Yerel Haberler
Elazığ
Başkan Şerifoğulları, kelebek hastası Fatma’nın çağrısını karşılıksız bırakmadı 19 Aralık 2025 Cuma - 17:09:54 Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, 8 yaşındaki kelebek hastası Fatma Aydın’ın çağrısını karşılıksız bırakmadı. Aydın Ailesi’nin evini ziyaret eden Başkan Şerifoğulları ve Eşi Arzu Şerifoğulları, minik Fatma ile bir araya geldi. Elazığ’da yaşayan ve kelebek hastalığı nedeniyle evden çıkamayan 8 yaşındaki Fatma Aydın, Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları’na çağrı yaparak okumaya geçtiğini ve kendisine kitap okumak istediğini belirtmişti. Başkan Şerifoğulları, Fatma Aydın’ın çağrısına kayıtsız kalmadı ve kendisini kalabalık ortamlarda yormak istemeyerek bizzat evinde ziyaret edip sürpriz yaptı. Moral ziyaretinde Başkan Şerifoğulları’na, eşi Arzu Şerifoğulları da eşlik etti. Minik Fatma’nın dedesi Ramazan Doğan, öğretmeni Arzu Binay, annesi Gülsüm Aydın ve minik arkadaşı Elçin Binay’ın da yer aldığı programda Başkan Şahin Şerifoğulları, hediyelerle yüzünü güldürdüğü küçük kıza, "Senin sağlığın bizim için her şeyden önemli, sen gelemezsen biz sana geliriz" mesajını verdi. Hastalığına rağmen eğitimini başarıyla sürdüren küçük Fatma, Başkan Şerifoğulları ve eşi Arzu Şerifoğulları’na kitap okuyarak yüzlerde tebessüm oluşturdu. Daha sonra üzerinde, "İyi ki varsın Fatma" yazılı pasta kesildi. Fatma Aydın’ın her zaman yanında olduğunu vurgulayan Elazığ Belediye Başkanı Şahin Şerifoğulları, "Bugün, minik kızımız Fatma’nın çağrısı üzerine kendisi ile bir araya gelmenin mutluluğunu yaşadık. Fatma, okuma ve yazmayı öğrenmiş. Bize de okuma yaptı. Fatma’nın eğitim hayatını destekleyerek, her zaman yanında olacağız. Kendisini tebrik ediyor, Allah’tan şifa diliyorum" dedi.
19 Aralık 2025 Cuma - 17:04 Teknik Direktör Çağlayan: "Atmaktan çok, kaçırdıklarımızı sorgulamalıyız" Elazığspor’un başında çıktığı 3 maçtan galibiyetle ayrılan teknik direktör Adem Çağlayan, "Sürekli ileriye top taşıyan oyunculara sahibiz. Ön taraftaki oyuncularımız da iyi olunca rahat gol buluyoruz. Atmaktan çok, kaçırdıklarımızı sorgulamalıyız. Golle ilgili bir sıkıntımız yok inşallah sezon sonuna kadar böyle gider" dedi. Nesine 2. Lig Beyaz Grup’un 18. Haftası’nda İskenderunspor’u konuk edecek olan Seza Çimento Elazığspor’da Teknik Direktör Adem Çağlayan antrenman öncesi açıklamalarda bulundu. Geldiklerinde 13-15 puan barajını hedeflediklerini dile getiren Teknik Direktör Adem Çağlayan, "Erbaa’da bu serinin bir parçasıydı ve rahat bir maç oldu. Rahat olmasının sebebi oyuncularımızın taktiğe sürekli bağlı kalmaları. Çok iştahlı oynamaya başladılar, kredimizin olmadığının farkındalar. Play-off’u zorlayacaksan play-off hattına kendimizi atmamız lazım. Bu hafta Allah’a şükür takım play-off hattına girdi. Kalan 2 maçımızı da kazanıp devreye avantajlı girmek istiyoruz. Liderle aramızdaki puan farkını biraz daha düşürmek istiyoruz. Geldiğimizde 12’di şimdi 8 bu bizi mutlu ediyor. Oyuncularımızda bu farkın kapanacağının farkındalar artık. Hedeflerimize ulaşmak için kısa bir yol kaldı. İki maçta 6 puan alırsak istediğimizi almış olacağız" diye konuştu. Çok profesyonel bir oyuncu grubuna sahip olduklarını aktaran Çağlayan, "Çok iyiler ve profesyonelce sürece yaklaşmaya çalışıyorlar. Bizlere, sisteme inanıyorlar. Bizden önceki travmalar üzdü. İnançları biraz daha arttı çocukların. Son ana kadar taktiksel disipline bağlı kalıyorlar saha içinde ne söylüyorsak onu yapıyorlar. Bunu da zaten skorlara yansıtıyorlar. Sadece biraz daha savunmaya çalışmamız gerektiğinin analizini çıkarmıştık. Hücumda çok değerli oyuncularımız var. Sürekli ileriye top taşıyan oyunculara sahibiz. Ön taraftaki oyuncularımız da iyi olunca rahat gol buluyoruz. Atmaktan çok, kaçırdıklarımızı sorgulamalıyız. Golle ilgili bir sıkıntımız yok inşallah sezon sonuna kadar böyle gider" ifadelerini kullandı.
Hobisini sanata dönüştürdü, 500’ü aşkın eseriyle Türkiye’nin sayılı filografi ustalarından biri oldu
13 Kasım 2025 Perşembe - 10:25 Hobisini sanata dönüştürdü, 500’ü aşkın eseriyle Türkiye’nin sayılı filografi ustalarından biri oldu Elazığ’da filografi sanatı üzerine çalışmalarını sürdüren Ayhan Güneş, Kültür Bakanlığı tarafından sanatçı unvanı verilen Türkiye’deki 8 filografi ustasından biri olarak ulusal sergilerde şehri başarıyla temsil ediyor. Hobisini sanata dönüştüren Güneş, 500’ü aşkın eser üreterek bu sanatın Türkiye’deki sayılı ustaları arasına girmeyi başardı. Elazığ’da yaşayan infaz koruma memuru ve 2 çocuk babası Ayhan Güneş, 2013 yılında İstanbul’da bir sergide tanıştığı filografi sanatına ilgi duyarak bu alanda kendini geliştirmeye başladı. Zamanla bu ilgisini profesyonel bir düzeye taşıyan Güneş, bugün kendi atölyesinde çalışmalarını sürdürüyor. 13 yıldır filografi sanatıyla uğraşan Güneş, bugüne kadar 500’den fazla tablo yaptı. Yurt dışında 1, yurt içinde 12 sergiye katıldı. Ayrıca, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Kültür Yolu Festivali ile Somut Olmayan Kültürel Miras Festivali gibi önemli etkinliklerde yer aldı. Başarılı sanatçı, Kültürel Miras Taşıyıcıları Kurulu tarafından "Kültür Bakanlığı Sanatçısı" unvanına layık görülerek Türkiye’de bu alanda sanatçı unvanını taşıyan 8 kişiden biri oldu. "Osmanlı’dan geldiği düşünülen bir sanat" Filografi sanatına ilişkin bilgi veren bulunan Güneş, "Elazığ adına bu sanatı yürütmekteyim. İstanbul’da başladığımı sanatımı Elazığ’da devam ettiriyorum. Yaklaşık 13 yılı geçti. Bunun içinde bir yurt dışı, 12 tane de yurt içi sergi ve Kültür Bakanlığı’nın düzenlemiş olduğu Kültür Yolu ve Somut Olmayan Kültürel Miras Festivalleri var. Onlara da yaklaşık 10 kez katıldım. Kişisel sergilerimi açtım. Onun dışında bu atölyemde çalışmalarıma devam ediyorum. Sanatımın adı, Filografi Sanatı. Osmanlı’dan geldiği düşünülen bir sanat. Net bilgiler bulmasak da onunla ilgili yapılmış çalışmalar var. Şu anda Avrupa’da, Rusya’da ‘string art’ diye geçiyor. Özellikle rehabilitasyon merkezlerinde sanat olarak, rehabilite amaçlı ders olarak veriliyor. Ben de çocuklara rehabilite amaçlı bu dersi veriyorum ve olumlu anlamda oldukça güzel dönüşler alıyoruz. Bundan dolayı Avrupa’da bu sanat bazı kurumlarda rehabilitasyon amacıyla ders olarak veriliyor. Ben de gittiğim yerlerde bunun olumlu dönüşlerini alıyorum. Filografi sanatı tel ve çivi ile yapılan bir sanat. Tamamen sanatçının yeteneğine kalmış bir durum. Manzara yapabiliyoruz, siluet yapabiliyoruz, hat çalışması yapabiliyoruz ya da özel çalışmalar yapabiliyoruz. Tamamen sanatçı ve talep eden kişiye kalmış bir durum. İstediğimiz bütün çalışmaları yapabiliyoruz. Ürünlerimiz özeldir. Bulunduğumuz bölgede pek yok açıkçası. İstanbul’dan gelen kaliteli malzemeler kullanmaya özen gösteriyorum. Tahtasını, tellerini İstanbul’dan getirtiyorum. Bu sanatı Elazığ’da yaşatmak benim için büyük bir mutluluk" dedi. "Elazığ depreminde cumhurbaşkanımıza bir tablo hediye etmiştim" 4 buçuk ay kadar süren tablolar da yaptığın ifade eden Güneş, " Bir gün süren tablolarımız da var, dört buçuk ay süren tablolarımız da var. Yani yapım süresi oldukça uzun olan tablolar bulunuyor. Onun dışında diğer tablolarımız ortalama olarak bir hafta, on gün ya da bir ay sürebiliyor. Küçük tablolarımız bir günde tamamlanabiliyor. Yaptığımız tablolar şimdiye kadar birçok önemli isme takdim edildi. Cumhurbaşkanımız Elazığ depremine geldiğinde bizim evi ziyaret etmişti ve orada kendisine bir tablo hediye etmiştim. Onun dışında devlet büyüklerimize, bakanlarımıza da çeşitli tablolar armağan ettik. Şu anda burada hazırlamış olduğum bir tabloyu da cumhurbaşkanı yardımcımıza göndereceğim. Eserlerimi, ulaşabildiğim kadar kişiye tanıtmaya ve ulaştırmaya çalışıyorum" şeklinde konuştu. "Çocuklara filografi sanatını tanıtıp, onları üretmeye teşvik ediyorum" Ayrıca köy okullarına yönelik hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projesi ile bir çok öğrencinin filografi sanatı ile tanıştığını dile getiren Güneş, " Uğraştığım bir sosyal sorumluluk projem var. Doğudaki köy okullarını geziyorum. Sanatla tanışmamış çocuklarla sanat etkinlikleri yapıyorum. Geçen hafta Bingöl’deydim. Adaklı, Yayladere ve Kiğı ilçelerinde çalışmalar yaptım. Oradaki bütün köy okullarında etkinlikler gerçekleştirdim. Gittiğim okullarda beş öğrenci de olabiliyor, on öğrenci de, bazen merkezlerde yüz öğrenciye kadar ulaşabiliyorum. Hepsiyle birebir ilgilenmeye, sanatın ruhunu hissettirmeye çalışıyorum. Çocuklardan çok güzel dönüşler alıyorum. Onlarda farkındalık oluşturmak istiyorum. Hiç sanatla tanışmamış çocuklara filografi sanatını tanıtıp, onları üretmeye teşvik ediyorum. Bu projemin adı, Orada Bir Sanat Var Uzakta. Eğer iş insanlarımız sesimizi duyar ve destek olursa, sponsor bulunursa, çok daha fazla okula ve uzak köylere ulaşabiliriz. Amacım, hem sanatı çocuklara sevdirmek hem de kültürel mirasımızı yeni nesillere aktarmak" diye konuştu.
Hobisini sanata dönüştürdü, 500’ü aşkın eseriyle Türkiye’nin sayılı filografi ustalarından biri oldu
13 Kasım 2025 Perşembe - 10:23 Hobisini sanata dönüştürdü, 500’ü aşkın eseriyle Türkiye’nin sayılı filografi ustalarından biri oldu Elazığ’da filografi sanatı üzerine çalışmalarını sürdüren Ayhan Güneş, Kültür Bakanlığı tarafından sanatçı unvanı verilen Türkiye’deki 8 filografi ustasından biri olarak ulusal sergilerde şehri başarıyla temsil ediyor. Hobisini sanata dönüştüren Güneş, 500’ü aşkın eser üreterek bu sanatın Türkiye’deki sayılı ustaları arasına girmeyi başardı. Elazığ’da yaşayan infaz koruma memuru ve 2 çocuk babası Ayhan Güneş, 2013 yılında İstanbul’da bir sergide tanıştığı filografi sanatına ilgi duyarak bu alanda kendini geliştirmeye başladı. Zamanla bu ilgisini profesyonel bir düzeye taşıyan Güneş, bugün kendi atölyesinde çalışmalarını sürdürüyor. 13 yıldır filografi sanatıyla uğraşan Güneş, bugüne kadar 500’den fazla tablo yaptı. Yurt dışında 1, yurt içinde 12 sergiye katıldı. Ayrıca, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından düzenlenen Kültür Yolu Festivali ile Somut Olmayan Kültürel Miras Festivali gibi önemli etkinliklerde yer aldı. Başarılı sanatçı, Kültürel Miras Taşıyıcıları Kurulu tarafından "Kültür Bakanlığı Sanatçısı" unvanına layık görülerek Türkiye’de bu alanda sanatçı unvanını taşıyan 8 kişiden biri oldu. "Osmanlı’dan geldiği düşünülen bir sanat" Filografi sanatına ilişkin bilgi veren bulunan Güneş, " Elazığ adına bu sanatı yürütmekteyim. İstanbul’da başladığımı sanatımı Elazığ’da devam ettiriyorum. Yaklaşık 13 yılı geçti. Bunun içinde bir yurt dışı, 12 tane de yurt içi sergi ve Kültür Bakanlığı’nın düzenlemiş olduğu Kültür Yolu ve Somut Olmayan Kültürel Miras Festivalleri var. Onlara da yaklaşık 10 kez katıldım. Kişisel sergilerimi açtım. Onun dışında bu atölyemde çalışmalarıma devam ediyorum. Sanatımın adı, Filografi Sanatı. Osmanlı’dan geldiği düşünülen bir sanat. Net bilgiler bulmasak da onunla ilgili yapılmış çalışmalar var. Şu anda Avrupa’da, Rusya’da ‘string art’ diye geçiyor. Özellikle rehabilitasyon merkezlerinde sanat olarak, rehabilite amaçlı ders olarak veriliyor. Ben de çocuklara rehabilite amaçlı bu dersi veriyorum ve olumlu anlamda oldukça güzel dönüşler alıyoruz. Bundan dolayı Avrupa’da bu sanat bazı kurumlarda rehabilitasyon amacıyla ders olarak veriliyor. Ben de gittiğim yerlerde bunun olumlu dönüşlerini alıyorum. Filografi sanatı tel ve çivi ile yapılan bir sanat. Tamamen sanatçının yeteneğine kalmış bir durum. Manzara yapabiliyoruz, siluet yapabiliyoruz, hat çalışması yapabiliyoruz ya da özel çalışmalar yapabiliyoruz. Tamamen sanatçı ve talep eden kişiye kalmış bir durum. İstediğimiz bütün çalışmaları yapabiliyoruz. Ürünlerimiz özeldir. Bulunduğumuz bölgede pek yok açıkçası. İstanbul’dan gelen kaliteli malzemeler kullanmaya özen gösteriyorum. Tahtasını, tellerini İstanbul’dan getirtiyorum. Bu sanatı Elazığ’da yaşatmak benim için büyük bir mutluluk" dedi. "Elazığ depreminde cumhurbaşkanımıza bir tablo hediye etmiştim" 4 buçuk ay kadar süren tablolar da yaptığın ifade eden Güneş, " Bir gün süren tablolarımız da var, dört buçuk ay süren tablolarımız da var. Yani yapım süresi oldukça uzun olan tablolar bulunuyor. Onun dışında diğer tablolarımız ortalama olarak bir hafta, on gün ya da bir ay sürebiliyor. Küçük tablolarımız bir günde tamamlanabiliyor. Yaptığımız tablolar şimdiye kadar birçok önemli isme takdim edildi. Cumhurbaşkanımız Elazığ depremine geldiğinde bizim evi ziyaret etmişti ve orada kendisine bir tablo hediye etmiştim. Onun dışında devlet büyüklerimize, bakanlarımıza da çeşitli tablolar armağan ettik. Şu anda burada hazırlamış olduğum bir tabloyu da cumhurbaşkanı yardımcımıza göndereceğim. Eserlerimi, ulaşabildiğim kadar kişiye tanıtmaya ve ulaştırmaya çalışıyorum" şeklinde konuştu. "Çocuklara filografi sanatını tanıtıp, onları üretmeye teşvik ediyorum" Ayrıca köy okullarına yönelik hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projesi ile bir çok öğrencinin filografi sanatı ile tanıştığını dile getiren Güneş, " Uğraştığım bir sosyal sorumluluk projem var. Doğudaki köy okullarını geziyorum. Sanatla tanışmamış çocuklarla sanat etkinlikleri yapıyorum. Geçen hafta Bingöl’deydim. Adaklı, Yayladere ve Kiğı ilçelerinde çalışmalar yaptım. Oradaki bütün köy okullarında etkinlikler gerçekleştirdim. Gittiğim okullarda beş öğrenci de olabiliyor, on öğrenci de, bazen merkezlerde yüz öğrenciye kadar ulaşabiliyorum. Hepsiyle birebir ilgilenmeye, sanatın ruhunu hissettirmeye çalışıyorum. Çocuklardan çok güzel dönüşler alıyorum. Onlarda farkındalık oluşturmak istiyorum. Hiç sanatla tanışmamış çocuklara filografi sanatını tanıtıp, onları üretmeye teşvik ediyorum. Bu projemin adı, Orada Bir Sanat Var Uzakta. Eğer iş insanlarımız sesimizi duyar ve destek olursa, sponsor bulunursa, çok daha fazla okula ve uzak köylere ulaşabiliriz. Amacım, hem sanatı çocuklara sevdirmek hem de kültürel mirasımızı yeni nesillere aktarmak" diye konuştu. (RY-CK-
Bir hafta sonra cesedi bulunan otizmli Veysel’in amcası: "Devletimiz, ekiplerimiz, herkes elinden geleni yaptı"
12 Kasım 2025 Çarşamba - 12:33 Bir hafta sonra cesedi bulunan otizmli Veysel’in amcası: "Devletimiz, ekiplerimiz, herkes elinden geleni yaptı" Elazığ’da kaybolduktan bir hafta sonra cansız bedeni bulunan 11 yaşındaki Veysel Bilen, Akçakiraz beldesinde toprağa verildi. Amca Mehmet Kaya, devlet ve ekiplerin Veysel’i bulabilmek için elinden geleni yaptığını belirterek, "Bir şeyden şüphelenenler var. Hiç öyle bir şeyimiz de yoktur çok şükür" dedi. Elazığ’da bir hafta önce kaybolan otizmli 11 yaşındaki Veysel Bilen’in cansız bedeni, dün evine 10 kilometre uzaklıktaki atık su arıtma tesisi kanalizasyonunda bulundu. Küçük Veysel’in cenazesi, Fırat Üniversitesi Hastanesi morgunda yapılan otopsi işlemlerinin ardından ailesine teslim edildi. Akçakiraz beldesi mezarlığında düzenlenen cenaze törenine küçük çocuğun ailesi, yakınları ve mahalle sakinleri katıldı. Kılınan cenaze namazının ardından Veysel Bilen dualarla toprağa verildi. Cenaze namazının ardından açıklama yapan Veysel’in amcası Mehmet Kaya, "Devletimiz, basınımız ve arkadaşlarımız olsun, özel veya resmi kim olursa olsun Allahutaala herkesten razı olsun. Hepsi elinden geleni yaptı. Fazlasını da yaptılar. Bundan iyisi Allah’ın rahmetidir. Takdir böyleymiş, yapılacak bir şey yok. Söyleyecek başka bir şeyimiz yok. Yani bir şeyden şüphelenenler var. Hiç öyle bir şeyimiz de yoktur çok şükür. Ne bizim ne kimsenin bir şüphesi var. Allah’a yüz bin kere şükür ki kendi takdiriyle böyle oldu. Biz düne kadar umudumuzu koruduk. İlla bir yerden canlı çıkacak veya birisi bize bilgi verecek, bir haber verecek diye dört gözle bekliyorduk. Neticede bundan dolayı da gene Allah’a yüz bin kere şükür, çünkü insanın aklına, kalbine başka şeyler geliyor, kötü bir şey olmamış" şeklinde konuştu. Öte yandan, yapılan ilk incelemelere göre Veysel Bilen’in vücudunda herhangi bir darp veya kesici alet izine rastlanmadığı öğrenildi.