POLİTİKA - 14 Aralık 2024 Cumartesi 18:05

Bakan Tunç: "Şer şebekeleriyle, demokrasi düşmanlarıyla, darbeci anlayışla da savaşa savaşa bu noktalara geldik"

A
A
A
Bakan Tunç: "Şer şebekeleriyle, demokrasi düşmanlarıyla, darbeci anlayışla da savaşa savaşa bu noktalara geldik"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Bartın’da katıldığı AK Parti’nin 8. Olağan Genel Kurulunda, "Türkiye tarafsız ve bağımsız yargısıyla hukukun üstünlüğüne inanan yargı mensuplarıyla, milli iradeye saygı duyan yargı mensuplarıyla yoluna devam ediyor” dedi.


Bartın Ömer Tepesi Kapalı Spor Salonunda gerçekleştirilen kongre video konferans ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Erzurum kongresindeki konuşması ile başladı. Daha sonra partililere hitaben konuşan Adalet Bakanı Tunç, AK Parti’nin kongrelerinin birlik beraberliği güçlendirdikleri, yeniden gücünü tazelediği ve yeniden kuvvetlendi bir demokrasi şöleni olduğunu ifade etti.


AK Parti’nin 23 yaşına gelmiş henüz daha genç bir parti olduğunu kaydeden Bakan Tunç, "23 yaş çok genç ve gencecik bir partiyiz. Türkiye’nin en genç partilerinden biriyiz. Türkiye’nin ve dünyanın en büyük partisiyiz. 23 yaşına 22 yıllık istikrarı ve iktidarı sürdürdük. AK Parti Türkiye’ye yüz yıllık icraatı ortaya koydu. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde 22 yılda asırlık eserleri ülkemize kazandırdı. Çünkü AK Parti eser siyaseti yapan bir parti. Bu dava Selçuklu’dan Osmanlı’ya Cumhuriyetimizin kuruluşundan o milletin ana damarını temsil eden bir siyasi hareket, bir dava hareketi. Bugünkü adı AK Parti ve Cumhur İttifakı ile beraber millete hizmet yolunda daha inşallah uzun yıllar bu ülkeye, bu millete hizmet etmeye devam edeceğiz. Bundan hiç şüpheniz olmasın. Milletimize eserler kazandırmaya devam edeceğiz. O 90’lı yılların sıkıntılarını çeken bu aziz millet, kurtuluşu AK Parti’yi kurmakla buldu ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı 2002 yılında tek başına iş başına getirdi. İyi ki getirmiş. 22 yıldan bu yana hep eser siyaseti dedik, hep önce insan dedik. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın dedik. Parti programımızın ilk cümlelerine bunu yazdık. Ama bunu yazarken biz bunu sadece orada parti programında yazılı olarak kalsın diye yazmadık. Onu icraata dönüştüreceğimizi milletimize vadettik ve 22 yıldan bu yana da ülkemizin 81 vilayetinin tüm ilçelerini, köylerini, mezralarını hiçbir ayrım yapmadan eserlerle donattı ve donatmaya devam ediyoruz” dedi.


Ülkenin fiziki kalkınmasına sağlamaya çalışırken her türlü engellemeyle de karşı karşıya kaldıklarını da aktaran Bakan Tunç, “Türlü türlü şer güçler önümüzü kesmek için çalıştı. Partimiz daha kurulurken kapatma davası açıldı. Kurucu üyeleri arasında başörtülü var diye partimize kapatma davası açtı. Bir oyla Anayasa Mahkemesi’nden döndü. İktidarımızın beşinci yılında AK Partimize laikliğe aykırı eylemlerin odağı olmakla Cumhuriyet Başsavcısı o dönem vesayetçi yargısı anayasa mahkemesine başvurdu. AK Parti kapatılsın dedi, 2008 yılında. 2007’de Cumhurbaşkanını meclise seçtirmediler. Anayasayı ihlal ettiler. 367 diye bir kural icat ettiler. Rahmetli Demirel’e, Özal’a yapmadıklarını o dönemde uygulanmayan o yanlış kuralı maalesef o günkü meclise dayattılar ve meclisin cumhurbaşkanı seçimini iptal ettirdiler. 2013’te bu ülkenin ekonomide en parlak bir dönemi yaşadığı, enflasyonun tek haneli rakamlara düştüğü ve faizlerin tek haneli rakamlara düştüğü dünya projelerini konuştuğumuz bir zaman diliminde sokak darbesi ile iktidarı düşüreceklerini sandılar ama başaramadılar. 15 Temmuz’da o kutlu yürüyüşü durduracaklarını zannedenler ülkemizin ışığını karartabileceklerini düşünen o hainler milletimizin şanlı direnişiyle Cumhurbaşkanlığımızın o dirayetli duruşuyla o geceyi aydınlığa çevirdiler. Ondan sonraki süreçte de Cumhur İttifakı’yla yolumuza devam ediyoruz. Bir taraftan ülkemizin 81 vilayetini geliştirmeye, kalkındırmaya, milletimizin ekonomik refahını arttırmak için çalıştık, diğer yandan bu şer şebekeleriyle, bu demokrasi düşmanlarıyla, bu darbeci anlayışla da savaşa savaşa bu noktalara geldik. Milli irade bayrağını hiçbir zaman yere düşürmedik" ifadelerini kullandı.


Tunç, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü:


“Milletimizin desteğiyle gerçekleştirdiğimiz reformları birer birer hayata geçirerek ülkemizi yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşturmanın ve darbelere dayanıklı olmasının mücadelesini verdik ve bunu da başardık. Temel kanunlarımızın tamamını yeniledik. Anayasamızda gerçekleştirdiğimiz reformlarla yapısal dönüşümle, yüksek standartlı bir demokrasiye kavuşmak için anayasadan vesayetçi ruhu ortadan kaldırmak için çok sayıda reform yaptık. Hakim ve Savcılar Kurulu, Anayasa Mahkemesi, Yüksek Askeri Şura, Devlet Güvenlik Mahkemeleri bunların hepsini, özel yetkili mahkemeleri kaldırdık. Yargı birliğini sağladık ve anayasal kurumları demokratik hukuk devleti ilkesine uygun hale getirdik. Anayasamızda darbeciler yargılanamaz diye bir madde vardı, kaldırdık. Yargıladık. 30 sonra o darbecilerin milletin huzurunda hesap vermelerini sağladık. 15 Temmuz hain darbe kalkışmasında bulunanları yakaladık, gözaltı yaptık ve millete hesap vermelerini sağladık. 28 Şubat darbecilerini yargıladık yıllar sonra. O zulümleri yapanları, üniversitelerimizdeki kızları, o üniversitelerde okul birincisi olup diploma törenlerinde sahneden ağızlarını kapatarak yaka paça indirmeye cüret edenlere yıllar sonra yargının huzuruna çıkardık. Keşke bu yargı sistemi 12 Eylül 1980 de iş başında olsaydı o darbecileri yargılanması 30 yıl sonraya kalmazdı. Keşke bugünkü birilerinin o vesayetçi anlayışı CHP zihniyetinin Yassıada zihniyetinin hazledemediği bugünkü yargı sistemi 27 Mayıs’ta iş başında olsaydı rahmetli Menderes ve arkadaşları dar ağacına gönderilemezdi. O darbeciler ona cesaret edemezlerdi. İşte bugün Türkiye tarafsız ve bağımsız yargısıyla hukukun üstünlüğüne inanan yargı mensuplarıyla, milli iradeye saygı duyan yargı mensuplarıyla yoluna devam ediyor. Yasaması yargısı kuvvetler ayrılığı uygulanan Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle de demokrasisi ve cumhuriyeti güçlenen bir Türkiye olarak Türkiye yüzyılını başlatmış bulunuyoruz. Türkiye yüzyılında Türkiye daha güçlü olacak. Her alanda ülkemizi geliştirmek, kalkındırmak için yolumuza devam edeceğiz. Geçtiğimiz 5 yıllık dönemde pandemiden çıktık, ekonomiye olumsuz etkisi oldu. 6 Şubat’ta depremlerle 11 vilayetimiz yerle bir oldu. Bunlar ekonomimizi etkiledi. Yeniden çift haneli rakamlara çıktık. Şimdi yeniden tek haneye düşürerek alım gücünü yükselteceğiz. Dünyada adaleti savunmaya devam edeceğiz. Onurlu ve insancıl dış politika izledik ve Türkiye olarak mazlumların hep yanında olduk. Cumhurbaşkanımız bir yandan ülkemizin milli menfaatlerinin hep korumaya çalışırken diğer yandan da dünyanın neresinde bir mazlum insan varsa onların da yardımına koştu onların da dualarını aldı. Bugün etrafımızdaki gelişmeler, o küresel güçler Doğu akdeniz’i işgal etmeye kalkıştığında, Libya’yla anlaşma yaptık, mutabakat yaptık, deniz yetki alanları anlaşması yaptık ve Meclis’te Libya’ya asker gönderme tezkeresi gündeme geldiğinde, Cumhuriyet Halk Partisi Libya’da ne işimiz var, niye asker gönderiyoruz dedi. Tezkere, meclise geldiğinde bu sefer yine aynı zihniyet, Suriye’de ne işimiz var dedi. Türkiye’nin Suriye’de ne işi var vizyonsuzluğuyla, Suriyelilerin Türkiye’de ne işi var? Vicdansızlığı arasında sıkışıp kalan bir ana muhalefet var maalesef Türkiye’de İslam’a nedenle iktidar olamıyorlar. O nedenle milletten destek bulamıyorlar ve aynı politikayı devam ettiriyorlar. Esad yurt dışına kaçmış hala diyorlar ki oturup masaya Esad’la, görüşmek lazım diyorlar. Böyle bir muhalefetten bu ülkeye fayda gelir mi? İşte bu millet bu nedenle bu zihniyete destek vermiyor vermeyecek ve cumhur ittifakı ile beraber inşallah yolumuza devam edelim. Ülkemizin birlik beraberliğini güçlendireceğiz. Hiçbir ayrım yapmayacağım kürdüyle, lazıyla, çerkeziyle, hangi ırktan, hangi renkten olursa olsun, biz kardeşiz, birlik beraberliğimizi bozdurmadan yolumuza devam edeceğiz, terörün her türlüsünü yok edinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğiz ve bir olacağız. İri olacağız bir olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız. Hep beraber gücümüze güç katarak yolumuza devam edeceğiz inşallah.”


Konuşmaların ardından tek liste ile gidilen kongrede mevcut İl Başkanı Yaşar Arslan güven tazeledi.



Bakan Tunç: "Şer şebekeleriyle, demokrasi düşmanlarıyla, darbeci anlayışla da savaşa savaşa bu noktalara geldik"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti’nden Kültür Merkezi müjdesi Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin ve Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Meral Ay arasında imzalanan protokolle, daha önce Harikalar Diyarı olarak kullanılan bina Gazeteciler Cemiyeti Kültür Merkezi olarak kullanılmak amacıyla Gazeteciler Cemiyetine tahsis edildi. Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Meral Ay, Gaziantep’te büyük eksikliği hissedilen Gazeteciler Cemiyeti Kültür Merkezi’nin yakın bir zamanda hizmete gireceğini duyurdu. Başkan Meral Ay, gazetecilerin kendilerine ait bir sosyal tesisten indirimli olarak hizmet almasının önemine dikkat çekerek, "Yönetim Kurulu Üyelerimizle birlikte, gazetecilerin aileleri ve dostları ile güzel vakit geçireceği, emekli gazetecilerin buluşma noktası olacağı, sahada aktif olarak görev yapan muhabirlerin soluk alacağı, Süper Lig karşılaşmalarının dev ekrandan izlenebileceği, piyasa şartlarının altında hizmet verecek bir kültür merkezini hizmete açmak için çalışmalara başladık" dedi. “Gaziantepli gazetecilerin bu önemli talebine duyarsız kalmayan Bakan Başkanımıza teşekkür ediyorum” Kültür merkezi binasının tahsis edilmesindeki duyarlılığından dolayı Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’e teşekkür eden Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Meral Ay, "Gaziantepli gazetecilerin bu önemli talebine duyarsız kalmayan Bakan Başkanımıza teşekkür ediyorum. Büyükşehir Belediyesi tarafından cemiyetimize tahsis edilen binanın sadece bir sosyal tesis olarak değil bir kültür merkezi gibi hizmet vermesini planlıyoruz. Merkezimiz kafeterya hizmetinin yanında imza günlerinin düzenlendiği, söyleşilerin yapıldığı, bazı kültürel ve sanatsal etkinliklerin gerçekleştirildiği, aynı zamanda içerisinde kitaplığın bulunduğu ve basınla ilgili eserlerin sergilendiği mini bir müzeyi andıran bir yer olacaktır. Kültür merkezimiz, konum itibariyle Gaziantep’in en güzel yerlerinden birisinde bulunuyor. Daha önce Harikalar Diyarı olarak kullanılan alanda bulunan binada hizmet verecek olan kültür merkezimiz, hem hizmet kalitesi hem de lezzeti ve fiyatları ile de iddialı olacaktır. Bunun yanında önümüzdeki dönemde indirim anlaşmaları ile de üyelerimizin bütçelerine katkıda bulunmaya, onlara maddi destek olmaya çalışacağız. Özellikle eğitim ve sağlık başta olmak üzere, en fazla ihtiyaç duyulan alanlardaki indirim anlaşmalarına yeni firma ve kuruluşları eklemek için çaba gösteriyoruz” şeklinde konuştu. “Projelerimizi hayata geçirmek için çalışmalarımız devam ediyor” Bölgenin en önemli ve etkili STK’larından birisi olan Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti’nin hayata geçirdiği projelerle her zaman üyesine büyük katkıda bulunduğunu, destek olduğunu belirten Başkan Ay, "Gaziantep Gazeteciler Cemiyeti geçmişte İbrahim başkan döneminde de Türkiye çapında ses getiren projelere imza attı. Düzenlediği yarışmalar, etkinlikler ve hayata geçirdiği projelerle Anadolu’nun dört bir yanındaki Gazeteciler Cemiyeti ve sivil toplum kuruluşlarına örnek oldu, öncü oldu. Bu projelerin en önemlisi Gaziantepli gazetecilerin TOKİ aracılığıyla ev sahibi yapılması idi. Türkiye genelinde büyük yankı uyandıran projeyle, üyelerimiz kira öder gibi aidat ödeyerek ev sahibi oldular. Yönetim kurulu üyelerimizle birlikte, önümüzdeki dönemde de üyelerimize yönelik ses getirecek etkinlik ve projelerimizi hayata geçirmek için çalışmalarımız devam ediyor” diye konuştu.
Muğla Muğla’dan 81 İl’e 2 milyon yerel tohum dağıtılacak 2016 yılında kurulan, Türkiye’nin en donanımlı yerel tohum merkezlerinden olan Muğla Büyükşehir Belediyesi Tıbbi Aromatik Bitkiler ve Yerel Tohum Merkezi, ata tohumlarını koruyarak Türkiye’nin 81 ilindeki vatandaşlarla buluşturmaya devam ediyor. Merkezde üretilen yerel tohumlar, dağıtım öncesinde detaylı analizlerden geçirilerek hasarlı ve hastalıklı tohumlar ayıklanıyor. Sağlıklı ve kaliteli tohumlar, Muğla başta olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanına ücretsiz olarak ulaştırılıyor. Yerel Tohum Merkezi’nden Türkiye’nin 81 iline bugüne kadar 19 Milyon yerel tohum dağıtıldı. 2025 yılında da 120 ata tohumundan çoğaltılan 2 Milyon tohum ülke geneline dağıtılacak. 980 çeşit tohum ile geniş envanter Sebze, kaba yem ve tıbbi aromatik bitki tohumlarını bünyesinde barındıran merkez, 980 farklı tohum çeşidiyle Türkiye’nin en kapsamlı yerel tohum merkezi olarak hizmet veriyor. Merkezde, kurulduğu günden bu yana toplam 19 milyon yerel tohumun dağıtımı gerçekleştirildi. Tohumların analiz süreci ise büyük bir titizlikle yürütülüyor. Fidelerden alınan tohumlar, çıkarma, yıkama ve kurutma işlemlerinin ardından laboratuvar ortamında detaylı testlere tabi tutuluyor. Çimlenme testi ve taşınabilir hastalık analizlerinin ardından yalnızca sağlıklı tohumların dağıtımı sağlanıyor. Türkiye’nin en donanımlı tohum merkezi Tohum envanter odası, tohum test laboratuvarı, doku kültürü ve kriyoprezervasyon laboratuvarı, tıbbi aromatik bitkiler AR-GE laboratuvarı ve distilasyon ünitesi gibi birçok donanıma sahip olan merkez, bilimsel yöntemlerle tohum üretimi ve geliştirme çalışmaları yürütüyor. Yerel tohum dağıtımı 3 Şubat’ta başlıyor Merkezde görevli Büyükşehir Belediyesi mikrobiyoloğu Pınar Gitmez, tohumların hazırlanma sürecine ilişkin yaptığı açıklamada, “980 çeşit farklı yerel tohumumuz var. Merkezimizde bunun dışında tohum test laboratuvarımız, dağıtım öncesinde tohumların mikrobiyolojik analizlerini yaptığımız ve aynı zamanda tohumların canlılık testlerini, çimlenme testlerini test ettiğimiz laboratuvarımız mevcut. Bunun dışında kriyoprezervasyon ve doku kültürü laboratuvarımız, distilasyon ünitemiz ve tıbbi ve aromatik bitkiler ile ilgili AR_GE çalışmaları yaptığımız laboratuvarımız ile birlikte Türkiye’nin en kapsamlı yerel tohum merkezindeyiz. Merkezimiz bugüne kadar Türkiye’nin 81 iline 19 milyon yerel tohum dağıtımı gerçekleştirdik. Bu dağıtımı her Şubat ayında analizlerini tamamladıktan sonra tohumlarımızı dağıtıma çıkarıyoruz yetiştirdiğimiz tohumları. 2025 sene için de 3 Şubat’ta tohum dağıtımlarına başlıyoruz. Bu dağıtımlar sayesinde yetiştirdiğimiz tohumları Türkiye’nin 81 ilindeki toprak ile buluşturarak geleceğe miras bırakıyoruz” dedi. Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Ahmet Aras, yerel tohumların tarımsal mirasın devamlılığı açısından taşıdığı öneme dikkat çekerek, ata tohumlarının tarımsal mirasın ve toprağın bereketinin en değerli emanetlerinden olduğunu, Büyükşehir Belediyesi olarak bu mirası korumak ve yaygınlaştırmak amacıyla çalışmalar sürdürdüklerini açıkladı.