Yerel Haberler
Zonguldak
Zonguldak’ta 7 ruhsatsız maden ocağı kapatıldı 22 Aralık 2025 Pazartesi - 12:09:26 Zonguldak’ta ekiplerce yapılan denetimlerde 7 ruhsatız maden ocağı kapatıldı. Zonguldak’ta 15-21 Aralık 2025 tarihleri arasında İl Emniyet Müdürlüğü ve İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince gerçekleştirilen uygulama ve denetimlerde çok sayıda suç unsuru ele geçirilirken, aranan şahıslara yönelik çalışmalarda önemli sonuçlar elde edildi. Yapılan denetimlerde, haklarında hapis cezası bulunan 23 kişi ile ifadeye yönelik aranan 36 kişi olmak üzere toplam 59 aranan şahıs yakalandı. Hapis cezasına göre yakalananların 17’sinin 0-5 yıl, 1’inin 5-10 yıl, 5’inin ise 10 yıl ve üzeri cezası bulunduğu bildirildi. Okul ve çevrelerine yönelik denetimler kapsamında 1.622 kişi sorgulanırken, 240 okul, 37 metruk bina, 225 umuma açık yer ve 205 servis aracı kontrol edildi. Trafik uygulamalarında ise 631 uygulama gerçekleştirilirken, 7 bin 382 araç ve 4 bin 411 kişi denetlendi. Maden ocaklarına yönelik denetimlerde 30 kontrol yapılırken, 5 ihbar değerlendirildi. Denetimler sonucunda 7 ruhsatsız maden ocağı, 60 metre ray ve 2 vinç ele geçirildi. Uyuşturucu ile mücadele kapsamında düzenlenen 12 operasyonda 3 kişi gözaltına alındı, 3 kişi tutuklandı. Operasyonlarda 2,26 gram metamfetamin, 28,38 gram sentetik kannabinoid, 20,87 gram esrar, 7 gram kannabinoid hammaddesi, 14 gram tütün ile 1 adet uyuşturucu aparatı ele geçirildi. Silah ve mühimmat denetimlerinde ise 3 tabanca, 1 kurusıkı tabanca, 14 tabanca fişeği ile 2 yivli-yivsiz tüfek ele geçirildi. Düzensiz göçle mücadele kapsamında yapılan 2 uygulamada 35 kişi sorgulanırken, bunlardan 26’sının yabancı uyruklu olduğu belirtildi.
22 Aralık 2025 Pazartesi - 11:30 Bayrak Şairi Arif Nihat Asya Vefatının 50. Yılında BEUN’da anıldı Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinde (BEUN), Türk edebiyatının önemli temsilcilerinden, edebî ve fikrî mirasıyla Türk kültür hayatına derin izler bırakan "Bayrak Şairi" Arif Nihat Asya, vefatının 50. yıl dönümünde düzenlenen "Vefatının 50. Yıl Dönümünde Arif Nihat Asya’ya Vefa" başlıklı panelle anıldı. Farabi Kampüsü Doç. Dr. Ali Arslan Konferans Salonunda gerçekleştirilen panele; önceki dönem Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) ve İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Fatih Andı, FSMVÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Dursun Ali Tökel ile FSMVÜ Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şaban Sağlık konuşmacı olarak katıldı. Yoğun ilgi gösterilen panele, BEUN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Servet Karasu, senato üyeleri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Program, aziz şehitlerin anısına saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Ardından kürsüye gelen BEUN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Servet Karasu, konuşmasında Türk edebiyatına damga vurmuş müstesna şahsiyetlerin anılmasının kültürel hafızanın canlı tutulması açısından büyük önem taşıdığını belirterek Arif Nihat Asya’yı vefatının 50. yılında anmak ve anlamak üzere programa katılan tüm konuklara teşekkür etti. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Karasu’nun konuşmasının ardından panele geçildi. Panel, FSMVÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Prof. Dr. Dursun Ali Tökel’in sunumuyla başladı. Prof. Dr. Tökel, konuşmasında Arif Nihat Asya’nın hayatına ve edebî kişiliğine dair değerlendirmelerde bulunarak; şairin 1904 yılında Çatalca’nın İnceğiz köyünde dünyaya geldiğini, çocukluk ve gençlik yıllarında yaşadığı zorlukların onun şiir dünyasını derinden etkilediğini ifade etti. Asya’nın eğitim hayatı, ailesi ve yaşamının son dönemlerine değinen Prof. Dr. Tökel, 5 Ocak 1975’te Ankara Numune Hastanesinde vefat eden şairin, ardında vatan, millet ve iman ekseninde şekillenmiş güçlü bir edebî miras bıraktığını vurguladı. Panelin ikinci konuşmacısı Prof. Dr. M. Fatih Andı, Arif Nihat Asya’nın Türk edebiyatı ve toplumsal hafıza üzerindeki etkisine dikkat çekti. Prof. Dr. Andı, konuşmasında Türk edebiyatının büyük şairlerine ait seçkin eserlerin genç kuşaklara aktarılmasının taşıdığı derin önemi vurguladı. Özellikle büyük şairlerin önemli eserlerinin bilinmesinin oldukça değerli olduğunu ifade eden Andı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kalabalık kitlelere Asya’nın "Biz kısık sesleriz Minareleri sen ezansız bırakma Allah’ım" mısralarıyla başlayan Dua şiirini okuyarak 7’den 70’e herkes tarafından bilinmesine vesile olduğunu hatırlattı. Yine bununla birlikte "Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü" dizeleriyle başlayan meşhur "Bayrak" şiirinin de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve farklı liderler tarafından okunmasının önemli şair ve şiirlerin geniş kitlelerce tanınmasına katkı sağladığını dile getirdi. Panelin son konuşmacısı Prof. Dr. Şaban Sağlık ise "Türkçenin Şiir Hâli ve Arif Nihat Asya" başlıklı sunumunda, şiirin edebiyat türleri içerisindeki ayrıcalıklı konumuna vurgu yaptı. Arif Nihat Asya’nın öğretmen, şair, yazar, Mevlevi, milletvekili ve köşe yazarı kimlikleriyle çok yönlü bir şahsiyet olduğunu belirten Prof. Dr. Sağlık, "Bayrak Şairi", "Naat Şairi" ve "Fetih Marşı Şairi" unvanlarıyla Türk edebiyatında müstesna bir yere sahip olduğunu dile getirdi. Prof. Dr. Sağlık ayrıca, "Bayrak" şiirinin 1926 yılında Adana’nın kurtuluşu için bir gecede kaleme alınış sürecinin, İstiklal Marşı’nın yazılışındaki ruhani atmosferi hatırlattığını ifade etti. Panel, konuşmaların ardından BEUN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Servet Karasu’nun panelistlere teşekkür belgelerini takdim etmesi ve hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.
22 Aralık 2025 Pazartesi - 11:29 Uzmanından gençlere ’hızlı zayıflama’ uyarısı Zonguldak’ta diyetisyen Gizem Güneş, sosyal medyada yaygınlaşan hızlı zayıflama diyetleri ve tek tip beslenme yöntemlerinin ergenler üzerindeki etkilerine dikkat çekti. Güneş, büyüme ve gelişim çağındaki çocukların bu tür uygulamalardan olumsuz etkilendiğini söyledi. Diyetisyen Gizem Güneş, ergenlik döneminin büyüme hormonu, beyin gelişimi ve fiziksel gelişimin en hızlı yaşandığı süreç olduğunu belirterek, "Bu dönemde doğru beslenme son derece önemli. Ancak sosyal medyada görülen hızlı zayıflama diyetleri ve ürünler maalesef ergenleri ve gençleri de etkiliyor" dedi. Ailelerin yasaklayıcı tutumdan kaçınması gerektiğini vurgulayan Güneş, "Öncelikle yasaklamaları kaldırmamız gerekiyor. Yasak yerine bedenimizi sevmeyi ve doğru beslenmenin ne olduğunu öğretmeliyiz. Eğer bunu ev ortamında oturtamıyorsak mutlaka bir uzmandan destek almalıyız" ifadelerini kullandı. Yanlış beslenme alışkanlıklarının ilerleyen yıllarda ciddi sağlık sorunlarına zemin hazırlayabileceğini belirten Güneş, "Bu dönemde yapılan yanlışlar, ileride ortaya çıkabilecek hastalıkların habercisi olabilir. Boy uzaması, beyin gelişimi ve özellikle kız çocuklarında adet düzensizlikleri beslenmeyle doğrudan bağlantılıdır. Beslenme ne kadar kısıtlanırsa bu süreçler o kadar olumsuz etkilenir" diye konuştu. Kendi danışanlarında da benzer sorunlarla sıkça karşılaştığını aktaran Güneş, bu durumun özellikle okul çağındaki çocuklar arasında yaygınlaştığını söyledi. Güneş, "Ebeveynler olarak çocuklarımıza bedenlerini sevmeyi öğretmeliyiz. Bu ürünler yetişkinler için bile tartışmalı iken, ergenlik dönemindeki çocuklar için çok daha tehlikelidir" dedi. Ailelere çağrıda bulunan Güneş, doğru iletişim kurulmasının ve gerekirse profesyonel destek alınmasının önemine dikkat çekerek, ergenlerin bu tür beslenme trendlerinden korunabileceğini ifade etti.
Evlatlık katilin kan donduran planı
07 Kasım 2025 Cuma - 12:29 Evlatlık katilin kan donduran planı Zonguldak’ın Çaycuma ilçesine bağlı Coburlar Köyü’nde 1 Kasım’da bir köy kahvesine düzenlenen silahlı saldırıda 2 kişi hayatını kaybetti, 2 kişi yaralandı. Olayın ardından teslim olan ve "evlatlıktan reddedilme" sürecinde olduğu öğrenilen katil zanlısı emekli polis Okan Özcan tutuklandı. Görgü tanıkları dehşet anlarını anlatırken, ölenlerin yakınları ve zanlının ailesi, katliamın planlı olduğunu ve zanlının üvey ailesine şiddet uyguladığını iddia etti. Muhtar ve ölenlerin yakınları, zanlının kendini aklamak için ortaya attığı ’fuhuş çetesi’ iddialarını sert bir dille yalanladı. Olay, 1 Kasım’da Zonguldak’ın Çaycuma ilçesi Coburlar Köyü’nde meydana geldi. İddiaya göre köy kahvesine gelen emekli polis Okan Özcan (32), bir anda elindeki av tüfeği ile etrafa ateş açmaya başladı. Tüfekten çıkan kurşunlarla kahvede bulunan Kasım Özcan, Aydın Özbakış, Gökhan G. (39) ve Hüseyin G. (67) yaralandı. Çevredekilerin haber vermesi üzerine olay yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Yaralılar ambulanslarla hastaneye götürülürken, ağır yaralanan Kasım Özcan ve Aydın Özbakış yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Kahvehane baskınından sonra kaçan zanlı Okan Özcan, Çaycuma Adliyesi’nde tanıdığı bir polise teslim oldu. Hayatını kaybeden Özcan ve Özbakış’ın cenazeleri, köyde düzenlenen töreninin ardından toprağa verildi. Zanlı Okan Özcan ise çıkarıldığı mahkeme tarafından "tasarlayarak adam öldürme" suçundan tutuklandı. Katil zanlısı Okan Özcan’ın 32 yıl önce Siyami ve Sevim Özcan çifti tarafından evlatlık alındığı, durumundan 13 yaşında haberdar olunca ailesiyle husumet yaşamaya başladığı iddia edildi. Görgü tanıkları dehşet anlarını anlattı Saldırı sırasında kahvede bulunan ve olaydan yara almadan kurtulan görgü tanığı Emrah Yıldırım, yaşananları anlattı. Katil zanlısının profesyonel bir şekilde ileri geri hareket ederek tüfeği ateşlediğini anlatan Yıldırım, şöyle dedi: "Olay gecesi içeride arkadaşlarımla birlikte oyun oynuyorduk. Bir patlama sesi duydum. Genellikle arkadaşlarımızla şaka yaparız, birbirimize torpil atarız. Öyle sandık. Ayağa kalktık ama tüfeğin namlusunu gördüm. İlk önce Kasım Özcan’ın yere düştüğünü gördüm. Sonra Aydın Özbakış’ın yere düştüğünü gördüm. Sonra Gökhan arkadaşımı benden tarafa çekerek ikimiz birden yere düştük. O anda içeride bulunan arkadaşlarımın da yere yattığını gördüm. Sonradan ayağa kalktım, sandalyeye yeltendim, atmaya çalıştım, masaya takıldı. O’nun profesyonel bir şekilde ileri adım adım gelerek geri geri de atarak çıktığını gördüm. Daha sonra peşinden dışarı çıktığımda kendi geldiği aracıyla yolun ortasını çekmiş ve binip hızlı bir şekilde uzaklaştığını gördüm. Sonra yaralı olan arkadaşlarıma müdahaleye koştum. Civar komşulardan ip ve örtü gibi bir şeyler alarak Aydın Özbakış’ın yarasına tampon, Gökhan Göktaş’ın ayağına ip bağladık. Daha sonra 112’yi arayarak olaya müdahale ettik. Yani hiç içeri girdi, hiç sorgu sual yok, direkt sıkmaya başladı. Tüfek sesi zaten o yankılama kulaklarımızdan hala gitmiyor. Yaşadığımız psikoloji kolay bir psikoloji değil. Babam dediğim, insanı kaybettim. Kardeşim dedi, insanı kaybettim. Tarifi yok, acısı yok. Ben bir husumet yaşamadım ama arkadaşlarım yaşamışlar herhalde. Sonradan öğrendim tabii ki." "Köyümde ’fuhuş çetesi’ iddiaları vicdanen rahatsız ediyor" Köy Muhtarı İlkay Günsan, yaşanan olayın şokunu yaşadıklarını ve zanlının iddialarından rahatsızlık duyduklarını ifade etti. Adaletin yerinin bulmasını istediğini söyleyen Günsan, "1 Kasım akşamı köyümde istenilmeyen bir olay yaşadım. İki tane ölüm, iki tane de yaralı var. Acımız büyük. Gerçekten. Hani köyümün bu katilin bu şekildeki iddialarıyla anılmasını kesinlikle istemiyorum. Kelimelerim boğazıma düğümleniyor. Gerçekten acı bir olay. Hiçbir sebep neden olmadan böyle bir katliam yapması bunca insanların yardımcı olmasına rağmen bunu yapması. Hiçbir anlam veremedik. Veremiyoruz. Bir şeyler konuşuluyor, deniliyor. Bazı nedenleri, ailevi sorunları olduğu söyleniyor. Bunları ben yaşadım. Babası tarafından uzaklaştırma kararı alındı. Evlatlıktan reddedilme pozisyonuna geldi. Biz elimizden geldiği kadar yardımcı olduk. Ne sıkıntısı varsa tedavi edilmesi gerekiyorsa tedavi yöntemlerine başvurabilirdik ama yapamadık. Vicdanen rahatsızım. Köyümün bu şekilde isminin ‘fuhuş çetesi’ diye anılmasından çok rahatsızım. Aile, acımız büyük. Aileler, üçer tane evlat öksüz kaldı. Adaletin yerini bulmasını tecelli etmesini umarım" diye konuştu. "Her şeyi planlamış" Zanlı Okan Özcan’ın annesi Sevim Özcan (69), oğlunun olaydan önce yanına gelerek "fuhuş" iddialarını dile getirdiğini söyledi. Kendisinden habersiz gizlice Okan Özcan tarafından konuşmaların videoya kaydedilip sosyal medya hesabından paylaşmasını da sonradan öğrenen Sevim Özcan, şöyle devam etti: "Bilmiyordum ben onu. Haberim yoktu video alındığından. Her şeyi planlı yapmış o. Ben bilmiyordum. Eve yanıma geldi oğlum. Babam ‘seni satıyor’ dedi. Kasım Özcan için ‘fuhuş yapıyor bilmiyor musun’ dedi. Öyle öyle her şeyi konuştu. Bizi ‘reddediyormuşsunuz. Mahkemeyi geri çekin. İmza atacağız pazartesi günü’ dedi. ‘Tamam’ dedim ben. Karnının aç olup olmadığını sordum, ondan sonra kalktı gitti." "Evlatlıktan reddettiğim için beni de öldürecekmiş" Zanlıyı evlatlıktan reddetmek için dava açan baba Siyami Özcan ise evlatlık aldıkları Okan Özcan’ın annesine dahi şiddet uyguladığını ve kendisini öldürmek istediğini iddia etti. Bir gün Okan Özcan’ın kendisine de saldırdığını, boğulmak üzereyken eşi Sevim Özcan’ın kendisini kurtardığını ifade eden Siyami Özcan olay gününü de şöyle anlattı: "Evlat bu nasıldır ya? Anasına bu nasıl der ya? Evlat denmez buna ya. Böyle bir şey olamaz. Boğuyor, nefes alamıyor diyorum. Daha bastırıyor. Kediler vardı, kedileri çok severdi. Kedileri ‘bırak oğlum’ diyoruz. Kediler her taraf büyük, pislik içinde. Bir odası var. Size göstersem şaşarsınız. Bizim evde sigara içmek yasak. Sigara dokunuyor bize. KOAH hastasıyız. Bu bizi hayatta dinlemezdi. Baba, ana yerine koymazdı. Son zaman işte bu hakaretler, küfürler, evde hiç huzurumuz yoktu. Mecbur uzaklaştırma aldım artık. 4-5 ay uzaklaştırma aldım. Zaten evlatlıktan reddetmek için avukata verdim. Son aşamada. Adalet yerini bulsun diyorum. En ağır cezayı almasını istiyorum. Çıkmasın orada, gebersin orada. Böyle bir evlat olmaz ya. Ben nasıl 32 sene buna bakmışım, hizmet etmişim. Çok nankör. Bunda vicdan diye bir şey yok. Bunda insanlık diye bir şey yok. Bunu insan denilemez ya. Beni öldürmek istemiş, reddettiğim için. Öyle bir insanın babası olmaktan suçluluk duyuyorum ya. Bu kadar vicdansızlık olur mu ya?" "Hedef gözetmeksizin ateş açtı" Saldırıda 2 akrabası yaralanan Hüseyin Göktaş ise olayın bir anda gerçekleştiğini belirtti. Olay anına şahitlik eden Göktaş, "Maç vardı o akşam, olay gecesi, olay günü. Maça bakarken biz aniden içeri katil girdi. Birdenbire bastı tetiğe. Hiç hedef gözetmek için beş kişiyi vurdu. İkisi içeride yatıyordu, ikisi dışarıdaydı. Ölen Kasım Özcan, yürüyerek dışarı çıktı. Benim kardeşim olan Hüseyin Göktaş, o da dışarı çıktı. Kolu kopmak üzereydi. Yeğenim vardı içeride. Onun da diz kapağı parçalanmış. Yanında da Aydın Özbakış diye bizim yeğenimiz vardı. Yine aynı köylümüz. O zaten orada ölmek üzereydi yani. Hiçbir şey söylemedi. Girişiyle bastı tetiğe yani. Ondan sonra kaçıştık biz sağa sola. Ne olduğunu anlayamadık. Her şey 5-6 saniyenin içinde oldu" şeklinde konuştu. "Cinayeti meşrulaştırmaya çalışıyor" Öldürülen Kasım Özcan’ın oğlu K.Ö., zanlının eski polis olduğunu, ailesine şiddet uyguladığını ve saldırıyı planladığını iddia etti. K.Ö., zanlının "fuhuş" iddialarının cinayeti meşrulaştırma çabası olduğunu savundu. K.Ö., şöyle dedi: "Katil daha önce bir evlilik yapmış ve eşine şiddet uyguladığı için de şey içerisinde sonlanmıştır. Daha sonrasında polislikten emekliliğini istemiştir. Emekli olduğuna dair, ailesine dair kesin bir bilgimiz yok bizim de. Daha sonrasında yaşadığı evinden yani Ankara’dan ayrılıp köye ailesinin yanına taşınmıştır kedileriyle birlikte. Bundan sonra ailesini sürekli baskı uygulamıştır ve maddi sorunlarını öne sürerek ailesinin üzerindeki arsaları satmasını ve parasını kendisine verilmesini istemiştir. Birkaç kere bu durumu tekrar ettikten sonra bir arsasını satıp parası kendine verilmeyince ailesine şiddet uygulamaya başlamıştır. Hatta bir seferinde Siyami Özcan’ı boğarak öldürme teşebbüsünde bulunmuştur. Bundan dolayı da ailesi reddetmeye karar vermiş ve uzaklaştırma kararı almıştır. İki ay süren uzaklaştırma kararı yakın zamanda sonlanmış. Babası Siyami Özcan bu kararı uzatmak istemiş fakat mahkemece bu reddedilmiştir. Kasım Özcan, yaşlı olan Siyami Özcan ve Sevim Özcan’ı zaman zaman hastaneye getirip götürdüğü için katil kin beslemeye başlamıştır ve bunu da Kasım Özcan’ın kendisine de söylemiştir. Kasım Özcan çevredeki herkese destek ve yardımcı olduğu gibi Kasım’ın kendisine de çokça desteği olmuştur. Olaydan yakın zaman önce kedileri internetten satan katil bununla internetten silah satın almıştır ve bir gün öncesinde silahın çalışıp çalışmadığını kontrol etmek için evde atış talimini yapmıştır. Bu da çevrelerce duyulmuştur. Aynı şekilde olay günü araba kiralayıp çok planlı bir şekilde keşif yaptığını da düşünüyoruz açıkçası. Eski polis olan katil cinayeti planlı bir şekilde zemine oturtmak için annesinin hipnozla pazarlandığını öne sürmüştür ki yine annesi tarafından bunun reddedildiği bilinmektedir. Bu iddia açıkçası köyün muhtarı İlkay Günsel ve çevrelerce kesin bir şekilde reddedilmektedir. Bizim amacımız böyle acılı bir dönemde açıklama yapmak istemezdik fakat sadece katil tarafından kendini aklama çalışan bu mesnetsiz iddialar bizim tarafımızda rahatsız edici olmuştur açıkçası." Tutuklanan zanlı Okan Özcan’ın iddianamesinin mahkemece kabul edilmesinin ardından yargılanmasına başlanacak. Aileler ve köy halkı, zanlının en ağır cezayı almasını ve adaletin yerini bulmasını bekliyor.
BEUN’da tıp teknolojilerinin geleceği konuşuldu
06 Kasım 2025 Perşembe - 14:19 BEUN’da tıp teknolojilerinin geleceği konuşuldu Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN) İbni Sina Kampüsünde, "The Innovation Gap and The Future of Medtech Innovation" başlıklı uluslararası bir konferans gerçekleştirildi. BEUN Hastanesi Şebnem Kargı Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğe; BEUN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bekir Hakan Bakkal, Genel Sekreter Prof. Dr. Zehra Safi Öz, Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hande Aydemir, BEUN Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Burak Bahadır, akademisyenler, doktorlar ve çok sayıda öğrenci katıldı. Konferansın konuşmacısı, ABD’nin Mayo Klinik Tıp ve Bilimsel Araştırma Merkezi Kardiyovasküler İlaç Bölümü Öğretim Üyesi ve Stratejik İlişkiler Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mohammad Alkhouli, tıp ve sağlık teknolojilerinde yenilikçi yaklaşımların geleceğini ele aldı. Prof. Dr. Alkhouli, tıbbi inovasyonun gelecekte sağlık sistemlerini nasıl dönüştüreceğine dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Etkinlik, Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Ersöz Gonca yürütücülüğünde gerçekleştirilen bilimsel araştırma projesi kapsamında düzenlendi. Proje ekibinde; Tıp Fakültesi Fizyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hale Sayan Özaçmak, Histoloji Embriyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Mete Keçeci, Ahmet Erdoğan Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu akademisyenlerinden Öğr. Gör. Salih Erdem görev alırken, projenin İstanbul Üniversitesi ayağında Eczacılık Fakültesi Analitik Kimya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatemeh Bahadori yer aldı. Konferansta ayrıca, "Timokinon yüklü nanostrüktürel polimer taşıyıcıların miyokardiyal iskemi/reperfüzyon hasarı ve ventriküler aritmiler üzerine kardiyak koruyucu etkileri: SIRT1/FOXO-1 sinyal yolağı, otofaji ve ferroptozisin rolü" başlıklı projeye ilişkin güncel bilimsel gelişmeler paylaşıldı. Yoğun ilgi gösterilen konferans, soru-cevap bölümüyle devam etti. Katılımcılar, konuşmacıya yönelttikleri sorularla tıp teknolojilerinin geleceğine dair merak ettikleri konulara yanıt buldu. Programın sonunda Prof. Dr. Mohammad Alkhouli’ye teşekkür belgesi takdim edildi ve etkinlik hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi.
BEUN ile TTK’dan madenciliğin geleceğine ışık tutan çalıştay
06 Kasım 2025 Perşembe - 14:02 BEUN ile TTK’dan madenciliğin geleceğine ışık tutan çalıştay Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN), madencilik sektöründe verimliliği, güvenliği ve sürdürülebilirliği artırmayı hedefleyen önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. "Taş Kömüründe Mekanize Uygulamaları Çalıştayı", Farabi Kampüsü Tahir Karauğuz Konferans Salonu’nda geniş bir katılımla gerçekleştirildi. Çalıştaya; BEUN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bekir Hakan Bakkal, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürü Muharrem Kiraz, üniversitenin senato üyeleri ile merkez müdürleri, TTK Genel Müdür Yardımcıları, müessese müdürleri, maden mühendisleri, akademisyenler ve sektör temsilcileri katıldı. Program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından BEUN tanıtım filmiyle başladı. Ardından açılış konuşmalarına geçildi. Açılış konuşmalarını yapmak üzere BEUN Maden Makineleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Okan Su kürsüye geldi. Prof. Dr. Su konuşmasının başında Zonguldak ile çevresindeki mekanizasyon çalışmalarından ve havzalardaki faaliyetlerden kronolojik olarak bahsetti. Ayrıca bu dönemde de çalışmaların yapılmaya devam ettiğini ifade ederek gerçekleştirilen çalıştayın da bu bağlamda önem arz ettiğini dile getirdi. Konuşmasının sonunda başta BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer olmak üzere Türkiye Taşkömürü Genel Müdürü Muharrem Kiraz ile katkı sunan ve katılım sağlayan herkese teşekkür etti. Prof. Dr. Okan Su’nun ardından kürsüye gelen Genel Müdür Muharrem Kiraz, tüm katılımcıları selamlayarak sözlerine başladı. Kiraz; Türkiye Taşkömürü Kurumu ve Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinin iş birliği ile düzenlenen çalıştayın madenciliğin geleceğine dair önemli katkılar sunacağına ifade ederek programın düzenlenmesinde emek veren başta BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer olmak üzere katkı sunan ve katılım sağlayan herkese teşekkür edip sözlerini tamamladı. Genel Müdür Kiraz’ın ardından açılış konuşması yapmak üzere kürsüye gelen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bekir Hakan Bakkal, sözlerine il dışında bulunmaları nedeniyle çalıştaya katılamayan BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer’in selamlarını, sevgi ve muhabbetlerini ileterek başladı. Ardından çalıştayın hayırlara vesile olmasını temenni edip tüm katılımcılara başarı ve sağlık dilediğini ifade etti. Prof. Dr. Bakkal, BEUN Maden Makineleri Uygulama ve Araştırma Merkezinin öncülüğünde düzenlenen çalıştayın, yalnızca akademik bilgi paylaşımını değil; aynı zamanda üniversite-sanayi iş birliğini güçlendiren önemli bir platform olma niteliği taşıdığını belirtti. Ayrıca bu alanda gerçekleştirilecek her çalışmanın, yalnızca üretim süreçlerine değil; aynı zamanda madencilerin çalışma koşullarının iyileştirilmesine de değerli katkılar sunacağının altını çizdi. Konuşmasının bitiminde çalıştayın düzenlenmesinde başta BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer olmak üzere emeği geçen herkese teşekkürlerini sunan Prof. Dr. Bakkal, programın ufuk açıcı bir bilim etkinlik olmasını dileyerek sözlerine son verdi. Açılış konuşmalarının ardından BEUN Enerji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ahmet Özarslan, çalıştay kapsamında sunum yapmak üzere kürsüye geldi. Prof. Dr. Özarslan, sunumunda dünya genelindeki linyit ve taş kömürü rezerv oranlarına, ülkelerin kömür varlıklarına ve taş kömürünün sanayinin farklı alanlarındaki kullanımına ilişkin bilgiler paylaştı. Ayrıca, dünya çapında taş kömürünün günümüzdeki ihracat ve ithalat oranlarına değinerek sektörel veriler üzerinden kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Sunumunun devamında, Zonguldak’taki kömür havzalarının mevcut durumu ve bu alanda karşılaşılan sorunlar hakkında da önemli bilgiler aktaran Prof. Dr. Özarslan, konuşmasının sonunda ilerleyen zamanlarda Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinde gerçekleştirilecek uluslararası akademik ve bilimsel faaliyetlerin müjdesini verdi. Prof. Dr. Özarslan, programın düzenlenmesinde emeği geçen başta BEUN Rektörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer olmak üzere tüm paydaşlara teşekkür ederek sözlerini bitirdi. Çalıştay; açılış konuşmaları ile yapılan sunumun ardından teşekkür belgelerinin takdim edilmesi ve hatıra fotoğrafı çekimiyle son buldu.