Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Yerel Haberler
İstanbul
Ankara
İzmir
Bursa
Antalya
Trabzon
Tüm Şehirler
Adana
Adıyaman
Afyon
Ağrı
Aksaray
Amasya
Ankara
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Iğdır
Isparta
İstanbul
İzmir
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şanlıurfa
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
Gaziantep
Gaziantep’te 1,3 milyon TL’lik kaçak elektronik eşya ele geçirildi: 1 gözaltı
23 Aralık 2025 Salı - 11:01:25
Gaziantep’te piyasa değeri 1 milyon 350 bin TL olan gümrük kaçağı elektronik eşya ele geçirildi, 1 şüpheli gözaltına alındı. Gaziantep İl Jandarma Komutanlığı ve Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde kaçakçılıkla mücadeleye yönelik çalışma yapıldı. Şahinbey İlçe Jandarma Komutanlığı, KOM Şube Müdürlüğü ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerinin ortak yürüttüğü çalışma çerçevesinde A.S. isimli şahsın Şahinbey ilçesindeki iş yerine baskın yapıldı. Yapılan aramada piyasa değeri 1 milyon 350 bin TL olan gümrük kaçağı 31 adet tablet, 103 adet akıllı kol saati, 845 adet kablosuz kulaklık, 745 adet şarj adaptörü, bin 817 adet şarj kablosu, 142 adet kablosuz hoparlör, 165 adet tıraş makinesi ve 25 adet akıllı kamera ele geçirildi. Olayla ilgili gözaltına alınan A.S. hakkında adli işlem başlatıldı.
23 Aralık 2025 Salı - 10:38
Çalışma sırasında yol çöktü, devrilen kepçenin operatörü yaralandı
Gaziantep’in Nizip ilçesinde yol çalışması sırasında yaşanan çökme nedeniyle kepçenin devrilmesi sonucu operatör yaralandı. Kaza, Nizip ilçesi Yeşilevler Mahallesi Söğütlü yolunda meydana geldi. İddiaya göre, Cesim T. idaresindeki Nizip Belediyesi’ne ait kepçe, yol çalışması yaparken çökme meydana geldi. Çökme sonrası kontrolden çıkan kepçe devrildi, operatör Cesim T. ise yaralandı. 112 Acil Çağrı Merkezi’ne yapılan ihbar üzerine olay yerine itfaiye, sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Yaralı sürücü, olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından Nizip Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Kaza ile ilgili soruşturma başlatıldı.
23 Aralık 2025 Salı - 09:58
Minik GKV’lilerden "25 Aralık Gaziantep’in Kurtuluşu" töreni
Gaziantep Kolej Vakfı Özel Anaokulu Konferans Salonu’nda düzenlenen GKV Özel Anaokulu öğrencilerinin hazırladığı "25 Aralık Gaziantep’in Kurtuluşu" töreninde sahnelenen drama sırasında duygusal anlar yaşandı. Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 104.yıl etkinlikleri kapsamında Gaziantep Kolej Vakfı Özel Anaokulu öğrencileri hazırladıkları gösterilerle adeta göz kamaştırdı. GKV Özel Anaokulu öğrencileri tarafından hazırlanan törene Gaziantep Kolej Vakfı Yönetim ve Mütevelli Kurulu Başkanı Esra İbanoğlu, Gaziantep Kolej Vakfı Yönetim ve Mütevelli Kurulu Üyeleri, Gaziantep Kolej Vakfı Özel Okulları Genel Müdürü Fevzi Gürsel, idareciler, öğretmenler ve çok sayıda davetli katıldı. Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 104.yılı etkinliklerinin görsel şölene dönüştüğü Gaziantep Kolej Vakfı Özel Okullarında minik öğrencilerin izleyicilerle buluşturduğu drama ses getirdi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından törene GKV Özel Okulları Drama Öğretmeni Dilek Özkülekçi’nin sahneye uyarladığı "Yüreği yiğit, baklavası tatlı Antepli" adlı drama gösterisi izleyenleri adeta büyüledi. "Yüreği Yiğit, Baklavası Tatlı Antepli" adlı drama, kentin kurtuluş mücadelesini çocukların yorumuyla izleyiciyle buluşturdu. Çalışmada, Antep halkının işgale karşı gösterdiği direniş, birlik ve dayanışma duygusu mizahi ve duygusal bir anlatımla ele alındı. Drama boyunca baklavacı, bakırcı, baharatçı ve yemenici gibi kentin simge meslekleri sahnede yer alırken, Şahinbey’in vatan savunmasındaki kararlılığı da çocukların performansıyla canlandırıldı. Kadınıyla, çocuğuyla, yaşlısıyla Antep halkının "Bu şehir sahipsiz değil" duruşu, sahne diliyle vurgulandı. İzleyicilerin ayakta alkışladığı gösterinin ardından GKV Özel Okulları Müzik Öğretmeni Ahmet Can Çeteci’nin hazırladığı miniklerin koro dinletisinde birbirinden güzel parçalar seslendirildi. Gösteriler kadar sahne görselleri de büyük dikkat çekti. GKV Özel Okulları Görsel Sanatlar Öğretmeni Meryem Gürsel tarafından tasarlanan sahne tasarımı da izleyenler tarafından tam puan aldı. Gösterileri izleyen GKV Mütevelli ve Yönetim Kurulu Başkanı Esra İbanoğlu ve Başkan Vekili Aysel Tokatlı emeği geçen öğrencileri, öğretmen ve idarecileri kutlayarak, "Minik öğrencilerimiz bugün sergiledikleri duruşla bu kentin, bu ülkenin sahipsiz olmadığını bir kez daha dünyaya haykırmıştır. Emeği geçen idareci, öğretmen ve öğrencilerimizin yanı sıra bizlerden desteğini esirgemeyen velilerimizi kutluyoruz" dedi.
23 Aralık 2025 Salı - 09:39
Kadooğlu Yağ’a Gaziantep’in Yıldızları ödülü
Kadooğlu Yağ, ihracat performansı ve uluslararası pazarlardaki istikrarlı büyümesiyle Gaziantep Sanayi Odası tarafından Gaziantep’in Yıldızları Ödül Töreni’nde ödüllendirildi. Yıl boyunca üretim gücü, kalite standartları ve sürdürülebilir ihracat yaklaşımıyla dikkat çeken Kadooğlu Yağ, bu anlamlı ödülle 2025 yılını bir başarıyla daha tamamlamanın gururunu yaşadı. Gaziantep Sanayi Odası’nın en prestijli organizasyonlarından biri olan Gaziantep’in Yıldızları, yıl boyunca çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından bir çok ödüle layık görülen Kadooğlu Yağ için ayrı bir anlam taşıyor. "Bu ödül, emeğimizin ve vizyonumuzun bir yansımasıdır" Kadooğlu Yağ Yönetim Kurulu Üyesi Azime Kadooğlu Akbulut, ödüle ilişkin değerlendirmesinde, "Gaziantep gibi üretim ve ihracat kültürü çok güçlü bir şehirde, Gaziantep Sanayi Odası tarafından böyle kıymetli bir ödüle layık görülmek bizim için büyük bir gurur kaynağı. Bu ödül, sadece ihracat rakamlarımızın değil ekip ruhumuzun, kalite anlayışımızın ve uzun vadeli vizyonumuzun da bir göstergesidir. Yılın son ödülünü almak, bu başarıyı daha da anlamlı kılıyor. Başta çalışanlarımız olmak üzere emeği geçen tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyorum" dedi. İhracatta istikrarlı büyüme vurgusu Kadooğlu Yağ, farklı coğrafyalara uzanan ihracat ağı, yüksek üretim kapasitesi ve güçlü tedarik zinciriyle Gaziantep’in ihracat başarısına katkı sunmaya devam ediyor. Firma, önümüzdeki dönemde de katma değerli üretim ve sürdürülebilir büyüme odağıyla uluslararası pazarlardaki etkinliğini artırmayı hedefliyor.
17 Kasım 2025 Pazartesi - 11:09
Zürafalar ile bakıcılarının dostluğu şaşırtıyor
Dünya sıralamasında dördüncü, Türkiye’nin ise en büyük hayvanat bahçesi olan Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nın maskotları olan zürafalar ile bakıcıları Ali Görgel arasında oluşan bağ, görenlerin ilgisini çekiyor. Hayvanat bahçesine getirildiğinde bir yaşında olan, uzun yıllar kendisine eş bulunamadığı için yalnız yaşayan erkek zürafa ile Kayseri’deki Hayvanat Bahçesi’nde yaklaşık 9 yıl önce dünyaya gelen dişi zürafa ile bakıcıları Ali Görgel arasındaki dostluk bağını görenler şaşkınlıklarını gizleyemiyor. 23 yıl önce henüz 7 yaşındayken Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’na getirilen zürafaya 20 yıldır bakıcılık yapan Görgel, 9 yıldır da eş olarak Kayseri’deki Hayvanat Bahçesi’ne getirilen dişi zürafaya bakıcılık yapıyor. Bakıcı Görgel ile erkek zürafa arasında 20 yıl önce kuru incir vermesiyle başlayan yakınlaşma, zamanla sevgi ve dostluğa dönüştü. Bakıcı Görgel ile dişi zürafa arasında da 9 yıl önce başlayan ve kısa bir oluşan dostluk bağı, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Her gün zürafaların tüm bakımlarını yapan ve yiyeceklerini hazırlayan Görgel, "çocuklarım" dediği zürafalara gözü gibi bakıyor. Zürafaları yemlerinin yanı sıra kuru incir, yer fıstığı, kuru üzüm ve fındık gibi doğal ürünlerle besleyen Görgel, zürafalara "oğlum" ve "kızım" veya "gelinim" diye sesleniyor. Zürafalar, bakıcıları arasındaki ilişkinin duyulmasıyla kısa bir sürede en fazla ziyaret edilen hayvanlar arasında yerini alırken, özellikle beslenme saatlerinde yaptığı ilginç sevinç gösterileriyle ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. Ziyaretçiler, geldiği ilk günden beri zürafaların bakıcılığını yapan Görgel ile aralarındaki bağ karşısında da şaşkınlıklarını gizleyemiyor. Zürafalara bakıcılık yaptığı için çok mutlu olduğunu belirten Görgel, 20 yıldır süren sevginin hiç azalmadığını ve aksine hep arttığını söyledi. Zürafaların çok sadık olduğunu ifade eden Görgel, zürafaların Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nı gezmeye gelen ziyaretçilerin ilgisini en çok çeken hayvanlar arasında yer aldığını ifade etti. Görgel, zürafalar ile aralarında oluşan sevgi ve dostluğun yıllardır güzel bir şekilde devam ettiğini belirterek, "Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Doğal Hayatı Koruma Daire Başkanı Celal Özsöyler, beni buraya bakıcı olarak aldı. Geldiğimizde erkek zürafa 3 yaşındaydı, dişi zürafa o zaman yoktu. Şu anda erkek 30, dişi de 12 yaşında. Bu hayvanlar biraz nazik, ürkek hayvanlar. Yanında panik yapmadığın süre içinde her zaman herkes sevebilir. Biz de öyle bir yaklaşımla girdiğimiz için hayvanlarla bir duygusal bağımız oluştu. Bu bağ öyle gelişti ki ‘baba ile evlat’ gibi olduk desem abartmamış olurum" dedi. Zürafaların bakımlarını ve beslenmelerini günlük düzenli olarak yaptığını belirten Görgel, "Sabah geldiğimizde rutin olarak yemleri var. Onları verdikten sonra günümüzün meyvesi ne varsa öğleden sonra tekrar onu veriyoruz. Temizliklerini, gerekli bakımlarını yapıyoruz ve ilaçlarını verdikten sonra mutlu bir şekilde yaşamlarını sürdürüyorlar. Genellikle yoncamız ve samanımız var, zürafalara yonca ve saman veriyoruz. Bunun yanı sıra kuru incir, kuru üzüm ve yer fıstığı veriyoruz. Yani doğal ne varsa o kuru yemişleri, sebze ve meyveleri veriyoruz" şeklinde konuştu. Zürafalar ile kendisi arasında kurdukları bağı gören ziyaretçilerden olumlu tepki aldığını ve bunun da kendisini ayrıca mutlu ettiğini anlatan Görgel, "Bu zürafalar olmadıktan sonra hiç yaşamak istemem. İkisi de bir evlat gibi benim yanımda öyle kıymetlilerdir. İkisini de isimleriyle çağırdığım zaman ikisi de tepkisini rahat bir şekilde veriyor. Yani duygusal olarak öyle bir bağımız var. Benim gelmediğim gün, sabah geldiğimde biraz stresli oluyorlar. Gözleri beni arıyor. Bizim her günümüz bir anı, her günümüz aynı. Bizim için fark etmiyor. Ben gece hava çok soğuk veya eksi derecelerde olduğunda sabaha kadar burada beklediğimi bilirim. Bir nevi artık onlarla bir baba oğul ya da kız ile baba gibi olduk. Benim için çok değerliler ve onları seviyorum. İnşallah nasip olursa bize bir de yavru verirse, ondan sonra daha çok mutlu oluruz" diye konuştu.
17 Kasım 2025 Pazartesi - 11:04
Kadın terzi kızlarının okuması için makine başına geçti
Gaziantep’te 11 yaşında çırak olarak başladığı terzilik mesleğini evlendikten sonra bırakan 2 çocuk annesi 40 yaşındaki Nuray Elçi, 10 yıl ara verdiği mesleğine kızları için tekrar döndü. Evli ve 2 çocuk annesi Nuray Elçi, ilkokulu bitirdikten sonra 11 yaşında ailesine destek olmak için kentteki bir terzi atölyesinde çırak olarak mesleğe başladı. Zamanla kalfa ve ardından usta olan Elçi, 20 yaşında evlendikten sonra mesleğini bırakmak zorunda kaldı. Ardından da çocuklarının okuması için evdeki dikiş makinesi ile ikamet ettiği mahallede yaklaşık 10 yıl boyunca uzak kaldığı mesleğine yeniden dönüş yaptı. Evinde komşularının ihtiyaç duyduğu giysi onarımı ve daraltma gibi işlemleri yapan Elçi, liseye giden kızlarının eğitimine destek olmak için kendi iş yerini açmaya karar verdi. Şahinbey ilçesinin Beşyüzevler Mahallesi’nde dükkan kiralayan Elçi, 2 dikiş makinesiyle terzi malzemeleri satın aldı. 10 yıl ara verdiği mesleğine kızlarının okuması ve aile ekonomisi için tekrar dönen Elçi, kazandığı parayla hem kızlarını okutuyor hem de aile ekonomisine katkı sağlıyor. Kendi imkanlarıyla kurduğu iş yerinde mesleğini sürdüren Elçi, mütevazı atölyesinde günde ortalama 12 saat çalışarak müşterilerine hizmet veriyor. Küçük yaşta iş hayatına atıldığı için okuma hayalini gerçekleştiremeyen Elçi, çocuklarının iyi bir eğitim alması ve aile bütçesine katkı sağlamak için çabalıyor. Lisede öğrenim gören 2 kız çocuğu bulunan Elçi, azmi ve çalışkanlığıyla birçok kadına örnek oluyor. Okuyup hemşire olmak istediğini ancak maddi zorluklar yaşayan ailesine destek olmak için henüz 11 yaşında iken çalışmaya başladığını belirten Nuray Elçi, kızlarının okuması için iş yeri açıp var gücü ile çalıştığını söyledi. Yaklaşık 10 yıldır ev yemekleri yapıp satarak hem aile bütçesine katkı sağladığını hem de çocuklarını en iyi şekilde okuttuğunu belirten Elçi, "Mesleğimi çok seviyorum. Dikiş dikmeyi çok seviyordum. 10 yaşındaydım. Sabah 05.00 gibi kalkıyordum. Annemin siyah makinesi vardı ve sürekli dikiş yapmaya çalışıyordum. Bir defa parmağımı diktim. İğne içinde kaldı ama ben yine devam ettim. 8 kardeştik. Aile biraz mağdurdu. İşe girmek zorunda kaldık. Okulu bıraktık. İşe çıraklıktan başladım. 8-9 makineye tek başıma bakıyordum. Çalıştığım yerde patron bayandı. Gelin olunca beni makineye geçirdi. Direkt çıraklıktan makineciliğe geçtim" dedi. 20 yıllık mesleki tecrübeye sahip olduğunu anlatan Elçi, "Babam belediye şoförüydü ve babam yetiştiremediği için okulu bıraktık. Terziye girmek zorunda kaldık. Epey aradan sonra kendi iş yerimi 8 yıl önce kurdum. Önce İstanbul’da çalıştım. Sonra Gaziantep’e geldim ve bir karar aldım. ‘Bu mesleği yapıyorsam kendime güvenmem lazım. İlk adımı atalım, eğer olursa oldu olmazsa kapatırım’ dedim. Çok şükür oldu. Bayağı müşterim de var. Hayalim hemşire olmaktı. Fakat olamadım. Çalışmak istedim. Çok şükür çalıştım. Şimdi kendi paramı da kazanıyorum. Ben okuyamadım. Fakat çocuklarım mağdur olmasın, okusun diye çabalıyorum. Elimden gelen desteği de kızlarıma vermeye çalışıyorum. Eşime de destek oluyorum" diye konuştu.
17 Kasım 2025 Pazartesi - 11:01
Zürafalar ile bakıcılarının dostluğu şaşırtıyor
Dünya sıralamasında dördüncü, Türkiye’nin ise en büyük hayvanat bahçesi olan Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nın maskotları olan "Şakir" ve eşi "Selvi" isimli zürafa ile bakıcıları Ali Görgel arasında oluşan bağ, görenlerin ilgisini çekiyor. Hayvanat bahçesine getirildiğinde bir yaşında olan, uzun yıllar kendisine eş bulunamadığı için yalnız yaşayan ve "müzmin bekar Şakir" olarak anılmaya başlanılan erkek zürafa ile Kayseri’deki Hayvanat Bahçesi’nde yaklaşık 9 yıl önce dünyaya gelen ve bakıcıları tarafından "Selvi" ismi verilen dişi zürafa ile bakıcıları Ali Görgel arasındaki dostluk bağını görenler şaşkınlıklarını gizleyemiyor. 23 yıl önce henüz 7 yaşındayken Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’na getirilen ve "Şakir" ismi verilen zürafaya 20 yıldır bakıcılık yapan Görgel, 9 yıldır da zürafa Şakir’e eş olarak Kayseri’deki Hayvanat Bahçesi’ne getirilen "Selvi" ismi verilen dişi zürafaya bakıcılık yapıyor. Bakıcı Görgel ile 20 yıl önce "Şakir" isimli zürafaya kuru incir vermesiyle başlayan yakınlaşma, zamanla sevgi ve dostluğa dönüştü. Bakıcı Görgel ile "Selvi" isimli zürafa arasında da 9 yıl önce başlayan ve kısa bir oluşan dostluk bağı, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Her gün "Şakir" ve "Selvi" isimli zürafaların tüm bakımlarını yapan ve yiyeceklerini hazırlayan Görgel, "çocuklarım" dediği zürafalara gözü gibi bakıyor. Zürafaları yemlerinin yanı sıra kuru incir, yer fıstığı, kuru üzüm ve fındık gibi doğal ürünlerle besleyen Görgel, "Şakir" isimli zürafaya "oğlum" ve "Selvi" isimli zürafaya ise "kızım" veya "gelinim" diye sesleniyor. Zürafalar, bakıcıları arasındaki ilişkinin duyulmasıyla kısa bir sürede en fazla ziyaret edilen hayvanlar arasında yerini alırken, özellikle beslenme saatlerinde yaptığı ilginç sevinç gösterileriyle ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. Ziyaretçiler, geldiği ilk günden beri zürafaların bakıcılığını yapan Görgel ile aralarındaki bağ karşısında da şaşkınlıklarını gizleyemiyor. "Şakir" ve "Selvi" isimli zürafalara bakıcılık yaptığı için çok mutlu olduğunu belirten Görgel, 20 yıldır süren sevginin hiç azalmadığını ve aksine hep arttığını söyledi. Zürafaların çok sadık olduğunu ifade eden Görgel, "Şakir" ve "Selvi" isimli zürafaların Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nı gezmeye gelen ziyaretçilerin ilgisini en çok çeken hayvanlar arasında yer aldığını ifade etti. "Şakir" isimli zürafaya 20 yıldır ve "Selvi" isimli zürafaya ise 9 yıldır bakıcılık yaptığını bildiren Görgel, zürafalar ile aralarında oluşan sevgi ve dostluğun yıllardır güzel bir şekilde devam ettiğini belirterek, "Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Doğal Hayatı Koruma Daire Başkanı Celal Özsöyler, beni buraya bakıcı olarak aldı. Geldiğimizde Şakir’imiz 3 yaşındaydı, Selvi o zaman yoktu. Şu anda Şakir’imiz 30, Selvi’miz de 12 yaşında. Selvi geldikten sonra Şakir biraz daha rahatladı. Şu andaki yaşamını Selvi’ye bağlı olduğuna inanıyorum. Şakir 2016’dan beri yani 9 senedir Selvi’yle beraber yaşıyor. Bu hayvanlar biraz nazik, ürkek hayvanlar. Yanında panik yapmadığın süre içinde her zaman herkes sevebilir. Biz de öyle bir yaklaşımla girdiğimiz için hayvanlarla bir duygusal bağımız oluştu. Bu bağ öyle gelişti ki ‘baba ile evlat’ gibi olduk desem abartmamış olurum" dedi. Zürafaların bakımlarını ve beslenmelerini günlük düzenli olarak yaptığını belirten Görgel, "Sabah geldiğimizde rutin olarak yemleri var. Onları verdikten sonra günümüzün meyvesi ne varsa öğleden sonra tekrar onu veriyoruz. Temizliklerini, gerekli bakımlarını yapıyoruz ve ilaçlarını verdikten sonra mutlu bir şekilde yaşamlarını sürdürüyorlar. Genellikle yoncamız ve samanımız var, zürafalara yonca ve saman veriyoruz. Bunun yanı sıra kuru incir, kuru üzüm ve yer fıstığı veriyoruz. Yani doğal ne varsa o kuruyemişleri, sebze ve meyveleri veriyoruz" şeklinde konuştu. Zürafalar ile kendisi arasında kurdukları bağı gören ziyaretçilerden olumlu tepki aldığını ve bunun da kendisini ayrıca mutlu ettiğini anlatan Görgel, "Bu zürafalar olmadıktan sonra hiç yaşamak istemem. İkisi de bir evlat gibi benim yanımda öyle kıymetlilerdir. İkisini de isimleriyle çağırdığım zaman ikisi de tepkisini rahat bir şekilde veriyor. Yani duygusal olarak öyle bir bağımız var. Benim gelmediğim gün, sabah geldiğimde biraz stresli oluyorlar. Gözleri beni arıyor. Bizim her günümüz bir anı, her günümüz aynı. Bizim için fark etmiyor. Ben gece hava çok soğuk veya eksi derecelerde olduğunda sabaha kadar burada beklediğimi bilirim. Bir nevi artık onlarla bir baba oğul ya da kız ile baba gibi olduk. Şakir ve Selvi benim için çok değerliler ve onları seviyorum. İnşallah nasip olursa Şakir ve Selvi bize birde yavru verirse, ondan sonra daha çok mutlu oluruz" diye konuştu.
17 Kasım 2025 Pazartesi - 10:58
Kadın terzi kızlarının okuması için makine başına geçti
Gaziantep’te ilkokulu bitirdikten sonra 11 yaşında çırak olarak başladığı terzilik mesleğini evlendikten sonra bırakan iki çocuk annesi 40 yaşındaki Nuray Elçi, 10 yıl ara verdiği mesleğine kızları için tekrar döndü. Evli ve 2 çocuk annesi Nuray Elçi, 11 yaşında iken maddi zorluklar yaşayan ailesine destek olmak için kentteki bir terzi atölyesinde çırak olarak mesleğe başladı. Zamanla kalfa ve ardından usta olan Elçi, 20 yaşında evlendikten sonra mesleğini bırakmak zorunda kaldı. Yaklaşık 10 yıl boyunca mesleğinden uzak kalan Elçi, çocuklarının okuması için evdeki dikiş makinesi ile ikamet ettiği mahalledeki kadınlardan aldıkları siparişlerini ve tamiri yapılması gereken elbiseleri dikmeye başladı. Evinde komşularının ihtiyaç duyduğu giysi onarımı ve daraltma gibi işlemleri yapan Elçi, liseye giden kızlarının eğitimine destek olmak için kendi iş yerini açmaya karar verdi. Şahinbey ilçesinin Beşyüzevler Mahallesi’nde dükkan kiralayan Elçi, 2 dikiş makinasıyla birlikte terzi malzemeleri satın aldı. 10 yıl ara verdiği mesleğine kızlarının okuması ve aile ekonomisi için tekrar dönen Elçi, kazandığı parayla hem kızlarını okutuyor hem de aile ekonomisine katkı sağlıyor. Kendi imkanlarıyla kurduğu iş yerinde mesleğini sürdüren Elçi, mütevazı atölyesinde günde ortalama 12 saat çalışarak 10 yıldır müşterilerine hizmet veriyor. Çok istediği halde okuyamayan Elçi, çok yoksulluk çekmesine rağmen iki kız çocuğunu okutmak için elinden gelen tüm fedakarlığı gösteriyor. Küçük yaşta iş hayatına atıldığı için okuma hayalini gerçekleştiremeyen Elçi, çocuklarının iyi bir eğitim alması ve aile bütçesine katkı sağlamak için çabalıyor. Lisede öğrenim gören 2 kız çocuğu bulunan Elçi, azmi ve çalışkanlığıyla birçok kadına örnek oluyor. Okuyup hemşire olmak istediğini ancak maddi zorluklar yaşayan ailesine destek olmak için henüz 11 yaşında iken çalışmaya başladığını belirten Nuray Elçi, kızlarının okuması için iş yeri açıp var gücü ile çalıştığını söyledi. Yaklaşık 10 yıldır ev yemekleri yapıp satarak hem aile bütçesine katkı sağladığını hem de çocuklarını en iyi şekilde okuttuğunu belirten Elçi, "Mesleğimi çok seviyorum. Dikiş dikmeyi çok seviyordum. 10 yaşındaydım. Sabah 05.00 gibi kalkıyordum. Annemin siyah makinesi vardı ve sürekli dikiş yapmaya çalışıyordum. Bir defa parmağımı diktim. İğne içinde kaldı ama ben yine devam ettim. 8 kardeştik. Aile biraz mağdurdu. İşe girmek zorunda kaldık. Okulu bıraktık. İşe çıraklıktan başladım. İşe başlayınca 8-9 makineye tek başıma bakıyordum. Sonra çalıştığım yerde patron bayandı. Gelin olunca beni makinaya geçirdiler. Direkt atamam çok çabuk oldu. Direkt çıraklıktan hemen makinacılığa geçtim" dedi. Mesleki açıdan 20 yıllık tecrübeye sahip olduğuna dikkati çeken Elçi, "Babam belediye şoförüydü ve babam yetiştiremediği için okulu bıraktık. Terziye girmek zorunda kaldık. Bayağı aradan sonra kendi iş yerimi 8 yıl önce kurdum. Önce İstanbul’da çalıştım. Sonra Gaziantep’e geldim ve bir karar aldım. ‘Bu mesleği yapıyorsam kendime güvenmem lazım. İlk adımı atalım, eğer olursa oldu olmazsa kapatırım’ dedim. Çok şükür oldu. Bayağı müşterim de var. Hayalim hemşire olmaktı. Fakat olamadım. Çalışmak istedim. Çok şükür çalıştım. Şimdi kendi paramı da kazanıyorum. Ben okuyamadım. Fakat çocuklarım mağdur olmasın, okusun diye çabalıyorum. Elimden gelen desteği de kızlarıma vermeye çalışıyorum. Eşime de destek oluyorum" diye konuştu.
16 Kasım 2025 Pazar - 15:10
Kireçlenmeye karşı eksozom tedavisi yaygınlaşıyor
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. İrfan Koca, diz kireçlenmeleri başta olmak üzere birçok alanda kullanılan eksozom tedavisinin hastalar için ameliyatsız yeni bir tedavi seçeneği sunduğunu söyledi. Sık karşılaşılan sağlık sorunlarından birisi olan eklem kireçlenmesinin (osteoartrit), eklem kıkırdağının zamanla aşınması ve bozulmasıyla ortaya çıkan ağrı, hareket kısıtlılığı ve yaşam kalitesinde düşüşe yol açan yaygın bir rahatsızlık olduğunu belirten Doç. Dr. Koca, kireçlenmenin en sık diz, kalça ve el eklemlerinde görüldüğü ifade etti. Dr. Koca, eklemlerin kireçlenmesine karşı geleneksel tedavi yöntemleri arasında ağrı kesici ilaçlar, fizik tedavi uygulamaları, eklem içi enjeksiyon tedavileri ve ileri durumlarda cerrahi müdahaleler önerilmekle birlikte son yıllarda rejeneratif (onarıcı) tıp alanındaki gelişmelerin hastalar için ameliyatsız yeni tedavi seçenekleri sunduğunu söyledi. Başarı ile uygulanıyor Eksozomların, hücrelerimiz tarafından doğal olarak üretilen, nanometrik boyutta küçük kesecikler olduğunu ifade eden Dr. Koca, "Bu kesecikler içlerinde proteinler, RNA’lar, lipidler ve çeşitli büyüme faktörleri taşırlar. Adeta hücrelerin birbiriyle konuştuğu ‘haberleşme paketleri’ gibidirler. Bu biyolojik paketler, hasarlı dokuya ulaştıklarında oradaki hücrelerin, dokulardaki onarım, yenilenme ve iltihap süreçlerini baskılama fonksiyonu için harekete geçmelerini sağlarlar. Eksozomlar söz konusu bu etkileri ile son yıllarda eklem ve cilt problemleri başta olmak üzere tıbbın birçok farklı alanlarında umut verici bir tedavi seçeneği olarak son yıllarda başarı ile uygulanmaktadır" dedi. Eksozom Bir Kök Hücre Tedavisi midir Dr. Koca, "Eksozom tedavisi, kök hücre tedavisinin bir adım ilerisidir. Çünkü içinde canlı hücre değil, sadece hücrelerin ‘iyileştirici mesajları’ vardır. Bu da onu hem güvenli hem de immünolojik açıdan daha risksiz hale getirir" şeklinde konuştu. Eklem kireçlenmesi için Eksozom tedavisinin avantajları Diz kireçlenmesinde ve menisküs hasarında eksozom tedavisinin amacının eklem kıkırdağının ve menisküslerin yenilenmesini desteklemek, iltihabı azaltmak ve hastanın ağrı ile hareket kısıtlılığını hafifletmek olduğunu belirten Dr. Koca, "Eksozomlar, steril koşullarda diz eklemine enjekte edilerek uygulanır. Bu sayede; inflamasyonu azaltıcı etkiler gösterir. Kıkırdak ve hasarlı bağ dokunun kendini onarmasını teşvik eder. Eklem sıvısının kalitesini artırarak eklem hareketlerini kolaylaştırır. Ağrıyı azaltarak yaşam kalitesini yükseltir" ifadelerini kullandı. Doç. Dr. Koca, eklem kireçlenmesinde eksozom tedavisinin avantajları hakkında bilgi vererek, "Eksozom tedavisi enjeksiyon şeklinde uygulanan ameliyatsız bir tedavi seçeneğidir. Uygulama sonrası hafif şişlik veya hassasiyet görülebilir. Ancak ciddi yan etki beklenmez. İyileşme süreci hızlıdır ve günlük yaşama çabuk dönüş sağlar. Eklem probleminin derecesine göre tekrarlanabilir ve diğer tedavilerle kombine edilebilir" diye konuştu.
16 Kasım 2025 Pazar - 15:02
Ressam Mehmet Ali Doğan Sanko Sanat Galerisi’nde sergi açtı
Ressam Mehmet Ali Doğan, tuval üzerine akrilik boya tekniğiyle yaptığı eserlerinden oluşan "Sınırlanmış Alanlar Şamanik Görseller" resim sergisini SANKO Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluşturdu. Gaziantep İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Mehmet Aykanat, sergi açılışında yaptığı konuşmada sanatın sınırları olmadığını belirterek, sanatın ve sanatçının desteklenmesinin toplumların geleceği açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Sanatın hayatın bütünü olduğuna dikkat çeken sanatçı Mehmet Ali Doğan ise kendi dönemi içerisinde kendi kurgularını dönüştürerek elde ettiği eserleri sergilediğini söyledi. Bu çalışmalarda şeritler ve dokuların anlatıma güç kattığını anlatan Doğan, doğadaki güzeli bulmak için, enerjinin nesneleri kıvrıla kıvrıla değiştirmesini ve onlara yön vermesini izleyerek resimlerini oluşturduğunu kaydetti. Koşullandırıcı sınırların, yaşamda ne kadar yol gösterici olursa olsun, bir o kadar da arkasındaki bilinmezliğin dayanılmaz merakını, heyecanını, coşkusunu, umudunu ve korkusunu barındırdığına vurgu yapan Doğan, şöyle devam etti: "Bu çalışmada insanın, ne kadar başkalarından olduğunu sansa da en çok kendisi tarafından oluşturulan, ne kadar renkli, çekici olursa olsun sınırlarında yaşamak zorunda olduğunu, ne var ki kaçınılmaz olanın, her zaman hayallerin, arayışların, farklı dünyaların, yeni paradigmaların, yeni değerler dizilerinin sınırlar ötesindeki bilinmezliklerde var olacağı anlatımı estetik görsel düzenlemelerle sunulmuştur." Geometrik formların eserlerinin yapı taşını oluşturduğunu, ruhlardaki aşkı ve duyguları ifade edebilme yeteneğine sahip insanların güzelliğin, estetiğin, zarafetin doruk noktasında olduğunun altını çizen Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "İnsan bedeninin en kusursuzu ve mükemmeli yakalamaya çalışan halini görürüz. Adeta var oluşun üst anlatımı gibidir. Ruhsal ve bedensel güç, irade, kararlılık, emek ve zekâ, estetik duygusu ve artistik yetenekle birleşirse, insan için tüm duyguların ve ruhun ötesine ulaşılır. Sanatın gücü ortaya çıkar. Resimlerdeki yaralar, delikler, insanın aldığı darbeleri anlatıyor. Sanat, görünenden çok fazlasını dile getirir." Eserlerini Gaziantepli sanatseverlerle buluşturmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Doğan, "Sanatın ülkemizin her tarafına taşınmasında özel galerilerin çok büyük rolü var. Bu anlamda öncü olan ve eserlerime ev sahipliği yapan SANKO Sanat Galerisi Yönetimine teşekkür ediyorum" diye konuştu. Konuşmaların ardından Gaziantep İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Mehmet Aykanat, SANKO Holding adına "Zeugma Fırat’ın Gerdanlığı" isimli yayını Mehmet Ali Doğan’a takdim etti. Sergi açılışına SANKO Park AVM Genel Müdürü Sait Can Gizir,SANKO Sanat Galerisi Yürütme Kurulu Başkan Yardımcısı Cengiz Halil Çiçek, Yürütme Kurulu Üyesi Murat Köylüoğluve sanatseverler katıldı. Mehmet Ali Doğan’ın, 26 eserinin yer aldığı "Sınırlanmış Alanlar Şamanik Görseller" resim sergisi SANKO Park AVM üçüncü katta bulunan 5Aralık 2025 tarihine kadar her gün 12.00-20.00 arasında gezilebilecek.
16 Kasım 2025 Pazar - 14:17
Çocuklar, Şahinbey’in Çocuk Şenliği’nde eğlendi
Şahinbey Belediyesi, Çocuk Şenliği ile 11-14 Kasım tarihleri arasında öğrencilere eğlence dolu bir tatil yaşattı. Şahinbey Kongre ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen Çocuk Şenliği 11 Kasım günü saat 09.00’da kapılarını açarken 14 Kasım 19:00’a kadar çocukları misafir etti. Ara tatillerini dolu dolu geçirmek isteyen çocuklar ve aileler Şahinbey Belediyesi’nin düzenlediği Çocuk Şenliğine akın etti. Çocuklar doyasıya eğlendi Hayata geçirdiği uygulamalarla öğrencileri yalnız bırakmayan Şahinbey Belediyesi, ara tatili öğrencilerin verimli bir şekilde geçirmeleri için hem eğlenecekleri hem de öğrenecekleri etkinlikler düzenledi. Dört gün süren şenlikte Rafadan Tayfa Kapadokya, Jurasıcc Age, Sevimli Dostlar, Z Takımı gibi gösteriler düzenlenirken, yüz boyama, şişme oyun grupları ve atölyelerde çocuklar doyasıya eğlendi. "Yeni fuarlar ve eğlenceler düzenleyeceğiz" Çocukların dolu dolu bir ara tatil geçirdiğini ifade eden Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, "Öğrencilerimizin ara tatillerini daha verimli geçirmeleri için 11-14 Kasım tarihleri arasında Şahinbey Kongre ve Sanat Merkezi’nde Çocuk Şenliği düzenledik. Dört gün süren Çocuk Şenliğinde Rafadan Tayfa Kapadokya, Jurasıcc Age, Sevimli Dostlar, Z Takımı gibi daha birçok etkinliklerle çocuklarımızı buluşturduk. Onlara eğlence dolu bir tatil yaşattık. Çocuklarımız ve gençlerimiz için yeni fuarlar ve eğlenceler düzenlemeye devam edeceğiz" diye konuştu.
16 Kasım 2025 Pazar - 13:52
Gaziantep’te şok görüntüler: 3 şahıs pompalı tüfekle rastgele ateş açtı
Gaziantep’te 18 yaşından küçük olduğu öğrenilen 3 şahıs, ellerindeki pompalı tüfekle rastgele sağa sola ateş etti. Görüntülerin sosyal medyada yayılmasının ardından çalışma yapan emniyet, 3 şahsı gözaltına aldı.
16 Kasım 2025 Pazar - 13:20
CHP Genel Başkanı Özel Gaziantep’te partililerle bir araya geldi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, çeşitli programlara katılmak üzere Gaziantep’e geldi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bir dizi programa katılmak üzere Gaziantep’e geldi. Özel’i havalimanında milletvekilleri, belediye başkanları, partililer ve vatandaşlar karşıladı. Özel, beraberindeki Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve diğer partililerle daha sonra CHP Gaziantep İl Başkanı seçilen Vakkas Acar’a hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. CHP Genel Başkanı Özel, basına kapalı gerçekleşen programda partililere de hitap etti. Özel, Gaziantep’teki temaslarını tamamladıktan sonra Kilis’e geçti.
16 Kasım 2025 Pazar - 13:10
Kesinleşmiş 16 yıl cezayla aranan uyuşturucu taciri yakalandı
Gaziantep’te uyuşturucu madde imal ve ticareti suçundan 16 yıl kesinleşmiş cezayla aranan şahıs, jandarma ekiplerince yakalandı. Gaziantep’te İl Jandarma Komutanlığı ve Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde uyuşturucu madde ve kaçakçılıkla mücadeleye yönelik çalışma yapıldı. Çalışmalar çerçevesinde, ’uyuşturucu madde imal ve ticareti’ ile ’ateşli silahlar ile diğer aletler hakkındaki kanuna muhalefet’ suçlarından kesinleşmiş 16 yıl hapis cezası bulunduğu tespit edilen Y.K. isimli şahıs Şahinbey ilçesindeki bağ evinde yakalandı. Y.K. isimli şüpheli, yasal işlemlerin ardından çıkarıldığı adli makamlarca tutuklandı. Adreste yapılan aramada ise 1 kilo 175 gram skunk, 1 adet ruhsatsız tabanca, 7 adet tabanca mermisi, 2 adet cep telefonu, 1 adet uyuşturucu kullanma aparatı ve 45 bin TL suç geliri para ele geçirildi.
16 Kasım 2025 Pazar - 10:14
Gaziantep’te grip olanlar iyileşmek için beyran içiyor
Gaziantep’te içerisindeki malzemeler sayesinde doğal antibiyotik özelliği taşıyan beyran, soğuk algınlığı ve gribin doğal ilacı olarak tercih ediliyor. Gaziantep mutfağının en sevilen ve tescillenmiş lezzetlerinden biri olan beyran, havaların soğumaya başladığı bu günlerde vatandaşların tercihi oluyor. Grip ve nezle olanlar için takviye gıda özelliği taşıyan beyran, sıcak yaz günlerinin geride kalması ve havaların soğumasıyla birlikte şifa depolamak isteyen vatandaşların tercih ettiği lezzetler arasında ilk sırada yer alıyor. Doğan antibiyotik özelliğiyle hastalıklara karşı etkili bir koruma sağladığına inanılıyor Sonbahar ve kış aylarının vazgeçilmezleri arasında yer alan, içeriğinde kemik suyu, et, pirinç, sarımsak ve çeşitli baharatlar barındıran beyran, özellikle soğuk havalarda tüketildiğinde hastalıklara karşı etkili bir koruma sağladığı için grip ve nezle olan beyran içmek için soluğu lokantalarda alıyor. Vatandaşlar, gastronomi şehri Gaziantep’te daha çok sonbahar ve kış aylarında tüketilen yemeklerin başında gelen beyranı içerek kış hastalıklarından korunmaya çalışıyor. "Türkiye’nin yemek başkenti" olarak nitelendirilen Gaziantep mutfağının en sevilen lezzetlerinden biri olan beyrana bol limon sıkarak ve acı pul biber atarak içen vatandaşlar, beyran içtikten sonra terliyor. "Soğuk havalarda Gaziantep’te en çok tüketilen yemekler arasında" Bağışıklık sistemini güçlendirici özelliğiyle bilinen beyranın sonbahar ve kış aylarında Gaziantep’te en çok tüketilen yemekler arasında yer aldığını belirten beyran ustası Ali Saydut, beyranın içerisindeki sarımsak ve özel et suyu ile doğal antibiyotik özelliği taşıyan baharatların soğuk algınlığı ve grip gibi mevsim hastalıklarına çok iyi geldiğini söyledi. Beyranın Gaziantep’in en özel lezzetlerinden biri olduğunu belirten Saydut, "Beyran, bey ve padişah yemeği olarak bilinir. Yüzyıllardır sultanların yemeği olarak bilinir. Oradan halkın sofrasına inmiştir. Beyranı kuzu etiyle yaparız. Eti önceden haşlarız, kefini alırız. 10-12 saat kadar kısık ateşte kaynatırız. Etler birbirinden ayrılana kadar güzelce pişer. Sabah biz bunları ayıklarız. Servise hazır hale getiririz. İçerisinde pirinç var, kuzu eti var, sarımsak, pul biber, karabiber var. Biz beyranı kış aylarında daha çok tüketiriz. Hasta olduğumuzda, grip ve nezle olduğumuzda beyran yeriz ve beyran bu aylarda daha çok tüketiliyor. Doktordan önce beyrancıya gidilir. Zaten et protein ve sarımsak antibiyotik olarak bilinir. Beyran bunların karışımıyla yapılır ve şifa niyetine yenilir" dedi. "Doktora gitmeden önce kendi antibiyotiğimizi beyranda buluyoruz" Gaziantep’te grip ve nezle olanların iyileşmek için beyranı yediğini belirten vatandaşlardan Ekrem Karadağ ise, "Biz Gaziantepliler olarak ilacımız beyrandır ve kelle paçadır. Beyran, kelle ve paçanın genel kültürümüzde zaten önemli bir yeri var. Beyranı kışın, sonbaharda ve kış mevsimlerinde hasta olduğumuzda kendimize göre bir inanışımız var, antibiyotik niyetine tüketiyoruz. Severek yiyoruz. Biz doktora gitmeden önce kendi antibiyotiğimizi kelle paça ve beyranda buluyoruz. İyileşemediğimiz zaman tabi doktora başvuruyoruz. Beyran hastalık dışında da severek tüketilen bir lezzettir. Yani biz beyranı hasta olmasak da tüketiyoruz. hafta 7 gün, kış aylarında haftanın bir günü kesinlikle kelle paça ve beyran tüketiriz" şeklinde konuştu. "Beyranı antibiyotik olarak tüketiyoruz" Gaziantep mutfağının vazgeçilmez yemeklerinden beyranı çok sevdiklerini belirten Mehmet Hilaloğlu da, "Gaziantepliler olarak beyran, kelle ve paçayı antibiyotik olarak tüketiyoruz. Bu yöresel yemekler bizim atalarımızdan, dedelerimizden gelen lezzetlerdir. Bu lezzetlerimizi de zevk alarak yiyoruz. Paça içmek için özellikle sabahın erken saatlerinde kalkıyoruz. Beyran içenler daha çok terliyor. Terledikten sonra işimizin başına geçiyoruz. Gerekirse gidip dinleniyoruz" diye konuştu.
16 Kasım 2025 Pazar - 10:04
Gaziantep’te grip olanlar iyileşmek için beyran içiyor
Gaziantep’te içerisindeki malzemeler sayesinde doğal antibiyotik özelliği taşıyan beyran, soğuk algınlığı ve gribin doğal ilacı olarak tercih ediliyor. Gaziantep mutfağının en sevilen ve tescillenmiş lezzetlerinden biri olan beyran, havaların soğumaya başladığı bu günlerde vatandaşların tercihi oluyor. Grip ve nezle olanlar için takviye gıda özelliği taşıyan beyran, sıcak yaz günlerinin geride kalması ve havaların soğumasıyla birlikte şifa depolamak isteyen vatandaşların tercih ettiği lezzetler arasında ilk sırada yer alıyor. Doğan antibiyotik özelliğiyle hastalıklara karşı etkili bir koruma sağladığına inanılıyor Sonbahar ve kış aylarının vazgeçilmezleri arasında yer alan, içeriğinde kemik suyu, et, pirinç, sarımsak ve çeşitli baharatlar barındıran beyran, özellikle soğuk havalarda tüketildiğinde hastalıklara karşı etkili bir koruma sağladığı için grip ve nezle olan beyran içmek için soluğu lokantalarda alıyor. Vatandaşlar, gastronomi şehri Gaziantep’te daha çok sonbahar ve kış aylarında tüketilen yemeklerin başında gelen beyranı içerek kış hastalıklarından korunmaya çalışıyor. "Türkiye’nin yemek başkenti" olarak nitelendirilen Gaziantep mutfağının en sevilen lezzetlerinden biri olan beyrana bol limon sıkarak ve acı pul biber atarak içen vatandaşlar, beyran içtikten sonra terliyor. "Soğuk havalarda Gaziantep’te en çok tüketilen yemekler arasında" Bağışıklık sistemini güçlendirici özelliğiyle bilinen beyranın sonbahar ve kış aylarında Gaziantep’te en çok tüketilen yemekler arasında yer aldığını belirten beyran ustası Ali Saydut, beyranın içerisindeki sarımsak ve özel et suyu ile doğal antibiyotik özelliği taşıyan baharatların soğuk algınlığı ve grip gibi mevsim hastalıklarına çok iyi geldiğini söyledi. Beyranın Gaziantep’in en özel lezzetlerinden biri olduğunu belirten Saydut, "Beyran, bey ve padişah yemeği olarak bilinir. Yüzyıllardır sultanların yemeği olarak bilinir. Oradan halkın sofrasına inmiştir. Beyranı kuzu etiyle yaparız. Eti önceden haşlarız, kefini alırız. 10-12 saat kadar kısık ateşte kaynatırız. Etler birbirinden ayrılana kadar güzelce pişer. Sabah biz bunları ayıklarız. Servise hazır hale getiririz. İçerisinde pirinç var, kuzu eti var, sarımsak, pul biber, karabiber var. Biz beyranı kış aylarında daha çok tüketiriz. Hasta olduğumuzda, grip ve nezle olduğumuzda beyran yeriz ve beyran bu aylarda daha çok tüketiliyor. Doktordan önce beyrancıya gidilir. Zaten et protein ve sarımsak antibiyotik olarak bilinir. Beyran bunların karışımıyla yapılır ve şifa niyetine yenilir" dedi. "Doktora gitmeden önce kendi antibiyotiğimizi beyranda buluyoruz" Gaziantep’te grip ve nezle olanların iyileşmek için beyranı yediğini belirten vatandaşlardan Ekrem Karadağ ise, "Biz Gaziantepliler olarak ilacımız beyrandır ve kelle paçadır. Beyran, kelle ve paçanın genel kültürümüzde zaten önemli bir yeri var. Beyranı kışın, sonbaharda ve kış mevsimlerinde hasta olduğumuzda kendimize göre bir inanışımız var, antibiyotik niyetine tüketiyoruz. Severek yiyoruz. Biz doktora gitmeden önce kendi antibiyotiğimizi kelle paça ve beyranda buluyoruz. İyileşemediğimiz zaman tabi doktora başvuruyoruz. Beyran hastalık dışında da severek tüketilen bir lezzettir. Yani biz beyranı hasta olmasak da tüketiyoruz. hafta 7 gün, kış aylarında haftanın bir günü kesinlikle kelle paça ve beyran tüketiriz" şeklinde konuştu. "Beyranı antibiyotik olarak tüketiyoruz" Gaziantep mutfağının vazgeçilmez yemeklerinden beyranı çok sevdiklerini belirten Mehmet Hilaloğlu da, "Gaziantepliler olarak beyran, kelle ve paçayı antibiyotik olarak tüketiyoruz. Bu yöresel yemekler bizim atalarımızdan, dedelerimizden gelen lezzetlerdir. Bu lezzetlerimizi de zevk alarak yiyoruz. Paça içmek için özellikle sabahın erken saatlerinde kalkıyoruz. Beyran içenler daha çok terliyor. Terledikten sonra işimizin başına geçiyoruz. Gerekirse gidip dinleniyoruz" diye konuştu.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder