Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Yerel Haberler
İstanbul
Ankara
İzmir
Bursa
Antalya
Trabzon
Tüm Şehirler
Adana
Adıyaman
Afyon
Ağrı
Aksaray
Amasya
Ankara
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Iğdır
Isparta
İstanbul
İzmir
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şanlıurfa
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
Burdur
Kadınların yasak ilişki tartışması cinayetle bitti, savcı ağırlaştırılmış müebbet istedi
26 Aralık 2025 Cuma - 17:27:50
Burdur’da yasak ilişki kavgasında öldürülen Özge Bedir olayında, savcılık tarafından hazırlanan iddianamede tutuklu 3 sanık için ağırlaştırılmış müebbet cezası istendi. Olaya dair yeni detaylar ortaya çıkarken arkadaşının sevgilisinin karısını öldüren Tülay A.’nin olay günü cinayetin ardından üzerindeki kanlı elbiseleri drama dersinde kullandığı kostüm kıyafetler ile değiştirdiği belirlendi. Olay, Burdur’un merkez Bağlar Mahallesi’nde 10 Haziran günü saat 21.00 sıralarında meydana geldi. 22 yaşındaki Tülay A., arkadaşı Seray Ö. (25) ile birlikte daha önce gönül ilişkisi yaşadığı iddia edilen Adnan B.’nin (35) evine gitti. Site önünde bekleyen Seray Ö.’nün aksine, Tülay A. apartmana çıkarak Adnan B.’nin eşi Özge Bedir (35) ile görüşmek istedi. Kapıda başlayan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. İddiaya göre Tülay A., çıkan arbedede Bedir’i boğazından ve karnından bıçaklayarak olay yerinden kaçtı. Bir süre sonra Seray Ö. tarafından yapılan 112 ihbarıyla olay yerine gelen polis, sağlık ve itfaiye ekipleri, kapıyı açtıklarında Özge Bedir’i evin koridorunda kanlar içinde buldu. Sağlık ekiplerinin yaptığı kontrolde Bedir’in hayatını kaybettiği belirlendi. Bedir’in cenazesi otopsi için Burdur Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Sanıklar hakkında istenilen cezalar belli oldu 2 çocuk annesi Özge Bedir’in bıçaklanarak öldürülmesine ilişkin hazırlanan savcılık tarafından iddianame hazırlandı. İddianamede, sanık Tülay A.’nın Türk Ceza Kanunu’nun 82/1. maddesi çerçevesinde "tasarlayarak kasten öldürme", TCK 116. maddesi çerçevesinde "konut dokunulmazlığını ihlal" ve 6136 sayılı Kanun çerçevesinde "bıçak veya diğer aletleri izinsiz taşıma ve kullanma" suçlarından yargılanması talep edildi. Savcılık, bu suçlar çerçevesinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi. Sanık Seray Ö. hakkında ise Türk Ceza Kanunu’nun 82. maddesi kapsamında "tasarlayarak kasten öldürmeye iştirak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi. İddianamede, maktul Özge Bedir’in eşi Adnan B.’nin de Türk Ceza Kanunu’nun 82. maddesi kapsamında "tasarlayarak kasten öldürmeye yardım etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasının istendiği kaydedildi. "Adnan B. ile yaklaşık 3 yıldır ilişki yaşadım" Şüpheli Seray Ö. savunmasında, Adnan B. ile yaklaşık 3 yıldır ilişki yaşadığını belirterek, ilk dönemlerde Adnan B.’nin evli olduğunu bilmediğini, durumu öğrendikten sonra ilişkilerini sonlandırdığını ancak Adnan B.’nin eşinden boşanacağını söylemesi üzerine yeniden ilişkiye başladıklarını ifade etti. Seray Ö., Adnan B.’nin eşine ilişkilerini anlatmadığını fark etmesi üzerine Özge Bediri telefonla arayarak durumu bildirdiğini, daha sonra birlikte çekilmiş fotoğrafları WhatsApp üzerinden gönderdiğini belirtti. "Olay günü Adnan B., eşinin evde yalnız olduğunu söyledi" Seray Ö. olay günü olan 10 Haziran 2025 tarihinde gece saatlerinde Adnan B.’nin Tülay A.’nın evine geldiğini ve yine kendisine hakaret ediğini, sabah saatlerinde evden ayrıldığını söyledi. Aynı gün, Özge B.’nin açtığı davaya ilişkin şikayetin geri çekildiğine dair tebligat geldiğini belirterek, olay günü saat 17.00 sıralarında Adnan B.’nin kendisini aradığını söyledi. Seray Ö., bu görüşmede Adnan B.’nin kızını alarak evden çıktığını ve eşinin evde yalnız olduğunu söyleyince, bu konuşmadan Adnan B.’den Özge Bedir ile görüşmeleri yönünde bir mesaj aldığını aktardı. "Tülay A. görüşmeye gitti, ben sokakta bekledim" Şüpheli Seray Ö. ise ifadesinde, Tülay A.’nın kendisine "sen gelme sorun çıkmasın" diyerek Özge Bedir ile kendisinin görüşmek istediğini söylediğini belirtti. Saat 18.00 sıralarında birlikte yürüyerek siteye gittiklerini, kendisinin sitenin iki alt sokağında beklediğini, Tülay A.’nın ise Özge Bedir’in evine çıktığını ifade etti. Yaklaşık 15-20 dakika boyunca Tülay A.’nın dönüşünü beklediğini, bu süre içinde Ö. isimli arkadaşıyla telefonda sohbet ettiğini ifade eden Seray Ö., Tülay A.’nın geri döndüğünde ellerinin çantanın içinde olduğunu, kendisine "sus ve yürü" dediğini söyledi. Yürüyüş sırasında durmadan yaklaşık 40 dakika boyunca sokaklarda dolaştıklarını, Tülay A.’nın üzerindeki gömlek ve eteğin de kanlı olması nedeniyle çıkartıldığını, kanların yere damladığını savunmasında anlattı. "Çantamda kostüm kıyafetlerim vardı" Seray Ö.’nin arkadaşı olan cinayet şüphelisi Tülay A., olay günü yanında siyah bir çanta bulunduğunu, çantanın içinde drama dersinde kullandığı kostüm kıyafetler, güneş gözlüğü, tansiyon ilaçları, cüzdan, anahtar, eldiven, koli bandı ve siyah maske bulunduğunu belirtti. etti. Seray Ö. ile birlikte yürürken Adnan B. ile sık sık telefon görüşmele yaptıklarını, bu görüşmelerin olağan olduğunu belirten Tülay A., Adnan B.’nin bir görüşmede kızını alarak evden çıktığını ve eşi Özge Bedir’in evde yalnız olduğunu söylediğini aktardı. Tebligattaki adrese bakarak Özge Bedir’in evine gidip konuşmaya karar verdiklerini ifade eden Tülay A., Seray Ö.’nün site girişini görebileceği bir noktada beklemesini istediğini, Özge Bedir’in evine gittiğinde önce kendisini tanıttığını, kapıda konuşmak istediğini ancak Özge Bedir’in kendisini içeri davet ettiğini ifade etti. "Bıçakla saldırıya uğradım" Tülay A., eve girdikten sonra kapının kilitlendiğini duyduğunu, Özge Bedir’in mutfaktan bıçak benzeri bir alet alarak yanına geldiğini, evden çıkmak istediğini ancak Özge Bedir’in kendisine hakaret etmeye devam ettiğini söyledi. Bu sırada Özge Bedir’in bileklerini duvara yaslayarak parmak uçlarını kestiğini, ellerinin kanlar içinde kaldığını ifade etti. Aralarında arbede yaşandığını, bıçağın bir ara kendi eline geçtiğini, daha sonra tekrar Özge Bedir’in eline geçtiğini, kapının kilitli olduğunu fark ettiğini ve yere yatırıldığını anlattı. Arbede sırasında Özge Bedir’in boğazının da kanadığını gördüğünü belirtti. "Kendimi korumak için hareket ettim" Savunmasının sonunda Tülay A., olay günü Özge Bedir’in evine zarar vermek amacıyla gitmediğini, yanında herhangi bir bıçak veya delici alet bulunmadığını, Özge Bedir’in saldırısı nedeniyle kendini korumak amacıyla hareket ettiğini belirtti. Adnan B.’nin sürekli kışkırtıcı ve tahrik edici sözleri nedeniyle kendisini ve Seray Ö.’yü karşı karşıya getirdiğini savunan Tülay A., Adnan B.’den davacı ve şikayetçi olduğunu ifade etti. Şüpheli Adnan B., savunmasında daha önce polis merkezinde verdiği ifadenin içeriğinin doğru olduğunu belirterek, ifadesini aynen tekrar ettiğini söyledi. "Seray benim sevgilim olur" Adnan B., yaklaşık 1,5 yıldır Seray Ö. ile gönül ilişkisi yaşadığını, Seray Ö. ile Güvendik Pastanesi’nde çalıştığı dönemde tanıştıklarını belirtti. Bu ilişkiyi eşinin bir yıl boyunca bilmediğini, ilişkinin Seray Ö.’nün eşine telefon üzerinden gönderdiği fotoğraflar sonrası ortaya çıktığını söyledi. Eşinin ilişkiyi öğrenmesinin ardından kendisini terk ettiğini ve yaklaşık 10 gün ayrı kaldıklarını belirten Adnan B., daha sonra barışarak yeniden birlikte yaşamaya başladıklarını ifade etti. Adnan B., eşiyle barıştıktan sonra Seray Ö. ile iletişimini kestiğini, buna rağmen Seray Ö.’nün gizli numaralar ve farklı hatlar üzerinden kendisine ulaşmaya çalıştığını, zaman zaman kuzeni aracılığıyla da arattırdığını söyledi. Olay gününe dair görüntüler ortaya çıktı İddianamede yer alan kamera inceleme tutanaklarına göre, sanıkların olay günü belirli saatlerde ikametlerinden çıktıkları, birlikte hareket ettikleri ve maktul Özge Bedir’in ikametine doğru yürüdüklerinin görüntü kayıtlarıyla belirlendiği aktarıldı. Aynı tutanaklarda, olaydan sonra sanıkların yeniden kamera kayıtlarına yansıdığı, kıyafet değişikliği yaptıklarının ve güzergâhlarını değiştirdiklerinin tespit edildiği kaydedildi. Kıyafet değiştirmesi delil kararması olarak yer aldı Savcılık değerlendirmesinde, olay sonrası görüntülerde sanıklardan birinin olay öncesine göre farklı kıyafetlerle kamera kayıtlarına yansıdığı, bir süre sonra tekrar kıyafet değiştirerek ilk haline döndüğünün görüldüğü belirtildi. Bu durumun, iddianamede delil karartmaya yönelik davranış olarak değerlendirildiği ifade edildi. HTS kayıtları ve kamere kayıtları belirleyici oldu İddianamede, sanıklar ile maktul ve maktulün eşi arasında olay öncesi, olay anı ve olay sonrası döneme ilişkin HTS ve baz kayıtlarının incelendiği belirtildi. Yapılan incelemelerde taraflar arasında çok sayıda telefon görüşmesi ve mesajlaşma tespit edildiği, bu iletişimlerin tarih ve saat bazında tutanak altına alınarak dosyaya eklendiği aktarıldı. Savcılık tarafından yapılan dijital incelemeler sonucunda, sanıklardan birine ait telefonlarda maktule yönelik tehdit içerikli mesajlar ve ses kayıtlarının bulunduğu, bu kayıtların dosyada delil olarak yer aldığı iddianamede belirtildi. Bu kayıtların, taraflar arasında olaydan önce mevcut olan husumetin boyutunu ortaya koyduğu savcılık değerlendirmesinde yer aldı. İddianamede, maktulün olaydan önce yaptığı son telefon görüşmesi ile sanıkların olay sonrası ilk kez kamera kayıtlarına yansıdığı zaman aralığı dikkate alınarak, olayın belirli bir zaman dilimi içerisinde gerçekleştiğinin değerlendirildiği ifade edildi. Savcılık değerlendirmesinde, sanıkların savunmalarının dosya kapsamındaki delillerle birlikte değerlendirildiği, bazı savunmaların hayatın olağan akışıyla örtüşmediği kanaatine varıldığı kaydedildi. Bu değerlendirmeye gerekçe olarak; kamera kayıtları, dijital veriler, HTS kayıtları ve olayın gerçekleşme şekline ilişkin bulgular gösterildi. İddianamenin Burdur Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunulduğu ve kabul edildiği öğrenildi.
26 Aralık 2025 Cuma - 13:00
Bucak’ta bacada yangın paniği
Burdur’un Bucak ilçesinde bir evin bacasında çıkan yangın itfaiye ekiplerince söndürüldü. Yangın, saat 11.00 sıralarında Bucak ilçesi Barbaros Mahallesi’nde bulunan bir evde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, evde bulunan bacada yoğun duman gelmesi üzerine 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulunuldu. İhbar üzerine adrese itfaiye ekipleri sevk edildi. Ekipler tarafından bacada çıkan yangın kontrol altına alınarak söndürüldü.
26 Aralık 2025 Cuma - 09:25
Tır ile çarpışan TOFAŞ hurdaya döndü
Burdur’da TOFAŞ marka otomobil ile tırın çarpışması sonucu meydana gelen kazada hurdaya dönen otomobilde sıkışan 2 kişi itfaiye ekipleri tarafından kurtarıldı.
25 Aralık 2025 Perşembe - 13:18
Uçurumda mahsur kalan köpeklerini halatla inerek kendi imkanlarıyla kurtardılar
Burdur’da avcılar uçuruma düşen av köpeklerini kendi imkanları ile metrelerce derinlikteki uçuruma halatla inerek sağ salim çıkardı. Burdur’un Büğdüz köyünden Askeriye köyü mevkiine domuz avı için giden avcı grubu, av sırasında grubun en sadık dostlarından biri olan av köpeği, dengesini kaybederek dik uçurumdan aşağı yuvarlandı. Olayın gece saatlerinde gerçekleşmesi ve bölgenin sarp yapısı nedeniyle ilk etapta köpeğe ulaşamadılar. Durumu AFAD ekiplerine bildiren avcılar, ekipleri beklemeden harekete geçti. Geceyi uçurum kenarında endişe içinde geçiren avcılar, gün ağarır ağarmaz kendi imkanları ile köpeği kurtarmak için çalışmaya başladı. Metrelerce derinlikte halatlı operasyon Köpeklerini kurtarmak için avcılar, yanlarındaki halatlarla profesyonel dağcıları aratmayan bir yöntem izledi. Arkadaşlarının yardımıyla halatla uçurumdan aşağı inen bir avcı, mahsur kalan köpeğe ulaşmayı başardı. Büyük bir titizlikle yukarı çekilen köpek, kazayı şans eseri hafif sıyrıklarla atlattı. Dostlarını sağ salim kucaklarına alan avcılar, "O bizim sadece köpeğimiz değil, yol arkadaşımız. Onu orada bırakamazdık" ifadelerini kullandı.
27 Şubat 2025 Perşembe - 18:43
Burdurlu Recep Tayyip Erdoğan’a parti rozetini Cumhurbaşkanı Erdoğan taktı
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’ye katılan ve adaşı olan Burdurlu 21 yaşındaki Recep Tayyip Erdoğan’a parti rozetini taktı. Burdur’da yaşayan 21 yaşındaki Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti’ye üye oldu. Üyelik işlemlerinin tamamlanmasının ardından 21 yaşındaki genç, dün gerçekleştirilen 169. Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’na katıldı. Toplantının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir araya geldiği Burdurlu Recep Tayyip Erdoğan’a AK Parti rozetini taktı. Kısa bir sohbetin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Burdurlu hemşerilerine selamlarını iletti.
27 Şubat 2025 Perşembe - 17:01
Yaşlı adamı öldürüp karısını ağır yaraladı, ağırlaştırılmış müebbetle cezalandırıldı
Burdur’da 30 Ekim 2023 tarihinde Bayram Sertcan’ı öldürüp eşi Zehra Sertcan’ı yaralayan Ayhan Ulu’ya ceza yağdı. Ayhan Ulu’nun kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış hapis cezası, kasten öldürmeye teşebbüs suçundan 17 yıl, nitelikli yağma suçundan ise 13 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi. Ayrıca evden alınan paralar içinde Serdar Sertcan’a 48 bin TL ödemesine hükmedildi. Burdur’da 30 Ekim 2023 günü bir yaşlı çiftin bakıcılarının kapıyı açamaması sonrası ihbar üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri tarafından açılan pencereden içeri giren polisler, Bayram Sertcan’ı (76) darp edilip bıçaklanarak öldürülmüş ve eşi Zehra Sertcan’ı (67) yaralanmış halde buldu. Olayla ilgili bin 500 saatlik kamera kaydı inceleyen ekiplerin yaptığı 10 günlük araştırma neticesinde zanlı Ayhan Ulu (37) gece polisin yaptığı operasyonla gözaltına alınırken, şüphelinin evinde yapılan incelemelerde olay anında kullanılan suç aleti bıçak, tıbbi eldiven, altın bileklik ve 3 bin 605 TL ele geçirildi. Emniyetteki ifadesinde suçunu itiraf eden cinayet zanlısı Ayhan Ulu, çıkarıldığı mahkeme tarafından "kasten adam öldürme" ve "kasten adam yaralama" suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Sanık Ayhan Ulu’nun ’kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu; ’nitelikli yağma’ suçundan 15 yıla, ’kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandığı davanın karar duruşması 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmada sanık Ayhan Ulu, maktul Bayram Sertcan’ın çocukları Arzu Özçoban ve Serdar Sertcan ile taraf avukatları hazır bulundu. Sanık Ayhan Ulu’nun avukatı müvekkili hakkında yaptığı savunmada, "Müvekkilim oraya daha önceden konuştukları odunluk yerine beton dökmek için gitmiştir. Müvekkilim aslında saldırıyı önlemek isterken bu olay yaşanmış. Bu da gösteriyor ki ilk saldırıyı maktul gerçekleştiriyor. Maktul bıçak elindeyken Ayhan Ulu’ya saldırıyor. Müvekkilim bıçağın keskin kısmını tutuyor sonra maktulün bileğini havaya kaldırıyor ve maktul bu şekilde yaralanıyor. Zehra Sertcan’a karşı da öldürmeye teşebbüs yoktur. Sadece yumruk ve bıçağın arkasıyla vurmuştur. Evden aldığı çantayı da yarasını sarmak için almıştır. Bayram Sertcan’a yönelik eylemde nefsi müdafaa hükümlerinin uygulanmasını, Zehra Sertcan’a yönelik eylemlerde ise TCK 86. Madde hükümlerinin uygulanmasını, mahkeme aksi kanaatte ise ağır tahrik unsurlarının göze alınarak yağma suçu olmadığından müvekkilimin beraatine veya adli kontrol hükümleri uygulanarak tahliyesini talep ediyorum" dedi. Bayram Sertcan’ın oğlu müşteki Osman Sertcan’ın avukatı mütalaaya katıldıklarını beyan ederek, "Olay günü kış ayı olduğundan zaman bakımından tasarlayarak öldürmeye uygundur. Bir de olay saatinde orada düğün vardır ve evden herhangi bir ses duyulmayacaktır. Sanık bunları göz önüne alarak yağma ve öldürme kastı ile eve gelmiştir. Olay gerçekleştikten sonra Zehra Sertcan’ın da öldüğünü düşünerek evin her yerini aramıştır. Çünkü Bayram Sertcan’ın Almanya’dan emekli olduğunu ve varlıklı biri olduğunu bilmektedir. Olayın ertesi günü de eve tekrar gelerek delilleri karartmıştır. Bu yüzden bu işi bilerek yapmıştır ve verdiği savunma suçtan kurtulmaya yöneliktir. İddia ve delillerin tekrarını, sanığın en ağır ceza ile cezalandırılmasını, hakkında hiçbir indirim yapılmamasını talep ediyoruz" ifadesinde bulundu. Zehra Sertcan’ın avukatı mütalaaya katıldıklarını beyan ederek sanık Ayhan Ulu hakkında kadına karşı kasten öldürme suçunun nitelikli halinden cezalandırılmasını ve cezasında hiçbir indirim uygulanmamasını talep etti. Bayram ve Zehra Sertcan’ın kızı Arzu Özçoban ve oğlu Serdar Sertcan ise sanık Ayhan Ulu’nun savunmalarını kabul etmediklerini beyan ederek sanık hakkında en ağır cezanın verilmesini talep ettiler. Sanık Ayhan Ulu ise mahkemedeki savunmasında, "Evde hiçbir çekmece ve dolaba dokunmadım. Sadece elimi silmek için bez aldım. O sırada çanta düştü ve elimi sarmak için onu da aldım. Bıçağı Isparta yoluna attım dediğim halde savcı o bıçağın oradan alınmasına gerek duymadı. Maktulün çocukları ve müşteki avukatları evden bir şeyler çaldığımı belirtti. Ben bunları kabul etmiyorum. Savunmamda bütün olayı ayrıntısı ile anlattım. Ben hiç kimseyi öldürmek istemedim. Herhangi bir yağma kastım yok. Takdir mahkemenindir" dedi. Sanığa ceza yağdı Mahkemede verilen kısa bir aranın ardından sanık Ayhan Ulu hakkında Bayram Sertcan’ı karşı kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış hapis cezası ile cezalandırılmasına, Zehra Sertcan’a karşı ise kasten öldürmeye teşebbüs suçundan ağırlaştırılmış hapis cezası ile cezalandırılmasına, indirim uygulanarak bu cezanın 17 yıla indirilmesine, nitelikli yağma suçundan ise 13 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verildi. Ayrıca evden alınan paralar içinde Serdar Sertcan’a 48 bin TL ödemesine karar verildi. Mahkeme sonunda konuşan Bayram ve Zehra Sertcan’ın kızı Arzu Özçoban ve oğlu Serdar Sertcan, "Çok mutluyuz, adalet yerini buldu. Sanık en ağır şekilde cezalandırıldı. Olayın çözülmesinde emekleri geçen herkese, özellikle emniyet ekiplerine teşekkür ederim. Gece gündüz katili bulmak için çalıştılar, hepsine çok teşekkür ederiz" dediler.
26 Şubat 2025 Çarşamba - 18:40
Burdur’da hafif ticari araç ile motosiklet çarpıştı: 1 yaralı
Burdur’da hafif ticari araç ile motosikletin çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında 1 kişi yaralandı. Kaza, saat 16.00 sıralarında Cemil Mahallesi 42009. Sokak ile 4230. Sokak kesişiminde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, 42009. Sokak’tan Susuzlu Sokak istikametine seyir halinde olan M.C.A. idaresindeki 15 ADD 459 plakalı motosiklet ile V.K. idaresindeki 15 ABJ 218 plakalı hafif ticari araç çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle motosiklet sürücüsü M.C.A. yere düşerek yaralandı. Kazayı gören vatandaşların 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralı sürücü, Burdur Devlet Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Kazayla ilgili inceleme başlatıldı.
26 Şubat 2025 Çarşamba - 16:31
Özlem Şımarık cinayetinde yargılanan 9 sanıktan 2’si daha tahliye edildi
Burdur’da 8 Şubat’ta eski eşi tarafından kaldığı otelde silahla vurulup bıçaklanan Özlem Şımarık’ın ölümüyle ilgili davanın ikinci duruşmasında yargılanan 9 sanıktan 2’si daha tahliye edilirken 5 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Bu kararla tutuksuz yargılanan sanıkların sayısı 4’e çıktı. Azmettirme suçundan yargılanan sanık Adem S. ise mahkeme heyetine "Duvarda yazan adalet yerini bulacak" dedi. Burdur’da 8 Şubat’ta kasten yaralama suçundan kapalı cezaevinde yatarken Açık Ceza İnfaz Kurumu’na geçtiği gün gitmesi gereken süre içinde gitmeyip Çavdır ilçesinde boşandığı eşi Özlem Şımarık’ı (28) kaldığı oteli basarak odasında av tüfeğiyle vurup daha sonra birçok yerinde bıçaklayarak ağır yaralayan Tarık Y. (45) olay yerinden kaçmıştı. Hastaneye kaldırılan 2 çocuk annesi Özlem Şımarık yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmişti. Emniyet ekipleri, kaçan Tarık Y.’yi olaydan yaklaşık 6 saat sonra Denizli’nin Çameli ilçesinde dağlık alanda bulunan bir gazinoda yaptığı operasyonla yakaladı. Gözaltına alınan Tarık Y. işlemler için Gölhisar İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne getirilirken Tarık Y.’ye yardım ve yataklık yaptığı iddia edilen Meryem S. (30), Erdal A. (40), Kazım Ö. (37), Mehmet Ç. (27), Mustafa S. (31), Şaban A. da (26) gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sek edilen şüphelilerden katil zanlısı Tarık Y. ve yardım eden Erdal A., Kazım Ö., Mehmet Ç., Mustafa S., Şaban A. Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanırken Meryem S. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturmanın derinleştirilmesinin ardından Tarık Y.’ye yardım ettiği tespit edilen Meryem S. ve azmettirici olmakla suçlanan Adem S. (36), ve Gökay S.(33) 14 Mayıs günü gözaltına alınarak çıkarıldığı mahkemece tutuklanıp cezaevine gönderildi. Yargılamanın 25 Aralık 2024 tarihinde görülen birinci duruşmasında ise tutuklulardan Kazım Ö. ve Mustafa S.’nin adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına, diğer tutuklu sanıkların ise tutukluluk hallerinin devamına karar verilmişti. Bugün Burdur 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ikinci duruşmasında tutuklu sanıklar Tarık Y., Erdal A., Mehmet Ç., Şaban A., Adem S., Gökay S., Meryem S. ve tutuksuz yargılanan sanıklar Kazım Ö. ve Mustafa S., ile taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmada 4’ü polis 8 tanığın dinlenmesinin ardından iddia makamı dosyadaki eksik hususların giderilmesini, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını tutuksuz yargılanan sanıklar hakkında da uygulanan adli kontrol hükümlerinin devamını talep etti. Maktul Özlem Şımarık’ın avukatları ise sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti. Sanıklardan Meryem S., Erdal A., Mehmet Ç., Şaban A., Adem S. ve Gökay S.‘nin avukatları müvekkillerinin iddianamede aleyhlerine olan maddeleri kabul etmediklerini beyan ederek müvekkillerinin 1 yıldan fazla süredir hapis yattıklarını, kaçma ve delilleri karartma şüphesi bulunmadığı için tahliyelerini, mahkeme heyeti aksi düşüncede ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmalarını talep etti. Tutuksuz sanıklar Kazım Ö. ve Mustafa S.’nin avukatları ise müvekkillerinin haklarındaki adli kontrol hükümlerinin kaldırılmasını ve beraatlerini istedi. Mahkemede söz verilen sanıklardan Meryem S. mahkemede dinlenen tanıkları tanımadığını beyan ederek, "Özlem’in ölmesini istemem için herhangi bir neden yoktur. Mütalaayı kabul etmiyorum, tahliyemi talep ediyorum" dedi. Sanık Erdal A., Mehmet Ç., Şaban A. cinayet ile hiçbir alakalarının bulunmadığını, suçsuz olduklarını ve önceki savunmalarını tekrar ettiklerini dile getirerek beraatlerini, mahkeme heyeti aksi kanaatte ise adli kontrol şartıyla tahliyelerini talep ettiler. Tutuksuz sanıklar Kazım Ö. ve Mustafa S. olayla hiç bir ilgilerinin bulunmadığını belirterek haklarındaki adli kontrol hükümlerinin kaldırılmasını istediler. Özlem Şımarık’ı öldürmekten yargılanan tutuklu sanık Tarık Y. ise önceki savunmalarının tekrar ettiğini, bu aşamada herhangi bir söyleyeceğinin bulunmadığını söyledi. Özlem Şımarık’ın öldürülmesi olayında azmettirme suçu ile yargılanan Gökay S. mahkeme heyetine, "10 aydır ömrümden alınıyor. Benim olayla hiçbir ilgim yok. Baz istasyonu ve HTS kayıtlarına bakılmasını, olayda kullanılan bıçakta benim DNA’mın olup olmadığına bakılmasını talep ediyorum. Bu dosyada yargılanmamın tek nedeni üzerime atılan iftiradır. Ben suçsuzluğumun ortaya çıkarılmasını ve bu şekilde beraatimi talep ediyorum" dedi. Özlem Şımarık’ın öldürülmesinde bir azmettirme suçundan yargılanan bir diğer sanık Adem S. ise mahkeme heyetine "Duvarda yazan adalet yerini bulacak" diyerek, "Bu işi Tarık kendi kararıyla yaptı. Şaban A. da ona yardım etti. Bu kişilerin üzerime attığı iftira nedeniyle kaç aydır tutukluyum. Bu suçtan aklanarak beraatimi talep ediyorum" ifadelerini kullandı. Gergin geçen mahkemede azmettirme suçuyla yargılanan kardeşler Gökay S. ve Adem S. ise katil zanlısı olarak yargılanan Tarık Y. arasında sözlü tartışma çıktı. Mahkeme heyeti duruşmaya verdiği aranın ardından tutuklu sanıklar Tarık Y., Erdal A., Mehmet Ç., Şaban A. ve Adem S.’nin tutukluluk hallerinin devamına, tutuksuz yargılanan sanıklar Kazım Ö. ve Mustafa S.’nin adli kontrolünün devamına, tutuklu sanıklardan Meryem S. ve Gökay S.’nin ise tutuksuz yargılanmasına ve haklarında adli kontrol hükümlerinin uygulanmasına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Duruşma sonrası açıklama yapan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nden avukat Yağmur Burçin Sayın, "Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği olarak bugün Özlem Şımarık’ın ikinci duruşmasındaydık. İki tane tahliye var. Savcı mütalaasında sanıkların tutukluluk hallerinin devamını istedi. Sanıklardan 5’i tutuklu yargılanmakta. Biz kadın cinayetleri, Özlem ve Özlem gibi bütün kadınlar için mücadelemizi devam ettiriyoruz. Bu dosyanın da takipçisi olacağız. Bir sonraki celse 25 Nisan’a ertelendi. Dernek olarak takipteyiz. En ağır cezadan cezalandırılma talebimiz var. Bu vahşice cinayetlere dur demek için çabamız devam edecek" dedi.
26 Şubat 2025 Çarşamba - 16:20
Özlem Şımarık cinayetinde yargılanan 9 sanıktan 2’si daha tahliye edildi
Burdur’da 8 Şubat’ta eski eşi tarafından kaldığı otelde silahla vurulup bıçaklanan Özlem Şımarık’ın ölümüyle ilgili davanın ikinci duruşmasında yargılanan 9 sanıktan 2 sanık daha tahliye edilirken 5 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Bu kararla tutuksuz yargılanan sanıkların sayısı 4’e çıktı. Azmettirme suçundan yargılanan sanık Adem S. ise mahkeme heyetine "Duvarda yazan adalet yerini bulacak" dedi. Burdur’da 8 Şubat’ta kasten yaralama suçundan kapalı cezaevinde yatarken Açık Ceza İnfaz Kurumu’na geçtiği gün gitmesi gereken süre içinde gitmeyip Çavdır ilçesinde boşandığı eşi Özlem Şımarık’ı (28) kaldığı oteli basarak odasında av tüfeğiyle vurup daha sonra birçok yerinde bıçaklayarak ağır yaralayan Tarık Y. (45), olay yerinden kaçmıştı. Hastaneye kaldırılan 2 çocuk annesi Özlem Şımarık yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetmişti. Emniyet ekipleri kaçan Tarık Y.’yi olaydan yaklaşık 6 saat sonra Denizli’nin Çameli ilçesinde dağlık alanda bulunan bir gazinoda yaptığı operasyonla yakaladı. Gözaltına alınan Tarık Y. işlemler için Gölhisar İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne getirilirken Tarık Y.’ye yardım ve yataklık yaptığı iddia edilen Meryem S.(30), Erdal A.(40), Kazım Ö.(37), Mehmet Ç.(27), Mustafa S.(31), Şaban A.(26)’da gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sek edilen şüphelilerden katil zanlısı Tarık Y. ve yardım eden Erdal A., Kazım Ö., Mehmet Ç., Mustafa S., Şaban A. Sulh Ceza Hakimliğince tutuklanırken Meryem S. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturmanın derinleştirilmesinin ardından Tarık Y.’ye yardım ettiği tespit edilen Meryem S. ve azmettirici olmakla suçlanan Adem S.(36), ve Gökay S.(33) 14 Mayıs günü gözaltına alınarak çıkarıldığı mahkemece tutuklanıp cezaevine gönderildi. Yargılamanın 25 Aralık 2024 tarihinde görülen birinci duruşmasında ise tutuklulardan Kazım Ö. ve Mustafa S.’nin adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına, diğer tutuklu sanıkların ise tutukluluk hallerinin devamına karar verilmişti. Bugün Burdur 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ikinci duruşmasında tutuklu sanıklar Tarık Y., Erdal A., Mehmet Ç., Şaban A., Adem S., Gökay S., Meryem S. ve tutuksuz yargılanan sanıklar Kazım Ö. ve Mustafa S., ile taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmada 4’ü polis 8 tanığın dinlenmesinin ardından iddia makamı dosyadaki eksik hususların giderilmesini, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamını tutuksuz yargılanan sanıklar hakkında da uygulanan adli kontrol hükümlerinin devamını talep etti. Maktul Özlem Şımarık’ın avukatları ise sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti Sanıklardan Meryem S., Erdal A., Mehmet Ç., Şaban A., Adem S. ve Gökay S.‘nin avukatları müvekkillerinin iddianamede aleyhlerine olan maddeleri kabul etmediklerini beyan ederek müvekkillerinin 1 yıldan fazla süredir hapis yattıklarını, kaçma ve delilleri karartma şüphesi bulunmadığı için tahliyelerini, mahkeme heyeti aksi düşüncede ise adli kontrol şartıyla serbest bırakılmalarını talep etti. Tutuksuz sanıklar Kazım Ö. ve Mustafa S.’nin avukatları ise müvekkillerinin haklarındaki adli kontrol hükümlerinin kaldırılmasını ve beraatlerini istedi. Mahkemede söz verilen sanıklardan Meryem S. mahkemede dinlenen tanıkları tanımadığını beyan ederek; "Özlem’in ölmesini istemem için herhangi bir neden yoktur. Mütalaayı kabul etmiyorum tahliyemi talep ediyorum." dedi. Sanık Erdal A., Mehmet Ç., Şaban A. cinayet ile hiç bir alakalarının bulunmadığını, suçsuz olduklarını ve önceki savunmalarını tekrar ettiklerini dile getirerek beraatlerini, mahkeme heyeti aksi kanaatte ise adli kontrol şartıyla tahliyelerini talep ettiler. Tutuksuz sanıklar Kazın Ö. ve Mustafa S. olayla hiç bir ilgilerinin bulunmadığını belirterek haklarındaki adli kontrol hükümlerinin kaldırılmasını istediler. Özlem Şımarık’ı öldürmekten yargılanan tutuklu sanık Tarık Y. ise önceki savunmalarının tekrar ettiğini, bu aşamada herhangi bir söyleyeceğinin bulunmadığını söyledi. Özlem Şımarık’ın öldürülmesi olayında azmettirme suçu ile yargılanan Gökay S. mahkeme heyetine; " 10 aydır ömrümden alınıyor. Benim olayla hiç bir ilgim yok. Baz istasyonu ve HTS kayıtlarına bakılmasını, olayda kullanılan bıçak ta benim DNA’mın olup olmadığına bakılmasını talep ediyorum. Bu dosyada yargılanmamın tek nedeni üzerime atılan iftiradır. Ben suçsuzluğumun ortaya çıkarılmasını ve bu şekilde beraatimi talep ediyorum." dedi. Özlem Şımarık’ın öldürülmesinde bir azmettirme suçundan yargılanan bir diğer sanık Adem S. ise mahkeme heyetine "Duvarda yazan adalet yerini bulacak" diyerek; "Bu işi Tarık kendi kararıyla yaptı. Şaban A.’da ona yardım etti. Bu kişilerin üzerime attığı iftira nedeniyle kaç aydır tutukluyum. Bu suçtan aklanarak beraatimi talep ediyorum dedi. Gergin geçen mahkemede azmettirme suçuyla yargılanan kardeşler Gökay S. ve Adem S. ise katil zanlısı olarak yargılanan Tarık Y. arasında sözlü tartışma çıktı. Mahkeme heyeti duruşmaya verdiği aranın ardından tutuklu sanıklar Tarık Y., Erdal A., Mehmet Ç., Şaban A. ve Adem S.’nin tutukluluk hallerinin devamına, tutuksuz yargılanan sanıklar Kazım Ö. ve Mustafa S.’nin adli kontrolünün devamına, tutuklu sanıklardan Meryem S. ve Gökay S.’nin ise tutuksuz yargılanmasına ve haklarında adli kontrol hükümlerinin uygulanmasına karar vererek duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Duruşma sonrası açıklama yapan Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nden avukat Yağmur Burçin Sayın; "Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği olarak bugün Özlem Şımarık’ın ikinci duruşmasındaydık. İki tane tahliye var. Savcı mütalaasında sanıkların tutukluluk hallerinin devamını istedi. Sanıklardan 5’i tutuklu yargılanmakta. Biz kadın cinayetleri, Özlem ve Özlem gibi bütün kadınlar için mücadelemizi devam ettiriyoruz. Bu dosyanın da takipçisi olacağız. Bir sonraki celse 25 Nisan’a ertelendi. Dernek olarak takipteyiz. En ağır cezadan cezalandırılma talebimiz var. Bu vahşice cinayetlere dur demek için çabamız devam edecek." dedi. (SK-
25 Şubat 2025 Salı - 14:35
Tiner dökülen soba patladı: 1 ağır yaralı
Burdur’un Bucak ilçesinde, sanayi sitesindeki bir mobilya atölyesinde meydana gelen olayda, sobanın üzerine tiner dökülmesi sonucu patlama gerçekleşti. Patlama sonucunda 1 kişi ağır yaralandı. Olay, saat 13.35 sıralarında Bucak ilçesi Oğuzhan Sanayi Sitesi’nde bulunan mobilya atölyesinde yaşandı. İddiaya göre, atölye personeli İbrahim S. Ç., ısınmak amacıyla kullanılan sobanın içine tiner döktü. Dökülen tinerin ardından meydana gelen alevler, İbrahim S. Ç.’nin vücuduna sıçrayarak ağır yaralanmasına neden oldu. Çevredekilerin durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirmesi üzerine olay yerine itfaiye, sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin olay yerindeki ilk müdahalesinin ardından İbrahim S. Ç., ambulansla Bucak Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda yanıklar oluşan İbrahim S. Ç.’nin durumunun ağır olduğu öğrenildi. Olayla ilgili inceleme başlatıldı.
25 Şubat 2025 Salı - 14:00
Seyir halindeyken alev alan otomobil kullanılamaz hale geldi
Burdur’un Bucak ilçesi Antalya-Isparta karayolu üzerinde seyir halindeyken alev alan ve motor kısmı yanarak büyük hasar gören otomobil itfaiye ekipleri tarafından söndürüldü. Yangın saat 12:15 sıralarda Burdur’un Bucak ilçesi Kargı Köyü Isparta-Antalya karayolunda meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Antalya-Isparta yolu üzerinde 32 FH 889 plakalı Opel marka otomobilden seyir halindeyken dumanların gelmesi üzerine sürücü aracı yol kenarına park ederek 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarda bulundu. İhbar üzerine bölgeye jandarma ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Araç sürücüsünün yangın söndürme tüpü ile kontrol altına almaya çalıştığı yangın bölgeye gelen itfaiye ekiplerinin müdahalesi ile kontrol altına alınarak söndürüldü. Araçta maddi hasar meydana geldi.
25 Şubat 2025 Salı - 12:06
Salda Gölü bilim, eğitim ve turizmin buluşma noktası olacak
Salda Gölü’nde kurulan bilim merkezi, hidrobiyoloji, jeoloji ve ekoloji alanlarında yürütülecek akademik çalışmalar ve eğitim programlarıyla ulusal ve uluslararası bilim insanlarını bir araya getirecek. Salda Gölü Doğa ve Bilim Merkezi Müdürü Prof. Dr. İskender Gülle, Salda Gölü’nün doğal bir laboratuvar olduğunu belirterek, "Salda Gölü, bilim merkezinin kuruluş amacına uygun olarak adeta bir doğal laboratuvar niteliğinde. Bu bölgenin jeolojik oluşumu, coğrafi şekilleri, gölün kendine özgü endemik türleri ve el değmemiş coğrafyası sayesinde çok özel bir yer. Bu nedenle burada kurulacak bilim merkezi çok amaçlı bir bilim merkezi olacak" dedi. Türkiye’nin en önemli doğal güzelliklerinden biri olan Salda Gölü, kurulan bilim merkezi ile akademik çalışmalara ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. ‘Salda Gölü Bilim, Eğitim ve Doğa Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi’, hidrobiyoloji, jeoloji ve ekoloji alanlarında ulusal ve uluslararası bilim insanlarını bir araya getirerek önemli araştırmalara imza atacak. Salda Gölü, kendine özgü ekosistemi ve barındırdığı endemik türlerle dikkat çekiyor. Ayrıca, jeolojik yapısı Mars yüzeyine benzetilerek büyük bir araştırma potansiyeli sunuyor. Bu nedenle, kurulan bilim merkezi, gölde gerçekleştirilecek akademik çalışmaların yanı sıra ekosistem koruma projeleri ve doğa eğitimi programları gibi kritik faaliyetleri yürütecek. Merkez, 2019 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Salda Gölü’nün özel çevre koruma bölgesi ilan edilmesiyle birlikte kurulma sürecine girdi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yürüttüğü çalışmalar sonucunda, bilim merkezi 16 Şubat 2025 tarihinde resmi olarak faaliyete geçti. Bu yeni yapılanma, gölde gerçekleştirilecek araştırmaların yanı sıra biyolojik çeşitliliğin araştırılması ve doğa bilincinin artırılması hedefleri doğrultusunda önemli katkılar sağlayacak. Salda Bilim Merkezi ile birlikte uzmanlar, göldeki hidrobiyolojik yapıyı inceleyerek su kalitesi ve ekolojik dengenin uzun vadeli korunmasına katkı sunmayı amaçlıyor. Ayrıca, Mars yüzeyi ile benzerlik taşıyan stromatolit yapılarının detaylı analizleri yapılacak ve bu süreçte uluslararası bilim insanları ile iş birliği içinde çalışmalar yürütülecek. Salda Gölü Bilim Merkezi, yalnızca bilim insanlarına değil, öğrencilere ve doğa tutkunlarına da kapılarını açacak. Lise, lisans ve lisansüstü öğrenciler, burada saha çalışmaları ve laboratuvar araştırmaları yaparak doğa bilimleri alanında değerli tecrübeler kazanacak. Bunun yanı sıra, halka yönelik bilgilendirme programları, bilim kampları ve ekolojik farkındalık projeleri düzenlenecek. Böylece, Salda Gölü’nün eşsiz ekosistemi bilimsel temellerle korunacak ve toplumda çevre bilincinin artırılması sağlanacak. Salda Gölü’nün UNESCO’nun jeolojik miras listesine girmesiyle bilimsel açıdan daha da önem kazandığını vurgulayan uzmanlar, bilim merkezinin doğa koruma ve eğitim alanlarında büyük katkılar sunacağını belirtiyor. Salda Gölü Doğa ve Bilim Merkezi’nin kuruluş aşamasını anlatan Salda Gölü Doğa ve Bilim Merkezi Müdürü Prof. Dr. İskender Gülle, Salda Bilim Merkezi’nin kuruluş aşamasının Salda Gölü ve çevresinin özel çevre koruma bölgesi olarak 2019 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde ilan edilmesi ile başladığını hatırlattı. Sonrasında burası bir özel çevre koruma bölgesi ilan edilerek bilim merkezi haline getirildiğini aktaran Gülle, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından daha sonra gelişen süreçte bu bilim merkezi üniversitemize bir protokol çerçevesinde on yıllığına devrediliyor ve şu anda bilim merkezinin faaliyete geçmesi için üniversitemizde Salda Gölü Bilim Eğitim ve Doğa Koruma Merkezi adlı bir merkez kurduk. Burada bir uygulama ve araştırma merkezi oluşturduk. Bu merkezin yönetmeliği 16 Şubat 2025 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi ve şu andan itibaren Salda Gölü Bilim Merkezi resmi hüviyetine kavuşmuş oldu" ifadelerini kullandı. "Salda Gölü doğal bir laboratuvar" Salda Gölü’nün yapısı gereğiyle adeta doğal bir laboratuvar olduğunu dile getiren Prof. Dr. Gülle, "Salda Gölü, bilim merkezinin kuruluş amacına uygun olarak adeta bir doğal laboratuvar niteliğinde. Bu bölgenin jeolojik oluşumu, coğrafi şekilleri, gölün kendine özgü endemik türleri ve el değmemiş coğrafyası sayesinde çok özel bir yer. Bu nedenle burada kurulacak bilim merkezi çok amaçlı bir bilim merkezi olacak. Bilim merkezinin şu anda tam olarak oturmuş bir bilimsel işleyişi yok, ancak üç tema üzerinde duruyoruz. Birincisi, bu bölgeye ülkemizin her tarafından özellikle lise ve üniversitelerden öğrencilerin planlanmış programlar çerçevesinde doğa eğitimi almak üzere gelmeleri. Burada biyoloji, jeoloji, coğrafya gibi konularda deneyim kazanmalarını sağlamayı hedefliyoruz. Özellikle Salda Gölü’ndeki organizmaların tanıtılması, Mars’a benzerliği konusunda ilham veren stromatolitlerin araştırılması ve bu bölgedeki mikrolitlerle şekillenen mikroorganizmaların tanıtılması çok önemli. Ayrıca, göl ve çevresinde yaşayan dört adet endemik balığın ve on kadar endemik bitkinin tanınması ve korunması da kritik" açıklamasında bulundu. "Salda Gölü UNESCO tarafından verilen madalyası ile bir ön laboratuvar niteliği taşıyor" Salda Gölü’nün UNESCO tarafından en iyi 200 jeolojik sit alanından biri seçilmesi ile birlikte madalyalı bir ön laboratuvarın tescillenmiş olduğunu dile getiren Prof. Dr. Gülle, "Salda Gölü’nün Mars’taki benzerliğine gelince, 2024 yılında ülkemizde Maden Teknik Arama’nın UNESCO Doğa Bilimleri İktisat Komisyonu’nun çabalarıyla Salda Gölü, dünyanın en iyi 200 jeolojik sit alanından biri ilan edildi. Dolayısıyla artık buranın UNESCO tarafından verilmiş bir madalyası var. Tüm bu güzellikler ve oluşumlar bir araya geldiğinde Salda Gölü, ideal bir bilim merkezi konumuna gelmiş oluyor. Bu bilim merkezinin üniversitemize devredilmesinden sonra, yılın en az sekiz ayında ülkemizin her yerinden ziyaretçilerin hizmetine sunulması için çalışmalarımız başladı. Özellikle ülkemizden ve yurt dışından gelecek hidroloji, jeoloji ve göl oluşumu konularında çalışan bilim insanları için burası bir ön laboratuvar niteliği taşıyor. Onlarla iş birliği yaparak, ortak projeler geliştirerek ulusal ve uluslararası çalışmalara katılmayı hedefliyoruz" dedi. Salda Gölü bilim, eğitim ve turizmin buluşma noktası olacak Salda Bilim Merkezi ile birlikte burada bilimsel araştırmalar, eğitimler ve bilim turizmi faaliyetlerinin gerçekleştirileceğini ifade eden Prof. Dr. Gülle, "Ayrıca, göllerle ilgili, su kaynakları ve doğa alanlarıyla ilgili uluslararası çalıştaylar, sempozyumlar yapmayı planlıyoruz. Vatandaş bilimi de çok önemli. Salda Gölü, özel konumu nedeniyle yılda yüz binlerce turiste ev sahipliği yapıyor. Gelen turistlerin büyük bir kısmı manzara odaklı bir seyir zevkindeler. Ancak bu gelen insanların burada gölün oluşumu, özellikleri ve ekosistem bilinci hakkında bilgilendirilmesi gerekiyor. Bu bilim merkezimiz, vatandaşlar tarafından anlık olarak da ziyaret edilebilecek ve bilimsel araştırma, gençlerin eğitilmesi ve vatandaşların bilgilendirilmesi konularında odaklanmayı düşünüyoruz" şeklinde konuştu. Salda Gölü’nün eşsiz ekosistemi ve bilimsel potansiyeli ile gelecek nesiller için önemli bir kaynak olacağı vurgulanıyor.
25 Şubat 2025 Salı - 12:03
Salda Gölü bilim, eğitim ve turizmin buluşma noktası olacak
Salda Gölü’nde kurulan bilim merkezi, hidrobiyoloji, jeoloji ve ekoloji alanlarında yürütülecek akademik çalışmalar ve eğitim programlarıyla ulusal ve uluslararası bilim insanlarını bir araya getirecek.-Salda Gölü Doğa ve Bilim Merkezi Müdürü Prof. Dr. İskender Gülle, Salda Gölü’nün doğal bir laboratuvar olduğunu belirterek," Salda Gölü, bilim merkezinin kuruluş amacına uygun olarak adeta bir doğal laboratuvar niteliğinde. Bu bölgenin jeolojik oluşumu, coğrafi şekilleri, gölün kendine özgü endemik türleri ve el değmemiş coğrafyası sayesinde çok özel bir yer. Bu nedenle burada kurulacak bilim merkezi çok amaçlı bir bilim merkezi olacak" dedi. Türkiye’nin en önemli doğal güzelliklerinden biri olan Salda Gölü, kurulan bilim merkezi ile akademik çalışmalara ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. ‘Salda Gölü Bilim, Eğitim ve Doğa Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi’, hidrobiyoloji, jeoloji ve ekoloji alanlarında ulusal ve uluslararası bilim insanlarını bir araya getirerek önemli araştırmalara imza atacak. Salda Gölü, kendine özgü ekosistemi ve barındırdığı endemik türlerle dikkat çekiyor. Ayrıca, jeolojik yapısı Mars yüzeyine benzetilerek büyük bir araştırma potansiyeli sunuyor. Bu nedenle, kurulan bilim merkezi, gölde gerçekleştirilecek akademik çalışmaların yanı sıra ekosistem koruma projeleri ve doğa eğitimi programları gibi kritik faaliyetleri yürütecek. Merkez, 2019 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Salda Gölü’nün özel çevre koruma bölgesi ilan edilmesiyle birlikte kurulma sürecine girdi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yürüttüğü çalışmalar sonucunda, bilim merkezi 16 Şubat 2025 tarihinde resmi olarak faaliyete geçti. Bu yeni yapılanma, gölde gerçekleştirilecek araştırmaların yanı sıra biyolojik çeşitliliğin araştırılması ve doğa bilincinin artırılması hedefleri doğrultusunda önemli katkılar sağlayacak. Salda Bilim Merkezi ile birlikte uzmanlar, göldeki hidrobiyolojik yapıyı inceleyerek su kalitesi ve ekolojik dengenin uzun vadeli korunmasına katkı sunmayı amaçlıyor. Ayrıca, Mars yüzeyi ile benzerlik taşıyan stromatolit yapılarının detaylı analizleri yapılacak ve bu süreçte uluslararası bilim insanları ile iş birliği içinde çalışmalar yürütülecek. Salda Gölü Bilim Merkezi, yalnızca bilim insanlarına değil, öğrencilere ve doğa tutkunlarına da kapılarını açacak. Lise, Lisans ve lisansüstü öğrenciler, burada saha çalışmaları ve laboratuvar araştırmaları yaparak doğa bilimleri alanında değerli tecrübeler kazanacak. Bunun yanı sıra, halka yönelik bilgilendirme programları, bilim kampları ve ekolojik farkındalık projeleri düzenlenecek. Böylece, Salda Gölü’nün eşsiz ekosistemi bilimsel temellerle korunacak ve toplumda çevre bilincinin artırılması sağlanacak. Salda Gölü’nün UNESCO’nun jeolojik miras listesine girmesiyle bilimsel açıdan daha da önem kazandığını vurgulayan uzmanlar, bilim merkezinin doğa koruma ve eğitim alanlarında büyük katkılar sunacağını belirtiyor. Salda Gölü Doğa ve Bilim Merkezi’nin kuruluş aşamasını anlatan Salda Gölü Doğa ve Bilim Merkezi Müdürü Prof. Dr. İskender Gülle, Salda Bilim Merkezi’nin kuruluş aşamasının Salda Gölü ve çevresinin özel çevre koruma bölgesi olarak 2019 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde ilan edilmesi ile başladığını hatırlattı. Sonrasında burası bir özel çevre koruma bölgesi ilan edilerek bilim merkezi haline getirildiğini aktaran Gülle, " Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından daha sonra gelişen süreçte bu bilim merkezi üniversitemize bir protokol çerçevesinde on yıllığına devrediliyor ve şu anda bilim merkezinin faaliyete geçmesi için üniversitemizde Salda Gölü Bilim Eğitim ve Doğa Koruma Merkezi adlı bir merkez kurduk. Burada bir uygulama ve araştırma merkezi oluşturduk. Bu merkezin yönetmeliği 16 Şubat 2025 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi ve şu andan itibaren Salda Gölü Bilim Merkezi resmi hüviyetine kavuşmuş oldu." ifadesinde bulundu. "Salda gölü doğal bir laboratuvar" Salda Gölü’nün yapısı gereğiyle adeta doğal bir laboratuvar olduğunu dile getiren Prof. Dr. Gülle; "Salda Gölü, bilim merkezinin kuruluş amacına uygun olarak adeta bir doğal laboratuvar niteliğinde. Bu bölgenin jeolojik oluşumu, coğrafi şekilleri, gölün kendine özgü endemik türleri ve el değmemiş coğrafyası sayesinde çok özel bir yer. Bu nedenle burada kurulacak bilim merkezi çok amaçlı bir bilim merkezi olacak. Bilim merkezinin şu anda tam olarak oturmuş bir bilimsel işleyişi yok, ancak üç tema üzerinde duruyoruz. Birincisi, bu bölgeye ülkemizin her tarafından özellikle lise ve üniversitelerden öğrencilerin planlanmış programlar çerçevesinde doğa eğitimi almak üzere gelmeleri. Burada biyoloji, jeoloji, coğrafya gibi konularda deneyim kazanmalarını sağlamayı hedefliyoruz. Özellikle Salda Gölü’ndeki organizmaların tanıtılması, Mars’a benzerliği konusunda ilham veren stromatolitlerin araştırılması ve bu bölgedeki mikrolitlerle şekillenen mikroorganizmaların tanıtılması çok önemli. Ayrıca, göl ve çevresinde yaşayan dört adet endemik balığın ve on kadar endemik bitkinin tanınması ve korunması da kritik." açıklamasında bulundu. "Salda Gölü UNESCO tarafından verilen madalyası ile bir ön laboratuvar niteliği taşıyor" Salda Gölü’nün UNESCO tarafından en iyi 200 jeolojik sit alanından biri seçilmesi ile birlikte madalyalı bir ön laboratuvarın tescillenmiş olduğunu dile getiren Prof. Dr. Gülle; "Salda Gölü’nün Mars’taki benzerliğine gelince, 2024 yılında ülkemizde Maden Teknik Arama’nın UNESCO Doğa Bilimleri İktisat Komisyonu’nun çabalarıyla Salda Gölü, dünyanın en iyi 200 jeolojik sit alanından biri ilan edildi. Dolayısıyla artık buranın UNESCO tarafından verilmiş bir madalyası var. Tüm bu güzellikler ve oluşumlar bir araya geldiğinde Salda Gölü, ideal bir bilim merkezi konumuna gelmiş oluyor. Bu bilim merkezinin üniversitemize devredilmesinden sonra, yılın en az sekiz ayında ülkemizin her yerinden ziyaretçilerin hizmetine sunulması için çalışmalarımız başladı. Özellikle ülkemizden ve yurt dışından gelecek hidroloji, jeoloji ve göl oluşumu konularında çalışan bilim insanları için burası bir ön laboratuvar niteliği taşıyor. Onlarla iş birliği yaparak, ortak projeler geliştirerek ulusal ve uluslararası çalışmalara katılmayı hedefliyoruz." dedi. Salda Gölü bilim, eğitim ve turizmin buluşma noktası olacak Salda Bilim Merkezi ile birlikte burada bilimsel araştırmalar, eğitimler ve bilim turizmi faaliyetlerinin gerçekleştirileceğini ifade eden Prof. Dr. İskender Gülle; "Ayrıca, göllerle ilgili, su kaynakları ve doğa alanlarıyla ilgili uluslararası çalıştaylar, sempozyumlar yapmayı planlıyoruz. Vatandaş bilimi de çok önemli. Salda Gölü, özel konumu nedeniyle yılda yüz binlerce turiste ev sahipliği yapıyor. Gelen turistlerin büyük bir kısmı manzara odaklı bir seyir zevkindeler. Ancak bu gelen insanların burada gölün oluşumu, özellikleri ve ekosistem bilinci hakkında bilgilendirilmesi gerekiyor. Bu bilim merkezimiz, vatandaşlar tarafından anlık olarak da ziyaret edilebilecek ve bilimsel araştırma, gençlerin eğitilmesi ve vatandaşların bilgilendirilmesi konularında odaklanmayı düşünüyoruz." şeklinde konuştu. Salda Gölü’nün eşsiz ekosistemi ve bilimsel potansiyeli ile gelecek nesiller için önemli bir kaynak olacağı vurgulanıyor. (SK-
24 Şubat 2025 Pazartesi - 23:48
Burdur’da sebze yüklü kamyonet devrildi: 2 yaralı
Burdur’un Bucak ilçesinde sebze yüklü kamyonetin şarampole devrilmesi sonucu 2 kişi yaralandı. Kaza, saat 18.50 sıralarında Bucak ilçesi Gündoğdu köyü kavşağı Burdur-Antalya karayolunda meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Sefer U¨. idaresindeki 03 FP 844 plakalı Mitsubishi marka kamyonet, Bucak’tan Antalya istikametine seyir halindeyken sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıkarak şarampole devrildi. Kazada sürücü Sefer Ü. (56) ve araçta yolcu olarak bulunan Emin Ş. (28) yaralanırken, sebzeler yol kenarına saçıldı. Kazayı görenlerin 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarı üzerine olay yerine sağlık, jandarma ve polis ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralılar ambulansla Bucak Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu öğrenildi.
24 Şubat 2025 Pazartesi - 23:40
Kontrolden çıkan sebze yüklü kamyonet devrildi: 2 yaralı
Burdur’un Bucak ilçesi Burdur-Antalya karayolunda seyir halinde olan sebze yüklü kamyonetin kontrolden çıkarak şarampole devrilmesi sonucu 2 kişi yaralandı. Kaza saat 18:50 sıralarında Burdur’un Bucak ilçesi Gündoğdu köyü kavşağı Burdur-Antalya karayolunda meydana geldi. Edinilen bilgilere göre Sefer Ü. idaresindeki 03 FP 844 plakalı Mitsubishi marka kamyonet Bucak’tan Antalya istikametine seyir halindeyken sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu kontrolden çıkarak şarampole devrildi. Kazada sürücü Sefer Ü. ve araçta yolcu olarak bulunan Emin Ş. yaralandı. Kazayı görenlerin 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarı üzerine olay yerine sağlık, jandarma ve polis ekipleri sevk edildi. Olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralılar ambulans ile Bucak Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Yaralıların durumlarının iyi olduğu öğrenilirken yol kenarına saçılan sebzeler telef oldu.
24 Şubat 2025 Pazartesi - 12:37
Burdur’da otomobil devrildi: 3 yaralı
Burdur’un Gölhisar ilçesinde kontrolden çıkarak devrilen Fiat otomobildeki 3 kişi yaralandı. Kaza, saat 09.50 sıralarında Karapınar-Evciler köy yolunda meydana geldi. Edinilen bilgilere göre, Serdar B. (41) idaresindeki 07 ATD 384 plakalı Fiat marka otomobil, sürücüsünün kontrolünden çıkarak yolun sağ tarafına devrildi. Kazada sürücü ile yanında bulunan Samet K. (21) ve Osman K. (21) yaralandı. Çevredekilerin 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından yaralılar ambulans ile Gölhisar Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastanede tedavi altına alınan yaralıların durumlarının iyi olduğu öğrenilirken otomobil çekici yardımıyla otoparka çekildi.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder