaya, yaşatmaya çalışıyoruz. Van’ın kültürünü yaşatmak istiyoruz. Büyüklerimizin geçmişte yaşadıklarını, örfünü ve adetlerini kaybetmek istemiyoruz; bu değerin yok olmasına gönlümüz razı değil. Bakıyorsunuz; sobamız eski, sandalyelerimiz eski, demliklerimiz eskidir. Hepsini geçmişe dayanarak kullanıyoruz. Çünkü diyoruz ki, büyüklerimizin örfü, adeti kaybolmasın. Bunları yaşatmaya çalışıyoruz" dedi. "Burada bir bilgi bankası oluşuyor" Bu tür kahvehanelerin dostluklarının çok farklı olduğunu dile getiren Öztürk, "Buraya gelen insanların bilgi ve birikimi çok kıymetlidir. Biz onlara adeta birer ‘kitap’ diyoruz. Çünkü aralarında büyük esnaflar, önemli bürokratlar ve iş insanları var. Hepsi bir araya geldiğinde adeta bir bilgi bankası oluşuyor. Gençler buraya geliyor ve bu insanlardan çok şey alıyor" diye konuştu. Her kesimden vatandaşı çay evinde ağırladıklarını söyleyen Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sigara yasaklandığı gün biz de kahvemizde yasakladık. Bu çok güzel bir uygulama oldu. Ayrıca burası siyasetin olmadığı bir ortamdır. Herkese açık bir yerdir. Her kesimden insan gelir ve herkes buradan memnun ayrılır. İnsanlar geliyor, eskiyi yad ediyor; sandalyeye, masaya, çaya bakıyor. Zaten bir tezgâh yaklaşık 84 yıl ayakta durmuşsa, bilin ki onun verdiği bir tat, bir emek vardır. Çünkü bu memleketin değerlerine sahip çıkılması gerekiyor. Eğer biz bunları yaşatmaz, sahip çıkmaz ve korumazsak, ileride hepsi yok olur." "Emekli olduktan sonra neredeyse her gün buradayım" 13 yıl önce emekli olduktan sonra hemen her gün bu çay evine geldiğini ifade eden Ferzende Olgun ise "Buraya genellikle esnaflar ve emekli olan insanlar gelir. İnsanlar burada dinlenir, sohbet eder. Biz de sürekli buradayız; gelip burada dinleniyoruz. Ben kendi adıma söyleyeyim; emekli olduktan sonra neredeyse her gün buradayım. 2013 yılında emekli oldum ve o günden bu yana hep buraya geliyorum" dedi. "Çok güzel ve nostaljik bir mekândır" 1980’li yıllardan beri aynı çay evine geldiğini söyleyen Burhan Çap da, "Burası bana hep eskiyi hatırlatıyor. Buraya geldiğimde interneti, teknolojiyi, her şeyi unutuyorum. Eski zamanlar, eski hatıralar, arkadaşlar geliyor aklıma. Öğrencilik yıllarımızda da buraya gelir, hep çay içerdik. Çayı gerçekten çok güzeldir. Burası güzel bir yer, çok güzel ve nostaljik bir mekândır" şeklinde konuştu.
22 Aralık 2025 Pazartesi - 08:55 Radyo yayıncılığına adanan ömür Van’ın Erciş ilçesinde yaşayan 70 yaşındaki İzzet Batmaz, ömrünü radyo yayıncılığına adadı. 1990’lı yıllarda tüm Türkiye’de özel radyo ve TV’lerin kurulmaya başlamasıyla birlikte mesleğe ilk adımını atan İzzet Batmaz, memleketi olan Van’ın Erciş ilçesinde 95.5 frekansından yayın yapan Erciş Star FM’i kurdu. İlçeye ilk defa radyo heyecanını getiren ve 35 yıllık meslek hayatında birçok başarıya imza atan Batmaz, ömrünü adadığı mesleğini ilk günkü heyecan ve şevkle devam ettiriyor. Yönetim kurulu başkanlığı ve sunuculuğunu yürüttüğü radyoda yapmış olduğu kültürel ve sanatsal programlar, ilçede büyük bir ilgiyle takip ediliyor. Radyo yayıncılığı yapmaktan oldukça mutlu olan Batmaz, sağlığı el verdikçe mesleğini devam ettirmek istiyor. Batmaz, "1955 doğumluyum. 35 yıldır radyonun yönetim kurulu başkanı olarak görevimi devam ettiriyorum. Görevimi büyük bir zevkle ve şevkle yapıyorum. Dinleyici kapasitemiz çok geniş olduğu için farklı programlar yapmayı seviyorum. Onlar da beğeni ile dinliyorlar. Programlarımıza katılıyorlar. Gücümüz yettiği müddetçe radyoculuğu devam ettirmeye çalışacağız. İlçenin tek radyosuyuz. Radyoculuk çok farklı bir meslek. Halkın kulağı, sesi. İstediğiniz alana istediğiniz yerden ulaşabiliyorsunuz. Bizler gençlere örnek olsun diye, gençlere radyoyu sevdirmek amacıyla daha farklı yayınlar yapıyoruz. İnşallah farklı programlar yapmaya devam edeceğiz" dedi.
20 Aralık 2025 Cumartesi - 19:25 Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları masaya yatırıldı Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) tarafından düzenlenen "Türkiye’de Barış Nasıl Tesis Edilir?" konulu söyleşi programı gerçekleştirildi. Van TSO ev sahipliğinde düzenlenen programda, çözüm sürecinin hukuk, demokrasi ve iş dünyasına yansımaları ele alındı. Programın moderatörlüğünü Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Suvat Parin yaptı. Söyleşide, Türkiye’de barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik boyutları farklı perspektiflerden değerlendirildi. Söyleyişide bir konuşma yapan Van TSO Başkanı Necdet Takva, amacının süreci ekonomik bir perspektiften ele almak olduğunu belirtti. Başkan Takva, "Özellikle ‘Milli Birlik ve Dayanışma’, ‘Terörsüz Türkiye’ ya da ‘Barış süreci’ gibi farklı adlarla ifade edilen; bölgemizi yakından hatta doğrudan ilgilendiren bu meseleye, Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar yaşananlar ve bundan sonra nasıl bir yol izlenmesi gerektiği üzerinden ekonomik değerlendirmeler yapmaktır. Burada bulunma sebebim de budur. Bölgemiz, neredeyse tüm reel verilerde sürekli olarak son sıralarda yer almıştır. Ekonomi, sağlık ve eğitim başta olmak üzere birçok alanda bölgelerimiz, Türkiye’nin en geri kalmış bölgeleri olarak öne çıkmakta; mevcut parametreler ise gerçekten son derece olumsuz bir tablo ortaya koymaktadır. 2022 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılan araştırma çerçevesinde, Türkiye genelinde geri kalmış olarak tanımlanan 121 ilçenin 90’ının bölgemizde yer aldığı tespit edilmiştir. Van ilinde ise Edremit, Tuşba ve İpekyolu ilçeleri hariç olmak üzere 8 ilçe bu 90 ilçe arasında bulunmaktadır. Yani Türkiye genelindeki 121 geri kalmış ilçenin 90’ı bölgemizde yer almakta, Van’daki 8 ilçe ise bu listenin en alt sıralarında bulunmaktadır. 2024 yılında yapılan bir başka araştırmada ise Türkiye’nin en gelişmemiş 50 ilçesinin 49’unun bölge illerinde olduğu ortaya konmuştur" dedi. Bölgede işsizlik oranlarının Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde seyrettiğini vurgulayan Takva, "1963 yılından bugüne kadar 18 defa teşvik uygulaması gündeme gelmiş ve bu konuda çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Ancak ne istihdamda ne de eğitimde yer alan gençlerin oranına bakıldığında, hem kadınlarda hem de erkeklerde Türkiye ortalamasının iki katının üzerine çıkıldığı görülmektedir. TÜİK verilerine göre işsizlik oranı Van’da yüzde 16,7; Ağrı’da yüzde 13,1; Hakkari’de yüzde 18,3; Muş’ta ise yüzde 13,1 seviyesindedir. Odamız tarafından yapılan bir araştırmada ise Van’da genç işsizlik oranının yaklaşık yüzde 36 seviyesinde olduğu tespit edilmiştir" diye konuştu. Bölgemizde yapılan güvenlik harcamalarının Batı illerine yapılan güvenlik harcamalarının üç katından fazla olduğunun altını çizen Takva, "Uzmanlar tarafından TRT’de yapılan bir hesaplamaya göre, bu süreçte harcanan yaklaşık 2 trilyon dolarlık kaynakla 196 adet İstanbul Yeni Havalimanı ya da bin 176 adet Marmaray projesi yapılabilecek imkân bulunmaktadır" şeklinde konuştu. Van’ın yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’sinin mera alanı olmasına rağmen yayla yasakları nedeniyle hayvancılığın ciddi sorunlar yaşadığını söyleyen Takva, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tarım ve hayvancılık açısından bakıldığında, Van ilinin yüzölçümünün yaklaşık yüzde 64,7’si mera alanıdır. Türkiye’deki toplam mera varlığının yaklaşık yüzde 10’u bu il sınırları içerisindedir. Yaklaşık 21 bin kilometrekare yüzölçümüne sahip olan bir kentte yaşıyoruz ve bu alanın neredeyse yüzde 65’i mera niteliği taşımaktadır. Ancak yayla yasakları ve çeşitli kısıtlamalar nedeniyle hayvancılık bu anlamda ciddi sorunlar yaşamaktadır. Mesele, tüm bu süreçleri sebep-sonuç ilişkisi içerisinde ele alan, samimi ve gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirmek ve buna uygun çözümler üretmektir." Katılımcıların yoğun ilgi gösterdiği program, konuşmaların ardından yapılan değerlendirmelerle sona erdi.
Erçek Gölü’nde su çekilince mikrobiyalitler ortaya çıktı
05 Kasım 2025 Çarşamba - 10:41 Erçek Gölü’nde su çekilince mikrobiyalitler ortaya çıktı Van’ın önemli sulak alanlarından biri olan Erçek Gölü’nde yaşanan su çekilmesiyle birlikte göl tabanındaki mikrobiyalitler gün yüzüne çıktı. Son yılların en kurak dönemini yaşayan ve "Kuş Cenneti" olarak bilinen Erçek Gölü’nde su seviyesinin ciddi şekilde düşmesi, gölün altındaki sırları da açığa çıkardı. Göçmen kuşların önemli konaklama alanlarından biri olan göl kıyılarındaki çekilme, bilim dünyasını yakından ilgilendiren mikrobiyalit adı verilen sıra dışı oluşumları gün yüzüne çıkardı. Küresel iklim değişikliği ve artan buharlaşmanın etkisiyle Erçek Gölü’nde gözlemlenen su kaybı endişe verici boyutlara ulaştı. Kıyı bölgeleri geniş bir alanda çorak araziye dönerken, kuşların yaşam alanları da daraldı. Ancak bu olumsuz durum, göl tabanında gizli kalmış doğal bir güzelliğin de ortaya çıkmasına neden oldu. Erçek Gölü’ndeki su çekilmesine değinen Van Yüzüncü Yıl Üniversite (Van YYÜ) Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Akkuş, "Van Gölü havzasında Van Gölü’nden sonraki en büyük göl Erçek Gölü. Yani yaklaşık 110 kilometrekarelik bir yüzey alanına sahip. Tabii son yıllardaki sıcaklıkların mevsim normalleri üzerinde seyretmesi ülkemizdeki diğer göllerde olduğu gibi Erçek Gölü’nün de güzey alanının küçülmesine sebebiyet veriyor. Şu anda bulunduğumuz nokta çok değil. 3-5 yıl öncesine kadar tamamen sular altındaydı. Bugün tamamen karaya çıkmış bir vaziyette. Erçek Gölü de Van Gölü gibi tuzlu ve sodalı bir su kalitesine sahip. Hatta pH değeri Van Gölü’nden daha yüksek. 10.2 civarlarında olan bir göl. Erçek Gölü’nde de yine Van Gölü’nde olduğu gibi tabanda mikrobiyalit denilen organik sedimanter yapılar mevcut. Ve tıpkı Van Gölü’ndeki manzaraları aslında Erçek Gölü’nde de görüyoruz. Yani Van Gölü geriye doğru çekildiğinde kıyıda nasıl ki devasa mikrobiyalit alanları görüyorsak bugünlerde de aynı şekilde Erçek Gölü geriye doğru çekildikçe hemen arkamızdaki duran mikrobiyalitler gibi göl kenarında birçok irili ufaklı mikrobiyalit alanlarına şahitlik ediyoruz" dedi.
Van OSB’den çevreye duyarlı büyüme hamlesi
05 Kasım 2025 Çarşamba - 09:15 Van OSB’den çevreye duyarlı büyüme hamlesi Van Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Yönetim Kurulu Başkanı Memet Aslan, çevreyle uyumlu sanayi anlayışını güçlendirmek amacıyla endüstriyel arıtma tesisi kurulumu için gerekli başvuruların yapıldığını ve uygulama projelerinin tamamlanmak üzere olduğunu söyledi. Van’ın istihdam ve üretim üssü olarak bilinen Van OSB’de çalışmalar hummalı bir şekilde devam ediyor. Sanayi bölgesinin hem altyapı hem de istihdam kapasitesinde büyük bir dönüşüm yaşanıyor. OSB’nin fiziki altyapısında kapsamlı yenileme çalışmaları yürütüldüğünü dile getiren Başkan Memet Aslan, Van OSB’nin yalnızca üretimi değil, çevreyi de merkeze alan bir sanayi modeli inşa ettiğini vurguladı. Aslan, "Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın destekleriyle endüstriyel arıtma tesisi için resmi sürecimizi başlattık. Şu anda uygulama projeleri tamamlanmak üzere. Bu tesis, bölgemizin çevresel sürdürülebilirliği açısından büyük bir dönüm noktası olacak" dedi. Van OSB Başkanı Aslan, kurulacak tesisin yalnızca çevreyi korumakla kalmayacağını, aynı zamanda OSB’nin üretim kapasitesini de çeşitlendireceğini belirtti. Aslan, "Endüstriyel arıtma tesisimiz sayesinde kimyasal atık ve tekstil boyahanesi gibi ağır sanayi üretim hatlarını güvenli şekilde bölgemize kazandırabileceğiz. Bu, hem istihdam hem de ihracat açısından Van için önemli bir sıçrama anlamına geliyor" diye konuştu. Başkan Aslan, Van OSB’nin hayata geçirmeyi planladığı arıtma tesisinin sadece sanayi alanı için değil, Van Gölü Havzası’nın korunması açısından da kritik bir rol oynayacağını vurguladı. Aslan, "Van Gölü bizim ortak mirasımız. Sanayileşmeyi çevreye zarar vermeden gerçekleştirmek zorundayız. Bu bilinçle, temiz üretim anlayışını tüm işletmelerimize yaymayı hedefliyoruz. Bundan dolayı Van Organize Sanayi Bölgesi olarak son dönemde enerji verimliliği, yenilenebilir enerji yatırımları ve çevre projeleriyle Doğu Anadolu Bölgesi’nin en çevreci OSB’lerinden biri olma yolunda ilerliyoruz. Yeni endüstriyel arıtma tesisi tamamlandığında ise bölgedeki sanayi faaliyetleri doğaya zarar vermeden sürdürülebilir bir şekilde büyümeye devam edecek" şeklinde konuştu.
Renkli yazlardan sessiz çöl manzarasına: Van Gölü’nün 8 yıllık değişimi
04 Kasım 2025 Salı - 12:04 Renkli yazlardan sessiz çöl manzarasına: Van Gölü’nün 8 yıllık değişimi Van Gölü sahilinde 8 yıl önce görkemli bir törenle açılışı yapılan kentin gözde plajı, yerini kuruyan dev bir toprak parçasına bırakırken, yaşanan çekilme ise kuraklığın boyutunu gözler önüne seriyor. Van’ın Edremit Kaymakamı ve Belediye Başkan Vekili Atıf Çiçekli tarafından 22 Temmuz 2017 tarihinde Dilkaya Mahallesi’nde yapılan halk plajı, renkli görüntülerle halkın kullanımına açılmıştı. Yaz aylarında hem Vanlıların hem de çevre illerden gelen ziyaretçilerin gözdesi olan plaj gölün serin sularında yüzen ve güneşin tadını çıkaran insanların oluşturduğu o renkli manzaradan çekilen suların ardından oluşan dev bir toprak parçasına bıraktı. Küresel ısınmanın izleri gözle görülür hale geldi Van Gölü’nde küresel ısınma ve yağış azlığı nedeniyle yaşanan su seviyesi düşüşü her geçen yıl daha da belirgin hale geliyor. Bir zamanlar renkli görüntülerin yaşandığı plaj alanlarında bugün suyun yüzlerce metre çekilmesiyle yaşanan dramatik değişim, bölge halkını ve çevrecileri derinden endişelendiriyor. Türkiye’nin en büyük gölü alarm veriyor Dünyanın en büyük sodalı gölü ve Türkiye’nin en büyük gölü olan Van Gölü, kuraklık tehdidiyle karşı karşıya. Uzmanlara göre göldeki çekilmenin temel nedenleri arasında küresel iklim değişikliği, artan buharlaşma oranı, yanlış su kullanımı ve azalan yağışlar bulunuyor. Göldeki çekilme yalnızca su kaybına yol açmadı; aynı zamanda yüzyıllardır su altında kalan mikrobiyalitleri ve eski kıyı izlerini de gün yüzüne çıktı. Bilim insanları, bu oluşumların korunmasının büyük önem taşıdığını, aksi halde geri dönülemez tahribatlar yaşanabileceğini belirtiyor. Edremit kıyılarında gözle görülür fark Van Gölü’nde çekilmenin en fazla gözlendiği yerlerin başında Edremit sahilleri geliyor. Bölge halkı, gölün 8 yıl önceki halini hatırladıkça bugünkü görüntü karşısında büyük üzüntü duyuyor. Plajın bulunduğu alanda artık suya ulaşmak için yüzlerce metre yürümek gerekiyor. "Van Gölü’nde su kaybı buharlaşmayla gerçekleşmektedir" Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Akkuş, Van Gölü’nde yaşanan çekilme sürecine ilişkin dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu. Akkuş, hem iklimsel hem çevresel nedenlerin gölü tehdit ettiğini belirterek, "Son yıllarda ülkemiz genelinde yağışların azalması ve hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi, özellikle iç su kaynaklarımızın büyük oranda küçülmesine neden oluyor. Şüphesiz bu göllerin en göz önünde olanlarından biri de Van Gölü’dür. Van Gölü, 3 bin 712 kilometrekarelik yüzey alanıyla ülkemizin en büyük gölüdür. Ancak diğer göllere göre çok daha kırılgan bir yapıya sahiptir çünkü Van Gölü kapalı bir havzadır. Dışarıdan hiçbir su girdisi olmadığı gibi gölden dışarıya da su çıkışı yoktur; tek su kaybı buharlaşmayla gerçekleşmektedir" dedi. "Su girdisi çok az, buharlaşma kaynaklı su kaybı ise çok fazla gerçekleşti" Mustafa Akkuş, göldeki su kaybının boyutlarına dikkat çekerek 2025 yılının olağanüstü bir dönem olduğuna vurgu yaptı. Akkuş, "Yaz aylarında artan sıcaklıklar, buharlaşma oranını ciddi şekilde yükseltti. 2025 yılı bu anlamda oldukça kritik bir yıl oldu. Su girdisi çok az, buharlaşma kaynaklı su kaybı ise çok fazla gerçekleşti. Şubat ayındaki yağışlar yüzde 60 oranında azaldı. Bu nedenle göl büyük miktarda su kaybetti. Geçmişte liman veya iskele olan yerlerin bugün tamamen karaya çıktığını, göl kıyısına olan uzaklığın bir, hatta iki kilometreye kadar ulaştığını görüyoruz" ifadelerini kullandı. "Kirlilik, çekilmeden daha tehlikeli" Akkuş, asıl tehlikenin yalnızca su çekilmesi değil, gölün giderek artan kirliliği olduğuna da dikkat çekerek, "Van Gölü kapalı bir göl olduğu için, göle ulaşan her bir damla atık su burada hapsolur. Göl seviyesi yeniden yükselse bile kirliliğin oluşturduğu tahribat kolayca telafi edilemez. Bu nedenle göle dökülen tüm atık suların mutlaka arıtılması ve arıtma tesislerinin tam kapasiteyle çalıştırılması gerekiyor" şeklinde konuştu. Akkuş, yüzlerce metre yaşanan çekilmeye de dikkat çekerek, sözlerini şu cümlelerle tamamladı: "2017 yılında burada yüzen yelkenlileri, kanoları görüyorduk. Burası halk plajı olarak hizmet veriyordu. Ancak 2025 itibarıyla o dönemde suyun üzerinde yüzen alanların göle uzaklığı artık kilometrelerle ifade ediliyor."
Van Gölü Havzası, Türkiye’nin en fazla sulak alanına ev sahipliği yapıyor
04 Kasım 2025 Salı - 09:49 Van Gölü Havzası, Türkiye’nin en fazla sulak alanına ev sahipliği yapıyor Türkiye’nin en büyük kapalı havzası olan Van Gölü Havzası, sahip olduğu zengin sulak alan varlığıyla birçok kuş ve yaban hayvanı türüne ev sahipliği yapıyor. Van Gölü Havzası, sahip olduğu geniş sazlıklar, göller ve deltalarla yalnızca Van için değil, tüm ülke ekosistemi için büyük önem taşıyor. Bölge; kuşların göç rotaları üzerinde bulunması, beslenme ve üreme alanı oluşturması bakımından da dikkati çekiyor. Bölgedeki bu doğal çeşitlilik, hem ekolojik dengenin korunmasında hem de nesli tükenme tehlikesi altındaki türlerin yaşamını sürdürmesinde önemli rol oynuyor. İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, Van Gölü Havzası’nın Türkiye’nin en fazla sulak alanına sahip bölgesi olduğunu belirtti. Sulak alanların doğanın rahimleri olduğunu ve bu alanları korudukça doğanın dengesinin de canlı kaldığını ifade eden Prof. Dr. Aslan, "Bu sulak alan zenginliği, bölgenin yaban hayatı açısından da son derece zengin olmasını sağlıyor. Sulak alanlarda yaşayan çok sayıda kuş ve diğer canlı türleri, bölgenin ekolojik çeşitliliğini artırıyor. Bu durum, aynı zamanda Van YYÜ Yaban Hayvanları Rehabilitasyon Merkezi’ne gelen hasta yaban hayvanı sayısının da artmasına neden oluyor. Sulak alanlar, doğanın rahimleridir. Bu alanlar, ekolojik denge içerisinde sürekli canlı üreten bir sistemdir. Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan bazı kuş türleri de bu bölgelerde kendilerini güvende hissederek üreme imkânı buluyor. Ancak bu alanların kolay ulaşılabilir olması, zaman zaman insanların aşırı ilgisine ve olumsuz müdahalelere neden olabiliyor" dedi. "Sazlık alanlar kuşların evleridir" Yaban hayatının korunması için sazlık alanlarda duyarlı davranmanın önem taşıdığını dile getiren Aslan, "Sazlıkları yakmamak, ateş yakmamak, yüksek ses çıkarmamak ve avlanmamak gibi basit önlemler bile bölgedeki tür çeşitliliğinin artmasına katkı sağlayabilir. Doğa Koruma ve Milli Parklar, avlanma alanlarını ve serbest avlanabilecek türleri düzenli olarak duyuruyor. Bu nedenle, cezai durumlarla karşılaşmamak ve doğaya zarar vermemek için, av yapmadan önce avın nerede ve hangi türler için serbest olduğunu öğrenmek gerekiyor. Örneğin, bu yıl Edremit sazlığında, havaalanı yakınlarında nadir görülen dik kuyruk türü gözlemlendi. Bunun yanı sıra uzun zamandır görülmeyen farklı kuş ve balık türleri de bu bölgede tespit edildi. Eğer bu alanlar tahrip edilmezse; kazlar, ördekler, karabataklar ve daha birçok türden oluşan yaklaşık 250 farklı canlı türü belirli dönemlerde bu bölgede görülebilecek" diye konuştu.
Van Gölü Havzası, Türkiye’nin en fazla sulak alanına ev sahipliği yapıyor
04 Kasım 2025 Salı - 09:45 Van Gölü Havzası, Türkiye’nin en fazla sulak alanına ev sahipliği yapıyor Türkiye’nin en büyük kapalı havzası olan Van Gölü Havzası, sahip olduğu zengin sulak alan varlığıyla birçok kuş ve yaban hayvanı türüne ev sahipliği yapıyor. Van Gölü Havzası, sahip olduğu geniş sazlıklar, göller ve deltalarla yalnızca Van için değil, tüm ülke ekosistemi için büyük önem taşıyor. Bölge; kuşların göç rotaları üzerinde bulunması, beslenme ve üreme alanı oluşturması bakımından da dikkati çekiyor. Bölgedeki bu doğal çeşitlilik, hem ekolojik dengenin korunmasında hem de nesli tükenme tehlikesi altındaki türlerin yaşamını sürdürmesinde önemli rol oynuyor. İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Yaban Hayvanları Koruma ve Rehabilitasyon Merkezi Müdürü Prof. Dr. Lokman Aslan, Van Gölü Havzası’nın Türkiye’nin en fazla sulak alanına sahip bölgesi olduğunu belirtti. Sulak alanların doğanın rahimleri olduğunu ve bu alanları korudukça doğanın dengesinin de canlı kaldığını ifade eden Prof. Dr. Aslan, "Bu sulak alan zenginliği, bölgenin yaban hayatı açısından da son derece zengin olmasını sağlıyor. Sulak alanlarda yaşayan çok sayıda kuş ve diğer canlı türleri, bölgenin ekolojik çeşitliliğini artırıyor. Bu durum, aynı zamanda Van YYÜ Yaban Hayvanları Rehabilitasyon Merkezi’ne gelen hasta yaban hayvanı sayısının da artmasına neden oluyor. Sulak alanlar, doğanın rahimleridir. Bu alanlar, ekolojik denge içerisinde sürekli canlı üreten bir sistemdir. Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan bazı kuş türleri de bu bölgelerde kendilerini güvende hissederek üreme imkânı buluyor. Ancak bu alanların kolay ulaşılabilir olması, zaman zaman insanların aşırı ilgisine ve olumsuz müdahalelere neden olabiliyor" dedi. "Sazlık alanlar kuşların evleridir" Yaban hayatının korunması için sazlık alanlarda duyarlı davranmanın önem taşıdığını dile getiren Aslan, "Sazlıkları yakmamak, ateş yakmamak, yüksek ses çıkarmamak ve avlanmamak gibi basit önlemler bile bölgedeki tür çeşitliliğinin artmasına katkı sağlayabilir. Doğa Koruma ve Milli Parklar, avlanma alanlarını ve serbest avlanabilecek türleri düzenli olarak duyuruyor. Bu nedenle, cezai durumlarla karşılaşmamak ve doğaya zarar vermemek için, av yapmadan önce avın nerede ve hangi türler için serbest olduğunu öğrenmek gerekiyor. Örneğin, bu yıl Edremit sazlığında, havaalanı yakınlarında nadir görülen dik kuyruk türü gözlemlendi. Bunun yanı sıra uzun zamandır görülmeyen farklı kuş ve balık türleri de bu bölgede tespit edildi. Eğer bu alanlar tahrip edilmezse; kazlar, ördekler, karabataklar ve daha birçok türden oluşan yaklaşık 250 farklı canlı türü belirli dönemlerde bu bölgede görülebilecek" diye konuştu. (YLM-MSA-Y)
Van’da gümrük kaçakçılığı operasyonu
03 Kasım 2025 Pazartesi - 14:35 Van’da gümrük kaçakçılığı operasyonu Van’da jandarma ekiplerince yürütülen gümrük kaçakçılığı operasyonlarında kaçak sigara ve malzemeler ele geçirildi. Van Valiliğinden yapılan açıklamada, İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince yürütülen çalışmaların devam ettiği belirtildi. Açıklamada, "Başkale ilçesi Çamlık Mahallesi mevkisinde icra edilen yol arama ve kontrol faaliyeti neticesinde piyasa fiyatı 1 milyon 100 bin TL olan gümrüksüz ve sağlık belgesiz kaçak gıda maddesi olan 850 kilogram İran fıstığı ele geçirilerek muhafaza altına alınmıştır. Şüpheli Ö.S. (28) hakkında 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa göre adli işlem yapılmıştır. Çamlık Mahallesi mevkisinde icra edilen yol arama ve kontrol faaliyeti neticesinde bir kamyonun motor bölümüne ve çeşitli yerlere gizlenmiş bin 480 paket gümrüksüz kaçak sigara ele geçirilerek muhafaza altına alınmıştır. Şüpheliler A.Ç. (36), A.Ş. (40), Ö.A. (30) hakkında 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa göre adli işlem yapılmıştır. Çamlık Mahallesi mevkisinde icra edilen yol arama ve kontrol faaliyeti neticesinde 142 parça gümrüksüz kaçak eşya ve malzeme ele geçirilerek muhafaza altına alınmıştır. Şüpheli 2 şahıs hakkında 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa göre adli işlem yapılmıştır. İpekyolu ilçesi Erçek Mahallesi mevkisinde icra edilen yol arama ve kontrol faaliyeti neticesinde bin 461 paket gümrüksüz kaçak sigara ele geçirilerek muhafaza altına alınmıştır. Şüpheli 6 şahıs hakkında 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa göre adli işlem yapılmıştır" denildi.