Yerel Haberler
İstanbul
Bakan Şimşek: ‘‘Enflasyon düşüyor ve düşmeye devam edecek’’ 05 Aralık 2025 Cuma - 14:10:47 Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ‘‘En büyük önceliğimiz enflasyonu düşürmek. Hedefimiz gelecek sene enflasyonu yüzde 20’nin altına düşürmek. Enflasyon düşüyor, düşmeye devam edecek Hükümetimizin nihai amacı kapsayıcı büyümeyi ve adil gelir dağılımını sağlamak’’ dedi. Halkbank Gençİz Gençlik Zirvesi’nin ikincisi, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in katılımıyla gerçekleşti. Bakan Şimşek, yaptığı konuşmada Türkiye’nin uyguladığı ekonomi programa ilişkin bilgi verdi. Enflasyon rakamları hakkında bilgi paylaşan Şimşek, ‘‘En büyük önceliğimiz enflasyonu düşürmek. Enflasyonda 2025 yılını büyük ihtimalle yüzde 31 seviyelerinde bitireceğiz. Enflasyon düşüyor ve düşmeye devam edecek’’ dedi. ‘‘Nihai amacımız kapsayıcı büyümeyi ve adil gelir dağılımını sağlamak’’ Hükümetin nihai amacının kapsayıcı büyümeyi ve adil gelir dağılımını sağlamak olduğunun altını çizen Şimşek, ‘‘Nihai amacımıza ulaşmak için yapısal dönüşümü başarmamız gerekiyor. Cumhurbaşkanımız liderliğinde bu programı uyguluyoruz. Bu programın üç evresi var; birinci evre makro risklerin yönetimi, ikinci evrede mali disiplini tesis ettik cari açığı düşürdük, kur korumalı mevduat mekanizmasından çıktık enflasyon düşmeye başladı. Üçüncü evre ise kazanımların pekiştirildiği tek haneli enflasyonun kalıcı olduğu, cari açığın sorun olmaktan çıktığı, verimlilik ve rekabet gücünün artması için reformların hızlandığı dönem olacak. Üçüncü evreye gelecek sene geçiyoruz’’ şeklinde konuştu. Temel mallarda enflasyonun yüzde 20’nin altına düştüğünü hatırlatan Şimşek, ‘‘Gıda enflasyonu yüzde 27 civarı. Buna rağmen manşet enflasyon yüzde 31. Çünkü Türkiye’de kira, eğitim ve hizmet enflasyonu hala yüksek seyrediyor. Hizmet enflasyonu yüzde 97’den yüzde 44’e kadar düştü. Bunu düşürmek için deprem bölgesinde konut inşa ediyoruz 350 bin konutu teslim ettik. Gelecek sene 600 bin konut teslim edilecek. Sosyal konut projeleri devam ediyor, kentsel dönüşüm projelerini uyguluyoruz. Bütün bunları bütçeden yapıyoruz. Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 90’ı devlet okullarına gidiyor. Yüzde 10’un gittiği özel okullarda ise yüksek rakamlar görüldü, oralarda da makul fiyatlar görülecek’’ ifadelerini kullandı. ‘‘Kamuda tasarruf çabası var ve sonuç alıyoruz’’ Önümüzdeki dönemde kamu maliyesinde önemli reformlar planladıklarını dile getiren Şimşek, ‘‘Bütçe açığımız deprem nedeni ile milli gelire oranı yüzde 5’e çıkmıştı. Bütçe açığımız bu sene yüzde 3’e düştü, gelecek senelerde daha düşük seviyelere düşüreceğiz. Tasarruf konusunda kamu giderlerini kontrol altına almada başarılı olduk. 10 yıllık ortalamaya göre bu harcamaların (kamu giderleri) bütçeye oranı yüzde 4,6. Biz geçen sene yüzde 3,1’e indirdik, bu sene 3’ün de altında olacak. Kamuda tasarruf çabası var ve sonuç alıyoruz’’ sözlerini ifade etti. KKM’nin de 143 milyar dolar azaltıldığını da ifade eden Şimşek, "Türkiye’nin bilançosunda 250 milyar doları aşan bir iyileşme var" dedi. Altın ithalatına ilişkin de bilgi paylaşan Şimşek, ‘‘Altın ithalatı sadece sanayide kullanmak için yapılmıyor. Altın bir portföy tercihidir, saygı duyuyoruz. Vatandaşımızın ithal ettiği altınları bir kenara bırakırsak Türkiye’de cari açık kalmıyor. Osmanlı’nın son 100 yılına da baksanız, Türkiye’nin ilk 100 yılına da baksanız en büyük darboğaz döviz darboğazıdır. Cari açıkla ilişkilidir. İlk defa biz yapısal olarak biz bu sorunu aşma noktasındayız’’ ifadelerini kullandı. ‘‘Yatırım yapılabilir kategoriye doğru hızla ilerlemeye devam edeceğiz’’ Bakan Şimşek Merkez Bankası rezervlerinin arttığına da dikkat çekerken, ‘‘Çünkü her an bir takım şoklarla karşı karşıya kalabiliriz. Bu nedenle rezerve ihtiyaç var. Biz net rezervlerimizi son 2 yılda programımız dahilinde 118 milyar dolar artırdık. Kur korumalı mevduatı 143 milyar dolar azalttık, bitiyor 400 milyon dolar kaldı vadesini bekliyoruz. Türkiye’nin bilançosunu 250 milyar dolar iyileştirdik. Türkiye’nin risk pirimi son 7,5 yılın en iyi seviyesine geldi. Son 2 yılda Türkiye’nin risk pirimi 472 baz puan düştü. Bize benzer ülkeler 49 baz puan düştü. Türkiye’nin kredi notu en az 2 kademe artırıldı. Yatırım yapılabilir kategoriye doğru hızla ilerlemeye devam edeceğiz’’ açıklamasında bulundu. Türkiye’nin milli gelirindeki artışa da değinen Şimşek, ‘‘2002’de dünya ekonomisinde 21’inci sıradayken şimdi 16’ıncı sıradayız. Satın alma gücü paritesinde 16’ıncı sıradan 11’inci sıraya yükseldik’’ diye konuştu.
05 Aralık 2025 Cuma - 14:08 TBF Başkanı Hidayet Türkoğlu "Sağlığın Ve Sporun Zirvesi"ne konuk oldu Türkiye Basketbol Federasyonu (TBF) Başkanı Hidayet Türkoğlu ile Medicana Sağlık Grubu CEO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi Reha Özkaya, "İz Bırakanlar: Sağlığın ve Sporun Zirvesi" programında bir araya geldi. Medicana Ataköy Hastanesi ev sahipliğinde gerçekleşen "İz Bırakanlar: Sağlığın ve Sporun Zirvesi"nde Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu, kariyer yolculuğunun kritik dönüm noktalarını ve sahadaki liderlik deneyimlerini; Medicana Sağlık Grubu CEO’su Reha Özkaya ise Türkiye’de sağlık yatırımlarının dönüşümüne ilişkin perspektifini paylaştı. Programda Türkiye Basketbol Süper Ligi ana sponsoru olan Medicana’nın parkede ve yeşil sahada spora verdiği desteğin de altı çizildi. NBA dönemlerinden TBF başkanlığına uzanan kariyerine değinen Türkoğlu, MBA Okulları öğrencilerinin sorularını yanıtladı. Necip Kozalı: "Sporu desteklemek, sağlıklı nesillerin geleceğine destek vermektir" Zirve, Medicana Ataköy Hastanesi Genel Müdürü Dr. Necip Kozalı’nın açılış konuşmasıyla başladı. Necip Kozalı, "Bugün parkenin unutulmaz ve efsane ismini Sayın Hidayet Türkoğlu’nu ağırlamaktan gurur duyuyoruz. Hidayet Bey parkede gösterdiği başarıyı uzun yıllardır sürdürdüğü Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanlığına da taşıyarak müthiş bir liderlik örneği gösteriyor. Medicana yönetim kurulu üyesi ve CEO’su Reha Özkaya’yı ise bugün yöneticimiz olarak değil, masanın diğer tarafında sektördeki başarılarını dinliyor olmakta ilham verici" dedi. Reha Özkaya: "Hidayet Türkoğlu milletimizin kalbinde iz bıraktı" Hidayet Türkoğlu’nun Türk basketbolunu ileriye taşıyan bir kimlik olduğunu söyleyen Reha Özkaya, "Kariyeri boyunca büyük fedakârlıklar yapan Hidayet Türkoğlu, yıllarca yalnızca sahada değil, toplumun kalbinde de iz bıraktı, ülkemizin basketbol kültürüne büyük katkıda bulundu. Bu nedenle çok önemli bir kimliği var. Sadece bununla da kalmadı ülkemizdeki gençlere umut, daha sağlıklı bir neslin yetişmesine katkı sağladı. Biz de Medicana olarak sporun bu iyileştirici, katkı sağlayıcı ve birleştirici gücüne her zaman inandık. Bu nedenle, yıllardır farklı branşlarda pek çok sporcuya, spor kulübüne ve federasyona sağlık desteği sağlıyor; sporun gelişimini bir toplumsal sorumluluk bilinciyle destekliyoruz. Bu etkinliğe katılarak deneyimlerini bizlerle paylaşan Hidayet Türkoğlu’na teşekkür ediyorum. Sporun geleceğini birlikte inşa ederken, biz Medicana olarak her zaman parkelerde, yeşil sahalarda sporun destekçisi olmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu. Hidayet Türkoğlu: "Sahadaki her adımın arkasında sağlıklı bir beden ve sağlam bir zihnin olduğunu çok erken öğrendim" Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu, spor dünyasında başarıya giden yolu aktarırken, "Basketbola çok erken yaşta başladım ve 25 yıl boyunca gece-gündüz süren bir tempoda, tamamen disiplin ve adanmışlıkla yaşadım. Sahadaki her adımın, her fedakarlığın arkasında sağlıklı bir beden ve sağlam bir zihnin olduğunu çok erken öğrendim. Sporculuktan yöneticiliğe geçişimde de aynı prensip geçerliydi. Artık yalnızca kendi performansımı değil, büyük bir yapının sağlıklı işleyişini düşünmem gerekiyordu. Bugün geldiğim noktada, sürdürülebilir başarının temelinin sağlık olduğunu çok daha iyi görüyorum. Bu nedenle sporun iyileştirici gücünü sağlıkla buluşturan böyle anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yapan Medicana Sağlık Grubu’na teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. "Milli Takım’ın başarısında kredi hocamıza ve sporculara ait" A Milli Basketbol Takımı’nın 2025 Avrupa Basketbol Şampiyonası’ndaki başarısına değinen Türkoğlu, "Milli Takım’ın başarısında bize kredi çıkarmaya çalışıyorlardı ama ben bu kredinin tamamen hocanın ve sporcuların olduğuna inanan bir insanım. Biz sadece işin içinden gelen insanlar olarak sporcularımızın ve hocamızın tamamen basketbola konsantre olacağı ortamı oluşturduk. Burada hepimizin göğsümüz kabara kabara oturuyor olmamızın sebebi hocamız ve sporcularımızdır" cümlelerine yer verdi. Basketbolu neden 997 maçta bıraktığını açıkladı Reha Özkaya’nın basketbolu neden bin değil de 997 maçta bıraktığı sorusuna yanıt veren TBF Başkanı Türkoğlu, "Basketbola hiçbir zaman bitmeyecekmiş gibi bakıyorduk. Ben bıraktıktan sonra oynadığım maç sayısını fark ettim. Sakatlık olmadan ne kadar fazla oynayabileceğimize odaklıydık. Bıraktıktan sonra bana 997 maçta kaldığımı söylediler" dedi. "Merkez, federasyona da ekonomik katkı sağlayacak" Abdi İpekçi Spor Salonu’nun Turkcell Basketbol Gelişim Merkezi’ne dönüştürülmesi sürecine de değinen Türkoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Neler eksik, neler yapılırsa daha çok şey kazanılır gibi düşüncelerin sonunda böyle bir tesisin kazandırılmasının büyük bir değer olacağına karar verdik ve sonunda hepimizin gurur duyacağı bir eser kazandırdık. Milli Takımımızın antrenman salonları yoktu. Altyapılarımız için neler yapabiliriz onları da ekledik. Bu sene de 2025-2026 döneminde de Milli Eğitim Bakanlığı ve Spor Bakanlığıyla protokol yaptık. İlk defa İstanbul TBF Basketbol Spor Lisesi hayata geçti. Federasyona da ekonomik anlamda katma değer sağlayacağını düşündüğümüz için otel bulunan, spor malzemelerinin satıldığı küçük mağazaların olacağı, insanların gelip vakit geçireceği bir Merkez olarak düşündük." "Finali kaybettiğimiz için üzülüyoruz ama ikincilik de çok büyük bir başarı" Avrupa Şampiyonası ikinciliğinin büyük bir başarı olduğuna değinen TBF Başkanı Hidayet Türkoğlu, "Bu seneki başarının uzun yıllardan sonra ve kendi ülkemizin dışında başka bir ülkede olması bizim için ayrı bir sevinç kaynağıydı. Zaman zaman idrak edemediğimiz bir süreç var. İkincilik ortada kalmış bir başarı gibi görülüyor. Şampiyon olan çok sevinir, finali kaybeden çok üzülür. Üçüncü olan üçüncü olduğu için sevinir. Biz hala üzülen taraftayız. Halbuki ikincilik de çok büyük bir başarı" diye konuştu.
05 Aralık 2025 Cuma - 13:43 ‘Türkiye İçin Yapay Zekâ’ etkinliğinde Türkiye’nin potansiyeline dikkat çekildi Türkiye’nin yapay zekâ alanındaki dönüşümünü iş dünyası, bilim, iyilik ve yenilik perspektiflerinden ele alan ‘Türkiye İçin Yapay Zekâ’ etkinliği, Türkiye İş Bankası ve Yapay Zekâ Fabrikası ev sahipliğinde, Türkiye Yapay Zekâ Platformu (AITR) ve Koç Üniversitesi İş Bankası Yapay Zekâ Araştırma Merkezi (KUISAI) desteğiyle gerçekleştirildi. Kurumsal yapay zekâ trendlerinden bilimsel araştırmalara, iyilik için yapay zekâ uygulamalarından yenilikçi girişimlerin üretken yapay zekâ çözümlerine uzanan geniş bir yelpazede yapay zekânın gelişimini ele alan "Türkiye İçin Yapay Zekâ" etkinliği iş dünyası, akademi ve sivil toplum temsilcilerini bir araya getirdi. Etkinlikte Yapay Zekâ Fabrikası 2025 Ödülleri de sahiplerini buldu. Etkinliğin ‘İş Dünyası için Yapay Zekâ’ oturumunda, AITR Eş Başkanı Levent Kızıltan moderatörlüğünde İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sabri Gökmenler, Koç Holding CIO’su Hayriye Karadeniz ve Trendyol CTO’su Cenk Çivici iş dünyasında yapay zekâ uygulamalarının mevcut durumu ve gelecek beklentileri üzerine konuştu. AITR Eş Başkanı Prof. Dr. Altan Çakır moderatörlüğünde gerçekleştirilen "Bilim için Yapay Zekâ" oturumunda ise Vispera Co-CEO’su Prof. Dr. Aytül Erçil, KUIS AI Merkezi Direktörü Prof. Dr. Çiğdem Gündüz Demir, ION AI Kurucusu Doç. Dr. Nazım Kemal Üre ve DataBoss Kurucusu ve CEO’su Prof. Dr. Süleyman Serdar Kozat bilimsel gelişmeler ve uygulama alanları üzerinde değerlendirmelerde bulundu. ‘Yenilik için Yapay Zekâ’ oturumu ise Türkiye Bilişim Vakfı Genel Sekreteri Çağdaş Ergin moderatörlüğünde gerçekleşti. Yapay Zekâ Fabrikası CEO’su Can Bakır, Fribourg Üniversitesi’nden Prof. Dr. Erdem Büyüksağiş, IBM Türkiye CEO’su Işıl Kılınç Gürtuna ve Yuvam Dünya Derneği Başkanı Kıvılcım Kocabıyık yapay zekânın hukuk, teknoloji, etik ve girişimcilik ekseninde şekillenen yenilikçi uygulamalarını ve geleceğe yönelik fırsatlarını çok yönlü bir bakış açısıyla ele aldı. Ayrıca Google ML Başkan Yardımcısı Dr. Burak Göktürk, ‘Kurumsalda Yapay Zekâ Trendleri’, Türkiye Bilişim Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Eczacıbaşı da ‘İyilik için Yapay Zekâ’ başlıklı sunumlar gerçekleştirdiler. "Türkiye’nin yapay zekâ ekosistemini bir araya getiren güçlü bir topluluğuz" Yapay Zekâ Fabrikası CEO’su Can Bakır, konuşmasında Türkiye’de yapay zekâ alanında oluşan güçlü sinerjiye dikkat çekerek şunları söyledi: "Türkiye’de yapay zekâ alanında çok dinamik, üretken ve etkisi giderek büyüyen bir topluluk oluşuyor. Biz Yapay Zekâ Fabrikası olarak bu topluluğu bir araya getiren, iş birliğini büyüten ve dönüşümü hızlandıran bir rol üstleniyoruz. Yapay zekânın sadece teknoloji değil; insan, toplum ve iş dünyası için ortak bir değer üretme alanı olduğuna inanıyoruz. Bugün burada; iş insanları, akademisyenler, araştırmacılar, sivil toplum temsilcileri ve girişimciler aynı masada buluşarak Türkiye’de yapay zekânın bugününü ve geleceğini değerlendirdik. Türkiye için yapay zekâ vizyonu, ancak böyle kapsayıcı ve güçlü bir ekosistemle mümkün." Bakır, Yapay Zekâ Fabrikası’nın Türkiye’nin bu alandaki ihracat potansiyelini güçlendiren, girişimleri küresel rekabete hazırlayan ve kamu-özel sektör-akademi iş birliklerini artıran stratejik bir merkez olduğunu belirterek; halihazırda veri tabanlarında 3 binin üzerinde kurucuları Türk olan küresel ya da Türkiye merkezli yapay zekâ girişiminin yer aldığını, 30’un üzerinde girişime yatırım yaptıklarını ve yalnızca bu yıl 400’ün üzerinde kurum-girişim iş birliğine öncülük ederek ekosistemin birleştirici gücü olmayı sürdürdüklerini ifade etti. "Yapay zekâyı insanlık için stratejik bir güce dönüştürmek zorundayız" TBV Genel Sekreteri Çağdaş Ergin ise, "Bugün gerçekleştirdiğimiz buluşmada yapay zekâyı yalnızca bir teknoloji olarak değil, insanlığın geleceğini şekillendirecek stratejik bir güç olarak ele aldık. Tartışmalarımızda, yapay zekânın sağlıkta erken teşhisi hızlandırdığı, eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirdiği ve afet yönetiminde hayat kurtardığı örnekleri masaya yatırırken; aynı zamanda etik, hukuki ve sosyal riskleri de açıkça konuştuk. Bu nedenle ‘AI for Good’ (İyilik için yapay zekâ) yaklaşımının ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gördük: Yapay zekâyı daha hızlı değil daha sorumlu, daha kârlı değil daha adil, daha akıllı değil daha insan odaklı hale getirmek hepimizin ortak hedefi" diye konuştu. Hukuk, endüstri, girişimcilik ekosistemi ve sivil toplumun temsilcilerini bir araya getiren oturumda, yalnızca nelerin yapılabileceğini değil, nelerin yapılması ve hatta nelerin yapılmaması gerektiğini tartışma fırsatı bulduklarını söyleyen Ergin, "Bugünkü değerlendirmelerimiz bize şunu gösterdi: Yapay zekânın toplumsal fayda üreten bir güç haline gelmesi için doğru soruları sormaya devam etmeliyiz. Ve bugün attığımız bu ortak adım, daha iyi bir gelecek için önemli bir başlangıç niteliği taşıyor" dedi. "Akademi-sanayi-kamu üçgeninde yapay zekâ için yeni bir paradigma inşa ediyoruz" AITR Eş Başkanı, İTÜ, Prof. Dr. Altan Çakır, "Yapay zekâ teknolojilerinin son dönemde kaydettiği üstel ivme, akademi, iş dünyası ve kamu üçgenindeki ’verimlilik’ parametrelerini kökten değiştiren yeni bir paradigmayı her geçen gün daha önemli hale getirmektedir. Mevcut konjonktürde, yapay zekâ uygulamalarının yaygınlaşmasıyla eş zamanlı olarak; politika yapıcılar ve regülatif otoriteler nezdinde etik standartların belirlenmesi ve bizim ana başlığımız olan ’Toplum İçin Yapay Zeka’ stratejisinin bütüncül bir yaklaşımla ele alınması elzem hale gelmiştir" şeklinde konuştu. Bu teorik ve pratik gereklilikten hareketle; ekosistemi oluşturan tüm aktörlerin konsolidasyonunu sağlamak amacıyla İstanbul’da gerçekleştirilen 2’nci Türkiye için Yapay Zekâ zirvesinin, stratejik bir uzlaşı platformu işlevi gördüğüne işaret eden Çakır, "Etkinlik kapsamında, alanın kanaat önderleri ve akademinin önemli araştırmacıları ile yeni nesil iş insanları ve genç araştırmacılar, regülasyon ve inovasyon ikilemini aşmak adına disiplinler arası bir diyalog geliştirme imkanı bulmuşlardır. Zirve, teknoloji geliştirme ve ticarileştirme süreçlerindeki farkındalığı maksimize etmenin yanı sıra; geliştirdikleri algoritmik çözümlerle sektörel katma değer oluşturan girişimlerin ödüllendirilmesiyle somut çıktılarını ortaya koymuştur" diye konuştu. "Türkiye’nin yapay zekâ vizyonu, küresel bilgi ve yerel potansiyelin kesişiminde şekilleniyor" AITR Eş Başkanı Levent Kızıltan, "Yapay zekânın dönüştürücü gücünü, Google’dan Stanford’a uzanan global bir perspektifle ve alanının en yetkin isimlerinden dinlemek büyük bir ayrıcalık. Özellikle ’İyilik için Yapay Zeka’ oturumu, teknolojinin insani boyutunu mükemmel bir şekilde ortaya koyuyor. Kurumsal trendlerden bilimsel derinliğe uzanan program, Türkiye’nin yapay zekâ potansiyeli hakkında da fikir veriyor. Hem iş dünyası hem de akademi ile kurulacak temaslar ve paylaşılan içgörüler, önümüzdeki dönem stratejileri için de katılımcılara çok fayda sağlayacaktır" dedi. "Bilimsel keşifleri hızlandıran yapay zekâ için güçlü ve etik bir araştırma kültürü inşa etmeliyiz" KUISAI Direktörü Prof. Dr. Çiğdem Gündüz Demir ise düşüncelerini şöyle paylaştı: "Yapay zekâ, teknik bir yenilik olmanın ötesinde, bilim üretme biçimimizi köklü biçimde dönüştürme potansiyeli taşıyan bir araştırma yaklaşımı olarak karşımıza çıkıyor. ‘Bilim için Yapay Zekâ’ panelinde de vurguladığımız gibi, yapay zekâ birçok disiplinde bilimsel keşifleri hızlandırma gücüne sahip; ancak bu süreçte güvenilirlik ve yeniden üretilebilirlik ilkelerinin titizlikle ele alınması büyük önem taşıyor. KUISAI Center olarak önceliğimiz, bu dönüşümün güçlü bir bilimsel altyapıya, nitelikli insan kaynağına ve etik ilkeleri merkeze alan bir araştırma kültürüne dayanmasını sağlamak. Yapay zekânın ülkemizde gerçek bir ivme oluşturmasının ancak sürdürülebilir bir bilimsel kapasitenin inşa edilmesi ve Ar-Ge ekosisteminin güçlenmesiyle mümkün olduğuna inanıyoruz. Bugün ‘Türkiye için Yapay Zekâ’ etkinliğimizde, bu ekosistemin gelişimine yönelik artan toplumsal ilgi ve kurumsal kararlılığı görmek, geleceğe dair umutlarımızı daha da güçlendiriyor." Yapay Zekâ Fabrikası 2025 Ödülleri sahiplerini buldu "Türkiye İçin Yapay Zekâ" etkinliğinin programında yer alan ve bu yıl ikincisi düzenlenen Yapay Zekâ Fabrikası 2025 Ödülleri de sahiplerini buldu. Yapay zekâ teknolojilerini iş dünyasında, toplumsal fayda alanlarında ve sürdürülebilirlik çalışmalarında etkin biçimde kullanan kurum ve kuruluşların ödüllendirildiği organizasyonda halk oylamasına binlerce kişi katılım gösterdi. Oylama sonucunda belirlenen kısa liste, yapay zekâ ve teknoloji alanında uzman jüri üyeleri tarafından değerlendirildi. Bu kapsamlı değerlendirme sürecinin ardından farklı kategorilerde yılın kazananları seçildi. 2025 kategorileri ve kazananlar YZF İnovasyon ve İş Birliği Ödülü - Borusan Otomotiv Yapay zekâyı iş süreçlerine entegre eden veya yapay zekâ tabanlı yeni iş modelleri geliştiren kurumlara verilir. YZF Ekosisteme Katkı Ödülü - Türkiye Girişimcilik Vakfı (GİRVAK) Yapay zekâ araştırmalarına, girişimcilik ekosistemine, eğitime veya iş birliği modellerine katkı sunan kurumları onurlandırır. YZF Sürdürülebilirlik ve Etki Ödülü - Koç Holding Sürdürülebilirlik veya sosyal fayda alanında yapay zekâ teknolojileriyle anlamlı etki oluşturan projeleri ödüllendirir. YZF Toplumsal Etki Ödülü - Darüşşafaka Cemiyeti Toplumsal fayda oluşturmak için yapay zekâ projeleri geliştiren sivil toplum kuruluşlarına verilir. YZF Özel Ödülü - Google Türkiye Yapay zekâyı hem kurum içi dönüşümde hem de ekosistemle ortak değer üretiminde etkin biçimde kullanan yenilikçi kurumları ödüllendirir.
Olimpiyat şampiyonu milli güreşçi Ahmet Kireççi, memleketi Mersin’de anıldı
04 Aralık 2025 Perşembe - 15:51 Olimpiyat şampiyonu milli güreşçi Ahmet Kireççi, memleketi Mersin’de anıldı Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Anma ve Onurlandırma Komisyonu, Türk güreşinin efsane isimlerinden olimpiyat şampiyonu Ahmet Kireççi’yi, memleketi Mersin’de düzenlenen törenle andı. Olimpiyat şampiyonu milli güreşçi Ahmet Kireççi, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Anma ve Onurlandırma Komisyonu tarafından Mersin’de düzenlenen törenle anıldı. TMOK Başkanı Ahmet Gülüm, Mersin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erol Yaşar, TMOK Anma ve Onurlandırma Komisyonu Başkanı Necdet Ayaz, Ahmet Kireççi’nin kızı Dilara Mersinli ile torunu Murat Mersinli, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Törende bir konuşma yapan TMOK Başkanı Ahmet Gülüm, "Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin temel görevlerinden biri olduğuna inandığım, Anma ve Onurlandırma Kurulumuz ile düzenlediğimiz, Olimpiyat tarihimizin iz bırakan sporcularını bu şekilde törenlerle anmak büyük önem taşıyor. Mersin’in efsane ismi Ahmet Kireççi’yi ülkemize yaşattığı gururlar dolayısıyla bir kez daha şükran ve rahmetle anıyor, bu organizasyonu düzenlememizde ev sahipliği yaparak bize destek olan Mersin Üniversitesi’ne teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu. TMOK Anma ve Onurlandırma Komisyonu Başkanı Necdet Ayaz ise, "Olimpiyat oyunlarında kürsüye çıkarak milletimizi mutlu kılan şampiyonlarımızı anmak vefanın gereğidir" dedi. Mersinli Ahmet namlı Ahmet Kireççi, 1936 ve 1948 olimpiyatlarında mücadele etti. Berlin 1936 Olimpiyatları’nda Türkiye’nin olimpiyat tarihindeki ilk madalyasını bronzla kazandıran Kireççi, Londra 1948 Olimpiyatları’nda da 6 altın madalyayla tarihi bir başarıya imza attı.
YÖK 2025 Araştırma Üniversiteleri Değerlendirmesi sonuçları açıkladı
04 Aralık 2025 Perşembe - 15:48 YÖK 2025 Araştırma Üniversiteleri Değerlendirmesi sonuçları açıkladı Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK)’ün Araştırma Üniversiteleri Değerlendirme Toplantısı gerçekleştirildi. Programda konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, "Önümüzdeki dönemde, başka ortak üniversitelerin kurulması dahil olmak üzere, üniversitelerimizin yurt dışında akademik birimler açmasına yönelik politikaları uygulamaya devam edeceğiz" dedi. Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK)’ün Araştırma Üniversiteleri Değerlendirme Toplantısı Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa Kampüsü’ndeki Tarihi Hamam’da düzenlendi. Programa, 23 araştırma üniversitesi ile aday izleme programındaki 6 üniversite katıldı. Toplantıya YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. Naci Gündoğan ve ev sahibi Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Eyüp Debik ile katılan üniversitelerin rektörleri ile akademisyenler katıldı. Araştırma Üniversiteleri Programıyla üniversiteler arasında etkileşim hedefleniyor YÖK tarafından 2017 yılında başlatılan Araştırma Üniversiteleri Programı, yükseköğretim sisteminde misyon farklılaşmasını esas alıyor. Program, üniversitelerin uluslararası rekabet gücünü yükseltmeyi, bilimsel üretimi artırmayı ve sanayi iş birliklerini güçlendirmeyi amaçlıyor. Üniversiteler her yıl araştırma kapasitesi, araştırma kalitesi ve etkileşim-iş birliği gibi başlıklarda 30’dan fazla gösterge üzerinden değerlendiriliyor. Programda konuşan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, "2 seneden bu yana hatta 3 seneden bu yana gözle görülür bir, performans artışı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. 20 gösterge, 20 parametrenin her birinde araştırma üniversitesinin liginde yer alan ve hatta araştırma üniversitelerimiz dahil olmak üzere çok ciddi bir iyileşme söz konusudur. Bu açıdan bütün üniversite liderlerimizi, yöneticilerimizi, rektörlerimizi gönülden kutluyorum. Ve başarılarınızın devamını diliyorum" dedi. "YÖK’ün amacı, üniversitelerimizin ulusal ve uluslararası rekabet gücünün, uluslararası gönüllüğünün ve saygınlığını arttırmaktır" YÖK’ün amacından bahseden YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, "Kurulumuzun en önemli misyonlarından bir tanesi, üniversitelerimizin ulusal ve uluslararası rekabet gücünün, uluslararası gönüllüğünün ve saygınlığını arttırmaktır. Bu bakımdan Yüksek Öğretim Kurumu olarak yükseköğretim sistemimizin lokomotifi olan araştırma üniversitelerimizin uluslararası alanda daha güvenilir olmalarını canı gönülden arzu ediyoruz. Son yıllarda başta araştırma üniversitelerimiz olmak üzere üniversitelerimizin uluslararası sıralamalarda istikrarlı bir şekilde yükselişte olmalarını memnuniyetle karşılıyor ve daha nice güzel neticeler de etmeleri için üniversitelerimizi destekliyor ve teşvik ediyoruz" şeklinde konuştu. Özvar, "Önümüzdeki dönemde, başka ortak üniversitelerin kurulması dahil olmak üzere, üniversitelerimizin yurt dışında akademik birimler açmasına yönelik politikaları uygulamaya devam edeceğiz" dedi. Uluslararasılaşma yönünde önemli adımlar attıklarını belirten Özvar, Bakü’de Türkiye-Azerbaycan Üniversitesi, Taşkent’te Uluslararası Türk Devletleri Üniversitesi kurulduğunu hatırlatarak, yurt dışındaki faaliyetlerinin ve iş birliklerinin hız kesmeden devam ettiğini vurguladı. "Yurt dışında program açmak isteyen üniversitelerimize destek vereceğiz" Başta Türk dünyası ile olmak üzere yükseköğretim alanındaki iş birliklerini fevkalade önemli bulduklarını vurgulayan Özvar, şöyle devam etti: "Üniversitelerimizin başta çifte diploma, ortak diploma programları olmak üzere gerek eğitim alanında gerekse ortak araştırma kültürü inşa etme ve ortak bilimsel çalışmalar yapma noktasında daha fazla gayret göstermesini bekliyoruz. Yurt dışında çifte diploma veya ortak diploma programları açmayı arzu eden araştırma üniversitelerimize her türlü desteği vereceğiz. Araştırma üniversitelerimizden Türkiye’de ürettiği bilgi birikimini ve tecrübeyi başta Türk dünyası olmak üzere gönül coğrafyamız ve daha ötelere taşıma konusunda gayret içerisinde olmalarını bekliyoruz. Yükseköğretim Kurulu Başkanı olarak bu konuda her türlü desteği vermeye hazır olduğumu bilmenizi isterim." "Üç yıldır üniversitelerimizin performansında gözle görülür bir artış var" Özvar, gerek araştırma üniversitelerinin gerekse aday araştırma üniversitelerinin performansında üç yıldır gözle görülür bir artış olduğunu belirterek bundan duyduğu memnuniyeti ifade etti. Üniversitelerin gerek eğitim öğretim gerek sosyal sorumluluk gerekse akademik üretkenlik bakımından daha fazla üst konumlara gelmesini istediklerini anlatan Özvar, "Bizim bu sıralamalarla varmaya çalıştığımız şey üniversitelerimizin kalitesini küresel ölçekte daha da yukarı çıkarmaktır" dedi. Özvar, yükseköğretim sisteminin lokomotifi olan araştırma üniversitelerinin uluslararası sıralamalarda istikrarlı bir şekilde yükselişte olmalarını memnuniyetle karşıladıklarını, bu alanda görünürlüklerinin daha da artmasını arzu ettiklerini dile getirdi. QS 2026 Dünya Sıralamasında 6 üniversitenin ilk 500, 11 üniversitenin ilk 1000’e girme başarısı gösterdiğini hatırlatan Özvar, Yükseköğretim Kurulunun 2024-2028 stratejik vizyonu doğrultusunda araştırma üniversiteleri başta olmak üzere beş yıl içinde en az 2 üniversitenin ilk 100’e, 10 üniversitenin ise ilk 500 arasına girmesini hedeflediklerini söyledi. "TUSAŞ’la iş birliği protokolü imzalanacak" Özvar, son dönemde üniversite-sektör iş birliği ve uygulamalı mesleki eğitimin gündemde önem arz ettiğini belirterek, Savunma Sanayi Başkanlığı, savunma sanayii kuruluşları ile TOBB ve İSO gibi meslek birlikleriyle ortak çalışmaları ve iş birliklerini artırdıklarını vurguladı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla "Sektör Kampüste", Savunma Sanayii Başkanlığıyla Savunma Sanayii Yapay Zeka Yetenek (SAYZEK) Akademik Tez Programı, ASELSAN ile "Akademi Lisansüstü Eğitim Programı" yürüttüklerini hatırlatan Özvar, şimdi de TUSAŞ’la benzer bir program başlatacaklarını duyurdu. Özvar, "Buna ilişkin protokol hazırlandı ve yakında imzalanacak. Programda 8 araştırma üniversitemiz paydaş olarak yer alacak" dedi. "Ek 46 ve Ek 34 kapsamındaki görevlendirmelere hassasiyet gösterin" 2024-2025 döneminde, Araştırma Üniversitelerinin Ek-46. Madde kapsamında 91’i Türk vatandaşı 14’ü yabancı uyruklu olmak üzere toplam 105 araştırmacı görevlendirdiğini açıklayan Özvar, üniversitelerden, Ek-46 ve Ek-34 maddeleri kapsamındaki görevlendirmelere hassasiyet göstermesini, bu konuda daha aktif ve kararlı olmalarını ve görevlendirme saylarını artırmalarını istedi. "ADEP ve BAP’a yabancı ülkeleri de dahil edeceğiz" Konuşmasında Araştırma Üniversiteleri Destek Programı (ADEP) kapsamında Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından sağlanan bütçeye değinen Özvar, 2022 yılında 100 milyon TL olan desteğin, 2023’te 250 milyon, 2024’te 400 milyon, 2025 yılında ise yaklaşık 1 milyar TL’ye yükseldiğini belirtti. ADEP ve Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) kapsamında gerçekleştirilen projelere, başlangıçta Afrika ülkelerinden olmak üzere yabancı araştırmacıların da dahil edilmesini arzu ettiklerini ifade eden Özvar, bu sürece daha sonra Türk dünyasından araştırmacıların da ekleneceğini duyurdu. Söz konusu araştırmacıların ülkeler arasında çağrı yapmak suretiyle bu projelerde çalışabilecek adayları kendi ortaklıklarına katabileceklerini vurgulayan Özvar, pek çok ülkeden projeye katkı sunabilecek araştırmacıların entegre edilmesini istediklerini ifade ederek, "Entegre edilecek hocalarımızın Türkiye’deki ilgili üniversitelere gidip gelmelerinin önünü açmak, onların da burada faaliyet göstermesini, buradaki çalışmalara katılmasını canı gönülden istiyoruz." şeklinde konuştu. İzleme değerlendirme süreçlerinde yayınlara ilişkin dünyadaki endeks kuruluşlarına değinen Özvar, "Biz artık 2026’dan itibaren Web of Science yerine Scopus ile devam edeceğiz" dedi.
Dünya Madenciler Günü’nde İTÜ’de anlamlı buluşma
04 Aralık 2025 Perşembe - 15:43 Dünya Madenciler Günü’nde İTÜ’de anlamlı buluşma Dünya Madenciler Günü kapsamında İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi Kütüphanesi’nde düzenlenen buluşmada, öğrencilerle madenciliğin yaşamsal önemine dair keyifli ve öğretici bir sohbet gerçekleştirdi. 4 Aralık Dünya Madenciler Günü kapsamında İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Maden Fakültesi’nde anlamlı bir etkinlik gerçekleştirildi. Maden Fakültesi Kütüphanesi’nde düzenlenen buluşmada, Prof. Dr. Celal Şengör ve İTÜ Maden Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Kumral, ortaokul ve üniversite öğrencileriyle bir araya gelerek madenciliğin insanlık için taşıdığı hayati değeri anlattı. Etkinlik, öğrencilere ilham veren yaklaşımların ve deneyim paylaşımlarının öne çıktığı samimi bir atmosferde gerçekleşti. "Madencilik insanlığın hayat damarlarından biridir" Prof. Dr. Celal Şengör konuşmasında madenciliğin toplumların gelişimindeki rolüne dikkat çekti. Şengör, öğrencilerle yaptığı sohbet sırasında şu ifadeleri kullandı: "Madencilik insanlığın hayat damarlarından biridir. Onun için madenciliğe destek çıkmak insanlığa destek çıkmak demektir. Madenciliğin önemi ülkemizde bugün ne yazık ki yeteri kadar anlaşılamıyor. Bunun anlaşılması için elinizden geleni yapmanızı rica ederim." Şengör, gençlerin bilimsel meraklarını canlı tutmaları gerektiğini vurgulayarak, madenciliğin yalnızca ekonomik değil, medeniyetin sürdürülmesi açısından da stratejik bir alan olduğunu belirtti. "Maden hayattır, herkes böyle bilmelidir" Etkinlikte öğrencilere hitap eden İTÜ Maden Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Kumral ise madenciliğin insanlık tarihindeki sürekli belirleyici rolünü vurguladı. Prof. Dr. Kumral, "Bugün öğrencilerimiz ve Celal Hocamızla 4 Aralık Madenciler Günü’nü fakültemizde kutlama imkânı bulduk. Çok da güzel oldu. Öncelikle şunu söyleyeyim: Madencilik bizim hayatımızın olmazsa olmazıdır. Yani maden hayattır, bunu herkesin böyle bilmesi lazım" dedi. Prof. Dr. Kumral, çağların gelişimini belirleyen unsurun madenler olduğunu hatırlatarak sözlerine şöyle devam etti: "İlk çağlardan günümüze kadar sistemleri değiştiren, insanları yönlendiren, dünyayı şekillendiren, güzelleştiren ve hayat veren her şey madenlerden üretilmiştir. Bu nedenle herkesin madenlere olan bakış açısını olumluya çevirmesi şarttır. Ama öncelikle de tabii çevreyle uyumlu madencilik yapmak, kötü madencilik yapanları uyarmak da bizim asli görevlerimiz arasındadır." Prof. Dr. Kumral, gençlere şu mesajı verdi: "Buradan bütün gençlerimize, özellikle yeni yetişen nesle, ilkokul, ortaokul öğrencilerimize şunu söylemek istiyorum ki madenciliğe mutlaka olumlu açıdan baksınlar. Şunu bilsinler ki dünya geliştikçe madencilik de gelişmek zorundadır. 1600-1700’lerde 3-4 maden kullanılırken 1800’lerde bu 10-15’e çıkmıştır. 1900 ve 2000’lerde 30-40’a yükselmiştir. Günümüzde ise 70 maden kullanılıyor. Demek ki çağlara şekil veren ve çağları ileri taşıyan en önemli malzeme madendir. Bunun kıymetini bilmemiz lazım." Öğrenciler için ilham veren buluşma Etkinlik boyunca öğrenciler merak ettikleri konuları konuşmacılara yöneltme fırsatı buldu. Bilim insanlarıyla birebir temas kurulabildikleri buluşma, madencilik fakültesi öğrencilerinin sektöre dair motivasyonunu artırdı. Ortaokul öğrencilerinin de katılımı sayesinde etkinlik, farklı yaş gruplarının aynı masada bilgi alışverişi yaptığı keyifli ve ilham veren bir ortama dönüştü.
Sancaktepe’de Aralık ayı kültür ve sanatla dolu dolu geçecek
04 Aralık 2025 Perşembe - 15:26 Sancaktepe’de Aralık ayı kültür ve sanatla dolu dolu geçecek Sancaktepe Belediyesi, Aralık ayında da birbirinden renkli kültür ve sanat etkinlikleriyle ilçe sakinlerini bir araya getirmeye hazırlanıyor. Her yaştan vatandaşın katılımına açık ve ücretsiz olarak düzenlenecek etkinlikler, ilçenin farklı kültür merkezlerinde sanatseverlerin beğenisine sunulacak. Sancaktepeli’lerin yoğun ilgi göstermesi beklenen etkinlikler kapsamında; tiyatro oyunları, sahne gösterileri ve çocuklara özel etkinlikler ay boyunca izleyiciyle buluşacak. Etkinlikler kapsamında; 6 Aralık Cumartesi saat 12.00’de Sarıgazi Kültür Merkezi’nde "Mozart Yoga Yapıyor", 13 Aralık Cumartesi 12.00’de Mustafa Öncel Kültür Merkezi’nde "Benim Komik Dedem", 13 Aralık Cumartesi 19.00’da Sancaktepe Sahnesi’nde "Aşıklar Şöleni", 14 Aralık Pazar, 18.00’de Sancaktepe Sahnesi’nde "Yalnız Bir Ruh", 21 Aralık Pazar 12.00’de Dr. Kadir Topbaş Kültür Merkezi’nde "Çikolatalar Ülkesi", 25 Aralık Perşembe 20:30’da Sancaktepe Sahnesi’nde "Engin Nurşani Anma Programı" ve 27 Aralık Cumartesi 12:00’de Sarıgazi Kültür Merkezi’nde "Rüya Takımı" ücretsiz olarak sahnelenecek. Etkinliğe ilişkin Sancaktepe Belediye Başkanı Alper Yeğin, kültür ve sanatın toplumun gelişiminde önemli bir yere sahip olduğuna dikkat çekerek, "Sancaktepe’de her yaştan vatandaşımızın kültür ve sanata erişimini kolaylaştırmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Aralık ayında da dopdolu bir programla hem çocuklarımızı hem ailelerimizi kültürle buluşturacağız. Tüm komşularımızı bu etkinliklere davet ediyorum" ifadelerini kullandı.
Gaziosmanpaşa’da kentsel dönüşüm heyecanı hak sahiplerinin daireleri belirlendi
04 Aralık 2025 Perşembe - 15:18 Gaziosmanpaşa’da kentsel dönüşüm heyecanı hak sahiplerinin daireleri belirlendi Gaziosmanpaşa’da kentsel dönüşüm çalışmalarıyla güvenli konutlara kavuşmaya devam ediyor. Gaziosmanpaşa Belediyesi iş birliğiyle yapımı tamamlanan İstanbul Vadi Evleri 5. Kısım Kentsel Dönüşüm Projesi’nde, hak sahiplerinin daireleri noter huzurunda gerçekleştirilen kura çekimiyle belirlendi.Gaziosmanpaşa, kentsel dönüşüm çalışmalarıyla güvenli konutlara vatandaşları kavuşturmaya devam ediyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) ve Gaziosmanpaşa Belediyesi iş birliğiyle yapımı tamamlanan İstanbul Vadi Evleri 5. Kısım Kentsel Dönüşüm Projesi’nde, hak sahiplerinin daireleri noter huzurunda gerçekleştirilecek kura çekimiyle belirlendi. Gaziosmanpaşa Belediyesi Yüzme Havuzu ve Spor Kompleksinde düzenlenen törende hak sahiplerinin heyecanla hangi daireleri alacaklarını bekledi. Dairesin belirlenen birçok kişi heyecandan hangi dairenin kendilerine çıktıklarını unuttu."22 bin metrekare yeşil alan kazandırdık"Sarıgöl Mahallesinde geniş bir alanda kentsel Dönüşüm yaptıklarını ifade eden Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı vekili Eray Karadeniz, "893 bağımsız bölümün olduğu bir yer. Bu projede en önemli konu 22 bin metrekare yeşil alan kazandırmamız. Bin araçlım yeni bir otoparkımız var sosyal dosyalar ile yeşil alanlarıyla otoparklarıyla Gaziosmanpaşa’da Sarıgöl mahallemizde çok daha yaşanılabilir refah bir ortamı vatandaşlarımızla buluşturmuş olduk. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a kıymetli bakanımız Murat Kurum’a teşekkürlerimizi arz ediyoruz. İnşallah Gaziosmanpaşa yasal dönüşüm ve vatandaşlarımıza hizmet etmeye devam edeceğiz. Çekilişlerimizi yapıyoruz inşallah mart ayı gelmeden dairelerimizi teslim etmek istiyoruz bu noktada çok yoğun bir gayretimiz var ekibimiz çok sıkı çalışıyor. 16 mahallemizin tamamı ile ilgili planlamamızı yaptık. Kentsel dönüşüm çalışmalarını hızlandıracağız" dedi"Çok sevindim dairemin belli olmasına"Kentsel dönüşüm projesinde dairesi belli olan Türkan Karasu, "Cumhurbaşkanımızdan belediye başkanımıza çok teşekkürlerimizi sunuyoruz. Çok sevinçliyim bana hangi daire çıktığını sormayın numara falan yok bende şu anda hepsi silindi beynimden. Ben Avcılar’da kirada oturuyorum. 23 bin lira kira veriyordum çok sevindim dairemin belli olmasına" dedi.Sarıgöl Mahallesi’nde inşa edilen proje kapsamında; 863 konut, 28 ticari birim, bin 3 araç kapasiteli otopark, 22 bin 278 metrekare yeşil alan, çocuk oyun parkları, spor sahaları, okul ve yurt projesi oluşturuldu. Kura töreninde vatandaşlar, depreme dayanıklı, güvenli, modern ve sosyal donatılara sahip bir yaşam alanına kavuşmanın mutluluğunu yaşayacak.
Ümraniye Engelsiz Spor Merkezi’nde 3 Aralık’a özel engelsiz buluşma
04 Aralık 2025 Perşembe - 14:24 Ümraniye Engelsiz Spor Merkezi’nde 3 Aralık’a özel engelsiz buluşma Ümraniye Belediyesi Engelsiz Spor Merkezi, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne özel hazırlanan kapsamlı bir etkinlik programıyla misafirlerini ağırladı. Toplumda farkındalık oluşturmayı amaçlayan program, katılımcılardan büyük ilgi gördü. Ümraniye Belediyesi, engelli bireylere yönelik hizmet ve projelerini kararlılıkla sürdürerek herkes için erişilebilir, kapsayıcı ve eşit bir şehir hedefi doğrultusunda çalışmalarına devam ediyor. Bu kapsamda toplumsal farkındalığı artırmak ve engelli bireylerin sosyal hayata aktif katılımını desteklemek amacıyla, Ümraniye Engelsiz Spor Merkezi’nde 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’ne özel bir dizi etkinlik düzenlendi. Program, açılış konuşmasının ardından "Ritim Dans" öğrencilerinin renkli gösterisiyle devam etti. Ardından düzenlenen eğlenceli kısa oyunlar, günün enerjisini yükselterek çocuklara keyifli anlar yaşattı. Etkinlik kapsamında sahne alan halk oyunları öğrencileri, sergiledikleri performansla izleyenlere hem neşeli hem de duygusal anlar yaşattı. Günün en çok ilgi gören bölümlerinden biri ise palyaço gösterisi ve çocuklara yönelik eğlenceli aktiviteler oldu. Merkez içerisinde kurulan atölyelerde ise anahtarlık yapımı, hareketli kâğıtlar etkinliği, magnet boyama gibi el becerilerini geliştiren ve katılımcıların keyifli vakit geçirmelerini sağlayan çalışmalar yer aldı. Ayrıca özel olarak hazırlanan 3 Aralık Dünya Engelliler Günü Hatıra ve Fotoğraf Köşesi, ailelerin ve çocukların günün anısını ölümsüzleştirmesine imkân tanıdı. Etkinlik alanında, Engelsiz Spor Merkezi öğrencilerinin yıl boyunca emek vererek hazırladığı çalışmaların sergilendiği mini sergi de büyük beğeni topladı. Program, ziyaretçilere sunulan ikramlarla sıcak ve samimi bir atmosferde son buldu.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya: "İstanbul’da 339 suç örgütünü çökerttik, 6 bin 31 şahsı tutukladık"
04 Aralık 2025 Perşembe - 14:15 İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya: "İstanbul’da 339 suç örgütünü çökerttik, 6 bin 31 şahsı tutukladık" İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "Son 2,5 yılda İstanbul’da 205’i Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele, 79’u narkotik, 55 Siber suçlarla mücadele olmak üzere toplam 339 organize suç örgütünü çökerttik. 6 bin 31 şahsı tutukladık" dedi. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya İstanbul’da düzenlenen Güvenlik Toplantısı ardından kameralar karşısına geçti. Türkiye ve İstanbul’da suç ve suç örgütleri ile yapılan mücadeleyi anlatan Yerlikaya, suç sayısında yaşanan düşüşe dikkat çekti. "İstanbul’da suç sayısı azaldı" "İstanbul’da tüm suç türlerinde önemli düşüşler yaşanıyor" diyen Yerlikaya, "İstanbul’da kişilere karşı işlenen 10 önemli katalog suçunda 2022 yılındaki aylık ortalama olay sayısı 9 bin 45 idi. Bu sayı 2025 yılında aylık bazda 7 bin 130’a geriledi. Aylık bin 915 daha az olay meydana geldi. Düşüş oranı yüzde 21. Aydınlatma oranı ise 1.6 puan artarak yüzde 99,5’e yükseldi. Bu dönemde çocuğun cinsel istismarı, cinsel taciz ve konut dokunulmazlığı ihlali yüzde 41, kasten yaralama yüzde 16 azaldı. Bir diğer başlık mal varlığına karşı işlenen 9 önemli suç. İstanbul’da 2022 yılında aylık 4 bin 95 olan olay sayısı, bu yıl bin 873 azalarak 2 bin 222 oldu. Düşüş oranı yüzde 45,7. Aydınlatma oranımız 19 puan arttı yüzde 92,8 e çıktı. İstanbul genelinde otodan hırsızlık yüzde 83, evden hırsızlık yüzde 69, kapkaç yüzde 78, yankesicilik yüzde 63, motosiklet hırsızlığı yüzde 58 azaldı" ifadelerini kullandı. "Suç sayılarında Avrupa’nın gerisindeyiz" Avrupa ülkeleri ve Türkiye’de yaşanan suç sayılarını kıyaslayan Bakan Yerlikaya, "2023 yılında yüz bin kişiye düşen evden hırsızlık olay sayısı ülkemiz genelinde 66 idi. 2024 yılında bu rakam 34’e, 2025 ilk 11 ayında 19,9’a düştü. 2024 yılında evden hırsızlı olayı ülkemizde 34 iken, bu rakam Birleşik Krallıkta 367 yani ülkemizden 11 kat daha fazla. Fransa 328, İsveç 317, İspanya 169, Almanya’da 140. 2024 yılında yüz bin kişiye düşen dolandırıcılık suçu olay sayısı Türkiye’de 125 iken, bu rakam İsveç’te 2 bin 19, Almanya’da 879, Norveç’te 528, İspanya’da 218. 2024 yılında yüz bin kişiye düşen yağma ve gasp olayları sayısı Türkiye’de 14, İspanya’da 131, Birleşik Krallık 117, İsveç’te 83, Almanya’da 17. 20024 yılında yüz bin kişiye düşen cinsel saldırı olay sayısı Türkiye’de 10, Norveç’te 130, İspanya’da 40, Almanya’da 16. Yüz bin kişiye düşen kasten öldürme suçu olay sayısı Türkiye’de 2,3. Bu rakam İsveç’te 4.7, İspanya’da 4,3. Yine kasten yaralama suçu olay sayısı Türkiye’de 411 iken, İsveç’te 842, Birleşik Krallık’ta 767, Fransa’da 506. Son olarak motorlu araç hırsızlığı suçu olay sayısı. Türkiye’de yüz bin kişiye düşen sayısı 4 iken, Birleşik Krallık’ta 527, Fransa’da 208, İtallya’da 172, İsveç’te 125, İspanya’da 69, Almanya’da 36. Siber suçlarla ilgili olay sayısı Türkiye’de 138, İspanya’da 835, Norveç’te 536, Frnasa’da 523, Almanya’da 156. İşte ülkemiz ve Avrupa ülkelerindeki veriler bunlar" şeklinde konuştu. " 339 organize suç örgütünü çökerttik. 6 bin 31 şahsı tutukladık" İstanbul’da organize suç örgütleri ile mücadelenin verilerini de paylaşan Bakan Yerlikaya, "Son 2.5 yılda İstanbul’da 205’i Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele, 79’u narkotik, 55’i siber suçlarla mücadele olmak üzere toplam 339 organize suç örgütünü çökerttik. 6 bin 31 şahsı tutukladık. İstanbul’un her sokağında biz varız. Suç ve suçlarla mücadele devamlılık arz eden bir mücadeledir. Kahraman güvenlik güçlerimizde bu azim fazlasıyla mevcuttur. Şehir eşkıyalığına savunan her kim varsa karşılarında biz varız. Hiçbir şehir eşkıyasının vatandaşlarımıza musallat olmasına, esnaflarımızın helal lokmasına göz dikmesine izin vermeyeceğiz. Sanal medyada sürekli köpürtülen o suç örgütleri ile ilgili neler yaptık. Bu yapıların 11 elebaşından 8’i yurt içi ve yurt dışındaki cezaevindeler. 3’ü yurt dışında firaridir. Bunlar hakkında da kırmızı bülten çıkardık. Bu şehir eşkıyalarının da ülkemize getirilmesi ile ilgili çalışmalarımız devam etmektedir. Bu 11 örgütün toplam bin 626 üyesi yurt içinde, 65’i yurt dışında cezaevinde. 58 farklı ülkede 560 şahsın yurt dışında iadesini sağladık. Son 2.5 yılda kırmızı bültenle toplam bin 270 yabancı şahsı yakaladık. Suçla mücadelede bizim çizdiğimiz vizyon işte budur" diye konuştu. "Siber dünyanın karanlık dehlizlerinde kaybolmayın" Gençlere de çağrıda bulunan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "Gençlerimize sesleniyorum. Sizler ülkemizin aydınlık yarınlarısınız. Sakın siber dünyanın karanlık dehlizlerinde kaybolmayın, eşkıyalığına yeltenenlere prim vermeyin. Sakın onlara yaklaşmayın" dedi. Son yıllarda gençleri kullanan motosikletli çetelere de değinen Yerlikaya, "İstanbul’da 2024 1 Ocak 30 Kasım arasında motosiklet intikal edip ateşli silah kullanılan 50 olay meydana gelmişti. 2025 yılı aynı döneminde olay sayısı yüzde 42 azaldı ve 29’a düştü. Ülkemiz geneline 2023 yılında motosikletle intikal edilip ateşlik silah kullanılan olay sayısı bin 735 idi. Geçen yıl olay sayısı 415’e, bu yılın ilk 11 ayında Türkiye genelinde 213’e düştü. Biz bunun 1’ine bile razı değiliz, bitirmeye de kararlıyız. Kaskların altına gizlenen korkaklar bilsinler ki o kasklar onları kurtaramayacak.