Yerel Haberler
Gümüşhane
700 yıllık emanet nesilden nesile korunuyor 26 Aralık 2025 Cuma - 09:34:45 Anadolu ve Karadeniz’in İslamlaşması ve Türkleşmesinde önemli rol oynayan Orta Asya evliyalarından Güvenç Abdal’a ait kılıç ve zırh gömleği, 700 yılı aşkın süredir Gümüşhane’deki torunları tarafından korunuyor. Ahmet Yesevi’nin Anadolu’ya gönderdiği talebelerden biri olan Güvenç Abdal, Gümüşhane’nin Kürtün ilçesine bağlı Taşlıca köyüne gelerek burada yaşamını sürdürdü. Türbesi Kırşehir’de bulunan Güvenç Abdal’ın temsili mezarlarından biri de adını taşıyan Güvende Yaylası’nda yer alıyor. Güvende Yaylası’nda yüzyıllardır yayla şenlikleri düzenleniyor. Kırşehir’den Taşlıca köyüne gelen Güvenç Abdal, bölgenin İslamlaşmasında etkin rol üstlendi. Köye yerleştikten sonra ilk olarak bir mescit yaptırdı. Yapılan mescit, 1800’lü yıllarda onarım gördü ve günümüze kadar ayakta kalarak halen ibadete açık şekilde hizmet veriyor. Güvenç Abdal tarafından yaptırılan camide uzun yıllardır görev yapan torunu İsmail Güvendi, atalarından yadigâr olan kılıç ve zırh gömleğini özel bir kutuda muhafaza ediyor. Üniversitelerde görev yapan bilim insanları tarafından gerçekleştirilen karbon testleri sonucunda kılıç ve zırh gömleğinin 1300’lü yıllara ait olduğu kesinleşti. Emanetlerin zamanla deforme olmasının nedeni ise 1915 Rus Harbi sırasında korunmaları amacıyla toprağa gömülmeleri oldu. Trabzon’un fethi sırasında sağlanan katkıların ardından Fatih Sultan Mehmet tarafından verilen fermanla tekke beratı alan Güvenç Abdal Ocağı’nda, Cumhuriyet’in ilanına ve tekke ile zaviyelerin kapatılmasına kadar uzun yıllar boyunca kazanlar kaynadı. Güvenç Abdal’ın oğlu Hıdır Baba ile torunlarının mezarlarının bulunduğu Taşlıca köyünde, Güvenç Abdal’ın tekkesinin yer aldığı alana evini inşa eden İsmail Güvendi, Güvenç Abdal’ın Ahmet Yesevi Tekkesi’nde yetiştiğini ve Anadolu’da etkin rol üstlenmek amacıyla Taşlıca köyüne yerleştiğini, burada yaşadığı süre boyunca çok sayıda müridi bulunduğunu söyledi. "Anadolu’nun Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında önemli bir rolü var" Güvenç Abdal’ın tekke kurarak Doğu Karadeniz’in İslamlaşmasına önemli katkılar sağladığını ifade eden İsmail Güvendi, "Güvenç Abdal, 1250’li yıllardan sonra Anadolu’ya gelen, Anadolu’nun kapıları açıldıktan sonra Anadolu’nun İslamlaşması ve Türkleşmesinde öncülük etmiş Anadolu alperenlerinden bir tanesidir. Güvenç Abdal’ın asıl ismi Halil Derviş’tir. Halil-i Nurettin olarak geçer şeceredeki ismi. 1250’li yıllarda buraya gelip mescidini yapıp burada bir tekke kurmuş ve buraların İslamlaşmasına öncülük etmişlerdir. Türkleşmesine de aynı zamanda bu Çepni boylarının Türkleşmesine onlarla birlikte büyük öncülük etmiş ve Anadolu’nun özellikle bu Karadeniz yöresinin fethedilmesinde müthiş fedakârlıklar göstermiştir. Fatih’in Trabzon’u fethinde bu ocak yetişenlerinden Çağırgan Baba’nın, bir rivayete göre 22 bin kişilik orduyla Kadırga Yaylası’nda Fatih’le beraber namazı idrak edip hutbeyi Fatih’in okuduğu, Çağırgan Baba’nın da orada namazı kıldırdığı rivayet edilmektedir" dedi. "700 yıldır bu kılıç ve zırhı koruyoruz" Güvenç Abdal’a ait kılıç ve zırhın karbon testleriyle 700 yıla tarihlendiğinin altını çizen İsmail Güvendi, "Emanetler, dededen toruna, torundan toruna aktarılmıştır. 1915 yılındaki Rus muhacirliğine kadar da büyük bir özenle korunmuştur. Bu emanetlerin bugün deforme olmasının en büyük sebebi, o dönemde güvenlik amacıyla toprağa gömülmüş olmalarıdır. Muhacirlik olayı yaşanınca dedelerimiz buradan ayrılmak zorunda kalmış, emanetleri toprağa gömüp gitmişlerdir. Geri döndüklerinde tekrar çıkarmışlar ancak doğal olarak bir miktar deformasyon oluşmuştur. Yapılan karbon testlerinde bu emanetlerin 1200’lü yıllara ait olduğu tespit edilmiştir. Daha sonraki yıllarda, özellikle 1990’lı yıllara kadar, ziyarete gelen bazı kişiler tarafından bu emanetlerden teberrük niyetiyle parça alınmış, koparılmıştır. Bu durum aslında çok yanlış bir uygulamaydı. Bunun farkına vardıktan sonra artık kimseye parça verilmemesi yönünde karar aldık. O dönemde ateşli silahların olmadığı bir zaman diliminden bahsediyoruz. Bu nedenle kılıçlar daha çok koruma amaçlıdır. Önceleri savaş meydanlarında kullanılan bu kılıç, sonraki dönemlerde aynı şekilde muhafaza edilmiştir. Hıdır Baba kullanmıştır, ondan sonra oğlu kullanmıştır. Ancak zamanla bu kılıçlar savaş alanlarında kullanılmaktan çıkmıştır. Biz bu kılıca ‘gönül kılıcı’ deriz. Aslında bu bir tahta kılıçtır. Koruma amacı taşımasının yanında, insanların gönlünü fethetmeyi temsil eder" diye konuştu.
24 Aralık 2025 Çarşamba - 09:05 Off-road aracının hava filtresine giren sincaptan fındık sürprizi Gümüşhane Off-Road Kulübü (GÜMOFF) üyelerine ait park halindeki bir off-road aracının hava filtresine giren sincap 1 kiloya yakın fındığı burada depoladı. Trabzon’un Of ilçesinde geçtiğimiz günlerde düzenlenen off-road yarışları için bölgeye giden GÜMOFF ekibi, araçlardan birini Yomra ilçesinde uygun bir alana park ederek diğer araçlarla birlikte Of ilçesine doğru yolculuğa devam etti. Uzun süre kullanılmayan araç, geçen hafta sonu dağlık arazide sürüşe çıkarıldığında belirgin bir performans düşüklüğü gösterdi. Performans kaybı nedeniyle bakıma alınan aracın hava filtresi açıldığında ise ilginç bir manzarayla karşılaşıldı. Hava filtresinin içinde, temiz ve zarar görmemiş halde 1 kiloya yakın fındık bulundu. Yapılan incelemede, bir sincabın araçtaki geniş hava girişlerinden içeri girerek hava filtresini kendisine kışlık erzak deposu haline getirdiği anlaşıldı. "Fındıkları sobada kurutup yedik" Araçta meydana gelen performans düşüklüğü nedeniyle durumu fark ettiklerini ifade eden GÜMOFF Kulübü Başkanı Recep Şahin, "Yaklaşık 1 buçuk ay önce Of ilçesine gittik Off-Road yarışlarımız vardı. Bu aracımızı Yomra ilçesinde bıraktık diğer araçlarımızla birlikte yola devam ettik. Bizim aracı bıraktığımız yerde orada fındık kurutan insanlar vardı. Onlardan müsaade aldık arabayı bıraktık. Daha sonra döndüğümüzde aracımızı çok kullanmadık. Geçen hafta sonu dağlık araziye çıktık ve aracımızda bir performans düşüklüğü fark ettik. Daha sonra bakıma aldık ve gerekli kontrolleri yaptığımızda hava filtresini açtık ve içerisinde yaklaşık 1 kiloya yakın fındık gördük. Fındıklar tertemizdi, yıkadık sobada kurutup yedik. Sincaplar normal araçlara giremez ancak bizim araçlarımız özel araçlar olduğu için hava akışı önemli olduğundan hortum girişlerini geniş tutuyoruz. Sincap oradan girmiş ve kendine güzel bir yuva yapmış. O kadar kısa sürede bu kadar fındığı nasıl taşımış hayret ettim" dedi. "Sincabın bize güzel bir ikramı oldu" Fındıkların lezzetli ve taze olduğunu belirten Alper Akçay, "İlk gördüğümüzde şok olduk, olaya dair mantık yürütemedik. Çocukların yaptığını düşündük ama arabanın bırakıldığı yere bakınca olayı çocukların yapmadığını anladık. Gerçekten hayret ettik. Sincabın kışlık erzakını aldık ama kendince güzel ama bizce yanlış bir yere konumlandırmış. Fındıkları temizledik ve buraya gelen misafirlerimizle yedik. Fındıklar gayet lezzetliydi" diye konuştu.
22 Aralık 2025 Pazartesi - 09:06 Gümüşhane’de şehrin gürültüsünden kaçanlar Torul’un zirvelerinde buluştu Gümüşhane’de şehrin gürültüsünden ve boğucu havasından uzaklaşmak isteyen 22 doğasever, bu hafta Torul ilçesinin karlar altındaki eşsiz coğrafyasında bir araya geldi. Pamuk tarlasını andıran orman yollarında gerçekleştirilen yürüyüş, katılımcılara hem fiziksel hem de zihinsel bir arınma imkanı sundu. Yürüyüş, Torul ilçesine bağlı Tokçam köyü Merkez Mahalle’de bin 481 metre rakımda başladı. Sporcular Yanıklık Sırtı, Sel Gediği, Mandızlı Sırtı ve Hanzarosman Sırtı gibi kritik noktaları aşarak ilerledi. Kar diz boyu, manzara on numara Kar kalınlığının yer yer diz boyuna ulaştığı parkurda, Torul ve Kürtün baraj göllerinin panoramik manzaraları yürüyüşe eşlik etti. Bin 668 metre yüksekliğe kadar tırmanan ekip, 12 kilometrelik rotayı bin 94 metre rakımdaki Yurt köyünde başarıyla tamamladı. Kristalize kar taneleri eşliğinde ilerleyen ekip orman içindeki yatay geçişlerde çam ağaçlarının üzerine çöken kar yükününün oluşturduğu masalsı görüntüleri bol bol fotoğrafladı. Yurt köyüne ulaşan sporcuların yorgunluğunu köy sakinlerinden İrfan Aydın’ın ikramı bitirdi. Aydın’ın evindeki sıcak sobanın etrafında toplanan ekip, demlenen çaylar eşliğinde haftanın stresini, günün yorgunluğunu geride bıraktı. Psikolojik sağlık için ’Doğa’ reçetesi Yürüyüşe katılan Psikolojik Danışman Zeliha Fatma Aykın, doğada vakit geçirmenin bilimsel olarak kanıtlanmış faydalarına dikkat çekerek, "Bugün Tokçam köyünden Yurt köyüne yürüdük. Harika manzarasıyla aslında kışa bir "merhaba" dedik. Kar yer yer diz boyuydu, bazı yerlerde de tozak şeklindeydi. Çok tatlı bir etkinlikti. Yeni gelen arkadaşlarımız da oldu. Onlara hem doğayı sevdirdik hem de doğa yürüyüşleri için katkıda bulunmaları adına bir nevi motive ettik diyebiliriz. Doğada, özellikle ormanlık alanda yapılan yürüyüşlerin depresyon ve anksiyete üzerindeki olumlu etkileri dünya genelinde yapılan çalışmalarla destekleniyor. Bugün burada sadece fiziksel bir aktivite yapmadık, aynı zamanda kışa ’merhaba’ diyerek ruhumuzu dinlendirdik. Tüm vatandaşlarımıza ’Doğada iziniz olsun’ diyerek bu deneyimi yaşamalarını öneriyorum" ifadelerini kullandı. GÜDAK Başkanı Mustafa Akbulut ise daha önce bahar ve sonbahar mevsiminde yürüdükleri parkuru kış mevsiminde ilk kez deneyimlediklerini belirterek, "Muhteşem bir kar parkuru yürüdük. Ormanlar, çam ağaçları yağan karla süslenmiş. Doğanın her güzelliğini gördük. Hava bazen rüzgarlıydı, bazen güneşli. Sona doğru biraz soğuk oldu ama çok güzeldi. Her mevsimde bu doğayı biz devamlı yürüyoruz. İlk defa kış mevsiminde burayı yürüdük. Gerçekten harika bir manzara vardı. Hafta sonunu evinde ya da kahve köşelerinde geçiren hemşehrilerimizi dağlara, temiz havaya, bu doğal güzellikleri görmeye davet ediyoruz" dedi.
21 Aralık 2025 Pazar - 09:41 Depremin izlerini girişimcilikle siliyorlar Asrın felaketi olarak adlandırılan Hatay depremlerinin ardından hayatı tamamen değişen 19 yaşındaki Leyla Mine Akkuş, zorluklara boyun eğmeyerek Gümüşhane’de eşiyle birlikte yeni bir sayfa açtı. Depremin ardından Denizli’ye giden ve Gümüşhane Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü’nü kazanan Leyla Mine Akkuş, eğitimi için kente yerleşti. Eşi İsa Akkuş ise eşini yalnız bırakmamak adına Denizli’deki işini bırakarak eşinin yanına Gümüşhane’ye geldi. Kentte iş arayışları sonuçsuz kalınca genç çift el ele vererek kendi işlerini kurmaya karar verdi. Düğün altınları geleceğin sermayesi oldu Gümüşhane’nin kısıtlı iş imkanlarını bir engel değil, fırsat olarak gören genç çift, en büyük risklerini düğünlerinden kalan altınları sermayeye dönüştürerek aldı. KOSGEB’den de girişimcilik desteği alan Akkuş çifti, kentin tekstil ve giyim ihtiyacına cevap verecek butik bir işletme açtı. Kartondan tabelalı dükkan Kadın, erkek ve çocuk giyiminin yanı sıra çeyizlik ürünlerin de yer aldığı dükkanın en dikkat çeken detayı ise tabela oldu. İlk etapta maliyetleri düşürmek için tabelalarını kendi elleriyle kartondan hazırlayan çiftin bu samimi çabası, çevre esnafı ve vatandaşlar tarafından takdirle karşılandı. Eğitim ve ticaret bir arada Hem üniversite eğitimine devam eden hem de dükkanın işletmesini üstlenen Leyla Mine Akkuş, günün bir kısmını ders sıralarında, bir kısmını ise tezgah arkasında geçiriyor. Eşi İsa Akkuş’un tekstil sektöründeki tecrübesi sayesinde ürünleri doğrudan fabrikadan halka ulaştıran çift, uygun fiyat politikasıyla Gümüşhane halkına hizmet veriyor. "Üniversiteyi kazandı, ben de işimi bırakıp buraya geldim" Eşinin üniversiteyi bırakmaması için bu dükkanı açtıklarını kaydeden İsa Akkuş, "Gümüşhane’de yer açtık. Eşim okuduğu için okulunu bırakmasını istemedim, o yüzden Gümüşhane’ye taşındık. Denizli’deki hayatımı bırakıp buraya geldim. Burada yer açtık. Eşim okula gidiyor zaten, okuyor. Üniversite okuyor. Ben dükkana bakıyorum. Okul olmadığı günler yardım ediyor. Eşim Hataylı. Depremden dolayı Denizli’ye geldi. Öğretmenevinde kalıyorlardı. O sırada arkadaş ortamından tanışmış olduk. Üniversiteyi kazandı, ben de işimi bırakıp buraya geldim" dedi. Akademik camia ve arkadaşlardan tam destek Açılış gününde yalnız kalmayan çifte en büyük destek, hocaları ve sınıf arkadaşlarından geldi. Leyla’nın hem okuyup hem çalışmasına büyük saygı duyan akademik kadro, genç kadının bu zorlu maratonunda en büyük motivasyon kaynağı oldu. Kısıtlı imkanlarla yola çıkan genç çift, hayallerini gerçekleştirmek için en değerli varlıklarını ortaya koydu. "Hem uygun fiyatlı hem de kaliteli ürünler satmaya çalışıyoruz" Depremin ardından gittikleri Denizli’de eşiyle tanışıp evlendiklerini aktaran Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesinde Sosyal Hizmet bölümü 2. sınıfta okuyan 19 yaşındaki Leyla Mine Akkuş, "Normalde ben zaten burada okuyordum, zaten buraya gelecektim. Eşim de beni yalnız bırakmamak adına, bana destek olmak adına Gümüşhane’ye geldi. Burası maalesef küçük bir şehir, o yüzden iş imkanı çok fazla yok. Biz de kendi işimizi kurduk. Burayı düğün altınlarımızla açtık. Kendi düğün altınlarımız ve düğün paralarımızla açtık. Kendimiz hem uygun fiyatlı yapmaya çalışıyoruz hem de kaliteli ürünler satmaya çalışıyoruz. Eşim Denizlili olduğu için direkt fabrikadan getiriyoruz. Daha önce de tekstilde çalıştığı için oradan getirip hani toptancı aracılığı olmadan üstüne kâr daha fazla eklemeden daha uygun fiyata da burada satıyoruz" ifadelerini kullandı. "Burada biz bütün yaz boyunca iş baktık bulamadık" "Genç cesareti"ne dikkat çekerek hayata bu yaştan başlamanın önemli olduğunu dile getiren Akkuş, "Bir şeyler 25’imize 30’umuza geldiğimiz zaman olmuyor, gerçekten tutmuyor. O yüzden dolayı ne kadar erken başlarsak o kadar iyi, devir de öyle bir devir zaten. Burada biz bütün yaz boyunca iş baktık bulamadık. O yüzden dedik ki; madem iş bulamıyoruz, biz bir yer kuralım, bir yerden kendimizi geçindirmeye çalışalım diye düşünüp kendi işimizi kurduk" dedi.
Gümüşhane’de Harşit Çayı balık mezarlığına döndü
23 Ağustos 2023 Çarşamba - 12:03 Gümüşhane’de Harşit Çayı balık mezarlığına döndü Gümüşhane’de Harşit Çayı’nda henüz belirlenemeyen bir sebeple toplu balık ölümleri meydana geldi. Binlerce balığın öldüğü Harşit Çayı balık mezarlığına döndü. Kentte, Hasanbey ve Özcan Mahallesi’nde Harşit Çayı güzergâhı boyunca yaşanan toplu balık ölümleri vatandaşları endişelendiriyor. Önceki yıllarda da toplu balık ölümlerinin meydana geldiği çay üzerinde bu yıl büyük oranda artış gösteren ölümler nedeniyle Harşit Çayı adeta balık mezarlığı haline geldi. Binlerce balığını bir gün içerisinde öldüğünü söyleyen çevre sakinleri ise olayın sebebinin araştırılmasını istiyor. Bölgede yürüyüş yaptığı esnada balık ölümlerini fark ettiğini söyleyen Altan Gümüşhaneli, “Ben dün sabah yürürken denk geldim çok fazla yoktu. Akşam aynı güzergâhta yürürken daha fazlasını gördüm. Bu olay belirli bir noktadan sonra meydana geliyor çünkü şu an bulunduğumuz noktada balıklarda bir sorun yok. Bu aralıkta bir kanalizasyon mu karıştı ne oldu bilmiyorum. Harşit Çayı üzerinden bahçesini sulayan vatandaşları da uyardım, burada bir zehirlenme durumu olabilir sebzelerinizi sulamayın siz de sağlık yönünden olumsuz etkilenirsiniz dedim. Çok fazla ölüm var binlerin çok çok üzerinde. Bu suda yaşayan sazanlar zaten çok temiz suda değil kirli sularda yaşayabilen balıklar. Suda oksijenin azaldığından dolayı balıkların öldüğünü söyleyenler var fakat burada da aynı oksijen var orada da bu balıklar bir kepçe suda bile yaşayabiliyorlar, bunun başka bir sebebi var. Yetkililerden bunun araştırılmasını istiyorum, bu çok sağlıksız bir durum bu dereden balık tutup yiyenler de oluyor insan sağlığı da etkilenmeden bir şey varsa önüne geçilmesi gerekiyor” diye konuştu. “Harşit Çayı’nda canlı bir tane balık kalmadı, hepsi ölü” Önceki yıllarda da balık ölümlerinin yaşandığını fakat bu yıl ölümlerin bu yıl büyük oranda artış gösterdiğini ifade eden Özcan Mahallesi sakini Uğur Karakelle, “Dün sabah bunlar canlıydılar, bugün hepsi ölü. Dün öğleden sonra başladı bu durum, bu sabah itibariyle canlı bir tane yok. Saymakla tespit edemezsiniz bunu mümkün değil, yazık günah. Dün balıklarda hiçbir şey yoktu yüzüyorlardı, akşam itibariyle ölümler başladı bu sabah itibariyle de canlı bir tane balık kalmadı hepsi ölü vaziyette” dedi. Öte yandan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği ile Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ekipleri gerekli inceleme ve çalışmaları başlatarak hem balıklardan hem de sulardan örnekler alarak tahlile gönderdi.
İzmir’den gelip 3 bin metrede serinlediler
23 Ağustos 2023 Çarşamba - 08:55 İzmir’den gelip 3 bin metrede serinlediler İzmir’in kavurucu sıcağından kaçıp Gümüşhane’nin tarihi ve doğal güzelliklerini görmek için gelen doğaseverler kentin çatısı olan Artabel Gölleri Tabiat Parkının yaklaşık 3 bin metre rakımdaki göllerinde serinledi. İnternetten görerek çok beğendikleri Gümüşhane’nin tarihi ve doğal güzellikleri görmek için İzmir’den kente gelen 17 doğaseverden oluşan grup Torul ilçesi sınırlarında bulunan ve Türkiye’nin doğal güzellikleri listesine adını yazdıran Artabel Gölleri Tabiat Parkına hayran kaldı. Yaz mevsiminin son günlerine gelinmesine rağmen yeşil örtünün hakim olduğu alanda kristal berraklığındaki sularıyla ünlü irili ufaklı 22 göle ev sahipliği yapan Artabel Gölleri Tabiat Parkını gezen grup hemen hemen her gölde yüzerek serinleyip günün yorgunluğunu attı. ‘Işıkla suyun buluştuğu zirve’ ve ‘Yüksek zirvelerin cenneti’ olarak adlandırılan Artabel Gölleri Tabiat Parkının kendini insandan sakınan yüksek bir coğrafyasına hayran kalan doğaseverler Gümüşhane Dağcılık, Doğa Sporları ve Gençlik Derneği (GÜDAK) Başkanı Mustafa Akbulut ve Metin Aydın rehberliğinde Gülaçar köyü yaylasından yürüyüşe başladı ve 2 bin 890 metre rakımdaki Adalı Göle ulaştı. Yalçın dorukların çevrelediği buzul gölleri, endemik bitki ve canlıları, eski göç yolları, siperleri, şehitlikleriyle özellikle yaz aylarında ziyaretçilerine büyüleyici güzellikler sunan bölgeden zorlu bir yatay geçişle Osmanlı-Rus harbi sırasında askerlerin boğularak şehit olması nedeniyle adı “Ahtabur” olan ve zirvelerinde şehitlikler, siperler, karargah yıkıntıları bulunan 2 bin 980 metre rakımdaki göle varan sporcular burada da yüzerek serinledi. Bu noktadan sonra tarihi topçu yolunu takip ederek 2 bin 720 metre rakımdaki Büyük Göle iniş yapan sporcular berrak gölleri ve büyüleyici manzaralarıyla insanları kendine hayran bırakan bir doğa harikası olan Artabel Gölleri Tabiat Parkında yürüyüş boyunca irili ufaklı 10 gölü, çeşitli çiçekleri ve endemik bitkileri görme fırsatı buldu. “İzmir’in plajlarını sanki buraya getirmiş gibi hissettik. Buralar gizli cennet” İzmir’den yaklaşık bin 500 metre uzaklıkta 40 dereceyi aşan sıcaklıklardan geceleri 15 derecelere düşen sıcaklığın olduğu Gümüşhane’yi gezen doğaseverlerden Neşe Balkanlı, “Biz şu anda 2 bin 500 metrelerde Artabel Göllerindeyiz. Sırf burası için İzmir’den kalktık 17 kişilik arkadaş grubuyla buraya geldik. Gümüşhane’de kalıyoruz. GÜDAK Başkanı Mustafa Akbulut ve Metin Aydın bize rehberlik ediyorlar. Biraz yorucu ama değdi, çok değdi hem de. Çünkü bu güzelliği başka bir türlü yaşamazdık. Biraz da İzmir’in plajlarını sanki buraya getirmiş gibi hissettik kendimizi. Her gölde atlayıp yüzdü arkadaşlar. Doya doya yaşadık burayı. Buraları gizli cennet diyebilirim. Vatanımızın her bir köşesi güzel. Biz gezen bir grubuz, çok geziyoruz, çok yerlere gidiyoruz. Ama burasının Kaçkar dağları gibi ayrı bir güzelliği var. Çok güzel” dedi. Grup üyelerinden Müşerref Çevik de “Bu geziye çıkmamıza sebep olan Neşe Hanımdır. Çünkü Gümüşhane’yi çok merak ettiğini söyledi. Onun üzerine işte biraz araştırma yaptım. Bugün de bu parkura getirdi bizi. Muhteşemdi. Artabeli internette sürekli görsellerini gördük ve buraya gelmek için büyük bir heyecan yaşadık grup olarak. Grupla birlikte bugün bu güzel muhteşem doğayı gezdik, gölleri gördük. Gerçekten doğa muhteşem. Gümüşhane çok güzel. Gümüşhane’nin neresini gezeceksiniz diyenlere duyurum: Gümüşhane çok güzel, çıkın çıkın gelin” diye konuştu. “Hayatımda ilk kez 3 bin metrede yüzdüm” Gümüşhane’ye gelmeden önce biraz yadırgadıklarını ifade eden Mümtaz Saygı ise “Çünkü Tunceli deyince ters laleler, Munzur dağı vesaire geliyor ama Gümüşhane hakkında çok fazla bir şey duymadım. Nasıl olsa bizimkiler düzenliyor mutlaka görülecek yerleri vardır diye bu seyahate katıldım. Artabel Göllerini görmek benim için büyük mutluluk oldu. Hayatımda ilk kez 3 bin metrede yüzme şerefine nail oldum. Tertemiz suyu var” ifadelerini kullandı. “Ege kıyılarında giremediğim yerlere burada girebilme şansı buldum” Göllerde yüzerek serinleyen sporculardan Naciye Kurtulmuş Erboğa da “Güzel bir grupla, çok sevdiğim arkadaşlarımla beraber Gümüşhane’ye geldik. Tadına doyulmaz bir geziydi. Çok güzel göllerini gezdik. Çok güzel bir gölde ege kıyılarında giremediğim yerlere burada girebilme şansı buldum. Kıyılarımız artık çok kalabalıklaştı. Biz de fırsatını bulup buraya geldik. Çok güzel bir şekilde gölde yüzdük. Çok güzel bir yer, çok teşekkürler. Çok çok güzel vakit geçirdik” dedi. Prof Dr. Ramazan İnci’nin dağların ihtişamına dayanamayarak şiir okuduğu etkinlikle ilgili duygu ve düşüncelerini aktaran Hatice Erge ise “Artabel Gölleri bizim için ilk defa geldiğimiz yerlerden birisi. Gümüşhane’nin saklı cenneti diyelim. İzmir’den geldik. İzmir’de sıcaktan yanmıştık. Çok güzel buralar” diye konuştu.
Gümüşhane’de “Dikkat Pala Dayı Çıkabilir” yazılı uyarı tabelası sürücüleri şaşırtıyor
22 Ağustos 2023 Salı - 09:05 Gümüşhane’de “Dikkat Pala Dayı Çıkabilir” yazılı uyarı tabelası sürücüleri şaşırtıyor Gümüşhane’nin Torul ilçesinde dinleme tesisi işletmeciliği yapan “Pala Dayı” lakaplı 63 yaşındaki Ali Kemal Küçükosmanoğlu’nun iş yerine müşteri çekebilmek için yaptırdığı reklam tabelaları sürücüleri şaşırtıyor. Kürtün karayolu Yücebelen Köyü mevkiindeki “Pala Dayı’nın Yeri” isimli dinlenme tesisinin sahibi Ali Kemal Küçükosmanoğlu, 4 ay önce satın aldığı işletmeye müşteri çekebilmek için Karadeniz usulü bir yola başvurdu. Sürücüler tarafından yoğun olarak kullanılan Gümüşhane-Giresun karayolunda yer almasına rağmen işletmeye müşteri gelmediğini gören Küçükosmanoğlu, kendi resminin de yer aldığı tabelalar hazırlatarak belirli aralıklarla yol kenarlarına yerleştirdi. “Dikkat Ayı Çıkabilir” uyarısına benzer hazırladığı “Dikkat Pala Dayı Çıkabilir” tabelası ise sürücüleri şaşırtırken işletmenin de müşteri sayısını artırdı. Kafasında fötr şapkası, bıyıkları, tesbihi ve sempatik tavırlarıyla bilinen, televizyon dizilerinde rol alan Pala Dayı, kendisiyle dalga geçmekten utanmadığını ve kendisiyle barışık olduğunu belirterek insanların sırf tabelalar nedeniyle işletmesini ziyaret ettiklerini söyledi. “Bu sefer ayı çıkmadı ’Pala dayı’ çıktı” İnsanların uyarı tabelasını görünce işletmesine geldiğini ifade eden Ali Kemal Küçükosmanoğlu “Ben bu dükkanı alalı daha 4 ay oldu. Ben kendimi Karadeniz bölgesine Trabzon’a, Gümüşhane’ye borçlu hissediyorum. Ben eğer Türkiye Cumhuriyeti’nde Pala Dayı olarak biliniyorsam bunda Trabzon ve Gümüşhane’nin çok büyük emeği var. Bu nedenle kendilerine minnet borçluyum ve onu yerine getirmeye çalışıyorum. Ben dünyayı gezdim Karadeniz insanı kadar, Türk insanı kadar kendiyle barışık bir insan görmedim. Biz kendimizle dalga geçeriz ve bundan da zevk alan insanlarız. Millet aşağılık görür ama biz zevk alırız. İnsanlar ‘Dikkat Pala Dayı Çıkabilir’ yazısını görünce diyorlar bu nasıl bir şey. Araç çıkabilir, çocuk çıkabilir, tır çıkabilir, ayı da çıkabilir ama Pala Dayı çıktı ve bu çok da ilgi çekiyor. Görenler hemen içeriye dalıyor. Bu bölgeden insanların çok fazla haberi yok yanımızda hemen Torul Barajı var orada küçük bir terasımız var hayran kalıyor insanlar nasıl burası tanıtılmadı diye. Biz de insanların ilgisini çekebilmek için böyle bir yol bulduk. Burada güzel insanlar tanıyoruz bu vesile ile. Bir saat önce bir aile geldi, buradan sık sık geçiyorduk ama tabelaları görünce geldik dediler. Bu alan ben ilk aldığımda ölü bir alandı. Bu bölgede böyle bir şeye ihtiyaç vardı. İnsanlar kahve içerken manzara seyretmesi lazım ve benim manzaram harika. Hemen Torul Barajı altında, dağlar harika. Aşağıda göleti izlerken dağların da dumanını izleyeme şansınız var bir de Pala Dayı’yla sohbet etme şansınız var” dedi. “Kastamonu’da ayı, burada dayı çıkabilir” Pala Dayı’yı sosyal medyadan takip ettiğini ve gelip gördüğünü söyleyen Mehmet Nuri Korkunç, “Ben Ağrı’dan geliyorum. Daha önce sosyal medyadan dayıyı görüyorduk ama buradan geçerken de tabelaları gördüm merak ettim. Geldim baktım dayı da burada sohbet muhabbet ettik. Tabelalar güzel, ‘Dayı Çıkabilir’ diyor, Kastamonu’da ayı çıkabilir diyorlar ona benzer ilgimi çekti bu geldim gördüm çok güzel bir yer. Dayı tabeladan daha yakışıklı” ifadelerini kullandı.
Gümüşhane’nin yeni Valisi Alper Tanrısever görevine başladı
17 Ağustos 2023 Perşembe - 15:38 Gümüşhane’nin yeni Valisi Alper Tanrısever görevine başladı Resmi Gazete’de yayımlanan Valiler Kararnamesi ile Ankara Elmadağ Kaymakamlığından Gümüşhane Valiliğine atanan Alper Tanrısever görevine başladı. 10 Ağustos 2023 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Valiler Kararnamesi ile Gümüşhane Valisi olarak atanan Alper Tanrısever, Hükümet Konağı önünde protokol ve valilik çalışanları tarafından karşılandı. Valilik önünde oluşan uzun kuyrukta kendisini bekleyenlerle tek tek tanışan Vali Tanrısever daha sonra Valilik Toplantı salonunda açıklamalarda bulundu. “Gümüşhanelilerin sevinçleriyle sevinçlenip, dertleriyle dertleneceğiz” Gümüşhane Valiliği görevine getirilmesinin mutluluğunu ve ağırlığını hissettiğini söyleyen Gümüşhane Valisi Alper Tanrısever, “Benim geldiğim yerde Ankara’nın Elmadağ ilçesinde de çok fazla Gümüşhaneli vardı onlardan bazıları senelerdir Gümüşhane’ye gelmemiş hemşerilerimiz. Öyle bir anlatırlardı ki Gümüşhane’yi sanki sanırsınız hocaların cenneti tarif etmesi gibi bir tek derelerinden bal akması hariç doğal Allah’ın özene bezene yarattığı bir yer olarak bahsederlerdi. Geldik sizlerin sıcaklığını da görünce biz de buna inandık. Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle, lütuflarıyla Gümüşhane Valiliği gibi bir makama onurlandırılmanın hem mutluluğunu hem de ağırlığını hissediyoruz. Görev süremiz burada ne kadar olacak önce Allah sonra yukarıdaki büyüklerimiz bilir ancak görev süremiz boyunca el ele, gönül gönüle hep beraber Gümüşhane’mize ve burada yaşayan vatandaşlarımıza hizmet edeceğiz. Valiliğin önüne girene kadar memleket Ankara’ydı ama artık Gümüşhaneliyiz. Sizlerin sevinçleriyle sevinçleneceğiz, sizlerin derdiyle dertleneceğiz, sizler ne hissederseniz biz de onu hissedeceğiz” dedi. “Çocuklara ayrı bir ihtimam göstermemiz gerekiyor” Çocuklar ve çocukların eğitimi konusundaki hassasiyetlerini dile getiren Vali Tanrısever, “Çocukları olağanüstü severim sadece biyolojik annesi babası olmamız gerektiğine inanmıyorum çocuklar hepimizin çocuğu olmalı onlara ayrı bir ihtimam göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. Bunu umarım ilerde hatırlatmama gerek kalmaz. Gümüşhane’ye hizmet noktasında el ele vereceğiz, gönül gönüle vereceğiz. Çoğu zaman aramızda anlaşmazlıklar da olabilir ama emin olun şahsi bir kapris olmayacak, enaniyet olmayacak, kibir olmayacak sadece ve sadece Gümüşhane’nin çıkar ve menfaatlerini düşüneceğiz. Devletin verdiği hizmetlerin saat gibi çalışması gerekiyor. Saat gibi bütün çarkların, bütün sistemin doğru çalışması gerekiyor yoksa Gümüşhane’ye bir katkıda bulunamayız. Bizim için aslolan devlettir, hepimiz devletin memuruyuz, vatandaşa hizmetle mükellefiz. Bizim çocuklarımızın çok kaliteli eğitim alması gerekiyor, bizim için çok çok önemli. Bizim için milli ve manevi şuura sahip yetişmiş ve yetiştirilmiş çocukların gerek devlette, gerekse özel sektörde yer alması çok çok elzem. Hak edenler varsa biz bu çocuklarımızın elinden tutacağız en güzel okullarda, en güzel şartlarda okumalarını sağlayacağız. Eğitim konusunda, Milli Eğitim Müdürümüz ve okul müdürlerinin bütün eksiklerini tamamlama noktasında yardımcı olursanız minnettar olurum” diye konuştu.
Vali Taşbilek Gümüşhane’den gözyaşlarıyla uğurlandı
17 Ağustos 2023 Perşembe - 11:37 Vali Taşbilek Gümüşhane’den gözyaşlarıyla uğurlandı Gümüşhane Valisi iken son kararname ile Vali-Mülkiye Başmüfettişi olarak atanan Vali Kamuran Taşbilek, kentten gözyaşları içerisinde uğurlandı. 27 Ekim 2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 2018/202 Sayılı Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile Gümüşhane Valisi olarak atanan Vali Taşbilek, 10 Ağustos 2023 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Valiler Kararnamesi ile Vali-Mülkiye Başmüfettişi olarak atandı. Hükümet Konağından uğurlanan Vali Taşbilek, bina girişinde kendisini bekleyen şehit ve gazi aileleriyle vedalaştıktan sonra tören mangasını selamladı. Valilik önünde oluşan uzun kuyrukta kendisini bekleyenlere tek tek sarılarak helallik alan Vali Taşbilek, gözyaşlarını tutamayan bazı vatandaşları da teselli etmek zorunda kaldı. Eşi Sibel Taşbilek’le başta şehit aileleri olmak üzere isteyen herkesle hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra aracına binen Vali Taşbilek, duygusal anlar yaşadıktan sonra kentten ayrıldı. Bugün sosyal medya hesabından bir de veda mesajı yayımlayan Vali Taşbilek Gümüşhane’yi “Dağların koynuna saklanmış İnci tanesi, Gümüşhanevi Hazretlerinin gül kokusunu aldığımız mübarek diyar, güzeller güzeli...” sözleriyle tarif etti. Yaklaşık 5 yıl önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın takdir ve tensipleriyle Vali olarak atandığı şehre verdiği söz gereği Valiliğin kendisi için bir yükselme meselesi değil bir yüklenme meselesi olduğunu ifade eden Vali Taşbilek, “Valilik görevini yürütürken kahraman şehitlerimizin değerli emanetleri kıymetli şehit ailelerimiz, yiğit gazilerimiz, yetimlerimiz, öksüzlerimiz, yaşlılarımız, engellilerimiz, toplumumuzun dezavantajlı kesimleri bizim önceliğimiz oldu. Gönül kapılarınızı çalmaya, dertlerinizle dertlenmeye, her türlü imkânı kullanarak mümkün olduğunca çare olmaya geldiğimiz bu güzel şehirde, ben ve çok değerli eşim, verdiğimiz söze sonuna kadar bağlı kalarak, köylerinde, beldelerinde, ilçelerinde velhasıl şehrimizin her yerinde şehit ailelerimizin, gazilerimizin, yaşlılarımızın, engellilerimizin yanlarında olduk. Yetimlerimizin, öksüzlerimizin, devletimizin şefkatine teslim edilmiş yavrularımızın başını okşamak, hayatlarına dokunmak her daim önceliğimiz oldu. Valilik Makamım devletimizin rıza kapısı bildik, herkese açık tuttuk. Kapı kapı, ev ev dolaşarak milletimizin devletimizden razı olmasını hedefledik. Sevgi, merhamet ve adalet rehberimiz oldu. En kalbi duygularla arzı veda ederken Aziz milletimize bir vilayette en üst düzeyde, Vali olarak, hizmet etme imkanını bahşeden Yüce Rabbimize sonsuz şükürlerimi ifade ediyorum. Takdir ve tensipleriyle bu güzel şehre bizleri layık gören Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a en kalbi hürmetlerimi ve şükranlarımı arz ediyorum. Şehrimizi emanet edeceğimiz değerli meslektaşım Sayın Alper Tanrısever’e ve muhterem ailesine Gümüşhane’nin hayırlı olmasını, hayırlar getirmesini diliyorum. Birlikte görev yaptığım bütün mesai arkadaşlarıma, yuvamız olan bu şehrin bütün güzel insanlarına şükranlarımı sunuyorum. Her daim dualarımızda olacak güzel insanlar, değerli dostlarımız, hepinizi Allah’a emanet ediyoruz. Kalın sağlıcakla” ifadelerini kullandı.
AK Partili Hamza Dağ: "Seçimden sonra dağılacaklar demiştik, un ufak oldular"
16 Ağustos 2023 Çarşamba - 13:43 AK Partili Hamza Dağ: "Seçimden sonra dağılacaklar demiştik, un ufak oldular" AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, bir dizi etkinlik için geldiği Gümüşhane’de muhalefetin seçimden önceki birlik havasının dağıldığını dile getirerek “Karşımızda millete güven vermeyen bir siyasi bir yapı var. Biz seçim öncesinde bunlar seçimden sonra dağılacaklar demiştik, nitekim gördüğünüz gibi dağıldılar, un ufak oldular” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, ’2023 Şehir Buluşmaları’ etkinliği kapsamında Gümüşhane’ye geldi. Sema Doğan Yaşam Alanı’nda gerçekleştirilen kahvaltı programında partililerle bir araya gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ gündeme dair değerlendirmelerde bulunurken, muhalefete yüklendi. “Aday mısınız diyenlere, adayım demedim yola çıktım derler” İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun "Yola çıkıyorum" ifadesini eleştirerek muhalefete yüklenen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, “Bizler siyasi arenayı laf ve algı üretme merkezi olarak görmeyen bir anlayışın temsilcileriyiz. Rakip siyasi parti temsilcileri böyle görsün böyle yapmaya devam etsin. Derdimiz millet ve memlekete faydalı işler ortaya koyabilmektir. Türkiye’ye hizmet etmek ve icraat noktasında 80 yılda kazandırılamayanları 20 yıla sığdıran bir iktidarız. Ancak bakıyoruz karışımızdaki siyasi rakiplerimiz ilk günden itibaren yalan algı ve şahsi menfaat düzenine kurulu bir politika izliyor. Bizim derdimiz millete hizmet CHP’nin derdi makam sevdasıdır. Önce değişim diyerek yola çıkarlar baktılar değişimden bir şey çıkmazsa bu sefer mevcut belediye başkanı iken aday açıklamak zorunda kalırlar. Aday mısınız diyenlere de adayım demedim yola çıktım derler daha İstanbul’a yola yeni çıkmış mevcut bir belediye başkanı gibi bir durumda karşı karşıya kaldığımızı da Türkiye siyaseti bu sayede görmüş oldu. Aramızdaki en büyük farklardan biri de işin doğrusu şudur, birileri hizmet üretir, birileri doğrunun peşindedir, hakikatin peşindedir. Birileri de sadece laf üreterek gündemde kalmaya çalışır” dedi. “Bunlar iktidar olursa birbirlerini yemeye devam ederler” Muhalefetin millete güven vermediğinin altını çizen AK Partili Dağ, “Rakiplerimiz seçimden önce birbirlerine methiye düzerken bugün birbirlerini yiyorlar. Karşımızda millete güven vermeyen bir siyasi bir yapı var. Bizde seçim öncesinde bunlar seçimden sonra dağılacaklar demiştik, nitekim gördüğünüz gibi dağıldılar, un ufak oldular. Seçim sürecinde sahte anketler ve söylemler üzerinden kazanıyoruz dediler kaybettiler. Göreceksiniz yerel seçim sürecinde de yine sahte anketlerle bir takım algılarla aynı şeyi yapacaklar ittifak kuruyoruz diyecekler, seçimden sonra da yine birbirlerini suçlayacaklar. Aslında biz karşımızdaki ittifaka bunun için şükran borçluyuz. Çünkü seçimden önce defalarca bunlar birleriyle kavga ederler. Şundan sahte bir şekilde birbirlerine seviyormuş muhabbet duyuyormuş gibi yapıyorlar. Eğer bunlar seçimi kazanıp iktidar olurlarsa birbirlerini yemeye devam ederler, birbirlerini yerler. Açıkçası bizim bu söylediğimizi daha iktidar olmadan yaşattıkları için biz kendilerine ne kadar teşekkür etsek azdır” diye konuştu. “PKK ile FETÖ ile iş tutmanın LGBT sapkınlığına alan açmakla milletin teveccühünü kazanamazsınız” Muhalefetin seçimi kaybettiği halde sürekli birbirini suçladığını dile getiren AK Partili Hamza Dağ, “Seçimden sonra meclis oluştu, komisyon başkanları oluştu, bakanlar kurulu oluştu, bakan yardımcıları atandı, genel müdürler atandı, valiler kararnamesi çıktı, emniyet müdürleri kararnamesi çıktı. Bir tarafta birbiriyle hiçbir şekilde pazarlığa girmeyen bir ittifak öbür tarafta da seçim kaybettiği halde birbirlerini sürekli suçlayan hem kendi parti içinde CHP içinde hem de ittifak içinde. Bir gün DEVA partisi çıkıyor bir şey söylüyor öbür gün Gelecek Partisi başkanı çıkıp başka bir şey söylüyor, hep birbirlerini suçlayan bir süreç. Hiç kimsenin bilmediği birbirlerinin dahi bilmediği 3 bakanlık ve mit başkanlığının verildiği bir parti. Bunlar Allah muhafaza, zaten Allah nasip etmedi hepimizin ciddi mücadeleleri oldu bunların iktidar olabilme ihtimalini bir düşünün bu durumda ülkemizi ne büyük bir tehlikeden işin doğrusu kurtardığımızı görmüş oluyoruz. Değerli dava arkadaşlarım biz ısrarla Türkiye’yi geleceğe taşımaya devam edeceğiz. Bir gün onlar da inşallah PKK ile FETÖ ile iş tutmanın, sosyal terörizm LGBT sapkınlığına alan açmanın milletimizin teveccühünü kazanmama sebebi olduğunu anlayacaklar” ifadelerini kullandı.
Şiranlılar Tersun Dağı’na tünel istiyor
14 Ağustos 2023 Pazartesi - 09:10 Şiranlılar Tersun Dağı’na tünel istiyor Yapıldığında Trabzon limanını en kısa yoldan İç Anadolu’ya bağlayacak olan İkisu-Şiran karayolu üzerindeki Tersun Dağı tüneline dikkat çekmek için 2 bin metre rakımlı geçitte basın açıklaması yapıldı. Gümüşhane’nin Şiran ilçesinde iki gün süren “Dünü, bugünü, yarını Şiran” konulu sempozyumunun ana gündemi olan Tersun Dağı tüneline dikkat çekmek için Tersun Dağı geçidinde basın açıklaması yapıldı. Otobüs ve özel araçlarıyla virajlı yolları aşarak İkisu-Şiran karayolunun zirvesinde bulunan 2 bin metre rakımlı Tersun Dağı geçidine gelen akademisyenler, siyasetçiler, STK temsilcileri ve vatandaşlardan oluşan heyet açıklama yaptıktan sonra davul-zurna eşliğinde halay çekti, doğal bir seyir terası olan alana vatandaşlar tarafından atılan çöpleri temizledi. Karadeniz limanlarını İç Anadolu bölgesine bağlayan en kısa yol olan İkisu-Şiran karayolunun dik rampaları, keskin virajları ve özellikle kış mevsiminde karlı, buzlu yollarıyla sürücülerin kabusu olan Tersun Dağı’na yapımı planlanan tünelin projeleri hazırlanıp bakanlığa iletilmişti. Gümüşhane Şiran Dernekler Federasyonu, Şiran Eğitim Kalkınma Vakfı öncülüğünde Şiran Belediyesi ev sahipliğinde Gümüşhane Üniversitesi, GÜSİAD, Yeşilbük Belediyesi ortaklığıyla düzenlenen sempozyumda Şiran ilçesinin gelişimi için önemli olan Tersun Dağı tünelinin yapılmasının gerekliliği ve bu tünelin bölgenin kalkınması, ulaşımı ve ticareti üzerindeki olumlu etkileri vurgulandı. Yolu 19 kilometre daha kısaltacak tünel Gümüşhane’nin olmazsa olmazı olarak nitelendirilirken açıklamaya katılan herkes bu yolun sonuna kadar takipçisi olacaklarını beyan etti. “Burası İç Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan en kısa yol” Gümüşhane Şiran Dernekler Federasyonu (ŞİDEF) Genel Başkanı Serkan Kaya, 2 gün boyunca çok doyurucu bir etkinlik düzenlendiğini belirterek, “10’un üzerinde üniversite hocamızın sunumlarıyla Şiranımızın tarihini, tarımını, hayvancılığını, kalkınmasını masaya yatırdık. Her işin sonu bizim meşhur Tersun Dağı geçidinin tünelle geçişine getirdi. İpekyolu üzerindeki bu güzergahın çok önemli olduğunu biliyoruz. Burası İç Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan en kısa yol. Bu yolun Tersun Dağı kısmının tünelle geçmesini istiyoruz. Bu yol 19 kilometre kısaltıyor bizi ve bizim Gümüşhane iline daha çok yüzümüzü dönmemizi sağlıyor” dedi. Konuşmasında yetkililere Şiran’ın en önemli talebinin Tersun Dağı tüneli olduğunu bir kez daha duyuran Kaya, “Bu konunun yakinen takipçisi olacağız. Bugün çok sayıda hemşerimiz burada bizi yalnız bırakmadı. Sırf bu ana şahitlik etmek için hemşehrilerimiz bin 200 kilometre uzaktan geldi, tatillerini bugüne ayarladılar. Bu tünel yapılana kadar sempozyumların, Şiran programlarımızın tüm ana gündemi bu olacaktır” diye konuştu. “Tünelin bir an önce yapılmasını biz de talep ediyoruz” Şiran Belediye Başkanı Mutlu Özel ise konuşmasında 4,5 yıllık görev süresince Gümüşhane boyutunda ve Ankara boyutunda Tersun Dağı tüneli konusun takip ettiklerini belirterek “Büyüklerimize dosyaları ilettik. Sağ olsunlar bu 4,5 sene içerisinde projenin tamamı teslim edilmiş. Ulaştırma Bakanlığında şu anda hazır. Sadece ihalesi bekleniyor. İnşallah ilerleyen dönemde takip edeceğiz. Bu tünele ihtiyacımız var. Tünel Şiranımızın gelişmesine, büyümesine, kalkınmasına fayda sağlayacak. Onun için tünelin bir an önce yapılmasını biz de talep ediyoruz. Ankara boyutunda da bunu takip edeceğiz. Hem vekillerimiz ile hem bakanımız hem de genel başkanımızın başkanlığında inşallah bu işi de başaracağız” diye konuştu. “Bu tünelin bitmesi yolun yüzde 50 kısalmış olması anlamına geliyor” 2013 yılından beri bu yolun tünelle geçilerek Şiran’a ve İç Anadolu’ya ulaşılması için mücadele verdiklerini dile getiren ŞİDEF Danışma Kurulu Başkanı Yüksel Hamzaoğlu da İkisu’dan kalkan bir kamyonun Gümüşhane, Pirahmet, Kelkit ve Erzincan’dan Sivas İmranlı’ya varana kadar 236 kilometre mesafe kat etmesi gerektiğini fakat İkisu’dan kalkan bir kamyonun yine Tersun Dağı tünelinden geçerek Şiran üzerinden Çamoluk ve Gölova’dan İmralı’ya gitmesinin 118 kilometre olacağını belirterek şunları söyledi: “Dolayısıyla bu tünelin bitmesi yolun yüzde 50 kısalmış olması anlamına geliyor. Bu yol çok gecikmiş durumda. Az önce buraya gelene kadar ne kadar virajlardan, dönemeçli yollardan geçtik geldik. Kışın bu yol kesinlikle çalışmıyor, çalışmaz da çok da kazalar oluyor. Dolayısıyla projesi yapıldı bitti ama bu yolun bir an önce yatırıma alınması ve bitirilmesi gerekmektedir. Şiranlılar olarak bu yolun yapılmasını, en kısa zamanda bitirilmesini talep ediyoruz. Bugün bu sempozyumdan bu sonuç çıktı. Bunu takip edeceğiz. Ankara’dan bir an önce yatırıma aldırıp bu yolu bitirmek istiyoruz.” “Bu tünel İkisu-Şiran karayolunun darboğazı durumunda” Sempozyumun akademik başkanı Prof.Dr. Oktay Yıldız da Trabzon limanıyla Orta Anadolu’yu ve Orta Anadolu’dan Akdeniz’e giden aks üzerinde en kestirme yol olan Tersun Dağı tünelinin şu an İkisu-Şiran karayolunun darboğazı olduğunu ifade ederek, “Bu darboğazının giderilebilmesi için Şiran kamuoyunun, sivil toplum kuruluşlarının, kamu ve özel sektör temsilcilerinin hepsinin aynı masanın etrafında bir araya gelmesi ve elini taşın altına koyması son derece önemlidir. Halil Rıfat Paşa’nın “Gidemediğin yer senin değildir” sözünü kullandığı çağlarda bir kağnı arabası ya da o yıllardaki ilk icat edilen araçlarla seyahat etmek için bu söz yeterliydi. Ama bugünkü çağda gidemediğin yer senin değildir ifadesi artık yeterli değil. Çabuk gidemediğin yer senin değildir, güvenli gidemediğin yer senin değildir. Dolayısıyla da Karadeniz limanını Orta Anadolu’ya ve Akdeniz’e bağlayan en çabuk ve en güvenilir yol, şu an üzerinde bulunduğumuz Tersun Dağı’nın altından geçmektedir. Bu bir gerçektir, bu bir realitedir. Gümüşhane tünelleri ile yollarıyla bütün yatırımlarını tamamlamış, tek eksik kalan yer Şiran’ı Karadeniz’e bağlayan bu akstır. Dolayısıyla sempozyumun ana çıktısı Şiran’ı bu güzergahta bağlayan Tersun Dağı tünelinin yapılması ve Gölova yolunun daha nitelikli bir kara yolu sınıfına çıkarılmasıdır. Bu minvalde Şiran olarak tek vücut olarak, yek vücut olarak bu işin arkasındayız ve bugün basın açıklamasını burada yapmamızın da en temel amacı en temel esası budur” dedi. Yapılan konuşmaların ardından katılımcılar çalan davul zurna eşliğinde halay çektikten sonra çöplüğe dönen zirvede temizlik çalışması yaptı.
Buz gibi suları ve serinleten havasıyla Çağlayandibi Şelalesi ziyaretçilerini bekliyor
12 Ağustos 2023 Cumartesi - 09:21 Buz gibi suları ve serinleten havasıyla Çağlayandibi Şelalesi ziyaretçilerini bekliyor Gümüşhane’nin Kürtün ilçesi sınırlarında bulunan Örümcek Ormanları’ndaki Çağlayandibi Şelalesi mevsim normalleri üzerinde devam eden sıcak yaz aylarında serinlemek isteyen ziyaretçilerini bekliyor. İlçeye bağlı Yeşilköy köyü Gücükdene mevkiinde yer alan ve 2014 yılında Tabiat Parkı ilan edilen Çağlayandibi Şelalesi’ne araç yolundan 150 metrelik yürüyüş yoluyla ulaşılıyor. 15 metre yükseklikten düşen suyun oluşturduğu hava ziyaretçilerine seyrine doyulmaz anlar yaşatırken, şelale Kürtün ilçe merkezine 5, Gümüşhane il merkezine ise 64 kilometre mesafede bulunuyor. Kabaktepe şehitliği, Çıkrıkdüzü, Güvende, Kazıkbeli gibi yaylaların yolu üzerinde yer alan şelale sıcak yaz aylarında serinlemek isteyen ziyaretçilerini bekliyor. “Gelenlerin pişman olmayacağı bir mekan” Bölgenin el değmemiş doğal yapısıyla dikkat çektiğini söyleyen Çağlayandibi Şelalesi Tabiat Parkı işletmecisi Mümin Yılmaz, “Burası Kürtün ilçesi Yeşilköy sınırları içerisinde yer alan insan eli değmemiş, tamamen doğal olan Çağlayandibi Şelalesi. Buraya gelmek isteyen yerli ve yabancı turistlerin pişman olmayacağı bir mekân. 500 yıllık tarihi olan ağaçları ve şelalesiyle ziyaretçileri bekliyoruz” ifadelerini kullandı. “Doğa tutkunlarının burayı mutlaka görmesi gerekiyor” Çağlayandibi Şelalesi’nin saklı bir cennet olduğunu ifade eden Halil İbrahim Coşkun, “Kürtün ilçesini yıllardır ziyaret ediyorum ama burada böylesine bir saklı cennetin olduğunu bilmiyordum yeni gelmek nasip oldu. Çok güzel bir yer hem turistler için hem de Gümüşhane için bir değer. Benim buraya geleceklere tavsiyem mutlaka ziyaret etmeleri. Doğa tutkunlarının mutlaka burayı görmesi gerekiyor” dedi. “Rüzgârla birlikte şelalenin suları insanı ferahlatıyor” Şelalenin stres atmak için birebir olduğunu dile getiren Zeynep Topar, “Buradan arkadaşlarım resim ve video atıyordu çok merak ettim ben de görmek istedim ve geldim. Yeşillik ve doğayı sevenlerin kesinlikle burayı ziyaret etmesini isterim. Stres atmak için birebir insan burada kendisini doğaya bırakıyor. Rüzgârla birlikte şelalenin suları insanın yüzüne geliyor bu da insanı ferahlatıyor, çok güzel” diye konuştu.
Gümüşhane’nin Sümela’sı Çakırkaya Manastırı ilgisizlik nedeniyle kuşlara yuva oldu
10 Ağustos 2023 Perşembe - 09:19 Gümüşhane’nin Sümela’sı Çakırkaya Manastırı ilgisizlik nedeniyle kuşlara yuva oldu Gümüşhane’nin Şiran ilçesinde bulunan ve 13 ve 15. yüzyıllar arasında yapıldığı tahmin edilen Çakırkaya Manastırı ilgi bekliyor. Kentte, Şiran ilçesi Çakırkaya köyünde bulunan tarihi Çakırkaya Manastırı 65 metrelik kayanın oyulmasıyla inşa edilmesi nedeniyle Gümüşhane’nin Sümela’sı olarak nitelendiriliyor. Manastıra ulaşım sağlayan bağlantı yolu ise ziyaretçilere büyük zorluklar yaşatıyor. Bakımsızlıktan kuşların içerisine yuva yaptığı tarihi manastırdan günümüze kilise, şapel ve birkaç küçük mekâna ulaşabildi. Manastırdaki orijinal kilisenin içerisinde, kayalardan yontularak oluşturulmuş sekiz destek sütünün alt kısımları tamamıyla kırılmış durumda. 13 ve 15. yüzyıllar arasında yapıldığı tahmin edilen manastırı 1848 yılında Piskopos Jeremias Georgas yeniden kurdu. “Burası insanlar tarafından hor kullanılmış” Tarihi Çakırkaya Manastırı’nın zaman içerisinde deforme olduğunu söyleyen ziyaretçi Sefa Kara, “Burayı duyduk ama bir Şiranlı olarak ilk defa geldik. Kayalar oyulmak suretiyle yapılmış bir yer. Zaman içerisinde deforme olmuş, içerisindeki direkler kesilmiş. Burası insanlar tarafından hor kullanılmış yine de insanlar ziyarete geliyor buraya ama zorlu şartlarla geliyorlar. Yolların düzenlenmesi gerekiyor, manastırın giriş kapılarının yapılması gerekiyor” dedi. “Muhteşem bir yer ama bakıma ihtiyacı var” Devlet eliyle yapının restore edilmesi gerektiğini söyleyen Yılmaz Hünkar da, “Aslında muhteşem bir yer ama bakıma ihtiyacı var hem yolunun hem de iç kısmı çok fazla deforme olmuş. Buranın tanıtımı yapılsa gerçekten ilgi çekecek bir yer ama bakıma ihtiyacı var. Bunlar inşallah devlet eliyle yapılır” diye konuştu.
Gümüşhane dağlarından büyüleyici günbatımı manzaraları
10 Ağustos 2023 Perşembe - 09:11 Gümüşhane dağlarından büyüleyici günbatımı manzaraları Doğal güzellikleri, tarihi ve turistik mekanlarının yanında sıradışı coğrafyası ile dikkat çeken Gümüşhane’nin yüzde 60’ını kaplayan dağların yüksek zirvelerinden izlenen gün batımı manzaraları görenleri büyülüyor. Son günlerde yaşanan sıcak hava dalgası nedeniyle nem oranının da yükselmesiyle birlikte kentin yüksek kesimlerinde vadilerde biriken sis bulutu manzaralarıyla buluşan gün batımı saatleri izleyenleri mest ediyor. Tarihin her döneminde stratejik bir öneme sahip olan ve yolculuklara tanıklık eden Zigana Dağının zirvelerinden Kürtün ilçesinin derin vadisine doğru hemen her gün yaşanan gün batımının farklı renkler ve tonlarla dans ettiği o anlar, doğa severlerin ve o anları kayıt altına almak isteyenlerin ilgisini çekiyor. Çam ormanları, küçükbaş hayvan sürüleri ve arkasındaki vadiyi dolduran sis deniziyle birlikte eşsiz bir manzara oluşturan o anlar Antik dönemlerden itibaren ticaret yollarının kavşak noktası olan, Karadeniz Bölgesi’ni Doğu Anadolu Bölgesi’ne bağlayan bir geçit olarak tarihte büyük bir öneme sahip olan Zigana Dağının zirvelerinde kaydedildi. Sadece tarihi önemiyle değil aynı zamanda doğal güzellikleriyle de dikkat çeken Zigana Dağında doğanın büyülü tepelerinden gün batımını fotoğraflayan genç fotoğrafçı Ahmet Sefa Ergin, “Gümüşhane coğrafyası dağların hakim olduğu bir alanı kapsıyor ve bu yüzden yüksek tepelerden gün batımı manzaralarını görmek unutulmaz bir deneyim sunuyor. Yükselen dağlar gün batımı sırasında gökyüzüne farklı renklerin ve tonların yayılmasına olanak sağlıyor. Yavaşça kaybolan güneşin ışığı, kızılların, turuncuların ve mor tonlarının dansına dönüşüyor. Bu renk oyunu, şehrin doğal güzelliklerinin vurgulandığı bir tablo gibi etkileyici bir manzara sunuyor” dedi. Gün batımının doğanın huzurunu ve dinginliğini içselleştirmek isteyenler için ideal bir fırsat sunduğunu kaydeden Mustafa Berat Ergin de “Gümüşhane’nin yüksek tepelerinden seyredilen bu manzaralar, ziyaretçilere anın tadını çıkarma ve doğanın büyülü atmosferine dalma imkanı veriyor.