Yerel Haberler
YEREL HABERLER
06 Aralık 2025 Cumartesi - 10:32 Kop Tüneli geciktikçe endişe artıyor: "Karın yağmasını istemiyoruz" Bayburt-Erzurum sınırında 13 yıl önce yapımına başlanan ve bir türlü tamamlanamayan Kop Tüneli, özellikle kış aylarında güzergâhı kullanan sürücüleri endişelendirmeye devam ediyor. Dik ve virajlı yapısıyla güzergahı ’kabus’ olarak nitelendiren ağır vasıta ve seyahat firması şoförleri, tünelin gecikmesinden dolayı yaşadıkları mağduriyeti dile getirerek, tünelin bir an önce bitirilmesini istedi. Bayburt Group İnşaat tarafından 2012 yılında temeli atılan Kop Tüneli’nin bitirilememesi, bölge trafiğinin can damarı olan Kop Dağı Geçidi’nde ulaşımı çileye dönüştürüyor. Bayburt, Erzurum, Trabzon arasında şoförlük yapan Uygur Can isimli vatandaş her yıl aynı çilenin yaşandığını belirterek, kış aylarının kendileri için ’endişe mevsimi’ olduğunu söyledi. Can, Kop Dağı’nda yaşadıkları sıkıntının boyutunu gözler önüne sererek, "Özellikle kış aylarında bizim çektiğimiz sıkıntıyı bir Allah bilir, bir de biz biliriz. Sayın bakan Bayburt’a geldiğinde Kop Tüneli’nin bir yıl gibi bir sürede açılacağını söyledi. Vallahi ben 10 yıla da razıyım. Tünel, 10 yıla da açılmaz. Zaman zaman bizimle gelen, Kop Tüneli inşaatında çalışan işçilere tünelin durumunu soruyoruz. Onların ifadesi bu. Bitmesi çok zor" dedi. Can, "Havaalanına giden yolcularımız var, hastaneye giden yolcularımız var, sürekli mağdur oluyorlar. Biz de aynı şekilde mağdur oluyoruz. Geri dönüş saatlerimize çoğu zaman yetişemiyoruz" sözleriyle yaşanan aksaklıkları aktardı. Kış mevsiminin gelmesini hiç istemediğini belirten Can, "Ben kar yağmasını hiç istemiyorum. Kuraklık olacakmış, olsun. Yolcular, bizler kar düştüğü zaman mağdur olacağız. Kışlık lastiklerimiz, her şey hazır ama yine de karın yağmasını hiç istemiyorum, kabus gibi. Bayburt Group’a şunu söylemek isterim; biz nasıl işimizi yapıyorsak onlar da işlerini yapsınlar. Başka bir şey istemiyoruz, sadece işlerini yapsınlar" ifadeleriyle tepkisini dile getirdi. Tünel başladığında 30’lu yaşlarında olduğunu aktaran Can, "Tünel inşaatı başladığında ben 30 yaşındaydım, 30’lu yaşlarındaydım. Şu anda 46 yaşındayım. Herhalde 60’a kadar gidecek bu" dedi. "Tünel biterse yakıttan tasarruf ederiz" Kop Dağı’nı işi gereği sürekli kullanan tır şoförü Yıldıray Ata ise, tünelin tamamlanmamasının hem araçlar hem de sürücüler için ağır maliyetlere sebep olduğunu vurgulayarak, "Günde 2-3 defa Kop Dağı’nı işimiz gereği inip çıkan biriyim, Kop Dağı’nı iyi bilenlerdeniz. Hem kışın hem yazın zor. Özellikle ağır tonajlı araçlarda motor ömrü, fren balatası, lastik hepsi bu rampalarda etkileniyor" ifadelerini kullandı. Kop Dağı’nın eğimi nedeniyle tünelin diğer tünellerden daha acil olduğunu savunan Ata, "Zigana Tüneli açıldı, muazzam. Zigana Tüneli’nden, Vauk Tüneli’nden daha önemlisi Kop Tüneli. Çünkü Kop Dağı’nın eğimi yüksek. Kop Dağı bence hepsinden daha önemli" dedi. Ata, tünelin bitmesi durumunda yaşanan sorunların ortadan kalkacağını, özellikle yakıt konusunda tasarruf sağlanacağını vurguladı. Öte yandan, projenin yüklenici firması Bayburt Group İnşaat’ın 13 yıldır bitiremediği tünelle ilgili Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu daha önce Bayburt’ta yaptığı açıklamada Kop Tüneli’nin 2026 yılında hizmete gireceğini belirtmişti. Bakan Uraloğlu, aynı yüklenici firma tarafından yapımı süren ve 7 yıldır tamamlanmayan Bayburt-Gümüşhane Havalimanı için de 2026 yılını işaret etmişti. Bakan Uraloğlu, açıklamasında projenin zorlu zemin şartları, yoğun su ve gaz çıkışları gibi nedenlerle geciktiğini belirtmiş, "2026’nın sonunda inşallah Kop’u bitireceğiz" diyerek, tünelin bitişi için net bir tarih vermişti. Bakan Uraloğlu, havaalanı için ise, "Bayburt-Gümüşhane Havaalanı’nı çok yakından takip ediyoruz. İnşallah bu sene çalışmalarımıza hız vereceğiz, 2026 yılında da sizlerle beraber orayı açacağız. Şimdiden hayırlı olsun. Biraz geç olacak ama güç olmayacak" ifadelerini kullanmıştı. Sürücüler, yıllardır bitmeyen Kop Tüneli çalışmalarının verilen tarihte artık tamamlanmasını, Kop Dağı’nın getirdiği çilenin bir an önce sona ermesini umutla bekliyor.
Görme engelli Ramazan amca ve Nuriye teyze umreye kavuştu
06 Aralık 2025 Cumartesi - 09:34 Görme engelli Ramazan amca ve Nuriye teyze umreye kavuştu Görme engelli 67 yaşındaki Ramazan Çağlar ile yetim büyüyen 80 yaşındaki Nuriye Bacak’ın yıllardır kurduğu umre hayali Mersin’de görev yapan İmam Hatip Muhammed Doğaç’ın girişimiyle gerçeğe dönüştü. Aksaray’da yaşayan görme engelli Ramazan Çağlar ile çocuk yaşlarda yetim kalan Nuriye Bacak, yıllardır içlerinde taşıdıkları umre özlemini dile getirdi. Mersin’de görev yapan İmam Hatip Muhammed Doğaç’ın durumu öğrenip yaptığı girişimlerle dosyaları Diyanet İşleri Başkanlığı’na ulaştırıldı. Sürecin tamamlanmasının ardından ikilinin umre hayali hayırsever Burak Kumoğlu’nun desteğiyle gerçekleşti. Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde umre sorumlusu olarak da görev alan Doğaç, iki misafirin hem evladı hem de gören gözü oldu. Kâbe’deki o anlar ise izleyenleri duygulandırdı. "Gerekirse seni sırtımda taşırım" sözünü tuttu Ramazan Çağlar’ın yıllarca "Gidemezsin, yaşlısın, gözlerin görmüyor, düşersin" sözlerine maruz kaldığını belirten İmam Muhammed Doğaç, "Ramazan amca bana, ‘Hocam, ben gidebilir miyim? Yapabilir miyim? Hep gidemezsin, orada düşersin dediler’ dedi. O gün ona ‘Gerekirse seni sırtımda taşırım, elini hiç bırakmayacağım’ diye söz verdim" dediğini anlattı. "Asıl engel gözlerde değil, gönle giremeyiştedir" İmam Hatip Doğaç, "En büyük engel, bir gönle girememektir. Biz hiçbir zaman engelleri aşmak için değil, gönüllere girmek için çalıştık. Bilirdik ki bir gönle giden yol ancak sevgiyle aşılmış engellerden geçer. Çünkü asıl engel gözlerde değil, bir gönle giremeyiştedir" dedi. Ramazan Çağlar ve Nuriye Bacak’ın Kâbe’nin gölgesinde, Ravza’nın huzurunda dualarını semaya yükselttiğini aktaran Doğaç, bu yolculuğa vesile olan hayırsever Burak Kumoğlu’na ve sürece destek veren Diyanet İşleri Başkanlığı ile Hac ve Umre Genel Müdürlüğü’ne teşekkür etti. Vesile olanlara teşekkür eden Ramazan Çağlar ise büyük mutluluk ve manevi coşku yaşadığını kaydetti. 80 yaşındaki Nuriye teyze ise Kabe’yi gördüğü için büyük sevinç yaşadığını anlatarak destek veren herkese teşekkür etti.
Ankara’daki tefecilik operasyonunda 25 şüpheli yakalandı
06 Aralık 2025 Cumartesi - 09:34 Ankara’daki tefecilik operasyonunda 25 şüpheli yakalandı İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Ankara’da tefecilik, yağma ve tehdit suçlarına yönelik icra edilen operasyonda 25 şüphelinin yakalandığını bildirdi. Sosyal medya hesabından operasyonla ilgili açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "Ankara’da Tefecilik, Yağma ve Tehdit Suçlarına Yönelik Jandarmamızın Operasyonunda 25 Şüpheli Yakalandı. Ankara ve Çubuk Cumhuriyet Başsavcılıklarımız ile Jandarma KOM Daire Başkanlığımız koordinesinde; Ankara İl Jandarma Komutanlığınca yapılan çalışmalar sonucu düzenlenen operasyonlarda, yakalanan şüphelilerin; 2017-2025 yılları arasında hesaplarında 5 Milyar 718 Milyon TL hesap hareketi bulunduğu tespit edildi. Şüphelilerin, faizle borç verdikleri vatandaşlarımızı borçlandırarak baskı altına aldıkları, yüksek faizle verdikleri paraların teminatı olarak vatandaşlarımıza çek ve senet imzalattıkları, ödeme yapamayan vatandaşlarımıza ait mal varlıklarını tehdit ve baskıyla aldıkları tespit edildi. Bu şahıslar hakkında savcılıklarımızca soruşturma başlatıldı. Bu kişiler aracılığıyla işlenebilecek tefecilik, yağma ve tehdit gibi suçlardan vatandaşlarımızın zarar görmesini engelledik. Yaklaşık 403 Milyon TL’lik mal varlığına el konulan şüphelilerin 20’si tutuklandı. 5’i hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı" ifadelerine yer verdi. Operasyona ait diğer detaylarla ilgili bilgilere de yer Bakan Yerlikaya, paylaşımında şu ifadeleri kullandı: "Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) verileri sonucunda ‘Suçtan Kaynaklanan Mal varlığı Değerlerini Aklama’ suçunu örgütlü olarak işleyen şüphelilere ait, yaklaşık 403 Milyon TL değerinde; 102 adet ev, arsa, 41 adet araç, tarım aracı ile 523 adet banka hesabına el konuldu. Operasyonlar sonucu; 45 adet, farklı şahıslar adına düzenlenmiş 80 Milyon TL değerinde çek, senet, çok sayıda dijital materyal ve doküman ele geçirildi."
Don ve kuraklık tarım ürünlerine zarar veriyor
06 Aralık 2025 Cumartesi - 09:32 Don ve kuraklık tarım ürünlerine zarar veriyor Don ve kuraklık tarım ürünlerine zarar veriyor. Tarım uzmanı Mine Ataman, "Türkiye 2025 yılında 137 milyon tonluk bitkisel üretiminin 17 milyon tonunu don ve kuraklık sebebiyle kaybetti" dedi. Ataman, Yeşil Etki Derneği tarafından düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, "Türkiye 2025 yılında 137 milyon tonluk bitkisel üretiminin 17 milyon tonunu don ve kuraklık sebebiyle kaybetti. Biz don veya kuraklıkla çiftçinin bir afet yaşadığını düşünürüz. Desteklenmesi gerektiğini düşünürüz. Ama bazen bolluk yılı da çiftçi için bir afet olabiliyor. En son yaşadığımız mandalinadaki iklim kaymaları, dünyada turunçgillerle ilgili satın alma tercihlerinin değişmesi, şeker hastalığındaki yükselme ve kullanılan ilaçların bu tarz ürünleri kullanımının düşürmesi gibi pek çok nedenden ötürü arz talep dengesi bozuluyor. Verimin arttığı dönemlerde ürün çiftçinin elinde kalabiliyor" dedi. Ataman, "Türkiye gıda enflasyonunda tarladan sofraya, bu tarlada 5, sofrada 25 fenomeniyle aslında uzun vadede kendini bir çıkmaza hapsediyor. Gerçekler gölgeleniyor ve herkes bir suçlu kahramanlar oluşturarak aradaki çözümsüzlüğü desteklemiş oluyor. Sektörün bütün paydaşları aslında bu nedenle topu başka birine atıyor. En sonunda da hem tüketici hem de üretici ve hem aradaki bütün paydaşlar endişe ve panik enflasyonuyla beraber risk primini gıda değer zincirinde üzerine ekleyerek esasen orta ve uzun vadede kendi gelirini korumaya çalışıyor. Gıda enflasyonunda sanki bir çözümsüzlük varmış algısı sanki bu konuyla ilgili hiç çözüm üretilemezmiş diyerek bir suçlu cadı avına çıkılmaya çalışılıyor" diye konuştu.
Samsun Şehir Hastanesi randevularında "hizmet binası karışıklığı"na dikkat
06 Aralık 2025 Cumartesi - 09:30 Samsun Şehir Hastanesi randevularında "hizmet binası karışıklığı"na dikkat Samsun Şehir Hastanesi için Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden alınan randevularda, muayenenin gerçekleştirileceği ek hizmet binasının harita ekranında ana hastane olarak görünmesi nedeniyle yaşanan karışıklıklara karşı vatandaşlar uyarıldı. Randevu sahiplerinin, MHRS ekranından muayene yerine ait doğru binayı kontrol etmeleri istendi. "Randevu aldıktan sonra hizmet binasını kontrol edin" Samsun İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, "1 Aralık tarihi itibariyle Eğitim ve Araştırma Ana Bina, Atakum Polikliniği / Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları ve Onkoloji Ek Hizmet Binalarımızın MHRS randevuları Samsun Şehir Hastanesi bünyesinde hizmet vermeye başlamaları nedeniyle bu hastanemiz üzerinden alınacaktır. MHRS Randevu ekranında randevu alınan kurum olarak ’Samsun Şehir Hastanesi’ muayene olunacak yer olarak da ilgili ek hizmet binamız belirtilmektedir. Ancak randevu ekranının konum gösteren harita bölümünde ek hizmet binasında alınan randevularda da konum olarak ana hastane olan Samsun Şehir Hastanesinin bilgilerine yer verilmesi nedeniyle, vatandaşlarımızın ek hizmet binalarımızdan aldıkları randevular için de Canik ilçemizde yeni hizmete giren ana binamıza gittikleri bilgisi tarafımıza ulaşmıştır. An itibarıyla Canik ilçemizdeki Samsun Şehir Hastanemizde sadece ’göğüs kliniğimiz’ hizmet vermektedir. Diğer ek hizmet binalarımız peyderpey Samsun Şehir Hastanemize taşınacağından, bu süreçte kendi binalarında hizmet vermeye devam edeceklerdir. Bu nedenle vatandaşlarımızın mağduriyet yaşamaması için Samsun Şehir Hastanemiz üzerinden muayene randevusu aldıktan sonra MHRS randevu ekranındaki bölümden muayeneye gidecekleri hizmet binasını kontrol etmeleri ve muayene için bu binamıza gitmeleri büyük önem arz etmektedir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur" denildi.
Onyedi Eylül Üniversitesi’nde çorba dağıtımı durduruldu
06 Aralık 2025 Cumartesi - 09:24 Onyedi Eylül Üniversitesi’nde çorba dağıtımı durduruldu Balıkesir’in Bandırma ilçesinde, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi kampüsünde Bandırma Belediyesi tarafından yıllardır sürdürülen sabah çorbası ikramının üniversite yönetimi tarafından durdurulduğu bildirildi. Öğrencilerin sabah derslerine aç girmesini engellemek amacıyla yapılan ücretsiz çorba dağıtımının kaldırılması tepkilere neden oldu. Bandırma Belediye Başkanı Dursun Mirza, Genel İş Sendikasına üye kadın emekçilerin katıldığı fidan dikim etkinliğinde basın mensuplarının Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi kampüsündeki çorba dağıtımının durdurulmasına ilişkin soruları üzerine, "Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesinin tutumunu anlamakta zorluk çekiyorum. Üniversite öğrencilerinin karşı karşıya bulunduğu yemek sorununa çözüm adına üniversitede sabah saatlerinde çorba dağıtımı yapıyorduk. Nedense öğrencilerin takdirle karşıladığı çorba ikramımız üniversite yönetimini rahatsız etmiş. Rektör yardımcılarımızdan biri telefon ederek çorba stantlarımızın kaldırılmasını istedi. Bandırma Belediyesinin ismini ve logosunu görmek istemiyorlarmış. Bu kararla öğrencileri cezalandırıyorlar. Bandırma Belediyesi olarak üzgünüz. Öğrencilerin çorba içerek derse girmelerini bile çok gördüler" dedi. Üniversite yönetimi ve Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Kurumsal İletişim Koordinatörü Muhammet Yörübülut ise gazetecilerin konuyla ilgili sorularını yanıtsız bıraktı. Üniversitenin sessizliği sürerken, öğrenciler hizmetin yeniden başlamasını talep ediyor. Öte yandan, belediyenin tamamen kendi bütçesiyle kampüs içine yapması planlanan afet koordinasyon merkezi projesinin de üniversite yönetimi tarafından iptal edildiği öğrenildi.
Lösemiyi yenen İkranur 3 yıl sonra okula döndü, çiçek ve balonlarla karşılandı
06 Aralık 2025 Cumartesi - 09:22 Lösemiyi yenen İkranur 3 yıl sonra okula döndü, çiçek ve balonlarla karşılandı Adana’da 3 yıl önce okula başlayacağı gün hastaneye kaldırılan ve lösemi teşhisi konulan 13 yaşındaki İkranur Damla, lösemiyi atlattıktan sonra 3 yılın ardından yeniden okula döndü. İkranur, okul bahçesinde arkadaşları ve öğretmenleri tarafından balon ve çiçeklerle karşılandı. Genç kız, "Onkoloji veya çocuk doktoru olup benim gibi kansere yakalanan çocukları kurtarmak istiyorum" dedi. Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu’nda okuyan 8. sınıf öğrencisi İkranur Damla Erol, 3 yıl önce okula başlayacağı gün hastalanıp hastaneye kaldırıldı. Küçük İkranur’a lösemi teşhisi konularak hastaneye yatırıldı. Tedavi süreci boyunca Erol ailesi, Adana Şehir Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Antalya Akdeniz Üniversitesi Hastanesi arasında mekik dokudu. Hal böyle olunca da hemşire anne Arzu (36) ile gıda sektöründe çalışan baba Adem Erol (42), çalıştıkları iş yerlerinden de ayrılmak zorunda kaldı. Uzaktan eğitim ile okulundan geri kalmadı Bu sırada İkranur Damla Erol için okulunun yönlendirmesiyle uzaktan eğitim verildi ve küçük kız 6 ve 7.sınıfı tamamladı. Doktorların yoğun çabaları, ağır kemoterapiler, sayısız kontrol ve aylarca süren hastane günlerinin ardından İkranur, yapılan son kontrollerinde hastalığa dair bulguya rastlanmadı yeniden okuluna döndü. İkranur, öğretmenleri ve arkadaşları tarafından okul bahçesinde çiçekler ve balonlarla karşılandı. Genç kızın arkadaşları balonları gökyüzüne bıraktı herkes ‘Hayat Bayram Olsa’ şarkısıyla doyasıya eğlendi. Şimdi tek kişilik sınıfta birebir eğitim gören İkranur, önümüzdeki dönem ise doktorlarının kararıyla yeniden sınıf arkadaşlarının yanına dönebileceği belirtildi. "1 yıl boyunca hastaneden hiç çıkamadım" Yaşadığı süreci İhlas Haber Ajansı’na anlatan İkranur Damla Erol, zor günler geçirdiğini ancak hiçbir zaman pes etmediğini belirterek, "Hastaneye gittiğimde okula geleceğime inanıyordum ama onkoloji servisinde yatmak zorunda kaldım. 1 yıl boyunca hastaneden neredeyse hiç çıkamadım. Okulu çok özlüyordum. Okula gitmek en büyük hayalimdi. Ben o süreçleri yaşadım ve benim gibi çocukları kurtarmak istiyorum. O sebeple de onkoloji veya çocuk doktoru olup onlara destek olmak istiyorum" dedi. Öğretmenleri ve arkadaşlarının hazırladığı sürpriz karşısında mutlu olduğunu ifade eden Erol, "Karşılamalarında çok mutlu oldum. Hocalarımı ve arkadaşlarımı çok seviyorum. Bu süreç zorluydu, ben saçlarımı kaybettim ve o halimi sosyal medyada paylaştım. Hiç o halimi paylaşmaktan gocunmadım, o halimden de mutluydum. Benim gibi çocuklar asla pes etmesinler" şeklinde konuştu. "Üzüntümüz çok büyüktü" Kızının yaşadığı süreci anlatan baba Adem Erol ise, "Kızımın lösemi olduğu ortaya çıktı ve biz okula gelmesini beklerken onkoloji servisinde yatmaya başladı. Üzüntümüz çok büyüktü, darmadağın olmuştuk. Sürekli eşimle hastanedeydik ve işlerimizi bıraktık. Ancak çok şükür ki tedaviler sonucu İkranur hastalığı atlattı. İkranur’u öğretmenleri ve arkadaşlarının karşılamaları bizi çok mutlu etti. İkranur’da okula geldiği için çok mutlu oldu" ifadelerini kullandı.
Ticaret Bakanlığı Gümrükler Muhafaza ekipleri, kaçakçılıkla mücadelesini sürdürüyor
06 Aralık 2025 Cumartesi - 09:21 Ticaret Bakanlığı Gümrükler Muhafaza ekipleri, kaçakçılıkla mücadelesini sürdürüyor Ticaret Bakanlığı Gümrükler Muhafaza ekipleri, piyasa değeri 1 milyar 179 milyon lira olan, 394 kilo metamfetamin yakalaması gerçekleştirdi. Yakalanan uyuşturucu madde imha edildi. Ticaret Bakanlığı Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğünce yürütülen risk analizi ve hedefleme çalışmaları kapsamında, Gürbulak Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü ekiplerince Gürbulak Gümrük Sahası’na gelen bir tır şüpheli olarak değerlendirildi. Gümrük Muhafaza ekiplerince yürütülen çalışma neticesinde, NARKOKİM timleri, X-Ray tarama sistemiyle gerçekleştirdiği kontrollerde, aracın yasal yükünün arasına gizlenmiş halde 394 kilogram metamfetamin cinsi uyuşturucu madde ele geçirdi. Yapılan incelemelerde, ele geçirilen uyuşturucu maddenin piyasa değerinin 1 milyar 179 milyon lira olduğu tespit edildi. Olay kapsamında ele geçirilen uyuşturucu madde imha edildi. Gürbulak Gümrük Muhafaza ekiplerinin koordineli çalışmasıyla bir kaçakçılık girişimi daha engellendi. Olayla ilgili, Doğubayazıt Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde adli soruşturma başlatıldı. Gümrükler Muhafaza ekipleri; toplum sağlığını tehdit eden, organize suç gruplarını besleyen ve ülke güvenliğini zayıflatan uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadeleyi, gelişmiş analiz sistemleri ve kesintisiz operasyon kabiliyetiyle kararlılıkla sürdürüyor. Uyuşturucu ticaretinin; bağımlılığı artıran, kamu düzenini bozan, suç örgütlerine finansman sağlayan ve gençlerin geleceğini tehdit eden bir faaliyet olduğu bilinciyle Ticaret Bakanlığınca yürütülen mücadele, sıfır tolerans ilkesiyle devam ediyor. Ticaret Bakanlığı, Türkiye’nin ekonomik güvenliği, toplum sağlığı ve kamu düzeninin korunması amacıyla; uyuşturucu kaçakçılığı dahil olmak üzere her türlü kaçakçılık faaliyetine karşı kararlı duruşundan taviz vermeden mücadelesini sürdürüyor.
Geleceğin sağlıkçıları beyaz önlüklerini giydi
06 Aralık 2025 Cumartesi - 09:22 Geleceğin sağlıkçıları beyaz önlüklerini giydi Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde düzenlenen Beyaz Önlük Giyme Töreni’nde fizyoterapi, hemşirelik ve ebelik öğrencileri sağlık alanındaki kariyer yolculuklarına ilk adımlarını attı. Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beyaz Önlük Giyme Töreni, öğrenci ailelerinin katılımıyla düzenledi. Fizyoterapi ve rehabilitasyon, hemşirelik ve ebelik bölümleri öğrencileri, gerçekleşen törenle sağlık alanındaki kariyerlerine ilk adımlarını attı. Tören, Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Elmas, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Firdevs Karahan, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yurdanur Dikmen ve ilgili bölümlerin başkanlarının açılış konuşmalarıyla başladı. "Dünyadaki tüm gelişmeleri üniversitemize entegre etmeye çalışıyoruz" Rektör Prof. Dr. Muzaffer Elmas, konuşmasında eğitimdeki yeniliklerin önemine değinerek, Kocaeli Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi’nde yapay zeka ve teknolojik gelişmelere odaklanan eğitimlerin arttığını vurguladı. Elmas, "Dünyadaki tüm gelişmeleri üniversitemize entegre etmeye çalışıyor, öğrencilerimizi en güncel bilgi ve becerilerle donatmaya özen gösteriyoruz. Teknolojinin sağlık alanındaki katkılarını da göz önünde bulundurarak, öğrencilerimize bu alandaki eğitimlerle donanım kazandırmayı hedefliyoruz" dedi. "Eğitim sadece bilgi almak değil" Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yurdanur Dikmen’in konuşması ise öğrencilere güçlü bir motivasyon kaynağı oldu. Dikmen, "Öğrencilerimizin, sağlık alanındaki yolculuklarına başladığını görmek bizler için büyük bir gurur. Her biriniz, toplum sağlığını iyileştirme adına önemli birer lider olma yolunda adımlar atıyorsunuz. Unutmayın ki, eğitim sadece bilgi almak değil, aynı zamanda insanlığa hizmet etme amacıdır. Bu beyaz önlüğü giyerek sadece bir mesleğe adım atmıyorsunuz, aynı zamanda insanlık için anlamlı değişim oluşturma yolunda büyük bir sorumluluk üstleniyorsunuz. Bu sorumluluk, bizler için olduğu kadar sizler için de büyük bir onurdur. Sağlık alanındaki başarınız, sadece bilimsel bilgiyle değil, empati, merhamet ve insan sevgisiyle de şekillenecek" diyerek öğrencilere cesaret verdi. Beyaz önlüklerini giyen öğrenciler, mesleklerine adım atarken, geleceklerine umutla bakmalarını sağlayacak başlangıç yapmış oldular. Sağlık Bilimleri Fakültesi öğrencilerinin akademik hayatlarının dönüm noktalarından biri olan Beyaz Önlük Giyme Töreni, hem ailelerin hem de öğrencilerin yüzlerinde büyük bir mutlulukla son buldu.