Yerel Haberler
Yalova
30 Aralık 2025 Salı - 13:05 Yalova’da DAEŞ operasyonları sabaha kadar sürdü Yalova’da 3 polisin şehit düştüğü DEAŞ operasyonları sonrasında kentin birçok noktasında çok sayıda operasyon gerçekleştiriliyor. Dün gece özel harekat destekli terör ekipleri sabaha kadar birçok mahallede operasyon düzenledi. Vatandaşlar da polislerin operasyonlarına destek verdi. 29 Aralık 2025 tarihinde gece 02.00 sıralarında Yalova Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin, DEAŞ terör örgütüne yönelik İsmetpaşa Mahallesi Seher Sokak’ta gerçekleştirdiği operasyon esnasında çıkan çatışmada polis memurları Turgut Külünk, Yasin Koçyiğit ve İlker Pehlivan şehit düşmüştü. Operasyonda 8 polis ve 1 bekçi ise yaralanmıştı. Sabah 9.40’a kadar süren operasyonda 6 terörist etkisiz hale getirilmişti. 5 savcı görevlendirildi, operasyonlar devam ediyor Yaşanan olay sonrasında Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından olayla ilgili 5 savcı görevlendirildi. Bu çerçevede çatışmanın yaşandığı İsmetpaşa Mahallesi başta olmak üzere kentin birçok noktasında kolluk kuvvetleri gece boyunca çok sayıda operasyon gerçekleştirdi. Operasyonlarda ekipler yoğun güvenlik önlemleri altında uzun namlulu silahlar ve çelik yeleklerle birçok ikamette arama gerçekleştirdi. Özel harekat polislerinin de katıldığı operasyonlarda çok sayıda şüpheli gözaltına alındığı öğrenildi. Operasyonlarda ayrıca birçok ikamette aramalar gerçekleştirildi. Operasyona Yalova Emniyeti’nin yanı sıra çevre illerden birçok ekibin katıldığı öğrenildi. Öte yandan, operasyonlarda 8 polis ve bir bekçi yaralanmıştı. Çatışmalarda ağır yaralanan bir polis memurunun hayati tehlikeyi atlattığı ve sağlık durumunun iyiye gittiği öğrenildi.
30 Aralık 2025 Salı - 11:10 İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya: "Kahraman polislerimiz milletimize pusu kuranların tuzaklarını başlarına yıktı" Yalova’da DEAŞ terör örgütüne yönelik düzenlenen operasyonda şehit düşen 3 polis için tören düzendi. Törene, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya da katılırken, duygusal anlar yaşandı. Yüzlerce meslektaşı şehitlerin al bayrağa naaşlarını tören mangasının elinden alıp omuzlarında taşıdı. Bakan Yerlikaya, Türkiye’yi terörle dize getirmeye çalışanlara fırsat verilmeyeceğini belirterek, "Bugüne dek fırsat vermedik. Bundan sonra ada asla fırsat vermeyeceğiz. Terörle mücadelede kararlı ve emin adımlarla ilerleyeceğiz" dedi. Bakan Yerlikaya, teröristlerin kadın ve çocukları kendilerine kalkan yaptıklarını bir kez daha hatırlattı. Terör örgütüne yönelik İsmetpaşa Mahallesi Seher Sokak’ta bulunan 2 katlı bir binaya düzenlenen operasyonda teröristlerle girdiği çatışmada şehit düşen polis memurları Turgut Külünk, Yasin Koçyiğit ve İlker Pehlivan için Yalova Emniyet Müdürlüğü bahçesinde tören düzenlendi. Törende konuşan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, şehit olan 3 polisin birer kahraman olduğunu belirterek, "O kahramanlar ki gecenin karanlığında milletimizin huzur ve güvenliği için terörün en kirli yüzüne karşı bir an dahi tereddüt etmeden ahde, sadakatle şehadete yürüdüler. İlker Pehlivan, Turgut Külünç ve Yasin Koçyiğit üçü de suçlunun ve zalimin karşısında dimdik durmanın vakarıyla görev yaptı. Her adımlarında her nefeslerinde vatan aşkı vardı. Onlar nazlı hilal uğruna ölmeyi göze alan şehitler ocağının neferleri. O şehitler ocağı ki aziz milletimizin sinesidir. O sinede iman vardır, cesaret vardır, istiklal vardır. Kahraman şehitlerimiz. Sizler şehitler tepesini boş bırakmadınız. Şanlı bayrağımıza rüzgar oldunuz. vatanımıza siper oldunuz. Sizler asil milletimizin alın yazısına şan ve şeref olarak yazıldınız. Sizlere minnettarız. Rabbim sizden razı olsun. Kahraman polislerim. Bugün uğurladığımız silah arkadaşlarınızla birlikte sizler kadın ve çocukları kendine kalkan yapan hain teröristlerin karşısında sabırla, azimle, dirayetle dimdik durdunuz. Milletimize pusu kuranların tuzaklarını başlarına yıktınız. Sizlerin asaleti ve kahramanlığı sadece yüreğinizde taşıdığınız cesaretle değil, vicdanınızda, merhametinizde ve insanlık onurunuzda saklıdır. Allah hepinizden razı olsun. Unutmayın, üniformanızı kuşandığınız her an en ücra köyümüzdeki dumanı tüten her ocakta yükselen dualar sizler içindir. Şehitlerimizin kıymetli aileleri yüreklerinizde derin bir acı var. Gözünüzden sakındığınız yavrunuzu yolunuzu gözlediğiniz babanızı en zor günlerinizde omuzuna yaslandığınız eşinizi kaybetmenin büyük acısını yaşıyorsunuz. Bu acıyı hiçbir sözün anlatması mümkün değil. Şunu biliniz. Sizler asla yalnız değilsiniz. Bu acı sizlerin elinizde başlayan ama 86 milyonun yüreğine yayılan bir acıdır. Bugün hepimiz şehitlerimizin başında aynı duanın içindeyiz. Hepimiz aynı sancağın altında aynı hüzündeyiz" dedi Şehitliğin en yüce makam olduğunu hatırlatan Bakan Yerlikaya şöyle devam etti: "Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Rabbimiz buyuruyor ki Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Bilakis onlar diridirler. İşte bu müjde, bu teselli, bu gerçek yüreğimize su serper. Şehitler toprağın altında değil, rahmetin ufkunda diridirler. Peygamberlikten sonra en yüce makam olan şehitlik, işte bu kutsal vatan toprağındaki iddiamızdır, dirayetimizdir, hürriyet sevdamızın en büyük dayanağıdır. Bugün acımız çok büyük. Ama kararlarımız da çok büyük. Şehitlerimizin hatırasını yaşatmak onların bizlere emanet bıraktığı bu vatana sahip çıkmak boynumuzun borcudur. Bu borç sözde değil, sebatla ödenir. Bu borç geri adım atmayarak mücadeleyi büyüterek sadakatle ve azimle ödenir. Bu vatanı terörle dize getirmeye çalışanlara bugüne dek nasıl fırsat vermediysek bundan sonra da asla fırsat vermeyeceğiz. Terörle mücadelede kararlı ve emin adımlarla Allah’ın izniyle ilerleyeceğiz. terörle mücadelede hiç durmadan aziz milletimizin destek ve dualarıyla kahraman Mehmetçik, kahraman polis, kahraman jandarma, kahraman sahil güvenlik, kahraman korucularımızla birlikte Allah’ın izniyle durmadan, yolumuza devam edeceğiz. Bugün şehadetlerine şahitlik ettiğimiz kardeşlerimizin emanetine en ufak bir rehavete kapılmadan sahip çıkacağız. Bu ülkeli çakıl taşına dahi ki göz koyanlar kardeşliğimize birliğimize beraberliğimize kastedenler inancımızı istismar etmeye çalışanlar değerlerimize saldıranlar karşılarında ancak ve ancak devletimizin kudretini ve milletimizin birliğini görecekler. Başta şehitlerimiz İlker Pehlivan, Turgut Kürük ve Yasin Koçiğit kardeşlerim olmak üzere vatan uğruna Toprağın bağrına düşen tüm şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyorum. Makamları âli olsun. Kederli ailelerine kahraman emniyet teşkilatımıza ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum. Rabbim gazilerimize acil şifalar versin" Törene şehit polislerin ailelerinin yanı sıra Jandarma Genel Komutanı Ali Çardakcı, Yalova Valisi Hülya Kaya, milletvekilleri katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından şehitler için dualar okundu. Törenden sonra şehit Turgut Külünk’ün naaşı Düzce’nin Akçakoca ilçesine, Yasin Koçyiğit’in cenazesi ise Ankara’nın Şereflikoçhisar ilçesine gönderildi. Öte yandan, şehit İlker Pehlivan’ın cenazesi ise bugün öğle namazını müteakip Yalova’dan kaldırılacak.
Yalova’da engellilerin tekerlekli sandalyeyle tehlikeli yolculuğu isyan ettirdi
12 Eylül 2024 Perşembe - 14:46 Yalova’da engellilerin tekerlekli sandalyeyle tehlikeli yolculuğu isyan ettirdi Yalova’da yaşayan engelli Ayşe Altın, Cengiz Koçal Caddesi’nde yaşanan kaldırım rampası sıkıntısını Yalova Belediyesi’ne bildirdiyse de bir çözüm bulamadı. Sıkıntı nedeniyle akülü tekerlekli sandalyesiyle caddede araç trafiğine çıkarak tehlikeli bir yolculuk gerçekleştiren Altın, duruma isyan etti. Yalova Merkez ilçesi Gaziosmanpaşa Mahallesi’nde oturan Ayşe Altın, akülü tekerlekli sandalyesiyle kent merkezine ulaşmak için zorlu bir yolculuk gerçekleştiriyor. Altın, Dörtyol mevkisinde Cengiz Koçal Caddesi’nde ilerlerken Liman Başkanlığı’nın bulunduğu alanda kaldırıma rampadan çıkarken sonrasında iniş yapacak rampanın olmaması nedeniyle akan trafiğe çıkmak durumunda kalıyor. Akan trafikte araçların içinden tehlikeli bir yolculuk gerçekleştiren Altın, durumu defalarca Yalova Belediyesi’ne bildirdiyse de bir sonuç alamadı. Altın, İstanbul’dan Yalova’ya taşınalı 4 sene olduğunu fakat kentte yaşadığı sıkıntılar nedeniyle buna bin pişman olduğunu belirterek, “Yalova’daki engelli problemlerinden artık bana gına geldi. Ne rampa olarak ne ulaşım olarak ne de sağlık olarak yeterli gelmiyor. Gaziosmanpaşa Mahallesi’nde oturuyorum. Oradan gelip karşıya geçerken Liman Başkanlığı var. Onun önünde rampa var. Onu kullanıyorum. Daha sonra Suzan Tuna Okulu’nun oraya geliyorum. Buradan inmem için engelli rampası olması lazım. Bu okul yapılırken önünde 3 metre eninde rampa vardı. Tabii bizim için değildi, kamyonlar girip çıkıyordu oradan. Biz tekerlekli sandalyeli olarak orayı çok rahat kullanıyorduk. Seçimlere yakın bu ortaokul bitti. Bittikten sonra bir gün merkeze indim. Bir baktım buraya geldim, rampa yok, kaldırım olmuş. Ondan sonra bu konuyla ilgili savaş vermeye başladım ama artık yoruldum açıkçası” diye konuştu. “Benim başıma gelirse şikayetçi olacağım” Belediyeye, Fen İşler Müdürlüğü’ne defalarca şikayet etse de bir çözüm bulamadığını ifade eden Altın, kendisine engelli araçlarının geçemeyeceği kadar dar olan bir yerden gitmesi yönünde telkinlerde bulunulduğunu kaydetti. Altın, “Bunu yapmak çok mu zor bir şey? Ben bir de trafikten gidiyorum bir engelli olarak. Burada sarkan da oluyor arabanın içinde, tacize de uğruyoruz. Niye benim yanımdan geçiyorsun diye. Trafiğin içinden gittiğimiz için de adam haklı. Konserden döndüğümüz oluyor gece de geçiyoruz buradan. Benim başıma gelirse tüm kamuoyundan belediye başkanlarından tutun neresi olursa olsun hepsinden şikayetçi olacağım. Çünkü biz burada tehlikedeyiz. Kimse bizim sesimizi duymuyor. Yeter artık” dedi. “Sen rant sağlayacaksın diye asla benim can tehlikem olamaz” Yalova’daki kendisi gibi engelli vatandaşlara seslenen Altın, “Lütfen istediğinizi, eksiğinizi, ihtiyacınızı çıkın ve söyleyin. Çok pasif engelliler görüyorum ben Yalova’da. Sesini duyurmayan. Şuradan 99 kere geçip bunun üstünde durmayan. Lütfen bir olalım. Benim isteğim bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek. Ben rahat bir yaşam yaşamak istiyorum. Sen rant sağlayacaksın diye, koltukta oturacaksın diye asla benim can tehlikem olamaz” ifadesini kullandı.
Yalova’da 25 kaçak yapı yıkıldı
11 Eylül 2024 Çarşamba - 14:39 Yalova’da 25 kaçak yapı yıkıldı Yalova Valiliği, 2024 yılında İl Özel İdaresi ve muhtarlarla iş birliği içinde 5 kaçak bina, 2 ticarethane, 13 havuz ve 15 bungalovun yıkımını tamamladı. Ayrıca 83 bina için idari işlem uygulanarak mühürlendi. Yalova Valiliği, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın kaçak yapı ile mücadele genelgesi doğrultusunda çalışmalarını yürütüyor. Bu çerçevede 2024 yılında çok sayıda kaçak yapıya yönelik yıkım ve idari işlem gerçekleştirildi. İl Özel İdaresi tarafından yürütülen yıkım çalışmalarında 5 kaçak bina, 2 ticarethane, 13 havuz ve 15 bungalovun yıkımı tamamlandı. Ayrıca 83 adet bina için idari işlem uygulanarak mühürlendi. Bu binaların yıkım süreçlerinin ise titizlikle takip edildiği bildirildi. Vali Dr. Hülya Kaya ve İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Ümit Yılmaz’ın muhtarlarla düzenlediği toplantılarda Yalova’nın doğal güzelliklerinin kaçak yapılaşma tehdidi altında olduğu vurgulandı, tarım arazileri ve ormanların korunmasının hem yasal bir zorunluluk hem de gelecek nesillere karşı bir sorumluluk olduğu belirtildi. Konuyla ilgili Yalova Valiliğinden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Valilik ve İl Özel İdaresi, kaçak yapılaşmaya karşı köy muhtarları, kolluk kuvvetleri ve ilgili kurumlarla etkin bir koordinasyon içinde çalışmaktadır. Kaçak yapı denetimi için personel sayısı artırılarak süreç daha da güçlendirilmiştir. Kaçak yapıların yıkılması, mevcut sorunun çözülmesinin yanı sıra gelecekte benzer sorunların yaşanmaması için de önemli bir önlemdir. Özellikle köy muhtarlarıyla yapılan toplantılarda alınan kararlar sayesinde kaçak yapılaşmaya karşı önemli mesafe kat edilmiştir. Yalova’nın her köşesinde kaçak yapılaşmayı durdurmak ve sürdürülebilir bir yapılaşma sağlamak için tüm kurumların desteğiyle çalışmalar devam edecektir. İlimizin sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde gelişmesi için kaçak yapılaşmayla mücadele kararlılıkla sürdürülecektir. Özetle, Yalova’da kaçak yapı ile mücadelede önemli başarılar elde edilmiş olup, bu çalışmaların ilimizin doğal ve kültürel değerlerinin korunması açısından büyük önem taşıdığı görülmektedir."
Yalova’da eski Etibank Tesisleri arazisinin mirasçıları ortaya çıktı
11 Eylül 2024 Çarşamba - 12:39 Yalova’da eski Etibank Tesisleri arazisinin mirasçıları ortaya çıktı Yalova’nın Çiftlikköy ilçesinde bulunan ve eski Etibank Tesisleri’nin bulunduğu yaklaşık 80 dönümlük arazinin Osmanlı tapularından büyük dedelerine ait olduğunu iddia eden mirasçılar, arazinin kendi üstüne tescili için harekete geçti. Resmi kayıtlara göre, 1911 yılında vefat eden Elmirza Otar, Çiftlikköy köy içi ve Sahil Mahallesi başta olmak üzere 300 dönümün üzerinde şu ana kadar tespit edilen arazisi olduğu ve bu arazilerin tamamının ise mirasçılar üzerine kaydının olmadığı ileri sürüldü. Bunlar içinde de 79 dönüm büyüklüğündeki Yalova’nın en değerli bölgelerinden birisi olan eski Etibank Tesisleri’nin bulunduğu arazinin de yer aldığı iddialar içinde. Deniz kenarında bulunan bir dönem Etibank tarafından turizm tesisi olarak kullanılan bölge sonrasında Hazine’ye geçmişti. Birçok kurum bölgeyi almak için yıllar içinde mücadele etmişti. Son olarak Yalova Üniversitesi ve Çiftlikköy Belediyesi’ne verilen araziyle ilgili Osmanlı döneminden tapuları olduğunu iddia eden varisler harekete geçti. Mirasçılar, Osmanlı tapu arşivlerinden büyük dedelerine ait tüm arazilerin tespiti ve tedbir konulması için hukuki yönde çalışmalarını sürdürüyor. Kız çocukların torunları 13 yıllık dava sonucu mirasçı belgesi aldı 3 erkek, 2 kız çocuğu sahibi olan Elmirza Otar’nın mirası erkek çocuklar üzerine yapılmıştı. 2 kız çocuğun varisleri 13 yıllık hukuk mücadelesinin ardından Elmirza Otar’ın mirasçıları olarak belirlendi. Dava sonucu varis olduğu tescillenen Selma Turakine, ananesinin babası olan Elmirza Otar’ın yerleriyle mirasçı olduklarını ispatladıklarını belirterek, “13 yıl süren bir dava oldu. Sonuca çok az kaldı. Şimdi tespitler ve tedbir davasıyla uğraşıyorum” dedi. Turakine, Elmirza Otar dedelerinin mirası olan araziler ve üzerindeki taşınmazları kullanan akrabalarının olduğunu ve kız çocukların torunları olarak da haklarını aradıklarını belirterek, “Şu anda taşınmazları kullanan akrabalarımızın ortağıyız. Tapumuz şu anda Ankara’da arşive kaldırılmış. Türkçeye çevrilmesi güncellenmesi için bekliyoruz. Yeni çıkacak, şu anda tespit edilemeyen yerlerin de hak sahibiyiz, mirasçılarından birisiyiz. Bildiğimiz şu anda otel (Yalova merkez) olarak kullanılan bir alan var, kesinlik kazanmış durumda. Çünkü akrabalar çalıştırıyor hala. Çiftlikköy içinde, sahilinde olmak üzere ayrı ayrı yerlerde 308 dönüm kadar bir miktar çıktı. Kalanı için de araştırmalar devam ediyor” diye konuştu. Eski Etibank Tesisleri arazisi için tedbir kararı çıkartılacak Mirasçılar olarak Osmanlı tapusunda dedelerine ait olan eski Etibank Tesisleri’nin içinde bulunduğu arazi başta olmak üzere birçok taşınmazın üzerlerine tescili için hukuki yoldan çalışmalarına devam edeceklerini anlatan Turakine, şöyle konuştu: “Etkibank arazisi dedemizin olduğunu bildiğimiz, torunlarından birinin burayı evlendiği sene sonrasında birkaç yıl kullandığını biliyoruz. Kullanan kişi halen hayatta. Bunu bizzat kendi ağızlarından duyduk. 79 dönüm gibi bir arazi. Deprem öncesinde Etibank’ın kamp tesisi olarak kullanıldı. Sonrasında 2000 yılından sonra alan boş. Depremzedeler bir süre misafir edildi. Sonrasında da şu anda virane şeklinde. Biz de davayı açtıktan sonra kendimizi ispat edemediğimiz için herhangi bir tedbirde bulunamamıştık. Şimdi tedbir kararları çıkarılacak. Dedemize ait ne kadar ve nerede taşınmaz varsa hepsini gereken devlet kararıyla tedbir aldıracağız. Şu anda Osmanlı tapusu mevcut dedemizin adına.” Turkaine, bugüne kadar mirasçıların kendilerine ait arazilerle ilgili bazı girişimler yapsa da işin peşine yeterince düşmediğini ifade ederek, “Tabi bu süreçte kadastro geçip üstüne yazdıran bazı akrabalarımız oldu. Bunların hepsi tespit edilmiş durunda. İçlerinde de yaşıyorlar. Sonuca varmaya çok az kaldı. Dedemizin aslında 5 çocuğu vardı ama biri kayıp olarak ilan edildi. 4 çocuktan şu anda 54 mirasçı var. Çocukları zaten yaşamıyor dedemizin. Çocuklarının çocukları, torunları da öldü. Biz torunlarının çocukları olarak mirasçıyız. Dedemizin kızlarının torunlarıyla görüşüyoruz. 2 kızı varmış zaten dedemizin. Biri benim anneannem ve birisi de kız kardeşi. Onların çocuklarıyla görüşüyoruz. Birlik olalım. Çünkü onlar da hak sahibi. Bana ne kadar yardımcı olurlarsa hakkımız olanı alabilirsek onların belki daha da fazla kazançları olacak. Ben birlikte hareket etmekten tarafım” dedi.
Yalova’da eski Etibank Tesisleri arazisinin mirasçıları ortaya çıktı
11 Eylül 2024 Çarşamba - 09:51 Yalova’da eski Etibank Tesisleri arazisinin mirasçıları ortaya çıktı Yalova’nın Çiftlikköy ilçesinde bulunan ve eski Etibank Tesisleri’nin bulunduğu yaklaşık 80 dönümlük arazinin Osmanlı tapularından büyük dedelerine ait olduğunu iddia eden mirasçılar, arazinin kendi üstüne tescili için harekete geçti.Resmi kayıtlara göre, 1911 yılında vefat eden Elmirza Otar Çiftlikköy köy içi ve Sahil Mahallesi başta olmak üzere 300 dönümün üzerinde şu ana kadar tespit edilen arazisi olduğu ve bu arazilerin tamamının ise mirasçılar üzerine kaydının olmadığı ileri sürüldü. Bunlar içinde de 79 dönüm büyüklüğündeki Yalova’nın en değerli bölgelerinden birisi olan eski Etibank Tesisleri’nin bulunduğu arazinin de yer aldığı iddialar içinde. Deniz kenarında bulunan bir dönem Etibank tarafından turizm tesisi olarak kullanılan bölge sonrasında Hazine’ye geçmişti. Birçok kurum bölgeyi almak için yıllar içinde mücadele etmişti. Son olarak Yalova Üniversitesi ve Çiftlikköy Belediyesi’ne verilen araziyle ilgili Osmanlı döneminden tapuları olduğunu iddia eden varisler harekete geçti.Mirasçılar, Osmanlı tapu arşivlerinden büyük dedelerine ait tüm arazilerin tespiti ve tedbir konulması için hukuki yönde çalışmalarını sürdürüyor.Kız çocukların torunları 13 yıllık dava sonucu mirasçı belgesi aldı3 erkek 2 kız çocuğu sahibi olan Elmirza Otar’nın mirası erkek çocuklar üzerine yapılmıştı. 2 kız çocuğun varisleri 13 yıllık hukuk mücadelesinin ardından Elmirza Otar’n mirasçıları olarak belirlendi.Dava sonucu varis olduğu tescillenen Selma Turakine, ananesinin babası olan Elmirza Otar’nın yerleriyle mirasçı olduklarını ispatladıklarını belirterek, “13 yıl süren bir dava oldu. Sonuca çok az kaldı. Şimdi tespitler ve tedbir davasıyla uğraşıyorum” dedi.Turakine, Elmirza Otar dedelerinin mirası olan araziler ve üzerindeki taşınmazları kullanan akrabalarının olduğunu ve kız çocukların torunları olarak da haklarını aradıklarını belirterek, “Şu anda taşınmazları kullanan akrabalarımızın ortağıyız. Tapumuz şu anda Ankara’da arşive kaldırılmış. Türkçeye çevrilmesi güncellenmesi için bekliyoruz. Yeni çıkacak, şuanda tespit edilemeyen yerlerin de hak sahibiyiz, mirasçılarından birisiyiz. Bildiğimiz şu anda otel (Yalova merkez) olarak kullanılan bir alan var, kesinlik kazanmış durumda. Çünkü akrabalar çalıştırıyor hala. Çiftlikköy içinde, sahilinde olmak üzere ayrı ayrı yerlerde 308 dönüm kadar bir miktar çıktı. Kalanı için de araştırmalar devam ediyor” diye konuştu.Eski Etibank tesisleri arazisi için tedbir kararı çıkartılacakMirasçılar olarak Osmanlı tapusunda dedelerine ait olan eski Etibank tesislerinin içinde bulunduğu arazi başta olmak üzere birçok taşınmazın üzerlerine tescili için hukuki yoldan çalışmalarına devam edeceklerini anlatan Turakine, şöyle konuştu:“Etkibank arazisi dedemizin olduğunu bildiğimiz, torunlarından birinin burayı evlendiği sene sonrasında birkaç yıl kullandığını biliyoruz. Kullanan kişi halen hayatta. Bunu bizzat kendi ağızlarından duyduk. 79 dönüm gibi bir arazi. Deprem öncesinde Etibank’ın kamp tesisi olarak kullanıldı. Sonrasında 2000 yılından sonra alan boş. Depremzedeler bir süre misafir edildi. Sonrasında da şuanda virane şeklinde. Biz de davayı açtıktan sonra kendimizi ispat edemediğimiz için herhangi bir tedbirde bulunamamıştık. Şimdi tedbir kararları çıkarılacak. Dedemize ait ne kadar ve nerede taşınmaz varsa hepsini gereken devlet kararıyla tedbir aldıracağız. Şu anda Osmanlı Tapusu mevcut dedemizin adına.”Turkaine, bugüne kadar mirasçıların kendilerine ait arazilerle ilgili bazı girişimler yapsa da işin peşine yeterince düşmediğini ifade ederek, “Tabi bu süreçte kadastro geçip üstüne yazdıran bazı akrabalarımız oldu. Bunların hepsi tespit edilmiş durunda. İçlerinde de yaşıyorlar. Sonuca varmaya çok az kaldı. Dedemizin aslında 5 çocuğu vardı ama biri kayıp olarak ilan edildi. 4 çocuktan şu anda 54 mirasçı var. Çocukları zaten yaşamıyor dedemizin. Çocuklarının çocukları, torunları da öldü. Biz torunlarının çocukları olarak mirasçıyız. Dedemizin kızlarının torunlarıyla görüşüyoruz. 2 kızı varmış zaten dedemizin. Biri benim ananem ve birisi de kız kardeşi. Onların çocuklarıyla görüşüyoruz. Birlik olalım. Çünkü onlar da hak sahibi. Bana ne kadar yardımcı olurlarsa hakkımız olanı alabilirsek onların belki daha da fazla kazançları olacak. Ben birlikte hareket etmekten tarafım” dedi.