Yerel Haberler
Gümüşhane
Bakan Tunç: "Ülkeyi yönetsin dedikleri Kılıçdaroğlu’na demediklerini bırakmıyorlar" 04 Aralık 2025 Perşembe - 21:26:17 Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Gümüşhane’de temasları kapsamında ülke gündemine dair açıklamalarda bulundu. Muhalefete yüklenen Bakan Tunç, "Ülkeyi yönetsin diye öne attıkları Kılıçdaroğlu’na şu an demediklerini bırakmıyorlar. Bu iktidar olsaymış ne olacakmış?" dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, çeşitli ziyaretlerde bulunmak için Gümüşhane’ye geldi. Program kapsamında ilk olarak Gümüşhane Valiliğini ziyaret eden Bakan Tunç, Vali Aydın Baruş ve il protokolüyle şehirde yürütülen çalışmalar hakkında bilgi aldı. Valilik ziyareti sonrası Gümüşhane Adliyesi’ni de ziyaret eden Bakan Tunç, Gümüşhane Cumhuriyet Başsavcısı Ziya Burak Gürgah ve savcılarla toplantı yaparak adliyedeki işleyiş ve ihtiyaçlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Ardından Gümüşhane Barosu’nu ziyaret eden Tunç, kentte görev yapan avukatlarla bir araya gelerek sohbet etti. Programın devamında AK Parti Gümüşhane İl Başkanlığı’nı ziyaret eden Bakan Tunç, burada basın açıklaması yaparak kentteki temaslarına ve ülke gündemine dair açıklamalarda bulundu. "Türkiye’yi terörden kurtaracağız" Terörsüz Türkiye süreci ile ilgili açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Türkiye’yi terörden de kurtaracağız. Bu konuda kararlıyız. Milletimizin büyük bir beklentisi var. 41 yıldan bu yana bu ülkenin gelişmesinin, kalkınmasının önünde çok büyük engel oldu terör örgütü. Maalesef bugün o trilyonlarca kaynağı biz teröre harcamasaydık bu ülkenin, bu milletin cebinde olacaktı, milletin refahına harcanacaktı. İşte gördüğümüz şu son 23 yılda yapılan eserler belki yıllar önce hayata geçmiş olacaktı. Maalesef kaynaklarımız gitti. Sadece kaynaklarımız mı? Asıl önemlisi canlarımız gitti. Binlerce şehit verdik. Asker, polis, sağlık memuru, doktor... Büyük acılar yaşadık. Bundan sonra bu acıları yaşamayalım istiyoruz. Çocuklarımız, gençlerimiz daha güvenli bir geleceğe baksın diyoruz. Bunun için de büyük bir mücadele veriyoruz. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanımız daha iktidara gelir gelmez Olağanüstü Hali kaldırarak bir normalleşme sürecini başlattı. Sadece Kürt vatandaşlarımız için değil, ülkemizin bütün vatandaşları için temel hak ve özgürlükleri alabildiğine genişletti. Dolayısıyla yasakları kaldırdı ve bugün geldiğimiz noktada teröre mazeret teşkil eden bütün unsurları ortadan kaldırdı. Güvenlik güçlerimizin çetin mücadelesi ve diğer alanlardaki çalışmalar ‘Terörsüz Türkiye’ sürecine getirdi bizi. Geçen sene Ahlat’ta yapılan konuşma, yine bu sene yapılan Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘iç cepheyi güçlendirelim’ vurgusu, yine Sayın Bahçeli’nin geçen sene grupta yaptığı çağrıyla beraber terör örgütünün fesih kararı ve silah bırakma sürecine geldi nokta. Meclis’te kurulan komisyon, milletvekillerimiz bu süreci sahiplendi. Büyük bir uzlaşmayla önemli toplantılar yaptı, görüşler alındı. Her kesimin, sivil toplumun, ilgili kurumların görüşleri alındı ve kurumlarımız, ilgili bakanlıklar, istihbarat teşkilatımız tam bir koordinasyon içerisinde bu süreci bugünlere kadar getirdik ve bundan sonra da bu sürecin kalıcı olmasıyla ilgili olarak çabamızı sürdürüyoruz" ifadelerini kullandı. "Sürecin başarısız olmasını isteyenlere fırsat vermeyeceğiz" Terörün tüm unsurlarıyla bitirilmesi için çalışmaların süreceğini ifade eden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Tabii bu süreci sekteye uğratmak isteyenler, kesintiye uğratmak isteyenler, bu sürecin başarısız olmasını isteyenler, içte ve dışta şer şebekeleri var. Türkiye’nin ilerlemesini istemeyenler, Türkiye’nin yine terör belasıyla baş başa kalmasını isteyenler, Türkiye düşmanları her zaman vardır. O nedenle biz o düşmanlara karşı uyanık olacağız ve onlara fırsat vermeyeceğiz. Hiçbir sabotaja fırsat vermeyeceğiz. Şehit ailelerimiz, gazilerimiz onlar Terörsüz Türkiye için canlarını ve kanlarını verdiler. Biz onların emanetine sonuna kadar sahip çıkacağız. Ve milletimizin istemediği hiçbir şey yapmayacağız. Milletimiz ne istiyorsa bugüne kadar onu yaptık, bundan sonra da onu yapacağız inşallah. Bundan hiç şüpheniz olmasın. Ve terörü gerek içerde, gerek dışardaki unsurlarıyla beraber yok edinceye kadar çalışmamızı sürdüreceğiz ve bu noktada Türkiye’nin daha huzurlu bir geleceğe kavuşması noktasındaki çabalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz inşallah" dedi. "Ülkeyi yönetsin dedikleri Kılıçdaroğlu’na demediklerini bırakmıyorlar" Açıklamasında muhalefete de yüklenen bakan Tunç, "Muhalefetin durumunu görüyorsunuz. Yani kendilerine faydaları yok. Kendi içlerindeki tartışmalar, yolsuzluk tartışmaları, kongre tartışmaları... Yani 2 yıl önce sürekli bu ülkeyi yönetsin diye öne attıkları Kılıçdaroğlu’na şu anda demediklerini bırakmıyorlar. Bu iktidar olsaymış ne olacakmış? Nasıl bir parti? Yani böyle bir ülkeyi yönetme kabiliyetleri var mı bunların? Yok. Onun için milletimizden hiç kopmadan... Bizim başarımızın sebebi milletimizden kopmamamız değerli arkadaşlar. Bizim AK Parti’mizin 23 yıldan bu yana iktidarda kesintisiz iktidarını sürdürmesinin sebebi milletten kopmaması. Eğer milletten uzaklaşırsak, milletin taleplerine duyarsız kalırsak o zaman millet de bize duyarsız kalır. Bunu zaten yapmayız. Dolayısıyla inşallah milletimizin taleplerini yerine getirmek için çalışıyoruz" diye konuştu. AK Parti İl Başkanlığını ziyaretinin ardından Bakan Tunç son olarak Gümüşhane Belediyesi’ni ziyaret ederek programını sonlandırdı. Ziyaretlere Bakan Tunç’un yanı sıra bakan yardımcıları, Hakimler ve Savcılar Kurulu 1. Daire Başkanı ile Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü de katıldı.
01 Aralık 2025 Pazartesi - 13:16 Gümüşhane’de yarım saat arayla meydana gelen iki kazada 1 kişi öldü, 3 kişi yaralandı Gümüşhane’de aynı mevkide yarım saat arayla meydana gelen iki ayrı kazada 1 kişi öldü, 3 kişi yaralandı. Özcan Mahallesi’nde meydana gelen ilk kazada, Gümüşhane’den Trabzon istikametine seyir halinde olan M.E.T. (19) idaresindeki 61 DE 434 plakalı otomobil, Harşit-18 Köprüsü üzerinde sürücünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesiyle köprünün korkuluklarını yıkarak yaklaşık 25 metreden dere yatağına düştü. İhbar üzerine olay yerine sağlık, polis, itfaiye ve AFAD ekipleri sevk edildi. Araçtan çıkarılan sürücü M.E.T. ve yolcu Hasan Öztürk (54) hastaneye sevk edilirken, Hasan Öztürk hastaneye kaldırılmak istenirken yolda hayatını kaybetti. Kazadan yaklaşık 30 dakika sonra 750 metre uzaklıktaki Hacıemin Mahallesi Hacıemin 3 Tüneli içinde ikinci kaza meydana geldi. Trabzon istikametine giden H.Y. yönetimindeki 61 ND 480 plakalı otomobil ile Gümüşhane istikametine seyir eden N.G. idaresindeki 29 AAC 162 plakalı araç tünel içinde henüz bilinmeyen nedenle çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle 29 AAC 162 plakalı otomobil takla atarak durabildi. İki sürücü de olay yerinde yapılan ilk müdahalenin ardından hastaneye kaldırılırken, hayati tehlikelerinin bulunmadığı belirtildi. Öte yandan 61 ND 480 plakalı otomobilin sürücüsü H.Y.’nin araç içerisinde sağlık ekiplerini beklediği ve telefonla yakınlarını arayarak kazayı haber verdiği anlar kaydedildi.
Gümüşhane’de "Aile Yılı" futbol turnuvası sona erdi
24 Ağustos 2025 Pazar - 18:48 Gümüşhane’de "Aile Yılı" futbol turnuvası sona erdi Gümüşhane’de "Aile Yılı" kapsamında düzenlenen "2025 Aile Yılı Tek Yürek Futbol Turnuvası" tamamlandı. Gümüşhane Valiliği koordinesinde, Gümüşhane Belediyesi, Gümüşhane Üniversitesi, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, Trabzon Vakıflar Bölge Müdürlüğü ile TFF Gümüşhane İl Temsilciliği tarafından organize edilen turnuvada 12 ilden gelen U-13 takımları mücadele etti. Yenişehir Stadyumu’nda 4 gün süren organizasyonun finalinde Bayburt ve Van takımları karşı karşıya geldi. Mücadelenin ardından şampiyonluk kupasını Bayburt futbol takımı kaldırdı. Necati Alçık: "Çocukların birlik ve beraberliğini sağlamak istedik" Turnuvanın final karşılaşması öncesi konuşan UYAFA Genel Başkanı Necati Alçık, "2025 yılının Cumhurbaşkanımız tarafından Aile Yılı ilan edilmesi ve bizim projelerimizle de benzerlik göstermesi neticesinde bu turnuvayı hazırladık. Çocuklar ailelerin temel taşları olduğu için çocuklarımızın burada mutluluk ve birlik beraberliğini sağlamak istedik. 12 ilden sporcularımız Gümüşhane’ye gelerek buranın hem kültürünü, hem tarihini hem de kardeşliğini yaşayarak buradaki güzel atmosferi yaşattık. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın öncülüğünde UYAFA’nın organizasyonuyla yapılan bu turnuva çok güzel geçti, çok memnunuz" dedi. Cengiz Maden: "Çok güzel bir kardeşlik gösterisi oldu" Turnuvaya katılan sporcuların kurum görevlileri tarafından turnuva dışında kalan zamanlarda şehirdeki tarihi ve turistik mekanları gezdiğini ifade eden Gümüşhane Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Dr. Cengiz Maden, "Katılan bütün illerimize ve takımlarımıza teşekkür ediyoruz. Şu an final maçı oynanıyor. Bayburt ve Van illeri finale kaldılar. İldeki bütün kurumların koordinesiyle böylesine güzel bir çalışma yaptık. 4 gün boyunca katılan bütün takımlar birlik, beraberlik içerisindeydiler. Zaten bizim yapmış olduğumuz turnuva da ‘Aile Yılı Tek Yürek’ turnuvasıydı. Çok güzel bir kardeşlik gösterisi oldu. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü 2025 yılının Aile Yılı ilan edilmesiyle birlikte neredeyse 80’e varan etkinlik gerçekleştirdik. Biz bu işi taçlandırmak adına da kurumlar arası koordinasyonla böyle bir etkinliği hayata geçirdik" diye konuştu. Necati Yılmaz: "Çocuklar bu tür etkinliklerde çok mutlu oluyorlar" İl dışından gelen sporculara Gümüşhane’yi iyi tanıtmak istediklerini ifade eden Gümüşhane Belediyesi Başkan Yardımcısı Necati Yılmaz, "Yıllarca festival organize eden birisi olarak bu çocuk festivali temasını daha ön plana çıkarabilir miyiz diye düşünüyorum. Çünkü inanın çocuklar en ufak bir etkinlikte bile çok mutlu oluyorlar. Gümüşhane’ye il dışından gelen çocukların burayı hafızalarına iyi kazımak istiyoruz. Bu iyi izlenimler gelecek yıllarda aktarılarak Gümüşhane’nin tanıtımı için de çok kıymetli" ifadelerini kullandı. Farklı kültürlerle tanıştıklarını ifade eden Bayburt Kalegücü Spor oyuncusu Serkan Tiryaki (11), "Zor bir gruba düştük, turnuvada her takımın farklı özellikleri vardı. Gümüşhanespor takımını çok sevdim hepsine başarılar diliyorum. Turnuva çok zordu ancak şampiyon olacağımıza inanıyorduk. Karaca Mağarası’na geziye gittik, her yere gidip gezip gördük. Her şey çok eğlenceliydi. Farklı şehirlerden gelen arkadaşlarla birbirimize farklı kültürlerden bahsettik çok güzeldi" dedi.
Çimento fabrikasının tozu, beldeyi isyan ettirdi
23 Ağustos 2025 Cumartesi - 14:16 Çimento fabrikasının tozu, beldeyi isyan ettirdi Gümüşhane’nin Bahçeli beldesinde faaliyet gösteren Aşkale Çimento Fabrikası’nı protesto eden vatandaşlarla fabrika çalışanları arasında arbede yaşandı. Gümüşhane’nin Bahçeli Beldesiyle iç içe bulunan Aşkale Çimento Fabrikası’nın yıllardır oluşturduğu toz bulutuna tepki gösteren yaklaşık 300 kişi, kadın ve çocukların da katılımıyla pankartlar ve sloganlar eşliğinde beldeden fabrikaya yürüdü. Fabrika önünde yapılan basın açıklaması sırasında çalışanlarla vatandaşlar arasında arbede yaşanırken jandarma ekipleri olaya müdahale etti. Kadınlar ve çocuklar fabrikanın neden olduğu kirliliği göstermek için kirli toz bezleri ile bahçelerinden topladıkları mahsulleri fabrika önüne atarak tepkilerini dile getirdi. "İnsanların burada yaşama şansı kalmadı" Söz konusu fabrika ile ilgili yıllardır mücadele sürdürdüklerini aktaran Bahçeli Belediye Başkanı Çetin Rıza Tanış, "Biz daha önce sizin de öncülüğünüzde Türkiye gündemine oturan ifadeler de kullandık bu eylemin geleceğini de söyledik ama o günden bugüne bırakın tedbir almayı daha beter bir hale geldi. Bugün görüyorsunuz üretim durdurulmuş, tertemiz. Yapılacak tahkikatlarda fabrika burada anında duruyor temiz bir görüntü sağlanıyor. Bizim istediğimiz fabrikayı kapatmak değil, bizim istediğimiz üretimi engellemek değil. Bizim burada istediğimiz tek şey temiz üretim, sağlıklı üretim daha önce de söyledim bunları. Biz bunları tekrar etmekten yorulduk. Devlet nerede dediğimizde hiçbir tedbir alınmadığını tekrar görüyoruz. Yoksa bizim ne işimiz var burada adam gibi üretim yapsınlar, adam olsunlar, insan sağlığına dikkat etsinler kimsenin burada bir işi olmaz. Bunu açık yüreklilikle söylüyorum. Bu güneşin altında bu insanları buraya yığmanın manası yok. Biz sermaye düşmanı değiliz bu devletin üretime ihtiyacı var, adam gibi üretim yapsınlar. Çatılarımızda, belediyenin sosyal alanlarında oturulacak hal kalmadı. Beldedeki evleri geçtik, insanların yaşama şansı kalmadı artık" dedi. "Beldenin çoğu KOAH hastası oldu" Fabrikanın meydana getirdiği kirliliğin belde halkında sağlık sorunlarına yol açtığını ifade eden belde sakini Gülümser Tanış, "Biz yaşayamıyoruz artık, boğuluyoruz. Balkonum, evimin önündeki masamı sildiğimde her gün simsiyah toz çıkıyor. Köyün hepsine geliyor ancak ben yakın olduğum için en çok bana geliyor. Sebzelerimiz, meyvelerimiz, fasulyelerimiz bu sene hiç olmadı. Dalından bir meyve koparıp yiyemiyoruz. Dutlarımız olduğu gibi çöpe gitti. Ne pestil yapabildik, ne pekmez. Çünkü toz var, yediğimiz zaman ağzımızda hissediyoruz. Biz çalışmasın demiyoruz sadece bize tozunu vermesinler. Beldenin çoğu şu anda KOAH hastası. Ancak umursamıyorlar, vicdanları yok bunların" diye konuştu. Müşerref Tanış da, "Burada sebzemiz, meyvemiz, biz zehirleniyoruz. Her gün yemek masamın üzerini siliyorum. Böyle rezillik olmaz. Buna bir çare bulunsun" ifadelerini kullandı. "Fabrikadan dolayı sağlıklı büyüyemeyeceğiz" Dalından koparıp gönül rahatlığıyla meyve yiyemediklerini söyleyen Zeynep Sena Şahin (9), "Burada yemek yiyemiyoruz, her şey toz oluyor. Elmaları daldan koparıp yiyemiyoruz, sirkeli suya koymak zorunda kalıyoruz. Hepsinin içinden toz çıkıyor, çimento pisliği çıkıyor. Biz bunları istemiyoruz, filtreleri takmıyorlar. Tozlarına sahip çıksınlar, biz istemiyoruz. Zehirleniyoruz, bizim sofralarımızdan, camlarımızdan, bezlerimiz, kıyafetlerimiz her şeyimiz pis oluyor. Biz fabrikayı istemiyoruz, hep toz toz. Nefret ediyoruz fabrikadan sağlıklı büyüyemeyeceğiz artık" dedi.
Yunan keşişlerden Gümüşhane’deki Hutura Kilisesi’ne ziyaret
22 Ağustos 2025 Cuma - 09:31 Yunan keşişlerden Gümüşhane’deki Hutura Kilisesi’ne ziyaret Yunanistan’dan gelen Ortodoks keşişleri ve beraberindeki grup, Gümüşhane’nin Alemdar köyündeki tarihi Hutura Kilisesi’ni ziyaret etti. Gümüşhane’nin merkeze bağlı Alemdar köyünde bulunan tarihi Hutura Kilisesi, Yunanistan’dan gelen Ortodoks keşişleri ve beraberindeki yaklaşık 20 kişilik grup tarafından ziyaret edildi. 14. yüzyılın ilk yarısında Trabzon Prensi Aleksios Komnenos tarafından yaptırılan, 1509’da keşiş Ananias ve 1624’te Georgios Stratilatis tarafından onarılan kilisenin ayrıca Sultan II. Abdülhamid döneminde onarıldığını gösteren yazıtı da bulunuyor. Köy girişindeki meyilli arazinin düzeltilmesi sonucu oluşturulan kilise, şapel ve çeşitli yapılardan meydana geliyor. Atalarının yaşadığı topraklara gelmekten duydukları memnuniyeti dile getiren grup Ortodoks mezhebinin Karadeniz’de bulunan 3 kutsal kilisesinden biri olarak kabul edilen Hutura Kilisesi’nin yılların etkisiyle harap duruma geldiğini söyleyerek yeniden ayağa kaldırılması için devletten destek talebinde bulundu. "Dinî olarak çok önem verdiğimiz bir bölge" Bölgenin din temelinde insanların önemli bir buluşma noktası olduğunu ifade eden Aziz Grigorios Manastırı Keşişi Grigorios Grigoriadis, "Burada yaşamış dedelerimiz için buraya geldik. Burası bizim dini olarak çok önem verdiğimiz bir bölgedir. Atalarımız ayak bastığı ve yaşadığı önemli bir yer. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin büyük bir sevgi ve saygıyla bu topraklarda bulunan mabetlerimizi onardığını gördüm. Duamız şu ki Allah Türk hükümetine yardımcı olsun bu yerlerin restorasyonu için ve ayrıca Hudura Kilisesi’ni de restore etmesi için güç kuvvet versin. Bu bölge bütün insanların buluştuğu bir yer. Irk olarak değil din vasıtası ile burada buluşuyoruz. Bu topraklar Roma İmparatorluğu’nun devamıdır. Ondan sonra Bizans İmparatorluğu’na geçtiler, daha sonra Osmanlı Devleti’nin, şimdi de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin varlığıyla kendisini var ettiriyor. Burada yaşayan Ortodokslar sadece Yunanlı değildi başka etnik kültüre sahip insanlar da yaşıyordu bu bölgede. Ben 3 kez buraya geldim. Her seferinde de burada yabancı olmadığımı hissediyorum. Ayrıca geçmişte istemeden ayrıldığımız insanları ziyaret ediyorum" dedi. "Harap haline rağmen Yunanistan’dan ziyaretçiler geliyor" Tarihi kaynaklarda bölgenin Ortodokslar için önemine dair önemli ifadeler yer aldığını söyleyen Gümüşhane Alemdar Köyü Muhtarı Okan Berker, "Burası köyümüzde Rum’lardan kalan tarihi bir manastır. Tarih kitaplarında 1300’lü yıllardan itibaren kayıt altında. Bu harap haline rağmen manastırımıza ziyaretçiler geliyor. Onlar da kendileri için kutsal bir toprak olduğunu ifade ediyorlar. Bu haline rağmen düzenli olarak ziyaret ediyorlar ve restore edilmesi için istekleri var. Bu yapının restore edilmesinin memleketimize de katkıları olacağını düşünüyorum. Geçmişte burası bölgesel bir hac bölgesiymiş onlar için" diye konuştu.
Anadolu’nun en narin kadın iskeletleri Satala’da ortaya çıktı
21 Ağustos 2025 Perşembe - 09:27 Anadolu’nun en narin kadın iskeletleri Satala’da ortaya çıktı Satala Antik Kenti’nde yapılan kazılarda 9 kadın mezarı bulundu. Kazı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Çakmur, Anadolu’da yapılan kazılarda bulunan en narin yapılı iskeletler olduğu değerlendirilen bulgular şaşkınlığa neden oldu. Gümüşhane’nin Kelkit ilçesi Sadak köyünde bulunan, Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırında günümüze kadar ulaşabilen ve Anadolu’da kazı çalışması yapılabilen tek Roma lejyon kalesi olan Satala Antik Kenti’nde 2025 kazı sezonu devam ediyor. ‘Geleceğe Miras Projesi’ kapsamında Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Elif Yavuz Çakmur başkanlığında yürütülen kazı çalışmasında Gölbaşı nekropolünde geçen yıl 16 mezar ortaya çıkarılmıştı. Gölbaşı nekropolünde ortaya çıkarılan mezarların yardımcı birliklere ait olabileceği değerlendirilirken, Prof. Dr. Ayşen Açıkol tarafından yapılan yeni antropolojik çalışmada 16 mezarın 9’unun kadın ve 3’ünün de çocuk iskeleti olduğu tespit edildi. Daha önce yalnızca bir kadın mezarının bulunduğu düşünülen bölgede 9 kadına ait mezarın bulunmasının oldukça şaşırtıcı olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Çakmur, bulunan iskeletlerin ise Prof. Dr. Ayşen Açıkol tarafından Anadolu’da yapılan çalışmalardaki en narin yapılı iskeletler olarak nitelendirildiğini dile getirdi. C1, C3 ve yeni açılan C5 açmalarında yürütülen kazılarda ise büyük duvar yapıları, sikke, seramik ve çeşitli küçük eserler gün yüzüne çıkarıldı. Kentte simge yapı haline gelen kemerli yapının korunması için proje hazırlandı; ziyaretçiler için sökülüp takılabilir bir karşılama merkezi ve köyün güneyinde "lejyon barakası müzesi" tasarlandı. Burada Roma lejyonerlerinin yaşamına dair buluntular sergilenecek. "Satala sadece arkeolojik olarak değil kültürel miras olarak da büyük potansiyele sahip" Antik kentte arkeolojik kazıların yanı sıra ziyaretçilerin bölgede daha uzun süre vakit geçirmesi için de projeler hazırlandığının altını çizen Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Elif Yavuz Çakmur, "Biz sadece Satala’da arkeolojik çalışmalar yürütmüyoruz. 2024 yılında Satala’ya geldiğimizde, buranın yalnızca arkeolojik açıdan değil, kültürel miras olarak da büyük bir potansiyele sahip olduğunu fark ettik. Kentin simgesi durumundaki kemerli yapı bizim en önemli çalışmalarımızdan biri olarak karşımıza çıktı. Ancak yapı günden güne eriyordu. Bu nedenle bir koruma projesi hazırladık. Ziyaretçiler Satala’ya geldiklerinde kastrum yapısı yani ana kale yapısını geziyorlar. Ancak burada geçirdikleri vakit görece kısa oluyor. Biz, ziyaretçilerin burada daha uzun süre vakit geçirebilmesi için projeler geliştirdik. Bunların başında kastrum yapısının korunması geliyor. Ayrıca ziyaretçilere broşür dağıtılabilecek, kenti tanıtan bilgilerin sunulabileceği bir karşılama merkezi tasarladık Köyün güneyinde atıl durumda bulunan sağlık ocağını bir lejyon barakasına dönüştürme projesini gerçekleştirdik. Gelen ziyaretçiler burada bir lejyoner askerinin yaşamına dair bulguları görebilecek. Kastrum yapısına ait eserler, Şahin Hoca döneminde bulunan zırh ve kalkan parçaları gibi objeler de burada sergilenecek. Böylece ziyaretçiler, bir lejyoner askerin nasıl yaşadığını ve ne giydiğini deneyimleme fırsatı bulacak. Aynı zamanda köylülerin de çalışabileceği, ziyaretçilerin ise bilgilenerek kaliteli vakit geçirebileceği bir kent oluşturmayı hedefliyoruz. Tüm bu projeler Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın "Geleceğe Miras" projesi kapsamında desteklenmekte. Ancak daha büyük ölçekli projeler için sponsorlara da ihtiyaç duyuyoruz. Güçlü bir sponsor desteğiyle Satala’nın potansiyelini çok daha üst seviyelere çıkarabileceğimizi söyleyebiliriz" dedi. "Nekropol alanında çıkan 9 kadın mezarı oldukça şaşırtıcı" 2024 yılında yapılan kazılarda ortaya çıkarılan 16 mezarın lejyonerlere ait olduğunu değerlendirdiklerini ancak yapılan antropolojik kazılarda bu mezarlardan 9’unun kadınlara ait olduğunun tespit edildiğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Elif Yavuz Çakmur, "Roma İmparatorluğu’nun toplamda 28-30 civarında lejyoner kent kurduğunu biliyoruz. Dünya çapında yüzlerce kent olmasına rağmen, garnizon kenti niteliğindeki yerleşim sayısı oldukça sınırlı. Bu kentlerden yalnızca 4’ü Anadolu’da bulunuyor ve Satala bunlardan biri. Batıda yüzlerce kent görülebilir ama Anadolu’da lejyoner kent olarak yalnızca Satala öne çıkıyor. Bu nedenle buradan çıkan her bulgu kendine özgü ve eşsiz bir nitelik taşıyor. Mimari yapılardan küçük arkeolojik materyallere kadar her şey, bir Roma sınır garnizonunun en önemli bulgularını oluşturuyor. Satala bu yüzden çok önemli bir kenttir ve çalışmaların uzun soluklu şekilde devam etmesi gerekmektedir. Kastrum yapısındaki koruma ve onarım projelerinin yanı sıra, kentin en önemli alanlarından biri olan nekropolde de çalışmalar yapıyoruz. Bu yıl Gölbaşı nekropolünde başlattığımız çalışmalarda, geçtiğimiz yıl 2024’te 16 mezar ortaya çıkarmıştık. Bunların yardımcı birliklere ait olduğunu düşünüyoruz. Antropolojik veriler Prof. Dr. Ayşen Açıkol tarafından değerlendirildi ve bu mezarlarda 9 kadın ile 4 erkek ve 3 çocuk iskeleti tespit edildi. Hatta hocamız Anadolu’da çalıştığı alanlardaki en narin yapılı iskeletlerin Gümüşhane Satala’da karşısına çıktığını söyledi. Bu bulgu bizim için oldukça şaşırtıcı oldu. Önceden yalnızca bir kadın mezarı bulunduğunu düşünüyorduk çünkü bronz küpeler bulunmuştu. Ancak yeni bulgular, burada geç dönemde de kullanılan bir mezarlık yapısının varlığını ortaya koyuyor. Bu yılki hedefimiz, burada lejyonlara ait mezarları buluntularıyla birlikte açığa çıkarmaktır" ifadelerini kullandı.
Anadolu’nun en narin kadın iskeletleri Satala’da ortaya çıktı
21 Ağustos 2025 Perşembe - 09:18 Anadolu’nun en narin kadın iskeletleri Satala’da ortaya çıktı Satala Antik Kenti’nde yapılan kazılarda 9 kadın mezarı bulundu. Kazı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Çakmur, Anadolu’da yapılan kazılarda bulunan en narin yapılı iskeletler olduğu değerlendirilen bulgular şaşkınlığa neden oldu. Gümüşhane’nin Kelkit ilçesi Sadak köyünde bulunan, Roma İmparatorluğu’nun doğu sınırında günümüze kadar ulaşabilen ve Anadolu’da kazı çalışması yapılabilen tek Roma lejyon kalesi olan Satala Antik Kenti’nde 2025 kazı sezonu devam ediyor. ‘Geleceğe Miras Projesi’ kapsamında Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Elif Yavuz Çakmur başkanlığında yürütülen kazı çalışmasında Gölbaşı nekropolünde geçen yıl 16 mezar ortaya çıkarılmıştı. Gölbaşı nekropolünde ortaya çıkarılan mezarların yardımcı birliklere ait olabileceği değerlendirilirken, Prof. Dr. Ayşen Açıkol tarafından yapılan yeni antropolojik çalışmada 16 mezarın 9’unun kadın ve 3’ünün de çocuk iskeleti olduğu tespit edildi. Daha önce yalnızca bir kadın mezarının bulunduğu düşünülen bölgede 9 kadına ait mezarın bulunmasının oldukça şaşırtıcı olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Çakmur, bulunan iskeletlerin ise Prof. Dr. Ayşen Açıkol tarafından Anadolu’da yapılan çalışmalardaki en narin yapılı iskeletler olarak nitelendirildiğini dile getirdi. C1, C3 ve yeni açılan C5 açmalarında yürütülen kazılarda ise büyük duvar yapıları, sikke, seramik ve çeşitli küçük eserler gün yüzüne çıkarıldı. Kentte simge yapı haline gelen kemerli yapının korunması için proje hazırlandı; ziyaretçiler için sökülüp takılabilir bir karşılama merkezi ve köyün güneyinde "lejyon barakası müzesi" tasarlandı. Burada Roma lejyonerlerinin yaşamına dair buluntular sergilenecek. "Satala sadece arkeolojik olarak değil kültürel miras olarak da büyük potansiyele sahip" Antik kentte arkeolojik kazıların yanı sıra ziyaretçilerin bölgede daha uzun süre vakit geçirmesi için de projeler hazırlandığının altını çizen Karadeniz Teknik Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Elif Yavuz Çakmur, "Biz sadece Satala’da arkeolojik çalışmalar yürütmüyoruz. 2024 yılında Satala’ya geldiğimizde, buranın yalnızca arkeolojik açıdan değil, kültürel miras olarak da büyük bir potansiyele sahip olduğunu fark ettik. Kentin simgesi durumundaki kemerli yapı bizim en önemli çalışmalarımızdan biri olarak karşımıza çıktı. Ancak yapı günden güne eriyordu. Bu nedenle bir koruma projesi hazırladık. Ziyaretçiler Satala’ya geldiklerinde kastrum yapısı yani ana kale yapısını geziyorlar. Ancak burada geçirdikleri vakit görece kısa oluyor. Biz, ziyaretçilerin burada daha uzun süre vakit geçirebilmesi için projeler geliştirdik. Bunların başında kastrum yapısının korunması geliyor. Ayrıca ziyaretçilere broşür dağıtılabilecek, kenti tanıtan bilgilerin sunulabileceği bir karşılama merkezi tasarladık Köyün güneyinde atıl durumda bulunan sağlık ocağını bir lejyon barakasına dönüştürme projesini gerçekleştirdik. Gelen ziyaretçiler burada bir lejyoner askerinin yaşamına dair bulguları görebilecek. Kastrum yapısına ait eserler, Şahin Hoca döneminde bulunan zırh ve kalkan parçaları gibi objeler de burada sergilenecek. Böylece ziyaretçiler, bir lejyoner askerin nasıl yaşadığını ve ne giydiğini deneyimleme fırsatı bulacak. Aynı zamanda köylülerin de çalışabileceği, ziyaretçilerin ise bilgilenerek kaliteli vakit geçirebileceği bir kent oluşturmayı hedefliyoruz. Tüm bu projeler Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın "Geleceğe Miras" projesi kapsamında desteklenmekte. Ancak daha büyük ölçekli projeler için sponsorlara da ihtiyaç duyuyoruz. Güçlü bir sponsor desteğiyle Satala’nın potansiyelini çok daha üst seviyelere çıkarabileceğimizi söyleyebiliriz" dedi. "Nekropol alanında çıkan 9 kadın mezarı oldukça şaşırtıcı" 2024 yılında yapılan kazılarda ortaya çıkarılan 16 mezarın lejyonerlere ait olduğunu değerlendirdiklerini ancak yapılan antropolojik kazılarda bu mezarlardan 9’unun kadınlara ait olduğunun tespit edildiğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Elif Yavuz Çakmur, "Roma İmparatorluğu’nun toplamda 28-30 civarında lejyoner kent kurduğunu biliyoruz. Dünya çapında yüzlerce kent olmasına rağmen, garnizon kenti niteliğindeki yerleşim sayısı oldukça sınırlı. Bu kentlerden yalnızca 4’ü Anadolu’da bulunuyor ve Satala bunlardan biri. Batıda yüzlerce kent görülebilir ama Anadolu’da lejyoner kent olarak yalnızca Satala öne çıkıyor. Bu nedenle buradan çıkan her bulgu kendine özgü ve eşsiz bir nitelik taşıyor. Mimari yapılardan küçük arkeolojik materyallere kadar her şey, bir Roma sınır garnizonunun en önemli bulgularını oluşturuyor. Satala bu yüzden çok önemli bir kenttir ve çalışmaların uzun soluklu şekilde devam etmesi gerekmektedir. Kastrum yapısındaki koruma ve onarım projelerinin yanı sıra, kentin en önemli alanlarından biri olan nekropolde de çalışmalar yapıyoruz. Bu yıl Gölbaşı nekropolünde başlattığımız çalışmalarda, geçtiğimiz yıl 2024’te 16 mezar ortaya çıkarmıştık. Bunların yardımcı birliklere ait olduğunu düşünüyoruz. Antropolojik veriler Prof. Dr. Ayşen Açıkol tarafından değerlendirildi ve bu mezarlarda 9 kadın ile 4 erkek ve 3 çocuk iskeleti tespit edildi. Hatta hocamız Anadolu’da çalıştığı alanlardaki en narin yapılı iskeletlerin Gümüşhane Satala’da karşısına çıktığını söyledi. Bu bulgu bizim için oldukça şaşırtıcı oldu. Önceden yalnızca bir kadın mezarı bulunduğunu düşünüyorduk çünkü bronz küpeler bulunmuştu. Ancak yeni bulgular, burada geç dönemde de kullanılan bir mezarlık yapısının varlığını ortaya koyuyor. Bu yılki hedefimiz, burada lejyonlara ait mezarları buluntularıyla birlikte açığa çıkarmaktır" ifadelerini kullandı. (UA-RE-ÖS-Y)
Gümüşhane’de 2025 yılı bal hasadı üreticilerin yüzünü güldürdü
14 Ağustos 2025 Perşembe - 09:10 Gümüşhane’de 2025 yılı bal hasadı üreticilerin yüzünü güldürdü Gümüşhane’de 2025 yılı bal hasadı rekoltesi kovan başına 20 kilonun üzerinde gerçekleşerek üreticilerin yüzünü güldürdü. Gümüşhane’de Ocak ayında mevsim normallerinin üzerinde seyreden sıcaklıklar ile Nisan ve Mayıs aylarındaki ani sıcaklık düşüşleri nedeniyle arı kolonilerinde zayıflama ve kayıplar yaşayan arıcılar tüm olumsuzluklara rağmen 2025 yılında son yılların en yüksek bal verimini elde etti. Gümüşhane Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Dr. Kurtuluş Merdan, son yıllarda artan akaryakıt fiyatları ve girdi maliyetlerinin üreticileri olumsuz etkilediğini ancak bu yıl üreticilerin emeklerinin karşılığını aldığını söyledi. Kentte 33 bin arı kolonisi ve 550 kayıtlı üretici ile arıcılık faaliyetlerinin sürdüğünü belirten Merdan, birçok ailenin geçimini arıcılıkla sağladığını kaydetti. "Tüm olumsuzluklara rağmen son yılların en yüksek verimi elde edildi" Arıcıların bu sene emeklerinin karşılığını alacaklarını ifade eden Gümüşhane Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Dr. Kurtuluş Merdan, "Bu sene Gümüşhane’de bal rekoltesi geçen yıllara nazaran büyük bir artış göstermiş ve arıcılarımız bu konuda oldukça memnunlar. Bal verimindeki artışın ana gerekçesi de kış aylarının sert geçmesi, kar yağışının fazla oluşu ve özellikle bahar aylarında yağmurun yağmasıyla birlikte çiçeklerin daha fazla beslenmesi ve bunun neticesinde de bal veriminde büyük artış meydana geldi. Gümüşhane endemik bitki varlığı ve coğrafyası açısından eşi bulunmaz bir doğaya sahip ve bal için de oldukça elverişli bir konuma bulunmaktadır. Arıcılarımız da bu süreçte arıların bakımı açısından büyük çaba sarf ettiler. Bahar aylarında hava sıcaklıklarındaki ani değişimler neticesinde bazı olumsuzluklar yaşandı ancak rekolte değerlerimizde Haziran ve Temmuz aylarında büyük artış görüldü. Arıcılarımız emeklerinin karşılığını maddi olarak aldı ve alacak" dedi. "Olumsuzluklar yaşanmasaydı bal verimi 2 katına çıkardı" Kovanlarından elde ettiği ürünün son yılların en yüksek verimine ulaştığının altını çizen ve merkeze bağlı Yeşilyurt Köyü’nde arıcılık yapan Mehmet Salih Yılmaz, "Ben 46 yıldır arıcılık yapıyorum 15 yıldır da köyümde arıcılık yapıyorum. Yıllardır bu işle uğraşıyorum emekliliğimle birlikte daha da yoğunlaştım. Bu sene çok güzel bir verim aldık, bazı yıllar oluyordu bazı yıllar olmuyordu ama bu son yılların en güzel verimini bu sene aldık. Memnunuz, arıcı arkadaşlara da hayırlı satışlar bol kazançlar diliyorum. Hava şartları bu sene biraz olumsuz etkiledi, bir dönem çok yoğun bal alıyorduk 3-5 gün böyle olduktan sonra bir anda havalar soğudu baya etkiledi yoksa verim bunun 2 katına çıkardı. Ona rağmen bu sene çok güzel verim aldık" diye konuştu. "Gümüşhane balının Anzer balından aşağı kalır bir yanı yok" Gümüşhane Dörtkonak Köyü’nde 40 yıldır arıcılık yapan Murat Ergin, "Bal mevsimi geldi geçti, son yılların en verimli mevsimi diyebilirim. Allah bereket versin, iyiydi. Herhalde bütün arıcı arkadaşlarım memnundur. Ben Kafkas ırkından Karniyol cinsi arıya geçmiş deneyimli bir arıcıyım. Karniyol, sanki Kafkas’tan daha iyi geldi. Hele hele bu yıl Karniyol gerçekten gösterdi kendisini. Allah bereket versin. Herkese bol bereket diliyorum, iyi sezonlar diliyorum. Piyasa şu anda henüz belli değil ama zannediyorum fiyat 750 ile bin lira arasında şekillenecek. Gümüşhane balı bence florası çok zengin, hastalara sürekli şifa niyetiyle verilen bir bal. Bence Anzer balı ile kıyaslayacak olursak, Anzer balı ün yapmış bir bal ama bizim Gümüşhane balımız ondan aşağı bir bal değil. Bu bir sevgi meselesidir, insanlar böyle söylüyorlar. Aslında Anzer balı Gümüşhane’nin yayla kesimlerindeki bala çok benziyor. O bölgelerdeki bal bence Anzer balından aşağı bir bal değil" ifadelerini kullandı. Öte yandan birliğin yaptığı değerlendirme sonucunda 2025 yılı için süzme çiçek balının kilogram fiyatı 800 TL, petek balın kilogram fiyatı 1000 TL, kara kovan balının kilogram fiyatı ise 2000 TL olarak belirlendi. Doğal yaylalar ve zengin bitki örtüsü sayesinde yüksek kaliteli bal üretildiğini ifade eden Merdan, vatandaşların balı yerli ve güvenilir üreticilerden temin etmeleri gerektiğini önemle tavsiye etti.
Antalya’da kiraladığı evde cinayet işleyen şahıs Gümüşhane’de kalacak yer ararken yakalandı
14 Ağustos 2025 Perşembe - 01:29 Antalya’da kiraladığı evde cinayet işleyen şahıs Gümüşhane’de kalacak yer ararken yakalandı Antalya’nın Alanya ilçesinde kiraladığı evde arkadaşını öldüren M.U. (21), olaydan saatler sonra Gümüşhane’de kalacak yer sorduğu bekçiler tarafından tespit edilip polis operasyonuyla yakalandı. Olay, saat 15.30 sıralarında Alanya’nın Saray Mahallesi Türker Çıkmazı Sokak’ta bulunan bir apartmanın 1. katında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, M.U. yaklaşık 3 ay önce emlakçıdan ev kiralayan iki kişi birlikte yaşamaya başladı. Henüz bilinmeyen bir nedenle M.U., birlikte yaşadığı ismi henüz öğrenilemeyen erkek arkadaşını başından tabancayla vurarak öldürdü. İddiaya göre M.U., kiraladıkları evin emlakçısını arayarak, "Tuttuğum evde cinayet işledim" dedi. Emlakçı durumu hemen polise bildirdi. İhbar üzerine olay yerine çok sayıda polis ve olay yeri inceleme ekibi sevk edildi. Polis ekipleri olay yerinde geniş çaplı inceleme başlatırken, şahsın cansız bedeni Alanya Belediyesi morguna kaldırıldı. Kalacak yer sorduğu bekçiler tarafından tespit edilip yakalandı Olay yerinden kaçan M.U., gece saatlerinde Gümüşhane’de yakalandı. Edinilen bilgiye göre, Gümüşhane’ye kaçan ve kendilerine kalacak yer soran şahsın hareketlerinden şüphelenen çarşı ve mahalle bekçileri, kimlik kontrolü sırasında M.U.’nun cinayet şüphelisi olduğunu tespit ederek polis ekipleriyle yaptıkları operasyonda şahsı bir erkek yurdunda yakaladı. Şüphelinin emniyetteki işlemleri sürüyor.
700 yıllık Kov Kalesi’nde perseid meteor yağmuru büyüledi
13 Ağustos 2025 Çarşamba - 01:21 700 yıllık Kov Kalesi’nde perseid meteor yağmuru büyüledi Doğu Karadeniz bölgesinin en görkemli kalelerinden birisi olan Gümüşhane’deki Kov Kalesi, Perseid meteor yağmuruna ev sahipliği yaptı. Fotoğraf sanatçıları, gökyüzü şölenini ay ışığı baskın çıkana kadar kayıt altına aldı. Doğu Karadeniz’in en görkemli kalelerinden biri olan ve yaklaşık 700 yıldır 130 metre yüksekliğindeki bir kaya kütlesinin üzerinde heybetli yapısıyla adeta yıldızları selamlayan Kov Kalesi, perseid meteor yağmurunun gözlemlendiği en etkileyici noktalardan biri oldu. Merkeze bağlı Esenyurt köyü sınırlarındaki tarihi yapının gökyüzü ile bütünleştiği manzarada, meteorlar adeta görsel bir şölen sundu. Gece boyunca Kov Kalesi’nin eteklerinde toplanan fotoğraf sanatçıları, gökyüzünde beliren meteorları kayıt altına almak için uzun süre deklanşöre bastı. Meteor yağmurunun en yoğun olduğu saatlerde, gökyüzünde parlayan şişkin ayın ışığı, fotoğrafçılar için en büyük zorluklardan biri oldu. Parlak ay ışığı, meteorların zayıf ışıklarını maskelediği için kareleri yakalamak oldukça güçleşti. Buna rağmen, usta fotoğrafçılar bu zorluğa meydan okuyarak, muhteşem kareler yakalamayı başardı. Fotoğraf sanatçısı Metin Aydın, "Şişkin ay nedeniyle güçlükle yakaladık ama nefis bir şölen oldu. Kov Kalesi’nin görkemli yapısı muhteşem kareler verdi" dedi. Aydın, daha önce de birçok kez Kov Kalesi ve çevresinde gökyüzü olaylarını fotoğrafladığını belirterek, "Burası hem tarihi hem doğal dokusuyla eşsiz bir çekim noktası. Daha önce ay tutulmasından samanyoluna, yıldız pozlamalarından dolunay manzaralarına kadar sayısız kare yakaladık. Ancak meteor yağmurları hem anlık oluşları hem de atmosferin temizliği sayesinde çok daha özel görüntüler sunuyor" ifadelerini kullandı. Ay ışığının giderek güçlenmesiyle çekim imkanları azalsa da Kov Kalesi’nin silueti ile meteorların bıraktığı izlerin unutulmaz görüntüler oluşturduğunu ifade eden Aydın, tarihin ihtişamını gökyüzünün büyüleyici güzelliğiyle aynı karede yakalamanın heyecanını yaşadıklarını sözlerine ekledi.