Yerel Haberler
Antalya
Manavgat Belediyesi’ndeki yolsuzluk ve rüşvet davasında duruşma başlıyor
30 Kasım 2025 Pazar - 10:09 Manavgat Belediyesi’ndeki yolsuzluk ve rüşvet davasında duruşma başlıyor Manavgat Belediyesi’ndeki yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasında ilk duruşma 2 Aralık Salı günü görülecek. Duruşmalara 3, 4 ve 5 Aralık tarihlerinde de devam edilecek. Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı geçen nisan ayında gelen bir ihbar üzerine Manavgat Belediyesi Başkanı Niyazi Nefi Kara, belediye başkan yardımcıları, belediye meclisi üyeleri ve belediye çalışanlarıyla bazı iş adamlarına yönelik ’yolsuzluk’ ve ’rüşvet’ soruşturması başlatmışto. Soruşturma kapsamında yapılan teknik ve fiziki takip sırasında Belediye Başkan Yardımcısı Engin Tüter’e makamında baklava kutusu içinde 110 bin avro rüşvet alırken polis ekipleri tarafından suçüstü yapılmıştı. 41 şüpheli gözaltına alınmıştı Operasyonu genişleten polis ekipleri aralarında Belediye Başkanı Niyazi Nefi Kara olmak üzere belediye başkan yardımcıları, belediye meclisi üyeleri ve belediye çalışanlarıyla birlikte iş adamlarının da bulunduğu 41 şüpheliyi gözaltına almıştı. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 18’i tutuklanmış, 16’sı adli kontrol şartıyla, 7’si ise savcılık ifadelerinin ardından serbest bırakılmıştı. Soruşturma sürecinde bazı şüphelilerin serbest bırakılmasıyla tutuklu sayısı 9’a düşmüştü. Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve 32 ayrı suç unsuru içeren iddianame, Manavgat 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilirken, 41 kişi hakkında dava açılmıştı. İddianamede tutuklu olan 9 şüphelinin ’örgüt yöneticisi’ sıfatı taşıdığı ileri sürülmüştü. İddianamede, örgüt yöneticisi olduğu belirtilen şüphelilerden, Niyazi Nefi Kara’nın yeğeni Hüseyin Cem Gül, Belediye Başkan Yardımcısı Engin Tüter ile iş adamları Mesut Kara, İlker Günay, Demir Demir’in verdikleri ifadelerle etkinlik pişmanlıktan yararlandırılmaları istenmişti. İddianamede sanık ifadeleri, hesap hareketleri, MASAK raporu, bilirkişi raporları, tapu kayıtları, sahte faturalar, ödeme dekontları, HTS analiz çalışması ve birçok delil de yer almıştı. İlk duruşma 2 Aralık’ta Soruşturma kapsamında 9’u tutuklu 41 sanık 2 Aralık Salı günü hakim karşısına çıkacak. Manavgat 3’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek davanın ilk duruşması 3 gün sürecek. Duruşmada kimlik tespiti ve iddianamenin okunmasının ardından sanıkların ifadeleri alınacak.
Başkan Kocagöz, Şelale Mahallesi’ne kazandırılan yeni park alanını inceledi
30 Kasım 2025 Pazar - 10:07 Başkan Kocagöz, Şelale Mahallesi’ne kazandırılan yeni park alanını inceledi Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, Şelale Mahallesi’nde yapımı tamamlanan çocuk oyun alanlarından yürüyüş yollarına, spor alanlarından kum havuzuna kadar pek çok sosyal donatıyı içinde barındıran 5 bin 661 metrekarelik yeni park alanını inceledi. Kepez Belediyesi, şiddetli yağışlarda yaşanan su baskınlarını önlemek amacıyla Şelale Mahallesi’ne inşa ettiği yağmursuyu drenaj hattının çevresini park alanıyla düzenleyerek bölgeyi güvenli, modern ve yeşil bir yaşam alanına dönüştürdü. Yağmursuyu ve drenaj hattı çevresinde 5 bin 661 metrekarelik alana kurulan park, 4 bin 030 metrekare yeşil alan, 239 metrekare çocuk oyun alanı, 1.383 metrekare yürüyüş yolu, 133 metrekare spor alanı ve 43 metrekare kum havuzundan oluşan yeni park alanında incelemelerde bulundu. Başkan Kocagöz, park alanını gezerken karşılaştığı vatandaşlarla sohbet etti. "Daha güzel bir Kepez için" Kepez Belediyesi’nin 68 mahallede eş zamanlı olarak park yenileme ve yeni yeşil alan oluşturma çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, "Şelale Mahallesi’nde su baskınlarını önlemek amacıyla yürüttüğümüz drenaj hattı çalışmasının ardından bölgeyi modern ve yeşil bir yaşam alanına dönüştürdük. Amacımız, vatandaşlarımızın güvenli, konforlu ve daha güzel bir Kepez’de yaşamalarını sağlamak" dedi. Şelale Mahallesi Muhtarı Durmuş Bilgin de, bölgenin geçmişte sık sık su taşkınlarıyla gündeme geldiğini belirterek, hizmet çalışmalarından dolayı Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz’e teşekkür etti. Bilgin, "Şelale Mahallemizde ‘Koca Dere’ diye bilinen bölgemiz, geçmişte okul ve evlerin su basmalarıyla anılıyordu. Ancak Kepez Belediyemizin yaptığı çalışma ile bölge bambaşka bir görünüme kavuştu. Öncelikle drenaj sistemi kurularak su baskını riski ortadan kaldırıldı. Ardından da muhteşem şekilde iki adet park yapıldı" diye konuştu.
Kepez’de kuşakları buluşturan ziyaret
30 Kasım 2025 Pazar - 10:06 Kepez’de kuşakları buluşturan ziyaret Kepez Belediyesi Şefkat ve Huzurevi’ni ziyaret eden Piri Reis Ortaokulu öğrenci ve öğretmenleri folklor gösterisi, canlı müzik ve sıcak sohbetlerle huzurevi sakinlerine keyifli bir gün yaşattı. Piri Reis Ortaokulu öğrenci ve öğretmenleri, Kepez Belediyesi Şefkat ve Huzurevi’ni ziyaret etti. Öğrencilerin sahnelediği folklor gösterisi yüzlerde tebessüm oluştururken, canlı müzik performansı ise renkli anlar yaşattı. Öğrenciler ile huzurevi sakinlerinin bir araya geldiği buluşma, kuşaklararası dayanışmayı güçlendiren anlamlı görüntülere sahne oldu. Kepez Belediyesi Başkan Yardımcısı Evrim Yalçın da, Şefkat ve Huzurevi’ndeki bu güzel buluşmaya katıldı. Öğrenciler, öğretmenler ve huzurevi sakinleriyle yakından ilgilenerek, onlarla keyifli sohbetler gerçekleştirdi. "Her zaman yanlarında olduk" Yalçın, etkinliğin önemine değinerek, "Bugün bizleri ziyaret ettiğiniz için teşekkür ediyorum. Genç bireylerin büyüklerinin yanında yer alması çok değerli. Büyüklerimizin beklentileri çok fazla değil; sadece hatırlanmak ve hal hatırlarının sorulmasını istiyorlar. Bir buçuk yıllık görev sürecimizde her zaman yanlarında olduk, olmaya da devam edeceğiz. Farklı sesler, farklı etkinlikler onları çok mutlu ediyor. Bu güzel günü organize eden ve vakit ayıran tüm öğretmenlerimize ve öğrencilerimize teşekkür ediyorum" dedi.
Prof. Dr. Yasemin Biçer Gömceli: "5 yaşam tarzı değişikliği ile epilepsi nöbetlerini yönetebilirsiniz"
30 Kasım 2025 Pazar - 09:34 Prof. Dr. Yasemin Biçer Gömceli: "5 yaşam tarzı değişikliği ile epilepsi nöbetlerini yönetebilirsiniz" Prof. Dr. Yasemin Biçer Gömceli, yetişkin epilepsi hastalarının yüzde 70’inin ilaçlarla tamamen nöbetsiz hale geldiğini belirterek, "İlaç ömür boyu kullanılır algısı yanlıştır; hastalarda yüzde 30-40’ında 2-5 yıl nöbetsiz dönem sonrasında ilaçlar doktor kontrolünde güvenle bırakılabilir" dedi. Memorial Antalya Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Yasemin Biçer Gömceli "1-30 Kasım Epilepsi Farkındalık Ayı" dolayısıyla epilepsi ve tedavi yöntemleri hakkında bilgi verdi. Epilepsinin, toplumda yanlış bilinen ve korkuyla yaklaşılan bir nörolojik hastalık olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yasemin Biçer Gömceli, "Birçok kişi epilepsiyi ‘ömür boyu kriz geçirme’ ya da ‘tedavisi olmayan bir kabus’ olarak görür. Oysa günümüz tıbbında epilepsi, yetişkinlerin büyük çoğunluğunda tamamen kontrol altına alınabilen, önemli bir kısmında ise tamamen iyileştirilebilen bir hastalıktır. 2025 yılı itibariyle ilaçtan cerrahiye, nöromodülasyondan gen tedavisine uzanan çok geniş bir yelpaze vardır" diye konuştu. "Hastalar tedaviye iyi yanıt veriyor" Epilepsinin, beynin geçici ve aşırı elektrik boşalımları sonucu tekrarlayan nöbetlerle kendini gösteren bir durum olduğunu belirten Prof. Dr. Yasemin Biçer Gömceli, "Tek bir nöbet epilepsi değildir; tekrarlaması ve altta yatan bir yatkınlık olması gerekir. Yetişkinlerde en sık görülen nedenler arasında eski beyin travmaları, inme sonrası hasarlar, beyin tümörleri, enfeksiyonlar ve genetik yatkınlıklar yer alır. Bir kısmı ise hala ‘nedeni bilinmeyen’ kategorisindedir. İyi haber şudur ki, nedeni bilinse de bilinmese de çoğu hasta tedaviye çok iyi yanıt vermektedir" ifadelerini kullandı. "İlk tanı anı korkutuyor" Epilepsi tanısını koyulan ilk hastaların korktuğunu ifade eden Prof. Dr. Yasemin Biçer Gömceli, "Epilepsi tanısı konduğunda hastaların ilk tepkisi genellikle ‘Artık araba kullanamayacak mıyım?’, ‘İşimi kaybeder miyim?’, ‘Çocuk yapamayacak mıyım?’ soruları olur. Bu korkuların büyük kısmı geçmişte kalmıştır. Hastaların büyük çoğunluğu tamamen normal bir yaşam sürer, meslek hayatını sürdürür. Doğru koşullar sağlandığında hastaların ehliyet alması, hamilelik planlaması mümkündür. Yetişkin epilepsi hastalarının yüzde 70’i ilaçlarla tamamen nöbetsiz hale gelir. Yeni nesil ilaçlar (levetirasetam, lacozamid, lamotrijin, brivarasetam vb.) hem etkin hem de yan etkileri çok daha azdır. ‘İlaç ömür boyu kullanılır’ algısı yanlıştır; hastalarda yüzde 30-40’ında 2-5 yıl nöbetsiz dönem sonrasında ilaçlar doktor kontrolünde güvenle bırakılabilir" dedi. "Dirençli epilepside de seçenekler mevcut" Hastaların yaklaşık yüzde 30’u birden fazla ilaca rağmen nöbet geçirmeye devam edebileceğini de aktaran Prof. Dr. Yasemin Biçer Gömceli, "İşte tam burada devreye cerrahi ve nöromodülasyon tedavileri girmektedir. Epilepsi cerrahisi: Nöbet odağı net olarak tespit edildiğinde (özellikle temporal lob epilepsilerinde) cerrahi başarı oranı yüzde 70-90 arasındadır. Ameliyat sonrası hastaların çoğu ilaçlarını bile bırakır. Vagus sinir stimülasyonu (VNS), Responsif Nörostimülasyon (RNS) ve Derin Beyin Stimülasyonu (DBS): İlaç ve cerrahiye uygun olmayan hastalarda nöbet sıklığı yüzde 50-90 azaltılabilir. Ketojenik diyet ve modifiye Atkins diyeti: Yetişkinlerde de giderek daha fazla kullanılan, bilimsel olarak kanıtlanmış destek tedavilerdir" ifadelerini kullandı. "Yaşam tarzı değişiklikleri tedavinin yarısıdır" Hastaların yarısında sadece 5 değişiklikle nöbet sıklığı yüzde 50-100 azalarak, ilaç dozu yarıya inebileceğini anlatan Prof. Dr. Yasemin Biçer Gömceli, "İlaç Uyumu: Nöbetlerin çoğunluğu unutulan veya atlanan ilaç dozları nedeniyle geçekleşir. İlaç uyumu epilepsi tedavisinin en önemli aşamadır. Uyku düzeni: Her gece aynı saatte yatıp kalkmak nöbet eşiğini yüzde 30-40 yükseltir. Mümkünse bölünmemiş, kesintisiz 6-7 saat uyumak önerilir. Düzenli öğün + düşük glisemik indeks: Aç kalmak ve şekerli gıdalar nöbet tetikleyicisidir. Kahvaltı yapan hastalarımın yüzde 70’i daha az nöbet geçiriyor. Stresi yönetmek: Mindfulness, nefes egzersizi veya haftada 3 gün 30 dk yürüyüş nöbet sıklığını ortalama yüzde 45 düşürüyor. Aralıklı ışık veya spesifik tetikleyici varsa kaçınmak: Yanıp sönen ışıklar, telefon titremesi, karşı şeritten gelen far gibi ışık uyaranları ışık duyarlılığı olan epilepsilerde tetikleyici olabilir. Bazı özel epilepsi tiplerinde sıcak su ile yıkanmak, özel bir müzik, ses, tat, koku gibi hastaya özel tetikleyicilerin belirlenerek bunlardan kaçınılması çok önemlidir" dedi.
Yumurta dondurmada yaş engeli ve mevzuat sınırı: "Genç yaşta dondurulan yumurtanın verimi çok daha yüksek"
30 Kasım 2025 Pazar - 09:14 Yumurta dondurmada yaş engeli ve mevzuat sınırı: "Genç yaşta dondurulan yumurtanın verimi çok daha yüksek" Antalya’da düzenlenen 13. Üreme Sağlığı ve İnfertilite Kongresi’nde Türkiye’de isteğe bağlı yumurta dondurmanın, yalnızca kemoterapi, düşük over rezervi veya cerrahi gibi tıbbi gerekçelerle yasal şekilde uygulanabildiği vurgulandı. TSRM Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Işıl Kasapoğlu, "Genç yaşlarda ve kaliteli yumurta dondurduğumuzda verimlilik çok daha yüksek oluyor; ileri yaşta aynı başarıyı elde etmek neredeyse imkânsız hale geliyor" dedi. Türk Üreme Sağlığı ve İnfertilite Derneği tarafından düzenlenen 13. Üreme Sağlığı ve İnfertilite Kongresi, Antalya’da gerçekleştirildi. Türkiye’nin azalan doğurganlık oranı, IVF’nin toplumsal etkileri ve yumurta dondurmada yaşa bağlı başarı oranları kongrede bilimsel verilerle ele alındı. Kongre sonrası değerlendirmelerde bulunan TSRM Yönetim Kurulu Üyesi ve Kongre Sekreteri Prof. Dr. Işıl Kasapoğlu, Türkiye’de yumurta dondurmanın mevzuata göre yalnızca belirli tıbbi şartlarda mümkün olduğunu hatırlatarak uygulamadaki sınırları anlattı. "Türkiye’de isteğe bağlı yumurta dondurma yapılamıyor" Kasapoğlu, yumurta dondurmanın yasal çerçevesine ilişkin şu bilgileri paylaştı: "Normalde Türkiye Cumhuriyeti’nde yönetmelik gereği yumurta veya gonad hücresinin dondurulması yasal değil. Ama bazı şartlarda devlet buna müsaade ediyor. Hasta gonadotoksik yani overlerine zarar verecek bir tedavi alacaksa ki bunun başında kemoterapi geliyor, over rezervi düşükse ya da overlere zarar verecek bir cerrahi işlem yapılacaksa yumurta dondurmamıza izin veriliyor. Bunun dışında sosyal prezervasyon dediğimiz, birçok Avrupa ülkesinde yaygın olan isteğe bağlı yumurta dondurma uygulaması var. Yani kadınlar herhangi bir tıbbi endikasyon olmadan, sadece ilerideki doğurganlıklarını korumak için yumurtalarını dondurabiliyor. Bizde ise bu mümkün değil; yalnızca özel tıbbi durumlarda dondurma yapabiliyoruz. Bu da şu sonucu doğuruyor; kadınlar daha genç yaşlarda ve yumurta kalitesinin yüksek olduğu dönemde bu işlemi yaptıramadığı için başarı şansı düşüyor. Çünkü rezerv azaldıktan sonra ya da ileri yaşta yapılan yumurta dondurma işlemlerinde verim çok daha düşük oluyor." Hastalar ağır tedavi sürecine ek olarak maliyet yüküyle mücadele ediyor Kemoterapi gibi ağır tedaviler öncesinde yumurta dondurmak isteyen hastaların hem fiziksel hem de ekonomik olarak zorlandığını vurgulayan Kasapoğlu, süreci şöyle anlattı: "Kemoterapi hastaları zaten çok zor bir sürecin içinden gelmiş oluyorlar. Bir de bunun maliyetini üstlendiklerinde demoralize olabiliyorlar. Aslında yumurta dondurmak onlar için geleceğe dair bir umut. Tedaviye giderken üreme potansiyelinin korunduğunu bilmek hastayı motive eden bir süreç." Kasapoğlu, maliyetlerin ödeme kapsamına alınmasının hastalar açısından önemli bir destek olacağını da sözlerine ekledi. "Erken yaşta dondurulan yumurtanın başarısı çok daha yüksek" Yaş faktörünün kritik önem taşıdığını vurgulayan Kasapoğlu, başarı oranlarının neden yaşa bağlı olduğunu şu sözlerle anlattı: "Kadınlar daha genç yaşlardayken ve yumurta kalitesi yüksekken dondurma işlemi yapılabildiğinde başarı oranı belirgin biçimde artıyor. Çünkü over rezervi azaldıktan sonra ya da ileri yaşlarda yapılan yumurta dondurma işlemlerinde aynı verimi elde etmek mümkün olmuyor. Örneğin 42 yaşındaki bir hastanın ileride canlı doğuma ulaşabilmesi için 20 ile 30 arasında yumurta toplaması gerekiyor. Bu sayıya tek bir denemede ulaşmak neredeyse imkansız, çünkü çok yüksek bir rezerv gerektiriyor. Bu nedenle bu işlemin daha ileri yaşlara bırakılmadan, daha erken dönemde yapılabilmesi hastalar için çok daha verimli olabilir. Bunlar, üzerinde düzenleme yapılması gereken önemli noktalar olarak değerlendirilebilir." "Dikkate alınması gereken tek konu anne yaşı" Yumurta ve embriyo dokularının saklama süresine ilişkin yanlış bilinenleri düzelten Kasapoğlu, şu açıklamayı yaptı: "Dondurulan yumurta ve embriyo dokuları istenildiği kadar saklanabiliyor. Herhangi bir süre sınırlaması yok; beş yıl saklandı, artık imha edilmeli gibi bir uygulama bulunmuyor. Burada dikkate alınması gereken tek konu anne yaşı. Bazı ülkelerde çok ileri yaştaki gebeliklerde komplikasyon riski arttığı için belirli sınırlamalar getirilebiliyor. Bu da anne sağlığını korumak amacıyla yapılıyor. Örneğin kadın yumurtasını 30 yaşında dondurduysa, 40 yaşında bu yumurtaları kullanabilir. Biz bu konuları kendi içimizde öneriler geliştirmek üzere tartışıyoruz ancak şu an için Türkiye’de bu konuda bir düzenleme yapılacağına dair bir bilgi duymadım."
Antalya’da yağmur ve şiddetli rüzgar 10 metrelik ağacı devirdi: İki araç ve bina zarar gördü
30 Kasım 2025 Pazar - 00:56 Antalya’da yağmur ve şiddetli rüzgar 10 metrelik ağacı devirdi: İki araç ve bina zarar gördü Sarı alarm verilen Antalya’da etkili olan yağış ve şiddetli rüzgar daha önce şikayet edildiği iddia edilen ağacın devrilmesine yol açtı. Olayda iki araç ve bir binada hasar oluşurken şans eseri kimse yaralanmadı. Antalya’nın Konyaaltı ilçesi akşam saatlerinde etkisini artıran yağış, Gürsu Mahallesi’nde 10 metre uzunluğundaki bir ağacın devrilmesine neden oldu. Olay saat 22.30 sıralarında yaşandı. Yolun ortasına düşen ağaç park halindeki iki aracın üzerine devrilerek hasara yol açtı. İhbar üzerine olay yerine Antalya Büyükşehir Belediyesi itfaiye ekipleri sevk edilirken ağacın devrilmesiyle birlikte binanın da camları kırıldı ve balkonu zarar gördü. Aynı binada oturan vatandaşlardan Mahmut Göl, ağacın daha önce de tehlike oluşturduğunu söyleyerek, "Belediyeye müracaat ettim ağacın kesilmesi için ama özel mülke girdiği gerekçesiyle işlemi yapamadılar. Allah’tan can kaybı yok. İki araç zarar görmüş, binanın camları kırılmış, aşağıda büyük bir hasar var" dedi. Mahalle sakinlerinden Fuat Oral ise ağacın uzun süredir risk taşıdığını ifade ederek, "Bu ağaç daha önce yatıktı zaten. Yağmurdan sonra yıkılacağı belliydi. İyi ki akşam oldu. Gündüz burada kreş var, oteller var ,olumsuz bir şey yaşanmadı. Zararı ağaç kalktıktan sonra göreceğiz. Deprem oldu sandık, binayı aşağıdan doğru traşladı. Tek tesellimiz kimseye bir şey olmaması. Sadece iki araç ve komşunun balkonu zarar gördü" diye konuştu.
Antalya Emniyeti’nden 458 torbacının gözaltına aldığı operasyona "Affetmiyoruz, geri adım atmıyoruz, vazgeçmiyoruz" paylaşımı
29 Kasım 2025 Cumartesi - 21:37 Antalya Emniyeti’nden 458 torbacının gözaltına aldığı operasyona "Affetmiyoruz, geri adım atmıyoruz, vazgeçmiyoruz" paylaşımı Antalya İl Emniyet Müdürlüğü’nün düzenlediği Narkokapan-2 operasyonunda 458 şüpheli yakalandı. İl Emniyet Müdürlüğü, operasyonu resmi sosyal medya hesabından Bergen’in şarkısı eşliğinde, "Affetmiyoruz, geri adım atmıyoruz, vazgeçmiyoruz" sözleriyle paylaştı. Antalya İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, Muratpaşa ilçesindeki "Zeytinköy" olarak bilinen Yeşildere Mahallesi’nde Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde sabah saatlerinde geniş çaplı operasyon düzenledi. Operasyona polis helikopteri, İHA, dron ve narkotik dedektör köpekleri ile havadan ve karadan destek verildi. Mahalleye giriş ve çıkışlar kontrol altına alınırken, önceden tespit edilen çok sayıda adrese eş zamanlı baskınlar yapıldı. Arama ve gözaltı işlemleri sabah boyunca sürdü. Operasyonun hazırlık süreciyle ilgili açıklamalarda bulunan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, torbacı olarak bilinen sokak satıcılarına yönelik yaklaşık 4 ay süren teknik takip ve istihbarat çalışması yürütüldüğünü söyledi. Bakan Yerlikaya, operasyonun Antalya merkezli olmak üzere 17 ilde eş zamanlı gerçekleştiğini, 2 bin 753 polis, 609 ekip, 1 helikopter, 2 İHA, 3 dron, 1 deniz aracı ve 35 narkotik dedektör köpeğinin görev aldığını açıkladı. "Affetmiyoruz, geri adım atmıyoruz, vazgeçmiyoruz" Antalya İl Emniyet Müdürlüğü resmi sosyal medya hesabından operasyonu Bergen’in şarkısı eşliğinde ve İl Emniyet Müdürü Sabit Akın Zaimoğlu’nun, "Bu şehirde çocuklarımızı müşteri gibi görenlere, gençlerimizi pazar gibi görenlere, mahallemizi alan gibi görenlere yer yok; karanlık zindanlarımız var. Affetmiyoruz, geri adım atmıyoruz, vazgeçmiyoruz" sözleriyle paylaştı.