Yerel Haberler
Gümüşhane
700 yıllık emanet nesilden nesile korunuyor 26 Aralık 2025 Cuma - 09:34:45 Anadolu ve Karadeniz’in İslamlaşması ve Türkleşmesinde önemli rol oynayan Orta Asya evliyalarından Güvenç Abdal’a ait kılıç ve zırh gömleği, 700 yılı aşkın süredir Gümüşhane’deki torunları tarafından korunuyor. Ahmet Yesevi’nin Anadolu’ya gönderdiği talebelerden biri olan Güvenç Abdal, Gümüşhane’nin Kürtün ilçesine bağlı Taşlıca köyüne gelerek burada yaşamını sürdürdü. Türbesi Kırşehir’de bulunan Güvenç Abdal’ın temsili mezarlarından biri de adını taşıyan Güvende Yaylası’nda yer alıyor. Güvende Yaylası’nda yüzyıllardır yayla şenlikleri düzenleniyor. Kırşehir’den Taşlıca köyüne gelen Güvenç Abdal, bölgenin İslamlaşmasında etkin rol üstlendi. Köye yerleştikten sonra ilk olarak bir mescit yaptırdı. Yapılan mescit, 1800’lü yıllarda onarım gördü ve günümüze kadar ayakta kalarak halen ibadete açık şekilde hizmet veriyor. Güvenç Abdal tarafından yaptırılan camide uzun yıllardır görev yapan torunu İsmail Güvendi, atalarından yadigâr olan kılıç ve zırh gömleğini özel bir kutuda muhafaza ediyor. Üniversitelerde görev yapan bilim insanları tarafından gerçekleştirilen karbon testleri sonucunda kılıç ve zırh gömleğinin 1300’lü yıllara ait olduğu kesinleşti. Emanetlerin zamanla deforme olmasının nedeni ise 1915 Rus Harbi sırasında korunmaları amacıyla toprağa gömülmeleri oldu. Trabzon’un fethi sırasında sağlanan katkıların ardından Fatih Sultan Mehmet tarafından verilen fermanla tekke beratı alan Güvenç Abdal Ocağı’nda, Cumhuriyet’in ilanına ve tekke ile zaviyelerin kapatılmasına kadar uzun yıllar boyunca kazanlar kaynadı. Güvenç Abdal’ın oğlu Hıdır Baba ile torunlarının mezarlarının bulunduğu Taşlıca köyünde, Güvenç Abdal’ın tekkesinin yer aldığı alana evini inşa eden İsmail Güvendi, Güvenç Abdal’ın Ahmet Yesevi Tekkesi’nde yetiştiğini ve Anadolu’da etkin rol üstlenmek amacıyla Taşlıca köyüne yerleştiğini, burada yaşadığı süre boyunca çok sayıda müridi bulunduğunu söyledi. "Anadolu’nun Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında önemli bir rolü var" Güvenç Abdal’ın tekke kurarak Doğu Karadeniz’in İslamlaşmasına önemli katkılar sağladığını ifade eden İsmail Güvendi, "Güvenç Abdal, 1250’li yıllardan sonra Anadolu’ya gelen, Anadolu’nun kapıları açıldıktan sonra Anadolu’nun İslamlaşması ve Türkleşmesinde öncülük etmiş Anadolu alperenlerinden bir tanesidir. Güvenç Abdal’ın asıl ismi Halil Derviş’tir. Halil-i Nurettin olarak geçer şeceredeki ismi. 1250’li yıllarda buraya gelip mescidini yapıp burada bir tekke kurmuş ve buraların İslamlaşmasına öncülük etmişlerdir. Türkleşmesine de aynı zamanda bu Çepni boylarının Türkleşmesine onlarla birlikte büyük öncülük etmiş ve Anadolu’nun özellikle bu Karadeniz yöresinin fethedilmesinde müthiş fedakârlıklar göstermiştir. Fatih’in Trabzon’u fethinde bu ocak yetişenlerinden Çağırgan Baba’nın, bir rivayete göre 22 bin kişilik orduyla Kadırga Yaylası’nda Fatih’le beraber namazı idrak edip hutbeyi Fatih’in okuduğu, Çağırgan Baba’nın da orada namazı kıldırdığı rivayet edilmektedir" dedi. "700 yıldır bu kılıç ve zırhı koruyoruz" Güvenç Abdal’a ait kılıç ve zırhın karbon testleriyle 700 yıla tarihlendiğinin altını çizen İsmail Güvendi, "Emanetler, dededen toruna, torundan toruna aktarılmıştır. 1915 yılındaki Rus muhacirliğine kadar da büyük bir özenle korunmuştur. Bu emanetlerin bugün deforme olmasının en büyük sebebi, o dönemde güvenlik amacıyla toprağa gömülmüş olmalarıdır. Muhacirlik olayı yaşanınca dedelerimiz buradan ayrılmak zorunda kalmış, emanetleri toprağa gömüp gitmişlerdir. Geri döndüklerinde tekrar çıkarmışlar ancak doğal olarak bir miktar deformasyon oluşmuştur. Yapılan karbon testlerinde bu emanetlerin 1200’lü yıllara ait olduğu tespit edilmiştir. Daha sonraki yıllarda, özellikle 1990’lı yıllara kadar, ziyarete gelen bazı kişiler tarafından bu emanetlerden teberrük niyetiyle parça alınmış, koparılmıştır. Bu durum aslında çok yanlış bir uygulamaydı. Bunun farkına vardıktan sonra artık kimseye parça verilmemesi yönünde karar aldık. O dönemde ateşli silahların olmadığı bir zaman diliminden bahsediyoruz. Bu nedenle kılıçlar daha çok koruma amaçlıdır. Önceleri savaş meydanlarında kullanılan bu kılıç, sonraki dönemlerde aynı şekilde muhafaza edilmiştir. Hıdır Baba kullanmıştır, ondan sonra oğlu kullanmıştır. Ancak zamanla bu kılıçlar savaş alanlarında kullanılmaktan çıkmıştır. Biz bu kılıca ‘gönül kılıcı’ deriz. Aslında bu bir tahta kılıçtır. Koruma amacı taşımasının yanında, insanların gönlünü fethetmeyi temsil eder" diye konuştu.
24 Aralık 2025 Çarşamba - 09:05 Off-road aracının hava filtresine giren sincaptan fındık sürprizi Gümüşhane Off-Road Kulübü (GÜMOFF) üyelerine ait park halindeki bir off-road aracının hava filtresine giren sincap 1 kiloya yakın fındığı burada depoladı. Trabzon’un Of ilçesinde geçtiğimiz günlerde düzenlenen off-road yarışları için bölgeye giden GÜMOFF ekibi, araçlardan birini Yomra ilçesinde uygun bir alana park ederek diğer araçlarla birlikte Of ilçesine doğru yolculuğa devam etti. Uzun süre kullanılmayan araç, geçen hafta sonu dağlık arazide sürüşe çıkarıldığında belirgin bir performans düşüklüğü gösterdi. Performans kaybı nedeniyle bakıma alınan aracın hava filtresi açıldığında ise ilginç bir manzarayla karşılaşıldı. Hava filtresinin içinde, temiz ve zarar görmemiş halde 1 kiloya yakın fındık bulundu. Yapılan incelemede, bir sincabın araçtaki geniş hava girişlerinden içeri girerek hava filtresini kendisine kışlık erzak deposu haline getirdiği anlaşıldı. "Fındıkları sobada kurutup yedik" Araçta meydana gelen performans düşüklüğü nedeniyle durumu fark ettiklerini ifade eden GÜMOFF Kulübü Başkanı Recep Şahin, "Yaklaşık 1 buçuk ay önce Of ilçesine gittik Off-Road yarışlarımız vardı. Bu aracımızı Yomra ilçesinde bıraktık diğer araçlarımızla birlikte yola devam ettik. Bizim aracı bıraktığımız yerde orada fındık kurutan insanlar vardı. Onlardan müsaade aldık arabayı bıraktık. Daha sonra döndüğümüzde aracımızı çok kullanmadık. Geçen hafta sonu dağlık araziye çıktık ve aracımızda bir performans düşüklüğü fark ettik. Daha sonra bakıma aldık ve gerekli kontrolleri yaptığımızda hava filtresini açtık ve içerisinde yaklaşık 1 kiloya yakın fındık gördük. Fındıklar tertemizdi, yıkadık sobada kurutup yedik. Sincaplar normal araçlara giremez ancak bizim araçlarımız özel araçlar olduğu için hava akışı önemli olduğundan hortum girişlerini geniş tutuyoruz. Sincap oradan girmiş ve kendine güzel bir yuva yapmış. O kadar kısa sürede bu kadar fındığı nasıl taşımış hayret ettim" dedi. "Sincabın bize güzel bir ikramı oldu" Fındıkların lezzetli ve taze olduğunu belirten Alper Akçay, "İlk gördüğümüzde şok olduk, olaya dair mantık yürütemedik. Çocukların yaptığını düşündük ama arabanın bırakıldığı yere bakınca olayı çocukların yapmadığını anladık. Gerçekten hayret ettik. Sincabın kışlık erzakını aldık ama kendince güzel ama bizce yanlış bir yere konumlandırmış. Fındıkları temizledik ve buraya gelen misafirlerimizle yedik. Fındıklar gayet lezzetliydi" diye konuştu.
22 Aralık 2025 Pazartesi - 09:06 Gümüşhane’de şehrin gürültüsünden kaçanlar Torul’un zirvelerinde buluştu Gümüşhane’de şehrin gürültüsünden ve boğucu havasından uzaklaşmak isteyen 22 doğasever, bu hafta Torul ilçesinin karlar altındaki eşsiz coğrafyasında bir araya geldi. Pamuk tarlasını andıran orman yollarında gerçekleştirilen yürüyüş, katılımcılara hem fiziksel hem de zihinsel bir arınma imkanı sundu. Yürüyüş, Torul ilçesine bağlı Tokçam köyü Merkez Mahalle’de bin 481 metre rakımda başladı. Sporcular Yanıklık Sırtı, Sel Gediği, Mandızlı Sırtı ve Hanzarosman Sırtı gibi kritik noktaları aşarak ilerledi. Kar diz boyu, manzara on numara Kar kalınlığının yer yer diz boyuna ulaştığı parkurda, Torul ve Kürtün baraj göllerinin panoramik manzaraları yürüyüşe eşlik etti. Bin 668 metre yüksekliğe kadar tırmanan ekip, 12 kilometrelik rotayı bin 94 metre rakımdaki Yurt köyünde başarıyla tamamladı. Kristalize kar taneleri eşliğinde ilerleyen ekip orman içindeki yatay geçişlerde çam ağaçlarının üzerine çöken kar yükününün oluşturduğu masalsı görüntüleri bol bol fotoğrafladı. Yurt köyüne ulaşan sporcuların yorgunluğunu köy sakinlerinden İrfan Aydın’ın ikramı bitirdi. Aydın’ın evindeki sıcak sobanın etrafında toplanan ekip, demlenen çaylar eşliğinde haftanın stresini, günün yorgunluğunu geride bıraktı. Psikolojik sağlık için ’Doğa’ reçetesi Yürüyüşe katılan Psikolojik Danışman Zeliha Fatma Aykın, doğada vakit geçirmenin bilimsel olarak kanıtlanmış faydalarına dikkat çekerek, "Bugün Tokçam köyünden Yurt köyüne yürüdük. Harika manzarasıyla aslında kışa bir "merhaba" dedik. Kar yer yer diz boyuydu, bazı yerlerde de tozak şeklindeydi. Çok tatlı bir etkinlikti. Yeni gelen arkadaşlarımız da oldu. Onlara hem doğayı sevdirdik hem de doğa yürüyüşleri için katkıda bulunmaları adına bir nevi motive ettik diyebiliriz. Doğada, özellikle ormanlık alanda yapılan yürüyüşlerin depresyon ve anksiyete üzerindeki olumlu etkileri dünya genelinde yapılan çalışmalarla destekleniyor. Bugün burada sadece fiziksel bir aktivite yapmadık, aynı zamanda kışa ’merhaba’ diyerek ruhumuzu dinlendirdik. Tüm vatandaşlarımıza ’Doğada iziniz olsun’ diyerek bu deneyimi yaşamalarını öneriyorum" ifadelerini kullandı. GÜDAK Başkanı Mustafa Akbulut ise daha önce bahar ve sonbahar mevsiminde yürüdükleri parkuru kış mevsiminde ilk kez deneyimlediklerini belirterek, "Muhteşem bir kar parkuru yürüdük. Ormanlar, çam ağaçları yağan karla süslenmiş. Doğanın her güzelliğini gördük. Hava bazen rüzgarlıydı, bazen güneşli. Sona doğru biraz soğuk oldu ama çok güzeldi. Her mevsimde bu doğayı biz devamlı yürüyoruz. İlk defa kış mevsiminde burayı yürüdük. Gerçekten harika bir manzara vardı. Hafta sonunu evinde ya da kahve köşelerinde geçiren hemşehrilerimizi dağlara, temiz havaya, bu doğal güzellikleri görmeye davet ediyoruz" dedi.
21 Aralık 2025 Pazar - 09:41 Depremin izlerini girişimcilikle siliyorlar Asrın felaketi olarak adlandırılan Hatay depremlerinin ardından hayatı tamamen değişen 19 yaşındaki Leyla Mine Akkuş, zorluklara boyun eğmeyerek Gümüşhane’de eşiyle birlikte yeni bir sayfa açtı. Depremin ardından Denizli’ye giden ve Gümüşhane Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü’nü kazanan Leyla Mine Akkuş, eğitimi için kente yerleşti. Eşi İsa Akkuş ise eşini yalnız bırakmamak adına Denizli’deki işini bırakarak eşinin yanına Gümüşhane’ye geldi. Kentte iş arayışları sonuçsuz kalınca genç çift el ele vererek kendi işlerini kurmaya karar verdi. Düğün altınları geleceğin sermayesi oldu Gümüşhane’nin kısıtlı iş imkanlarını bir engel değil, fırsat olarak gören genç çift, en büyük risklerini düğünlerinden kalan altınları sermayeye dönüştürerek aldı. KOSGEB’den de girişimcilik desteği alan Akkuş çifti, kentin tekstil ve giyim ihtiyacına cevap verecek butik bir işletme açtı. Kartondan tabelalı dükkan Kadın, erkek ve çocuk giyiminin yanı sıra çeyizlik ürünlerin de yer aldığı dükkanın en dikkat çeken detayı ise tabela oldu. İlk etapta maliyetleri düşürmek için tabelalarını kendi elleriyle kartondan hazırlayan çiftin bu samimi çabası, çevre esnafı ve vatandaşlar tarafından takdirle karşılandı. Eğitim ve ticaret bir arada Hem üniversite eğitimine devam eden hem de dükkanın işletmesini üstlenen Leyla Mine Akkuş, günün bir kısmını ders sıralarında, bir kısmını ise tezgah arkasında geçiriyor. Eşi İsa Akkuş’un tekstil sektöründeki tecrübesi sayesinde ürünleri doğrudan fabrikadan halka ulaştıran çift, uygun fiyat politikasıyla Gümüşhane halkına hizmet veriyor. "Üniversiteyi kazandı, ben de işimi bırakıp buraya geldim" Eşinin üniversiteyi bırakmaması için bu dükkanı açtıklarını kaydeden İsa Akkuş, "Gümüşhane’de yer açtık. Eşim okuduğu için okulunu bırakmasını istemedim, o yüzden Gümüşhane’ye taşındık. Denizli’deki hayatımı bırakıp buraya geldim. Burada yer açtık. Eşim okula gidiyor zaten, okuyor. Üniversite okuyor. Ben dükkana bakıyorum. Okul olmadığı günler yardım ediyor. Eşim Hataylı. Depremden dolayı Denizli’ye geldi. Öğretmenevinde kalıyorlardı. O sırada arkadaş ortamından tanışmış olduk. Üniversiteyi kazandı, ben de işimi bırakıp buraya geldim" dedi. Akademik camia ve arkadaşlardan tam destek Açılış gününde yalnız kalmayan çifte en büyük destek, hocaları ve sınıf arkadaşlarından geldi. Leyla’nın hem okuyup hem çalışmasına büyük saygı duyan akademik kadro, genç kadının bu zorlu maratonunda en büyük motivasyon kaynağı oldu. Kısıtlı imkanlarla yola çıkan genç çift, hayallerini gerçekleştirmek için en değerli varlıklarını ortaya koydu. "Hem uygun fiyatlı hem de kaliteli ürünler satmaya çalışıyoruz" Depremin ardından gittikleri Denizli’de eşiyle tanışıp evlendiklerini aktaran Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesinde Sosyal Hizmet bölümü 2. sınıfta okuyan 19 yaşındaki Leyla Mine Akkuş, "Normalde ben zaten burada okuyordum, zaten buraya gelecektim. Eşim de beni yalnız bırakmamak adına, bana destek olmak adına Gümüşhane’ye geldi. Burası maalesef küçük bir şehir, o yüzden iş imkanı çok fazla yok. Biz de kendi işimizi kurduk. Burayı düğün altınlarımızla açtık. Kendi düğün altınlarımız ve düğün paralarımızla açtık. Kendimiz hem uygun fiyatlı yapmaya çalışıyoruz hem de kaliteli ürünler satmaya çalışıyoruz. Eşim Denizlili olduğu için direkt fabrikadan getiriyoruz. Daha önce de tekstilde çalıştığı için oradan getirip hani toptancı aracılığı olmadan üstüne kâr daha fazla eklemeden daha uygun fiyata da burada satıyoruz" ifadelerini kullandı. "Burada biz bütün yaz boyunca iş baktık bulamadık" "Genç cesareti"ne dikkat çekerek hayata bu yaştan başlamanın önemli olduğunu dile getiren Akkuş, "Bir şeyler 25’imize 30’umuza geldiğimiz zaman olmuyor, gerçekten tutmuyor. O yüzden dolayı ne kadar erken başlarsak o kadar iyi, devir de öyle bir devir zaten. Burada biz bütün yaz boyunca iş baktık bulamadık. O yüzden dedik ki; madem iş bulamıyoruz, biz bir yer kuralım, bir yerden kendimizi geçindirmeye çalışalım diye düşünüp kendi işimizi kurduk" dedi.
Kadırga Yaylasında şenlik coşkusu
21 Temmuz 2023 Cuma - 14:41 Kadırga Yaylasında şenlik coşkusu Gümüşhane’nin Kürtün ilçesine bağlı Özkürtün Beldesi sınırları içerisinde bulunan ve üzeri açık camisiyle ünlü tarihi Kadırga yaylasında yüzlerce yıldır süren Otçu Şenliği bu yıl rekor katılımla gerçekleştirildi. Yaklaşık 60 bin kişinin katıldığı şenlik renkli görüntülere sahne oldu.Yüzlerce yıldır geleneksel olarak her yıl Temmuz ayının 3. Cuma günü düzenlenen Kadırga Yayla Şenliklerinde bu yıl yaklaşık 60 bin kişi bir araya gelip horon oynadı, hasret giderdi.Denizden 2 bin 200 metre yükseklikte bulunan ve yaz aylarında her Cuma günü Cuma namazını üstü açık camide kılmaya gelen vatandaşlarla birlikte adeta küçük bir ilçeye dönüşen Kadırga Yaylasında düzenlenen Otçu Şenliği’ne binlerce kişi katıldı. Şenliğe katılanlar dünyaca ünlü üzeri açık camide çimler üzerinde Cuma namazı kıldı.Etkinliğe katılan Gümüşhane Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı Ekrem Sarı, uzun yıllardan beri merak ettiği şenliğe ilk kez bu yıl katıldığını belirterek, “Bizim Gümüşhanemizde böyle bir şenlik olduğunu, bu kadar kalabalık insan olduğunu ilk kez görüyorum. İnşallah bunu merkezde de daha popüler hale getirip duyurursak çok daha büyük aktivite olabilir. Gümüşhanemiz için yayla kültürü çok gelişmemiş ama buradaki insanların birçoğu diğer illerden geldi. İnşallah biz yayla kültürünü tanıtabilirsek yayla turizmini de ön plana çıkarmış oluruz. Yıllardır bahsettiğimiz turizmi oturduğumuz yerden değil yaylalarımızdan yapmaya başlarız” dedi.Kalabalığı tarif etmesinin mümkün olmayacağını “Belki de bir Gümüşhane nüfusu kadar burada insan var” diyerek anlatan Sarı, “Bu müthiş bir şey. Beni en çok insanların yöresel kıyafetlerini giyip tamamen ona özgü buraya gelmeleri etkiledi. İnanıyorum ki bu kültürü yayarsak bunu daha da canlandırırız” diye konuştu.Özkürtün Belediye Başkanı Yakup Turgut ise “Geleneksel olarak her yıl yapılan, tarihi çok eskilere dayanan, bölgemizin en görkemli yayla şenliği Kadırga’dır. Fatih Sultan Mehmet Han’ın atını bağladığı, askerleriyle Cuma namazı kıldığı, yer yaptığı yerin adıdır Kadırga. Sevdaların buluştuğu, insanların buluşup kaynaştığı otçu göçünün adıdır Kadırga. Burası insanların sevgi, kardeşlik, hoşgörü çerçevesinde birbirini kucakladığı, güzel anıları biriktirdiği yerdir. Onun için herkesi buraya davet ediyoruz” ifadelerini kullandı.Yaylada araba park edecek yer olmadığını kaydeden Turgut, “Bu yıl oldukça kalabalık. Şuanda 40 bin kişi var, gelecek olanlarla 60 bin kişiye ulaşacak. Otçu şenliklerimizin ülkemizin birliğine beraberliğine, Kadırga’daki kardeşliğimize vesile olmasını diliyorum” dedi.
Altınpınar Limni Gölü üzerinde arama kurtarma eğitimi aldılar
21 Temmuz 2023 Cuma - 09:04 Altınpınar Limni Gölü üzerinde arama kurtarma eğitimi aldılar Gümüşhane Üniversitesi öğrencileri, Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ve Gümüşhane İtfaiyesi ekipleriyle birlikte Altınpınar Limni Gölü üzerine kurulan havai hatla sel ve su baskınlarında yapılacak müdahaleleri uygulamalı olarak öğrendi.Gümüşhane’nin Torul ilçesine 15 kilometre uzaklıkta, etrafı sarıçam ormanları ile çevrili, civarındaki otantik yaylaları ve doğal güzellikleriyle görenleri büyüleyen Altınpınar Limni Gölü gerçeği aratmayan bir eğitime ev sahipliği yaptı.Gümüşhane Üniversitesi Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölümü (AYAY) öğrencileri ile gönüllü TUTSAK Timi (Turan Teşkilatı Sivil Arama Kurtarma) Altınpınar Limni Gölü’nde 4 gün kamp kurarak uygulamalı eğitim aldı. JAK, Gümüşhane İtfaiyesi ve Gümüşhane Üniversitesi işbirliğiyle yapılan eğitimlerde AYAY öğrencileri harita ve koordinat tespiti, iple tırmanış ve iniş, çığ araması gibi çalışmalar gerçekleştirdi.Eğitimlerin son gününde Ankara’dan özel olarak AYAY öğrencilerinin eğitimi için gelen JAK ekipleri su ve sel baskınlarında su birikintileri üzerinden halatla kurtarma eğitimleri verdi. İlk olarak öğrencilere ekipmanlar tanıtılarak Limni Gölü üzerine havai hat kuruldu. Kurulan hat üzerinde öğrenciler bütün güvenlik önlemleri alınarak arama kurtarma eğitimleri alırken hem mesleki tecrübe edindiler hem de heyecan dolu anlar yaşadılar.“Öğrencilerin tamamı buraya gönüllü geldi”Gerçekleştirilen eğitimlerin AYAY öğrencileri için çok büyük bir tecrübe olduğunu ifade eden Gümüşhane Belediyesi İtfaiye Amiri Muhammet Aydın, “Eğitimlerimiz için Gümüşhane’nin doğa harikası olan Altınpınar Limni Gölü’ne geldik. 4 günlük bir kamp süremiz oldu. Kamp çadırlarımızı kurarak burada 3-4 farklı eğitimle öğrencilerimize eğitimler verdik. İlk gün burada harita eğitimleri verdik. Doğada ve arazide kaybolanları harita üzerinde arayarak koordinatlarını bulma eğitimi verdik. İkinci gün sarp kayalıklardan olası bir afet ve yüksekten düşme durumlarında yaralıları çıkarma açısından iple iniş ve tırmanış eğitimlerimizi gerçekleştirdik. Bugün final olarak göl üzerinde çocukların hem özgüvenlerini kazanması, buradaki profesyonel kurtarmacı arkadaşlarımızın olası bir su birikintisi içerisinde, gölde, dağdan iniş yapılması gibi durumlarda nasıl müdahale edilmesi gerekir, halat nasıl kurulur, makara sistemleri nedir, yaralı nasıl alınır gibi konular üzerinden eğitimler vermeye çalışıyoruz. Amacımız olabilecek herhangi bir doğal afette personelimizle beraber hazırlıklarımızı yapıp bunlara müdahale için tamamıyla gönüllülerle böyle bir ekip kurduk” dedi.“Kurtarma tekniklerini uygulamalı olarak öğreniyoruz”Havai hat üzerinde böyle bir eğitimi ilk defa aldığını söyleyen Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölümü mezunu Samet Tamer, “Bu eğitimler bizim meslek hayatımız için çok önemli. Daha önce teorik eğitim aldık ve buraya gelerek kamp alanımızı kurduk. Burada tırmanış ve iniş eğitimlerimizi aldık daha sonra pusula ve harita yöntemlerini öğrendik. Bugün de hem çığ hem de su ve sel baskınları eğitimlerimizi aldık. Şu anda da göl üzerinde halatımızı kurduk ve kurtarma tekniklerini uygulamalı olarak öğreniyoruz. Ben ilk defa su üzerinden halatla geçiyorum. Daha öncesinde çok kez tırmanış ve iniş yaptım ama bu ilk oldu. Sel ve su baskını denilip geçilmesin ipi kullanmak, burada bir istasyon kurmak bunlar bilinmesi gereken şeyler” diye konuştu.“Mezun da olsak eğitimlerle ilişiğimiz kesilmiyor”Herkesin arama kurtarma noktasında bilgi sahibi olması gerektiğini ifade eden Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Acil Yardım ve Afet Yönetimi Bölümü mezunu Sema Tosun, “Ben şu anda mezunum ama biz her türlü maddi ve manevi kaybı önlemek ve canlı hayatı söz konusu olduğu için mezun da olsak burayla ilişiğimiz kesilmiyor, sürekli eğitimlerimiz devam ediyor. Eğitimlerimize Ankara’dan Jandarma Arama Kurtarma ekipleri geldi, ilk olarak teorik eğitimimizi aldık daha sonra gelip çadırlarımızı kurduk ve eğitimlerimize başladık. Öncesinde heyecanı kırmak için güzel bir çalışma oldu. Buradan sesimin ulaşacağı herkese söylemek istiyorum ki bana bir şey olmaz denmemeli her türlü afete karşı bütün tedbirleri almak gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Türkiye sıcaktan kavruluyor onlar soba yakıyor
20 Temmuz 2023 Perşembe - 10:59 Türkiye sıcaktan kavruluyor onlar soba yakıyor Türkiye’nin pek çok yerinde yaşanan sıcaklık rekorlarına karşın serin yaylalarıyla ünlü Gümüşhane’de temmuz ayının son günlerine doğru yüksek kesimlerde sobalar hala yanıyor.Türkiye’nin birçok noktasında hava sıcaklığı mevsim normallerinin üzerine çıkarak rekor sıcaklıklara ulaşırken, geçiş ikliminin yaşandığı gece-gündüz sıcaklık farkının 20 dereceye ulaştığı Gümüşhane’de bu durum gündüzleri benzer fakat akşam saatlerinde tamamen farklı oluyor.Güneşin etkisini kaybetmesiyle birlikte kent merkezinde bile yer yer üşüten ılık hava etkisini gösterirken yüksek kesimlerde ise insanlar sobalarda çıtırdayan odun ateşinin etrafında ısınma ihtiyacı hissediyor.Sakinliği ve huzuru arayanların vazgeçilmez adresi olan yüksek rakımlı Gümüşhane yaylaları, serin ve temiz havasıyla dikkat çekerken keşfedilmeyi bekleyen bir doğa hazinesi olan yaylalarda Temmuz ayının son günlerinde bile akşam saatlerinde sobalar istisnasız her akşam yakılıyor.Denizden 2 bin metre yükseklikteki Dörtkonak yaylasında ailesiyle kalan 10 yaşındaki Sare Balki, bir aydır yaylada olduklarını ve her akşam soba yakmak zorunda kaldıklarını söyledi.Temmuz ayında olmalarına rağmen gündüz sıcak, akşamları da soğuk olduğu için bu saatlerde soba yaktıklarını kaydeden Balki, “Bir aydır yayladayız ve geldiğimizden beri her akşam sobayı yakıyoruz. Yakmazsak üşüyoruz. Sabahları dışarı çıktığımda yaş oluyor otlar, dizlerime kadar hep ıslanıyor, hasta oluyorum ondan sonra. Gündüzleri de çok sıcak oluyor kısa kol giyiyor, akşam olduğunda da soğuk oluyor ve bu sefer de kalın bir şeyler giyiyoruz. Bu durum hem güzel hem kötü. Ülkemizin sıcak bölgelerinde yaşayanlar çok sıcak olduğu için bunalıyorlardır ama buralarda da çok soğuk olduğundan bunalıyoruz. Ben sıcak yerlerde değil de burada olmak isterim. Sobayı yakınca ısınıyorum ama Antalya’da sıcağa bir şey yapamıyorsun. Klima açsan bile yine de çok sıcak oluyor. Ben şanslıyım yani” dedi.Metin Balki ise “Akşamları soğuk oluyor, soba yakıyoruz. Yakmadan durulmuyor. Sobanın ısıtması güzel ve keyifli oluyor. Gündüz çok sıcak, akşamları da rüzgarın da etkisiyle soğuk oluyor. Okullar açılana kadar buradayız” diye konuştu.Coğrafyasının yüzde 60’ını dağların oluşturduğu ve kayıtlı 430’dan fazla yaylasıyla Gümüşhane, doğal güzellikleriyle süslü, mistik bir atmosfere sahip bir coğrafya olarak biliniyor.
Bayburt’taki petrol sızıntılarını incelediler, petrolün yüzeye çıkarılması için çalışma başlatılmasını istediler
19 Temmuz 2023 Çarşamba - 09:57 Bayburt’taki petrol sızıntılarını incelediler, petrolün yüzeye çıkarılması için çalışma başlatılmasını istediler Gümüşhane Üniversitesi (GÜ) akademisyenleri, 1926 ve 1930’lu yıllarda Maden Tetkik Arama (MTA) Müdürlüğü tarafından Bayburt’ta yapılan petrol arama çalışmalarını derinleştirdi. Bölgenin petrol rezervi açısından potansiyeli olduğunu belirleyen bilim insanları bölgede çalışma başlatılması talebinde bulundu.Gümüşhane Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nafiz Maden ve Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Enver Akaryalı, MTA tarafından 1926 ve 1930’lu yıllarda Bayburt’un Aşağı Çimağıl köyünde yapılan petrol arama çalışmalarını derinleştirerek çarpıcı sonuçlara ulaştı.Bölgede daha önce de petrol sızıntılarıyla ilgili yöre sakinlerinin talepleri olduğunu anlatan Prof. Dr. Nafiz Maden, Aşağı Çimağıl köyüne giderek yaptıkları çalışmalar neticesinde su yüzeyinde petrol sızıntılarını gözlemlediklerini ve petrol kokusunun bile hissedilebildiğini söyledi.Bayburt’un Aşağı Çimağıl köyünün bulunduğu alanda, Petekkaya Antiklinali’nin yanı sıra normal ve ters faylarla dokunak halinde, Jura yaşlı türbiditik çökeller ile Alt Miyosen jips ara katkılı kumtaşı, çakıltaşı, silttaşı ve kireçtaşından oluşan evaporit çökellerinin bulunduğunun altını çizen Prof. Dr. Enver Akaryalı, Aşağı Çimağıl köyünde petrol depolanması için uygun yapısal ortam ve kayaç türlerinin bulunduğunu belirtti.Bölgede Türkiye Petrolleri (TP) tarafından kapsamlı jeolojik ve 2-3 boyutlu sismik çalışmaların yapılması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Nafiz Maden ise çalışmalar sonucunda petrolün yüzeye çıkarılabileceğini dile getirdi.“Sondajla birlikte petrolün yüzeye çıkarılması gerekiyor”Bölgede petrolün kokusunun bile hissedilebildiğini söyleyen Prof. Dr. Nafiz Maden, “Geçtiğimiz günlerde Bayburt ili merkeze bağlı Aşağı Çimağıl ve Orta Çimağıl köylerindeki sahalarda bir jeofizik ve jeolojik yüzey çalışmaları yapmak üzere Prof. Dr. Enver Akaryalı ile birlikte bölgeye gittik. Çünkü 1926 ve 1930’lu yıllarda bölgede yapılan petrol ihbarları üzerine MTA’nın çalışmaları vardı. MTA yaptığı çalışmalarda bu bölgede petrol sızıntısının olduğunu fakat bölgede petrol içerecek herhangi bir rezervuar kapanın olmadığını söylediler. Fakat biz yaptığımız çalışmada raporda bahsedildiğinin aksine farklı jeolojik yaşlara ait farklı yapıların olduğunu gözlemledik. Burada bir fay hattı mevcut ve yer altındaki rezervuardan petrol bu bölgede sızıyor. Bizim bu çalışmayı yapmaktaki amacımız şuydu: Bu bölgede TPAO’nun daha önce herhangi bir 2 boyutlu, 3 boyutlu sismik çalışması yok. Buraya TPAO’nun mühendislerini ve deneyimli uzmanlarını davet ederek detaylı çalışmalarla buranın petrol potansiyelinin ortaya koyulmasını amaçladık. Biz bölgeye gittiğimizde su üzerinde küçük sızıntılar olduğunu gördük. Daha detaylı çalışmalarda kaynağa yakın alanlarda daha büyük sızıntılar olduğunu gözlemledik. Hatta o bölgede petrolün kokusunu dahi hissedebiliyorsunuz, uzman olmanıza gerek yok. Dolayısıyla burada petrolün varlığını ortaya çıkarabilmek için nihayetinde bir sismik çalışma ve bunun sonucunda sondaj çalışmasıyla petrolün yüzeye çıkarılması gerekiyor” dedi.“Erzincan’da Rus petrollerine eşdeğer petrol varlığına dair raporlar var”Erzincan’da da petrol sızıntılarıyla ilgili çalışmalar yapacaklarını aktaran Gümüşhane Üniversitesi, Jeofizik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nafiz Maden, “Bu çalışmanın devamında Erzincan ilinde aynı fay hattı üzerinde benzer jeolojik yapılar da var. Bununla ilgili yine MTA’nın hatta yabancı uzmanların hazırladığı raporlar var. Erzincan ili, Çayırlı ilçesindeki petrol sızıntılarının aslında Bakü ve Rus petrollerine eşdeğer olduğuna yönelik raporlar hazırlanmış. Dolayısıyla bu bölgede sondaj yapılıp petrolün çıkarılması neticesinde Rus petrolüne eşdeğer bir petrol çıkarabileceğini ve bölgedeki insanların ve şehirlerin bundan faydalanabileceği ile ilgili raporlar yayınlanmış. Bu da bizim şevk noktamız oldu. Bahsedilen bölgeler ile ilgili çalışmalarımızı sürdürmeyi hedefliyoruz” diye konuştu.
AK Parti Genel Başkanvekili Ala: "Bir politikaya karşı çıkabilirsiniz, bunun yeri Meclis’tir, iktidar partisinin siyasi il başkanlıkları değil"
18 Temmuz 2023 Salı - 19:45 AK Parti Genel Başkanvekili Ala: "Bir politikaya karşı çıkabilirsiniz, bunun yeri Meclis’tir, iktidar partisinin siyasi il başkanlıkları değil" AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala, İYİ Parti Bursa milletvekillerinin AK Parti Bursa İl Başkanlığı önüne boş benzin bidonu bırakma eylemini eleştirerek, “Bir politikaya karşı çıkabilirsiniz bunun yeri Meclis’tir, bunun yeri iktidar partisinin siyasi il başkanlıklarının önüne benzin bidonlarıyla gitmek değildir. Bu yıkıcı bir siyasettir.” dedi.AK Parti Genel Başkanvekili ve Bursa Milletvekili Efkan Ala beraberinde eski İçişleri Bakanı ve Erzurum Milletvekili Selami Altınok, Elazığ Milletvekili Ömer Serdar ve Erzurum Milletvekili Mehmet Emin Öz ile birlikte bir dizi ziyarette bulunmak için Gümüşhane’ye geldi. AK Parti Gümüşhane İl Başkanlığı önünde parti yönetimi ve partililer tarafından karşılanan AK Parti Genel Başkanvekili Ala, daha sonra parti binasına çıkarak partililere seslendi. Gümüşhane’nin 28 Mayıs seçimlerinde AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a verdiği destekten dolayı teşekkürlerini ileten Ala, İYİ Parti Bursa milletvekillerinin akaryakıta yapılan ÖTV zammını protesto için AK Parti İl Başkanlığına boş benzin bidonu bırakma eylemlerini eleştirerek, bunun yıkıcı bir siyaset olduğunu söyledi.“Sandıkta bulamadıklarını sokaktan ummaktadırlar”Politikalara karşı çıkmanın yerinin sokak değil Meclis olduğunu ifade eden AK Partili Efkan Ala, “Biz Türkiye’yi istikrar içerisinde hedeflerine doğru taşımaya çalışırken milletimizle hemhal olamayıp onlarla yeterince iletişim kuramayanlar, yani onların iradesini alamayıp büyük seçim yenilgileriyle ve sonra da kendi iç kargaşalarıyla uğraşan bazı siyasi partiler sandıkta bulamadıklarını sokaktan ummaktadırlar. Bu tehlikeli bir oyundur. Türkiye bunu daha önce defalarca görmüştür ve bu millet ağır bedeller ödemiştir bu siyaset anlayışının neticesi olarak. Biz herkesin siyasetini politik platformlarda yapmasının doğru olduğunu düşünüyoruz ve herkese de bunu tavsiye ediyoruz. Bir politikaya karşı çıkabilirsiniz bunun yeri Meclis’tir, bunun yeri iktidar partisinin siyasi il başkanlıklarının önüne benzin bidonlarıyla gitmek değildir. Bu yıkıcı bir siyasettir. Biz çok gördük böyle siyasete yakışmayan, siyaset dışı veya siyasetin asla kabul edemeyeceği tavırları çok gördük ve bunların hepsiyle de siyaset yoluyla baş ettik ve bu baş etmenin başarısının adıdır AK Parti” dedi.“Milletin hatırlamak bile istemediği yöntemlerle siyaset yapmak artık mümkün değildir”Sokak eylemlerinin siyasetçilerinin tarzı olamayacağını söyleyen Ala, “Milletimize 1970’lerde ondan önce ve sonra sokaklarda olan ve bu milletin bir daha hatırlamak bile istemediği yöntemlerle artık siyaset yapmanın mümkün olmadığını herkesin bilmesi gerekir. Politikaları beğenmeyebilirsiniz, bunu politik platformlarda dile getirirsiniz. Şu anda Meclis açık, meclisimiz iş başında, mecliste basın toplantısı yapmak mümkün yani meşru birçok yöntem var. Bunlardan hiç başvurulmaması gereken sokakta siyaseti, sokakta eylem olarak yapmaktır. Sokak eylemleri siyasetçinin tarzı olamaz. Bunlar sokak eylemidir. Sokak eylemi siyasetçinin tarzı olamaz o zaman sana niye ihtiyaç var. Siyaset sözüyle, politikasıyla milletin önüne çıkar önerilerini sunar eleştirilerini paylaşır kararı da takdiri de millete bırakır. O bakımdan ben Türkiye’nin bu şık, kaliteli ve standardı yüksek siyaset anlayışının somut hali olan AK Parti’nin buradaki temsilcileri olarak sizlere şükranlarımı sunuyorum ve böyle siyaset yapanların arkasında durduğunuz için şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu.
Yaylacılık kültürü can çekişiyor
17 Temmuz 2023 Pazartesi - 15:11 Yaylacılık kültürü can çekişiyor Kayıtlı 430 yaylasıyla bölgenin en fazla yaylaya sahip şehirlerinden birisi olan Gümüşhane’de atalardan miras kalan yaylacılık kültürü can çekişiyor.10 yıl öncesine kadar yöre halkının geçim kaynağını sağlayan, hayvancılık merkezi, sosyalleşme ve kültürel değerlerini aktarma yeri olan yaylalar son zamanlarda yalnızlıkla baş başa kaldı.Hayvancılık yapan birkaç aile ve göçer üreticilerin haricinde üretim amaçlı kimsenin uğramadığı yaylalar son dönemde turizm nedeniyle canlansa da dedelerinin yaptığı evlerin kapısını açmayan torunların sayısı hızla artıyor.“Yaylacı dedelerin yaylaları sevmeyen torunları”Şehrin en büyük ve uluslararası düzeyde bilinirliği olan Kürtün ilçesi sınırlarındaki Kazıkbeli Yaylası’nda da yaşanan benzer durum sosyal medyada “Yaylacı dedelerin yaylaları sevmeyen torunları” başlığıyla paylaşıldı.Çok sayıda yorum ve beğeni alan paylaşımı yapan sosyal medya hesabının yöneticisi Temel Gündoğdu, “Yaylacılık ata mirası bir gelenektir yöremizde. Yaylalara çıkmak için ilkbaharın ilk aylarında cenik denilen sahil kesiminden yaylalara hayvanlarla birlikte iki ya da üç gün yürüyerek yollarda ’düşün ederek’ yaylalara varılırdı eski zamanlarda. Yaylalarda ot yataklarında yatılır, hayvansal ürünler ile geçinilirdi. Bütün bu zorluklarına, çilesine rağmen yaylalardan vazgeçilmez, yaylacılık kültürü bütün imkansızlıklara rağmen yaşatılırdı” dedi.“Yaylacı dedelerin her türlü imkansızlıklara rağmen yaptığı evler kendilerine sahip çıkacak torunlarını beklemektedir”Bugün yaylacılığın günübirlik turizm faaliyeti olarak yapılmaya başlandığını ve yaylacılığın dönüşüme uğradığını kaydeden Gündoğdu, “Yaylalarda onlarca evin kapısı artık hiç açılmamaktadır. Yaylacı dedelerin torunları yaylaları sevmemektedir. Yaylacı dedelerin her türlü imkansızlıklara rağmen yaptığı evler artık yeni sahiplerini beklemekte, özlemle yaylacılık yapacak, kendilerine sahip çıkacak torunlarını, sahiplerini beklemektedir” ifadelerini kullandı.
Gümüşhane’de ormanlara girişler yasaklandı
17 Temmuz 2023 Pazartesi - 13:47 Gümüşhane’de ormanlara girişler yasaklandı Gümüşhane’de orman yangınlarıyla mücadele kapsamında yayımlanan genelge ile 31 Ekim tarihine kadar ormanlara girişler yasaklandı.Son günlerde ülke genelinde artan orman yangınlarının ardından Gümüşhane’de de Vali Kamuran Taşbilek imzasıyla yayımlanan genelgeyle olağanüstü hava durumları nedeniyle il genelinde orman yangınlarının ortaya çıkabileceği ifade edilerek bir dizi tedbir alındı.Ormanları yangına karşı korumak amacıyla alınan tedbirlerin sıralandığı genelgede 18 Temmuz-31 Ekim 2023 tarihleri arasında ormanlık alanlara girişler il genelinde yasaklanırken, bu tarihler arasında yalnızca görevlilerin ormanlara girebileceği vurgulandı.Piknik, mangal, anız yakmak yasaklandıOrman çevresinde ve içinden geçen yollarda, orman kenarında mola verme, piknik yapma, mangal, semaver ve ateş yakmanın yasaklandığı genelgede ayrıca bağ-bahçe, anız ve tarla temizliğinden meydana gelen dalların ve her türlü bitki örtüsünün yakılması da yasaklandı.Havai fişek yasaklandıOrman alanı civarındaki tesisler ile sanayi kuruluşlarının oluşabilecek yangın riskine karşı bütün tedbirleri eksiksiz alması istenen genelgede ormanlık alanlara yakın olan yerlerde düğün, nişan gibi organizasyonlarda orman yangınlarına neden olabilecek havai fişek, dilek balonu gibi yanıcı madde kullanılmasına da kısıtlama getirildi.Belediyeler koruma bandı oluşturup iş makinelerini hazır bulunduracakEnerji nakil ve iletim hatlarının yapım ve bakımı ile ilgili kuruluşların hatların özellikle ormanlık alanlardan geçen kısımlarında gerekli bakımları gerçekleştirerek yangın riskine karşı her türlü tedbiri alması istenen genelgede tüm belediyelerin orman içinde, bitişiğinde ve yakınında bulunan çöp toplama alanları çevresinde koruma bandı oluşturacağı ve yangın riskine karşı gerekli iş makinelerini hazır bulunduracağı ifade edildi.Denetimler artırılacak, din görevlileri vatandaşları uyaracakGenelgede ilçe kaymakamlıkları ve Orman Bölge Müdürlüğü koordinasyonunda genel kolluk ve orman kolluğundan oluşturulan denetim ekiplerinin gözetim ve denetimlerini etkin bir şekilde yapacakları belirtilirken, ormanların korunması noktasında vatandaşları uyarmak ve bilinçlendirmek üzere köy ve mahalle cami imamlarınca konuşmalar ve sohbetler düzenlenmesi, cami hoparlörlerinden ilanlar yapılarak, ateş yakılmaması konusunda halkın uyarılması istendi.Tabiat parkları, kent ormanı tedbirleri alarak faaliyetlerine devam edecekKöy muhtarlarının ormanların yangınlara karşı muhafazasında köylerde gerekli tedbirleri alarak vatandaşları uyarması istenen genelgede ayrıca, Tarım ve Orman Bakanlığınca kiraya verilen piknik ve mesire yerleri işleticilerinin orman idaresi ile yaptıkları sözleşme hükümlerine istinaden faaliyetlerine devam edeceği, bununla birlikte orman yangınlarına karşı her türlü tedbiri alacağı ve bu tedbirlerin orman teşkilatının ilgili birimleri tarafından da denetleneceği, tabiat parkları ve kent ormanının da bu bağlamda değerlendirilerek söz konusu alanlardaki işletmecilerin orman yangınlarına yönelik her türlü tedbiri alacağı ifade edildi.Gümüşhane sınırları içerisindeki tüm ormanlık alanlarda uygulanacak kararlara uymayanlar hakkında 6831 sayılı Orman Kanunu, Türk Ceza Kanunu ve Kabahatler Kanunu uyarınca idari ve adli işlem yapılacak.
Şehit öğretmen Necmettin Yılmaz kabri başında anıldı
16 Temmuz 2023 Pazar - 15:41 Şehit öğretmen Necmettin Yılmaz kabri başında anıldı Görev yaptığı Şanlıurfa’dan karne tatili için memleketi Gümüşhane’ye dönerken Tunceli-Pülümür yolunda PKK’lı teröristler tarafından kaçırılarak şehit edilen öğretmen Necmettin Yılmaz, şehadetinin 6. yılında kabri başında anıldı.Gümüşhane’nin Torul ilçesine bağlı Demirkapı köyünde bulunan kabri başında düzenlenen anma programında 23 yaşında şehit edilen sınıf öğretmeni Necmettin Yılmaz’ın kabrine karanfil bırakılarak, dua edildi. Şehit öğretmenin annesi Gülay, babası Hamit, kardeşi Yahya ve ağabeyi Ahmet Yılmaz’ın da hazır bulunduğu törende şehit öğretmenin kabrine karanfil bırakıp dua eden Gümüşhane Valisi Kamuran Taşbilek, tek gayesi milletin evlatlarının aydınlanması olan ve bu uğurda mücadele ederken şehit edilen şehit öğretmen Necmettin Yılmaz başta olmak üzere vatanı, milleti, bayrağı, mukaddesatı uğruna mücadele eden aziz şehitler ve kahraman gazileri minnet, şükran ve rahmetle andıklarını söyledi.“Necmettin öğretmenin tek derdi milletin evlatlarının aydınlanmasıydı”Vali Taşbilek, “Şehit Necmettin Yılmaz öğretmenimizin şehadete erişinin 6’ıncı yılında mezarı başında onu anıyoruz. Şehidimize rahmet diliyoruz, şehidimizle birlikte bütün şehitlerimize rahmet diliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, İçişleri Bakanımız Sayın Ali Yerlikaya’nın, Milli Eğitim Bakanımız Sayın Yusuf Tekin’in değerli ailemize selamlarını, iyi dileklerini ve tekraren taziye dileklerini de iletmeyi bir borç biliyoruz. Tek derdi, tek çabası milletimizin aydınlanma davası olan bir öğretmenimizin katledilişinin 6’ıncı yılındayız. Üzüntümüz, acımız elbette ki büyük ama biliyoruz ki Türkiye Cumhuriyeti dünyanın da bildiği üzere çok büyük ve çok kudretli. Bu ailemizin acısını dindirmeye, hafifletmeye yetecek kudrette. Devletimiz yurt içinde ve yurt dışında bütün terörist faaliyetleri imha etti ve etmeye devam ediyor. Gerek Necmettin öğretmenimize gerek Aybüke Yalçın öğretmenimize gerekse de milletimizin birliği, beraberliği ve davası uğruna gözünü kırpmadan bütün şehitlerimize rahmet diliyorum” dedi.Yaz tatilini geçirmek için 16 Haziran 2017 tarihinde görev yeri Şanlıurfa’nın Siverek ilçesi Çiftçibaşı İlkokulundan memleketi Torul’a dönerken PKK terör örgütü mensupları tarafından Tunceli-Erzincan karayolu Pülümür ilçesi civarında aracı yakıldıktan sonra kaçırılarak şehit edilen ve bölgede 27 gün süren arama çalışmalarının ardından cansız bedeni 12 Temmuz 2017’de Pülümür Çayı’nda bulunan 8 aylık sınıf öğretmeni 23 yaşındaki Necmettin Yılmaz, 16 Temmuz 2017 tarihinde ilçeye bağlı Demirkapı köyünde son yolculuğuna uğurlanmıştı.
Artabel Gölleri’nde 15 Temmuz şehitleri anısına doğa yürüyüşü
15 Temmuz 2023 Cumartesi - 22:58 Artabel Gölleri’nde 15 Temmuz şehitleri anısına doğa yürüyüşü Gümüşhane’de 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü nedeniyle aynı zamanda tarihi sit alanı olan Artabel Gölleri Tabiat Parkına “Türkiye Yüzyılının Kahramanları anısına” sloganıyla doğa yürüyüşü düzenlendi.Gümüşhane’nin Torul ilçesi sınırlarında bulunan ve Türkiye’nin doğal güzellikleri listesine adını yazdıran, kristal berraklığındaki sularıyla ünlü irili ufaklı 22 göle ev sahipliği yapan Artabel Gölleri Tabiat Parkı, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’nde aralarında Afrikalı öğrencilerin de olduğu yaklaşık 100 kişiyi ağırladı.Tabiatın büyüleyici güzellikleriyle dolu bir yer olmasının yanında Osmanlı-Rus harbi döneminden kalma şehit mezarları, siperler, savaş yolları, karargah yıkıntıları bulunması nedeniyle tarihi sit alanı olarak ilan edilen Artabel Gölleri Tabiat Parkında Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ile Herkes İçin Spor Federasyonu İl Temsilciliği tarafından Türkiye Yüzyılının Kahramanlarını anmak için doğa yürüyüşü düzenlendi.‘Işıkla suyun buluştuğu zirve’ ve ‘Yüksek zirvelerin cenneti’ olarak adlandırılan Artabel Gölleri Tabiat Parkı, kentin en yüksek zirvesi olan 3 bin 331 metre rakımlı Abdal Musa Zirvesini içerisinde barındıran, kendini insandan sakınan yüksek bir coğrafyada yer alıyor.Yalçın dorukların çevrelediği buzul gölleri, endemik bitki ve canlıları, eski göç yolları, siperleri, şehitlikleriyle özellikle yaz aylarında ziyaretçilerine büyüleyici güzellikler sunan Artabel Gölleri Tabiat Parkı, zengin flora, fauna ve eşsiz manzarası ile Gümüşhane’nin çatısı olarak nitelendiriliyor.Gürül gürül akan derelerin, şelaleleri, göllerin oluşturduğu eşsiz güzelliklerin izlenebildiği Artabel Gölleri Tabiat Parkındaki etkinlikte sporcular Gülaçar köyü yaylasından yürüyüşe başladı ve 2 bin 890 metre rakımdaki Adalı Göle ulaştı.Burada yemek molası verdikten sonra zorlu bir yatay geçişle Osmanlı-Rus harbi sırasında askerlerin boğularak şehit olması nedeniyle adı “Ahtabur” olan ve zirvelerinde şehitlikler, siperler, karargah yıkıntıları bulunan 2 bin 980 metre rakımdaki göle vardı.Sıcak havanın etkisiyle burada bazı sporcular buz gibi suda yüzerken bu noktadan sonra inişe geçen sporcular tarihi topçu yolunu takip ederek 2 bin 720 metre rakımdaki Büyük Göle iniş yaptı.Grupta yer alan imam hatiplerin tüm şehitler ve 15 Temmuz darbe girişiminde şehit olanlar için Kur’an-ı Kerim okuması ve dua edilmesinin ardından etkinlik başladığı noktaya kadar gerçekleştirilen yürüyüşle son buldu.7 Afrikalı öğrenci yürüyüşe katıldıBerrak gölleri ve büyüleyici manzaralarıyla insanları kendine hayran bırakan bir doğa harikası olan Artabel Gölleri Tabiat Parkında etkinlik boyunca irili ufaklı 10 gölü, çok çeşitli çiçekleri ve endemik bitkileri görme fırsatı bulan katılımcılar arasında binlerce kilometre uzaktaki Afrika ülkelerinden Gümüşhane’ye üniversite okumaya gelen 7 öğrenci de yer aldı.Ekvator Gine’sinden üniversite okumak için Gümüşhane’ye gelen Elena Luisa, gördüğü manzaralar karşısında "Çok güzel bir manzara, 10 numara" ifadelerini kullanırken Roberto Kaolis ise "Artabel Gölleri çok güzel bir yer. Çok mutlu olduk. Çok beğendim" dedi.“Ben hayatımda böyle güzellik görmedim”Gastronomi ve Mutfak Bölümünün öğrencisi Bangladeşli Medi Abdulrezzak El Niran ise "Bu etkinliği düzenleyenlere teşekkür ediyoruz. Ekvador, Gine, Bangladeş, Somali gibi ülkelerden gelen 7 kişi katıldık yürüyüşe. Artabel Maşallah çok güzel. 5-6 gölün yanına gittik, gezdik. Ben hayatımda böyle güzellik görmedim" ifadelerini kullandı.“Yürüdüğümüze ve yorulduğumuza değecek bir yer”Programa eşiyle katılan ve Artabel’in doğanın cömertliğini gözler önüne seren bir cennet köşesi olduğunu, bugüne kadar gelmediği için pişman olduğunu belirten Esra Salantur Andiç de, "Çok memnun kaldık, çok güzel bir yer. Keşke daha önce gelseydik diye eşimle birbirimize yol boyunca söylendik. Yürüdüğümüze ve yorulduğumuza değecek bir yer. 15 Temmuz şehitlerimiz için yürüdük. Yürüyüşümüzün bir anlamı olması bizim için daha da mutluluk ve gurur verici oldu" dedi.“İnşallah en kısa zamanda öğrencilerimi de buraya getireceğim”Giresun’un Tirebolu ilçesinden gelen matematik öğretmeni Hamza Karabıçak ise, "Daha önce buraya gelmiştim ama bugün farklı 3 gölü daha keşfettim. İnşallah en kısa zamanda öğrencilerimi de buraya getireceğim. Bu etkinliğin 15 Temmuz için yapılması bizim için çok değerliydi" diye konuştu.“Türkiye yüzyılının kahramanları olan şehitlerimizi, gazilerimizi bu yürüyüşümüzde birlikte bir kez daha anmış bulunduk”Etkinliğe katılan Gençlik ve Spor İl Müdürü Mücahit Atalay da, “Bugünkü rotamız Artabel Gölleri Tabiat Parkıydı. 100 kişilik grubumuzla 10 kilometrelik bir rotayı gerçekleştirdik. Doğal güzellik olarak muhteşem bir coğrafya. Bununla birlikte bugün 15 Temmuz olması hasebiyle önemli bir gün. Tarihin akışı içerisinde tarihin dönüm noktası diyebileceğimiz zamanlar vardır. Bir gündür ama bir asra bedeldir. İşte 15 Temmuz’da böyle bir gündü. Hain darbe girişimi karşısında Türkiye yüzyılının kahramanları olan şehitlerimizi, gazilerimizi bu yürüyüşümüzde birlikte bir kez daha anmış bulunduk. Bundan 100 sene önce de bu coğrafyada yine kahraman askerlerimiz mücadelelerini gerçekleştirdiler. Yani ruh, aynı ruh. O destansı mücadeleyi bir kez daha anmış olduk. 15 Temmuz şehitlerini rahmetle, minnetle, şükranla anarken 15 Temmuz gazilerine de sağlık, sıhhat, afiyet diliyoruz. Türkiye yüzyılının kahramanlarını bir kez daha rahmetle, minnetle ve şükranla buradan yad ediyoruz”