Yerel Haberler
Gümüşhane
700 yıllık emanet nesilden nesile korunuyor 26 Aralık 2025 Cuma - 09:34:45 Anadolu ve Karadeniz’in İslamlaşması ve Türkleşmesinde önemli rol oynayan Orta Asya evliyalarından Güvenç Abdal’a ait kılıç ve zırh gömleği, 700 yılı aşkın süredir Gümüşhane’deki torunları tarafından korunuyor. Ahmet Yesevi’nin Anadolu’ya gönderdiği talebelerden biri olan Güvenç Abdal, Gümüşhane’nin Kürtün ilçesine bağlı Taşlıca köyüne gelerek burada yaşamını sürdürdü. Türbesi Kırşehir’de bulunan Güvenç Abdal’ın temsili mezarlarından biri de adını taşıyan Güvende Yaylası’nda yer alıyor. Güvende Yaylası’nda yüzyıllardır yayla şenlikleri düzenleniyor. Kırşehir’den Taşlıca köyüne gelen Güvenç Abdal, bölgenin İslamlaşmasında etkin rol üstlendi. Köye yerleştikten sonra ilk olarak bir mescit yaptırdı. Yapılan mescit, 1800’lü yıllarda onarım gördü ve günümüze kadar ayakta kalarak halen ibadete açık şekilde hizmet veriyor. Güvenç Abdal tarafından yaptırılan camide uzun yıllardır görev yapan torunu İsmail Güvendi, atalarından yadigâr olan kılıç ve zırh gömleğini özel bir kutuda muhafaza ediyor. Üniversitelerde görev yapan bilim insanları tarafından gerçekleştirilen karbon testleri sonucunda kılıç ve zırh gömleğinin 1300’lü yıllara ait olduğu kesinleşti. Emanetlerin zamanla deforme olmasının nedeni ise 1915 Rus Harbi sırasında korunmaları amacıyla toprağa gömülmeleri oldu. Trabzon’un fethi sırasında sağlanan katkıların ardından Fatih Sultan Mehmet tarafından verilen fermanla tekke beratı alan Güvenç Abdal Ocağı’nda, Cumhuriyet’in ilanına ve tekke ile zaviyelerin kapatılmasına kadar uzun yıllar boyunca kazanlar kaynadı. Güvenç Abdal’ın oğlu Hıdır Baba ile torunlarının mezarlarının bulunduğu Taşlıca köyünde, Güvenç Abdal’ın tekkesinin yer aldığı alana evini inşa eden İsmail Güvendi, Güvenç Abdal’ın Ahmet Yesevi Tekkesi’nde yetiştiğini ve Anadolu’da etkin rol üstlenmek amacıyla Taşlıca köyüne yerleştiğini, burada yaşadığı süre boyunca çok sayıda müridi bulunduğunu söyledi. "Anadolu’nun Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında önemli bir rolü var" Güvenç Abdal’ın tekke kurarak Doğu Karadeniz’in İslamlaşmasına önemli katkılar sağladığını ifade eden İsmail Güvendi, "Güvenç Abdal, 1250’li yıllardan sonra Anadolu’ya gelen, Anadolu’nun kapıları açıldıktan sonra Anadolu’nun İslamlaşması ve Türkleşmesinde öncülük etmiş Anadolu alperenlerinden bir tanesidir. Güvenç Abdal’ın asıl ismi Halil Derviş’tir. Halil-i Nurettin olarak geçer şeceredeki ismi. 1250’li yıllarda buraya gelip mescidini yapıp burada bir tekke kurmuş ve buraların İslamlaşmasına öncülük etmişlerdir. Türkleşmesine de aynı zamanda bu Çepni boylarının Türkleşmesine onlarla birlikte büyük öncülük etmiş ve Anadolu’nun özellikle bu Karadeniz yöresinin fethedilmesinde müthiş fedakârlıklar göstermiştir. Fatih’in Trabzon’u fethinde bu ocak yetişenlerinden Çağırgan Baba’nın, bir rivayete göre 22 bin kişilik orduyla Kadırga Yaylası’nda Fatih’le beraber namazı idrak edip hutbeyi Fatih’in okuduğu, Çağırgan Baba’nın da orada namazı kıldırdığı rivayet edilmektedir" dedi. "700 yıldır bu kılıç ve zırhı koruyoruz" Güvenç Abdal’a ait kılıç ve zırhın karbon testleriyle 700 yıla tarihlendiğinin altını çizen İsmail Güvendi, "Emanetler, dededen toruna, torundan toruna aktarılmıştır. 1915 yılındaki Rus muhacirliğine kadar da büyük bir özenle korunmuştur. Bu emanetlerin bugün deforme olmasının en büyük sebebi, o dönemde güvenlik amacıyla toprağa gömülmüş olmalarıdır. Muhacirlik olayı yaşanınca dedelerimiz buradan ayrılmak zorunda kalmış, emanetleri toprağa gömüp gitmişlerdir. Geri döndüklerinde tekrar çıkarmışlar ancak doğal olarak bir miktar deformasyon oluşmuştur. Yapılan karbon testlerinde bu emanetlerin 1200’lü yıllara ait olduğu tespit edilmiştir. Daha sonraki yıllarda, özellikle 1990’lı yıllara kadar, ziyarete gelen bazı kişiler tarafından bu emanetlerden teberrük niyetiyle parça alınmış, koparılmıştır. Bu durum aslında çok yanlış bir uygulamaydı. Bunun farkına vardıktan sonra artık kimseye parça verilmemesi yönünde karar aldık. O dönemde ateşli silahların olmadığı bir zaman diliminden bahsediyoruz. Bu nedenle kılıçlar daha çok koruma amaçlıdır. Önceleri savaş meydanlarında kullanılan bu kılıç, sonraki dönemlerde aynı şekilde muhafaza edilmiştir. Hıdır Baba kullanmıştır, ondan sonra oğlu kullanmıştır. Ancak zamanla bu kılıçlar savaş alanlarında kullanılmaktan çıkmıştır. Biz bu kılıca ‘gönül kılıcı’ deriz. Aslında bu bir tahta kılıçtır. Koruma amacı taşımasının yanında, insanların gönlünü fethetmeyi temsil eder" diye konuştu.
24 Aralık 2025 Çarşamba - 09:05 Off-road aracının hava filtresine giren sincaptan fındık sürprizi Gümüşhane Off-Road Kulübü (GÜMOFF) üyelerine ait park halindeki bir off-road aracının hava filtresine giren sincap 1 kiloya yakın fındığı burada depoladı. Trabzon’un Of ilçesinde geçtiğimiz günlerde düzenlenen off-road yarışları için bölgeye giden GÜMOFF ekibi, araçlardan birini Yomra ilçesinde uygun bir alana park ederek diğer araçlarla birlikte Of ilçesine doğru yolculuğa devam etti. Uzun süre kullanılmayan araç, geçen hafta sonu dağlık arazide sürüşe çıkarıldığında belirgin bir performans düşüklüğü gösterdi. Performans kaybı nedeniyle bakıma alınan aracın hava filtresi açıldığında ise ilginç bir manzarayla karşılaşıldı. Hava filtresinin içinde, temiz ve zarar görmemiş halde 1 kiloya yakın fındık bulundu. Yapılan incelemede, bir sincabın araçtaki geniş hava girişlerinden içeri girerek hava filtresini kendisine kışlık erzak deposu haline getirdiği anlaşıldı. "Fındıkları sobada kurutup yedik" Araçta meydana gelen performans düşüklüğü nedeniyle durumu fark ettiklerini ifade eden GÜMOFF Kulübü Başkanı Recep Şahin, "Yaklaşık 1 buçuk ay önce Of ilçesine gittik Off-Road yarışlarımız vardı. Bu aracımızı Yomra ilçesinde bıraktık diğer araçlarımızla birlikte yola devam ettik. Bizim aracı bıraktığımız yerde orada fındık kurutan insanlar vardı. Onlardan müsaade aldık arabayı bıraktık. Daha sonra döndüğümüzde aracımızı çok kullanmadık. Geçen hafta sonu dağlık araziye çıktık ve aracımızda bir performans düşüklüğü fark ettik. Daha sonra bakıma aldık ve gerekli kontrolleri yaptığımızda hava filtresini açtık ve içerisinde yaklaşık 1 kiloya yakın fındık gördük. Fındıklar tertemizdi, yıkadık sobada kurutup yedik. Sincaplar normal araçlara giremez ancak bizim araçlarımız özel araçlar olduğu için hava akışı önemli olduğundan hortum girişlerini geniş tutuyoruz. Sincap oradan girmiş ve kendine güzel bir yuva yapmış. O kadar kısa sürede bu kadar fındığı nasıl taşımış hayret ettim" dedi. "Sincabın bize güzel bir ikramı oldu" Fındıkların lezzetli ve taze olduğunu belirten Alper Akçay, "İlk gördüğümüzde şok olduk, olaya dair mantık yürütemedik. Çocukların yaptığını düşündük ama arabanın bırakıldığı yere bakınca olayı çocukların yapmadığını anladık. Gerçekten hayret ettik. Sincabın kışlık erzakını aldık ama kendince güzel ama bizce yanlış bir yere konumlandırmış. Fındıkları temizledik ve buraya gelen misafirlerimizle yedik. Fındıklar gayet lezzetliydi" diye konuştu.
22 Aralık 2025 Pazartesi - 09:06 Gümüşhane’de şehrin gürültüsünden kaçanlar Torul’un zirvelerinde buluştu Gümüşhane’de şehrin gürültüsünden ve boğucu havasından uzaklaşmak isteyen 22 doğasever, bu hafta Torul ilçesinin karlar altındaki eşsiz coğrafyasında bir araya geldi. Pamuk tarlasını andıran orman yollarında gerçekleştirilen yürüyüş, katılımcılara hem fiziksel hem de zihinsel bir arınma imkanı sundu. Yürüyüş, Torul ilçesine bağlı Tokçam köyü Merkez Mahalle’de bin 481 metre rakımda başladı. Sporcular Yanıklık Sırtı, Sel Gediği, Mandızlı Sırtı ve Hanzarosman Sırtı gibi kritik noktaları aşarak ilerledi. Kar diz boyu, manzara on numara Kar kalınlığının yer yer diz boyuna ulaştığı parkurda, Torul ve Kürtün baraj göllerinin panoramik manzaraları yürüyüşe eşlik etti. Bin 668 metre yüksekliğe kadar tırmanan ekip, 12 kilometrelik rotayı bin 94 metre rakımdaki Yurt köyünde başarıyla tamamladı. Kristalize kar taneleri eşliğinde ilerleyen ekip orman içindeki yatay geçişlerde çam ağaçlarının üzerine çöken kar yükününün oluşturduğu masalsı görüntüleri bol bol fotoğrafladı. Yurt köyüne ulaşan sporcuların yorgunluğunu köy sakinlerinden İrfan Aydın’ın ikramı bitirdi. Aydın’ın evindeki sıcak sobanın etrafında toplanan ekip, demlenen çaylar eşliğinde haftanın stresini, günün yorgunluğunu geride bıraktı. Psikolojik sağlık için ’Doğa’ reçetesi Yürüyüşe katılan Psikolojik Danışman Zeliha Fatma Aykın, doğada vakit geçirmenin bilimsel olarak kanıtlanmış faydalarına dikkat çekerek, "Bugün Tokçam köyünden Yurt köyüne yürüdük. Harika manzarasıyla aslında kışa bir "merhaba" dedik. Kar yer yer diz boyuydu, bazı yerlerde de tozak şeklindeydi. Çok tatlı bir etkinlikti. Yeni gelen arkadaşlarımız da oldu. Onlara hem doğayı sevdirdik hem de doğa yürüyüşleri için katkıda bulunmaları adına bir nevi motive ettik diyebiliriz. Doğada, özellikle ormanlık alanda yapılan yürüyüşlerin depresyon ve anksiyete üzerindeki olumlu etkileri dünya genelinde yapılan çalışmalarla destekleniyor. Bugün burada sadece fiziksel bir aktivite yapmadık, aynı zamanda kışa ’merhaba’ diyerek ruhumuzu dinlendirdik. Tüm vatandaşlarımıza ’Doğada iziniz olsun’ diyerek bu deneyimi yaşamalarını öneriyorum" ifadelerini kullandı. GÜDAK Başkanı Mustafa Akbulut ise daha önce bahar ve sonbahar mevsiminde yürüdükleri parkuru kış mevsiminde ilk kez deneyimlediklerini belirterek, "Muhteşem bir kar parkuru yürüdük. Ormanlar, çam ağaçları yağan karla süslenmiş. Doğanın her güzelliğini gördük. Hava bazen rüzgarlıydı, bazen güneşli. Sona doğru biraz soğuk oldu ama çok güzeldi. Her mevsimde bu doğayı biz devamlı yürüyoruz. İlk defa kış mevsiminde burayı yürüdük. Gerçekten harika bir manzara vardı. Hafta sonunu evinde ya da kahve köşelerinde geçiren hemşehrilerimizi dağlara, temiz havaya, bu doğal güzellikleri görmeye davet ediyoruz" dedi.
21 Aralık 2025 Pazar - 09:41 Depremin izlerini girişimcilikle siliyorlar Asrın felaketi olarak adlandırılan Hatay depremlerinin ardından hayatı tamamen değişen 19 yaşındaki Leyla Mine Akkuş, zorluklara boyun eğmeyerek Gümüşhane’de eşiyle birlikte yeni bir sayfa açtı. Depremin ardından Denizli’ye giden ve Gümüşhane Üniversitesi Sosyal Hizmet Bölümü’nü kazanan Leyla Mine Akkuş, eğitimi için kente yerleşti. Eşi İsa Akkuş ise eşini yalnız bırakmamak adına Denizli’deki işini bırakarak eşinin yanına Gümüşhane’ye geldi. Kentte iş arayışları sonuçsuz kalınca genç çift el ele vererek kendi işlerini kurmaya karar verdi. Düğün altınları geleceğin sermayesi oldu Gümüşhane’nin kısıtlı iş imkanlarını bir engel değil, fırsat olarak gören genç çift, en büyük risklerini düğünlerinden kalan altınları sermayeye dönüştürerek aldı. KOSGEB’den de girişimcilik desteği alan Akkuş çifti, kentin tekstil ve giyim ihtiyacına cevap verecek butik bir işletme açtı. Kartondan tabelalı dükkan Kadın, erkek ve çocuk giyiminin yanı sıra çeyizlik ürünlerin de yer aldığı dükkanın en dikkat çeken detayı ise tabela oldu. İlk etapta maliyetleri düşürmek için tabelalarını kendi elleriyle kartondan hazırlayan çiftin bu samimi çabası, çevre esnafı ve vatandaşlar tarafından takdirle karşılandı. Eğitim ve ticaret bir arada Hem üniversite eğitimine devam eden hem de dükkanın işletmesini üstlenen Leyla Mine Akkuş, günün bir kısmını ders sıralarında, bir kısmını ise tezgah arkasında geçiriyor. Eşi İsa Akkuş’un tekstil sektöründeki tecrübesi sayesinde ürünleri doğrudan fabrikadan halka ulaştıran çift, uygun fiyat politikasıyla Gümüşhane halkına hizmet veriyor. "Üniversiteyi kazandı, ben de işimi bırakıp buraya geldim" Eşinin üniversiteyi bırakmaması için bu dükkanı açtıklarını kaydeden İsa Akkuş, "Gümüşhane’de yer açtık. Eşim okuduğu için okulunu bırakmasını istemedim, o yüzden Gümüşhane’ye taşındık. Denizli’deki hayatımı bırakıp buraya geldim. Burada yer açtık. Eşim okula gidiyor zaten, okuyor. Üniversite okuyor. Ben dükkana bakıyorum. Okul olmadığı günler yardım ediyor. Eşim Hataylı. Depremden dolayı Denizli’ye geldi. Öğretmenevinde kalıyorlardı. O sırada arkadaş ortamından tanışmış olduk. Üniversiteyi kazandı, ben de işimi bırakıp buraya geldim" dedi. Akademik camia ve arkadaşlardan tam destek Açılış gününde yalnız kalmayan çifte en büyük destek, hocaları ve sınıf arkadaşlarından geldi. Leyla’nın hem okuyup hem çalışmasına büyük saygı duyan akademik kadro, genç kadının bu zorlu maratonunda en büyük motivasyon kaynağı oldu. Kısıtlı imkanlarla yola çıkan genç çift, hayallerini gerçekleştirmek için en değerli varlıklarını ortaya koydu. "Hem uygun fiyatlı hem de kaliteli ürünler satmaya çalışıyoruz" Depremin ardından gittikleri Denizli’de eşiyle tanışıp evlendiklerini aktaran Gümüşhane Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesinde Sosyal Hizmet bölümü 2. sınıfta okuyan 19 yaşındaki Leyla Mine Akkuş, "Normalde ben zaten burada okuyordum, zaten buraya gelecektim. Eşim de beni yalnız bırakmamak adına, bana destek olmak adına Gümüşhane’ye geldi. Burası maalesef küçük bir şehir, o yüzden iş imkanı çok fazla yok. Biz de kendi işimizi kurduk. Burayı düğün altınlarımızla açtık. Kendi düğün altınlarımız ve düğün paralarımızla açtık. Kendimiz hem uygun fiyatlı yapmaya çalışıyoruz hem de kaliteli ürünler satmaya çalışıyoruz. Eşim Denizlili olduğu için direkt fabrikadan getiriyoruz. Daha önce de tekstilde çalıştığı için oradan getirip hani toptancı aracılığı olmadan üstüne kâr daha fazla eklemeden daha uygun fiyata da burada satıyoruz" ifadelerini kullandı. "Burada biz bütün yaz boyunca iş baktık bulamadık" "Genç cesareti"ne dikkat çekerek hayata bu yaştan başlamanın önemli olduğunu dile getiren Akkuş, "Bir şeyler 25’imize 30’umuza geldiğimiz zaman olmuyor, gerçekten tutmuyor. O yüzden dolayı ne kadar erken başlarsak o kadar iyi, devir de öyle bir devir zaten. Burada biz bütün yaz boyunca iş baktık bulamadık. O yüzden dedik ki; madem iş bulamıyoruz, biz bir yer kuralım, bir yerden kendimizi geçindirmeye çalışalım diye düşünüp kendi işimizi kurduk" dedi.
Torul Barajı’nda sular çekildi, tarihi Torul Köprüsü gün yüzüne çıktı
17 Ekim 2023 Salı - 09:08 Torul Barajı’nda sular çekildi, tarihi Torul Köprüsü gün yüzüne çıktı Gümüşhane’nin Torul ilçesinde enerji üretimi için kurulan Torul Barajı’nda sularının çekilmesiyle birlikte tarihi Torul Köprüsü tekrar gün yüzüne çıktı. Torul ilçesi Köprübaşı Mahallesi’nde bulunan ve enerji üretimi amacıyla kurulan Torul Barajı’nın suları altında kalan tarihi Torul Köprüsü suların çekilmesiyle birlikte tekrar gün yüzüne çıktı. 17. yüzyılın son çeyreğinde yapıldığı tahmin edilen 14 metre yüksekliğe sahip tarihi taş kemer köprü ilgi çekerken, suların çekilmesiyle birlikte ilçedeki vatandaşların da yürüyüş rotasına ekleniyor. “Su altında kalınca yolumuz kısalıyor” Baraj sularının çekilmesiyle birlikte tarihi Torul Köprüsünün yürüyüş rotalarına eklediklerini söyleyen Alev Budak, “Sular tamamen çekilip köprü açığa çıktığı andan itibaren biz her gün buradan geçerek sabah yürüyüşümüzü yapıyoruz. Baraj etrafında bu doğal ve tarihi güzelliği yaşamaya çalışıyoruz. Baraj su dolduğu zaman da buranın ayrı bir güzelliği var. Sular dolunca maalesef yolumuz kısalıyor köprüden geçemiyoruz” dedi. Doğa ve tarih içerisinde doğa yürüyüşü yaptıklarını ifade eden Arife Demirci de “Yürüyüşlerimizi kış aylarında sular çekildiği için tarihi Torul Köprüsü üzerinden yapıyoruz, güzel bir manzara bize de doğa yürüyüşü oluyor” diye konuştu.
Gümüşhane’nin Örümcek Ormanları sonbaharın büyüsüne kapıldı
16 Ekim 2023 Pazartesi - 09:55 Gümüşhane’nin Örümcek Ormanları sonbaharın büyüsüne kapıldı Gümüşhane’nin Kürtün ilçesi sınırlarında bulunan ve Türkiye’nin önemli karışık ormanlarından birisi olmasının yanında içerisindeki yüzlerce yıllık ağaçların göğe uzandığı canlı ağaç müzesi ’Örümcek Ormanları’ sonbaharla birlikte renk cümbüşüne dönüştü. Sonbaharın gelmesiyle birlikte ağaçların renk değişimi ve doğanın tüm tonlarının bir arada olduğu büyülü bir manzaraya dönüşen Örümcek Ormanları Tabiatı Koruma Alanında sarı, turuncu ve kırmızının binbir tonuna bürünen yapraklar örümcek ormanlarını adeta bir masal dünyasına çevirdi. Gürül gürül akan dereleri, şelaleleri, temiz havası ve eşsiz manzaralarıyla sonbahar mevsiminde binbir renge bürünen Örümcek Ormanlarında her yıl yapılan sonbahar yürüyüşü bu yıl da rekor katılımla gerçekleştirildi. Kürtün ilçesine bağlı Yeşilköy köyü sınırları içerisinde bulunan ve Avrupa’nın ez uzun köknarları, Balkanların, Kafkasların ve Türkiye’nin en boylu ve çaplı ladinlerinin yer aldığı Örümcek Ormanlarında gerçekleştirilen doğa yürüyüşüne Gümüşhane Dağcılık, Doğa Sporları ve Gençlik Derneği (GÜDAK) ve Trabzon Tenis Dağcılık Kayak İhtisas Kulübü (TEDAK) sporcularının katıldığı etkinliğe 140 sporcu katıldı. Yaklaşık 12 kilometrelik parkurda sonbaharın büyülü ortamında yürüyüş yapan doğaseverler tabiat anıtı olarak tescillenmiş 400 yaşın üzerindeki ladin ve köknar ağaçlarının olduğu, Çıkrıkdüzü, Güvende yaylaları ile Kabaktepe Şehitliği güzergahında bulunan alanda bulunan Çağlayandibi Şelalesi Tabiat Parkını da ziyaret etti. Sonbaharın büyüleyici güzelliğini en etkileyici şekilde yaşatan bölgelerden birisi olan benzersiz coğrafyada bu atmosferi soluyarak görsel şölenin tadını çıkaran sporcular yürüyüşün sonunda Kürtün Belediyesi tarafından ikram edilen yöresel ürünlerin tadına baktı, çalan kemençe eşliğinde horon oynadı. Sonbaharın büyülü renklerini keşfetmek isteyen doğaseverler için ideal bir nokta olan bölgede yollara halı gibi serilen ağaç yapraklarının üzerinde yürüyen, dik yamaçları yararak vadilerden akan derelerden geçen ve eşsiz manzara eşliğinde yürüyen sporcular labirenti andıran patikaları, hırçın yamaçları, şelaleleri, endemik bitki çeşitliliğini ve bünyesinde bulundurduğu çok sayıdaki farklı ağaç türlerinin oluşturduğu şöleni görme fırsatı buldu. Yürüyüş boyunca doğaseverler sık sık durarak sonbahar mevsiminde binbir renge bürüdüğü, yeşilin, sarının, kahverenginin ve kırmızının tüm tonlarının hakim olduğu coğrafyayı bol bol fotoğrafladı. “Gümüşhane coğrafyasının doğanın hakim renklerini kullanarak muhteşem bir şiir yazdığı coğrafya Örümcek Ormanları” Etkinliğe Trabzon’dan katılan Gümüşhaneli dahiliye uzmanı Babürşah Taşlı ise Örümcek Ormanlarını, Gümüşhane coğrafyasının doğanın hakim renklerini kullanarak muhteşem bir şiir yazdığı coğrafya olarak nitelendirerek, “Biz bu şiiri başkalarından da dinleyebilirdik ama zor olanı seçtik. Arkadaşlarımızla hareket etmeyi seçtik ve GÜDAK’ın öncülüğünde muhteşem bir yürüyüşle doğanın kalbinde bu şiiri canlı dinleme fırsatımız oldu. İngiliz şair William Black bir sözünde diyor ki “İnsanlar gördükleri kadardır” buradan hareketle sabahki bizle şuanki biz arasında gördüklerimizin bize kattıkları arasında ciddi fark var. Hayal dünyamızda sandığımız şeylerinde gerçekte olduğunu görmek bizi büyüledi. Buna sebep olan GÜDAK başta olmak üzere herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu. “Örümcek Ormanları doğa müzesi halinde olan muhteşem bir mekan” Sporcuları hem ilçeye gelişlerinde hem de etkinlik sonunda ağırlayan Kürtün Belediye Başkanı Enver Şen de “GÜDAK’a her yıl yaptıkları Örümcek Ormanları etkinlikleriyle ilçemize sağladıkları katkıdan dolayı teşekkür ediyorum. Biz de her yıl bu etkinliğe katkı sunuyoruz. Bu yıl da yöresel ürünlerimizden ekmeğimiz, incirimiz, fındığımız başta olmak üzere sporcularımıza ikram ettik. Bugün 81 ilden ve her meslek grubundan insanlarımız burada. Onlar Kürtünümüzün ve Örümcek Ormanlarının tanıtımına son derece katkı sağlıyorlar. Örümcek Ormanları anıt ağaçları, endemik bitkileri, ladin, köknar ve çeşitli ağaçlarıyla doğa müzesi halinde olan muhteşem bir mekan. Buraya katılan GÜDAK üyelerine, Giresun’dan, Trabzon’dan gelen sporcularımıza teşekkür ediyorum. Burada sonbaharda muhteşem bir manzara oluşuyor. Ben burayı herkesin gezip görmesini istiyorum. Anıt ağaçlarıyla, Çağlayandibi Şelalesiyle, manzarasıyla, Kabaktepe şehitliğiyle, Güvenç Abdal’ın temsili mezarının olduğu Güvende yaylasıyla birlik ve beraberlik içerisinde kültürümüzü yaşamaya çağırıyorum” ifadelerini kullandı. “15 yıl önce ilk geldiğimizde 7 kişiydik, bugün 140 kişiyiz” GÜDAK olarak 15 yıldır bu parkuru yürüdüklerini ve ilk yıl 7 kişilik ekiple başladıkları yürüyüşe bu yıl 140 kişiyle geldiklerini kaydeden GÜDAK Başkanı Mustafa Akbulut ise “Her sene bize muhteşem görüntüler sunan Örümcek Ormanları bu yıl çok daha güzeldi. GÜDAK bu işi başardı. Yerel yönetimlerle başardı. Onlar bize destek oldu, biz onlara destek olduk. Yıllar önce yürüdüğümüz parkurda araçlar gidiyordu, çağrılarımız cevap buldu ve bu yol sadece yürüyüş için kullanılıyor. Gazeller içerisinde gökte ve yerde sarı ve yeşil görüntülerin ortasında muhteşem bir parkur yaptık. Belediye Başkanımız başlangıç ve bitişte bize çok güzel ikramlarda bulundu ve eğlence tertipledi. Bundan sonra da Örümcek Ormanları bu şekilde daha artarak ziyarete devam eder. Katılım fazla olunca yürüyüş tecrübesi az olan sporcularımız için son 3 yıldır üst yayladan başlayıp 12 kilometre yürüyoruz. Herkesin yürüyebileceği bir parkur. Bu parkuru 5 saatte tamamladık ve tüm katılımcılar çok keyif aldı. Bu manzara 1 ay daha gözükebilir. Bu yıl mevsim biraz farklı. Bir süre daha bu manzara görülebilir. Herkesi bu güzelliği görmeye davet ediyorum” dedi.
Gümüşhane’de Filistin’e destek yürüyüşü düzenlendi
14 Ekim 2023 Cumartesi - 14:40 Gümüşhane’de Filistin’e destek yürüyüşü düzenlendi Gümüşhane’de birçok STK’nın ve vatandaşların katılımıyla Filistin’e destek için yürüyüş düzenlendi. Gümüşhane’de STK’lar tarafından Filistin’e destek yürüyüşü düzenlendi. Yürüyüşe STK’lar dışında vatandaşlar da ilgi gösterdi. Gümüşhane Belediyesi önünden başlayan ve yaklaşık 200 kişinin katıldığı yürüyüşte grup tekbir getirerek ve sloganlar atarak İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarını lanetledi. 15 Temmuz Zafer Meydanı’nda sona eren yürüyüşün ardından basın açıklaması yapıldı. Grup adına konuşma yapan Gümüşhane Memur Sen İl Başkanı Ergin Aslan, Filistin’de mazlumların kanı üzerine kurulmuş bir düzen olduğunu söyleyerek, İsrail’in saldırılarını kınadı. Filistin’de Müslümanların onurlarıyla şehit olduğunu söyleyen Memur Sen İl Başkanı Aslan, “Sözün bittiği yerdeyiz. İkiyüzlülerin zulmü azdırdığı zamandayız. Soykırımcı Siyonistler, Filistin’de katliam yaparken, susanların, kıyameti zorladığı zamandayız. Evet, bugün Filistin’de mazlumların kanı üzerine kurulmuş bir rejim var. O şebekeye kimileri devlet diyor. Hayır, İsrail bir devlet değildir. İsrail, emperyalizm tarafından kurulmuş ve desteklenen bir terör örgütüdür. İsrail, bütün dünyaya kötülük yayan, soykırımcı bir organizasyondur. Bu rejime karşı direnen bir avuç insan, bugün, bütün dünyanın onurunu, ayakta tutmaya çalışan bu halk, katlediliyor. İnsanlık nerede? Onur nerede? Bugün Filistin’de can pazarı kurulmuş. Gazze’de çocuklar ölüyor! Gazze’de kadınlar ölüyor! Gazze’de ihtiyarlar ölüyor! Gazze’de insanlık ölüyor! Kan üzerine yükselmiş Batı Medeniyeti, katille aynı safta. Ey insanlık neredesin? Biz biliyoruz, Filistin’de kardeşlerimiz onurlarıyla şehit oluyor. Dünyanın kötülüğü ise geride kalanların yakasına yapışıyor” dedi. Yapılan basın açıklamasının ardından okunan Kuran-ı Kerim ve edilen duaların ardından grup dağıldı.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sağkan: "Anayasa’nın ilk 4 maddesinin tartışılacağı hiçbir toplantıda olmayız"
13 Ekim 2023 Cuma - 15:08 Türkiye Barolar Birliği Başkanı Sağkan: "Anayasa’nın ilk 4 maddesinin tartışılacağı hiçbir toplantıda olmayız" Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, “Türkiye Barolar Birliği olarak bizim önceliğimiz Anayasa’nın ilk 3 maddesi ve değiştirilemeyeceği ifade edilen 4. maddesi. Bu maddelerin tartışılacağı hiçbir toplantıda bizler olamayız” dedi. Türkiye Barolar Birliği Başkanı seçilmesinin ardından memleketi Gümüşhane’yi ikinci kez ziyaret eden Erinç Sağkan, Gümüşhane Baro Başkanı Metin Aslan ve baro yönetimindeki avukatlarla birlikte basın mensuplarıyla bir araya geldi. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan TBB Başkanı Sağkan, gündemde yer alan Anayasa ve af konularıyla ilgili de açıklamalarda bulundu. İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının uluslararası hukuku ihlal ettiğini ifade eden Sağkan, Gazze’de yaşanan insanlık dramının bir an önce sona ermesi gerektiğini söyledi. “Tüm bileşenlerin katılımıyla yapılacak Anayasa çalışmasının her daim içerisinde oluruz” Yeni Anayasa çalışmalarının bütün bileşenlerin bir uzlaşı zemininde bir araya getirilerek yürütülmesi gerektiğinin altını çizen Sağkan, “Öncelikle bir Anayasa tartışmasının içerisindeyiz. Biz hep şunu ifade ettik; Anayasa bir toplumsal uzlaşı metnidir ve en temel yasamızdır. Bütün kanunlarımız bu anayasaya uygun olarak düzenlenir ve çıkartılır. Bu anlamda geniş bir uzlaşı zemininin oluşturulması ve bu uzlaşı zemininde bütün bileşenlerin başta Türkiye Barolar Birliği olmak üzere sivil toplumun, basının, üniversitenin, kamu kurumu niteliğindeki mesleki örgütlerinin, baroların görüşlerinin alınması gerekiyor. Anayasa değişikliği ihtiyacının sebeplerinin ortaya koyularak tüm kamuoyu ile paylaşıldığı ve buna ilişkin çalışmaların yapılarak toplumun en geniş kapsamlı katılımıyla ortaya koyulması ile gerçekleştirilmesinin zaruret olduğuna inananlardanım. Bu sebeple öncelikle siyaset kurumunun Anayasa tartışmasını yürütürken bileşenlerden uzak değil, onlardan uzakta hazırlanan bir taslağın Meclis gündemine alınması yöntemiyle değil, aksine bütün bileşenleri bir masanın etrafına toplaması, iktidar muhalefet ayrımı gözetmeksizin bu masada yer almasıyla mümkün olabilir. Bu yöntemle yürütebilecek bir çalışmanın her daim içerisinde olacağını ifade etmek istiyorum. Türkiye Barolar Birliği olarak bizim önceliğimiz Anayasa’nın ilk 3 maddesi ve değiştirilemeyeceği ifade edilen 4. maddesi. Bu maddelerin tartışılacağı hiçbir toplantıda bizler olamayız. Çünkü ilk 3 madde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini ifade eder, Cumhuriyet’in temelidir ilk 3 madde. Bu konuda da siyaset kurumunun yürütülecek olan Anayasa çalışmasının ilk 3 maddesi ile herhangi bir şekilde ilgisi bulunmadığı konusunda kamuoyuna tatmin edici bir açıklama yapma borcu olduğu inancındayım” dedi. “100. yıl ve cezaevlerinin doluluğu af tartışması için yeterli değil” Af tartışmalarının toplumdan uzak yürütülmesini yanlış bulduğunu söyleyen TBB Başkanı Sağkan, “Genel af veya özel af tartışmalarının toplumdan uzak bir şekilde siyasi popülizmle yürütülmesini son derece yanlış buluyorum. Çünkü bu ülkenin yurttaşları her şeyden önce adalet karşısında kendilerini eşit hissetmek istiyorlar. Hukuka olan güvenin de son derece azaldığı hepimizin maalesef bildiği bir gerçek. Bunda en büyük paylardan birisi de infaz adı verilen, infaz düzenlemesi adı altında yapılan yasa değişiklikleri ile birlikte maalesef bir cezasızlık politikasına dönüşen Türkiye’deki ceza adalet sistemi politikası yatmakta. Bu konuda ancak ve ancak toplumsal barışa hizmet edeceği ortaya koyulmak şartıyla, ceza adalet sistemindeki yanlışlıkların ciddi anlamda mağduriyete sebebiyet verdiğinin kabul edilmesi ve ortaya koyulması kaydı ile yine büyük bir uzlaşı zemini aranarak bir af tartışması yürütülebilir. Ben bunun dışında 100’üncü yıl ya da cezaevlerinin doluluğu gibi sebeplerin bir af tartışması için ne yeterli ne de gerekli olduğuna inananlardanım” diye konuştu. “İsrail çok ağır hak ihlallerine sebebiyet verdi” Gazze’de çok ağır insanlık suçu işlendiğini söyleyen TBB Başkanı Sağkan, “İsrail’in bu süreçte çok ağır hak ihlallerine sebebiyet verdiğini biliyoruz. Batı’nın bazı cılız barış çabalarının dışında maalesef ki bugüne kadar Filistin’de yaşanan drama tüm dünya gözlerini kapattı, bunu kabul etmek ve her yerde de ifade etmek zorundayız. Ancak bugün gördüğümüz Gazze’nin çok ağır bir saldırı altında, elektriğinin ve suyunun kesildiği ve çok ciddi sivil katliamların yaşandığı bir ağır insanlık suçunun işlendiği bir durumdan bahsediyoruz. Ancak şunu da ifade etmek gerekir ki Hamas’ın da aynı şekilde İsrail’de sivillere yönelik yaptığı saldırı da bir insanlık suçu teşkil etmektedir. Bizler haksızlık kimden gelirse gelsin, kime dönük olursa olsun insan hakları temelinde, insan haklarını savunmak ve korumakla görevli kurumlarız. Bu anlamda şu anda Gazze’de yaşanan bu insanlık dramına tüm uluslararası kamuoyunun, başta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Avrupa Birliği olmak üzere tüm dünyanın bir an önce el atarak Filistin ve İsrail arasında bir anlaşma, uzlaşma zemini sağlamanın borcu olduğuna inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Jandarma’dan kaçak kazı ve kenevir operasyonu
12 Ekim 2023 Perşembe - 14:13 Jandarma’dan kaçak kazı ve kenevir operasyonu Gümüşhane İl Jandarma Komutanlığına bağlı ekipler Kelkit ve Şiran ilçesinde kaçak kazı ve kenevir operasyonu gerçekleştirdi. Alınan bilgiye göre, İl Jandarma Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ve Şiran İlçe Jandarma Komutanlığı ekipler yaptıkları istihbarat çalışması sonucunda M.Y ile N.Ç isimli şahısların kaçak kazı yapacağı bilgisini aldı. Şiran Cumhuriyet Savcılığından alınan arama kararına istinaden şüpheli şahıslara ait ilçeye bağlı Söğütalan Köyünde bulunan evlerinde arama yapan ekipler 1 adet jeneratör, 1 adet akü, 6 adet murç, 2 adet 30 metre kablo, 4 adet hilti ucu, 2 adet Emülsiyon tip patlayıcı, 1 adet alan arama dedektörü, 2 adet baş üstü aydınlatma aparatı, 4 adet seyyar aydınlatma sistemi, 1 adet muşta, 1 adet laptop adaptörü, 1 adet ruhsatsız av tüfeği ve 151 adet 9 milimetre çapında fişek ele geçirdi. Ele geçirilen malzemeler muhafaza altına alınırken, şahıslar hakkında adli tahkikata başlandı. Kelkit’te 28 kök kenevir bitkisi ele geçirildi Jandarma ekiplerinin bir diğer operasyonu ise kenevir bitkisine yönelik oldu. İstihbarat Şube, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube ve Kelkit İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerince yapılan istihbari çalışma neticesinde Ş.Ç isimli şahsın Kelkit İlçesi Yenice köyünde kendisine ait arazisinde kenevir bitkisi ektiği bilgisini alan ekipler Kelkit Sulh Ceza Hâkimliğinden arama kararı aldı. Şahsa ait arazide yapılan arama neticesinde boyları 10-100 santimetre arasında değişen 28 kök kenevir bitkisi ele geçirilerek muhafaza altına alınırken, şahıs hakkında adli tahkikata başlandı.
Karadeniz Bölgesi’nde huzurevi bulunmayan tek il olan Gümüşhane huzurevi istiyor
10 Ekim 2023 Salı - 09:20 Karadeniz Bölgesi’nde huzurevi bulunmayan tek il olan Gümüşhane huzurevi istiyor Türkiye’de huzurevi bulunmayan şehirlerden birisi olan Gümüşhane’de yaşlılar evlatların artık anne ve babalarına bakmadıklarını söyleyerek huzurevi açılmasını istiyor. Türkiye’de Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bünyesinde huzurevi bulunmayan 16 ilden birisi ve Karadeniz Bölgesi’nde huzurevi bulunmayan tek il olan Gümüşhane’de yaşlılar çocukların artık anne ve babalarına bakmadığını söyleyerek huzurevi açılması talebinde bulundu. Toplam nüfusunun yüzde 14’ünün 65 yaş ve üzeri olduğu Gümüşhane’de evlatlarına yük olmak istemediklerini de söyleyen vatandaşlar, huzurevinin açılmasıyla birlikte yaşlıların rahat edeceğini dile getiriyor. “Çoluğa çocuğa yük olmamak gerekiyor” Gümüşhane’de huzurevi olmamasının gençlerin değerlerine sahip çıktığını gösterdiğini ifade eden Eğitimci-yazar İsmail Hayal, “Olaya iki yönlü bakmak lazım. Olması lazım aslında çünkü bazen gerekli oluyor ama olmaması da aslında Gümüşhane’nin değerlerine sahip olduğunu gösteriyor. Gümüşhane küçük bir şehir olduğu için insanlar anne ve babasını huzurevine verme ağırlığını yaşamaktan çekiniyor. Ben açılmalı diyorum çünkü çoluğa çocuğa yük olmamak gerekiyor bu önemli bir konu açılmasında fayda var” dedi. “Yaşlılarımız sokaklarda düşüyor ellerinden tutan yok” Yaşlıların muhtaç durumda olduğunu ve huzurevi açılması gerektiğini savunan Hasan Palancı, “Gümüşhane’de huzurevi bir ihtiyaç ve açılması uygundur. Artık evlatlar anne babalarına bakmıyor ben şahit oluyorum. Huzurevi olması iyi olur. Yaşlılarımızı görüyoruz sokaklarda düşüyorlar ellerinden kollarından tutan yok bunlar muhtaç, evlat para varsa bakıyor para yoksa bakmıyor” diye konuştu. Eskiden anne ve babaya sahip çıkıldığını söyleyen Hikmet Gündoğdu ise “Evlatlarımız kendilerine de bakamıyorlar ki bize de baksınlar anca kendilerini çekip çevirebiliyorlar. Ben olmasını istiyorum ben düşmesen başkası düşer. Eskiden anneye babaya çok güzel sahip çıkılıyordu ama devir döndü herkes kendine bakmaya başladı. Bakamam diyemiyorlar ama yüz çeviriyorlar. Biz çok şükür kendimizi bakıyoruz ama bakamayanlar var açılması lazım” ifadelerini kullandı.
Gümüşhane’de doğa tutkunları sonbaharın keyfini çıkarıyor
09 Ekim 2023 Pazartesi - 13:19 Gümüşhane’de doğa tutkunları sonbaharın keyfini çıkarıyor Sonbaharın büyüleyici renkleriyle boyanan Gümüşhane dağları doğa severlerin vazgeçilmez destinasyonu haline gelirken 7’den 70’e bu güzellikleri görmek isteyen doğaseverlerin akınına uğruyor. Sonbahar mevsiminin gelmesiyle birlikte adeta renk cümbüşüne dönüşen, sarı, kızıl ve turuncunun muhteşem uyumunu sunan Gümüşhane dağları doğa doğaseverleri kendine çekmeye devam ediyor. Kurulduğu 2008 yılından bugüne kadar her 2 haftada bir doğa yürüyüşü etkinliği düzenleyen Gümüşhane Dağcılık, Doğa Sporları ve Gençlik Derneği (GÜDAK), sonbaharın tüm güzelliklerini doyasıya yaşamak, muhteşem doğal güzellikleri keşfetmek için sonbahar mevsimine özel her hafta program yapmaya başladı. Üst üste düzenlenen yürüyüş etkinlikleri artan bir taleple devam ederken programa katılan sporcu ve doğaseverler şehrin göz kamaştıran ormanlarını, manzaralarını, göl ve göletleriyle şelale ve yaylalarını keşfediyor. Bu haftaki yürüyüş parkuru Söğütağıl köyünün 2 bin 160 metre rakımlı Madenin Sırtı mevkiinde İsmet Şişman’ın 35 metre yüksekliğindeki kayayı asma köprüyle birleştirerek yaptığı seyir terası, asma köprü ve dağ evinden başladı. Etkinliğe katılan 41 sporcu Söğütağıl köyünden başladıkları yürüyüşte taş evleri, camisi ve köye adını veren çeşmeleriyle ünlü Akpınar köyüne, oradan da sonbaharın renkleriyle bezenen ormanların içinden Süle köyündeki gölete ulaştı. Burada yemek molası verip fotoğraf çekilen sporcular daha sonra yine ormanlık alandan geçerek toplamda 14 kilometrelik parkuru tamamlayarak Süle köyü merkezinde yürüyüşü sonlandırdı. Gümüşhane’nin büyülü sonbaharını yaşamak isteyen herkesi etkinliklerine katılarak doğanın ve sporun keyfini çıkarmaya davet eden GÜDAK Başkanı Mustafa Akbulut, Türkiye’de sonbaharın en ihtişamlı ve rakım farkı nedeniyle en uzun süreli yaşandığı şehirlerden birisi olan Gümüşhane’de düzenledikleri sonbahar yürüyüşlerinin hem doğanın tadını çıkarmak isteyenler için hem de spor yapmak isteyenler için ideal bir fırsat sunduğunu söyledi. “Herkesi sonbaharın renkleriyle boyanan Gümüşhane dağlarında sonbaharın tadını çıkarmaya davet ediyoruz” Etkinliklere katılanların aynı zamanda şehrin tarihi ve kültürel zenginliklerini de yakından gözlemleme fırsatını bulduklarını ifade eden Akbulut, “Sonbaharın renk cümbüşü Gümüşhane’deki yürüyüş etkinliklerimizle birleşerek unutulmaz bir deneyim sunuyor. Gümüşhane sonbaharın en güzel yaşandığı şehirlerden birisi. Bu güzellikleri keşfetmek için mevsim boyunca her hafta etkinlik yapıyoruz ve yoğun bir ilgiyle karşılaşıyoruz. Bu hafta yaptığımız etkinliğe her yaş grubundan, her meslek grubundan 41 kişi katıldı. Bu talepler bizim yaptığımız etkinliklerin şehrin tanıtımına olan katkısını doğrudan gösteren bir durum. Gümüşhane yüksek dağlarının yanında Karadeniz’e yakın ilçelerinin varlığı nedeniyle rakım farkının çok yüksek olduğu bir bölge. Bu nedenle sonbaharın coğrafya üzerindeki muhteşem güzelliklerini yüksek kesimlerde başlayıp alçak kesimlerde Kasım ayına kadar gözlemleyebiliyoruz. Bu minvalde arkadaşlarımızla bu güzellikleri herkesin görüp yaşaması için her hafta etkinlik düzenliyoruz ve yoğun bir ilgiyle karşılaşıyoruz. Herkesi sonbaharın renkleriyle boyanan Gümüşhane dağlarında sonbaharın tadını çıkarmaya davet ediyoruz” diye konuştu.