Yerel Haberler
Gümüşhane
Off-road aracının hava filtresine giren sincaptan fındık sürprizi 24 Aralık 2025 Çarşamba - 09:05:08 Gümüşhane Off-Road Kulübü (GÜMOFF) üyelerine ait park halindeki bir off-road aracının hava filtresine giren sincap 1 kiloya yakın fındığı burada depoladı. Trabzon’un Of ilçesinde geçtiğimiz günlerde düzenlenen off-road yarışları için bölgeye giden GÜMOFF ekibi, araçlardan birini Yomra ilçesinde uygun bir alana park ederek diğer araçlarla birlikte Of ilçesine doğru yolculuğa devam etti. Uzun süre kullanılmayan araç, geçen hafta sonu dağlık arazide sürüşe çıkarıldığında belirgin bir performans düşüklüğü gösterdi. Performans kaybı nedeniyle bakıma alınan aracın hava filtresi açıldığında ise ilginç bir manzarayla karşılaşıldı. Hava filtresinin içinde, temiz ve zarar görmemiş halde 1 kiloya yakın fındık bulundu. Yapılan incelemede, bir sincabın araçtaki geniş hava girişlerinden içeri girerek hava filtresini kendisine kışlık erzak deposu haline getirdiği anlaşıldı. "Fındıkları sobada kurutup yedik" Araçta meydana gelen performans düşüklüğü nedeniyle durumu fark ettiklerini ifade eden GÜMOFF Kulübü Başkanı Recep Şahin, "Yaklaşık 1 buçuk ay önce Of ilçesine gittik Off-Road yarışlarımız vardı. Bu aracımızı Yomra ilçesinde bıraktık diğer araçlarımızla birlikte yola devam ettik. Bizim aracı bıraktığımız yerde orada fındık kurutan insanlar vardı. Onlardan müsaade aldık arabayı bıraktık. Daha sonra döndüğümüzde aracımızı çok kullanmadık. Geçen hafta sonu dağlık araziye çıktık ve aracımızda bir performans düşüklüğü fark ettik. Daha sonra bakıma aldık ve gerekli kontrolleri yaptığımızda hava filtresini açtık ve içerisinde yaklaşık 1 kiloya yakın fındık gördük. Fındıklar tertemizdi, yıkadık sobada kurutup yedik. Sincaplar normal araçlara giremez ancak bizim araçlarımız özel araçlar olduğu için hava akışı önemli olduğundan hortum girişlerini geniş tutuyoruz. Sincap oradan girmiş ve kendine güzel bir yuva yapmış. O kadar kısa sürede bu kadar fındığı nasıl taşımış hayret ettim" dedi. "Sincabın bize güzel bir ikramı oldu" Fındıkların lezzetli ve taze olduğunu belirten Alper Akçay, "İlk gördüğümüzde şok olduk, olaya dair mantık yürütemedik. Çocukların yaptığını düşündük ama arabanın bırakıldığı yere bakınca olayı çocukların yapmadığını anladık. Gerçekten hayret ettik. Sincabın kışlık erzakını aldık ama kendince güzel ama bizce yanlış bir yere konumlandırmış. Fındıkları temizledik ve buraya gelen misafirlerimizle yedik. Fındıklar gayet lezzetliydi" diye konuştu.
22 Aralık 2025 Pazartesi - 09:06 Gümüşhane’de şehrin gürültüsünden kaçanlar Torul’un zirvelerinde buluştu Gümüşhane’de şehrin gürültüsünden ve boğucu havasından uzaklaşmak isteyen 22 doğasever, bu hafta Torul ilçesinin karlar altındaki eşsiz coğrafyasında bir araya geldi. Pamuk tarlasını andıran orman yollarında gerçekleştirilen yürüyüş, katılımcılara hem fiziksel hem de zihinsel bir arınma imkanı sundu. Yürüyüş, Torul ilçesine bağlı Tokçam köyü Merkez Mahalle’de bin 481 metre rakımda başladı. Sporcular Yanıklık Sırtı, Sel Gediği, Mandızlı Sırtı ve Hanzarosman Sırtı gibi kritik noktaları aşarak ilerledi. Kar diz boyu, manzara on numara Kar kalınlığının yer yer diz boyuna ulaştığı parkurda, Torul ve Kürtün baraj göllerinin panoramik manzaraları yürüyüşe eşlik etti. Bin 668 metre yüksekliğe kadar tırmanan ekip, 12 kilometrelik rotayı bin 94 metre rakımdaki Yurt köyünde başarıyla tamamladı. Kristalize kar taneleri eşliğinde ilerleyen ekip orman içindeki yatay geçişlerde çam ağaçlarının üzerine çöken kar yükününün oluşturduğu masalsı görüntüleri bol bol fotoğrafladı. Yurt köyüne ulaşan sporcuların yorgunluğunu köy sakinlerinden İrfan Aydın’ın ikramı bitirdi. Aydın’ın evindeki sıcak sobanın etrafında toplanan ekip, demlenen çaylar eşliğinde haftanın stresini, günün yorgunluğunu geride bıraktı. Psikolojik sağlık için ’Doğa’ reçetesi Yürüyüşe katılan Psikolojik Danışman Zeliha Fatma Aykın, doğada vakit geçirmenin bilimsel olarak kanıtlanmış faydalarına dikkat çekerek, "Bugün Tokçam köyünden Yurt köyüne yürüdük. Harika manzarasıyla aslında kışa bir "merhaba" dedik. Kar yer yer diz boyuydu, bazı yerlerde de tozak şeklindeydi. Çok tatlı bir etkinlikti. Yeni gelen arkadaşlarımız da oldu. Onlara hem doğayı sevdirdik hem de doğa yürüyüşleri için katkıda bulunmaları adına bir nevi motive ettik diyebiliriz. Doğada, özellikle ormanlık alanda yapılan yürüyüşlerin depresyon ve anksiyete üzerindeki olumlu etkileri dünya genelinde yapılan çalışmalarla destekleniyor. Bugün burada sadece fiziksel bir aktivite yapmadık, aynı zamanda kışa ’merhaba’ diyerek ruhumuzu dinlendirdik. Tüm vatandaşlarımıza ’Doğada iziniz olsun’ diyerek bu deneyimi yaşamalarını öneriyorum" ifadelerini kullandı. GÜDAK Başkanı Mustafa Akbulut ise daha önce bahar ve sonbahar mevsiminde yürüdükleri parkuru kış mevsiminde ilk kez deneyimlediklerini belirterek, "Muhteşem bir kar parkuru yürüdük. Ormanlar, çam ağaçları yağan karla süslenmiş. Doğanın her güzelliğini gördük. Hava bazen rüzgarlıydı, bazen güneşli. Sona doğru biraz soğuk oldu ama çok güzeldi. Her mevsimde bu doğayı biz devamlı yürüyoruz. İlk defa kış mevsiminde burayı yürüdük. Gerçekten harika bir manzara vardı. Hafta sonunu evinde ya da kahve köşelerinde geçiren hemşehrilerimizi dağlara, temiz havaya, bu doğal güzellikleri görmeye davet ediyoruz" dedi.
21 Aralık 2025 Pazar - 09:41 Depremin izlerini girişimcilikle siliyorlar Asrın felaketi olarak adlandırılan Hatay depremlerinin ardından hayatı tamamen değişen 19 yaşındaki Leyla Mine Akkuş, zorluklara boyun eğmeyerek Gümüşhane’de eşiyle birlikte yeni bir sayfa açtı. Depremin ardından Denizli’ye giden ve Gümüşhane Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü’nü kazanan Leyla Mine Akkuş, eğitimi için kente yerleşti. Eşi İsa Akkuş ise eşini yalnız bırakmamak adına Denizli’deki işini bırakarak eşinin yanına Gümüşhane’ye geldi. Kentte iş arayışları sonuçsuz kalınca genç çift el ele vererek kendi işlerini kurmaya karar verdi. Düğün altınları geleceğin sermayesi oldu Gümüşhane’nin kısıtlı iş imkanlarını bir engel değil, fırsat olarak gören genç çift, en büyük risklerini düğünlerinden kalan altınları sermayeye dönüştürerek aldı. KOSGEB’den de girişimcilik desteği alan Akkuş çifti, kentin tekstil ve giyim ihtiyacına cevap verecek butik bir işletme açtı. Kartondan tabelalı dükkan Kadın, erkek ve çocuk giyiminin yanı sıra çeyizlik ürünlerin de yer aldığı dükkanın en dikkat çeken detayı ise tabela oldu. İlk etapta maliyetleri düşürmek için tabelalarını kendi elleriyle kartondan hazırlayan çiftin bu samimi çabası, çevre esnafı ve vatandaşlar tarafından takdirle karşılandı. Eğitim ve ticaret bir arada Hem üniversite eğitimine devam eden hem de dükkanın işletmesini üstlenen Leyla Mine Akkuş, günün bir kısmını ders sıralarında, bir kısmını ise tezgah arkasında geçiriyor. Eşi İsa Akkuş’un tekstil sektöründeki tecrübesi sayesinde ürünleri doğrudan fabrikadan halka ulaştıran çift, uygun fiyat politikasıyla Gümüşhane halkına hizmet veriyor. "Üniversiteyi kazandı, ben de işimi bırakıp buraya geldim" Eşinin üniversiteyi bırakmaması için bu dükkanı açtıklarını kaydeden İsa Akkuş, "Gümüşhane’de yer açtık. Eşim okuduğu için okulunu bırakmasını istemedim, o yüzden Gümüşhane’ye taşındık. Denizli’deki hayatımı bırakıp buraya geldim. Burada yer açtık. Eşim okula gidiyor zaten, okuyor. Üniversite okuyor. Ben dükkana bakıyorum. Okul olmadığı günler yardım ediyor. Eşim Hataylı. Depremden dolayı Denizli’ye geldi. Öğretmenevinde kalıyorlardı. O sırada arkadaş ortamından tanışmış olduk. Üniversiteyi kazandı, ben de işimi bırakıp buraya geldim" dedi. Akademik camia ve arkadaşlardan tam destek Açılış gününde yalnız kalmayan çifte en büyük destek, hocaları ve sınıf arkadaşlarından geldi. Leyla’nın hem okuyup hem çalışmasına büyük saygı duyan akademik kadro, genç kadının bu zorlu maratonunda en büyük motivasyon kaynağı oldu. Kısıtlı imkanlarla yola çıkan genç çift, hayallerini gerçekleştirmek için en değerli varlıklarını ortaya koydu. "Hem uygun fiyatlı hem de kaliteli ürünler satmaya çalışıyoruz" Depremin ardından gittikleri Denizli’de eşiyle tanışıp evlendiklerini aktaran Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesinde Sosyal Hizmet bölümü 2. sınıfta okuyan 19 yaşındaki Leyla Mine Akkuş, "Normalde ben zaten burada okuyordum, zaten buraya gelecektim. Eşim de beni yalnız bırakmamak adına, bana destek olmak adına Gümüşhane’ye geldi. Burası maalesef küçük bir şehir, o yüzden iş imkanı çok fazla yok. Biz de kendi işimizi kurduk. Burayı düğün altınlarımızla açtık. Kendi düğün altınlarımız ve düğün paralarımızla açtık. Kendimiz hem uygun fiyatlı yapmaya çalışıyoruz hem de kaliteli ürünler satmaya çalışıyoruz. Eşim Denizlili olduğu için direkt fabrikadan getiriyoruz. Daha önce de tekstilde çalıştığı için oradan getirip hani toptancı aracılığı olmadan üstüne kâr daha fazla eklemeden daha uygun fiyata da burada satıyoruz" ifadelerini kullandı. "Burada biz bütün yaz boyunca iş baktık bulamadık" "Genç cesareti"ne dikkat çekerek hayata bu yaştan başlamanın önemli olduğunu dile getiren Akkuş, "Bir şeyler 25’imize 30’umuza geldiğimiz zaman olmuyor, gerçekten tutmuyor. O yüzden dolayı ne kadar erken başlarsak o kadar iyi, devir de öyle bir devir zaten. Burada biz bütün yaz boyunca iş baktık bulamadık. O yüzden dedik ki; madem iş bulamıyoruz, biz bir yer kuralım, bir yerden kendimizi geçindirmeye çalışalım diye düşünüp kendi işimizi kurduk" dedi.
Gümüşhane’de 29 bisikletçi Cumhuriyetin 100. yılında Zigana Tüneli’ni bisikletle geçti
21 Ekim 2023 Cumartesi - 15:16 Gümüşhane’de 29 bisikletçi Cumhuriyetin 100. yılında Zigana Tüneli’ni bisikletle geçti Gümüşhane’de Cumhuriyetin 100. yılı kutlamaları kapsamında 29 bisikletçi Avrupa’nın en uzun, dünyanın üçüncü en uzun karayolu tüneli olan yeni Zigana Tüneli’ni bisikletle geçti. Türkiye’nin vizyon projelerinden birisi olan ve Karadeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ni birbirine bağlayan ve geçtiğimiz mayıs ayında açıldıktan sonra bugüne kadar 1 milyondan fazla aracın geçtiği Yeni Zigana Tüneli bu kez bisikletçilere ev sahipliği yaptı. Gümüşhane Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından Cumhuriyetin 100. yılı kutlamaları kapsamında alınan özel izinle gerçekleştirilen etkinliğe hem Gümüşhane’nin plakası olan 29 ve Cumhuriyetin ilan tarihi olan 29 Ekim’e ithafen her yaş grubundan 29 bisikletçi katıldı. Zigana Tüneli’nin Gümüşhane tarafında boş bir alanda toplanan sporcular ilk olarak bisikletlerini ve teçhizatlarını hazırladı. Daha sonra bisikletlerine Türk bayrağı asan sporcular Zigana Tüneli önüne gelerek bisikletleriyle birlikte ay ve yıldız şeklini alarak hatıra fotoğrafı çektirdi. Polis ve Jandarma ekipleri tarafından alınan geniş güvenlik önlemlerinin ardından sporcular kısa süreliğine ulaşıma kapatılan Zigana Tüneli’ne giriş yaptı. Aralarında kadın, çocuk ve yaşlıların da yer aldığı bisikletçiler 14,5 kilometrelik tüneli 40 dakikalık bir sürede katederek Trabzon tarafında etkinliği bitirdi. “Katılımcılarımızı sembolik olarak 29’da tuttuk” Cumhuriyetin 100. yılı vesilesiyle etkinliği gerçekleştirdiklerini söyleyen Gümüşhane Gençlik ve Spor İl Müdürü Mücahit Atalay, “Cumhuriyetimizin 100. Yılı vesilesi ile Zigana Tüneli’nde 29 bisikletlimizle bir geçiş etkinliği yaptık. Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum tabi ki Zigana Tüneli dünyanın üçüncü, Avrupa’nın ise en uzun karayolu tüneli. İnsanlarımız bu tünel yapılmadan önce olumsuz kış şartlarında geçerken çok ciddi sıkıntılar yaşıyordular. Geçilmez denilen Zigana Dağı bu tünel vesilesi ile geçilir oldu. Muhteşem bir eser, tek başına bir turistik değer ifade ediyor. Bu ilimiz ve bölgemiz için, ülkemiz için muhteşem bir yatırım. Bu yatırımı buraya yapan başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a şükranlarımı arz ediyorum. Cumhuriyetimizin 100. yılı gerçekten bizim için önemli bir dönüm noktası. Burada hem Cumhuriyetimizin 100. Yılında etkinlik olarak hem de bölgemizde böyle bir kıymetli şaheser olan Zigana Tüneli’nde böyle bir etkinlik planladık, hava koşulları da çok iyiydi. Katılımcılarımızı sembolik olarak 29’da tuttuk ve 40 dakikalık bir sürede tüneli geçtik, bütün katılımcılara teşekkürlerimi sunuyorum” dedi. Gümüşhane Bisiklet İl Temsilcisi Mehmet Safa Ekicioğlu da “Cumhuriyetimizin 100. Yıldönümünde 29 bisiklet sever ile birlikte Zigana Tüneli’ni geçmiş bulunuyoruz. Dünyanın üçüncü Avrupa’nın da en uzun tünelini 40 dakikada geçtik” diye konuştu. “100. yılda Cumhuriyetin en önemli eserlerinden birinden geçmek bizi gururlandırdı” Zigana Tüneli’ni bisikletle geçmenin çok güzel bir his olduğunu söyleyen genç bisikletçilerden Utku Berk Akyazı ise “Gümüşhane’de böyle bir etkinliğin yapılması çok güzel. Bu etkinlik bizi de çok mutlu etti. Bisikletle buradan geçmek beni özgür hissettirdi, çok güzel bir histi. Cumhuriyetimizin 100. Yılında, Cumhuriyetimizin en önemli eserlerinden birisi olan Zigana Tüneli’nden geçmek bizi çok gururlandırdı” ifadelerini kullandı. Gümüşhane Üniversitesi akademisyenlerinden Ayşe Dağlı da “İlk defa bu tünelde bisiklet sürdüm benim için güzel bir deneyim oldu. Bugün Cumhuriyetimizin 100. Yılı için pedalladık. Güzel bir aktiviteydi düzenleyenlere teşekkür ederim. Hiçbir endişem olmadı zaten aktif bisiklet sürücüsüyüm. Burada da gerekli önlemler alınmıştı zaten. Önce yavaş daha sonra da hızlanarak etkinliği tamamladık. Benim için güzel bir deneyim oldu” dedi.
Gümüşhane’de iktidar ve muhalefet partileri Filistin için birleşti
20 Ekim 2023 Cuma - 15:17 Gümüşhane’de iktidar ve muhalefet partileri Filistin için birleşti Gümüşhane’de 11 siyasi parti il başkanı İsrail’i kınayan ortak basın bildirisine imza attı. Bildiride İsrail’in insanlık ve hukuk dışı saldırıları kınanırken, Filistin halkının acılarının paylaşıldığı belirtildi. Gümüşhane’de Adalet ve Kalkınma Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi, İYİ Parti, Demokrat Parti, Büyük Birlik Partisi, Saadet Partisi, Yeniden Refah Partisi, Gelecek Partisi, Hür Dava Partisi ve Demokrasi ve Atılım Partisi il başkanları İsrail’in Gazze’ye yönelik insanlık ve hukuk dışı saldırılarını kınayan ortak bildiriye imza attı. Tüm dünyanın gözü önünde hastane, cami ve okulları hedef alan İsrail’in katliamları kınanırken, Orta Doğu’da barışın yeniden tesis edilmesi vurgusu yapıldı. 11 siyasi parti il başkanının imzasıyla yayınlanan basın bildirisinde şu ifadelere yer verildi: İsrail’in Gazze’de çoğunlukla kadın, yaşlı ve çocukların bulunduğu bir hastaneyi hedef alması neticesinde çok sayıda sivil can kaybı yaşanmıştır. Tüm Dünyanın gözü önünde orantısız güç kullanarak sivillerin bulunduğu hastane, cami ve okulları hedef alan İsrail’in bu saldırıları adeta bir katliama dönüşmüştür. Söz konusu saldırılar sonucunda hayatlarını kaybeden Filistinli kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.. Filistin halkının acılarını paylaşıyoruz. Gümüşhane’deki siyasi partiler olarak İsrail’in bu büyük vahşetine seyirci kalmayacağız. Masum çocukları, yaşlıları, hastaları ve sağlık çalışanlarını hedef alan bu alçakça saldırıyı en ağır şekilde lanetliyoruz. Uluslararası hukuk ve ahlaki kuralla hiçe sayarak sivil bölgeleri hedef alan İsrail’in insanlık dışı saldırısı ve kuşatması bir an evvel sona ermelidir. Bizler İsrail’in insanlık dışı ve hukuk dışı saldırılarını şiddetle kınıyor ve yaşanan vahşete karşı durmayı insani bir sorumluluk olarak görüyoruz. Ortadoğu’da yeniden barışın tesis edilmesi için bütün uluslararası kuruluşları acil harekete geçmeye ve akan kana son vermeye davet ediyoruz.
Gümüşhane’de Muhtarlar Günü kutlandı
19 Ekim 2023 Perşembe - 16:23 Gümüşhane’de Muhtarlar Günü kutlandı Gümüşhane’de 19 Ekim Muhtarlar Günü düzenlenen bir dizi etkinlikle kutlandı. Kutlama programında Köy ve Mahalle Muhtarları Derneği Başkanı Gürbüz Demir, oy taşımalarıyla ilgili köylerde ciddi sıkıntılar olduğunu belirterek muhtarlıkların kapatılması gerektiğini ifade edenlere de sert çıktı. Kutlama programı kapsamında ilk olarak kent merkezindeki muhtar dernekleri tarafından Hükümet Konağı önündeki Atatürk Anıtına çelenk sunuldu, saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Buradaki programın ardından Köy ve Mahalle Muhtarları Derneği Başkanı Gürbüz Demir ve Merkez Mahalle Muhtarları Derneği Başkanı Emir Osman Yılmaz, beraberinde köy ve mahalle muhtarlarıyla Gümüşhane Valisi Alper Tanrısever’i makamında ziyaret etti. “Muhtar sadece vatandaşı değil, kurumları da temsil ediyor” Muhtarların hem vatandaşların hem de kurumların birer temsilcisi olduğunu belirten Vali Tanrısever, “Cumhuriyetin 100. yılındayız. Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. Siz de Cumhuriyet’in birer temsilcisisiniz, devletimizin birer temsilcisiniz orada. Kurumlarımızın da aynı zamanda temsilcisisiniz. Muhtarlık müessesesi sadece vatandaşı değil, kurumları da temsil ediyor. O anlamda da bir sürü göreviniz var. Allah yardımcınız olsun. Bizler de elimizden gelen her türlü desteği muhtarlarımıza vereceğiz. Geldiğim günden beri söylüyorum, bu şehirde ne yapacaksak el ele yapacağız, hep beraber yapacağız. İnşallah sayenizde ilimize, vatanımıza, memleketimize layıkıyla hizmetler yapmaya gayret edeceğiz” diye konuştu. Kutlama programı kapsamında heyet daha sonra Belediye Başkanı Ercan Çimen’i makamında ziyaret etti. Vali Tanrısever de her iki dernek binasına ayrı ayrı ziyaret gerçekleştirdi. Muhtarlar Günü nedeniyle daha önce açılış yapılacağı duyurulan Bağlarbaşı Mahallesinde bulunan Ahmet Erkan Kocatürk Mahalle Konağı ve Kültür Evinin açılışı ertelenirken son programda Sema Doğan Yaşam Alanında muhtarlara Belediye Başkanlığı tarafından yemek verildi. Sema Doğan Yaşam Alanında düzenlenen ve Vali Alper Tanrısever, Belediye Başkanı Ercan Çimen, İl Genel Meclisi ve AK Parti İl Başkanı Mehmet Emin Erdoğdu ve kamu kurumlarının müdürlerinin katıldığı programa Köy ve Mahalle Muhtarları Derneği Başkanı Gürbüz Demir’in yaptığı konuşma damga vurdu. Konuşmasında muhtarlık müessesesinin 1829 yılında kurulduğunu ve o tarihten bugüne devletle vatandaş arasında bir köprü vazifesi gördüğünü kaydeden Demir, 19 Ekim Muhtarlar Günü’nün ilan edilmesiyle ilgili emeği geçen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere herkese teşekkür etti. “Oy transferleri nedeniyle ciddi sıkıntılar var” “Bugün bizim günümüz, bizim bayramımız” sözleriyle başladığı konuşmasında son zamanlarda meydana gelen oy taşımalarıyla ilgili köy ve mahallelerde ciddi boyutta sıkıntılar olduğuna dikkat çeken Demir, “Vatandaş köyle hiç alakası yokken uzak yerlerden, çevre illerden muhtar seçilebilmek için oy transferi yapıyor. Bu da köylü arasında ciddi boyutta sıkıntılara yol açıyor. Korkarım ki seçim gününde veya öncesinde veya akabinde köylerimizde bu gibi sıkıntılar nahoş olaylara dönüşmesin inşallah. Temennimiz budur. Burada siz muhtarlarımıza çok büyük görevler düşüyor arkadaşlar. Köylerimizde böyle bir olay olduğu zaman emniyet güçlerimize, valiliğimize konuyu en kısa zamanda aktarmanız lazım. Sezdiğiniz anda, tereddüt ettiğiniz anda hemen bunu yetkili mercilere bildirin ki olay büyümeden müdahale edilsin” dedi. “Muhtarlıklar kapatılsın” söylemleri bizi son derece rahatsız ediyor” Konuşmasında son zamanlarda gerek yazılı basında gerek sosyal medya üzerinden muhtarlıkların kapatılması yönünde çok sayıda talep geldiğini ve buna karşın bu konuda gerek bakanlıklarla gerek konfederasyon nezdinde girişimlerde bulunduklarını ifade eden Demir, “Muhtarlık müessesesi 1829 yılında kurulmuş ve hala devam ediyor. İki dönem muhtarlıklar kapatılmış ancak daha sonra muhtarlıklara acil ihtiyaç görüldüğünden tekrar açılmış. İlk seçimle gelen kurum muhtarlıklardır. Demokrasimizin temel taşı, ana taşı, beşiği dediğimiz muhtarlıklardır. Şimdi soruyoruz buradan: Bu muhtarlıklar kapatılsın diyen arkadaşlar acaba bunu bilinçli mi diyorlar yoksa muhtara olmayacak bir işi düştü de işi görülmediğinden dolayı mı diyorlar? Kimin hangi sıkıntısı oldu gecenin saat 12’sinde, 2’sinde, 3’ünde muhtarın kapısını çaldı veya telefonuna alo dedi de muhtar ona cevap vermedi, önüne geçip gidip derdine çare aramadı. Onun için bu konuşmalar, bu yazılan, konuşulan, medya üzerinden, sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar bizi son derece rahatsız ediyorlar. Herhalde bunu yapan insanlar devletimizin başındaki insanlar kadar da akıllı değiller. Sayın Cumhurbaşkanımız muhtarlarımıza her türlü imkanı sağlıyor, sosyal haklarımızda büyük iyileştirilmeler yapıyor, maaşlarımızda iyileştirilmeler yaptı. Bunları devlet yetkililerimiz bu kadar düşünemiyor mu da çıkıyor birisi orada “muhtarlıklar kapatılsın” diyor. Bu söylemler bizi son derece rahatsız ediyor. Devlet büyüklerimiz nasıl uygun görürlerse biz de onların her türlü yapacağı işlere, çıkaracağı kanunlara boynumuz kıldan incedir” ifadelerini kullandı. Vali Alper Tanrısever ise yemekte yaptığı konuşmada Cumhuriyetin kimsesizlerin kimsesi olduğunu, muhtarların da o kimsesizlerin kimsesi olması gerektiğinin altını çizerek, “Devletimizin, hükümetimizin, vatandaşımızın ihtiyaç duyduğu bütün her şeyi sizler vasıtasıyla yapacağız. Allah’ın izniyle birlik ve beraberliğimizi devam ettireceğiz. Birlik ve beraberliğimizi sağlandığı sürece de bize hizmet dayanmaz diyoruz. Hepinize teşekkür ediyorum. Gününüz kutlu olsun” diye konuştu.
Gümüşhane sironu dünyaya açılıyor
18 Ekim 2023 Çarşamba - 09:47 Gümüşhane sironu dünyaya açılıyor Gümüşhane’nin coğrafi işaretli ürünlerinden birisi olan siron önce Hollanda’ya ardından Kanada’ya ihraç edilecek. Gümüşhane’deki hemen her evde imece usulüyle un, tuz ve su kullanılarak yapılan coğrafi işaretli Gümüşhane Sironu, genç girişimci Ali Doğan tarafından ihraç edilmeye başlandı. Asırlardır Gümüşhane ve civarındaki kentlerde “Siron” ve “Ziron” adıyla bilinen ve geçtiğimiz yıllarda tescillenerek coğrafi işaret alan Gümüşhane Sironu şehrin ihraç ürünlerinden birisi haline geldi. Pişirilmiş yufkanın sıcakken katlanıp kesilmesi ve ardından fırınlanmasıyla kurutulduktan sonra tepsiye dizilip üzerine yoğurt veya sıcak su ile ıslatılarak tereyağlı sosuyla servis edilen Gümüşhane Sironu, çok kısa sürede hazırlanması ve hafif olması nedeniyle vatandaşların sıklıkla tükettiği bir yiyecek olarak biliniyor. Covid-19 salgını öncesinde ilk ihracatını yapan fakat yasaklar nedeniyle bir süre buna ara veren Ali Doğan, yasakların kalkmasının ardından girişimlerini sürdürerek Hollanda’ya 150 koli siron, erişte, köy eriştesi ve yaprak mantı ihracatını gerçekleştirdi. Yeni tescil ettirdikleri “Sironcu Baba” markasıyla buraya gönderilen ürünlerin Avrupa pazarına yayıldığını belirten Doğan, Kanada ile de bağlantı yaptıklarını belirterek kısa süre içerisinde buraya da siron ihraç edeceklerini söyledi. “Dünyaya açılmanın vakti gelmiştir” Firma olarak evlerde yapılan bir ürünü endüstriyel olarak 2012 yılında başlayıp bugüne gelmenin ve ihracat yapmanın gururunu ve mutluluğunu yaşadıklarını kaydeden Doğan, “İlk başladığımız zaman her evde imece usulüyle yapılan Siron coğrafi işaret belgesiyle iç piyasaya açıldıktan sonra şimdi dünyaya açılma vakti gelmişti. İki yıl önce ilk Hollanda ihracatımızı yaptığımız zaman numune ürün göndermiştik bir palet. Bugün geldiğimiz noktada 150 koliye yakın ürün gönderiyoruz Hollanda’ya. Oradan Avrupa’ya açılmak hedefimiz. Ayrıca Kanada’ya da ilk siparişimizi aldık. İlk önce Avrupa diyoruz, sonra Kanada diyoruz. Dünyaya açılmanın vakti gelmiştir” dedi. “Hollanda’ya on palete yakın Siron, erişte, köy eriştesi, yaprak mantı gönderiyoruz” Türkiye’nin şu andaki ekonomik dar boğazdan çıkmasının en büyük kurtarıcısının üretim ve ihracat olduğunu kaydeden Doğan, “Karınca misali belki yangını söndüremeyiz ama safımız belli, su taşımasını biliyoruz. Hollanda’ya on palete yakın Siron, erişte, köy eriştesi, yaprak mantı olarak dört çeşit ürün gönderiyoruz. Burada genellikle marketlere gidiyor ve Hollanda, Almanya, Avrupa’ya e-ticaret yapıyorlar. Biz de ilk markamız Gümüş Doğan firması olarak ilk ihracatı başlatmıştık. Şimdi “Sironcu Baba” markamızla Avrupa’ya artık ürün satmanın vakti gelmişti. Bunu başardığımız için çok mutluyuz” diye konuştu. “Covid-19 salgını nedeniyle ihracata ara vermiştik” Covid-19 salgını döneminde Avrupa’ya bir palet gönderdiklerini ve hemen akabinde 10 palet daha istendiğini fakat unlu muamelelerin ihracatının yasaklanması sonucu bu süreci beklemeye aldıklarını hatırlatan Doğan, “Bugün ihracat unlu mamullerde kalktığı için ihracatımızı gerçekleştirmiş bulunmaktayız. Şu anda gönderdiğim ürünler 1 ton 200 kilogram. Hedefim tırbazı, konteyner bazı ve gemi bazlı ihracat yapmak” ifadelerini kullandı. “Hasret kalınan yöresel ürünleri Avrupa’ya açmaktı amacımız” Siron’un coğrafi işaretli bir ürün olmasına karşında Türkiye genelinde isimleri değişik olan çok yaygın ve yöresel bir ürün olduğunu ifade eden Doğan, “Avrupa’daki Türkler buraya geldiği zaman koli koli alıp götürmek talebinde bulunuyordular. Bu sayede de bize Avrupa’ya açılmanın bir fırsatı doğdu. Biz de bunu değerlendirmek için ürünlerin tanıtımında fuarlara giderek, ürünleri tanıtarak hasret kalınan yöresel ürünleri Avrupa’ya açmaktı amacımız ve bunu başardık” dedi. Gümüşhane’de devletin üreticilere destek vererek cari açığın kapanmasına destek olması gerektiğini vurgulayan Doğan, maden şehri olan Gümüşhane’de bir gün bitecek olan madenlerin yanında pestil, köme, siron gibi üretimlerle şehrin ihracatının artırılabileceğini sözlerine ekledi. Kısa süre içerisinde glutensiz karabuğday unundan tarhana yaparak Türkiye’de bunu yapan 3 firma arasına gireceklerini aktaran Doğan, üretim başladıktan sonra bu ürünü tamamen ihracat odaklı çalışacaklarını ve bununla ilgili tüm arge çalışmalarını bitirdiklerini söyledi.
Torul Barajı’nda sular çekildi, tarihi Torul Köprüsü gün yüzüne çıktı
17 Ekim 2023 Salı - 09:08 Torul Barajı’nda sular çekildi, tarihi Torul Köprüsü gün yüzüne çıktı Gümüşhane’nin Torul ilçesinde enerji üretimi için kurulan Torul Barajı’nda sularının çekilmesiyle birlikte tarihi Torul Köprüsü tekrar gün yüzüne çıktı. Torul ilçesi Köprübaşı Mahallesi’nde bulunan ve enerji üretimi amacıyla kurulan Torul Barajı’nın suları altında kalan tarihi Torul Köprüsü suların çekilmesiyle birlikte tekrar gün yüzüne çıktı. 17. yüzyılın son çeyreğinde yapıldığı tahmin edilen 14 metre yüksekliğe sahip tarihi taş kemer köprü ilgi çekerken, suların çekilmesiyle birlikte ilçedeki vatandaşların da yürüyüş rotasına ekleniyor. “Su altında kalınca yolumuz kısalıyor” Baraj sularının çekilmesiyle birlikte tarihi Torul Köprüsünün yürüyüş rotalarına eklediklerini söyleyen Alev Budak, “Sular tamamen çekilip köprü açığa çıktığı andan itibaren biz her gün buradan geçerek sabah yürüyüşümüzü yapıyoruz. Baraj etrafında bu doğal ve tarihi güzelliği yaşamaya çalışıyoruz. Baraj su dolduğu zaman da buranın ayrı bir güzelliği var. Sular dolunca maalesef yolumuz kısalıyor köprüden geçemiyoruz” dedi. Doğa ve tarih içerisinde doğa yürüyüşü yaptıklarını ifade eden Arife Demirci de “Yürüyüşlerimizi kış aylarında sular çekildiği için tarihi Torul Köprüsü üzerinden yapıyoruz, güzel bir manzara bize de doğa yürüyüşü oluyor” diye konuştu.