SPOR - 02 Haziran 2021 Çarşamba 11:16

Ahmet Nur Çebi: 'Abdullah Avcı’yla anlaşamazsak mahkeme uzun yıllar devam edecek'

A
A
A
Ahmet Nur Çebi: 'Abdullah Avcı’yla anlaşamazsak mahkeme uzun yıllar devam edecek'

TFF Tahkim Kurulu‘nun, Abdullah Avcı'ya 17 milyon 130 bin TL tazminat ödenmesine yönelik verdiği kararla alakalı Beşiktaş Kulübü Başkanı Ahmet Nur Çebi, “Hocamızın bu konuda halen daha fedakarlık yapma ümidi bende var. Uzlaşamazsak mahkeme uzun yıllar devam edecek. Hakkımızı aramaya, buradaki verilmiş olan adaletsiz kararın düzeltilmesi için mücadelemize devam edeceğiz” dedi.

Süper Lig’de 2020-2021 sezonunu şampiyon olarak tamamlayan, bunun yanında Türkiye Kupası’nı da müzesine götüren ve gelecek sezon Şampiyonlar Ligi’nde mücadele edecek olan Beşiktaş’ta Başkan Ahmet Nur Çebi, İhlas Haber Ajansı’na önemli açıklamalarda bulundu. Geçmiş sezon değerlendirmesi, yeni sezon planlamaları, transfer çalışmaları, borç yapılandırmaları gibi birçok konuda İHA mikrofonuna konuşan Çebi, TFF Tahkim Kurulu’nun siyah-beyazlıların eski teknik direktörü Abdullah Avcı'ya 17 milyon 130 bin TL fesih tazminatı ödenmesine ilişkin verdiği kararı da değerlendirdi.

“Yalnızlığımızı birbirimize sahip çıkarak gidermeyi başardık”

Sıkıntılı bir süreci geride bırakıp başarılara ulaştıklarının altını çizerek sözlerine başlayan Ahmet Nur Çebi, “Zor bir dönemdi, pandeminin olduğu bir dönemdi. Geldiğimizde ekonomik olarak kulübün çok büyük sıkıntılı olduğu bir dönemdi. Maalesef bu ekonomik krizle biz bu işi nasıl yapabiliriz diye konuşurken, tedbir ararken birdenbire önümüze bir de ikincisi, bir pandemi geldi. Pandemi zaten malum yani şirketlerin, sponsorlarınızın bile sıkıntı yaşadığı bir süreç. Artı seyirci yok, taraftar yok, herkes uzaklaşmış bir vaziyette. Biraz kendimizi yalnız hissettik açıkçası. O günkü duygu öyleydi. Ama o yalnızlığı sadece birbirimize sarılarak, futbolcu ailemizle, sporcularımızla, hocalarımızla, teknik kadromuzla birbirimize sarılarak aşmayı başardık. Yalnızlığımızı birbirimize sahip çıkarak, destek vererek gidermeyi başardık. Bence işin sırrı buydu” ifadelerini kullandı.

Ahmet Nur Çebi: 'Abdullah Avcı’yla anlaşamazsak mahkeme uzun yıllar devam edecek'

Siyah-beyazlıların başkanı, sezonun kırılma maçı olarak Fenerbahçe karşılaşmasını gördüğünü aktardı ve şu cümlelere yer verdi:

“Benim için çok önemli olan, yani bu işin virajını döndüğümüzü hissettiğim maç Fenerbahçe Stadı'nda 10 kişi kalarak 4-3 yendiğimiz maçtı” dedi.

“Belki sezon başlamadan taraftarla buluştuğumuz bir gün olur”

Korona virüs pandemisinin etkilerinin azalması halinde şampiyonluk kutlamaları için taraftarla buluşmayı istediklerini de sözlerine ekleyen Çebi, “Yani ertesi gün hayat devam ediyordu ve Beşiktaş'ın sorunları, çözülmesi gereken konuları vardı. Değişen bir şey yoktu yani hatta daha da artarak gelmeye başladı. Bir taraftan tebrik edenler, bir taraftan insanların telefonlarına yetişmek, çıkmak ve en önemlisi bir de tabii o süre içerisinde çok çabuk süratle kupa törenine hazırlanmamız gerekti ve İstanbul'da değildik. Maalesef İzmir’deydik. Maalesef derken yani uzaklık anlamında, İstanbul'da olabilseydik belki kupa törenine daha sağlıklı hazırlanabilirdik. O da bizi biraz yordu. Çünkü arkasından kupa maçı var diye buraya gelemedik, bekledik orada. Onu da alıp gelelim, ikisini beraber diye. Fakat buradaki kupa törenindeki uygulamalarımızda biraz aksaklıklara sebebiyet verdik. Çünkü kendimizi buraya çok veremedik. Onun için buradan tüm taraftardan, camiamdan özür diliyorum. Onları bu işin içerisine dahil etmekte sıkıntı çektik. Ama bu işin sağlıklı olmamasının, bizim istediğimiz gibi camiamızla birleşemememizin nedeni aslında pandemi. Çünkü tekne kaldıracağız, futbolcularımızı getireceğiz, maviliklere süreceğiz. Bu bizim için bir ritüel. Bunun için ben İçişleri Bakanlığı'nı defalarca aradım. Vali Bey'i defalarca aradım. Onun için buradan her ikisine de canıgönülden çok teşekkür ediyorum. Yani ekonomik olarak önümüzü açan Cumhurbaşkanımız vardı. Ona da defalarca teşekkür ettim ama bu ritüel de çok önemliydi bizim için. İçişleri Bakanımız ve Valimize de binlerce kere teşekkür ediyorum. Bu Beşiktaşlıların en tabii hakkıdır, bu ritüel. Bunu size bizim yaşatmamız söz konusu olmaması gerekir diyerek, nezaketle bunu yaptı ama vakit çok geç olmuştu. Sadece tekneleri kaldırabildik. O ritüeli yaşattık ama burada davet edemediklerimiz oldu. Adetimizi çok sınırlı tuttular kutlamada, 300-500 yüz kişiyi geçmeyin dediler. Eski yöneticilerimizi çağıramadık. Eski kurul üyelerimizi çağıramadık, taraftarımızı içeriye alamadık falan. Ama elimizden geldiği kadar en kısa sürede belki sezon başlamadan pandemi biraz daha yumuşarsa inşallah taraftarla buluştuğumuzda bir gün olur inşallah diye bekliyoruz, sezon başlamadan” diye konuştu.

“Montero, Mensah ve Cenk’in yerine transferler düşünüyoruz”

Başkan Ahmet Nur Çebi, şampiyon kadroyu bozmak istemediklerini vurguladı. Belli mevkilere transfer düşündüklerini ancak daha önce belirttiği gibi popülist davranmayacağını söyleyen Çebi, şöyle devam etti:

“Şimdi transfer çalışmaları daha henüz fiili görüşmeler başlamadı ama bizim kendi çalışmalarımız yaklaşık 1 seneden beri scaoutla, hocalarımızla görüş alışverişi oluşturduğumuz kafamızda isimler var. Tablolar, mevcut gidecek olanlar var, gitmemesini istediklerimiz var. Hep söylüyorum; benim gayem ve arzum şu an çifte kupayla kapattığımız kadroyla, teknik kadroyla, idari personelle ve futbolcularımla yola devam etmek istiyorum, 1-2 takviye yaparak. Özellikle eğer başarabilirsem, sadece stoper konusunda gidecek Montero’nun yerine bir arkadaş. Mensah'ın yerine bir transfer. Bir de sakatlanan Cenk kardeşimizin yerini tamamlayacak iyi bir santrforla yolumuza devam etmek istiyoruz. Ama bu benim popülist davranmayacağım söylemimden beni geri bırakmayacak, değişmeyecek yani. Her bir şekilde biz doğru olanı yapacağız ve ekonomik anlamda da başarılı olmak zorundayız. Aksi halde her zaman söylüyorum, maaşını zamanında veremediğiniz futbolcuların, iki ay sonra yeni kurallara göre kontratlarını feshetme hakları var. Bu ne kadar tehlikeli biliyor musunuz? Yani iki ay parasını vermediniz, 3 milyon, 5 milyon kontrat yaptınız iki yıllık, üç yıllık. Adam bir yerde 1 milyon Euro’ya oynarsa aradaki farkı gelip sizden iki yıllık, üç yıllık, 3 milyon, 5 milyon, 10 milyon Euro tazminat alabilir. Yani getirdiniz, uçakta fotoğrafları verdiniz. Yer yerinden oynadı. Sonra parasını bulup ödeyemediniz. Ekonomi ortada, borçlar ortada. O zaman da kulübe çok büyük zarar vermiş olursunuz. Bütün mesele başarıyı sağlıklı bir yapıyla gerçekleştirebilmek. Yoksa geçici olarak kazandığınız başarılar üç ayda 3 tane maç, 5 tane maç, 10 tane maç almakla bu işler çözülmüyor. Bu işin sürekliliği çok önemli.”

“Ersin’e, Rıdvan’a teklifler var”

Bu sezon gösterdikleri performansla büyük beğeni toplayan Ersin Destanoğlu ve Rıdvan Yılmaz’ın transferin gözde isimleri olduğunu dile getiren Başkan Çebi, “Ersin'e, Rıdvan'a hepsine çok teklif geliyor. Bunlar da bizi gururlandırıyor. Bu çocukların yetişmesine katkı veren hocalarıma da buradan çok teşekkür ediyorum. Altyapıdan gelen, üstyapıda da bunlara oynama şansı veren teknik direktörümüze de çok teşekkür ediyorum. Bu çocuklara talep var. Yalnız bu çocuklarla biraz daha devam etmeyi ben tercih ediyorum, şahsen benim tercihim bu. Ama çok önemli rakamlar yakaladığımız zaman da Beşiktaş'ın menfaati için gitmelerine müsaade edebiliriz ama şu anda kafamdaki tablo kalmaları” şeklinde konuştu.

“Görüşmelere bu pazartesi itibariyle başladık”

Ghezzal, Rosier ve Aboubakar’ın gelecek sezon takımla devam edip etmeyecekleriyle alakalı bir soruyu siyah-beyazlı kulübün başkanı, şu şekilde cevaplandırdı:

“Hepsiyle ilgili biz görüşmelerimize bu pazartesi gününden itibaren yeni başladık. Çünkü herkesin bir dinlenmeye, nefes almaya ihtiyacı vardı. Herkes ülkelerine gitti ve bu çocuklarımızın bir de şu anda öyle veya böyle kendi ülkelerinde milli takımların içerisinde vazifeleri var, yerine getirmeleri gereken görevleri var. Çok da kafalarının karışmaması lazım. Acelemiz yok, önümüzde kampa kadar 1 aylık bir süre var. Sakin ve sessiz yapılabilecek her transfer bir de popülist davranmıyorsanız, iyi de araştırmışsanız sağlıklı sonuçlara sebebiyet verecektir.”

“Hocamız uygun olduğu zaman görüşürüz”

Beşiktaş’la olan sözleşmesi sona eren Teknik Direktör Sergen Yalçın’ın bir dinlenme sürecinden geçtiğini ancak yeni mukavele için her iki tarafa da uygun bir zamanda oturup konuşacaklarını ifade eden Çebi, “Son zamanlarda evet yani beni de üzen şeyler okuyorum, duyuyorum, özellikle sosyal medyada. Bir defa şunu söylemek istiyorum; taraftar benim için çok kıymetli. Zaten onlardan uzak kaldığımızı hep vurguladım. Yani bir başkanlık yaptım, tadını tuzunu onlar olmadığı için çok alabildiğimi düşünmüyorum, bir tat alamadım. Ancak şunu da bilmelerini istiyorum ki ben yapılan yorumları okurum ama bildiğimi de okumaya devam ederim. Yani orada yazılanlarla, orada çizilenlerle bir karar almayacağımı, çok sağlıklı, sık eleyip sık dokuyacağımı ve bunları da Beşiktaş için yapacağımı, popülist davranmayacağımı taraftarıma buradan bir kere daha söylemek istiyorum. Bu meyanda hocayla ilgili görüşüm baştan beri belli. O konuda bir santim değişiklik yok. Hocamız da futbolcularımız gibi yorgun bir sezon geçirdi. Çok da kolay değildi. Dinlenme ihtiyacı olan süreçte dinleniyor. Kendisi uygun olduğu zaman, biz de uygun olduğumuz bir tarihte hocamızla görüşürüz. Şu anda sanki ara verilmiş gibi gözüken bir olay, aslında verilmedi. Sadece kağıt üzerinde bir şeylerin yapılması gerekiyorsa onları da yaparız” dedi.

“Sergen hocayı gündemimize getiren Mesut Urgancılar’dır”

Ahmet Nur Çebi, Beşiktaş Genel Sekreteri ve İcra Kurulu Başkanı Mesut Urgancılar’ın, Sergen Yalçın’ı takımın başında istemediğine yönelik çıkan haberlere de açıklık getirdi. Bunların gerçeği yansıtmadığını söyleyen Çebi, “Çalışan profesyonellerimizle ilgili bazı şeyler var, yazılanlar var. O orada kalmalı, bu buraya gitmeli falan... Başkan şimdi benim, müsaade etsinler, bu kararları ben vereceğim. Kimin nerede, ne kadar faydalı olacağını benden daha iyi şu anda kimse bilemez. Onun için taraftardan, sosyal medyada yazan, çizenlerden rica ediyorum. Onu oraya koyun, bu burada kalsın gibi söylemlerle lütfen gelmesinler. Kendilerini de yormasınlar. Çok garibime giden bir şey var. Mesut Urgancılar benim genel sekreterim. Geldiği günden beri kulübün her türlü hizmetine koşmuş, genel sekreterlik vazifelerini dört dörtlük yapmaya çalışmış bir yöneticim. Benim için çok da değerli. Sergen hocayla ilgili onun, onu istemediği şeklinde söylemler var. Ben net bir şekilde söylüyorum; bizim yönetim kurulumuz da hocanın gelmesine muhalif olan hiç kimse yoktu. Hepsi de destek oldular ve zaten karşılığını da hocamızdan aldık, gördük. Yöneticilerimizden Mesut Urgancılar, net bir şekilde söyleyebilirim ki benim sportif danışmanım. İbrahim Altınsay’la beraber Sergen hocayı gündemimize getiren Mesut Urgancılar’dır. Dolayısıyla o, onu istemediği gibi söylemler tamamıyla bu yönetime zarar vermek adına başkaları tarafından planlanmış oyunlardır. Biz bu oyunlara gelmeyeceğiz” diye konuştu.

“Federasyondan hoşgörülü davranılmasını talep edeceğiz”

Harcama limitleri konusunda kendilerine hoşgörülü davranılması için önümüzdeki günlerde Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) yetkilileriyle görüşeceklerini aktaran Başkan Çebi, “Borçları düşünmemeniz mümkün değil ki. 3.5 milyar borcunuz var. Yüzde 20 de faiz, 700 milyon TL her sene faiz yükü gelecek bir kulüp var. Bütün mesele bunların şu anda kulübümüzün yaşayacak şekilde yapılandırılması söz konusu oldu. Onun için de tekrar tekrar Cumhurbaşkanımıza yolumuzu açtığı için teşekkür ediyorum. O günkü Maliye Bakanımız Berat Albayrak'a buradan gerçekten içtenlikle teşekkür ediyorum. Banka genel müdürlerine, Ziraat Bankası'nın, Halk Bankası'nın, Deniz Bank’ın ve onların yanında çalışan çok değerli kadrosundaki arkadaşlarımızın verdiği katkılarla bugün önümüz açılmış bir şekilde burada sportif faaliyetlerimizi sürdürebilmiş bir Beşiktaş var. Bundan sonra da bunu eğer o kurallara uyar isek yaşama şansımız olacak. Süre 10, 12 seneye yayılmıştır. 4-5 seneden bu bize nefes aldırmıştır. Bu rahat nefes değil. Bu kulüpler uzun yıllarca rahat nefes almayacaklar, ekonomik anlamda. Bunu buradan söyleyebilirim. Dolayısıyla yapılacak transferlerde bankaların önümüze koyduğu ki haklarıdır ve federasyonun da önümüze koyduğu bir limit durumumuz var. Bunları bir, iki gün içerisinde federasyonla gidip konuşarak ülke puanına katkı da vermemiz adına biraz bize hoşgörüyle davranılmasını talep edeceğiz. Aksi halde mevcut limitlerle mevcut kadroyu bile ayakta tutamıyoruz. Bunu taraftarın da bilmesi gerekir. Onun için de ifade ediyorum ki bilsinler. Bilmedikleri zaman haklı olarak başka türlü hesap kitap yapıyorlar. Ama şunu da bilsinler ki geçen sene hiçbir şey yapamayacak dedikleri kadro, son dakikada motosikletle tescili yapılmış olan Ghezzal ve diğer futbolcularımızla biz başarıyı kucakladık. Her şey pahalı futbolcuyla olmuyor. Olsaydı, çok şey olurdu. Evet, artı bir sorumluluğumuz daha var bizim. Ülke puanını yükseltebilmek için Avrupa kupalarında başarılı olmamız gerekiyor. Ona da yakışır bir şekilde transferlere oturtmayı tercih ediyoruz, planlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Ahmet Nur Çebi: 'Abdullah Avcı’yla anlaşamazsak mahkeme uzun yıllar devam edecek'

“Abdullah Avcı ile anlaşamazsak hakkımızı aramaya devam edeceğiz”

Siyah-beyazlıların, eski teknik direktörü Abdullah Avcı'ya 17 milyon 130 bin TL fesih tazminatı ödenmesine TFF Tahkim Kurulu’nun verdiği karara da değinen Çebi, “Unutuluyor, biz hocamızla konuştuğumuzda anlaşalım hocam madem dediğimizde, yani gitmeyi bile düşündüğünü ifade etmemesine rağmen çok da buraya katkı veremeyeceğini ifade edecek kadar dürüst olan Abdullah Avcı'nın bana verdiği ifade şuydu; ‘Başkanım ben para konuşmam. Zaten kontratımda yazıyor. Ben de iyi bir hocayım Türkiye'de. Birkaç ay sonra muhakkak iş bulacağım. Dolayısıyla iş bulunana kadarki ücretimi almam, kontratta yazıyor. Böyle yapalım’ dedi. Ben de o şekilde buna tamam dedim ama bugün 12 milyon TL maaştan, 6 milyon TL'ye Trabzon’da hocalık yapıyorsanız o zaman bir şey sorgulanır. Ya 12 milyon yanlıştı ya da orada aldığınız 6 milyon yanlış. Hangisi doğru? Evet mahkemede bunlara bakmayabilirler. Kağıt üzerinde yazılan kontratlar önemlidir ama insanların beyinleri bu soruyu sorar. Ben de diyorum ki hocamız her ne kadar bunu kazanmış dahi olsa, ben inanıyorum ki bu camialar yarın birbirleriyle, hocalarıyla kucaklaşabilirler. Dolayısıyla hocamızın bu konuda halen daha fedakarlık yapma ümidi bende var. Çünkü kendisinden ben o vicdanı ve adaleti gözlerinde gördüm. Ama belki hukuki mücadele vermiştir. Belki avukatı o şekilde getirmiştir. Ancak şunu söylemek istiyorum ki eğer herhangi bir şekilde uzlaşamazsak, ben yine uzlaşma taraftarıyım. Uzlaşamazsak mahkeme uzun yıllar devam edecek. Yani UÇK ve Tahkim Kurulu’nun vermiş olduğu kararları teminat mektubu vererek, diğer yargıya taşımayı planlıyoruz ve orada hakkımızı aramaya, buradaki verilmiş olan adaletsiz kararın düzeltilmesi için mücadelemize devam edeceğiz. Ben UÇK'ya da Tahkim’e de buradan sesleniyorum; bu kulüpler olmadığı takdirde o lehlerine karar verdiğiniz futbolcu ve hocaları yarın hiçbir yerde bulamazsınız. Öncelikleriniz bu değerli kulüpleri korumak olmalı ki bu hocalar dava açanlar, davayı açmayıp, daha sonra gelip burada hocalık yapacak olanlar bu güzide camianın kapılarını kendilerine açık bulabilsinler” şeklinde konuştu.

“Bu sene Beşiktaş tarih yazmıştır”

Futbol A Takımı’nın kazandığı 2 kupanın yanı sıra Kadın Futbol Takımı’nın ligde şampiyon olması ve Erkek Basketbol Takımı’nın da play-off’a oynamasıyla Beşiktaş’ın bu sene tarih yazdığını belirten Başkan Ahmet Nur Çebi, “Beşiktaş tarihi, bu seneyi altın harflerle yazacaktır. Bu kazanılan çifte kupa futbolda, kadınlarımızın aldığı kupa, şampiyonluk kupası, basketbol takımının da yarı final oynamış olması bir büyük başarı örneğidir. Bunların örnek olması gerektiğini düşünüyorum. Diğer kulüplerin de bizim bu yaptıklarımıza bakarak, örnekleyerek ve cesaret alarak hem ekonomilerine hem de başarılarına katkı vermelerini bizi örnek alarak öneride bulunuyorum. Tavsiye ediyorum demeyeyim biraz da öneride bulunuyorum. Denesinler, baksınlar biz nasıl yaptık diye. Basketbolda biz yarı final oynadık. Bu çocuklar daha 19-20 yaşında yoklar ve her biri bugün Beşiktaş Kulübü’ne belki de milyon Euro’lar getirecek tarzda bonservisleri oluştu. Onun için onları da buradan tebrik ediyorum. Bu projeyi bizim önümüze getiren Ahmet Kandemir hocaya da buradan teşekkür ediyorum. Çalışan yöneticilerimin oldu projede, Mesut Urgancılar ve Umut Şenol beyefendiye de teşekkür ediyorum. Herkese teşekkür ediyorum, herkesin emeği var” dedi.

“Kimi nerede, nasıl çalıştıracağımı en iyi bilecek olan benim”

Son olarak siyah-beyazlı camiaya da seslenen Çebi, sözlerini şu şekilde tamamladı:

“Kimi nerede, nasıl çalıştıracağımı en iyi bilecek olan benim. Bunu da ispatladım, bana güvensinler, kafalarını karıştırmasınlar. Bizlerin de kafalarını karıştırıp, bize de baskı altında bizi hissettirtmesinler.”

Uygar Aydın - Güven Mert Ercan - Mehmet Şirin Topaloğlu

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Başkan Vekili Karadeniz, Okul Aile Birliği Temsilcileriyle buluştu Gaziosmanpaşa Belediye Başkan Vekili Eray Karadeniz, "Gaziosmanpaşa’nın Değeri Güçlü Kadınlar" programında okul aile birliği temsilcileriyle bir araya geldi. Karadeniz, kadınların güçlü destekleriyle Gaziosmanpaşa’yı daha güzel yarınlara taşıyacaklarına inandığını ifade etti. Gaziosmanpaşa Belediyesi tarafından organize edilen "Gaziosmanpaşa’nın Değeri Güçlü Kadınlar" buluşmalarının ilki, ilçedeki okul aile birliklerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Su Kemeri Sosyal Tesisi’nde düzenlenen program, Gaziosmanpaşa Belediye Başkan Vekili Eray Karadeniz’in açılış konuşmasıyla başladı. Ardından müzik dinletisiyle devam eden etkinlikte davetliler keyifli anlar yaşadı. Programda kurulan stantta, Gaziosmanpaşa Belediyesi El Sanatları Satış Ofislerinde yer alan el emeği ürünlerin satışı da gerçekleştirildi. "Amacımız, Gaziosmanpaşa’ya ve bu ilçenin çocuklarına en güzel şekilde hizmet edebilmek" Programda konuşan Başkan Vekili Eray Karadeniz, "Amacımız, ilçemiz Gaziosmanpaşa’ya ve bu ilçenin çocuklarına en güzel şekilde hizmet edebilmek. Bu noktada sizlerden destek ve dua talep ediyoruz. Kadınlar tarafından desteklenmeyen hiçbir konunun, ne olursa olsun başarıya ulaşamayacağını düşünüyoruz" dedi. İlçede devam eden kentsel dönüşüm, çevre, temizlik ve eğitim hizmetleri hakkında davetlilere bilgiler de veren Karadeniz, programda emeği geçenlere ve katılımlarından dolayı kadınlara teşekkürlerini iletti. İlçede Kadın Buluşmaları Farklı Programlarla devam edecek Önümüzdeki günlerde farklı gruplar ile devam edecek olan "Gaziosmanpaşa’nın Değeri Güçlü Kadınlar" buluşmaları ile ilçede kadın katılımının güçlendirilmesi amaçlanıyor. Aynı zamanda programlar kapsamında kurulan stantlarla, kadınlara el emeği ürünlerinin satışını yaparak, ek gelir elde etme imkanı da sunuluyor.
Ankara Camı kırılan EGO otobüsünün cezası 11 ay sonra geldi Ankara’da kolunun çarpması sonucu bindiği EGO otobüsünün camının kırılması ardından Nigar Sarıtepe, yaklaşık 11 ay sonra ceza kesildiğini iddia etti. Sarıtepe çifti yetkililerden yardım istediklerini açıkladı. Ankara’nın Mamak ilçesine gitmek üzere bindiği EGO otobüsünde kolunun otobüsün camına çarpması sonucu camın kırıldığını ifade eden Nigar Sarıtepe, olaydan yaklaşık 11 ay sonra faiziyle birlikte 5 bin 229 lira tutarında ceza aldığını iddia etti. Yüzde 75 engelli raporu çocuğu olan Sarıtepe çifti, mağdur olduklarını aktararak hem cezaya itiraz ettiklerini hem de çocukları için iş desteği talep ederek, yetkililerden yardım istediklerini açıkladı. "Kolum cama değdi, düşmedim bile ama cam paramparça oldu" Yaşadıkları mağduriyetin giderilmesini istediklerini ifade eden Nigar Sarıtepe, "Yeşilbayır’da oturuyorum, Ocak 2025’te Mamak’a gitmek için belediye otobüsüne bindim. İnmek için butona basıp ve kapıya doğru geldiğim anda birden kolum cama değdi, düşmedim bile ama cam paramparça oldu. Ondan sonra bekledik, yolcular indi, polisler geldi. Otobüs fren yapmamıştı, düşmedin bile. Polisler sende suç yok dedi, eve gittim. Tam 11 ay sonra yani geçen ay ceza geldi. Postacı abla cezanız var dedi. Birilerine sorduk, eğer bunu ödemezsek her gün faiz geliyormuş. Cuma günü gelmişti, pazartesiye kadar 45 lira faiz işlemişti. Hemen biz de korkudan ödedik. Mağduriyetimizin giderilmesini istiyorum. Suçsuz yere hiçbir şey yapmadık, biz emekli bir insanlarız. Özel bir çocuğum var, kalp hastası ve iş bulamadı. Çocuğumun yüzde 75 engelli raporu var, KPSS’ye girdi 72 puan aldı ama yerleşemedi. Yetkililerden yardım istiyorum" dedi. "Çocuğum ameliyat olacak, yetkililerden yardım istiyorum" Eyüp Sarıtepe, olay sonrası mağdur olduklarını ve yetkililerden çocuğu için yardım istediğini belirterek, "Bize 11 ay sonra icra kağıdı geldi. Mahkemeye çağırmadılar, bir yere çağırmadılar. Pamuk ipliğine mi bağlı otobüsün camları. Kim cama yaslanmıyor? Herkes yaslanıyor, vatandaş mı suçlu? Otobüste suç yok mu? Otobüsün camı eski. Vatandaşın cebinden neden para alıyorlar? Yazık değil mi bize? Ben bir mağdurum çünkü yüzde 75 raporlu çocuğum var. Devletten bir iş istiyorum. Çocuğum ameliyat olacak, yetkililerden yardım istiyorum" diye konuştu.
İzmir Elektrikli otomobilin yakınına yıldırım düştü, milyonluk araç ’hurda’ oldu Yoldaki trafoya düşen yıldırım nedeniyle son model elektrikli otomobil, teknoloji harikasından "bilmeceye" dönüştü. Arızayı çözemeyen servisin araç fiyatı kadar masraf çıkarması, arızanın giderileceğinin de garantisini vermemesi üzerine İzmirli yüksek mühendis, dünya otomotiv devi markaya karşı hukuk savaşı başlattı. Olay geçtiğimiz mayıs ayında Ankara’da meydana geldi. İzmirli Yüksek Ziraat Mühendisi Ersel Şengel, meslektaşı Dr. Hüseyin Akdemir ile birlikte 2024 model Peugeot 3008 elektrikli otomobiliyle Nevşehir’deki bir sempozyuma gitmek üzere yola çıktı. Ankara girişinde yoğun sağanak yağış altında ilerleyen ikili, yol kenarındaki trafoya yıldırım düşmesiyle sarsıldı. Aracın lastiklerinin patladığını düşünen Şengel, otomobili güvenli bir bölgeye çekti. Ancak araç durduktan sonra kendisini tamamen kilitledi ve bir daha çalışmadı. Yol yardım aracılığıyla otomobilini yetkili servise çektiren Şengel, burada ikinci bir şok yaşadı. İddiaya göre servis çalışanları aracın arızasını tespit edemediği gibi, yurt dışından istenecek yedek parçaların maliyetinin kullanıcı tarafından karşılanması gerektiğini belirtti. Parça fiyatlarının araç fiyatına yaklaştığını ifade eden Şengel, üstelik bu parçalar gelse dahi aracın tamir edileceğine dair kesin bir garanti verilmediğini vurguladı. Yaşanan bu tıkanıklık üzerine Şengel, avukatı aracılığıyla dünya devi otomobil markası hakkında suç duyurusunda bulunarak hukuk mücadelesi başlattı. "Arızayı tespit edemediler" Olay anını anlatan Ersel Şengel, "Yağmurlu ve gök gürültülü bir havaydı. Yan tarafta bulunan trafoya yıldırım düştü. Ya oradan seken ya da bilemiyorum, bir saniyenin bile altında bir anda bizim aracımıza da isabet etti. Araç birden kendini kilitledi. Aracı da hocam kullanıyordu" dedi. Yaşanan durumun ardından yol yardımı aradıklarını belirten Şengel, "Yol yardım çağırdık ve aracı servise götürdük. O tarihten bu yana da elektrikli bir araç olmasına ve teknolojisi yeni olmasına rağmen, aracı aldığımız firma maalesef hiçbir şekilde bize yardımcı olmadı. Arızayı tespit edemediler" diye konuştu. Yetkili servisin, arızanın tespiti için tüm yedek parçaların baştan satın alınmasını talep ettiğini ifade eden Şengel, "Bu parçaların bozuk olup olmadığına dair kendilerinin de bir fikri yoktu. Halbuki yurt dışından bu araçları getiriyorlarsa, yedek parçaları bulundurmak, teknik personeli ve servis ekiplerini bu konuda yetiştirmekle mükellefler" şeklinde konuştu. "Araç üretici firma garantisinde" Çok ciddi bir tehlike atlattıklarını vurgulayan Şengel, "Araç aniden durabilirdi. Pili daha dolu olsaydı çok daha farklı ve ciddi sıkıntılar oluşturabilirdi. Aracın arızasını tespit edememeleri konusunda servis de bizimle hemfikir. Nasıl yapacaklarını bilmiyorlar. Deneme yanılma yoluyla çözmeye çalışıyorlar ama bu deneme yanılma ile çözülecek bir iş değil. Çünkü bu araç üretici firma garantisinde. Üretici firma garantisinde olan bir üründe hangi parçanın arızalı olduğunu tespit etmek ve yedeklerini bulundurmak zorundalar" ifadelerini kullandı. Yaşanan mağduriyet nedeniyle hukuki yollara başvurduklarını belirten Şengel, "Biz de bu gerekçelerle dava açtık. Aracı ocak ayı sonunda teslim aldık, sadece 2,5-3 ay kullandık. Mayıs ayının başında da bu olay başımıza geldi. Araç şu an Ankara’da serviste. Aracı kullanamıyoruz. Buna rağmen taksitlerini hala ödüyoruz" diyerek yaşadığı mağduriyeti dile getirdi. "O an öleceğiz diye düşündüm" Olay anında aracı kullanan Şengel’in arkadaşı Dr. Hüseyin Akdemir de olay anını anlattı ve yaşadıkları korku dolu anları paylaştı. Akdemir, "Yağmurlu bir havaydı. Ankara’ya girerken hızımız da çok yavaştı, 30-40 kilometre civarında gidiyorduk. Bir tarafta yağmur, bir tarafta şimşek çakıyordu. Kenara çekip durmayı düşünüyorduk. Hemen yol kenarındaki bir trafoda şimşek çaktı. Gök gürültüsüyle birlikte yıldırımın düştüğünü gözlerimle gördüm. O düşen yıldırım bizim aracın etrafında döndü. Ersel’e ’yıldırım düştü’ diye bağırdım. Yıldırımın elektrik akımı geçince sanki arabanın tekerlekleri patladı zannettim. Araba tak tak tak diye ses çıkardı. Ersel ’lastikler patladı, araba yanıyor’ dedi. O an ’öleceğiz’ diye düşündüm" ifadelerini kullandı. Akdemir, yaşanan panik anında aracı güçlükle yol kenarına çektiğini belirterek, "Anında bir refleksle aracı sağa çekmeye çalıştım. 10-15 metre sonra küçük bir giriş, patika bir yol buldum ve zorla yanaştım. Araç orada durdu ve stop etti" dedi. Araç çalışmadı, bagajda yanık izleri vardı Araçtan hemen inemediklerini ve bunun hayati önem taşıdığını belirten Akdemir, "Yağmurdan dolayı hemen inemedik, iyi ki de inmemişiz. Elektrik mühendisleriyle, otomotivcilerle görüştüm. Eğer anında inseydik elektriği tamamlayacağımızı ve kül olacağımızı, cam açık olsaydı yıldırımın camdan içeri girip bizi öldürebileceğini söylediler" dedi. Olaydan birkaç dakika sonra araçtan indiklerini ifade eden Akdemir, "Aradan 3-4 dakika geçti. Aşağı indik, baktık lastikler sağlam sapasağlam. Ama araç çalışmıyordu, kendini kilitlemişti. Arka bagajı da açamadık. Bagajın olduğu yerde oksijen kanalı yakılmış gibi görüntüler vardı. Sanki bıçakla kesilmiş gibiydi. Çok büyük bir badire atlattık" diye konuştu. Akdemir, yaşadıkları olayı vurgulayarak, "Şu anda ikimiz de, çok sevgili dostum Ersel’le tesadüfen yaşıyoruz. Sanki ikinci baharımızı yaşıyoruz" dedi. "Eğitim amaçlı incelenmeli" Aracın arızasının bulunmaması nedeniyle markanın bu aracı eğitim amacıyla incelmesi gerektiğini savunan Dr. Özdemir şu ifadelere yer verdi: "Söz konusu araçta Faraday kafesinin bizi korumadığını düşünüyorum. Bilimsel olarak konuştuğum kişiler de bunu söylüyor. Bu araçta teknik bir arıza ve teknik bir eksiklik olduğunu düşünüyorum. Önümüzde ve arkamızda araçlar vardı, onlara hiçbir şey olmadı. Bizi aracımız korumadı. Arkadaşım aracı yeni almıştı, 7 aydır araç yok. Arıza tespiti yapılamadı. Uluslararası bir otomotiv sektöründe böyle sahipsiz kalmak insana dokunuyor. Bu marka hâlâ satmaya devam ediyor. Bence bu aracı alıp Fransa’ya götürmeleri lazım. Eğitim amaçlı incelenmeli, ’acaba ne oluyor’ diye bakılmalı. Çünkü böyle bir görüntüye daha önce hiç rastlanmadı."