Yerel Haberler
Bartın
19 Aralık 2025 Cuma - 17:47 BARÜ ile Yozgat Bozok Üniversitesi arasında iş birliği protokolü imzalandı Bartın Üniversitesi (BARÜ) ile Yozgat Bozok Üniversitesi (YOBÜ) arasında akademik ve bilimsel çalışmaları güçlendirmek amacıyla iş birliği protokolü imzalandı. Yozgat Bozok Üniversitesi (YOBÜ) Rektörü Prof. Dr. Evren Yaşar, Bartın Üniversitesi (BARÜ) Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya’yı ziyaret etti. Rektörlük makamında gerçekleştirilen görüşmede iki kurum arasında yapılabilecek ortak çalışmalar ve akademik deneyim paylaşımı üzerine istişarelerde bulunuldu. Ziyarette YOBÜ’den Genel Sekreter Doç. Dr. Mustafa Kocakaya, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Fuat Köksal, BARÜ’den Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yafes Yıldız, Genel Sekreter Mesut Kasap ile Mühendislik, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Gençel de yer aldı. Rektörlük Senato Salonu’nda BARÜ’de yürütülen akademik, bilimsel ve toplumsal çalışmaların anlatıldığı sunumun ardından iki üniversite arasında iş birliği protokolü yapıldı. İki üniversitenin ortak proje, araştırma ve bilimsel yayın yapmasını, kongre, sempozyum, konferans gibi ortak akademik ve bilimsel faaliyetler gerçekleştirmesini hedefleyen protokol BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya ile YOBÜ Rektörü Prof. Dr. Evren Yaşar tarafından imzalandı. Rektör Akkaya ve Rektör Yaşar daha sonra Spor Bilimleri Fakültesi bünyesinde düzenlenen ParaFest’25 etkinliğini, kampüste yer alan camiyi, BARÜ Engelsiz Yaşam Alanı’nı ziyaret etti. Rektör Yaşar, misafirperverlikleri dolayısıyla Rektör Akkaya’ya teşekkür etti. Rektör Akkaya ise nazik ziyaretlerinden dolayı Rektör Yaşar’a teşekkürlerini ifade ederek imzalanan iş birliği protokolünün hayırlara vesile olması temennisinde bulundu.
Bakan Göktaş, "Sosyal politikalarımızı ‘kimseyi geride bırakmama’ ilkesiyle gerçekleştiriyoruz"
13 Ağustos 2025 Çarşamba - 17:09 Bakan Göktaş, "Sosyal politikalarımızı ‘kimseyi geride bırakmama’ ilkesiyle gerçekleştiriyoruz" Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Bartın ziyaretinde, kente son 23 yılda sadece bakanlık tarafından yapılan sosyal hizmet ve yatırım tutarının 2,8 milyar lirayı, toplam sosyal yardımların ise 1,83 milyar lirayı bulduğunu söyledi. Bakan Göktaş, Bartın Valiliği’nde açıklamalarda bulundu. Ziyaretinin amacına ve Bartın’ın önemine değinen Göktaş, "Bartın, doğal güzellikleri ve güçlü sosyal dokusuyla ülkemizin kıymetli şehirlerinden biri. Bugün Bartın’da yürütülen çalışmalar hakkında kapsamlı değerlendirmede bulunduk. Şehrimizin sosyal hizmet kapasitesini ve önümüzdeki dönem çalışmalarını ele aldık. Hane hane takip ettiğimiz ihtiyaçları, sahadaki ekiplerin tespitlerini ve vatandaşlarımızın taleplerini görüştük. 2025 Aile Yılı çalışmalarımızı değerlendirdik. Önceliğimiz aileyi güçlendirmek. Kadın, çocuk, engelli, yaşlı, şehit yakını ve gazilerimizin hayat kalitesini yükseltmek. Vatandaşlarımızın sosyal refahını artırmak. Sosyal hizmetlere en hızlı, en etkin ve en kaliteli şekilde ulaşmasını sağlamak. 81 ilimizde olduğu gibi Bartın’da da aynı kararlılıkla çalışıyoruz" ifadelerini kullandı. "Sosyal politikalarımızı ‘Kimseyi geride bırakmama’ ilkesiyle gerçekleştiriyoruz" Bakanlığın sosyal politika ilkesini ve Bartın’da yürütülen faaliyetleri detaylandıran Bakan Göktaş, şunları söyledi: "Sosyal politikalarımızı ’kimseyi geride bırakmama’ ilkesiyle gerçekleştiriyoruz. Çocuğun üstün yararı, yaşlı ve engellilerin aktif yaşamı, kadınların güçlenmesi başta olmak üzere her alanda koruyucu-önleyici, destekleyici ve güçlendirici hizmetler sunuyoruz. Bu çabanın stratejik çerçevesi, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hayata geçirilen sosyal devlet anlayışıdır. Bu anlayışla Bartınlı kardeşlerimize pek çok hizmet sunduk. 23 yılda Bartın’da toplam 46,9 milyar liralık yatırım gerçekleştirdik. Bakanlık yatırım ve hizmetleri ise 2,8 milyar lira. Bu kapsamda 1 Sosyal Hizmet Merkeziyle vatandaşlarımızın yanındayız. ASDEP ile 2017’den beri 26 bin 359 haneye rehberlik ve danışmanlık hizmetleri götürüyoruz." Göktaş, engelli ve yaşlılara yönelik hizmetlere dikkat çekerek, "2 Aile Destek Merkezi (ADEM) ile kadınlar, gençler ve çocuklar için eğitim, rehberlik, danışmanlık faaliyetleri gerçekleştiriyoruz. Çocuklarımızın, güvenli ve sevgi dolu bir aile ortamında büyümesi için tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Kuruluş bakımında toplam 46 çocuk bulunmakta. Sosyal ve Ekonomik Destek (SED) hizmetleri ile çocukların ailesinin yanında büyümelerini sağlıyoruz. Bu kapsamda Bartın’da 55 çocuk için ailelere destek verdik. 2012’den beri SED kapsamında 54,5 milyon lira kaynak aktardık. 3 kadın kooperatifi ile kadınlara ekonomik yönden katkı sağlıyoruz. Engelli ve yaşlıların hayata tam ve etkin katılımı için, erişilebilir hizmetleri yaygınlaştırıyoruz. Finansmanı Bakanlığımız tarafından sağlanan 2 özel engelli bakım merkezinde 161 engelli bireyi destekliyoruz. 1 huzurevi, yaşlı bakım ve rehabilitasyon merkezinde 49 yaşlı bireye hizmet veriyoruz. Bugünkü ziyaretimiz kapsamında huzurevimizi de ziyaret edeceğiz. Bartın ayrıca doğurganlık hızının düşük olduğu şehrimiz. Öte yandan Evde Bakım Yardımıyla engelli ve bakıma ihtiyacı olan vatandaşlarımıza önemli bir destek sağlıyoruz. Bu sayede, ailelerinin yanında bakım hizmeti almalarını mümkün kılıyoruz. Bartın’da bugüne kadar 4 bin 324 kişi bu hizmetimizden faydalandı. 2006’dan bu yana ise evde bakım yardımına 873,2 milyon lira kaynak aktardık. İhtiyaçlara hızla cevap veren sistematik ve sürdürülebilir sosyal hizmetler sunuyoruz. 4 Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı 2025’te sosyal yardımlardan faydalanan 7 bin 525 haneye 2003-2025 yılları sosyal yardımlara 1,83 milyar lira kaynak aktardık. 2002-2025 yılları 1 yatırım projesi tamamlandı" bilgisini paylaştı. 2025 Aile Yılı ve Gençlik Fonu 2025 Aile Yılı çalışmalarına da değinen Bakan Göktaş, ailenin önemini vurgulayarak, "Aile, toplumun hafızası, geleceğimizin teminatıdır. Aile, evlatlarımızın kimlik kazandığı güvenli bir çatıdır. Aile güçlü olduğunda birey özgüven kazanır. Mahalle güven verir, toplum istikrar bulur. Bu inançla aile yapımızı güçlendirecek, aile değerlerimizi koruyacak çalışmalarımıza hız kazandırdık. Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle 2025 yılını ’Aile Yılı’ olarak ilan ettik" dedi. Göktaş, Aile ve Gençlik Fonu ile doğum yardımlarına ilişkin rakamları da paylaşarak, "Diğer yandan Aile ve Gençlik Fonu’nu deprem bölgesinde pilot olarak başlatmıştık. İkinci fazını doğurganlığın en düşük olduğu illerle genişletmiştik. Bartın bu illerimizden biriydi. Şimdi ise Aile ve Gençlik Fonu’nu 81 ilimizdeki gençlerimizin istifadesine sunduk. Bugün itibariyle 542’si Bartın’da olmak üzere 299 bin 421 anne, doğum yardımlarımızdan faydalandı. 3,8 milyon lirası Bartın’da olmak üzere toplam 2 milyar 555 milyon liralık ödemeyi gerçekleştirerek ailelere destek olduk. Diğer yandan 325 çift Bartın’da olmak üzere 146 bin 831 gencimiz Aile ve Gençlik Fonu’na başvurdu" şeklinde konuştu. "Terörsüz Türkiye için yanlarındayız" Bakan Göktaş, konuşmasını terörle mücadele ve şehit yakınlarına verilen öneme değinerek tamamladı. Ziyareti kapsamında "Terörsüz Türkiye Kardeşlik Sofrası"nda şehit aileleri ve gazilerle bir araya geleceğini belirten Göktaş, şu ifadeleri kullandı: "Cumhurbaşkanımızın da vurguladığı gibi ’Terörsüz Türkiye’, şehit ailelerimiz ve gazilerimizle birlikte yürüttüğümüz bir süreç. Canı pahasına vatanını savunan tüm kahramanlarımızın emanetlerini korumak en büyük sorumluluğumuz. Her daim yanlarındayız. Bakanlık olarak, sosyal dayanışmayı güçlendiren politikalar hayata geçireceğiz. Türkiye’yi güçlü kılacak olan, güçlü sosyal politikalardır. Bu anlayışla, vatandaşlarımızın hayatına dokunan çalışmaları kararlılıkla sürdüreceğiz. Hep birlikte daha güçlü bir Bartın ve daha güçlü bir Türkiye için çalışacağız."
Amasra 100 bininci kuruvaziyer gemi yolcusunu ağırladı
13 Ağustos 2025 Çarşamba - 11:31 Amasra 100 bininci kuruvaziyer gemi yolcusunu ağırladı Astoria Grande isimli kuruvaziyer yolcu gemisi Amasra’ya 100 bininci yolcusunu getirdi. Kuruvaziyer yolcu gemisiyle Bartın’ın Amasra ilçesinde adım atan Elena Milovanova, Amasra Belediyesi tarafından coşkuyla karşılandı. Amasra’yı her hafta ziyaret eden kuruvaziyer yolcu gemisi sabah saat 8.00’da Amasra Büyük Liman’a bu yıl 25’inci kez demir atarken, 995 yolcu ve 449 mürettebatla Amasra’ya 100 bininci yolcusunu ulaştırdı. Amasra Belediyesi, 100 bininci yolcuya yönelik gerçekleştirdiği karşılaşmada turistler ve vatandaşlara lokma tatlısı ve çay ikramında bulundu. Gemi kaptanlarını karşılayarak Kaptan Yuri Muntin’e plaket takdim eden Başkan Recai Çakır, Sırbistanlı olan 100 bininci yolcu Elena Milonova’ya da el emeği çanta ve şal hediye etti. Zonguldak Milletvekili Eylem Ertuğrul ise yolcu Milonova’ya çiçeklerden yapılan bir taç takdim etti. Elena Milonova ise kendisi için sürpriz olduğunu ve çok memnun olduğunu ifade etti. Beleidye Başkanı Recai Çakır ise, " Astoria Grande’nin Amasra’da 100 bininci yolcusunu ağırladık. Amasra topraklarına ayak basan 100 bininci yolcumuz Elena hanım oldu. Bizde 100 bininci yolcu karşılaşma törenimizi esnaf odamız ile birlikte organize ettik. Hem yolcumuza hem de kaptanımıza hediyelerimizi takdim ettik. Yine yöresel değerlerimizden olan lokma tatlımızı ikram ediyoruz tüm misafirlerinize. İnşallah 100 bininci yolcudan sonra 1 milyonuncu yolcuda da aynı töreni yaparız" diye konuştu. Bartın’ın yöresel kıyafetlerini giyerek turistleri karşılayan Belediye personeli kadınları turistlere lokma ikramına devam etti.
BARÜ ile Azerbaycan arasındaki akademik iş birliği geliştiriliyor
11 Ağustos 2025 Pazartesi - 16:30 BARÜ ile Azerbaycan arasındaki akademik iş birliği geliştiriliyor Bartın Üniversitesi (BARÜ) eğitim-öğretim ve bilimsel faaliyetlerdeki iş birliklerinin geliştirilmesi noktasında Azerbaycan Bakü Devlet Üniversitesi tarafından ziyaret edildi. Bartın Üniversitesi (BARÜ) eğitim-öğretim faaliyetlerinde küresel iş birliklerinin geliştirilmesi noktasında farklı ülkelerden bilim insanlarını ağırlamaya devam ediyor. Bu kapsamda Azerbaycan Bakü Devlet Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Fakültesi Dekanı Doç. Dr. Alemdar Cabbarlı tarafından BARÜ’ye bir ziyaret gerçekleştirildi. Cabbarlı, BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya’yı ziyaret ederek ikili iş birliklerinin geliştirilmesi noktasında fikir alışverişinde bulundu. BARÜ Edebiyat Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ahmet Altay’ın da yer aldığı görüşmede bilgi ve belge yönetimi alanında gerçekleştirilebilecek ortak çalışmalar üzerine de değerlendirmeler yapıldı. Görüşmede ayrıca akademik değişim programları, eğitim iş birlikleri, ortak proje ve bilimsel çalışmaların kapsamının genişletilmesi yönünde fikirler de paylaşıldı. Doç. Dr. Cabbarlı, yakın ilgileri ve misafirperverlikleri dolayısıyla Rektör Akkaya’ya teşekkür ederek ortak akademik etkinlik ve projelerin geliştirilmesinden memnuniyet duyacaklarını ifade etti. Rektör Akkaya ise uluslararasılaşma stratejileri doğrultusunda iş birliklerine yenilerini eklemeye devam edeceklerini belirterek nazik ziyaretleri ve yakın ilgileri için Doç. Dr. Alemdar Cabbarlı’ya teşekkür etti.
BARÜ’nün siber güvenlik alanına yönelik projesine TÜBİTAK’tan destek
10 Ağustos 2025 Pazar - 13:58 BARÜ’nün siber güvenlik alanına yönelik projesine TÜBİTAK’tan destek Bartın Üniversitesinin (BARÜ) TÜBİTAK-ARDEB 1001 programı kapsamında desteklenen projesiyle siber güvenlik alanındaki potansiyel risklere karşı yeni yöntemler geliştirilerek verilerin daha iyi korunması sağlanacak. Bartın Üniversitesi (BARÜ) Mühendislik, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümünden Doç. Dr. Ersin Alaybeyoğlu yürütücülüğündeki proje, TÜBİTAK Araştırma Destek Programları Başkanlığının (ARDEB) yürüttüğü "1001-Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı" kapsamında desteklenmeye hak kazandı. Sabancı Üniversitesinden Prof. Dr. Erkay Savaş danışmanlığında geliştirilen "IoT Verilerinin Hızlandırılmış Homomorfik Şifreleme Tabanlı Güvenliği, Birleşik Öğrenme Uygulaması" başlıklı proje ile veri gizliliği ve güvenliği alanında etkili koruma yöntemleri geliştirilecek. Kuantum bilgisayarlar ile nesnelerin interneti teknolojisinin kişisel verilerin korunmasındaki potansiyel risklerine karşı yeni şifreleme işlemleri gerçekleştirilecek. Çalışmalara iki doktora öğrencisi de katkı sağlayacak. Proje hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Alaybeyoğlu, "Küresel siber suçların giderek artmasıyla birlikte veri gizliliği ve güvenliği alanında geliştirilen birleşik öğrenme yöntemleri, homomorfik şifreleme kullanarak kişisel verilerin daha iyi korunmasını sağlamaktadır. Bu kapsamda yapılan projeyle IoT verileri şifrelenerek birleşik öğrenme modeli geliştirilecek ve yeni nesil FPGA kartları üzerinde NTT ve INTT işlemleri gerçekleştirilecektir. Ayrıca homomorfik şifreleme ile veri merkezi oluşturulacak ve siber güvenlikle ilgili şifreleme işlemleri hızlandırılarak projenin yaygınlaştırılması hedeflenmektedir. Proje kapsamında yürüteceğimiz çalışmaların hem akademik hem de endüstri alanına önemli bir katkı sağlayacağını öngörüyoruz" dedi. BARÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akkaya ise siber güvenlik alanında yeni ve kapsamlı yöntemlerin kullanılacağı TÜBİTAK projesinden dolayı Doç. Dr. Ersin Alaybeyoğlu ile proje ekibini tebrik ederek başarılarının devamını diledi.
Bakan Tunç’tan gündemdeki konularla ilgili önemli açıklamalar
10 Ağustos 2025 Pazar - 12:18 Bakan Tunç’tan gündemdeki konularla ilgili önemli açıklamalar Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, baba ocağı Bartın’ın Ulus ilçesine bağlı Ulukaya köyünde, Bartın ve Karabük’te görev yapan ulusal ve yerel medya temsilcileriyle bir araya geldi. Bakan Tunç burada yaptığı açıklamalarda, anayasa değişikliği, ’Terörsüz Türkiye’ süreci, yargı reform paketleri, vatandaşların yargıya daha hızlı ulaşımının sağlanması ile boşanma, nafaka, ortaklığın giderilmesi ve aile hukukuyla ilgili konularda çarpıcı açıklamalar yaptı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, baba evinin bulunduğu ve dünyaca ünlü şelaleye ev sahipliği yapan Ulukaya köyünde Bartın ve Karabük’te görev yapan gazetecilerle bir araya geldi. Bölgeye ve Türkiye’ye yapılan yatırımlar konusunda detaylı bilgi veren Adalet Bakanı Tunç, anayasa değişikliği konusunda açıklama yaparak, "Darbe anayasasını ne kadar vesayetçi ruhtan arındırsak da artık yamalı bohçaya dönmüş durumda. Madde sayısı kadar bir değişiklik var anayasamızda. 2002 öncesinde de yapılan değişiklikler var. Bu değişiklikler, maddeler arasındaki yeknesaklığı da bozmuş durumda. Ve kurumlar arası anlaşmazlıklara neden olmuş. Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasındaki tartışmayı geçtiğimiz yıllarda yaşadık. Sonradan ihdas edilen kurumların yorumlanması, diğer maddelerle berber çelişmesi nedeniyle bir takım sorunlara da yol açtı. Hükümet sistemi değişikliğinden diğer önemli yapısal değişikliklere varıncaya kadar çok büyük değişikliklere, reformlara sahne oldu anayasamız. Anayasadaki bu vesayetçi ruhun azaltılması ile yetinemeyiz. Biz Türkiye Yüzyılı’na başladık. Türkiye darbecilerin yaptığı bir anayasa ile değil, sivillerin, milletin temsilcilerinin, TBMM’nin, milletvekillerinin yazdığı, yaptığı, onayladığı ve milletimiz tarafından onaylanan bir anayasa ile yoluna devam etmesi lazım. Bütün seçim beyannamelerinde anayasa vaadimiz var. Bütün partiler de yeni anayasa istiyor. Bugüne kadar Mecliste uzlaşma komisyonları da kuruldu. 60 maddeye kadar uzlaşılan durumlar da oldu ama başarıya ulaşılamamıştı. İnşallah önümüzdeki süreçte mecliste bir uzlaşma zemini sağlanır. Milletimize olan bir borcumuzu da ödemiş oluruz. Darbeciler tarafından yazılan bu anayasanın bir kenara bırakılıp, milletin temsilcileri tarafından yazılmış olması bile başlı başına çok önemli bir şeydir. Milletin temsilcileri tarafından değil, darbeciler tarafından yazılmış olması başlı başına tek ve yegane sebeptir, anayasamızın değişimi için. İnşallah ülkemiz bu noktada belli bir noktaya gelir" şeklinde konuştu. "Teröre zemin hazırlayan unsurları ortadan kaldırdık" Bakan Yılmaz Tunç, ’Terörsüz Türkiye’ sürecinin çok önemli ve hassas bir süreç olduğunu ifade ederek, "Türkiye sürecini yaşıyoruz. Bu süreç kalıcı olur. Tüm temennimiz bu. Bu noktalara kolay gelmedik. Teröre zemin hazırlayan bütün unsurları ortadan kaldırdık. Bu süreçte, bu noktaya kadar gelinmesinin en önemli sebepleri Sayın Cumhurbaşkanımızın koyduğu irade ve muhalefet partilerinin de bu iradeye sahip çıkarak, bir devlet politikasına dönüşmesi. Bu devlet politikasında bakanlıkların koordinasyonu yani gerek istihbarat teşkilatımızın, gerek Milli Savunma Bakanlığımızın, İçişleri, Dışişleri, Adalet Bakanlığımızın tam bir koordinasyon içerisinde yürüdüğünde nasıl bir başarı ortaya çıktığında hep beraber görüyoruz. Bundan sonra silahların bir daha ortaya çıkmaması, terörün bir daha hortlamaması ile ilgili hassas bir sürece girdik. Burada tüm çevrelere, herkese önemli görevler düşüyor. Bu görevleri hassasiyetle, milletimizin huzurlu geleceği için yapmamız gerekiyor. Süreci sabote etmeye yönelik girişimler olabilir. Bu girişimlere karşı uyanık olarak, milletçe Terörsüz Türkiye noktasında, önemli, hassas süreci yaşayacağız" dedi. "TBMM’de kurulan komisyonun kararları hayati öneme sahip" Yılmaz Tunç, ’Terörsüz Türkiye’ hedefiyle mecliste yürütülen çalışmaların çok değerli olduğunu vurgulayarak, "TBMM’de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokratikleşme Komisyonu çok önemli. Komisyonun kurulması ve milletin temsilcilerinin bu süreci izlemesi, onların görüşleri, katkı sağlamaları ve o görüşler doğrultusunda konunun şekillenmesi, kararların alınması ve bu konudaki düzenlemeleri yapılması anlamında meclisimizin kararları hayati öneme sahip. TBMM’de kurulan ve sayın Meclis Başkanımızın başkanlığında yürütülen bu çalışmalar önemli ve değerli. O çalışmalar ışığında da yürütme de çalışmalarını sürdürecektir. İnşallah, Terörsüz Türkiye’ye adım atığımız, Türkiye Yüzyılı’nın başında, çocuklarımıza ve geleceğimiz huzurlu bir Türkiye’yi emanet edeceğimiz bir dönemi yaşarız. Terörün bizlere kaybettirdiği, maddi ve manevi kayıpları inşallah, hızlı bir şekilde telafi edeceğimiz bir sürece gireriz" ifadelerini kullandı. "Yargı reformu strateji belgemizin uygulamasına geçtik" Tunç, 5 yıllık bir dönemi planlayan yargı reformu strateji belgesinin uygulamasına geçilerek, 264 hedefin gerçekleştirilebilmesi amacıyla çalıştıklarını da kaydetti. Tunç, "Güvenilir adalet sistemi, hukukun üstünlüğüne dayanan, gecikmeyen ve öngörülebilir bir adalet sistemi vizyonu ile hazırladığımız yargı reformu strateji belgemizde, önümüzdeki 5 yıllık bir dönemi planlayan ve 264 hedefi ihtiva eden yargı reformu strateji belgemizin de uygulamasına geçtik. Şu anda o hedefleri birer birer gerçekleştirmek için çalışıyoruz. Yargı teşkilatımızın insan kapasitesini güçlendirmeye yönelik adımlarımız var. Yine kurumsal kapasiteyi güçlendirmeye yönelik adımlarımız var. Ceza adaleti sisteminin etkinliğini arttırmaya yönelik adımlarımız var. Özellikle soruşturma, kovuşturma ve infaz aşaması bakımından ceza adaleti, toplumda huzur ve güvenliğin şartı. O nedenle buna ilişkin yasal düzenlemeler ve yaptığımız yeni hazırlıklar var" ifadelerine yer verdi. "Yargıya güvenin tesisine yönelik yeni çalışma meclis onayına gidecek" Tunç, davaların kısa sürede tamamlanması ve yargıya güvenin tesis edilmesi için ciddi çalışmalar yürüttüklerini, bununla ilgili bir reform paketinin daha TBMM gündemine taşınacağını vurguladı. Bakan Tunç, "Vatandaşlarımızın adaletine erişimini kolaylaştırmak, dijitalleşme, yapay zekanın adalet sisteminde de destekçi mahiyetinde kullanılması ile ilgili çalışmalarımız var. Hukuk yargılamalarının etkinliğini arttırmak. Uzun süren davaları daha kısa sürede sonuçlandırmak. Duruşmaları 2 aydan fazla ertelememek, istinafta, Yargıtay’da 6 aydan fazla sürmemesini sağlamak, vatandaşlarımızın yargıya güvenini tesisi noktasında çalışmalarımız var. Önümüzdeki süreçte milletvekillerimizin takdirlerine arz edeceğimiz önemli hususlar var" dedi. "Aile hukuku ile ilgili sorunlar ortadan kaldırılacak" Yılmaz Tunç, aile hukuku sorunlarını da bitirmek için çalışma yürüttüklerini ve hazırlanacak reform paketinin Meclis gündemine getirileceğini söyledi. Tunç, "Aile yılındayız. Aile hukuku sorunlarını ortadan kaldırmaya yönelik bir paket var, hazırlığımız var. Özellikle boşanma davaların uzun sürmemesi, yeni evliliklerin kurulabilmesi bakımından önemli. En çok da kadınlarımız mağdur oluyor boşanma davalarında. Çünkü boşanma davalarında en fazla davaya açan yüzde 60 oranla kadınlardan oluşuyor. Süreç uzun sürdüğü takdirde, bu sefer mağduriyetler söz konusu oluyor. Bu davaların kısa sürede sonuçlanması ile ilgili bir takım yasal düzenlemeye ihtiyaç olacak. Bir takım sadeleştirmelere gitmemiz gerekiyor. Gelinen süreçte yasalarımızda yapılacak değişikleri de milletimizin ve meclisimizin gündemine getireceğiz" ifadelerini kullandı. "İstinaf süreci düşürülecek" İstinaf mahkemelerinde 1. sınıf hakim sayısının arttırıldığını ve daha da arttırılarak istinaf sürecinin ise düşürüleceğine dikkat çeken Tunç, "Şu anda yargı teşkilatımızın kapasitesi 25 bin hakim ve savcıdan oluşuyor. Son 2 yılda 3 binden fazla hakim göreve başladı. Genç bir kadro. 2017 yılından itibaren sisteme katılan arkadaşlarımız. Birinci sınıfa henüz çoğu ayrılmadı. O nedenle istinaftaki 1. sınıf hakim sayısını, önümüzdeki yıllarda, karşıladığımızda, istinaf mahkemelerindeki daire sayılarını arttıracağız. Bu sene de arttırdık. Önümüzdeki sene daha çok arttırma imkanımız olacak. İstinaf sürecinin daha hızlı sonuçlanmasını sağlayarak, yargı süreçlerinin daha da hızlandırılması ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz" diye konuştu. "Boşanma davaları için aile arabuluculuğu geliyor" Gazetecilerin gündemle ilgili sorularına de cevap veren Bakan Tunç, boşanma davalarındaki feri nitelikli konularda erkeğe nafaka bağlanması ve süreçte erkeğin hak kaybı yaşaması ile ilgili eleştiriler hakkındaki soruya, "Boşanma davaları ile maddi tazminat, nafaka ve mal rejimini ayırmak gerekiyor. Boşanmayı bir an önce kesinleştirip, diğer davaları devam ettirmek gerekiyor. İkisi bir arada sürdüğünde o çekişme, davaları uzatıyor. 10 yıl süren bir boşanma davasında, tarafların başka, yeni bir hayat kurma imkanı ortadan kalkıyor. Buna çalıştık. Hakimler ve savcılar kurulu ile birlikte aile mahkemesi hakimlerimizi topladık. İstinafta aile mahkemesi davalarına bakan hakimlerimiz ile istinaf dairesi başkanlarımız ve Yargıtay’ın 2. Hukuk Dairesi’nin başkan ve üyeleri ile bir araya geldik. Sorunu tartıştık. Ziyaretlerimizde, hakimlerimizle, barolarda avukatlarımız ile bir araya geldiğimizde, hep bu konuları konuştuk. Vatandaşlarımızın boşanma davalarındaki yaşadığı sorunları ortadan kaldırmak istiyoruz. Burada arabuluculuğu da tartıştık. Boşanma davası öncesinde bir arabulucuya gidilmesi önemli. Bu Avrupa ülkelerinin genelinde var, bu bizde de olabilir. Aile arabuluculuğunu da ülkemize kazandırmak istiyoruz" diye cevap verdi. Boşanma davaları öncesinde arabulucu zorunluluğunun aile hukukunda önemli bir çözüm olacağını söyleyen Tunç, "Boşanma davası öncesinde tarafların belki küçük bir tartışmadan kaynaklanarak, büyüyen aslında aralarında bir geçimsizlik yokken sadece bir kızgınlık nedeniyle avukata yazdırdığı dilekçeyle, çünkü kusuru ispatlayabilmek için dilekçede ağır ithamlar söz konusu oluyor. Ağır ithamlarla karşılaşan kadın ya da erkek, o dilekçeyi aldıktan sonra bir daha o evliliğin düzelmesi mümkün olmuyor. O da daha ağır cevap veriyor. Bu şekilde dilekçeler teatisi ile ilk duruşmaya kadar taraflar birbirlerine tam bir şekilde düşman oluyor. Duruşmaya geldiklerinde ise ailenin tüm mahremiyeti, herkesin önüne dökülmüş oluyor. Çocuklar örseleniyor. Yanında çocuklar var, velayet konuları, nafaka tartışmaları. Konunun kökten çözülmesinde aile arabulucularının çok faydalı olacağına inanıyoruz. Akademisyenlerimizin görüşleri önemliydi. Dünya uygulamalarına da baktık. Hem boşanma hususunda da anlaşabilirler, arabuluculukta. Mahkeme onayı ile kısa sürede sonuçlanır. Boşanma konusunda anlaşma olmazsa, mahkemeye gidilir ve o süreci daha sakin ve daha olgun şekilde başlatmış olurlar. Aile yılında, aile hukuku ile ilgili önemli bir yargı paketini öncelikle görüşlere açacağız, sonrasında da milletvekillerimizin takdirlerine arz edeceğiz" şeklinde konuştu. "Kira davalarında arabulucu, davaların yarıya yakını anlaşmayla bitirdi" Tunç, çok fazla mirasçıların bulunduğu ortaklığın giderilmesi davalarında arabuluculukta yaşanan tebligat süresi nedeniyle yaşanan soruyla ilgili ise, "2013 yılında arabuluculuk sistemimize girdi. 2013’te ihtiyari olarak başladı. 2018’te iş, davalarında zorunlu hale getirdik. Sonra ticari davalarda, sonra tüketici davalarında zorunlu hale getirdik. 1 Eylül 20223’ten itibaren de kira davalarında, ortaklığın giderilmesi davalarında, ortaklığın giderilmesi davalarda ve komşuluk hukukundan doğan davalarında da dava açmadan önce arabulucuya gitme zorunluluğu getirdik" dedi. Kira davalarında arabuluculuk sisteminin önemli bir çözüm olduğunu anlatan Tunç, "Tabi kira davalarında yarıya yakını anlaşmayla sonuçlandı. Yüksek kira artışı nedeniyle çok tatsız tartışmalar olmuştu. Arabuluculuk o noktada önemli çözüm oldu. Yarısı arabulucuda anlaştı. Kira konusunda, yüzde 25 sınırında, tahliye taahhüdünde, yeni kira sözleşmesi konusunda anlaştılar. Kendi aralarındaki uyuşmazlığı barışarak çözdüler" ifadelerine yer verdi. "Ortaklığın giderilmesi davalarında tebligat sorunları çözülecek" Tunç, ortaklığın giderilmesi davalarında arabulucuların tebligat ve taraflara ulaşamama gibi yaşanan aksaklıkların giderilmesi için de çalışma yürütüldüğünü kaydederek, "Ortaklığın giderilmesi davalarında da zorunlu hale getirdik. Tabi çok güzel örnekleri de oldu. 40 yıllık, 50 yıllık davalar çözüldü. Mesela Konya’da 50 yıl sürmüştü, anlaşamamışlar, davası devam ediyor. Davadan ayrılarak geldiler, arabuluculuk karşısında o çok sayıda ortak beraber anlaştılar ve uyuşmazlığı çözdüler. Ama tebligat sorunları nedeniyle uzayan hususlar da var. Ortaklığın giderilmesi davalarında, tebligattan kaynaklanan aksaklıklarla ilgili çalışıyoruz. Hukuk işlerimiz bu konuda çalışıyor" dedi. "Nafaka konusunda yeni düzenleme olacak" Tunç, mevcut sistemde nafaka davalarının hakkaniyete uygun sonuçlanmasının mümkün olduğunu, mağduriyetler oluşmaması için alternatif düzenlemeler yapılacağını da ifade etti. Yılmaz Tunç, "Nafaka hassas bir konu. Kadınlarımızın mağdur edilmemesi önemli. Tabi özellikle nafaka konusundaki eleştirileri de dikkate alarak bir çözüm yolu bulmak gerekiyor. Burada her dosyanın içerisinde bir hayat vardır. Her dosyayı hakim değerlendirmesi gerekir. Dolayısıyla bazı mahkemeler toptan ödemeye de karar verebiliyor. Değişik ülkelerde değişik sistemler var. 1987 yılından itibaren medeni kanunumuzda süresiz nafaka isteyebilir şeklinde bir hüküm var. Burada özellikle dosya bazında tek tek değerlendirilerek nafakanın belirlenmesi gerekir. Zaten nafakanın kesilmesine ilişkin sebeplerde kanunumuzda var. Yargının bu sorunu tarafları mağdur etmeyecek, hakkaniyete uygun şekilde sonuçlandırması mümkün. Hakkaniyete uygun, her iki tarafı da gözeten ve mağduriyete neden olmayacak bir şekilde her dosya bakımından kararlar verilebilmesi mümkün. Böyle kararların verilebilmesiyle ilgili birkaç alternatif düzenlememiz olacak" ifadelerini kullandı. Öcalan’ın serbest bırakılması iddiaları Terörsüz Türkiye sürecinde Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılacağı yönündeki iddialara da cevap veren Bakan Tunç, "Cumhurbaşkanımız şehit ailelerine mektup yazdı. Mektubu okursanız, bizim şehit ailelerimizi üzecek, rencide edecek bir adım atmayacağımız anlaşılır. Şehit aileleri bunu çok iyi biliyor. Onlar Terörsüz Türkiye’yi de destekliyor. Başka analar ağlamasın diyorlar. Dolayısıyla milletimizi rahatsız edecek, rencide edecek, onları üzecek bir adım atmadık, bundan sonra da atmayız. Milletimizin menfaatine olan adımları atarız hep. Pazarlık süreci değil. Burada al-ver süreci söz konusu değil. Terör örgütünün silahları yakması ve feshi var. Bu fesihten sonra adımlar neler olabilir. Burada da milletimizi rahatsız etmeyecek şekilde adımlar atılır. Şehit ailelerimizi rencide edecek hiçbir adım atmayız" şeklinde konuştu. Adalet dersinin eğitim müfredatına alınması Adalet dersinin müfredatta olmasıyla ilgili çalışma olup olmadığı yönündeki soru üzerine de Tunç, "Adalet müfredatı seçmeli ders olarak var. Liselerde yok. Aslında liselerde de olması lazım. Adalet mülkün temelidir. Aslında ilkokul birden başlamak lazım adaleti öğretmeye. Burada biz onun tarafındayız ama tamamen Milli Eğitim Bakanlığımızın işi, biz tavsiye ederiz inşallah" diye konuştu. Bakan Tunç, açıklamalarının ardından çocukluğunu geçirdiği köyde gazetecilerle birlikte hatıra fotoğrafı çekildi. Programa Bakan Tunç ve gazetecilerin yanı sıra, Bartın Valisi Nurtaç Arslan, AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz, Ulus Kaymakamı Fırat Kadiroğlu, AK Parti İl Başkanı Yaşar Aslan, Bartın Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Rüfai Şahin, hakimler, savcılar, askeri komutanlar, emniyet müdürleri ve il, ilçe protokolü de katıldı
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a duygulandıran hediye
10 Ağustos 2025 Pazar - 03:40 Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a duygulandıran hediye Memleketi Bartın’ın Ulus ilçesinde Doğa Festivali etkinliklerine katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a, lise döneminde çekilmiş fotoğrafı hediye edildi. Okula gittiği dönemi hatırlayan Bakan Tunç, fotoğrafın hikayesini de anlattı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, memleketi Bartın’ın Ulus ilçesinde düzenlenen Doğa Festivali’ne katıldı. Festival etkinliklerinde konuşan Bakan Tunç, Filistin’de soykırım yapan İsrail’e, insani yardım önergelerini reddeden BM Güvenli Konseyi üyelerine ve ateşkes önerisini veto eden Amerika Birleşik Devletleri’ne tepki gösterdi. Filistin’de işlenen soykırımın Uluslararası Adalet Divanı tarafından tescillendiğini ve soykırımı yapanların insanlık önünde hesap vereceğini belirten Bakan Tunç, "Yüzyıldan bu yana sayısız Birleşmiş Miletler kararını yok sayan, sürekli işgal politikalarıyla oradaki mazlumları yerinden yurdundan eden terör devleti İsrail, 2022 yılı 8 Ekim’den bu yana da bir soykırım suçu işliyor. Bunu Uluslararası Adalet Divanı tescilledi. Uluslararası Adalet Divanı’nda Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi’nin ihlali nedeniyle açılan ve Türkiye’nin de katıldığı o davada İsrail hakkında kararlar verildi. ’Soykırım yapmayı durdur, insanı yardımlara izin ver’ şeklindeki tedbir kararları alınmasına rağmen, bu kararlarla maalesef uygulanamadım. Kim uygulayacak bu kararları? Uluslararası kuruluşlar uygulayacak, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi uygulayacak ama maalesef 5 üyeden ibaret. Birisi hayır dediği zaman o karar geçersiz sayılıyor. BM Güvenlik Konseyi’nin önüne gelen insani yardım önergeleri bile reddedildi. Ateşkes önergeleri Amerika Birleşik Devletleri’nin vetosuyla reddedildi. Maalesef, uluslararası kuruluşlar etkisiz. Uluslararası mahkemeler etkisiz. Sözleşmeler ortada. Devletler bu sözleşmelere uymak için taahhütte bulunuyor, ama o sözleşmelere uyan yok. Maalesef dünya, 5 daimi üyenin bir vetosuyla kana bulanabiliyor. İşte, Filistin’de, Gazze’de gerçekleştirilenler. Son işgal planının İsrail Terör Meclisi’nde onaylanması. Tüm bunlar, bugün için uluslararası kuruluşların etkisizliğiyle ’yaptırımsız kalıyor’ gibi görünebilir. Ama öyle bir gün gelecek ki o soykırımı yapanlar, çocukları katledenler, kadınları öldürenler insanlık huzurunda hesap verecekler. O gün mutlaka gelecek. Bu dünyada da hesap verecekler. Öbür dünyada da zaten ilahi adaletten hiçbir zaman kaçamayacaklar. Nasıl Bosna kasapları, Bosna soykırımcıları yıllar sonra kurulan uluslararası mahkemede hesap verip hapse atılmışlarsa, bu soykırımcı katillerin de sonu ayını olacak. Türkiye olarak her zaman adaletin hakkaniyetin yanında olmaya devam edeceğiz’’ dedi ’’Terörsüz Türkiye için büyük bir mutabakat var’’ Bakan Tunç, konuşmasında 2. toplantısını gerçekleştirilen Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarını hatırlatarak, Terörsüz Türkiye hedefi için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde büyük bir mutabakat olduğunu kaydetti. Tunç, "Şimdi terörsüz Türkiye’yi adım adım inşa edeceğiz. Mecliste kurulan komisyon, milletvekillerimiz. Büyük bir mutabakat var bu konuda. Bir devlet politikası ortada. Bu, devlet politikasının başarıya ulaşması, milletimizin tüm fertlerinin terörsüz Türkiye’de, huzur içerisinde geleceğe bakması açısından mecliste kurulan komisyonda çok önemli çalışmaları imza atacak. Ve bu silahsızlanma sürecini izleyecek. Devletin kurumları da izleyecek. Tam bir koordinasyon içerisinde yürüyecek. Milletimizin temsilcileri milletvekillerimizin açtığı yolda, terörsüz Türkiye’yi inşa edeceğiz. Ve Türkiye Yüzyılı’nı çocuklarımıza, geleceğimize büyük Türkiye’yi armağan edeceğiz, bundan hiç şüpheniz olmasın" ifadelerini kullandı Tatilcilere ve gurbetçilere uyarı Bakan Tunç, yurt dışından ve Türkiye’nin farklı memleketlerinden ata topraklarına gelen gurbetçilere ve tatilcilere de uyarılarda bulundu. Yılmaz Tunç, "Dönerken çok dikkatli olalım. Burada da büyüklerimizi unutmayalım. Sık sık gelelim. Köylerimizde özellikle eski hatıralarımızı hatırlayalım, büyüklerimizi yalnız bırakmayalım. Onlar bizleri yetiştirenler. Onlara vefamızı gösterelim. Çocuklarımıza da sahip çıkalım. Çünkü çocuklarımız çevresindeki kötülüklere, tehlikelere karşı en korumasız kişiler, o nedenle çocuklarımızı çevrelerindeki tehlikelerden koruyabilmek şu dönemde zorlaştı" şeklinde konuştu. Duygulandıran sürpriz Konuşmasının ardından ise Bakan Tunç’a lise döneminde çekildiği bir fotoğrafı hediye edildi. Karabük Bartınlılar Derneği Başkanı Yüksel Korkut tarafından verilen fotoğrafı görünce çok duygulanan Bakan Tunç, okul hatırlarını ve fotoğrafın hikayesini anlattı. Tunç, "İlkokulu köyde okudum. Tabii ortaokul için babam, ’Köyden Ulus’a gidip gelmen zor olacak. Devlet parası yatılı sınavlarına katılman lazım. Çalış, sınavları kazan, parasız bir yatılı okula, seni verelim’ dedi. Babamın yüzünü kara çıkartmamak için oturduk, dördüncü beşinci sınıfta, sürekli ders çalışarak, Kastamonu Göl Öğretmen Lisesi’ni kazandım. Valizimiz boyumuzdan yüksekti. Bizi teslim ettiler Kastamonu’ya. Orada ortaokul ve lise olmak üzere 6 yıl yatılı okudum. Bu resim, çok büyük sürpriz oldu. Son sınıfta kompozisyonda Kastamonu il birincisi olmuştum. Anons yapmışlardı, ’birinci oldu’ diye. Bayrak töreni, resimde de belli oluyor. Kompozisyonu, okul müdürü ’okuman lazım’ dedi, okuduk. Bu resmi bulmuşlar, nereden buldularsa. Karabük Bartınlar derneğimiz, bugün çok anlamlı bir hatırayı bize takdim ediyor. Gerçekten çok duygulandım" dedi. Merhametli doktor olmak istiyor Bakan Tunç, Yüksek Öğretim Sınavı’nda, çeşitli sınav ve müsabakalarda dereceye giren Uluslu öğrencilere ise bilgisayar, tablet ve altın gibi hediyeler verdi. Hediye verdiği öğrencilere hangi mesleği seçmek istediğini soran Bakan Tunç’a öğrencilerden bir ise "Ben merhametli bir doktor olmak istiyorum" dedi. Bakan Tunç ise, "Doktorlar hep merhametli zaten. Merhametsiz doktor olmaz ki, onlar yemin ediyor zaten. Dolayısıyla, sen en merhametli doktor ol. Merhametlilerin de merhametlisi doktor ol, inşallah" cevabını verdi. En centilmen güreşçiyle ilginç diyalog Bakan Tunç, sahneye çıkan Bartın Ulu Çınar Spor Kulübü sporcusu Akıncan Yıldırım’a altın hediye etti. Bakan Tunç ile nasıl en centilmen sporcu seçildiğini sorduğu Akıncan Yıldırım arasında ilginç diyaloglar yaşandı küçük güreşçi Yıldırım, "Rakibim gelmemişti, hükmen galip geldiğini söyleyen hakemlerin sonradan salona gelen rakibimle güreşip, güreşmeyeceğimi sorduğunda ’evet’ dedim" deyince Bakan Tunç, küçük sporcuyu televizyonda izlediğini ifade etti Bakan Tunç, "Rakibi zamanında gelmedi. Hakemler güreşir misin diye sormuş. Eğer güreşmem deseydi, hükmen galip olacaktı. Keşke öyle mi yapsaydın. Centilmenlik de güzel. Maşallah, Allah nazardan saklasın" diye konuştu. Programa Bakan Tunç’un yanı sıra AK Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya aldatmaz, Bartın Valisi Nurtaç Arslan, il ve ilçe protokolü de katıldı
Adalet Bakanı Tunç, Bartın’da toplu açılış törenine katıldı
08 Ağustos 2025 Cuma - 18:06 Adalet Bakanı Tunç, Bartın’da toplu açılış törenine katıldı Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bartın’ın Ulus ilçesine bağlı Kumluca beldesinde toplu açılış törenine katıldı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç Bartın’ın Ulus ilçesine bağlı Kumluca beldesindeki toplu açılış törenine katıldı. Adalet Bakanı Tunç’u, Bartın Valisi Nurtaç Arslan Ak Parti Bartın Milletvekili Yusuf Ziya Aldatmaz, il ve ilçe protokolü, siyasi parti temsilcileri, muhtarlar ve vatandaşlar karşıladı. Kumluca beldesinde belediye hizmet araçları, içme suyu arıtma tesisi, çevre yolu sosyal tesisin açılış töreni gerçekleştirildi. Açılış töreninde konuşan Bakan Tunç, AK Parti iktidarının Bartın ve Türkiye genelinde yaptığı hizmetlere dikkat çekerek, "Alt yapısıyla, üst yapısıyla, fiziki kalkınma hamleleriyle uğraşırken bir yandan da Türkiye’nin yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşmasının mücadelesini verdik. İstemediler. ’Yüksek standartlı bir demokrasiye layık değil bu millet’ diyen ve vesayetçi güçler hiç boş durmadı. Türlü türlü engeller çıkardılar. Parti kapatma davaları, Gezi olayları, 17-25, 15 Temmuz hain darbe kalkışması, terörün azdırılması. Bir taraftan şeytan taşladık, bir taraftan tavaf yaptık, hizmet ettik. Durmak yok, yola devam diyoruz. Ülkemizi daha da güçlendirmek, milli enerji hamleleriyle bağımsız sanayisiyle her yönüyle güçlendirmenin gayreti içerisinde olmaya devam edeceğiz" dedi. Konuşmalarında ardından Kumluca Belediye Başkanı Mustafa Bozkurt tarafından Adalet Bakanı Tunç’a Türk bayrağı hediye edildi. Yapılan duaların ardından kurdela kesilerek, proje ve hizmetlerin açılışı gerçekleştirildi. Bakan Tunç, açılışı yapılan sosyal tesisi de gezerek bilgi aldı.
Yangının yol açtığı tahribat havadan görüntülendi
08 Ağustos 2025 Cuma - 12:05 Yangının yol açtığı tahribat havadan görüntülendi Bartın’ın Kayadibi Çavuş köyündeki orman yangınında tahribat havadan çekilen görüntülerde net bir şekilde görüldü. Yangın esnasında yürütülen yol açma çalışmalarında ortaya çıkan küp ve dikdörtgen şeklindeki taşlar ise tarihi eser heyecanına neden oldu. Kayadibi Çavuş köyünde 6 Ağustos Çarşamba günü meydana gelen ve 2 saatte kontrol altına alınan yangında yaklaşık 3 hektar orman alanı, 1,5 hektar tarım alanı hasar gördü. Havadan dron ile çekilen görüntülerde yangının ulaşamadığı ormanlarda yeşil, tarım arazilerinde ise sarı tonları yer alırken, alevlerin geçtiği bölgelerin ise siyah ve gri renge dönüştüğü görüldü. Tahribatın net bir şekilde görüntülendiği bölgede devam eden sıcaklıklar nedeniyle soğutma çalışmaları sürüyor. Yanan bölge ve çevresi ile yakınındaki yerleşim yerinde arazöz ve itfaiye ekipleri tarafından devriye atılırken, çıkabilecek yeni yangınlara karşı tedbir alınıyor. Ters rüzgar ve hızlı müdahale faciayı önledi Yangının çıkış anından itibaren etkili olan rüzgarla birlikte yerleşim yerine ve ormanların yoğun olduğu bölgelere doğru ilerleyen alevler, son anda terse dönen rüzgar ile birlikte yön değiştirdi. Yerleşim yerine metreler kala yön değiştiren alevler, tarım arazilerine sıçraması ile de anında müdahale eden ekipler ve vatandaşlar, alevleri kontrol altına almayı başardı. Ormanlık alanda devam eden yangın ise helikopterler tarafından söndürüldü. Yangın felaketinden sonra tarihi eser heyecanı Ekiplerin hızlı müdahalesi ile büyük faciadan kıl payı kurtulan köylüyü, şimdi de tarihi eser heyecanı sardı. Alevler nedeniyle orman içerisinde açılmak istenen yol çalışmasında toprak altından küp, dikdörtgen şeklinde ve düzgün kesilmiş taşlar gün yüzüne çıktı. Köy Muhtarı Fuat Kapsız, bölgenin yakınında SİT alanı olduğunu belirterek, "Bunlar yeni yapılar değil. Yangında yol yapılırken, bu bölgeden çıktı. Tarihi eski yapılar olduğunu düşünüyoruz. Zaten karşısı SİT alanı. Bölgede zaten sit alanı var. Müze müdürlüğü inceler mi, tarihi önemi var mı bilemiyorum. Sütun deniyor ama herhangi bir yazı yada ibare görünmüyor’’ diye konuştu. Köylünün ortaya çıkan ve sütun olarak nitelendirdiği taşları, tarihi eser olarak değerlendirmesi üzerine ise bölgede inceleme başlatıldı. Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü uzman ekiplerince çekilen fotoğraflar incelenirken, bölgede araştırma başlatıldı. Taşların tarihi olup olmadığını tespit edecek olan ekipler, hangi dönemde taşların kullanıldığı araştıracak.
BARÜ, Erasmus’da hibe tutarını arttırdı
08 Ağustos 2025 Cuma - 10:37 BARÜ, Erasmus’da hibe tutarını arttırdı Bartın Üniversitesi (BARÜ) uluslararasılaşma stratejileri kapsamında Erasmus Yükseköğretim Hareketlilik Programı ile küresel iş birliği ağını genişletmeye ve hibe tutarlarını artırmaya devam ediyor. Türkiye Ulusal Ajansı tarafından koordine edilen yükseköğretim kurumlarında ikili iş birlikleriyle öğrenci ve personel hareketliliği imkânı sunan Erasmus Yükseköğretim Hareketlilik Projelerinin hibe tutarları açıklandı. Bu kapsamda uluslararasılaşma hedefleri doğrultusunda her yıl proje bütçelerini artıran Bartın Üniversitesi (BARÜ) bu sene de hibe tutarlarını artırırken uluslararası hareketlilikler ve iş birlikleri noktasında da önemli bir başarı kaydetti. BARÜ, Türkiye Ulusal Ajansının açıkladığı proje hibe tutarlarına göre Erasmus KA171 HED Projesi (AB Dışı Ortak Ülkeler) ile Erasmus KA131 HED Projesi (AB Program Ülkeleri) kapsamında toplam destek miktarını 272 bin 580 Euro’ya çıkardı. Erasmus KA171 programında ilk olarak 2022 yılında 6 ülkeyle iş birliğine giden BARÜ, 2025 yılında 14 farklı ülkeden yükseköğretim kurumlarıyla anlaşmaya giderek finansal desteğini 93 bin 880 Euro’ya çıkardı. BARÜ’nün yaptığı ikili anlaşmalarda bu sene projeye ilk kez dâhil olan ülkeler arasında Amerika Birleşik Devletleri, Çin, Dominik Cumhuriyeti, Kolombiya ve Özbekistan yer alıyor. Erasmus KA131 programı çerçevesinde de hibe tutarlarını artıran BARÜ, 178 bin 700 Euro hibe desteği almaya hak kazanırken küresel eğitim ağını da genişletiyor. Bu doğrultuda Erasmus program ülkeleriyle olan ikili anlaşmalarını 21 ülkeden 108 üniversite, 501 bölüm anlaşması ile artıran BARÜ, öğrencilerine uluslararası eğitim, staj ve kültürlerarası etkileşim imkânı sunuyor. Küresel düzeyde eğitim iş birlikleriyle öğrenci ve personel hareketliliğine önem verdiklerini belirten BARÜ Rektör Prof. Dr. Ahmet Akkaya, "İkili iş birliği içerisinde bulunduğumuz ülke ve yükseköğretim kurumu sayısını artırarak öğrenci, akademik ve idari personel hareketliliği kapsamını genişletmeyi hedefliyoruz. Bu düşüncelerle uluslararası projelerdeki iş birliği stratejileri dolayısıyla Türkiye Ulusal Ajansı Başkanımız Sayın İlker Astarcı’ya, bu süreçteki çalışmalarından dolayı tüm akademik ve idari insan kaynağımıza teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.