Yerel Haberler
Antalya
CW Enerji bir şirketi daha güneşle buluşturdu 05 Aralık 2025 Cuma - 12:49:53 Fotovoltaik güneş paneli ve hücre üreticilerinden biri olan CW Enerji, bir şirket ile yaptığı sözleşme çerçevesinde Şanlıurfa’da arazi GES’in kurulumunu başarıyla tamamladı. Fotovoltaik güneş paneli ve hücre üreticilerinden biri olan CW Enerji Kaptanoğlu bir şirket ile yaptığı sözleşme çerçevesinde Şanlıurfa arazi GES’in kurulumunu başarıyla gerçekleştirdi. Konu hakkında açıklamalarda bulunan CW Enerji CEO’su Volkan Yılmaz, CW Enerji olarak Türkiye’nin enerji dönüşüm sürecine katma değer sağlayan projelere imza atmaya devam ettiklerini söyledi. Yılmaz, çevre dostu uygulamaları yaygınlaştırma hedefiyle çalışmalarını sürdürdüklerini ifade ederek, "Türkiye’nin önde gelen grup şirketlerinden Kaptanoğlu Denizcilik Grup’a ait Desan Deniz İnşaat Sanayi A.Ş. ile güzel bir projeyi hayata geçirdik. Bu kapsamda; Şanlıurfa’da firma için arazi GES’in kurulumunu tamamladık. Hayata geçirdiğimiz projemiz ile bir kez daha temiz ve yeşil enerji dönüşümüne önemli bir katkı sağladık" dedi. "Hem doğaya hem ekonomiye katkı" Kurulan güneş enerji santralinin firmanın enerji ihtiyacını çevre dostu bir şekilde karşılamanın yanı sıra çevresel sürdürülebilirliğe de büyük bir fayda sağlayacağına dikkat çeken Yılmaz, "Sanayimizin enerji ihtiyacını çevreci, ekonomik ve yerli çözümlerle karşılamak bizler için gurur verici. Projenin hem teknolojik gücümüzü hem de sürdürülebilirliğe olan katkımızı göstermesi açısından stratejik bir öneme sahip olduğunu düşünüyoruz. Türk denizcilik sektörünün köklü ve öncü kuruluşlarından Desan Deniz İnşaat Sanayi’nin çevreci üretim yaklaşımını benimseyerek bu alanda güçlü adımlar atması son derece değerli bir gelişme" şeklinde konuştu. Yenilenebilir enerji projeleriyle hem doğaya hem de ekonomiye katkı sağlamayı hedeflediklerinin altını çizen Yılmaz, temiz enerji çözümleriyle karbon ayak izini azaltma misyonlarını da yerine getirdiklerini kaydetti. Sürdürülebilir bir yatırım güvencesi sunuyoruz Türkiye’nin birçok farklı il ve ilçesinde kurulumunu tamamladıkları hem çatı hem arazi güneş enerji santralleri ile iz bırakmayı sürdürdüklerine dikkat çeken Yılmaz, "Geliştirdiğimiz yüksek verimli, son teknoloji güneş panelleriyle yüksek performans ve güvenilirliği odağına alan güçlü bir markayız. Üretimini gerçekleştirdiğimiz paneller, dayanıklılıkları, uzun ömürleri ve yüksek performans değerleriyle her ölçekteki projeye maksimum verimlilik sağlıyor. Uluslararası kalite standartlarına uygun olarak ürettiğimiz ürünlerimiz, zorlu iklim şartlarında dahi güvenle çalışabilecek bir teknolojiye sahip. Uzun yıllara dayanan tecrübemizle müşterilerimize yalnızca bir enerji çözümü değil, sürdürülebilir bir yatırım güvencesi sunuyoruz" diye konuştu. Her yeni projede doğaya, ekonomiye ve geleceğe dokunmanın mutluluğunu yaşadıklarını ifade eden Yılmaz, önümüzdeki dönemde de güneş enerjisinin Türkiye’deki yaygınlığını artırmaya yönelik projelere imza atmaya devam edeceklerini kaydetti. "GES ile ciddi bir karbon emisyonu azaltımı elde edeceğiz" Desan Deniz İnşaat Sanayi A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Cenk İsmail Kaptanoğlu da, "Tersanemizin enerji ihtiyacını çevreci ve yenilenebilir kaynaklarla karşılamak hem doğaya karşı sorumluluğumuzun bir gereği hem de ileriye dönük vizyonumuzun temel unsurlarından biri. CW Enerji ile hayata geçirdiğimiz bu çalışma sayesinde enerji tüketimimizi güneşten sağlayacağız. GES ile ciddi bir karbon emisyonu azaltımı elde edeceğiz "dedi.
05 Aralık 2025 Cuma - 12:33 Kepez’den önce göz taraması, sonra gözlük Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, ilçedeki 97 okulda 20 bin 534 öğrenciye yapılan göz sağlığı taramasının ardından, görme sorunu tespit edilen öğrencilere gözlüklerini teslim etti. Kepez Belediyesi, öğrencilerin görme sorunlarının erken tespiti amacıyla yürüttüğü ücretsiz göz sağlığı taramalarına aralıksız devam ediyor. Belediye Sağlık Merkezi tarafından 2025–2026 Eğitim ve Öğretim yılının ara tatiline kadar 82 okulda 18 bin 137 öğrenciye göz taraması yapılmıştı. Okulların açılmasının ardından sürdürülen çalışmalarla birlikte tarama yapılan okul sayısı 97’ye, kontrol edilen öğrenci sayısı ise 20 bin 534’e ulaştı. Kepez Belediyesi, bir yandan sağlıklı nesiller için okullarda göz taramalarını sürdürürken, diğer yandan da hayırseverlerin destekleriyle göz bozukluğu tespit edilen öğrencilere gözlük desteğinde bulunuyor. Ara tatil öncesi yapılan taramalarda bin 917 öğrencinin gözlerinde problem tespit edilmişti. Güncellenen verilerle birlikte bu sayı 2 bin 747 çocuğa ulaştı. Okullarda göz taramalarına devam Kepez Belediye Başkanı Mesut Kocagöz, okullardaki taramalarda görme problemi tespit edilen öğrencileri aileleri ile beraber bir kez daha makamda kabul ederek, gözlüklerini teslim etti. Göz taraması kapsamında bugüne kadar 97 okulda 20 bin 534 çocuğun göz sağlığının kontrol edildiğini, gözlerinde problem tespit edilen öğrenci sayısının ise 2 bin 747’ye ulaştığını açıkladı. Başkan Kocagöz, "Okullarda taramalarımız devam ediyor. Sağ olsunlar hayırseverlerimiz sayesinde, çocuklarımızın gözlük ihtiyaçlarını da karşılayacağız. Çünkü çocuklar bizim geleceğimiz, her şeyimiz. Onları kendi evlatlarımızdan ayırmıyor, çok seviyoruz. Onlar için ne gerekiyorsa yapacağız. Hiçbir zaman yalnız değilsiniz, Kepez Belediyesi her zaman yanınızda olacak" dedi.
05 Aralık 2025 Cuma - 12:32 Antalya Büyükşehir, Gov4GreenMed projesi ile hibe desteği almaya kazandı Antalya Büyükşehir Belediyesi, Avrupa Birliği’nin Interreg NEXT MED Programı aracılığıyla finanse ettiği Gov4GreenMed projesinin ortağı oldu ve hibe desteği kazandı. Akdeniz bölgesinde sürdürülebilir atık yönetimi için işbirliği ve katılımın geliştirilmesini hedef alan iki yıllık Gov4GreenMed projesi, Akdeniz bölgesinde daha iyi belediye esaslı atık yönetimi için kapsayıcı yönetişim modellerini teşvik etmek amacıyla 2025 yılının Eylül ayında başladı. Sınırötesi bir işbirliği girişimi olan Gov4GreenMed Projesi, Avrupa Birliği tarafından Interreg NEXT MED Programı aracılığıyla finanse ediliyor. Akdeniz belediyelerinden pilot eylemler Avrupa Birliği’nin Interreg NEXT MED Programı aracılığıyla finanse ettiği Gov4GreenMed projesi, belediyelerin katı atıkları ve gıda atıkları yönetim modellerini güçlendirmek için bölgesel katılımcı metodolojiler geliştirmeyi amaçlamakta. Proje, Mancomunitat la Plana (İspanya), Antalya (Türkiye), Nabeul (Tunus), Scandicci (İtalya) ve As-Salt (Ürdün) gibi farklı Akdeniz belediyelerinde, katı ve gıda atık yönetimi ile ilgili belirli yerel sorunları ele alan beş pilot eylem aracılığıyla katılımcı metodolojileri test edecek. Antalya Büyükşehir Belediyesi projeyi Dış İlişkiler Dairesi Başkanlığı, Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı ile İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Dairesi Başkanlığı ile yürütüyor. Büyükşehir’e hibe desteği Proje kapsamında hibe desteği almaya hak kazanan Antalya Büyükşehir Belediyesi organik atıklarını toprak iyileştiriciye dönüştürürken; tarım toplulukları, okullar ve kooperatifler için farkındalık oluşturacak ve eğitimler verecek. Proje; kamu otoriteleri ve paydaşlar arasındaki işbirliğini güçlendirmeyi, vatandaşların yaşam kalitesini iyileştirmeyi ve Akdeniz bölgelerinde yeşil dönüşümü hızlandırmayı amaçlıyor.
05 Aralık 2025 Cuma - 11:43 Büyükşehir’in "Mola Evleri" özel bireylerin ailelerine nefes aldırıyor Antalya Büyükşehir Belediyesi Mola Evleri, özel gereksinimli bireylere ve ailelerine destek sunmaya devam ediyor. Merkezlerde bireyler güvenli ve eğlenceli bir ortamda zaman geçirirken, aileleri de günlük işlerini rahatlıkla yapabilecekleri ya da kendilerine vakit ayırabilecekleri bir fırsat elde ediyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Engelli Hizmetleri Şube Müdürlüğü bünyesinde Kepez’de Demirgül, Muratpaşa’da Falez ve Konyaaltı’nda Pınarbaşı Mola Evleri özel bireylerin ailelerine nefes aldırabilmek için hizmet vermeye devam ediyor. Bu merkezler, özel gereksinimli bireylerin ailelerine ihtiyaç duydukları anlarda destek sağlayarak, günlük işlerini rahatça yapabilmelerine imkan tanıyor. Mola Evleri’nde kalan özel bireyler akranlarıyla birlikte vakit geçirip sosyal becerilerini geliştirebiliyor, ilgi alanlarına uygun etkinliklerle keyifli ve verimli saatler geçiriyorlar. 2025 yılında 113 engelli bireye 2 bin 452 hizmet verildi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Engelli Hizmetleri Şube Müdürü Fatin Iltar, engelli bireylerin ailelerine nefes aldırmayı ve özel ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini amaçlayan Mola Evleri hakkında bilgi verdi. Iltar, "Antalya Büyükşehir Belediyesi olarak ilimizde yaşayan engelli bireyleri rahatlatmak ve ailelerinin özel ihtiyaçlarını karşılamalarına destek olmak için Mola Evlerimizde misafir ediyoruz. Başvuran ailelerin çocuklarını, içerisinde hostes bulunan servis araçlarımızla adreslerinden ücretsiz olarak alıyoruz. Mola Evleri’nde sağlık görevlisi, bakım personeli, öğretmen ve birim sorumluları görev alıyor. Engelli bireylere burada bulundukları süre boyunca bakım hizmeti sunuluyor. Antalya Büyükşehir Belediyesine ait üç Mola Evi’nde 2025 yılı içinde toplam 113 kişiye 2 bin 452 kez hizmet verildi" dedi. "Bizlerin can simidi oldu" Mola Evi hizmetinden yararlanan Alper Ünlü’nün annesi Nurhan Ünlü, verilen desteğin kendileri için çok önemli olduğunu söyledi. Oğulları Alper’in 4 aylıkken otizm ve çeşitli bedensel sorunlarla tanı aldığını belirten Ünlü, "Eğitim süreci bittikten sonra Mola Evleri ile tanıştık. Bizim için gerçek bir can simidi oldular" dedi. Kendisinin öğretmen, eşinin ise üniversitede akademisyen olduğunu ifade eden Ünlü, "Bazen derslerimiz aynı saatlere denk geliyor. Bu durumlarda Mola Evi bize büyük kolaylık sağlıyor. Çalışanlarla yıllardır birlikte olduğumuz için güven dolu bir ortam oluştu. Alper’i gönül rahatlığıyla emanet edebiliyoruz" diye konuştu. Benzer ihtiyaçlara sahip birçok aile olduğuna da dikkat çeken anne Ünlü, "Biz çalışıyoruz ama çevremizde Alper gibi çocuğa sahip birçok aile var. Onların da hastane işleri oluyor ya da kendilerine ayırmak istedikleri bir vakit dilimi oluyor. Mola Evleri sayesinde aileler en azından rahat bir nefes alıp, kendilerini dinlendirebilecek bir imkâna kavuşuyor" dedi. "Ailelerin yükünü hafifletiyor" Mola Evi hizmetinden yararlanan Sinan Kuzucu’nun annesi Hamire Kuzucu ise, uygulamanın kendileri için büyük kolaylık sağladığını belirtti. Oğlunun doğuştan serebral palsi hastası olduğunu söyleyen Kuzucu, "Sinan’ı servisle evden alıp tekrar bırakıyorlar. Bu süre içinde dışarıdaki işlerimi halledebiliyor, evimin temizliğine zaman ayırabiliyorum. Sinan’ın orada güvende olduğunu biliyorum. Personel çok ilgili ve güler yüzlü. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Allah hepsinden razı olsun" diye konuştu.
Muratpaşa Belediyesi: "Zeytinköy operasyonu güvenlik ve huzurun kalıcı hale gelmesi için kritik bir adım"
01 Aralık 2025 Pazartesi - 15:11 Muratpaşa Belediyesi: "Zeytinköy operasyonu güvenlik ve huzurun kalıcı hale gelmesi için kritik bir adım" Muratpaşa Belediyesi’nce Zeytinköy, resmi adıyla Yeşildere Mahallesi hakkında yapılan açıklamada, "Antalya’nın uzun yıllar boyunca yoksulluk, suç ve ihmal üçgeninde sıkışıp kalmış bölgelerinden biri olarak anıldı. Ancak bugün tablo değişiyorsa, bu değişimin temelinde belediyemizin Türkiye’ye örnek gösterilen dönüşüm modeli ve diğer kamu kurumlarının kararlı müdahaleleri vardır. Mahallede başlattığımız dönüşüm, artık geri dönülmez bir noktadadır" denildi. Mahallenin yıllarca suç örgütleri tarafından baskı altına alınmasına ve şehir dışından gelen yapıların mahalle sakinlerini manipüle etmesine karşı duruşlarının net olduğu belirtilen açıklamada, "Bu bölgede suçla mücadelede gösterilen başarı, güvenlik operasyonlarıyla birlikte belediyemizin yıllardır yürüttüğü istikrarlı, cesur ve tavizsiz çalışmaların bir sonucudur. Bugün kamu kurumlarının Zeytinköy’de rahat bir şekilde görev yapabilmesinin zemini, belediyemizin yıllara yayılan dönüşüm iradesiyle oluşmuştur. İstikrarlı ve cesur çalışmalarımız, sahadaki ısrarlı emeğimiz ve bölgeye yönelik toplumsal faydayı önceleyen yaklaşımımız sürecin en güçlü ve en vazgeçilmez bileşenidir" ifadeleri kullanıldı. "Zeytinköy’de belirsizlik sona ermiş, mahalle geleceğine sahip çıkma gücü kazanmıştır" Belediyenin çalışmaları hakkında bilgi verilen açıklamada, "Bu çerçevede belediyemiz, 2015 yılında çok kritik bir adım atmış, 15 bin 640 metrekarelik alanı ihale ederek mahallelinin doğup büyüdüğü evlerini almasının önünü açmıştır. 2018’de 27 ada parseli kapsayan 190 bin metrekarelik alanın imar planı tamamlanmış, rant odaklı yapılaşma yerine bölgenin kendi gerçeklerinden doğan bir çözüm modeli tercih edilmiştir. 2019’da tapuların bizzat Belediye Başkanımız Ümit Uysal tarafından verilmesiyle Zeytinköy’de belirsizlik sona ermiş, mahalle geleceğine sahip çıkma gücü kazanmıştır. Dönüşümün fiziksel boyutunda 129 kamulaştırma yapılmış, 25 cadde ve sokak açılmış, çok sayıda metruk yapı yıkılarak güvenlik riskleri ortadan kaldırılmıştır. Bugün mahalle yüzde 95 oranında şehirleşmiştir. Kalan kaçak ve metruk yapılarla ilgili yasal süreçler ise titizlikle devam etmektedir. Sosyal dönüşümde ise Ocak 2018’de Hacı Bektaş Veli Kültür Merkezi hizmete açıldı. Merkez, 2 bin 200 metrekare büyüklükteki alanda inşa edildi. Mahalle sakinlerinin kent yaşamına katılımını desteklemek üzere çok sayıda mahalleli belediyemizin Temizlik ve Fen İşleri gibi müdürlüklerde istihdam edildi. Belediyemiz ayrıca mahallede yapılan ihracatlık çelenk üretimini bir gelir modeli haline getirmek için Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği ve TOBB Antalya Kadın Girişimciler Kurulu iş birliğiyle Zeytinköy Kadın Emeği Merkezi’ni kurdu. Ocak 2017’de başlayan projenin tamamlanmasının ardından merkez binası Gebizli Kadın Danışma Merkezi olarak hizmet vermeye başladı. Belediyemizin, eğitimde fırsat eşitliğini sağlamak üzere hizmet veren Zeytinköy Destek Eğitim Kursu’nda, 3’üncü sınıftan 8’inci sınıfa öğrencilerimiz temel derslerin yanı sıra sosyal ve kültürel faaliyetlerden ücretsiz olarak yararlanmaya devam ediyor" denildi. "Muratpaşa Belediyesi olarak aynı kararlılıkla çalışmayı sürdürmekteyiz" Geçen hafta Antalya Emniyet Müdürlüğü’nün gerçekleştirdiği kapsamlı operasyon Zeytinköy’de güvenlik ve huzurun kalıcı hale gelmesi için kritik bir adım olduğu belirtilen açıklamada, "Bu müdahalelerin, bölgede yıllardır adım adım ördüğümüz dönüşüm sürecine güçlü bir ivme kazandıracağı açıktır. Antalya Valimiz Hulusi Şahin’in bölgeye yönelik güçlü iradesi ve yakın takibi de yürütülen çok boyutlu dönüşümün önemli bir itici gücüdür. Bugün Zeytinköy’de yaşanan dönüşüm, güvenlikten sosyal gelişmeye, imardan kültüre çok yönlü bir başarı hikayesidir. Bu başarı, kararlılık gösteren tüm kurumlara aittir ve bu dönüşümün sürdürülebilir olması için Muratpaşa Belediyesi olarak aynı kararlılıkla çalışmayı sürdürmekteyiz."
Yaşlı Evleri’nde kuşaklar arası etkileşim atölyesi
01 Aralık 2025 Pazartesi - 12:14 Yaşlı Evleri’nde kuşaklar arası etkileşim atölyesi Muratpaşa Belediyesi, Falez Yaşlı Evi’nde Vistalya Psikolojik Danışmanlık Merkezi iş birliğiyle "Kuşaklar Arası Etkileşim Atölyesi" düzenledi. Programda yaşlı evi üyeleri ve torunları, iletişim ve empatiyi güçlendirmeyi hedefleyen interaktif çalışmalara katıldı. Atölye, nefes, kas ve gevşeme egzersizleriyle başladı. Ardından katılımcılar, "Benimle Aynı Şeyi Seveni Bul" oyunu ile ortak ilgi alanları üzerinden küçük gruplar oluşturdu. Programın dikkat çeken bölümlerinden biri olan "Hatıra Kutusu" çalışmasında ise yaşlı evi üyeleri, geçmişlerinden sembolik bir eşya getirerek bu eşyaların hikâyelerini torunlarıyla paylaştı. Daha sonra bu hatıraları simgeleyen resimler çizildi. "Rol Değiştirme" etkinliğinde ise torunlar büyüklerini, büyükler torunlarını canlandırarak farklı bakış açılarını deneyimledi ve kuşaklar arası empati becerileri güçlendirildi. "Kuşaklar değiştikçe psikolojik süreçlerin, ilişkilerin ve iletişim dillerinin de değiştiğini görüyoruz" Atölyeyi gerçekleştiren Uzman Psikolojik Danışman Tilbe Tayhan, çalışmalarının temel amacının kuşaklar arası iletişim sorunlarını azaltmak olduğunu belirterek, "Kuşaklar değiştikçe psikolojik süreçlerin, ilişkilerin ve iletişim dillerinin de değiştiğini görüyoruz. Bu atölye, daha çok anda kalmak, büyüklerimizle torunları arasındaki ilişkiyi gözlemlemek ve sağlıklı iletişime dair farkındalık kazandırmak üzerine kurulu" dedi. "Bunların maddi karşılığı yok" Atölyeye katılan Falez Yaşlı Evi üyesi Ummahan Tanlak ise merkezde İngilizce ve örgü gibi birçok kursa katıldığını belirterek, bu faaliyetlerin kendisini hayata bağladığını ve sosyalleşmesine önemli katkı sağladığını söyledi. Etkinliklerin kendisi için büyük anlam taşıdığını ifade eden Tanlak, "Bunların maddi karşılığı yok" diyerek memnuniyetini vurguladı.
Keçiyi meraya, çobanı yaylaya döndürecek 13 öneri
01 Aralık 2025 Pazartesi - 12:07 Keçiyi meraya, çobanı yaylaya döndürecek 13 öneri Antalya Tarım Konseyi, Antalya Ticaret Borsası, Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü iş birliğinde 19 Eylül’de düzenlenen Akdeniz Bölgesi Keçi Çalıştayı’nın sonuç raporu açıklandı. Çok sayıda akademisyen, kamu ve sivil toplum temsilcileri, birlik yöneticileri ile yetiştirici ve çobanın katıldığı çalıştayın raporunda, yüzyıllardır Anadolu kültürünün ayrılmaz bir parçası olan keçi yetiştiriciliği ve çobanlık geleneğinin ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan önemine dikkat çekildi. Keçinin, orman ekosisteminin doğal bir unsuru olarak kabul edilmesi gerektiği vurgulanan çalıştay raporunda, mera sorunları, vahşi hayvan saldırıları, çobanlık mesleğinin geleceği, veteriner hizmetleri ve hastalıklar, pazarlama, örgütlenme, damızlık materyali, genç ve kadın girişimciliği gibi pek çok başlıkta sorunlar ve çözüm önerileri ortaya konuldu. "Yapılaşma keçiler için tehdit" Raporda, meraların yapılaşma, maden ve enerji yatırımları nedeniyle daraldığı, mevcut su kaynaklarına erişimin güçleştiğini, orman alanlarında otlatmaya yeterli izin verilmediği belirtilirken, yaylalarda yapılaşmanın önlenmesi, mera ıslah çalışmalarının artırılması, ormanlık alanların kontrollü otlatmaya açılması, göç yollarının düzenlenmesi gerektiği kaydedildi. Ağaçlandırmadan itibaren 10-15 yılı aşmış ormanlık alanların kontrollü olarak otlatmaya açılması ve orman alanlarında keçi otlatılmasının yangını önleme etkili olduğu vurgulanan raporda, "Mera vasfını kaybetmiş alan’ tanımı kamu tarafından kullanılmamalı, ‘mera vasfı kazandırılmış alanlar’ hayvancılığın hizmetine sunulmalıdır" ifadelerine yer verildi. Köy ve mahalle merkezlerinde hayvanların su ihtiyacının şebeke suyundan karşılanması sebebi ile su tüketim miktarının çoğalması ve tonaj fiyatlarının yüksek olması maliyetleri artırdığı kaydedilen raporda, "Köy ve mahalle merkezlerinde hayvancılıkta kullanılan suyun fiyatlandırılmasında indirim uygulanmalıdır" denildi. "Büyükşehir yasası hayvancılığı zorluyor" Büyükşehir Yasası’nın doğrudan ve dolaylı olarak hayvansal üretimi olumsuz yönde etkilediği vurgulanan raporda, "Kırsal alan ile ilgili mevzuat değişikliği yapılmalı, mahalleye dönüştürülen köylerin üretimi etkileyen gerek kavramsal ve gerekse uygulamadaki kısıtları kaldırılmalı, tarımsal üretim yapanlara öncelik tanınmalıdır" denildi. "Canavar" saldırıları artıyor Halk arasında canavar diye tabir edilen kurt saldırısından kaynaklanan sürü kaybının yetiştiricilik açısından önemli bir sorun olduğu kaydedilen raporda, "Çobanların bir kısmı bu gerekçeyle küçükbaş hayvan yetiştiriciliğini terk ediyor" ifadeleri yer aldı. Domuz popülasyonundaki artışın keçiler için tehdit olduğu belirtilen raporda, yabani hayvan popülasyonunun tespit edilmesi, çoban ailelerinden oluşturulacak bölgesel kontrol mekanizmaları, başıboş köpeklerin kısırlaştırılması ve barınaklara alınması, TARSİM sigortasının yaygınlaştırılması ve devlet desteklerinin artırılması önerildi. "Çobana çeyiz desteği verilsin" Çobanlık mesleğine ve hayvancılık yapanlara karşı olumsuz algı olduğu, çobanların evlenmekte sıkıntı yaşadığı belirtilen raporda, çobanlık mesleğinin gençler ve kadınlar tarafından tercih edilmemesi, toplumsal algının olumsuz etkilenmesi en önemli sorunlardan biri olarak öne çıktı. Raporda, "Kadınlar çobanlarla evlenmek istemiyor, aileler de kızlarını hayvancılık yapanlarla evlendirmek istemiyorlar. Bu da çobanlık mesleğinin geleceğinin önündeki en büyük engellerden birisi" denildi. Çoban istihdam desteğinin artırılması, kadınların sosyal güvenlik primlerinin devletçe ödenmesi, çoban çiftlere düğün ve çeyiz desteği verilmesi, genç kadınların işletme sahibi olmasının teşvik edilmesi önerisi yer aldı. "Şap sıkıntısı" Son dönemde artan hayvan hastalıkları ve şap vakalarının pazarları olumsuz etkilediği, ilaç ve hizmet maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle yetiştiricilerin zorlandığı belirtilen raporda, koruyucu hekimliğin güçlendirilmesi, üniversitelerle ortak projeler geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. "Keçi eti kokuyor önyargısı kırılmalı" Keçi etinin koktuğuna dair bir olumsuz algının tüketimi azalttığı, restoranlarda keçi ve oğlak eti menülerinin bulunmadığı kaydedilen raporda, tadım etkinlikleri ile farkındalık oluşturulması, keçi etinin sağlık değerinin medyada anlatılması, agroturizm ve sosyal medya kampanyalarının artırılması, izlenebilirlik ve sertifikasyon sistemlerinin kurulması, "Toros Oğlağı" gibi bölgesel marka ürün geliştirilmesi önerildi. Keçi etinin sağlık değerinin yeterince anlatılamadığı kaydedilen raporda, "Görsel medyanın, özellikle sabah kuşağında, kadın ve sağlık içerikli programlarda oğlak etinin sağlık değerinin, popüler yapımcı ve hekimlerce konuşulması sağlanmalıdır" denildi. "Keçi taşımalıya takılmasın" Raporda, kırsalda yaşamın devamı için eğitim ve sağlık hizmetlerine ulaşımın önemli olduğu vurgulanırken, taşımalı eğitimin yeniden uygulanması gerektiği kaydedildi. Raporda ayrıca küçükbaş hayvancılıkta melezlemenin kontrol altına alınması, damızlık havuzlarının kurulması, halk elinde koruma sürülerinin artırılması, kulak küpelerinin kalitesinin yükseltilmesi, sağım makinelerinin desteklenmesi, küçük aile işletmelerine özel destek modellerinin uygulanması, kurban döneminde elde kalan hayvanların Et ve Süt Kurumu tarafından satın alınması, çobanların sosyal hayata katılımının güçlendirilmesi gibi öneriler dile getirildi. "Keçiyi yaşatacak 13 öneri" Raporda, keçi varlığının korunması, artırılması, sofraya ve ekonomiye kazandırılması için 13 öneri şöyle sıralandı: "Taşımalı Eğitim yeniden uygulanmalıdır. Küçükbaş hayvancılıkta kontrolsüz bir melezleme var. Bu konuda daha fazla yayım ve eğitim faaliyeti yapılmalıdır. İllerde damızlık havuzları oluşturulmalıdır. Halk elinde koruma sürülerinin sayısı arttırılmalıdır. Kadınların ve genç çiftçilerin işletme sahibi olması teşvik edilmelidir. Kulak küpeleri kaliteli üretilmelidir. Örgütlenme yeterli değildi. Örgütler; yetiştiricilerin, üreticilerin taleplerine odaklanmalıdır. Sağım makinelerinin kullanılması yaygınlaştırılmalı, bu konuda destek verilmelidir. Kırsalda Bereket projesine benzer bir sistemle hayvan sayısı az olan aile işletmelerinin hayvan sayısı ve ekonomik durumu desteklenmelidir. Uzun yıllar hayvancılık yapan işletmeler ile işe yeni başlayan işletmeler arasında destek ve teşvik sistemi açısından bir fark olması, uzun yıllar hayvancılık yapan işletmelere daha düşük faizlerle kredi verilmesi gereklidir. Bölgesel test istasyonları kurularak en iyi erkek materyalin seçilmesine yönelik rutine dönüştürülecek projeler yapılmalıdır. Kurban bayramlarında satılamayarak elde kalan hayvanlar kamu tarafından alınarak Et ve Süt kurumunca değerlendirilmelidir. Merkezi ve yerel yönetimlerce çobanların sosyal aktivitelere dahil edilmeleri sağlanmalı, bu konuda yetiştirici birlikleriyle ortak faaliyetler düzenlenmelidir."
ATASEM’de çölyaklı bireylere glütensiz mutfak eğitimi
01 Aralık 2025 Pazartesi - 11:28 ATASEM’de çölyaklı bireylere glütensiz mutfak eğitimi Antalya Büyükşehir Belediyesi Atatürk Sanat Eğitim Merkezi (ATASEM) tarafından ilk kez açılan "Glütensiz Mutfak Eğitimi" kursu yoğun ilgi görüyor. Kursta çölyak rahatsızlığı bulunan bireylere, yakınlarına ve bu alana ilgi duyan katılımcılara glütensiz malzemelerle ekmekten pastaya sevdikleri yiyecekleri hazırlayabilmeleri için uygulamalı eğitim veriliyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bu yıl eğitim programına alınan ve çölyaklı bireylerin sağlıklı beslenmesine dair farkındalığı artırmayı amaçlayan "Glütensiz Mutfak Eğitimi" kursunun ilki, Antalya Büyükşehir Belediyesi ATASEM Kepez Kurs Merkezi’nde düzenleniyor. Önce mutfakta eğitim, sonra sertifika Her yıl binlerce kişiye iş ve meslek kapısı açan ATASEM’in ücretsiz sanat ve meslek edindirme kurslarında birinci dönem eğitimleri devam ediyor. Pastacılık, cilt bakımı ve makyaj, aşçı çırağı, el sanatları, sepet örücülüğü, yabancı dil ve elbise dikimi gibi geniş bir yelpazeye sahip kurslar arasında bu yıl en çok ilgiyi "Glütensiz Mutfak Eğitimi" görüyor. Kursiyerlere glütensiz beslenmenin önemi, glütensiz malzemelerle farklı tarifler, doğru pişirme teknikleri ve mutfak araçlarını hijyenik kullanma gibi konularda kapsamlı bilgiler veriliyor. Eğitim sonunda kursiyerlere Milli Eğitim Bakanlığı onaylı sertifika takdim ediliyor. Glütensiz ekmek, pasta ve pizza Glütensiz Mutfak Eğitimi kursunun eğitmeni Uzman Diyetisyen Gözde Yılmaz, "Çölyak bir glüten alerjisidir. Glüten alerjisi olan kişiler, buğday, arpa, çavdar ve yulaf gibi ürünlerin hiçbirini tüketemezler. Kursumuza çölyak hastası ve glüten intoleransı olan kursiyerlerimiz ile yakınları ve bu alana ilgi duyan bireyler katılıyor. Ürün hazırlarken karabuğday unu veya sorgum unu kullanıyoruz. Glütensiz malzemelerle ekmekten pastaya, kekten pizzaya, kurabiyeden mercimek köftesine sevdikleri yiyecekleri hazırlamayı öğreniyorlar. Glütenli yapılan tüm ürünleri mutfağımızda glütensiz malzeme kullanarak da yapabiliyoruz" dedi. "Sınırlı menü yerine yepyeni tarifler" Bir buçuk yıldır çölyak hastası olan kursiyer Rabia Meryem Yaşar, "Çölyak alerjimi geç öğrendim, herkes kendini bu konuda kontrol ettirmeli. Evde sınırlı ürünler hazırlıyordum ama ATASEM’e gelince kendimi geliştirdim. Yepyeni tarifler öğreniyorum. Mutfakta çok dikkatli ve hijyenik olmamız gerektiğini öğrendim. Çölyaklı bireyler ‘Evde bir şey yapamıyorum, dışarıda çeşit yok’ demek yerine bence ATASEM’e gelmeli" diye konuştu. "Glütensiz beslenme romatizma ağrımı azalttı" Bir yıldır glütensiz beslendiğini söyleyen Derya Karaduman, "ATASEM’in bu kursu açmasına çok sevindim çünkü glütensiz beslenmek kısıtlı imkanlarla olduğu için evde zorlanıyordum. Kursta güzel ve lezzetli tarifler deniyoruz, bana çok şey kattı" dedi. Hatice Merve Demirel ise şunları söyledi; "Bir buçuk yıldır glütensiz besleniyorum. Romatizma hastalığım var. Glütensiz beslenmeye başladıktan sonra ağrılarımın yüzde 70 oranında azaldığını fark ettim. Glütensiz beslenmek bana iyi geldi. Evde kendi imkanlarımla hazır tariflerle ürünler yapıyordum. Dışarıda her yerde glütensiz ürün bulamadığım için arkadaşlarımla buluşmaya giderken bile kendi hazırladığım yiyecekleri yanımda götürüyorum. Kursa ekmek yapmayı öğrenerek başladık, İtalyan ekmeği, bafin, kek hazırladık. Bu kurs bizim için büyük kolaylık oldu." "Çok faydalı bir kurs" Kepez ATASEM kursiyerlerinden Tıp Doktoru Erol İnce, "Günlük hayatta tükettiğimiz yiyecekleri burada glütensiz yapmayı deniyoruz. Deneme-yanılma yöntemiyle yeni tarifler de keşfediyoruz; adeta AR-GE çalışması yapıyoruz diyebilirim. Örneğin glütensiz sarımsaklı ekmek yaptım, lezzetli olunca çok mutlu oldum. Kursumuz çok faydalı ve çok keyifli geçiyor. Glüten alerjisi ve hassasiyeti olan bireyler mutlaka bu kursa katılmalı" dedi.
Büyükşehir Belediyesi’nden Döşemealtı’na 14 bin metrekarelik park
01 Aralık 2025 Pazartesi - 11:18 Büyükşehir Belediyesi’nden Döşemealtı’na 14 bin metrekarelik park Antalya Büyükşehir Belediyesi, Cittaslow Ağı koordinasyonuyla Sakin Mahalle (Slow Neighborhood) pilot bölgesi olarak belirlenen Döşemealtı ilçesi Yeşilbayır Mahallesi’nde yaklaşık 14 bin metrekarelik bir alana Cittaslow Metropol kriterlerine uygun park yapıyor. Ziyaretçilerine Döşemealtı’nın zenginliklerini sunacak parkta, açık sergi alanı ve Kadınlar Kahvesi de bulunuyor. Parkın donatılarının da ekolojik ve çevre ile uyumlu olması da dikkat çekiyor. Peyzaj düzenlemesi yapılan parkın kısa süre sonra hizmete açılması hedefleniyor. Döşemealtı ilçesinin Yeşilbayır Mahallesi’nde yaklaşık 14 bin metrekarelik bir alana Cittaslow Metropol kriterlerine uygun inşa edilen park alanının çizgisel tasarımı planlanırken, Cittaslow (Sakin Şehir) hareketinin simgesi olan ve Döşemealtı ilçesinde birçok kaynak suyunun oluşturduğu Kırkgöz Sulak Alanı’nda endemik su salyangoz türü Theodoxus Altenai’nin kabuk yapısındaki döngüsel oluşumdan esinlenildi. Dört noktadan giriş sağlanabilen parkta, Döşemealtı’na ismini veren Derbent Boğazı’ndaki 2 bin yıl boyunca kullanılan antik döşeme yoluna ithafen, doğal taş görünümlü döngüsel yol tüm parkı dolaşıyor. Buna ek olarak, park içerisindeki kullanım alanlarında engelsiz erişim yolları da bulunuyor. Açık sergi alanı ve Kadınlar Kahvesi Park alanında açık sergi alanı ve Kadınlar Kahvesi de yer alıyor. Kadınlar Kahvesi, sosyal yaşama katılımı destekleyen ve özellikle kadınlar için topluluk duygusunu güçlendiren önemli bir mekan olarak tasarlandı. Kadınlar Kahvesi, geleneksel kahvehane kültürünü modern bir yaklaşımla yorumlayarak kadınların bir araya gelerek hem günlük hayatın yoğunluğundan uzaklaşmalarını hem de sosyalleşmelerini sağlayan bir buluşma noktası olarak düşünüldü. Döşemealtı halıları sergilenecek Park alanında ayrıca açık sergi alanı da bulunuyor. Bu alanda tarihi Döşemealtı halıları kalın su geçirmez camların altında sergilenecek. Böylece bu değerli kültürel mirasın hem korunması hem de ziyaretçilerin yakından inceleyebilmesi sağlanacak. Bu alanın yanında ve park meydanında yer alan açık amfi ise toplumsal etkinlikler, sanat gösterileri ve kültürel buluşmalar için esnek bir mekan olarak tasarlandı. Böylece park alanı, hem geçmişin izlerini yaşatan hem de modern toplumsal ihtiyaçlara cevap veren bir kamusal alan olarak faaliyet gösterecek. Çevre dostu oyun parkı Parkta yer alacak oyun parkının malzemeleri de doğal ahşaptan imal edildi. Oyun grubu tasarlanırken çocukların bağımsız öğrenme becerilerini destekleyen Montessori yaklaşımı temel alındı. Oyun parkının zemini ise çocuklar için daha az karbon ayak izine sahip, sürdürülebilir, estetik, dayanıklı, sağlıklı ve güvenli bir oyun alanı oluşturulması amacıyla kauçuk malzeme yerine doğal ve çevre dostu zeytin çekirdeği kullanılacak. Bu uygulama sayesinde EPDM kauçuk malzeme kullanımı azaltılarak çevre dostu bir alternatif oluşturulacak.
Akdeniz’de balıkların rekabeti: Kızıldeniz’den gelen balık türleri, yerli balıkları baskıladı
01 Aralık 2025 Pazartesi - 10:50 Akdeniz’de balıkların rekabeti: Kızıldeniz’den gelen balık türleri, yerli balıkları baskıladı Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Mehmet Gökoğlu, Konyaaltı Sahili’nde son 25 yılda dikkati çeken bir ekolojik değişim yaşandığını belirterek Kızıldeniz’den geçen türlerin yerli türleri baskılamaya başladığını söyledi. Gökoğlu, dalışlarda ilk karşılaştıkları türlerin Kızıldeniz’den gelen balıklar olduğunu ifade ederek, "Suya girdiğimiz andan itibaren ilk gördüğümüz onlar oluyor" dedi. 2000 yılından bu yana Antalya Sahillerinde araştırma ve eğitim amaçlı dalışlar yapan Akdeniz Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökoğlu, sualtındaki yaşamın değişiklik gösterdiğini kaydetti. Küresel ısınmanın denizlerdeki yaşamı da etkilediğine dikkat çeken Gökoğlu, Kızıldeniz’den Akdeniz’e geçen balık türlerinin, yerli türleri baskıladığını aktardı. Kızıldeniz’den geçen 4 farklı barbun türünün hızla çoğaldığını dile getiren Prof. Dr. Gökoğlu, yerli tekir barbununun gözlemlenmesinin zorlaştığını belirtti. Gökoğlu, "Bu barbun türü geldikten sonra yerli barbunları göremez olduk. Yerlerini işgal etmişler. Sürekli dibi karıştırıyor ve besinleri tüketiyorlar" ifadelerini kullandı. "Domuz balığı, sokar, balon balığı ve diğer türler hızla artıyor" Kızıldeniz’den geçen pek çok türde artış gözlemlediklerini vurgulayan Gökoğlu, domuz balığı, sokar, naylon balığı, balon balığı ve balıkçıların "Gümüş" olarak adlandırdığı türün de popülasyonunu artırdığını kaydetti. "Yerli balıkların yerini Kızıldeniz türleri almaya başladı. Mırmırımız, yerli tekir barbun, Melanur balığımız kaybolmaya başladı. Dalış yaptığımızda balon balıklarının da peşimizden tavuk sürüsü gibi geldiğini görüyoruz. Kızıldeniz’den geçen mağara balıkları da hâkim olmaya başladı. Müthiş bir değişim var Akdeniz’de" diyen Gökoğlu, kıyı popülasyonunun tamamen değiştiğini söyledi. "Çözümü yok, zamanla denge oluşacak" Bu değişimin temel nedenini küresel ısınma ve Kızıldeniz türlerinin hızlı çoğalma kapasitesi olarak değerlendiren Prof. Dr. Gökoğlu, durumun balıkçılık faaliyetlerini olumsuz etkilediğini belirtti. Balon balığının bilinen bir sorun olduğunu hatırlatan Gökoğlu, "Aslan balıkları değerlendirilmeye başlandı. Kardinal gibi tüketilmeyen türler de ekosistemi olumsuz etkiliyor. Çözümü yok, bu sulara giren artık Akdeniz’in balığı oldu. Türler rekabet ediyor ve zamanla denge oluşacaktır ancak şu anda oturmuş değil" dedi.