Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Yerel Haberler
İstanbul
Ankara
İzmir
Bursa
Antalya
Trabzon
Tüm Şehirler
Adana
Adıyaman
Afyon
Ağrı
Aksaray
Amasya
Ankara
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Iğdır
Isparta
İstanbul
İzmir
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şanlıurfa
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
Gaziantep
Gaziantep’te bariyerlere çarparak alev alan araçtaki sürücü hayatını kaybetti
23 Aralık 2025 Salı - 16:36:53
Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) Otoyolu Nurdağı gişelerinde bariyerlere çarparak alev alan otomobildeki sürücü yanarak hayatını kaybetti. Cenaze, kimlik tespiti için adli tıp kurumu morguna kaldırılırken yanan aracın dün akşam saatlerinde Mersin’in Aydıncık ilçesinde gasp edildiği iddia edildi. Kaza, gece saatlerinde Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) Otoyolu Nurdağı gişelerinde meydan geldi. İddiaya göre, sürücüsü öğrenilemeyen 33 KAP 79 plakalı otomobil, kontrolden çıkarak bariyerlere çarptı. Ters dönen otomobil alev alarak yanmaya başladı. Kazayı görenlerin ihbarı üzerine olay yerine itfaiye, sağlık ve jandarma ekipleri sevk edildi. Yangın, itfaiye ekiplerince söndürülürken araçta bulunan ve kimliği tespit edilemeyen sürücünün yanarak hayatını kaybettiği belirlendi. Cenaze, olay yerinde tamamlanan işlemlerin ardından kimlik tespiti için Gaziantep Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma başlatılırken yanan aracın dün akşam saatlerinde Mersin’in Aydıncık ilçesinde gasp edildiği iddia edildi.
23 Aralık 2025 Salı - 16:24
"Üreten Sağlık Buluşmaları" GTO’da gerçekleşti
Sağlık teknolojileri ve bilimi alanındaki yenilikçi çözümlerin masaya yatırılarak geleceğin sağlık ekosisteminin planlandığı "Üreten Sağlık Buluşmaları: Gaziantep" etkinliği Gaziantep Ticaret Odasında (GTO) gerçekleştirildi. GTO Özel Sağlık Hizmet Sunucuları Meslek Komitesi organizasyonunda düzenlenen ve sağlık sektörünü bir araya getiren önemli buluşma; T.C. Sağlık Bakanlığı, T.C. Sanayi Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu, Devlet Malzeme Ofisi, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB), Gaziantep Büyükşehir Belediyesi ile Sağlık Bilimleri Üniversitesi iş birliğiyle yapıldı. Etkinliğin açılış konuşmasında "Üreten Sağlık Buluşmaları"nın yalnızca bir sektör toplantısı olmadığını vurgulayan GTO Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Yıldırım, bu platformun Türkiye’nin sağlık alanındaki gelecek vizyonunun birlikte ele alındığı stratejik bir buluşma olduğuna dikkat çekti. Sağlığın artık yalnızca bir hizmet alanı olarak değil; üretim, teknoloji ve kalkınmanın temel unsurlarından biri olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Yıldırım, "Güçlü bir sağlık sistemi, sanayi altyapısının ve üretim kapasitesinin sürdürülebilirliği açısından hayati önem taşıyor. Küresel krizler ve pandemiler sağlıkta dışa bağımlılığın risklerini açıkça ortaya koydu. Bu nedenle yerli üretim, AR-GE ve inovasyon odaklı bir yaklaşım olmazsa olmaz Bu anlamda ’Üreten Sağlık Buluşmaları’, Türkiye genelinde sağlıkta yerli ve millî üretimi önceleyen, uzun vadeli bir dönüşüm vizyonunun önemli bir parçasıdır. Ve bugün bu vizyonun önemli duraklarından biri de Gaziantep oldu" dedi. Gaziantep’in köklü üretim kültürü, güçlü sanayi altyapısı ve girişimcilik kapasitesiyle sağlık teknolojileri ve tıbbi cihaz üretimi açısından stratejik bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Yıldırım, bu tür buluşmaların yeni iş birliklerine, yatırımlara ve fikirlerin ürüne dönüşmesine zemin hazırlayacağını ifade etti. "Gaziantep, sağlıkta da güçlü bir merkez olabilir" Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Başkanı Fatma Şahin ise Gaziantep’in ticaret, sanayi, kültür ve gastronomi şehri olduğuna vurgu yaptığı konuşmasında, "Çok hızlı koordine olmamız gereken bir dönemdeyiz. Küresel ekonomide büyük balık küçük balığı yutuyor. Zamanın ruhuna ayak uydurmak zorundayız. Sağlık hepimiz için çok önemli. Kaybettiğimizde ne olduğunu korona salgınında da gördük. Koca Avrupa çöktü sağlıkta. Ama o dönem de bize büyük mesajlar verdi. Fasonculuğa devam edemeyiz, ithalata devam edemeyiz, cari açığa devam edemeyiz. Atatürk’ün bıraktığı en önemli miras bilim ve akıl. Bunu takip etmek zorundayız" ifadelerini kullandı. Ülke olarak sağlık alanında çok güçlü tarafları olduğunu ama bunun yeterli olmadığını ekleyen Şahin, "Elimizdeki sanayi montaj sanayi Savunma sanayinde çok önemli yerlere geldik. Savunma sanayinde yaptıklarımızı ülke olarak sağlık sektöründe yapamadık. Bunu yapabilecek iradeye ve potansiyele sahibiz. İnanıyorum ki bu salonda yer alanlar bunları başaracak. Bugünleri ıskalamamamız gerekiyor. İnşallah Türkiye’nin ikinci yüzyıl sağlığın, ihracatın, teknolojinin, insanlığın yüzyılı olacak" ifadelerini kullandı. "Üretim kelimesiyle Gaziantep birbirine çok yakışıyor" Gaziantep Valisi Kemal Çeber de üretim kelimesiyle Gaziantep’in birbirine çok yakıştığını söylediği konuşmasında, "Üretim her alanda Gaziantep’e çok yakışıyor. Üreten sağlık da öyle Her sektörde ihracatı olan bir şehir Gaziantep Nerede bir boşluk varsa orayı doldurmaya hevesli iş insanları var. Bu şehir üretirken topluma ve millete de fayda sağlamaya çalışan bir şehir" şeklinde konuştu. Etkinliğin devamında GTO Meclis Üyesi Mehmet Dal, "Gaziantep ve Bölgenin Sağlık Endüstrisi Ekosistemindeki Yeri ve Önemi", TÜSEB Başkanı Prof. Dr. Ümit Kervan "Üreten Sağlık Vizyonu: TÜSEB Stratejik Yol Haritası", STB Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdür Yardımcısı Sait Cordan "Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teşvik Uygulamaları", Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sait Mesut Doğan "Üniversitelerin Sağlık Endüstrisi için Ar-ge ve Inovasyon Kapasitesi", SANKO Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güner Dağlı "Üniversite Sanayi İş Birliğine MESANTEP Projesi", DMO Genel Müdür Yardımcısı Dr. Mehmet Koca ise "Kamu Alımlarında Sağlık Marketin Yeri ve Yenilikçi Yaklaşımlar" konularında sunum yaptı. Etkinlik, soru-cevap bölümü ardından ikili iş görüşmeleri ile sona erdi. Program kapsamında ayrıca Gaziantep Şehir Hastanesinde Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) açılışı da gerçekleştirildi.
23 Aralık 2025 Salı - 16:15
Gaziantep’te hemşireye tehdit olayında 5 bin liralık bağışla uzlaşmaya varıldı
Gaziantep’in Nizip ilçesinde bir hemşirenin tehdit edilmesiyle ilgili başlatılan soruşturma, bir yardım kuruluşuna yapılan 5 bin liralık bağış sonrası uzlaşmayla sonuçlandı. Edinilen bilgilere göre, Nizip Devlet Hastanesi Acil Servisi’nde görevli hemşire Z.N.B., hastaneye başvuran A.K. tarafından tehdit edildiği iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Olay sonrası Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmada, tanık ifadelerinin de hemşirenin beyanlarını doğruladığı öğrenildi. Soruşturma kapsamında, isnat edilen suçun uzlaşma kapsamında yer alması nedeniyle dosya Uzlaştırma Bürosu’na sevk edildi. Görevlendirilen uzlaştırmacı tarafından taraflarla yapılan görüşmeler sonucunda, hemşirenin şikayetinden vazgeçmesi için şüphelinin yardım kuruluşuna 5 bin lira bağış yapması şartı üzerinde uzlaşı sağlandı. Şüpheli A.K.’nin bu talebi kabul etmesiyle taraflar arasında uzlaşma sağlanırken, yapılan bağışın ardından dosya yeniden savcılığa gönderildi. Cumhuriyet Başsavcılığı, tarafların uzlaşmaya varmış olması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
23 Aralık 2025 Salı - 15:43
Gaziantep’te uyuşturucu vererek genç kadını öldürdüğü iddia edilen şahsa beraat
Gaziantep’te 6 Mart 2025 tarihinde parkta baygın halde bulunan ve kaldırıldığı hastanede 6 gün sonra hayatını kaybeden 24 yaşındaki Nesrin Panoğlu davasında, tutuklu şahıs hakkında beraat kararı verildi. Gaziantep’te 6 Mart 2025 tarihinde parkta baygın halde bulunan ve kaldırıldığı hastanede 6 gün sonra hayatını kaybeden 24 yaşındaki Nesrin Panoğlu davası, Gaziantep 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya sanık, sanık avukatları ve maktul avukatları katıldı. Duruşmada konuşan sanık S.D., "Maktul Nesrin Panoğlu’nu evimde zorla tutmadım. Benim kız arkadaşımdı. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum" dedi. Mahkeme heyeti ise delil yetersizliği nedeniyle tutuklu sanık S.D.’nin beraatine karar verdi. "Kız kardeşim hayattayken ’seni bu hale kim getirdi’ sorusuna açıkça cevap vermiştir" Olay sonrası konuşan Nesrin Panoğlu’nun ağabeyi İsmail Panoğlu, "2025 yılı Mart ayında kız kardeşim Nesrin Panoğlu hayatını kaybetti. Kız kardeşim yaklaşık üç ay boyunca kayıptı. Bu süre zarfında ailesi olarak büyük bir endişe ve belirsizlik yaşadık. Bir gün beni Yeşilvadi Polis Merkezi’nden bir komiser aradı ve kız kardeşimin hastanede olduğunu söyledi. Ancak hastaneye gittiğimizde, kız kardeşimin darp edilerek bir parka atıldığını öğrendik. Hastaneye kaldırıldığında zaten hayatını kaybetmişti. Olayla ilgili olarak 5 kişi yargılandı, ancak dosya kısa sürede kapatıldı. Bu kişilerden Soner D. isimli şahıs yalnızca 2 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldı. Diğer şüpheliler hakkında da herhangi bir cezai yaptırım uygulanmadı. Kız kardeşim daha önce Bekir B. isimli şahısla tanışmıştı. İddialarımıza göre Bekir B., kız kardeşimi Soner D. ve annesi Dursun D.’ye, ayrıca Sümeyye Y. ve Ali Y. isimli şahıslara teslim etmiştir. Toplamda 5 kişi, yeterli şekilde yargılanmadan dosyadan beraat etmiştir. En önemlisi şudur, kız kardeşim hayattayken ’seni bu hale kim getirdi’ sorusuna açıkça cevap vermiştir. Elimizde bulunan video kaydında, kız kardeşim Soner D. ve annesi Dursun D.’nin isimlerini net bir şekilde söylemektedir. Bu kayıtlar ve diğer deliller tarafımızca muhafaza edilmektedir. Buna rağmen mahkeme, ’yeterli delil bulunamadığı’ gerekçesiyle dosyayı kapatmıştır. Oysa elimizde video kayıtları ve somut deliller mevcuttur. Dosyanın hangi gerekçeyle kapatıldığı tarafımıza açık ve net bir şekilde de bildirilmemiştir. Karardan ancak dün haberdar olduk. Hakim, dosyanın kapatıldığını söylemiş ancak bize gerekçeler ayrıntılı biçimde açıklanmamıştır. Adalet yerini bulsun" şeklinde konuştu. Olay geçmişi Olay, mart ayında Şahinbey ilçesi İbni Sina Mahallesi’nde meydana gelmişti. İddiaya göre, uzun zamandır ailesinden ayrı yaşayan ve 2 haftadır hiç haber alınamayan 24 yaşındaki Nesrin Panoğlu, bir parkta vatandaşlar tarafından baygın halde bulunmuş ve daha sonrasında ambulansla kaldırıldığı Gaziantep Şehir Hastanesi’nde 6 gün süren tedavisinin ardından hayatını kaybetmişti. Olayın ardından genç kadının acılı ailesi cinsel istismar, zehirlenme ve uyuşturucu iddialarında bulunurken, soruşturmanın sürdüğü olayla ilgili 1 şahıs tutuklanmıştı.
17 Kasım 2025 Pazartesi - 11:09
Zürafalar ile bakıcılarının dostluğu şaşırtıyor
Dünya sıralamasında dördüncü, Türkiye’nin ise en büyük hayvanat bahçesi olan Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nın maskotları olan zürafalar ile bakıcıları Ali Görgel arasında oluşan bağ, görenlerin ilgisini çekiyor. Hayvanat bahçesine getirildiğinde bir yaşında olan, uzun yıllar kendisine eş bulunamadığı için yalnız yaşayan erkek zürafa ile Kayseri’deki Hayvanat Bahçesi’nde yaklaşık 9 yıl önce dünyaya gelen dişi zürafa ile bakıcıları Ali Görgel arasındaki dostluk bağını görenler şaşkınlıklarını gizleyemiyor. 23 yıl önce henüz 7 yaşındayken Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’na getirilen zürafaya 20 yıldır bakıcılık yapan Görgel, 9 yıldır da eş olarak Kayseri’deki Hayvanat Bahçesi’ne getirilen dişi zürafaya bakıcılık yapıyor. Bakıcı Görgel ile erkek zürafa arasında 20 yıl önce kuru incir vermesiyle başlayan yakınlaşma, zamanla sevgi ve dostluğa dönüştü. Bakıcı Görgel ile dişi zürafa arasında da 9 yıl önce başlayan ve kısa bir oluşan dostluk bağı, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Her gün zürafaların tüm bakımlarını yapan ve yiyeceklerini hazırlayan Görgel, "çocuklarım" dediği zürafalara gözü gibi bakıyor. Zürafaları yemlerinin yanı sıra kuru incir, yer fıstığı, kuru üzüm ve fındık gibi doğal ürünlerle besleyen Görgel, zürafalara "oğlum" ve "kızım" veya "gelinim" diye sesleniyor. Zürafalar, bakıcıları arasındaki ilişkinin duyulmasıyla kısa bir sürede en fazla ziyaret edilen hayvanlar arasında yerini alırken, özellikle beslenme saatlerinde yaptığı ilginç sevinç gösterileriyle ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. Ziyaretçiler, geldiği ilk günden beri zürafaların bakıcılığını yapan Görgel ile aralarındaki bağ karşısında da şaşkınlıklarını gizleyemiyor. Zürafalara bakıcılık yaptığı için çok mutlu olduğunu belirten Görgel, 20 yıldır süren sevginin hiç azalmadığını ve aksine hep arttığını söyledi. Zürafaların çok sadık olduğunu ifade eden Görgel, zürafaların Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nı gezmeye gelen ziyaretçilerin ilgisini en çok çeken hayvanlar arasında yer aldığını ifade etti. Görgel, zürafalar ile aralarında oluşan sevgi ve dostluğun yıllardır güzel bir şekilde devam ettiğini belirterek, "Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Doğal Hayatı Koruma Daire Başkanı Celal Özsöyler, beni buraya bakıcı olarak aldı. Geldiğimizde erkek zürafa 3 yaşındaydı, dişi zürafa o zaman yoktu. Şu anda erkek 30, dişi de 12 yaşında. Bu hayvanlar biraz nazik, ürkek hayvanlar. Yanında panik yapmadığın süre içinde her zaman herkes sevebilir. Biz de öyle bir yaklaşımla girdiğimiz için hayvanlarla bir duygusal bağımız oluştu. Bu bağ öyle gelişti ki ‘baba ile evlat’ gibi olduk desem abartmamış olurum" dedi. Zürafaların bakımlarını ve beslenmelerini günlük düzenli olarak yaptığını belirten Görgel, "Sabah geldiğimizde rutin olarak yemleri var. Onları verdikten sonra günümüzün meyvesi ne varsa öğleden sonra tekrar onu veriyoruz. Temizliklerini, gerekli bakımlarını yapıyoruz ve ilaçlarını verdikten sonra mutlu bir şekilde yaşamlarını sürdürüyorlar. Genellikle yoncamız ve samanımız var, zürafalara yonca ve saman veriyoruz. Bunun yanı sıra kuru incir, kuru üzüm ve yer fıstığı veriyoruz. Yani doğal ne varsa o kuru yemişleri, sebze ve meyveleri veriyoruz" şeklinde konuştu. Zürafalar ile kendisi arasında kurdukları bağı gören ziyaretçilerden olumlu tepki aldığını ve bunun da kendisini ayrıca mutlu ettiğini anlatan Görgel, "Bu zürafalar olmadıktan sonra hiç yaşamak istemem. İkisi de bir evlat gibi benim yanımda öyle kıymetlilerdir. İkisini de isimleriyle çağırdığım zaman ikisi de tepkisini rahat bir şekilde veriyor. Yani duygusal olarak öyle bir bağımız var. Benim gelmediğim gün, sabah geldiğimde biraz stresli oluyorlar. Gözleri beni arıyor. Bizim her günümüz bir anı, her günümüz aynı. Bizim için fark etmiyor. Ben gece hava çok soğuk veya eksi derecelerde olduğunda sabaha kadar burada beklediğimi bilirim. Bir nevi artık onlarla bir baba oğul ya da kız ile baba gibi olduk. Benim için çok değerliler ve onları seviyorum. İnşallah nasip olursa bize bir de yavru verirse, ondan sonra daha çok mutlu oluruz" diye konuştu.
17 Kasım 2025 Pazartesi - 11:04
Kadın terzi kızlarının okuması için makine başına geçti
Gaziantep’te 11 yaşında çırak olarak başladığı terzilik mesleğini evlendikten sonra bırakan 2 çocuk annesi 40 yaşındaki Nuray Elçi, 10 yıl ara verdiği mesleğine kızları için tekrar döndü. Evli ve 2 çocuk annesi Nuray Elçi, ilkokulu bitirdikten sonra 11 yaşında ailesine destek olmak için kentteki bir terzi atölyesinde çırak olarak mesleğe başladı. Zamanla kalfa ve ardından usta olan Elçi, 20 yaşında evlendikten sonra mesleğini bırakmak zorunda kaldı. Ardından da çocuklarının okuması için evdeki dikiş makinesi ile ikamet ettiği mahallede yaklaşık 10 yıl boyunca uzak kaldığı mesleğine yeniden dönüş yaptı. Evinde komşularının ihtiyaç duyduğu giysi onarımı ve daraltma gibi işlemleri yapan Elçi, liseye giden kızlarının eğitimine destek olmak için kendi iş yerini açmaya karar verdi. Şahinbey ilçesinin Beşyüzevler Mahallesi’nde dükkan kiralayan Elçi, 2 dikiş makinesiyle terzi malzemeleri satın aldı. 10 yıl ara verdiği mesleğine kızlarının okuması ve aile ekonomisi için tekrar dönen Elçi, kazandığı parayla hem kızlarını okutuyor hem de aile ekonomisine katkı sağlıyor. Kendi imkanlarıyla kurduğu iş yerinde mesleğini sürdüren Elçi, mütevazı atölyesinde günde ortalama 12 saat çalışarak müşterilerine hizmet veriyor. Küçük yaşta iş hayatına atıldığı için okuma hayalini gerçekleştiremeyen Elçi, çocuklarının iyi bir eğitim alması ve aile bütçesine katkı sağlamak için çabalıyor. Lisede öğrenim gören 2 kız çocuğu bulunan Elçi, azmi ve çalışkanlığıyla birçok kadına örnek oluyor. Okuyup hemşire olmak istediğini ancak maddi zorluklar yaşayan ailesine destek olmak için henüz 11 yaşında iken çalışmaya başladığını belirten Nuray Elçi, kızlarının okuması için iş yeri açıp var gücü ile çalıştığını söyledi. Yaklaşık 10 yıldır ev yemekleri yapıp satarak hem aile bütçesine katkı sağladığını hem de çocuklarını en iyi şekilde okuttuğunu belirten Elçi, "Mesleğimi çok seviyorum. Dikiş dikmeyi çok seviyordum. 10 yaşındaydım. Sabah 05.00 gibi kalkıyordum. Annemin siyah makinesi vardı ve sürekli dikiş yapmaya çalışıyordum. Bir defa parmağımı diktim. İğne içinde kaldı ama ben yine devam ettim. 8 kardeştik. Aile biraz mağdurdu. İşe girmek zorunda kaldık. Okulu bıraktık. İşe çıraklıktan başladım. 8-9 makineye tek başıma bakıyordum. Çalıştığım yerde patron bayandı. Gelin olunca beni makineye geçirdi. Direkt çıraklıktan makineciliğe geçtim" dedi. 20 yıllık mesleki tecrübeye sahip olduğunu anlatan Elçi, "Babam belediye şoförüydü ve babam yetiştiremediği için okulu bıraktık. Terziye girmek zorunda kaldık. Epey aradan sonra kendi iş yerimi 8 yıl önce kurdum. Önce İstanbul’da çalıştım. Sonra Gaziantep’e geldim ve bir karar aldım. ‘Bu mesleği yapıyorsam kendime güvenmem lazım. İlk adımı atalım, eğer olursa oldu olmazsa kapatırım’ dedim. Çok şükür oldu. Bayağı müşterim de var. Hayalim hemşire olmaktı. Fakat olamadım. Çalışmak istedim. Çok şükür çalıştım. Şimdi kendi paramı da kazanıyorum. Ben okuyamadım. Fakat çocuklarım mağdur olmasın, okusun diye çabalıyorum. Elimden gelen desteği de kızlarıma vermeye çalışıyorum. Eşime de destek oluyorum" diye konuştu.
17 Kasım 2025 Pazartesi - 11:01
Zürafalar ile bakıcılarının dostluğu şaşırtıyor
Dünya sıralamasında dördüncü, Türkiye’nin ise en büyük hayvanat bahçesi olan Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nın maskotları olan "Şakir" ve eşi "Selvi" isimli zürafa ile bakıcıları Ali Görgel arasında oluşan bağ, görenlerin ilgisini çekiyor. Hayvanat bahçesine getirildiğinde bir yaşında olan, uzun yıllar kendisine eş bulunamadığı için yalnız yaşayan ve "müzmin bekar Şakir" olarak anılmaya başlanılan erkek zürafa ile Kayseri’deki Hayvanat Bahçesi’nde yaklaşık 9 yıl önce dünyaya gelen ve bakıcıları tarafından "Selvi" ismi verilen dişi zürafa ile bakıcıları Ali Görgel arasındaki dostluk bağını görenler şaşkınlıklarını gizleyemiyor. 23 yıl önce henüz 7 yaşındayken Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’na getirilen ve "Şakir" ismi verilen zürafaya 20 yıldır bakıcılık yapan Görgel, 9 yıldır da zürafa Şakir’e eş olarak Kayseri’deki Hayvanat Bahçesi’ne getirilen "Selvi" ismi verilen dişi zürafaya bakıcılık yapıyor. Bakıcı Görgel ile 20 yıl önce "Şakir" isimli zürafaya kuru incir vermesiyle başlayan yakınlaşma, zamanla sevgi ve dostluğa dönüştü. Bakıcı Görgel ile "Selvi" isimli zürafa arasında da 9 yıl önce başlayan ve kısa bir oluşan dostluk bağı, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Her gün "Şakir" ve "Selvi" isimli zürafaların tüm bakımlarını yapan ve yiyeceklerini hazırlayan Görgel, "çocuklarım" dediği zürafalara gözü gibi bakıyor. Zürafaları yemlerinin yanı sıra kuru incir, yer fıstığı, kuru üzüm ve fındık gibi doğal ürünlerle besleyen Görgel, "Şakir" isimli zürafaya "oğlum" ve "Selvi" isimli zürafaya ise "kızım" veya "gelinim" diye sesleniyor. Zürafalar, bakıcıları arasındaki ilişkinin duyulmasıyla kısa bir sürede en fazla ziyaret edilen hayvanlar arasında yerini alırken, özellikle beslenme saatlerinde yaptığı ilginç sevinç gösterileriyle ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. Ziyaretçiler, geldiği ilk günden beri zürafaların bakıcılığını yapan Görgel ile aralarındaki bağ karşısında da şaşkınlıklarını gizleyemiyor. "Şakir" ve "Selvi" isimli zürafalara bakıcılık yaptığı için çok mutlu olduğunu belirten Görgel, 20 yıldır süren sevginin hiç azalmadığını ve aksine hep arttığını söyledi. Zürafaların çok sadık olduğunu ifade eden Görgel, "Şakir" ve "Selvi" isimli zürafaların Gaziantep Doğal Yaşam Parkı’nı gezmeye gelen ziyaretçilerin ilgisini en çok çeken hayvanlar arasında yer aldığını ifade etti. "Şakir" isimli zürafaya 20 yıldır ve "Selvi" isimli zürafaya ise 9 yıldır bakıcılık yaptığını bildiren Görgel, zürafalar ile aralarında oluşan sevgi ve dostluğun yıllardır güzel bir şekilde devam ettiğini belirterek, "Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Doğal Hayatı Koruma Daire Başkanı Celal Özsöyler, beni buraya bakıcı olarak aldı. Geldiğimizde Şakir’imiz 3 yaşındaydı, Selvi o zaman yoktu. Şu anda Şakir’imiz 30, Selvi’miz de 12 yaşında. Selvi geldikten sonra Şakir biraz daha rahatladı. Şu andaki yaşamını Selvi’ye bağlı olduğuna inanıyorum. Şakir 2016’dan beri yani 9 senedir Selvi’yle beraber yaşıyor. Bu hayvanlar biraz nazik, ürkek hayvanlar. Yanında panik yapmadığın süre içinde her zaman herkes sevebilir. Biz de öyle bir yaklaşımla girdiğimiz için hayvanlarla bir duygusal bağımız oluştu. Bu bağ öyle gelişti ki ‘baba ile evlat’ gibi olduk desem abartmamış olurum" dedi. Zürafaların bakımlarını ve beslenmelerini günlük düzenli olarak yaptığını belirten Görgel, "Sabah geldiğimizde rutin olarak yemleri var. Onları verdikten sonra günümüzün meyvesi ne varsa öğleden sonra tekrar onu veriyoruz. Temizliklerini, gerekli bakımlarını yapıyoruz ve ilaçlarını verdikten sonra mutlu bir şekilde yaşamlarını sürdürüyorlar. Genellikle yoncamız ve samanımız var, zürafalara yonca ve saman veriyoruz. Bunun yanı sıra kuru incir, kuru üzüm ve yer fıstığı veriyoruz. Yani doğal ne varsa o kuruyemişleri, sebze ve meyveleri veriyoruz" şeklinde konuştu. Zürafalar ile kendisi arasında kurdukları bağı gören ziyaretçilerden olumlu tepki aldığını ve bunun da kendisini ayrıca mutlu ettiğini anlatan Görgel, "Bu zürafalar olmadıktan sonra hiç yaşamak istemem. İkisi de bir evlat gibi benim yanımda öyle kıymetlilerdir. İkisini de isimleriyle çağırdığım zaman ikisi de tepkisini rahat bir şekilde veriyor. Yani duygusal olarak öyle bir bağımız var. Benim gelmediğim gün, sabah geldiğimde biraz stresli oluyorlar. Gözleri beni arıyor. Bizim her günümüz bir anı, her günümüz aynı. Bizim için fark etmiyor. Ben gece hava çok soğuk veya eksi derecelerde olduğunda sabaha kadar burada beklediğimi bilirim. Bir nevi artık onlarla bir baba oğul ya da kız ile baba gibi olduk. Şakir ve Selvi benim için çok değerliler ve onları seviyorum. İnşallah nasip olursa Şakir ve Selvi bize birde yavru verirse, ondan sonra daha çok mutlu oluruz" diye konuştu.
17 Kasım 2025 Pazartesi - 10:58
Kadın terzi kızlarının okuması için makine başına geçti
Gaziantep’te ilkokulu bitirdikten sonra 11 yaşında çırak olarak başladığı terzilik mesleğini evlendikten sonra bırakan iki çocuk annesi 40 yaşındaki Nuray Elçi, 10 yıl ara verdiği mesleğine kızları için tekrar döndü. Evli ve 2 çocuk annesi Nuray Elçi, 11 yaşında iken maddi zorluklar yaşayan ailesine destek olmak için kentteki bir terzi atölyesinde çırak olarak mesleğe başladı. Zamanla kalfa ve ardından usta olan Elçi, 20 yaşında evlendikten sonra mesleğini bırakmak zorunda kaldı. Yaklaşık 10 yıl boyunca mesleğinden uzak kalan Elçi, çocuklarının okuması için evdeki dikiş makinesi ile ikamet ettiği mahalledeki kadınlardan aldıkları siparişlerini ve tamiri yapılması gereken elbiseleri dikmeye başladı. Evinde komşularının ihtiyaç duyduğu giysi onarımı ve daraltma gibi işlemleri yapan Elçi, liseye giden kızlarının eğitimine destek olmak için kendi iş yerini açmaya karar verdi. Şahinbey ilçesinin Beşyüzevler Mahallesi’nde dükkan kiralayan Elçi, 2 dikiş makinasıyla birlikte terzi malzemeleri satın aldı. 10 yıl ara verdiği mesleğine kızlarının okuması ve aile ekonomisi için tekrar dönen Elçi, kazandığı parayla hem kızlarını okutuyor hem de aile ekonomisine katkı sağlıyor. Kendi imkanlarıyla kurduğu iş yerinde mesleğini sürdüren Elçi, mütevazı atölyesinde günde ortalama 12 saat çalışarak 10 yıldır müşterilerine hizmet veriyor. Çok istediği halde okuyamayan Elçi, çok yoksulluk çekmesine rağmen iki kız çocuğunu okutmak için elinden gelen tüm fedakarlığı gösteriyor. Küçük yaşta iş hayatına atıldığı için okuma hayalini gerçekleştiremeyen Elçi, çocuklarının iyi bir eğitim alması ve aile bütçesine katkı sağlamak için çabalıyor. Lisede öğrenim gören 2 kız çocuğu bulunan Elçi, azmi ve çalışkanlığıyla birçok kadına örnek oluyor. Okuyup hemşire olmak istediğini ancak maddi zorluklar yaşayan ailesine destek olmak için henüz 11 yaşında iken çalışmaya başladığını belirten Nuray Elçi, kızlarının okuması için iş yeri açıp var gücü ile çalıştığını söyledi. Yaklaşık 10 yıldır ev yemekleri yapıp satarak hem aile bütçesine katkı sağladığını hem de çocuklarını en iyi şekilde okuttuğunu belirten Elçi, "Mesleğimi çok seviyorum. Dikiş dikmeyi çok seviyordum. 10 yaşındaydım. Sabah 05.00 gibi kalkıyordum. Annemin siyah makinesi vardı ve sürekli dikiş yapmaya çalışıyordum. Bir defa parmağımı diktim. İğne içinde kaldı ama ben yine devam ettim. 8 kardeştik. Aile biraz mağdurdu. İşe girmek zorunda kaldık. Okulu bıraktık. İşe çıraklıktan başladım. İşe başlayınca 8-9 makineye tek başıma bakıyordum. Sonra çalıştığım yerde patron bayandı. Gelin olunca beni makinaya geçirdiler. Direkt atamam çok çabuk oldu. Direkt çıraklıktan hemen makinacılığa geçtim" dedi. Mesleki açıdan 20 yıllık tecrübeye sahip olduğuna dikkati çeken Elçi, "Babam belediye şoförüydü ve babam yetiştiremediği için okulu bıraktık. Terziye girmek zorunda kaldık. Bayağı aradan sonra kendi iş yerimi 8 yıl önce kurdum. Önce İstanbul’da çalıştım. Sonra Gaziantep’e geldim ve bir karar aldım. ‘Bu mesleği yapıyorsam kendime güvenmem lazım. İlk adımı atalım, eğer olursa oldu olmazsa kapatırım’ dedim. Çok şükür oldu. Bayağı müşterim de var. Hayalim hemşire olmaktı. Fakat olamadım. Çalışmak istedim. Çok şükür çalıştım. Şimdi kendi paramı da kazanıyorum. Ben okuyamadım. Fakat çocuklarım mağdur olmasın, okusun diye çabalıyorum. Elimden gelen desteği de kızlarıma vermeye çalışıyorum. Eşime de destek oluyorum" diye konuştu.
16 Kasım 2025 Pazar - 15:10
Kireçlenmeye karşı eksozom tedavisi yaygınlaşıyor
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. İrfan Koca, diz kireçlenmeleri başta olmak üzere birçok alanda kullanılan eksozom tedavisinin hastalar için ameliyatsız yeni bir tedavi seçeneği sunduğunu söyledi. Sık karşılaşılan sağlık sorunlarından birisi olan eklem kireçlenmesinin (osteoartrit), eklem kıkırdağının zamanla aşınması ve bozulmasıyla ortaya çıkan ağrı, hareket kısıtlılığı ve yaşam kalitesinde düşüşe yol açan yaygın bir rahatsızlık olduğunu belirten Doç. Dr. Koca, kireçlenmenin en sık diz, kalça ve el eklemlerinde görüldüğü ifade etti. Dr. Koca, eklemlerin kireçlenmesine karşı geleneksel tedavi yöntemleri arasında ağrı kesici ilaçlar, fizik tedavi uygulamaları, eklem içi enjeksiyon tedavileri ve ileri durumlarda cerrahi müdahaleler önerilmekle birlikte son yıllarda rejeneratif (onarıcı) tıp alanındaki gelişmelerin hastalar için ameliyatsız yeni tedavi seçenekleri sunduğunu söyledi. Başarı ile uygulanıyor Eksozomların, hücrelerimiz tarafından doğal olarak üretilen, nanometrik boyutta küçük kesecikler olduğunu ifade eden Dr. Koca, "Bu kesecikler içlerinde proteinler, RNA’lar, lipidler ve çeşitli büyüme faktörleri taşırlar. Adeta hücrelerin birbiriyle konuştuğu ‘haberleşme paketleri’ gibidirler. Bu biyolojik paketler, hasarlı dokuya ulaştıklarında oradaki hücrelerin, dokulardaki onarım, yenilenme ve iltihap süreçlerini baskılama fonksiyonu için harekete geçmelerini sağlarlar. Eksozomlar söz konusu bu etkileri ile son yıllarda eklem ve cilt problemleri başta olmak üzere tıbbın birçok farklı alanlarında umut verici bir tedavi seçeneği olarak son yıllarda başarı ile uygulanmaktadır" dedi. Eksozom Bir Kök Hücre Tedavisi midir Dr. Koca, "Eksozom tedavisi, kök hücre tedavisinin bir adım ilerisidir. Çünkü içinde canlı hücre değil, sadece hücrelerin ‘iyileştirici mesajları’ vardır. Bu da onu hem güvenli hem de immünolojik açıdan daha risksiz hale getirir" şeklinde konuştu. Eklem kireçlenmesi için Eksozom tedavisinin avantajları Diz kireçlenmesinde ve menisküs hasarında eksozom tedavisinin amacının eklem kıkırdağının ve menisküslerin yenilenmesini desteklemek, iltihabı azaltmak ve hastanın ağrı ile hareket kısıtlılığını hafifletmek olduğunu belirten Dr. Koca, "Eksozomlar, steril koşullarda diz eklemine enjekte edilerek uygulanır. Bu sayede; inflamasyonu azaltıcı etkiler gösterir. Kıkırdak ve hasarlı bağ dokunun kendini onarmasını teşvik eder. Eklem sıvısının kalitesini artırarak eklem hareketlerini kolaylaştırır. Ağrıyı azaltarak yaşam kalitesini yükseltir" ifadelerini kullandı. Doç. Dr. Koca, eklem kireçlenmesinde eksozom tedavisinin avantajları hakkında bilgi vererek, "Eksozom tedavisi enjeksiyon şeklinde uygulanan ameliyatsız bir tedavi seçeneğidir. Uygulama sonrası hafif şişlik veya hassasiyet görülebilir. Ancak ciddi yan etki beklenmez. İyileşme süreci hızlıdır ve günlük yaşama çabuk dönüş sağlar. Eklem probleminin derecesine göre tekrarlanabilir ve diğer tedavilerle kombine edilebilir" diye konuştu.
16 Kasım 2025 Pazar - 15:02
Ressam Mehmet Ali Doğan Sanko Sanat Galerisi’nde sergi açtı
Ressam Mehmet Ali Doğan, tuval üzerine akrilik boya tekniğiyle yaptığı eserlerinden oluşan "Sınırlanmış Alanlar Şamanik Görseller" resim sergisini SANKO Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluşturdu. Gaziantep İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Mehmet Aykanat, sergi açılışında yaptığı konuşmada sanatın sınırları olmadığını belirterek, sanatın ve sanatçının desteklenmesinin toplumların geleceği açısından büyük önem taşıdığını söyledi. Sanatın hayatın bütünü olduğuna dikkat çeken sanatçı Mehmet Ali Doğan ise kendi dönemi içerisinde kendi kurgularını dönüştürerek elde ettiği eserleri sergilediğini söyledi. Bu çalışmalarda şeritler ve dokuların anlatıma güç kattığını anlatan Doğan, doğadaki güzeli bulmak için, enerjinin nesneleri kıvrıla kıvrıla değiştirmesini ve onlara yön vermesini izleyerek resimlerini oluşturduğunu kaydetti. Koşullandırıcı sınırların, yaşamda ne kadar yol gösterici olursa olsun, bir o kadar da arkasındaki bilinmezliğin dayanılmaz merakını, heyecanını, coşkusunu, umudunu ve korkusunu barındırdığına vurgu yapan Doğan, şöyle devam etti: "Bu çalışmada insanın, ne kadar başkalarından olduğunu sansa da en çok kendisi tarafından oluşturulan, ne kadar renkli, çekici olursa olsun sınırlarında yaşamak zorunda olduğunu, ne var ki kaçınılmaz olanın, her zaman hayallerin, arayışların, farklı dünyaların, yeni paradigmaların, yeni değerler dizilerinin sınırlar ötesindeki bilinmezliklerde var olacağı anlatımı estetik görsel düzenlemelerle sunulmuştur." Geometrik formların eserlerinin yapı taşını oluşturduğunu, ruhlardaki aşkı ve duyguları ifade edebilme yeteneğine sahip insanların güzelliğin, estetiğin, zarafetin doruk noktasında olduğunun altını çizen Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "İnsan bedeninin en kusursuzu ve mükemmeli yakalamaya çalışan halini görürüz. Adeta var oluşun üst anlatımı gibidir. Ruhsal ve bedensel güç, irade, kararlılık, emek ve zekâ, estetik duygusu ve artistik yetenekle birleşirse, insan için tüm duyguların ve ruhun ötesine ulaşılır. Sanatın gücü ortaya çıkar. Resimlerdeki yaralar, delikler, insanın aldığı darbeleri anlatıyor. Sanat, görünenden çok fazlasını dile getirir." Eserlerini Gaziantepli sanatseverlerle buluşturmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Doğan, "Sanatın ülkemizin her tarafına taşınmasında özel galerilerin çok büyük rolü var. Bu anlamda öncü olan ve eserlerime ev sahipliği yapan SANKO Sanat Galerisi Yönetimine teşekkür ediyorum" diye konuştu. Konuşmaların ardından Gaziantep İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Mehmet Aykanat, SANKO Holding adına "Zeugma Fırat’ın Gerdanlığı" isimli yayını Mehmet Ali Doğan’a takdim etti. Sergi açılışına SANKO Park AVM Genel Müdürü Sait Can Gizir,SANKO Sanat Galerisi Yürütme Kurulu Başkan Yardımcısı Cengiz Halil Çiçek, Yürütme Kurulu Üyesi Murat Köylüoğluve sanatseverler katıldı. Mehmet Ali Doğan’ın, 26 eserinin yer aldığı "Sınırlanmış Alanlar Şamanik Görseller" resim sergisi SANKO Park AVM üçüncü katta bulunan 5Aralık 2025 tarihine kadar her gün 12.00-20.00 arasında gezilebilecek.
16 Kasım 2025 Pazar - 14:17
Çocuklar, Şahinbey’in Çocuk Şenliği’nde eğlendi
Şahinbey Belediyesi, Çocuk Şenliği ile 11-14 Kasım tarihleri arasında öğrencilere eğlence dolu bir tatil yaşattı. Şahinbey Kongre ve Sanat Merkezi’nde düzenlenen Çocuk Şenliği 11 Kasım günü saat 09.00’da kapılarını açarken 14 Kasım 19:00’a kadar çocukları misafir etti. Ara tatillerini dolu dolu geçirmek isteyen çocuklar ve aileler Şahinbey Belediyesi’nin düzenlediği Çocuk Şenliğine akın etti. Çocuklar doyasıya eğlendi Hayata geçirdiği uygulamalarla öğrencileri yalnız bırakmayan Şahinbey Belediyesi, ara tatili öğrencilerin verimli bir şekilde geçirmeleri için hem eğlenecekleri hem de öğrenecekleri etkinlikler düzenledi. Dört gün süren şenlikte Rafadan Tayfa Kapadokya, Jurasıcc Age, Sevimli Dostlar, Z Takımı gibi gösteriler düzenlenirken, yüz boyama, şişme oyun grupları ve atölyelerde çocuklar doyasıya eğlendi. "Yeni fuarlar ve eğlenceler düzenleyeceğiz" Çocukların dolu dolu bir ara tatil geçirdiğini ifade eden Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu, "Öğrencilerimizin ara tatillerini daha verimli geçirmeleri için 11-14 Kasım tarihleri arasında Şahinbey Kongre ve Sanat Merkezi’nde Çocuk Şenliği düzenledik. Dört gün süren Çocuk Şenliğinde Rafadan Tayfa Kapadokya, Jurasıcc Age, Sevimli Dostlar, Z Takımı gibi daha birçok etkinliklerle çocuklarımızı buluşturduk. Onlara eğlence dolu bir tatil yaşattık. Çocuklarımız ve gençlerimiz için yeni fuarlar ve eğlenceler düzenlemeye devam edeceğiz" diye konuştu.
16 Kasım 2025 Pazar - 13:52
Gaziantep’te şok görüntüler: 3 şahıs pompalı tüfekle rastgele ateş açtı
Gaziantep’te 18 yaşından küçük olduğu öğrenilen 3 şahıs, ellerindeki pompalı tüfekle rastgele sağa sola ateş etti. Görüntülerin sosyal medyada yayılmasının ardından çalışma yapan emniyet, 3 şahsı gözaltına aldı.
16 Kasım 2025 Pazar - 13:20
CHP Genel Başkanı Özel Gaziantep’te partililerle bir araya geldi
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, çeşitli programlara katılmak üzere Gaziantep’e geldi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bir dizi programa katılmak üzere Gaziantep’e geldi. Özel’i havalimanında milletvekilleri, belediye başkanları, partililer ve vatandaşlar karşıladı. Özel, beraberindeki Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve diğer partililerle daha sonra CHP Gaziantep İl Başkanı seçilen Vakkas Acar’a hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. CHP Genel Başkanı Özel, basına kapalı gerçekleşen programda partililere de hitap etti. Özel, Gaziantep’teki temaslarını tamamladıktan sonra Kilis’e geçti.
16 Kasım 2025 Pazar - 13:10
Kesinleşmiş 16 yıl cezayla aranan uyuşturucu taciri yakalandı
Gaziantep’te uyuşturucu madde imal ve ticareti suçundan 16 yıl kesinleşmiş cezayla aranan şahıs, jandarma ekiplerince yakalandı. Gaziantep’te İl Jandarma Komutanlığı ve Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde uyuşturucu madde ve kaçakçılıkla mücadeleye yönelik çalışma yapıldı. Çalışmalar çerçevesinde, ’uyuşturucu madde imal ve ticareti’ ile ’ateşli silahlar ile diğer aletler hakkındaki kanuna muhalefet’ suçlarından kesinleşmiş 16 yıl hapis cezası bulunduğu tespit edilen Y.K. isimli şahıs Şahinbey ilçesindeki bağ evinde yakalandı. Y.K. isimli şüpheli, yasal işlemlerin ardından çıkarıldığı adli makamlarca tutuklandı. Adreste yapılan aramada ise 1 kilo 175 gram skunk, 1 adet ruhsatsız tabanca, 7 adet tabanca mermisi, 2 adet cep telefonu, 1 adet uyuşturucu kullanma aparatı ve 45 bin TL suç geliri para ele geçirildi.
16 Kasım 2025 Pazar - 10:14
Gaziantep’te grip olanlar iyileşmek için beyran içiyor
Gaziantep’te içerisindeki malzemeler sayesinde doğal antibiyotik özelliği taşıyan beyran, soğuk algınlığı ve gribin doğal ilacı olarak tercih ediliyor. Gaziantep mutfağının en sevilen ve tescillenmiş lezzetlerinden biri olan beyran, havaların soğumaya başladığı bu günlerde vatandaşların tercihi oluyor. Grip ve nezle olanlar için takviye gıda özelliği taşıyan beyran, sıcak yaz günlerinin geride kalması ve havaların soğumasıyla birlikte şifa depolamak isteyen vatandaşların tercih ettiği lezzetler arasında ilk sırada yer alıyor. Doğan antibiyotik özelliğiyle hastalıklara karşı etkili bir koruma sağladığına inanılıyor Sonbahar ve kış aylarının vazgeçilmezleri arasında yer alan, içeriğinde kemik suyu, et, pirinç, sarımsak ve çeşitli baharatlar barındıran beyran, özellikle soğuk havalarda tüketildiğinde hastalıklara karşı etkili bir koruma sağladığı için grip ve nezle olan beyran içmek için soluğu lokantalarda alıyor. Vatandaşlar, gastronomi şehri Gaziantep’te daha çok sonbahar ve kış aylarında tüketilen yemeklerin başında gelen beyranı içerek kış hastalıklarından korunmaya çalışıyor. "Türkiye’nin yemek başkenti" olarak nitelendirilen Gaziantep mutfağının en sevilen lezzetlerinden biri olan beyrana bol limon sıkarak ve acı pul biber atarak içen vatandaşlar, beyran içtikten sonra terliyor. "Soğuk havalarda Gaziantep’te en çok tüketilen yemekler arasında" Bağışıklık sistemini güçlendirici özelliğiyle bilinen beyranın sonbahar ve kış aylarında Gaziantep’te en çok tüketilen yemekler arasında yer aldığını belirten beyran ustası Ali Saydut, beyranın içerisindeki sarımsak ve özel et suyu ile doğal antibiyotik özelliği taşıyan baharatların soğuk algınlığı ve grip gibi mevsim hastalıklarına çok iyi geldiğini söyledi. Beyranın Gaziantep’in en özel lezzetlerinden biri olduğunu belirten Saydut, "Beyran, bey ve padişah yemeği olarak bilinir. Yüzyıllardır sultanların yemeği olarak bilinir. Oradan halkın sofrasına inmiştir. Beyranı kuzu etiyle yaparız. Eti önceden haşlarız, kefini alırız. 10-12 saat kadar kısık ateşte kaynatırız. Etler birbirinden ayrılana kadar güzelce pişer. Sabah biz bunları ayıklarız. Servise hazır hale getiririz. İçerisinde pirinç var, kuzu eti var, sarımsak, pul biber, karabiber var. Biz beyranı kış aylarında daha çok tüketiriz. Hasta olduğumuzda, grip ve nezle olduğumuzda beyran yeriz ve beyran bu aylarda daha çok tüketiliyor. Doktordan önce beyrancıya gidilir. Zaten et protein ve sarımsak antibiyotik olarak bilinir. Beyran bunların karışımıyla yapılır ve şifa niyetine yenilir" dedi. "Doktora gitmeden önce kendi antibiyotiğimizi beyranda buluyoruz" Gaziantep’te grip ve nezle olanların iyileşmek için beyranı yediğini belirten vatandaşlardan Ekrem Karadağ ise, "Biz Gaziantepliler olarak ilacımız beyrandır ve kelle paçadır. Beyran, kelle ve paçanın genel kültürümüzde zaten önemli bir yeri var. Beyranı kışın, sonbaharda ve kış mevsimlerinde hasta olduğumuzda kendimize göre bir inanışımız var, antibiyotik niyetine tüketiyoruz. Severek yiyoruz. Biz doktora gitmeden önce kendi antibiyotiğimizi kelle paça ve beyranda buluyoruz. İyileşemediğimiz zaman tabi doktora başvuruyoruz. Beyran hastalık dışında da severek tüketilen bir lezzettir. Yani biz beyranı hasta olmasak da tüketiyoruz. hafta 7 gün, kış aylarında haftanın bir günü kesinlikle kelle paça ve beyran tüketiriz" şeklinde konuştu. "Beyranı antibiyotik olarak tüketiyoruz" Gaziantep mutfağının vazgeçilmez yemeklerinden beyranı çok sevdiklerini belirten Mehmet Hilaloğlu da, "Gaziantepliler olarak beyran, kelle ve paçayı antibiyotik olarak tüketiyoruz. Bu yöresel yemekler bizim atalarımızdan, dedelerimizden gelen lezzetlerdir. Bu lezzetlerimizi de zevk alarak yiyoruz. Paça içmek için özellikle sabahın erken saatlerinde kalkıyoruz. Beyran içenler daha çok terliyor. Terledikten sonra işimizin başına geçiyoruz. Gerekirse gidip dinleniyoruz" diye konuştu.
16 Kasım 2025 Pazar - 10:04
Gaziantep’te grip olanlar iyileşmek için beyran içiyor
Gaziantep’te içerisindeki malzemeler sayesinde doğal antibiyotik özelliği taşıyan beyran, soğuk algınlığı ve gribin doğal ilacı olarak tercih ediliyor. Gaziantep mutfağının en sevilen ve tescillenmiş lezzetlerinden biri olan beyran, havaların soğumaya başladığı bu günlerde vatandaşların tercihi oluyor. Grip ve nezle olanlar için takviye gıda özelliği taşıyan beyran, sıcak yaz günlerinin geride kalması ve havaların soğumasıyla birlikte şifa depolamak isteyen vatandaşların tercih ettiği lezzetler arasında ilk sırada yer alıyor. Doğan antibiyotik özelliğiyle hastalıklara karşı etkili bir koruma sağladığına inanılıyor Sonbahar ve kış aylarının vazgeçilmezleri arasında yer alan, içeriğinde kemik suyu, et, pirinç, sarımsak ve çeşitli baharatlar barındıran beyran, özellikle soğuk havalarda tüketildiğinde hastalıklara karşı etkili bir koruma sağladığı için grip ve nezle olan beyran içmek için soluğu lokantalarda alıyor. Vatandaşlar, gastronomi şehri Gaziantep’te daha çok sonbahar ve kış aylarında tüketilen yemeklerin başında gelen beyranı içerek kış hastalıklarından korunmaya çalışıyor. "Türkiye’nin yemek başkenti" olarak nitelendirilen Gaziantep mutfağının en sevilen lezzetlerinden biri olan beyrana bol limon sıkarak ve acı pul biber atarak içen vatandaşlar, beyran içtikten sonra terliyor. "Soğuk havalarda Gaziantep’te en çok tüketilen yemekler arasında" Bağışıklık sistemini güçlendirici özelliğiyle bilinen beyranın sonbahar ve kış aylarında Gaziantep’te en çok tüketilen yemekler arasında yer aldığını belirten beyran ustası Ali Saydut, beyranın içerisindeki sarımsak ve özel et suyu ile doğal antibiyotik özelliği taşıyan baharatların soğuk algınlığı ve grip gibi mevsim hastalıklarına çok iyi geldiğini söyledi. Beyranın Gaziantep’in en özel lezzetlerinden biri olduğunu belirten Saydut, "Beyran, bey ve padişah yemeği olarak bilinir. Yüzyıllardır sultanların yemeği olarak bilinir. Oradan halkın sofrasına inmiştir. Beyranı kuzu etiyle yaparız. Eti önceden haşlarız, kefini alırız. 10-12 saat kadar kısık ateşte kaynatırız. Etler birbirinden ayrılana kadar güzelce pişer. Sabah biz bunları ayıklarız. Servise hazır hale getiririz. İçerisinde pirinç var, kuzu eti var, sarımsak, pul biber, karabiber var. Biz beyranı kış aylarında daha çok tüketiriz. Hasta olduğumuzda, grip ve nezle olduğumuzda beyran yeriz ve beyran bu aylarda daha çok tüketiliyor. Doktordan önce beyrancıya gidilir. Zaten et protein ve sarımsak antibiyotik olarak bilinir. Beyran bunların karışımıyla yapılır ve şifa niyetine yenilir" dedi. "Doktora gitmeden önce kendi antibiyotiğimizi beyranda buluyoruz" Gaziantep’te grip ve nezle olanların iyileşmek için beyranı yediğini belirten vatandaşlardan Ekrem Karadağ ise, "Biz Gaziantepliler olarak ilacımız beyrandır ve kelle paçadır. Beyran, kelle ve paçanın genel kültürümüzde zaten önemli bir yeri var. Beyranı kışın, sonbaharda ve kış mevsimlerinde hasta olduğumuzda kendimize göre bir inanışımız var, antibiyotik niyetine tüketiyoruz. Severek yiyoruz. Biz doktora gitmeden önce kendi antibiyotiğimizi kelle paça ve beyranda buluyoruz. İyileşemediğimiz zaman tabi doktora başvuruyoruz. Beyran hastalık dışında da severek tüketilen bir lezzettir. Yani biz beyranı hasta olmasak da tüketiyoruz. hafta 7 gün, kış aylarında haftanın bir günü kesinlikle kelle paça ve beyran tüketiriz" şeklinde konuştu. "Beyranı antibiyotik olarak tüketiyoruz" Gaziantep mutfağının vazgeçilmez yemeklerinden beyranı çok sevdiklerini belirten Mehmet Hilaloğlu da, "Gaziantepliler olarak beyran, kelle ve paçayı antibiyotik olarak tüketiyoruz. Bu yöresel yemekler bizim atalarımızdan, dedelerimizden gelen lezzetlerdir. Bu lezzetlerimizi de zevk alarak yiyoruz. Paça içmek için özellikle sabahın erken saatlerinde kalkıyoruz. Beyran içenler daha çok terliyor. Terledikten sonra işimizin başına geçiyoruz. Gerekirse gidip dinleniyoruz" diye konuştu.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder