Yerel Haberler
Iğdır
Iğdır’daki aşiret liderleri ve kanaat önderlerinden ’şans oyunları’ tepkisi: "Milli değerlerle bağdaşmıyor" 25 Aralık 2025 Perşembe - 11:03:54 Iğdır’da 25 aşiretin liderleri ile yaklaşık 150 kanaat önderi, şans oyunlarına karşı tepki gösterdi. Kadim Aşiretler Federasyonu Iğdır İl Başkanlığı öncülüğünde yapılan açıklamada, Milli Piyango, Sayısal Loto ve İddaa gibi şans oyunlarının toplum yapısına zarar verdiği savunuldu. Topluluk adına bir konuşma yapan Kadim Aşiretler Federasyonu Iğdır İl Başkanı Ferhat Armağan, şans oyunlarını "bağımlılık yapan bir hastalık" olarak nitelendirerek, bu oyunların birey, aile ve toplum üzerinde ciddi tahribatlara yol açtığını ifade etti. Armağan, özellikle "milli" ifadesinin bu tür uygulamalarla birlikte kullanılmasına tepki göstererek, bunun toplumda rahatsızlık oluşturduğunu dile getirdi. Armağan konuşmasında" Memleketimizde üzülerek söylüyorum. Çok önemli, bağımlı bir hastalık olan Milli Piyango, Sayısal Loto ve İddaa gibi gerçekten toplumu, bireyi, aileyi ve toplumu ciddi manada hakikaten zarar veren toplumda fevkalade külli bir tahribat yapan bu hastalıkları bunun üstüne de üzülerek söylüyorum ki, milli kelimesinin kullanılması bizi, toplumu ciddi manada üzüyor" dedi. Armağan konuşmasında, binlerce yıllık bir medeniyete ve güçlü ahlaki değerlere sahip olunduğunu vurgulayarak, kumarın tüm kutsal dinlerde reddedilen bir davranış olduğunu söyledi: "Bizim binlerce senelik medeniyetlerimiz var. Ahlakımız var, kemalatımız var. Bu kadar binlerce bütün nevi beşere sunduğumuz yüksek ahlak sahibi medeniyetimiz var. Bunlar milli olmamış da bu kadar toplumları bütün kutsal dinlerce hakikaten reddedilen, kabul edilmeyen en büyük büyük ahlaksızlık olarak görülen bu kumar bizim millimiz oldu? Dolayısıyla bu bizi ciddi manada üzüyor. Milli kelimesini bir defa asla ve asla kabul etmiyoruz. Bizim binlerce güzel ahlaklarımız bizim millilerimizdir. Bizi ve bütün medeniyete huzuru biz oradan almışız" dedi. Yılbaşı ve Noel kutlamalarına da değinen Armağan, bu tür uygulamaların toplumun inanç ve kültürel yapısıyla örtüşmediğini savundu. Yılbaşı süslemelerinin ve kutlamalarının giderek yaygınlaşmasının toplumsal yapıya zarar verdiğini öne süren Armağan, gençlere de "başka kültürleri taklit etmemeleri" çağrısında bulundu. Armağan, "Yılbaşı ve Noel Baba gibi hakikaten toplumumuza giderek yaygınlaşan marketlere kadar, dükkanlara kadar bu süslemeler ciddi manada topluma zarar veriyor. Ey bu vatan gençleri, Frenkleri taklide çalışmayınız. Avrupa’nın size ettikleri hadsiz zulüm ve adaletten sonra hangi aklıyla onları itibar ediyorsunuz? Ve ikinci konu, yılbaşı. Hakikaten kalbi külli ve vicdan-ı umumi dediğimiz toplumun kalbini, vicdanını ciddi bir şekilde zedeleyen yılbaşı ve Noel’dir. Biz Müslümanız elhamdülillah. Bizim gelenek ve geleneklerimiz bellidir. Bu bizim gelenek ve göreneklerimizde asla mevcut değildir. Şunu aktarmak isterim ki yılbaşı adı altında milyonlarca Hindi kesilirken bakıyorsun hiçbir ses yok. Fakat Müslümanların kurbanında milyonlarca ondan sonra kurban kesildiği zaman bütün dünyada, bütün Avrupa’da Müslümanlar tekrar katliam başladı diye hakikaten söz ediliyor. Dolayısıyla bizi var eden bütün nevi beşere birlik ve beraberliğe En yüksek medeniyeti bize gösteren, kendi gelenek ve göreneklerimizi, kendi değerlerimizi, kendi milli olan manevi değerlerimizi yaşatmalıyız. Yoksa hakikaten toplum ve devletimizin bekası ciddi manada zarar görür" dedi. Ferhat Armağan, "Buradan bütün siyasi partilere ve buradan bütün topluma hakikaten arzu ediyoruz. Onlara sesleniyoruz. Bir an önce kendi Gelenek ve göreneklerimize dönmemiz gerekir. Toplumumuzda ciddi bir ahlaksızlık maalesef kendisini gösteriyor. Toplumumuzu ve aileyi ve bireyi yıkan gerek yılbaşı gibi, gerek piyango gibi, kumar gibi toplumu zehirleyen durumlardan hem kendimizi, hem ailemizi, hem şahsımızı kurtarmamız gerekiyor. Bundan dolayı bir şey aktarmak isterim ki Avrupa’nın zeka tarlaları dediğimiz şebu Bismarck ve tarih boyunca da bunun hep şahidini görmüşüz. İslamiyet’e bakarken, İslamiyet’i en yüksek seviyede bütün milletleri ayrı ayrı idare edecek yüksek medeniyete sahip olduğunu ikrar ediyorlar. Bu çok önemli. Acaba tarih boyunca bize medeniyeti, bize maddi manevi inkişafı gösteren bizim İslamiyetimiz, bizim Kur’an’ımızdan alacağımız gelenek ve geleneklerimiz varken bütün ondan sonra bütün devletlere zulmeden hakikaten şurada görüyoruz. Biz neden ondan sonra her fırsatta bu milleti inciten ve bütün kuvvetiyle bize düşmanlık besleyen bu insanların gelenek ve görenekleri alıp bunu uygulamak bizim milliyet-i imaniyemize, milliyet-i İslamiyetimize yakışmıyor. Bizim milliyetimiz İslamiyettir. Aklımız Kur’an ve imandır. Biz bu nazarla, biz bu hakikatla devam edersek inşallah geçmişteki ecdadımızın o kahraman maddi manevi muvaffakiyeti en Elbette ki Allah’ın izniyle biz ona tekrar kavuşacağız. Dolayısıyla toplumumuzdan şunu rica ediyorum ki bir an önce bu konulara eğilsinler. Bizim yerli ve milli olan gelenek ve geleneklerimizi muhafaza edelim. Yeni bir anayasa ile bizim ruhumuza, İslami ahlaklarımıza, bizim Anadolu’nun ruhuna uygun bir anayasa ile Gerçekten gelenek ve göreneklerimizi inşallah temin edelim. Yoksa İspanya’dan, yoksa Fransa’dan, Almanya’dan, İngiltere’den getirdiğimiz kanunların hiçbir zaman gözü ki bize Faydası yoktur. Yerli ve milli kendi kanunlarımızı inşallah bir anayasa ile yapmaya bu milletimiz gerçekten ihtiyaç hissediyor" dedi.
24 Aralık 2025 Çarşamba - 17:17 Iğdır FK - Aliağa FK maçının ardından Ziraat Türkiye Kupası B Grubu ilk hafta karşılaşmasında Iğdır FK ile Aliağa FK arasında oynanan mücadelenin ardından iki takımın teknik direktörleri basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Ziraat Türkiye Kupası B Grubu’nun ilk haftasında Iğdır FK, sahasında Aliağa FK ile 2-2 berabere kaldı. Maç sonrası basın toplantısında açıklamalarda bulunan Iğdır FK Teknik Direktör İbrahim Üzülmez, "Gruplara ilk defa kaldığımız, tarihimizde de ilk defa gruplara kaldığımız bir maçta iyi başlamak isterdik tabii. Karşımızda da genç, mücadele eden bir rakibimizin olduğunu biliyorduk ve oyunun başlarına başladığınız zaman iyi başladığımızı söyleyemeyiz. Biraz da hatalarımız oldu. Özellikle geçiş oyunlarında rakibimize pozisyon verdik ve arkasından yediğimiz bir gol var tabii ki. Ondan sonraki süreçte zaten Özder’in müthiş golü ile oyunu dengelediğimizi düşünüyorum. İkinci yarı biraz daha baskılı geçen bir mücadele oldu ve Rotariu’nun müthiş golü, Ahmet İlhan’ın müthiş golüyle maç 2-2 bitti. Tabii bizim öncelikli hedefimiz ligdir ama gruplarda da alabildiğimiz kadar puan alıp, gidebildiğimiz kadar yerlere gitmek istiyoruz. Ama tabii teknik adam olarak, İbrahim Üzülmez olarak bu camiayı hakikaten Süper Lig hedefinden uzaklaştırmamak için o hedefimize daha çok yoğunlaştığımızı düşünüyorum" değerlendirmesinde bulundu. Üzülmez: "Bu camiayı hedeflere ulaştırmak için mücadele edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın" Oynanan karşılaşmada genç futbolculara şans verdiklerini ifade eden Üzülmez, "Bir rotasyon içerisinde saha içine çıkmaya çalıştık, az süre alan oyuncularımıza fırsat vermeye çalıştık. Oyuncularımız da ellerinden gelen gayreti gösterdiler. Hatalar var mı, var tabii ki. Özellikle ortak dediğimiz ikinci topları kazanma konusunda biraz daha gerideyiz. O toplarda biraz daha agresif olmamız lazım, biraz daha net gitmemiz lazım. 2-1’den sonra girdiğimiz 2-3 tane net pozisyonumuz da var. Biz ligde de bu anlamda sıkıntılar yaşıyoruz. Sivas maçında da 1-1’den sonra 2-3 tane net değerlendiremediğimiz pozisyonlar var. Bugün de 2-1’den sonra üçüncüyü atsak maçı kopartabileceğimiz bir oyundu. Hem Mendes’in, hem Koita’nın, hem Özder’in yakaladığı pozisyonları bir şekilde değerlendirme ve sonuçlandırma konusunda da sıkıntılar yaşıyoruz. Arkasından rakibin de müthiş ortası, Ahmet İlhan’ın da müthiş golüyle maç berabere bitti. Gelişmeye daha çok devam edeceğiz, kendimizi daha çok geliştireceğiz. Şimdi tabii ki önümüzde çok önemli, pazar günü oynayacağımız bir maç var. O maça en iyi şekilde hazırlanacağız ve ondan sonra yapacağımız takviyelerle beraber bu camiayı inşallah hedeflere ulaştırmak için var gücümüzle mücadele edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın" ifadelerini kullandı. "İzmir’i en iyi şekilde temsil ettiğimizi düşünüyorum" Ziraat Türkiye Kupası’nda İzmir’i temsil eden tek takım olarak müsabakaya büyük bir gururla geldiklerini dile getiren Aliağa Teknik Direktörü Ramazan Altıntepe, "Bunun için de çok mutluyuz. Maça gelirsek de buraya gelirken dedik; güzel futbol, iyi mücadele, birlikte oynama. Sahada futbolcu kardeşlerim elinden geleni yaptılar. Buradan galip de gidebilirdik ama 1 puan da çok iyi. İyi futbol oynadığımızı düşünüyorum bugün. Güzel futbol oynadığımızı düşünüyorum. İzmir’i en iyi şekilde temsil ettiğimizi düşünüyorum" şeklinde konuştu.
24 Aralık 2025 Çarşamba - 15:13 Olta yok, ağ yok: Karasu Çayı’nda çıplak elle yayın balığı avı Ağrı Dağı’nın doğu yamaçlarından doğup Aras Nehri’ne karışan Karasu Çayı’nda yaşanan ilginç bir olay, görenleri hayrete düşürdü. Bölgede "balık adam" olarak tanınan Suat Çetindere, hiçbir ekipman kullanmadan, balıkları çıplak eliyle yakalıyor. Iğdır’ın Aralık ilçesinde bulunan Aras Nehri ve Karasu Çayı, amatör balıkçıların en uğrak noktaları arasında yer alıyor. Balık tutmayı bir tutkuya dönüştüren yöre halkı, hafta sonlarını bu sularda geçirebilmek için sabırsızlıkla bekliyor. Özellikle Karasu Çayı’nda yaşayan ve halk arasında "Lakka" olarak adlandırılan yayın balığı, balıkçıların en çok peşine düştüğü türlerden biri. Ancak çayın yapısı nedeniyle olta ile balık tutmak neredeyse imkânsız. Bu durum karşısında Suat Çetindere, alışılmışın dışında bir yöntemle dikkat çekiyor. Nefesini tutarak suya dalan Çetindere, sazlıkların ve çalı diplerinin arasında saklanan balıkları eliyle yakalıyor. Onun bu sıra dışı avlanma yöntemi, kıyıda bekleyen arkadaşları tarafından hayret ve sevinçle izleniyor. Karasu Çayı’nda sergilediği bu cesur ve farklı balık avı, Suat Çetindere’yi bölgenin en dikkat çeken isimlerinden biri haline getiriyor. Suat Çetindere; " Ben bu balıkları hobi amaçlı, elimle suyun altında tutuyorum. Bende illegal yol ile balık tutma yoktur. Ben bu işe çocuk yaşta başladım. Bende bunu abimden öğrendim. Bunu geliştirdim. Herkes eli ile balık tutabilir ama ben suyun altına girerek bu balıkları tutuyorum. İnanmayan gelip görebilir" dedi.
Doğal ürünlerle cilt lekelerine çözüm üretilecek
07 Ocak 2025 Salı - 13:47 Doğal ürünlerle cilt lekelerine çözüm üretilecek YÖK tarafından ’katma değeri yüksek tarımsal ürünler’ alanında ihtisas üniversitesi ilan edilen Iğdır Üniversitesi son olarak doğal ürünlerden ürettiği ürün ile ciltteki lekelere doğal çözüm sunuyor. Ağrı Dağı, yüksek rakımı ve çeşitli ekosistemleri ile dikkat çekerken, eteklerinde kurulan Iğdır Üniversitesi de bu alanlarda yetişen endemik bitkilerden ve biyolojik zenginlikten yararlanmaya devam ediyor. Üniversite tarafından üretilen kozmetik ürünlerinde, bitkilerden elde edilen özler ve değerli ham madde kaynakları kullanılıyor. Kimya ve Kimyasal İşleme Teknolojileri Bölümü ve Araştırma Laboratuvarı Uygulama ve Araştırma Merkezi Sorumlusu Öğretim Görevlisi Musa Karadağ, son olarak yörede üretilen tipik aromatik bitkilerin özleri ile aynı şekilde bölgede üretilen baldan ve bal mumundan leke kremi üretti. Üretilen krem başta güneş lekesi, yanık lekeleri, doğum lekesi ve renk pigmentasyonu gibi sorunların çözümünde kullanılacak. Ürettikleri üründen çok olumlu sonuçlar aldıklarını belirten Öğretim Görevlisi Karadağ, “Üniversitemizin ihtisas üniversitesi olması ile beraber tıbbi aromatik bitkiler ve tarımsal ürünler üzerinde büyük çalışmalar yapmaktayız. Şu anda görüldüğü şekilde birçok ürünün ön çalışmasını burada yapıyoruz. Bunları ileriki süreçte hem endüstriyel anlamda hem de ticari anlamda güzel ürünlere dönüştürmeyi hedefliyoruz. Şu anda yaptığımız çalışmaların başında devam eden tıbbi aromatik bitki ekstrakt ve aromalarından veya düzenli yağlarından artı arılardan elde ettiğimiz baldan tutun bal mumuna kadar veya işte propolisin kadar bunları değerlendirerek katma değerli ürün üretimi gerçekleştiriyoruz. Şu anda ürettiğimiz ürünün, özellikle ciltte bulunan lekeler için özellikle doğum sonrası lekelerde, renk pigmentasyonu gibi sorunların çözümünde biliyorsunuz balın ve bal mumunun büyük bir özverisi vardır. Biz de bunu güzel bir şekilde tipik aromatik bitkilerle resmileştirerek katma değeri yüksek bir ürüne dönüştürdük. Bu ürünü birçok denemede olumlu sonuçlar aldık" dedi. Kısa süre içinde hayvansal deneyler de yapacaklarını söyleyen Karadağ, "Bunun ileriki süreçte hayvansal deneylere de ilave ederek daha farklı, daha geniş kapsamlı bir çalışma yapmayı planlıyoruz. Şu anda bizim yaptığımız ürün gerçek manada yüzde 100 doğal diyebileceğimiz bir üründür. Herhangi bir katkı maddesi söz konusu değil, ticari anlamda sağlıklı bir sonuca ulaşabileceğimiz hem kaliteli hem de etkinliği yüksek bir üründür. Stabilitesini de denemeye çalışıyoruz, yaklaşık üç buçuk dört aydır herhangi bir bozulma söz konusu olmadı ürünlerde. Ama tabii ki biz bunlara doğal olarak çalışmalar yaptığımız için bir üç ay dört ay daha bakıp ona göre eğer raf ömrü korunuyorsa bu şekilde katma değerli ürüne dönüştürmeyi hedefliyoruz” dedi.
Iğdır’da topraksız tarım için ilk adım atıldı
02 Ocak 2025 Perşembe - 16:00 Iğdır’da topraksız tarım için ilk adım atıldı Iğdır’da üniversite bünyesinde kurulan “Topraksız Tarım Sistemleri Ar-Ge Ünitesi” ile topraksız tarımın geliştirilmesi amaçlanıyor. Iğdır Üniversitesi Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği bölümünde Prof. Dr. Sefa Altıkat önderliğinde “Katma Değeri Yüksek Tarımsal Ürünler” alanındaki çalışmalar kapsamında “Topraksız Tarım Sistemleri Ar-Ge Ünitesi” açıldı. Bu ünite ile bölgede modern tarım tekniklerinin yaygınlaştırılması ve tarımsal verimliliğin artırılması için bir araştırma ve geliştirme platformu sunuyor. Aynı zamanda, bölge çiftçilerinin ekonomik durumunu iyileştirme ve çevreye duyarlı üretim modellerinin benimsenmesini destekleme amacıyla çeşitli projeler geliştirilmesi planlanıyor. Proje yürütücülerinden Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuncay Kaya topraksız tarımda ilaç kullanılmadan da bir tarım yapıldığını belirterek, "Projemiz, Biyosistem Mühendisliği ile birlikte yürüttüğümüz öncülüğünü, liderliğini Biyosistem bölümünün yaptığı bir projedir. Hidrofonik sistem de sebze yetiştiriciliğini amaçlıyor. Buradaki maksadımız bizim araştırmalarımız için özel bir ortam oluşturmak. Aynı zamanda hidrofonik sistem çok büyük ticari faaliyetler çerçevesinde de yürütülüyor. Sağlıklı, hiç ilaç kullanmadan minimum su kullanarak yapay ışık kullanılarak bir üretim yapma modeli. Biz burada araştırmalarımızda dış faktörleri minimize etmiş oluyoruz. Böylece herhangi bir araştırma yapıldığında en sağlıklı sonuçlara ulaşılır. Ancak bunu ticari bir yönü de var. Bir metrekare alanda marul yetiştirdiğinizde siz 15 bitki yetiştirebilirsiniz. Ancak bu sistemde 30-40 kadar bir bitki marulu yetiştirme imkanımız var. Daha az enerji ve daha fazla verim elde edilmiş oluyor. Bu da çok değerli bir detaydır" dedi. Bu sistemde yıl boyunca ürün alınabildiğini söyleyen Altıkat, "Bilimsel çalışmalarımızda bulaşma olmaması, kısa sürede ürün almamız tüm yıl boyunca, bu çok önemli. 12 ay boyunca üretim yapabilme imkanları sağlıyor. Bu yönüyle de çok önemli ve Iğdır şehrimiz de elbette ki tarımın yoğun olarak yapıldığı bir yer. Bölgede de bu faaliyetlerin yayılmasına çok uygun. Hidrofonik yani sıvı sistemlerle üretim yapma modeli. Elbette ki kış dönemini de üretime açmak, değerlendirmek, binaları, kapalı alanları da tarımsal üretime kazandırmak gibi bir faydası da olacaktır beraberinde. Iğdır Üniversitesi bunu ilk olarak başlatmış oluyor bu projeyle. Üniversitemiz biliyorsunuz İhtisas Üniversitesi olarak YÖK tarafından yetki ve görevlendirilmiş bir üniversite. Biz de bu çerçevede katma değeri yüksek tarımsal ürünler üzerine çalışıyoruz. Hidrofonik sistemin de tarımda katma değeri çok önemli oranda artıran bir yenilik olduğu biliniyor. Üniversitemiz bu çalışmalardan başladı ve devam ettirecek. Bitki türleriyle, farklı üretim modelleriyle çalışmamızı, projemizi genişletmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Ziraat Fakültesi Araştırma Görevlisi Alperay Altıkat ise sistemi tamamıyla istedikleri şekilde yönlendirdiklerini söyleyerek, "Sistemimiz susuz tarım olarak geçiyor, hidroponik sistem. Bu sistemde otomatik sulama sistemi bulunmakta. Kabinlerimiz sayesinde havalandırmayı dışarıdan alabiliyoruz ve kabin içeride olduğu için istediğimiz şartı sağlayabiliyoruz. Haftalık süreçlerle sulaması bittikçe kendiliğinden otomatik olarak sulama sistemi devreye giriyor. Grow ledlerimiz mevcut. Full Spectrum bütün dalga boylarını sağladığı için dışarıdaki ışığa gerek duymadan bütün ışık ihtiyacını full ledlerden alabiliyor. Bu sayede üretimimizi bina içinde sağlayabiliyoruz. Nem, karbondioksit ve diğer bütün ihtiyaçları biz kendimiz ayarlayabiliyoruz” dedi.