Yerel Haberler
Zonguldak
Uzmanından endişelendiren açıklama; Bursa ve Konya Ovaları çöküyor 13 Aralık 2025 Cumartesi - 15:29:50 Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, Avrupa Uzay Ajansı’nın Sentinel uydularından elde edilen verilerle yapılan çalışmada, Bursa Ovası’nda her yıl yaklaşık 6 santimetrelik düşey çökme yaşandığını açıkladı. Konya Ovası’nda da benzer çökmelerin olduğunu ifade eden Kutoğlu, bu hareketin yıllara yayılması halinde ciddi yapısal riskler doğurabileceği uyarısında bulunarak, kent planlamasında mutlaka dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Avrupa Uzay Ajansı’na ait Sentinel uydularının yeryüzündeki hareketleri sürekli izleme imkânı sağladığını belirten Prof. Dr. Kutoğlu, bu verilerin İngiltere’deki Leeds Üniversitesi Deprem ve Volkan Araştırmaları Merkezi tarafından ön işlemden geçirildiğini söyledi. Kutoğlu, elde edilen verilerin akademisyenlerin erişimine açıldığını ifade ederek çalışmanın detaylarını şu sözlerle anlattı: "Avrupa Uzay Ajansı’nın Sentinel isimli uyduları tekrarlı bir şekilde dünyayı sürekli dolaşarak yer hareketlerini izleme imkanı tanıyor. Bu veriler İngiltere’deki Leeds Üniversitesi Deprem ve Volkan Araştırmaları Merkezi tarafından ön işlendikten sonra akademisyenlerin, kullanıcıların erişebileceği şekilde servis ediliyor. Biz bu verileri indirip değerlendirdiğimiz zaman iki tane büyük kentimizde özellikle Konya ve Bursa bölgelerinde ciddi düşey deformasyonların varlığını keşfettik." "Bursa Ovası yılda yaklaşık 6 santimetre çöküyor" Bursa’daki durumun özellikle dikkat çekici olduğunu vurgulayan Kutoğlu, Bursa ve Konya’nın benzer jeolojik özellikler taşıdığına işaret ederek şunları söyledi: "İkisi de faylarla sınırlandırılmış. Ama aynı zamanda da çok geniş ova alanlarına sahip ve yer altı sularından faydalanılan bölgeler. Bu sular vasıtasıyla ve tarımın yapıldığı bölgelerde kuyular aracılığıyla yoğun yer altı suyu kullanımı söz konusu. Buralarda çok önemli yüzey deformasyonları ortaya çıktı. Ekranda gördüğünüz Bursa Ovası’nı görmektesiniz. Bu mavi bölgeler, kırmızı bölgeleri ayıran bu mavi hatlar fay hatlarını temsil ediyor. Burada baktığımız zaman Bursa Ovası’nda şu iki bölgede kırmızılık görüyoruz. Bunlar düşey harekete işaret ediyorlar ve yıllık olarak yaklaşık 6 cm civarında Bursa Ovası’nın bir çökmesi, oturması söz konusu." Bu sürecin devam ettiğine dikkat çeken Kutoğlu, "Bu yıllara sari olarak devam ediyor. Yani bu 6 cm, 10 sene sonra 60 cm’ye bu şekilde devam ettiği takdirde ulaşmış olacak. Bu tabii hem yeraltı su durumunun azalması hem de bölgedeki fay hareketlerinin tetiklemiş olduğu bir durum ve dikkate alınması gereken, kent planlamasında mutlaka göz önünde bulundurulması gereken bir husus" dedi. "Uludağ yılda yaklaşık 2 santimetre yükseliyor" Çalışmada dikkat çeken bir başka bulgunun Uludağ bölgesi olduğunu belirten Kutoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: "Burada dikkat çeken önemli bir husus da şu; bu bölge Uludağ bölgesi. Bursa Ovası Uludağ’a uzanıyor ve burada baktığımız zaman Uludağ’ın yılda ortalama 2 cm kadar yükseldiğini görmüş oluyoruz. Yani Uludağ giderek boyu uzuyor." Konya’da çökme 5-10 santimetreyi buluyor Benzer deformasyonların Konya Ovası’nda da gözlendiğini belirten Prof. Dr. Kutoğlu, Konya’daki tabloyu ise şu sözlerle anlattı: "Benzer özellikler, benzer durumlar, deformasyonlar Konya’da da gözüküyor. Mavi alan önemli miktarda düşey deformasyona yani bir çökmeye karşılık geliyor. Bu çökme yer yer 5 ile 10 santimetre arasında değişiklik gösteriyor. Yani ova 5 ile 10 santimetre arasında çöküyor. Bu bölge yoğun tarım alanının faaliyetlerinin yürütüldüğü, buna bağlı olarak da yer altı sulamasının yapıldığı bölge." Konya’daki hareketin sadece yeraltı suyu kullanımından kaynaklanmadığını vurgulayan Kutoğlu, "Burada aynı zamanda yılda 4 cm’lik bir batıya doğru hareket var. Dolayısıyla buradaki çökmede sadece yeraltı sularının değil, aynı zamanda tektonik bir iteklemenin de etkili olduğu görülmekte. Zemin özellikleri de çok etkili. Konya Ovası’nda bu bölgeler yoğun kireç taşı bölgeleri. Su çekilmesine bağlı olarak zaman içerisinde medyada da sıkça gündeme gelen obruklar meydana geliyor" ifadelerini kullandı. "Bursa’da obruk yok ama yapısal hasar riski var" Bursa’da obruk oluşumlarının Konya kadar gündemde olmadığını ancak riskin farklı boyutlarda ortaya çıkabileceğini belirten Kutoğlu, uyarılarını şöyle sürdürdü: "Bursa’da bu şekilde bir obruk oluşumu pek gündemde değil ama bu hareketler devam ettiği sürece elbette ki bir takım yapısal hasarlar meydana gelmesi söz konusu. Eğer yapıların zemine oturan köşe noktaları, binaların oturduğu yerler farklı deformasyonlara, farklı hareketlere maruz kalırsa binalar üzerinde deformasyon meydana gelebilir. Çatlaklar oluşabilir. Bunlar zaman içerisinde taşıyıcı sistemlere de sirayet ederse, bölgedeki yapılar için ciddi tehditler söz konusu olabilir." Yer kabuğundaki zorlanmalara da dikkat çeken Kutoğlu, "Bu hareketler aynı zamanda yer kabuğundaki zorlanmaları artırıyor. Bu enerji biriktiği takdirde zeminde kütle hareketleri gibi farklı jeolojik riskler de ortaya çıkabilir" diyerek sözlerini tamamladı.
13 Aralık 2025 Cumartesi - 12:20 Devrek’te salep fidelerinin dikimine başlandı Zonguldak’ın Devrek ilçesinde salep fidelerinin dikimine başladı. Yıllarca İstanbul’da yaşayan ve emekli olduktan sonra memleketi Devrek’e yerleşen Musa Abalı ve eşi Emine Abalı bundan dört yıl önce Güneytabaklar köyünde hayata geçirdiği salep yetiştiriciliğinde istediği performansı yakaladığı ve fide dikim sezonun başlaması nedeniyle ilkbaharda elde edecek mahsulün fidelerinin dikimine başladı. Memleketine geldikten sonra çevresinde hiç bilinmeyen ve uzun araştırmalardan sonra salep yetiştiriciliğine el atan Musa Abalı, "Bundan dört yıl evvel eşimle başladığımız ve çevremizde çok bilinmeyen ancak getirisi oldukça karlı olan salep yetiştiriciliğine başladık. İlk Zamanlarda oldukça zorlandık ama mücadelemizi sürdürdük ve bu işin karlı bir iş olduğunun kanıtına vardık. Geçen yıl yaptığımız hasattan gayet güzel verim aldık şimdi ise ilkbaharda hasadını yapacağımız salepin fidelerini dikmeye başladık. Salep yetiştiriciliği iki aşamada yapılır. Birincisi yumru dediğimiz cinsi, ikincisi ise fide cinsidir. Yumru yani toprağa dikilen kısmının küçük patates gibi olanı Eylül ayında diğer fidesi ise bu aylarda dikilir. Bir dikersiniz üç verir. Mali anlamda oldukça karlı ben hep köylülerime ve diğer tanıdıklarıma söylüyorum gelin bu işi yapın diye ama maalesef konuya duyarlılık göstermiyorlar. Mahsul daha tarladayken pazarlamacı yerinde alıyor. Ben tekrar söylüyorum gelin bu işi yapın ve cebiniz para görsün" dedi. Eşine ilk başladığından bu yana destek veren Emine Abalı ise "Ben herkesin toprağa yönelik çalışmalar yapmasını tavsiye ediyorum özellikle de salep yetiştiriciliği bu anlamda oldukça karlı iyi ki İstanbul’dan gelmişiz ve iyi ki bu işe atılmışız" diye konuştu.
13 Aralık 2025 Cumartesi - 12:10 Devrek’te salep fidelerinin dikimine başlandı Zonguldak’ın Devrek ilçesinde çiftçilik yapan Musa Abalı isimli vatandaş dikim sezonunun başlaması nedeniyle salep fidelerinin dikimine başladı. Yıllarca İstanbul’da yaşayan ve emekli olduktan sonra memleketi Devrek’e yerleşen Musa Abalı ve eşi Emine Abalı bundan dört yıl önce Güneytabaklar Köyünde hayata geçirdiği salep yetiştiriciliğinde istediği performansı yakaladığı ve fide dikim sezonun başlaması nedeniyle ilkbaharda elde edecek mahsulün fidelerinin dikimine başladı. Memleketine geldikten sonra çevresinde hiç bilinmeyen ve uzun araştırmalardan sonra salep yetiştiriciliğine el atan Musa Abalı, "Bundan dört yıl evvel eşimle başladığımız ve çevremizde çok bilinmeyen ancak getirisi oldukça karlı olan salep yetiştiriciliğine başladık. İlk Zamanlarda oldukça zorlandık ama mücadelemizi sürdürdük ve bu işin karlı bir iş olduğunun kanıtına vardık. Geçen yıl yaptığımız hasattan gayet güzel verim aldık şimdi ise ilkbaharda hasadını yapacağımız salepin fidelerini dikmeye başladık. Salep yetiştiriciliği iki aşamada yapılır. Birincisi yumru dediğimiz cinsi, ikincisi ise fide cinsidir. Yumru yani toprağa dikilen kısmının küçük patates gibi olanı Eylül ayında diğer fidesi ise bu aylarda dikilir. Bir dikersiniz üç verir. Mali anlamda oldukça karlı ben hep köylülerime ve diğer tanıdıklarıma söylüyorum gelin bu işi yapın diye ama maalesef konuya duyarlılık göstermiyorlar. Mahsul daha tarladayken pazarlamacı yerinde alıyor. Ben tekrar söylüyorum gelin bu işi yapın ve cebiniz para görsün" dedi. Eşine ilk başladığından bu yana destek veren Emine Abalı ise "Ben herkesin toprağa yönelik çalışmalar yapmasını tavsiye ediyorum özellikle de salep yetiştiriciliği bu anlamda oldukça karlı iyi ki İstanbul’dan gelmişiz ve iyi ki bu işe atılmışız" diye konuştu.
Uzmanından endişelendiren açıklama; Bursa ve Konya Ovaları çöküyor
13 Aralık 2025 Cumartesi - 15:29 Uzmanından endişelendiren açıklama; Bursa ve Konya Ovaları çöküyor Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, Avrupa Uzay Ajansı’nın Sentinel uydularından elde edilen verilerle yapılan çalışmada, Bursa Ovası’nda her yıl yaklaşık 6 santimetrelik düşey çökme yaşandığını açıkladı. Konya Ovası’nda da benzer çökmelerin olduğunu ifade eden Kutoğlu, bu hareketin yıllara yayılması halinde ciddi yapısal riskler doğurabileceği uyarısında bulunarak, kent planlamasında mutlaka dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Avrupa Uzay Ajansı’na ait Sentinel uydularının yeryüzündeki hareketleri sürekli izleme imkânı sağladığını belirten Prof. Dr. Kutoğlu, bu verilerin İngiltere’deki Leeds Üniversitesi Deprem ve Volkan Araştırmaları Merkezi tarafından ön işlemden geçirildiğini söyledi. Kutoğlu, elde edilen verilerin akademisyenlerin erişimine açıldığını ifade ederek çalışmanın detaylarını şu sözlerle anlattı: "Avrupa Uzay Ajansı’nın Sentinel isimli uyduları tekrarlı bir şekilde dünyayı sürekli dolaşarak yer hareketlerini izleme imkanı tanıyor. Bu veriler İngiltere’deki Leeds Üniversitesi Deprem ve Volkan Araştırmaları Merkezi tarafından ön işlendikten sonra akademisyenlerin, kullanıcıların erişebileceği şekilde servis ediliyor. Biz bu verileri indirip değerlendirdiğimiz zaman iki tane büyük kentimizde özellikle Konya ve Bursa bölgelerinde ciddi düşey deformasyonların varlığını keşfettik." "Bursa Ovası yılda yaklaşık 6 santimetre çöküyor" Bursa’daki durumun özellikle dikkat çekici olduğunu vurgulayan Kutoğlu, Bursa ve Konya’nın benzer jeolojik özellikler taşıdığına işaret ederek şunları söyledi: "İkisi de faylarla sınırlandırılmış. Ama aynı zamanda da çok geniş ova alanlarına sahip ve yer altı sularından faydalanılan bölgeler. Bu sular vasıtasıyla ve tarımın yapıldığı bölgelerde kuyular aracılığıyla yoğun yer altı suyu kullanımı söz konusu. Buralarda çok önemli yüzey deformasyonları ortaya çıktı. Ekranda gördüğünüz Bursa Ovası’nı görmektesiniz. Bu mavi bölgeler, kırmızı bölgeleri ayıran bu mavi hatlar fay hatlarını temsil ediyor. Burada baktığımız zaman Bursa Ovası’nda şu iki bölgede kırmızılık görüyoruz. Bunlar düşey harekete işaret ediyorlar ve yıllık olarak yaklaşık 6 cm civarında Bursa Ovası’nın bir çökmesi, oturması söz konusu." Bu sürecin devam ettiğine dikkat çeken Kutoğlu, "Bu yıllara sari olarak devam ediyor. Yani bu 6 cm, 10 sene sonra 60 cm’ye bu şekilde devam ettiği takdirde ulaşmış olacak. Bu tabii hem yeraltı su durumunun azalması hem de bölgedeki fay hareketlerinin tetiklemiş olduğu bir durum ve dikkate alınması gereken, kent planlamasında mutlaka göz önünde bulundurulması gereken bir husus" dedi. "Uludağ yılda yaklaşık 2 santimetre yükseliyor" Çalışmada dikkat çeken bir başka bulgunun Uludağ bölgesi olduğunu belirten Kutoğlu, şu değerlendirmeyi yaptı: "Burada dikkat çeken önemli bir husus da şu; bu bölge Uludağ bölgesi. Bursa Ovası Uludağ’a uzanıyor ve burada baktığımız zaman Uludağ’ın yılda ortalama 2 cm kadar yükseldiğini görmüş oluyoruz. Yani Uludağ giderek boyu uzuyor." Konya’da çökme 5-10 santimetreyi buluyor Benzer deformasyonların Konya Ovası’nda da gözlendiğini belirten Prof. Dr. Kutoğlu, Konya’daki tabloyu ise şu sözlerle anlattı: "Benzer özellikler, benzer durumlar, deformasyonlar Konya’da da gözüküyor. Mavi alan önemli miktarda düşey deformasyona yani bir çökmeye karşılık geliyor. Bu çökme yer yer 5 ile 10 santimetre arasında değişiklik gösteriyor. Yani ova 5 ile 10 santimetre arasında çöküyor. Bu bölge yoğun tarım alanının faaliyetlerinin yürütüldüğü, buna bağlı olarak da yer altı sulamasının yapıldığı bölge." Konya’daki hareketin sadece yeraltı suyu kullanımından kaynaklanmadığını vurgulayan Kutoğlu, "Burada aynı zamanda yılda 4 cm’lik bir batıya doğru hareket var. Dolayısıyla buradaki çökmede sadece yeraltı sularının değil, aynı zamanda tektonik bir iteklemenin de etkili olduğu görülmekte. Zemin özellikleri de çok etkili. Konya Ovası’nda bu bölgeler yoğun kireç taşı bölgeleri. Su çekilmesine bağlı olarak zaman içerisinde medyada da sıkça gündeme gelen obruklar meydana geliyor" ifadelerini kullandı. "Bursa’da obruk yok ama yapısal hasar riski var" Bursa’da obruk oluşumlarının Konya kadar gündemde olmadığını ancak riskin farklı boyutlarda ortaya çıkabileceğini belirten Kutoğlu, uyarılarını şöyle sürdürdü: "Bursa’da bu şekilde bir obruk oluşumu pek gündemde değil ama bu hareketler devam ettiği sürece elbette ki bir takım yapısal hasarlar meydana gelmesi söz konusu. Eğer yapıların zemine oturan köşe noktaları, binaların oturduğu yerler farklı deformasyonlara, farklı hareketlere maruz kalırsa binalar üzerinde deformasyon meydana gelebilir. Çatlaklar oluşabilir. Bunlar zaman içerisinde taşıyıcı sistemlere de sirayet ederse, bölgedeki yapılar için ciddi tehditler söz konusu olabilir." Yer kabuğundaki zorlanmalara da dikkat çeken Kutoğlu, "Bu hareketler aynı zamanda yer kabuğundaki zorlanmaları artırıyor. Bu enerji biriktiği takdirde zeminde kütle hareketleri gibi farklı jeolojik riskler de ortaya çıkabilir" diyerek sözlerini tamamladı.
Devrek’te salep fidelerinin dikimine başlandı
13 Aralık 2025 Cumartesi - 12:20 Devrek’te salep fidelerinin dikimine başlandı Zonguldak’ın Devrek ilçesinde salep fidelerinin dikimine başladı. Yıllarca İstanbul’da yaşayan ve emekli olduktan sonra memleketi Devrek’e yerleşen Musa Abalı ve eşi Emine Abalı bundan dört yıl önce Güneytabaklar köyünde hayata geçirdiği salep yetiştiriciliğinde istediği performansı yakaladığı ve fide dikim sezonun başlaması nedeniyle ilkbaharda elde edecek mahsulün fidelerinin dikimine başladı. Memleketine geldikten sonra çevresinde hiç bilinmeyen ve uzun araştırmalardan sonra salep yetiştiriciliğine el atan Musa Abalı, "Bundan dört yıl evvel eşimle başladığımız ve çevremizde çok bilinmeyen ancak getirisi oldukça karlı olan salep yetiştiriciliğine başladık. İlk Zamanlarda oldukça zorlandık ama mücadelemizi sürdürdük ve bu işin karlı bir iş olduğunun kanıtına vardık. Geçen yıl yaptığımız hasattan gayet güzel verim aldık şimdi ise ilkbaharda hasadını yapacağımız salepin fidelerini dikmeye başladık. Salep yetiştiriciliği iki aşamada yapılır. Birincisi yumru dediğimiz cinsi, ikincisi ise fide cinsidir. Yumru yani toprağa dikilen kısmının küçük patates gibi olanı Eylül ayında diğer fidesi ise bu aylarda dikilir. Bir dikersiniz üç verir. Mali anlamda oldukça karlı ben hep köylülerime ve diğer tanıdıklarıma söylüyorum gelin bu işi yapın diye ama maalesef konuya duyarlılık göstermiyorlar. Mahsul daha tarladayken pazarlamacı yerinde alıyor. Ben tekrar söylüyorum gelin bu işi yapın ve cebiniz para görsün" dedi. Eşine ilk başladığından bu yana destek veren Emine Abalı ise "Ben herkesin toprağa yönelik çalışmalar yapmasını tavsiye ediyorum özellikle de salep yetiştiriciliği bu anlamda oldukça karlı iyi ki İstanbul’dan gelmişiz ve iyi ki bu işe atılmışız" diye konuştu.
Devrek’te salep fidelerinin dikimine başlandı
13 Aralık 2025 Cumartesi - 12:10 Devrek’te salep fidelerinin dikimine başlandı Zonguldak’ın Devrek ilçesinde çiftçilik yapan Musa Abalı isimli vatandaş dikim sezonunun başlaması nedeniyle salep fidelerinin dikimine başladı. Yıllarca İstanbul’da yaşayan ve emekli olduktan sonra memleketi Devrek’e yerleşen Musa Abalı ve eşi Emine Abalı bundan dört yıl önce Güneytabaklar Köyünde hayata geçirdiği salep yetiştiriciliğinde istediği performansı yakaladığı ve fide dikim sezonun başlaması nedeniyle ilkbaharda elde edecek mahsulün fidelerinin dikimine başladı. Memleketine geldikten sonra çevresinde hiç bilinmeyen ve uzun araştırmalardan sonra salep yetiştiriciliğine el atan Musa Abalı, "Bundan dört yıl evvel eşimle başladığımız ve çevremizde çok bilinmeyen ancak getirisi oldukça karlı olan salep yetiştiriciliğine başladık. İlk Zamanlarda oldukça zorlandık ama mücadelemizi sürdürdük ve bu işin karlı bir iş olduğunun kanıtına vardık. Geçen yıl yaptığımız hasattan gayet güzel verim aldık şimdi ise ilkbaharda hasadını yapacağımız salepin fidelerini dikmeye başladık. Salep yetiştiriciliği iki aşamada yapılır. Birincisi yumru dediğimiz cinsi, ikincisi ise fide cinsidir. Yumru yani toprağa dikilen kısmının küçük patates gibi olanı Eylül ayında diğer fidesi ise bu aylarda dikilir. Bir dikersiniz üç verir. Mali anlamda oldukça karlı ben hep köylülerime ve diğer tanıdıklarıma söylüyorum gelin bu işi yapın diye ama maalesef konuya duyarlılık göstermiyorlar. Mahsul daha tarladayken pazarlamacı yerinde alıyor. Ben tekrar söylüyorum gelin bu işi yapın ve cebiniz para görsün" dedi. Eşine ilk başladığından bu yana destek veren Emine Abalı ise "Ben herkesin toprağa yönelik çalışmalar yapmasını tavsiye ediyorum özellikle de salep yetiştiriciliği bu anlamda oldukça karlı iyi ki İstanbul’dan gelmişiz ve iyi ki bu işe atılmışız" diye konuştu.
9. Uluslararası Madenci Kupası Judo Turnuvası Zonguldak’ta başladı
12 Aralık 2025 Cuma - 17:22 9. Uluslararası Madenci Kupası Judo Turnuvası Zonguldak’ta başladı Zonguldak Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile Türkiye Judo Federasyonu Başkanlığı’nın 2025 yılı faaliyet programında yer alan 9. Uluslararası Madenci Kupası Judo Turnuvası, bugün düzenlenen açılış seremonisiyle başladı. Kozlu Spor Salonu’nda gerçekleştirilen organizasyon, 12-14 Aralık 2025 tarihleri arasında devam edecek. Turnuvaya başta Kırgızistan, Azerbaycan, Özbekistan ve Gürcistan olmak üzere 7 ülke ile Türkiye’nin 37 farklı ilinden yaklaşık bini aşkın sporcu, antrenör ve idareci katılıyor. Geleneksel hale gelen ve bu yıl 9.’su düzenlenen Uluslararası Madenci Kupası Judo Turnuvası, her yıl olduğu gibi spor camiasından yoğun ilgi görüyor. Açılış seremonisinde sporcular kortej eşliğinde salona çıkarken, organizasyonun dostluk ve fair-play ruhuna vurgu yapıldı. Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunduğu açılışta konuşan Judo İl Temsilcisi Kemal Çebi, "Müsabakalarımıza katılan 7 ülke 37 ilimiz, 280 sporcuyla antrenörleriyle spor camiasının burada olmasından dolayı çok mutluyuz. İlimizden çok güzel anılarla ayrılmalarını, müsabakaların iyi geçmesini diliyorum. Kazasız belasız geri dönmelerini temenni ediyorum" ifadelerine yer verdi. 2016 yılında ilk kez düzenlenen Uluslararası Madenci Kupası Judo Turnuvası, pandemi yılı olan 2020 dışında her yıl aralıksız olarak gerçekleştirildi. Organizasyon, Madenciler Günü kapsamında her yıl aralık ayında düzenlenmesiyle de dikkat çekiyor. Turnuva, 14 Aralık’ta yapılacak müsabakalar ve ödül töreniyle sona erecek.
İki kardeş ve babaannelerini öldüren sanık "Kasap mıyım cani miyim durduk yere yapayım, savunmak içindi"
12 Aralık 2025 Cuma - 16:42 İki kardeş ve babaannelerini öldüren sanık "Kasap mıyım cani miyim durduk yere yapayım, savunmak içindi" Zonguldak’ta aralarında husumet bulunan akrabaları iki kardeş ve babaannelerini bıçakla ölümüne sebep olan sanık hakim karşısına çıktı. Çıkan kavgada kendisine saldırdıklarını öne süren sanık Erdeniz K., "Beni yere yatırıp boğmaya çalışıp saldırdılar, nefessiz kaldım ölüyordum. Kurtulmak için bıçakladım ama kasap mıyım cani miyim durduk yere yapayım, savunmak içindi" diyerek kendini savundu. İddialara göre merkeze bağlı Köroğlu köyünde ikamet eden sanık Erdeniz K.’nın kardeşi E.K., köy kahvesinde çıkan bir tartışma sonrası darp edildi. Bunun üzerine iki taraf arasında husumet meydana geldi. Geçen 21 Temmuz günü Halil Can Köroğlu (24), kardeşi Emirkan (18) bir yakınlarının düğününe katıldıktan sonra eve dönüş yolunda E.K.’nin ağabeyi Erdeniz K. ile karşılaştı. Çıkan tartışmada Erdeniz K. iki kardeşi ve babaanneleri Nazmiye Köroğlu’nu (75) bıçakla yaraladı. Çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. İlk müdahaleleri yapılan babaanne ve iki torunu, kaldırıldıkları hastanelerde kurtarılamayarak hayatlarını kaybetti. Yakalanan zanlı Erdeniz K. ise tutuklanarak cezaevine gönderildi. Ağırlaştırılmış müebbet talebiyle hakim karşısına çıktı 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşmasında kasten öldürmeden ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanan sanık Erdeniz K. hakim karşısına çıktı. Adliye binasının içinde ve çevresinde geniş güvenlik önlemleri alınırken, her iki tarafın yakınları kalabalık oluşturdu. Kendisini "Kasap mıyım, cani miyim?" diye savundu Sanık Erdeniz K., kendisine yönelik ağır küfürler duyduğunu, saldırıya uğrayarak boğazının sıkıldığını bu sebeple kendisini savunduğunu öne sürdü. Maktuller Halil Can ve kardeşi Emirkan’ın kendisine saldırdığını savunan Erdeniz K., "Bıçakladığımı inkar etmiyorum. Ancak görüntülerde gözüktüğü üzere beni yere yatırıp boğmaya çalışıp saldırdılar, nefessiz kaldım ölüyordum. Kurtulmak için bıçakladım ama kasap mıyım cani miyim durduk yere yapayım, savunmak içindi" ifadelerine yer verdi. Duruşmada 12 tanık dinlenirken, görgü tanıklarından L.K., "Erdeniz evine girmeye çalışırken Halilcan boğazına yapıştı. Yere düşürüp duvara sıkıştırdı. ‘Halilcan yapma adam ölecek’ diyerek çekmeye çalıştım. Halilcan bir hamleyle oradan kalkıp üstüne bakıp ‘ben bıçaklandım’ deyip yere düştü. Ben kanı görünce feryat ettim" diye konuştu. Tanık ifadelerinin ardından söz alan Halil Can ve Emirkan’ın annesi Fatma Köroğlu ise "Erdeniz, kendini kurtarmak istese koluna bacağına vurur, kalbinden bıçaklamış yavrumu. Bizim kimseyle husumetimiz olmadı" dedi. Mahkeme, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
BEUN’da Âşık Veysel anıldı
12 Aralık 2025 Cuma - 11:54 BEUN’da Âşık Veysel anıldı Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinde (BEUN) "Âşık Veysel’den Gönül Dünyamıza Akanlar" adlı programda, büyük halk ozanı Âşık Veysel’in sazı, sözü ve irfanı ele alındı. Âşık Veysel’in şiirleri, düşünce dünyası ve kültürel mirası konuşulurken program sonunda seslendirilen türküler salonda duygusal anlar yaşattı. Farabi Kampüsü Doç. Dr. Ali Arslan Konferans Salonu’nda yoğun bir katılımla gerçekleştirilen etkinliğe; BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer, senato üyeleri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Program, aziz şehitlerin anısına yapılan saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından açılış konuşmasını yapmak üzere BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer kürsüye çıktı. Rektör Özölçer konuşmasında, Anadolu irfanının bilge sesi Âşık Veysel’i anmak ve anlamak için bir araya gelmenin önemine vurgu yaparak şu ifadeleri dile getirdi: "Bugün, gönül ve kültür dünyamızda derin izler bırakmış Anadolu irfanının mütevazı ve bilge kişiliği Âşık Veysel’i anmak için burada toplandık. O yalnızca bir saz âşığı ya da söz ustası değildir; gönül gözüyle gören, gönülden söyleyen, gönüllere hitap eden bir yolcudur. Yaşadıklarıyla efsaneleşmiş, eserleriyle ölümsüzleşmiştir. Onun dizelerinde vatan sevdası, hasret, vuslat, doğa, ana sevgisi, sabır ve şükür vardır. ‘İki kapılı bir handa gündüz gece yürüyen bir yolcu’ olarak kendi yolculuğunu tamamlamış olsa da türküleriyle Dedem Korkut’un dediği gibi ‘ölümlü gidimli’ dünyada bize yoldaş olmaya devam etmektedir. Gönül kelamının usta nefesi, âşıklık geleneğimizin güçlü temsilcisi adına bu anlamlı programın düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum." Açılış konuşmasının ardından program, BEUN İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Seyfullah Kara ve Teoman Duralı İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Muhittin Turan tarafından gerçekleştirilen sunumlarla devam etti. Doç. Dr. Muhittin Turan, sunumunda Türk halk ozanı Âşık Veysel’in eserlerini derinlemesine ele alarak, şiirlerinin muhteva ve mana açısından taşıdığı değeri anlattı. Veysel’in mezhepsel bir ayrım gözetmediğini, Allah’a yönelttiği sitemlerin hakka duyduğu aşktan kaynaklandığını dile getirdi. Ayrıca zıtlıkların Veysel’in yansımalarını ele alarak Mehmet Âkif Ersoy ve Mehmet Âkif İnan’dan yaptığı alıntılarla ozanın şiir evrenini zengin bir perspektifle değerlendirdi. Doç. Dr. Turan’ın ardından söz alan Prof. Dr. Seyfullah Kara ise Âşık Veysel’i anlama çabasının kültürel süreklilik açısından büyük önem taşıdığını ifade ederek, ozanın zengin kültürel dünyasının kapsamlı şekilde analiz edilmesi gerektiğini belirtti. Konuşmaların ardından Prof. Dr. Seyfullah Kara, Âşık Veysel’in iki türküsünü saz eşliğinde icra ederek salona duygu dolu anlar yaşattı. Türkülerin ardından BEUN Rektörü Prof. Dr. Özölçer, programda sunum yapan akademisyenlere teşekkür belgelerini takdim etti. Program toplu hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.