Yerel Haberler
Karabük
26 Aralık 2025 Cuma - 17:45 Bakan Tunç: "Adaleti sadece köhne binalardan kurtarmadık, darbecilerin ve vesayetçilerin kontrolünden kurtardık" Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Karabük Adalet Sarayı’nın temel atma töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye genelinde 395 müstakil adalet binası inşa ettiklerini belirterek, adaletin sadece fiziki mekanlarla değil vesayetçi ve darbeci anlayışlardan arındırılarak milletin yargısı haline getirildiğini söyledi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Karabük’te yapımı gerçekleştirilecek Adalet Sarayı’nın temel atma törenine katıldı. Törende konuşan Tunç, AK Parti iktidarları döneminde Karabük’ün önemli yatırımlar aldığını belirtti. Bakan Tunç, Karabük’ün eğitimden sağlığa, ulaşımdan kamu hizmet binalarına, sanayi tesislerinden altyapı projelerine kadar birçok önemli esere kavuştuğunu ifade ederek, "AK Parti iktidarlarıyla Karabük’ümüz çok önemli yatırımlar aldı, birçok esere sahne oldu. Türkiye genelinde olduğu gibi eğitimden sağlığa, ulaşımdan kamu binalarına, kamu hizmet yapılarından sanayi tesislerine varıncaya kadar Karabük’ümüz çok büyük eserlere kavuştu. Bugün de bunun devamını sağlamış oluyoruz" dedi. Adalet sarayının Karabük için önemli bir ihtiyaç olduğunu vurgulayan Tunç, göreve geldikleri ilk günden itibaren çalışmaların başlatıldığını belirterek, "Kamu hizmet binalarımızdan bir eksiğimiz vardı. Adalet binamızın bir an önce yapılması noktasında valimiz ve milletvekillerimiz, Bakanlığımızın ilk günlerinde ‘hayırlı olsun’ ziyaretine gelir gelmez, memleketimize bir adalet binası kazandıralım dediler. Biz de ilk günden itibaren hemen proje çalışmalarına başladık" ifadelerini kullandı. Bakan Tunç, adalet sarayının yapım sürecine ilişkin ise şu bilgileri paylaştı: "Saraylı binamızın temelini attıktan sonra, inşallah 600 gün süresi olan bu projeyi müteahhit firma 2 yıldan önce bitirerek Karabük’ümüze bu güzel eseri kazandıracak. Böylece adalet hizmetlerinin daha uygun bir mekânda, adaletin makamına yakışır bir şekilde yürütülmesini sağlamış olacağız." Türkiye genelinde adalet altyapısına yönelik yatırımlara da değinen Tunç, "Biz bugüne kadar Türkiye genelinde 395 müstakil adalet binası yaptık. 78 olan sayı, üç yüz doksan beşe yükseldi" dedi. Sadece bina yapmakla yetinmediklerini dile getiren Tunç, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Tabii bunu söylediğimizde ‘Sadece bina mı yaptınız? Bina yapmakla adalet gerçekleşir mi?’ deniliyor. Hayır, biz sadece adalet binaları yapmakla kalmadık. Eğitimden sağlığa, üniversitelerden tünellere, limanlardan altyapı ve üstyapı projelerine kadar Türkiye’nin fiziki kalkınmasını sağlarken, ekonomik ilerlemesini de destekledik. Kamu binalarımızı da yeniledik, adaleti köhne binalardan kurtardık." Adaletin vesayetçi anlayıştan kurtarıldığını vurgulayan Tunç, "Ama biz adaleti sadece köhne binalardan ya da merdiven altı duruşma salonlarından kurtarmadık. Adaleti birilerinin arka bahçesi olmaktan, darbecilerin ve vesayetçilerin kontrolünden kurtardık ve milletin yargısı haline getirdik" şeklinde konuştu. Anayasal reformlara değinen Tunç, "Anayasada ‘darbeciler yargılanamaz’ anlayışı vardı. Sizin oylarınızla bunlar değişti. 30-40 yıl sonra 12 Eylül darbecileri ve 28 Şubat postmodern darbecileri yargı huzuruna çıkarıldı ve millet önünde hesap vermeleri sağlandı" ifadelerini kullandı. Türkiye’nin demokratikleşme sürecine dikkat çeken Tunç, terörle mücadele konusunda da kararlı olduklarını belirterek, "İnşallah terörsüz bir Türkiye’yi de hep birlikte inşa edeceğiz. Terörden kurtulacağız ve bu noktada kararlı bir çalışmamız var" dedi. Terörün sona erdirilmesine yönelik yürütülen sürece de değinen Tunç, "İnşallah terörün sona erdirilmesi ve terör örgütünün tasfiyesiyle ilgili süreci şu anda yürütüyoruz. Terör örgütü silah bırakma kararı aldı" ifadelerini kullandı. Sürecin Meclis ve devlet kurumlarının koordinasyonu içinde sürdüğünü vurgulayan Tunç, Meclis’te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarına da değinerek, terörün kalıcı olarak Türkiye gündeminden çıkarılması için kararlılıkla çalışmaya devam edeceklerini söyledi. Konuşmaların ardından protokol üyelerinin katılımıyla butonlara basılarak adalet sarayının temeli atıldı.
26 Aralık 2025 Cuma - 15:47 Adalet Bakanı Tunç: Suça sürüklenen çocuklarda caydırıcılığı artırmaya yönelik ayrı bir çalışma da şu anda yapılıyor" 11. Yargı Paketleri ile ceza adaletinin etkinliğini artırmaya yönelik yapılan düzenlemeler hakkında değerlendirmelerde bulunan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Çocukların korunmasıyla ilgili suça sürüklenen çocuklarda caydırıcılığı artırmaya yönelik ayrı bir çalışma da şu anda yapılıyor. Meclisimizde meclis araştırma komisyonu kuruldu bu konuda" dedi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Karabük Valiliği’nde yaptığı açıklamada, 11. Yargı Paketleri ile ceza adaletinin etkinliğini artırmaya yönelik yapılan düzenlemeler hakkında değerlendirmelerde bulundu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Yargı Reformu Strateji Belgesi’ni yılın başında kamuoyuna duyurulmasının ardından ceza adaletinin etkinliğinin attırılmasına yönelik yargı paketleri ve kanun çalışmalarının gerçekleştirildiğini ifade eden Bakan Tunç, toplumu suçtan korumaya yönelik ve caydırıcılığı artırmaya yönelik çok önemli çalışmalar yaptıklarını söyledi. Tunç, "Yargı Reformu Strateji Belgesi 2025’in hemen başında yaklaşık bir yıl oldu. Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyu ile paylaşılmıştı. Ve o strateji belgesinde özellikle beş ana hedeften birisi, amaçtan birisi ceza adaletinin etkinliğinin arttırılmasına yönelik hedeflerdi. Ve bu anlamda da meclisimizde ceza adaletinin etkinliğinin arttırılmasına yönelik yargı paketleri, kanun çalışmaları gerçekleştirildi. Tabi ceza adaletinin etkinliğini artırmaya yönelik özellikle toplumu suçtan korumaya yönelik ve caydırıcılığı artırmaya yönelik çok önemli çalışmalar yapıyoruz. Gerek idari uygulamalar gerekse de yasal düzenlemeleri meclisimiz gerçekleştiriyor" dedi. "Cezasızlık algısı ortadan kaldırıldı" Bakan Tunç, 10. Yargı Paketi ile denetimli serbestlikten kaynaklanan cezasızlık algısının ortadan kaldırıldığını belirterek şu ifadeleri kullandı: "Bu kapsamda 10. Yargı Paketi geçtiğimiz aylarda yasalaşmıştı. 10. yargı paketinde özellikle denetimli serbestlik uygulamalarından kaynaklanan cezasızlık algısını ortadan kaldırmaya yönelik düzenlemeler yapılmıştı. İki yılın altındaki suçlar bakımından cezaevinde hiç kalmama gibi bir eleştiri söz konusuydu. Bunlar çözülmüştü 10. yargı paketinde. İki yılın altındaki suçlarda da yine cezaevinde belli bir süre kalma durumu sağlanmış oldu ve böylece toplumdaki ‘iki yılın altında ceza aldı, hiç cezaevine girmeden yapanın yanına kar kaldı’ gibi bir düşünce artık söz konusu değil 10. yargı paketiyle. Tabii o pakette aynı zamanda özel infaz usulleriyle ilgili gerek kadınlar gerek yaşlılarla ilgili cezaevi şartlarıyla ilgili birtakım düzenlemeler yapılmıştı hafta sonu ve konutta infaz şeklinde" 11. Yargı Paketi’nin bu hafta itibarıyla yasalaştığını belirten Tunç, paketin kapsamını şu sözlerle anlattı: "Yasalaşan bu hafta itibariyle meclisimizde çarşamba günü görüşülüp milletvekillerimiz tarafından kabul edilen ve Resmi Gazetede yayınlanan 11. yargı paketiyle de yine ceza adaleti sisteminin etkinliğine yönelik önemli düzenlemeler var. Burada tabii 40 maddeden oluşuyor bu kanun teklifi, yasalaşan kanun. 13 farklı kanunda düzenlemeler içeriyor. Başta Türk Ceza Kanunu olmak üzere ceza infaz kanunumuz ve ceza güvenlik tedbirleri infazı kanunu yanı sıra ceza usul kanunumuzda da farklı kanunlarda önemli düzenlemeler içeriyor." Örgütlü suçlarda cezalar arttırıldı Örgütlü suçlara yönelik cezaların artırıldığını vurgulayan Tunç, şöyle devam etti: "Tabii başta toplumsal huzur ve güvenliğin daha da sağlanması ve güçlendirilmesiyle ilgili önemli maddeler var. Örgütlü suçlar, örgüt suçları, örgüt üyeliği, örgüt yöneticiliğinin cezaları bu yargı paketiyle artırılmış oldu. Daha öncesinde 4 yıldan 8 yıla olan örgüt kurma ve yönetme cezası 5 yıldan 10 yıla çıkarıldı. Hem alt sınır hem üst sınır yükseltildi. Üyeliğin cezası da üst sınır 4 yıldan 5 yıla yükseltilmiş oldu." Çocukların korunmasına yönelik yeni düzenlemelere de değinen Tunç, şunları söyledi: "Tabii burada önemli bir husus çocukların korunması. Çocukların suç örgütleri tarafından kullanılmamasını sağlamak maksadıyla burada önemli bir düzenleme var. Çocukların örgüt faaliyetinde kullanılması, örgütlü suçlar kapsamında çocukların suçta kullanılması, suça itilmesini önlemek için özellikle bu suçlar bakımından artırım sebebi sayıldı. Bu da ceza kanunumuza ilk kez giren bir husus oldu. Çocukların korunmasıyla ilgili suça sürüklenen çocuklarda caydırıcılığı artırmaya yönelik ayrı bir çalışma da şu anda yapılıyor. Meclisimizde meclis araştırma komisyonu kuruldu bu konuda. Özellikle 18 yaşın altındaki çocukların suçtan uzak tutulması bakımından hem suç mağduru çocuklar hem de suça sürüklenen çocuklar bakımından Meclis Araştırma Komisyonumuzun çizeceği yol haritası çerçevesi içerisinde yeni yasal düzenlemeler de önümüzdeki günlerde yapılacak. Ama bu pakette çocukların örgüt suçları kapsamında kullanılmasının önüne geçmek için önemli bir caydırıcılık getiren bir madde hayata geçmiş oldu, yürürlüğe girdi. Tabii örgüt silahlı olursa artırım sebebi daha da yükseltilmiş oldu. Burada da yarı oranında artırım şeklinde bir düzenleme gerçekleşmiş oldu." Meskûn mahalde silah atana hapis cezası Meskûn mahallede silah kullanımına ilişkin cezaların artırıldığını belirten Tunç, "Tabii örgütlü suçlardaki yaptırımın arttırılmasının yanı sıra bir de meskûn mahallede silah atma. Bu önemli bir problemdi. Özellikle düğünlerde, nişanlarda, kutlama günlerinde o sevinç günlerimizi mateme dönüştüren maalesef tatsız olaylara meydan veriliyordu. Bu anlamda meskûn mahallede silah atmanın cezası zaten mevzuatımızda vardı ama bunu artırmış olduk. 6 aydan 3 yıla kadarken 1 yıldan 5 yıla çıkarılmış oldu. Yani meskûn mahallede silah atan bir kişi yaralamaya ya da ölüme sebebiyet vermese bile zaten ondan ayrıca ceza alır sadece silah attığı için 5 yıla kadar ceza alabilir. Ama bu düğünlerde ve nişanlarda ve kutlama günlerinde ise burada artırım söz konusu olacak yarı oranında ve dolayısıyla 7,5 yıla kadar ceza, yaralama ya da ölüm olmasa bile bu tabii önemli bir caydırıcılığı meydana getirecek. Burada yeni bir durum. Ses ve gaz fişe atabilen silahlar, kuru sıkılar da dahil onların da üç yıla kadar kullanılması durumunda ceza mümkün olabilecek" dedi. "Trafikte yol kesme ceza kanunumuzda müstakil bir suç haline getirildi" Trafikte yol keserek başkasının aracını durduranlara hapis cezasına ilişkin detayları paylaşan Bakan Tunç, "Trafikte yol kesme konusu sürekli karşılaştığımız ve vatandaşlarımızı sıkıntıya sokan bir durumdu. Hoş hadiseler değildi. Ve bu anlamda da trafikte yol kesmenin ceza kanunumuzda müstakil bir suç haline getirilmesi sağlanmış oldu. Eğer trafikte yol kesip aracı durdurursa bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilecek. Yine eğer aracın hareketini farklı yöne çevirmişse aracı başka bir tarafa yönlendiriyorsa bu durumda da ceza daha ağır olacak. İki yıldan beş yıla kadar ceza alabilecek" ifadelerine yer verdi. Taksirle yaralamaya ilişkin cezaları da anlatan Bakan Tunç, "Yine 11. Yargı Paketi’nde ceza hukukuyla ilgili taksirle yaralamaya sebebiyet vermenin cezaları arttırıldı. Orada da basit yaralamada üst sınır 1 yılda 2 yıla çıkmış oldu. Yine birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet vermişse 3 yıla kadar ceza alırken artık 5 yıla kadar ceza alabilecek taksirle yaralama suçlarında" şeklinde konuştu. Bilişim suçlarında banka hesaplarına hızlı müdahale dönemi Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 11. Yargı Paketi kapsamında bilişim suçları, banka hesaplarına yönelik yeni yetkiler ve güveni kötüye kullanma suçlarına ilişkin düzenlemeleri anlattı. Tunç, şöyle dedi: "Yine görevi kötüye kullanma suçunda bir değişiklik oldu. Özellikle güveni kötüye kullanma araç kiralamalardan kaynaklanan o kiralanan aracın suçta kullanılması, kaçırılması ve bu anlamda da caydırıcılığı artıran önemli bir düzenleme hayata geçmiş oldu. Tabii bir yandan toplumsal huzur ve güvenliği sağlamaya yönelik önemli düzenlemeler yapılırken diğer yandan da bilişim suçlarıyla mücadele önemli. Özellikle artık dijital çağda teknolojinin gelişmesiyle beraber suçların büyük çoğunluğu sanal ortamda işleniyor. Dolayısıyla gerçek hayatta bir suçsa, gerçek hayatta bir dolandırıcılık nasıl cezalandırılıyorsa, gerçek hayatta kumar için yer temini nasıl cezalandırılıyorsa aynı şekilde sanal ortamda da bunlar yapılırsa bunların cezalandırılması ve bu suçlarla özellikle suçluların tespiti ve suçun tespiti teknolojik imkanlar bakımından daha da zorlaştı ve bu suçların çoğalması toplumda sadece bizim ülkemiz için değil, bütün dünyada bir problem ama bu anlamda mevzuatımızı da bu suçların önlenmesine yönelik hazırlamamız gerekiyor. Özellikle bilişim suçları kullanılarak suç işlenmişse banka hesaplarının 48 saatte kadar askıya alınabilmesiyle ilgili olarak bankalara bir yükümlülük getiriliyor. Ceza Muhakemesi Kanunumuzun 128. maddesindeki rapor şartı aranmadan, vatandaş mağduriyet edilmeden hesaba el koyma bu noktada birtakım mağduriyetlerin önüne geçilmesi amaçlanıyor. Bu önemli bir düzenleme. Yine cumhuriyet savcılarının ve mahkemelerinin bilgi belge istediğinde bankalara yükümlülükler belli bir sürede cevap verme zorunluluğu, vermezse buna ilişkin yaptırımlar getiriliyor. Yine biyometrik yöntemlerle hesap açma, çipli kimliklerle banka hesabı ya da ödeme kuruluşlarında hesap açma GSM aboneliklerinde de yine telefon hatları, telefon aboneliğinde çiftli kimlik kartı, biyometrik doğrulamayla abonelik mümkün olsun şeklinde düzenlemeler getirildi." BTK’ya yeni yetki Bilişim suçlarıyla mücadeleye yönelik düzenlemeleri de aktaran Tunç, şöyle konuştu: "Tabii Bilgi Teknoloji Kurumu’na da bazı yetkiler verildi bu anlamda. Hat sayısını sınırlama. Çünkü özellikle patates hat dediğimiz, telefon hatlarıyla dolandırıcılık, yabancı hatlarla dolandırıcılığı önlemeye yönelik önemli düzenlemeler var. Bilgi Teknoloji Kurumu’na bu anlamda hat sayısını sınırlama yetkisi veriliyor. Yabancılara özgü telefon hattıyla ilgili onlara özgü bir numara tahsisi çünkü vatandaşımız o numaranın yabancıdan geldiğini görebilsin, bilsin ve bu anlamda kendi tedbirini alsın diye. Yine GSM aboneliklerinin güncellenmesi lazım. Yani ölen şahıslara ait hatlar var. Bunların suçta kullanılması var. Bu anlamda bu güncellemelerin yapılması ile ilgili olarak özellikle GSM şirketlerine birtakım yükümlülükler yükleniyor. Yine bu yükümlülükleri eğer yerine getirmezlerse bu anlamdaki yaptırım ve sorumluluklarla ilgili düzenlemeler de bu kanun çerçevesinde yapıldı." Dolandırıcılık suçları Asliye Ceza Mahkemesinde görülecek Ağır Ceza Mahkemelerinde görülen dolandırıcılık suçlarının Asliye Ceza Mahkemelerine alındığını böylelikle ağır ceza mahkemelerindeki davaların nitelikli görülebilmesi için önünün açıldığını söyleyen Tunç şöyle devam etti: "Burada özellikle dolandırıcılık suçlarıyla ilgili olarak ağır ceza mahkemelerinde görülen dolandırıcılık suçlarının Asliye Ceza Mahkemelerine alınarak burada yargının daha hızlı bir şekilde işlemesi ve ağır ceza mahkemelerindeki davaların daha nitelikli görülebilmesi anlamında önemli bir yol açılmış oldu. Tabii başka düzenlemeler de var. Yani 40’a yakın madde var burada. Hakaret suçları sosyal medyada hakaret suçlarının çoğalması artması ve giderek de bir sorun haline gelmesi nedeniyle uzlaştırma kapsamından çıkarılmıştı, ön ödeme kapsamına alınmıştı. Özellikle bu bir sektör haline getirilmişti. Maalesef birtakım kişiler özellikle sosyal medyada yaptıkları açıklamalar, konuşmalarla birtakım halkı özellikle kendilerine hakaret edecek noktaya getirerek bir takım tavır ve davranışlar gerçekten çoğalmıştı. Bir sektör haline gelmişti. Sosyal medyada hakaretin uzlaştırma kapsamından ön ödeme kapsamına alınmasıyla beraber bu suçlarda bir azalma olduğunu gördük. Yine uzlaştırmacıya ödenecek maliyet azalmış oldu. Ön ödeme kapsamında bir caydırıcılık artmış oldu. Yine hakarete uğrayan vatandaşlarımız da yine eğer tazminat davası açmak istiyorsa hukuk mahkemelerinde haklarını takip edebiliyorlar. Tabii sosyal medyada bu düzenleme yapılınca Anayasa Mahkemesi özellikle yüze karşı ya da gıyapta yapılan hakaretler bakımından da bu düzenlemenin yapılması gerektiği yönde bir karar vermişti. Bu düzenleme yapıldı. Şu andan itibaren artık gıyapta, yüze yüze, yüz yüze ya da sosyal medya aracılığıyla yapılan hakaret suçları ön ödeme kapsamına alınmış oldu." Suç işleyen akıl hastalarına 1 yıllık rehabilitasyon Avukatların disiplin hükümlerinin yanı sıra suç işleyen akıl hastalarına yönelik rehabilitasyon uygulamalarına dikkat çeken Tunç, "Bir yandan avukatların disiplin hükümleriyle ilişkili düzenlemeler var. Yine önemli özellikle toplumda da hepimizin karşılaştığı suç işleyen akıl hastalarının rehabilitasyonu. Suç işleyen akıl hastalarına yönelik tedbirler var mevzuatımızda. Bunlar hastanelerde tedavi olmak durumunda akıl hastanelerine özellikle tedavi altına alınıyorlar orada. Kısmi akıl hastalığına özgü tedbirler yönünden de birtakım düzenlemeler var. Bunların ceza infaz kurumlarında kalmalarına yönelik. Tam akıl hastaları bakımından da eğer müebbet hapis cezasına ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmışsa en az bir yıl tedavi edilmesi lazım. Yani bir yıldan önce hastaneden taburcu edilmemesi lazım. Buna yönelik bir düzenleme yapıldı. Yine üst sınırı 10 yıldan fazlaysa aldığı ceza bunun da en az 6 ay sağlık kurumunda tedavi edilmesi gerektiği yönünde bir düzenleme yapıldı. Burada özellikle istinaf mahkemelerindeki süreci hızlandırmaya yönelik bazı düzenlemeler var. Yine usule ilişkin istinaf ve temyiz parasal sınırlarının dava açıldığı tarihte olabilmesine yönelik usulü düzenlemeler var. Yine icrada ihalenin feshini kötüye kullananların kötüye kullanmasını engellemeye yönelik önemli düzenlemeler var. Bir de tabii vatandaşlarımızın mağduriyetine yol açan ön alım davasıyla ilgili önemli bir düzenleme yapıldı. Burada da özellikle vatandaşlarımız bu davalarda mağdur oluyorlardı. Tapudaki değer dikkate alınıyordu ve tapudaki değer de düşük kaldığı için burada bir mağduriyet söz konusu oluyordu. Burada da rayiç bedel neyse onun dikkate alınması yönünde bir düzenleme yapıldı. Süre de burada şufa davalarında iki yıldan bir yıla düşürülmüş oldu" ifadelerini kullandı. Covid düzenlemesine de değinen Tunç, bunun bir af olmadığını vurgulayarak, "Covid düzenlemesi de bunun içerisinde. Covid düzenlemesi bir af değil. Covid düzenlemesi 31 Temmuz 2023 tarihi itibariyle, tarihinden önce suç işleyen, kararı kesinleşen ve cezaevinde bulunanlar Covid izninden yararlandı. Covid döneminde 3 yıl daha sonra Covid bittikten sonra da 31 Temmuz 2023’te çıkan kanunla 5 yıl şartlı salıvermesine 5 yıl kala cezaevine girmemesiyle ilgili bir düzenleme yapılmıştı. Tabii burada özellikle uzun süredir kamuoyunda da tartışılan 31 Temmuz 2023 tarihi öncesinde suç işlemiş ama kararı kesinleşmemiş. 31 Temmuz 2023 tarihi itibariyle kararı kesinleşen ve cezaevinde bulunan kişilerden önce suç işleyenlerin faydalanamadığı aynı tarihte suç işlemiş, aynı durumda ama faydalanamamış çünkü mahkemesi uzun sürdüğü için. Burada ceza adaleti bakımından bir düzenleme yapılması gerekti. Meclisimize bu yönde talepler çok iletildi ve meclisimiz de bunu yeniden düzenlemiş oldu. 31 Temmuz 2023 öncesinde suç işleyenler bakımından şartlı salıvermesine üç yıl kalanlar bundan yararlanmış olacak. Kapalı cezaevinden 3 yıl erken açık cezaevine çıkabilmesi yine açık cezaevinden de 3 yıl erken tahliye olabilmesiyle ilgili bir düzenleme. Bu tamamen ceza adaletini sağlamaya yönelik, eşitliği sağlamaya yönelik bir düzenleme. Burada tabii bazı suçlar istisna tutuldu meclisimiz tarafından. Özellikle kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri, çocuk istismarı, çocuk cinayetleri bunlar kapsam dışı tutuldu. Yine burada kapsam dışı tutulan terör suçları örgütlü suçlar kapsam dışı tutuldu. Yine deprem nedeniyle, depremde ölüme neden olanlarla ilgili olarak kapsam dışı tutulmuş oldu. Tabii kapsam dışında tutulan suçlar suçlular bundan yararlanamayacak" dedi. "Uçağın hangi arızadan kaynaklandığına ilişkin teknik incelemeler ve adli soruşturmalar titizlikle devam ediyor" Tunç, açıklamasının sonunda Libya heyetini taşıyan uçak kazasına da değinerek şunları söyledi: "Libya Genelkurmay Başkanı, yanındaki yardımcılarının ve mürettebatının vefatıyla sonuçlanan uçak kazası ülkemizi, milletimizi bizleri de derinden sarstı. Dost ve kardeş Libya halkına bir kez daha baş sağlığı diliyoruz. Tabii hızlı bir şekilde hem idari hem adli soruşturmalar başlamıştı kaza anından itibaren. Burada özellikle şu anda adli tıp süreci devam ediyor. Özellikle naaşların DNA tespitleri Libya’dan gelen akrabalarından alınan örneklerle beraber eşleştirme yapılıyor. Tabii çok acı verici bir kaza. Bu kaza sonucunda özellikle naaşların durumu biraz vakit alıyor adli tıp tespitleri bakımından. Hem İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı hem de Ankara Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nda DNA örnekleri, naaş parçalarından alınan örnekler ve bu anlamda da süreç devam ediyor. Diğer yandan adli soruşturma da devam ediyor. Tabii uçağın gelişinde, gidişinde, kalkışında, inişinde hem mürettebat bakımından, görevliler bakımından tüm detaylı bir şekilde titizlikle bütün soruşturma, adli soruşturma devam ediyor. Tabii kara kutusu bulunmuştu uçağın kara kutusunun da tarafsız bir ülkede tespiti gerekiyor. Bu anlamda Almanya ile irtibat kuruldu ve bu anlamda da kara kutu özellikle ses kayıtları da var. Uçağın hangi arızadan kaynaklandığına ilişkin teknik incelemeler ve adli soruşturmalar titizlikle devam ediyor. Bir kez daha Libya halkına baş sağlığı diliyoruz."
KBÜ, TEKNOFEST 2025’e rekor katılımla damga vurdu
24 Eylül 2025 Çarşamba - 13:52 KBÜ, TEKNOFEST 2025’e rekor katılımla damga vurdu Karabük Üniversitesi (KBÜ), TEKNOFEST 2025’te 102 takımla yer alarak katılım rekoru kırdı. Geçen yıla oranla katılan takım sayısında yüzde 57 artış yakalayan KBÜ, 18 takımla final, 4 takımla ise büyük finale kalma başarısı gösterdi. KBÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, festival kapsamında yarışmalara katılan Karabük Üniversitesi takımlarını ziyaret ederek öğrencilerin başarılarını paylaştı ve projeleri hakkında bilgi aldı. Rektör Kırışık, TEKNOFEST 2025’e Karabük Üniversitesinden 102 takımın başvurduğunu belirterek, "Üniversitemiz bu yıl tarihindeki en geniş katılımı sağladı. 18 takımımız finale yükselirken, 4 takımımız büyük finalde yarıştı. Bu tablo, öğrencilerimizin kararlılığını, danışman hocalarımızın özverisini ve üniversitemizin bilimsel dinamizmini ortaya koyuyor"dedi. - "Yenilenen bilimsel altyapımız gençlerimizin yolunu açıyor" Öğrencilerin daha iyi koşullarda proje geliştirmesi için yeni birimler kurduklarını vurgulayan Kırışık, "Bilimsel Yarışmalar Koordinatörlüğü ve TEKNOFEST sürecini destekleyen özel birimler oluşturduk. Yeni atölye ve laboratuvarlarla öğrencilerimiz, fikirlerini daha iyi şartlarda gerçeğe dönüştürüyor. Ayrıca yapımı devam eden Millî Teknoloji Atölyesi ile önümüzdeki yıllarda çok daha büyük başarılar elde edeceğiz" ifadelerini kullandı. - Katılım her yıl artarak rekora ulaştı Karabük Üniversitesinin TEKNOFEST’e katılımı her yıl düzenli bir artış gösterdi. 2025’te başvuru yapan takım sayısı bir önceki yıla göre yüzde 57 oranında yükselerek 102’ye ulaştı ve üniversite için yeni bir rekor oldu. Ön eleme aşamasını geçen ekip sayısı da geçen yıla göre yüzde 29 artış göstererek 53’e çıktı. Bu süreçte Karabük Üniversitesi takımları, farklı kategorilerde elde ettikleri derecelerle de ilk kez ulusal ölçekte başarı elde etti. TEKNOFEST 2025’te Karabük Üniversitesi takımları ödül ve dereceleriyle dikkat çekti. Partech Hyperloop "Sosyoekonomik Etki" ödülüyle birlikte Türkiye ikinciliğini elde ederken, Hicaz Hyperloop "Haberleşme Sistemi" ve "Kurul Özel" ödüllerine layık görüldü. Partech Kablosuz Haberleşme Takımı "En İyi Takım Ruhu" ödülüyle festivale damga vurdu. Evrenos Türkiye ikincisi, KÜP-X Türkiye beşincisi, KAF ve Hicaz ise Türkiye sekizincisi oldu. Takımlar; aldıkları ödüller ve derecelerle Karabük’ü ulusal çapta gururla temsil etti. - Rektör Kırışık öğrencilerle birlikteydi Rektör Kırışık, ödül törenlerinde de öğrencilerin yanında yer aldı. "En İyi Takım Ruhu" ödülünü Partech Kablosuz Haberleşme Takımı’na takdim eden Kırışık, gençlerin birlik ve beraberlik içinde sergilediği performansın örnek teşkil ettiğini söyledi. Farabi Takımı’nın Türkiye ikinciliği başarısını da tebrik eden Kırışık, gençlerin azim ve yenilikçi projelerinden gurur duyduğunu ifade etti. Ziyaretler sırasında Kırışık, T3 Vakfı Karabük İl Sorumlusu Yelda Doğan’dan üniversite takımlarının katılım süreci hakkında bilgi aldı.
KBÜ’lü KÜP-X Takımı Türkiye 5’incisi oldu
23 Eylül 2025 Salı - 15:39 KBÜ’lü KÜP-X Takımı Türkiye 5’incisi oldu Karabük Üniversitesi (KBÜ) öğrencilerinden oluşan KÜP-X Takımı, TEKNOFEST 2025 Çip Tasarım Yarışması’nda özgün projeleriyle finale kalarak Türkiye 5’inciliğini elde etti. Türkiye’nin ilk ve tek, dünyanın ise en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali olan TEKNOFEST 2025’te Karabük Üniversitesi öğrencileri başarılar kazanmaya devam ediyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yürütücülüğünde, TÜBİTAK BİLGEM koordinasyonunda düzenlenen Çip Tasarım Yarışması’nda KÜP-X Takımı, özgün tasarımlarıyla finale yükselerek Analog Tasarım kategorisinde Türkiye 5’inciliğini kazandı. Karabük Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümü öğrencileri Emre Çoban, Enes Toprak, Ülkü Karayakalı, Yakup Büyükkaya, Medine Çifci ve Elif Sena Dindar’dan oluşan takım, finale hazırlık sürecinde özellikle BGR (Bandgap Reference) ve filtre tasarımları üzerinde çalıştı. Geliştirilen tasarımlar; akıllı telefonlardan tıbbi cihazlara, otomotiv elektroniğinden savunma sanayisine kadar geniş bir kullanım alanıyla öne çıktı. Çip tasarımları, düşük enerji tüketimi ve yüksek güvenilirlik özellikleriyle jüri tarafından beğeni topladı. Proje sürecinde önce bilgisayar ortamında simülasyonlar gerçekleştirildi, ardından üretime hazır bir sistem ortaya konularak Türkiye’nin yerli ve millî teknoloji vizyonuna katkı sağlandı. KBÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, öğrencilerin başarısını tebrik ederek, "TEKNOFEST gibi ulusal ve uluslararası çapta büyük bir teknoloji festivalinde öğrencilerimizin finale yükselip Türkiye 5’incisi olması bizler için büyük gurur. Bu başarı, hem üniversitemizin hem de gençlerimizin ülkemizin yerli ve millî teknoloji vizyonuna katkısının somut bir göstergesidir." ifadelerini kullandı.
Başkan Sözen, "Asfalt plentimiz bölgenin lokomotifi haline geldi"
23 Eylül 2025 Salı - 15:34 Başkan Sözen, "Asfalt plentimiz bölgenin lokomotifi haline geldi" Karabük İl Genel Meclis Başkanı Ahmet Sözen, asfalt plentinde bugüne kadar 894 bin 670 ton üretim yapıldığını ve 1085 kilometrelik köy yolunun sıcak asfaltla kaplandığını söyledi. Karabük İl Genel Meclis Başkanı Ahmet Sözen ve İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Şerafettin Kelleci, asfalt plentinde yürütülen çalışmaları inceledi. İnceleme sırasında Yol ve Ulaşım Hizmetleri Müdürü Recep Yalçın’dan bilgi alındı. Sözen, burada yaptığı açıklamada, 2019 yılında köy yollarının asfaltlanması için ilçelere tahsis edilen 10 milyon liralık ödenekle 38 bin ton asfalt alınarak 36 kilometrelik yol yapılmasının planlandığını hatırlattı. Ancak dönemin TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin’in tavsiyesiyle yatırım kararı aldıklarını belirten Sözen, "Bu doğrultuda, İl Özel İdaresine bölgemizin en yüksek kapasiteli (saatte 240 ton) asfalt plentini kazandırdık" dedi. Gelinen noktada plentin bölgeye büyük katkı sunduğunu vurgulayan Sözen, şunları kaydetti: "Başlangıçta planlanan 38 bin ton asfalt yerine bugün itibarıyla 894 bin 670 ton üretim yaptık. Yine hedeflenen 36 kilometre yerine toplamda 1085 kilometre köy yolumuzu sıcak asfalt (BSK) ile kapladık. Ayrıca plentimiz yalnızca bu yıl kamu kurum ve kuruluşları, belediyelerimiz ve Karayollarına iş yapan müteahhit firmalara 25 bin 10 ton satış gerçekleştirdi. Elde edilen bu gelirler köylerimize hizmet olarak geri dönmektedir. Yani asfalt plentimiz bölgenin lokomotifi haline geldi."
KBÜ çevresel sürdürülebilirliğe katkı sunacak
23 Eylül 2025 Salı - 15:33 KBÜ çevresel sürdürülebilirliğe katkı sunacak Karabük Üniversitesi (KBÜ), Avrupa Birliği tarafından desteklenen "GreenCamUz" projesiyle çevresel sürdürülebilirlik alanında uluslararası düzeyde çalışmalar yürütecek. Avrupa Komisyonu’nun 2025 yılı ERASMUS-EDU-2025-CBHE (Yükseköğretimde Kapasite Geliştirme) çağrısı kapsamında 359 bin 682 avro bütçeyle desteklenen proje, Özbekistan’daki üniversitelerin çevresel sürdürülebilirlik kapasitesini geliştirmeyi amaçlıyor. Doğal kaynakların korunması, yeşil kampüs stratejilerinin geliştirilmesi, çevre odaklı müfredatların hazırlanması ve yeşil teknolojilere dayalı uygulamaların yaygınlaştırılması hedefleniyor. Ayrıca "Yeşil Kampüs Elçileri" yetiştirilerek öğrenci ve akademisyenler arasında çevre bilincinin güçlendirilmesi planlanıyor. Projenin koordinatörlüğünü Özbekistan’dan Kokand University üstlenirken, KBÜ’nün yanı sıra Polonya’dan Politechnika Opolska ve Litvanya’dan Vilniaus Gedimino Technikos Universitetas da ortaklar arasında yer alıyor. Özbekistan’dan Tashkent International University, Central Asian University of Environmental and Climate Change, Alfraganus University, Andijan State Technical Institute ve Graduate School of Business and Entrepreneurship de projeye katkı sağlıyor. Özbekistan Cumhuriyeti Ekoloji, Çevre Koruma ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Yükseköğretim, Bilim ve İnovasyon Bakanlığı ise projeye ilişkili ortak olarak destek veriyor. Karabük Üniversitesi, proje kapsamında eğitim müfredatlarının hazırlanması, pilot uygulamaların yürütülmesi ve uluslararası deneyim paylaşımı gibi kritik görevler üstlenecek. KBÜ ekibinde Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Sakine Uğurlu Karaağaç ve Doç. Dr. Ertuğrul Esmeray, Uluslararası İlişkiler Koordinatörü Öğr. Gör. Adnan Ucur, Proje Sorumlusu Elif Ergin ve Dilmurod Juraev yer alıyor. Çalışmalar; çevreye duyarlı çözümler, çevre eğitimi, sürdürülebilirlik odaklı müfredat geliştirme ve kalkınma hedefleri doğrultusunda yürütülecek. Böylece KBÜ, uluslararası iş birlikleriyle çevresel sürdürülebilirliğe somut katkılar sağlamayı hedefliyor.
Karabük Üniversitesinde "Yapay Zekâ" söyleşisi Lise öğrencileriyle buluştu
23 Eylül 2025 Salı - 15:31 Karabük Üniversitesinde "Yapay Zekâ" söyleşisi Lise öğrencileriyle buluştu Karabük Üniversitesinde düzenlenen "Yapay Zekâ" konulu söyleşide, teknolojinin tarihsel gelişimi, günümüzdeki kullanım alanları ve geleceğe etkileri, lise öğrencileriyle paylaşıldı. Karabük Üniversitesi (KBÜ) 15 Temmuz Şehitler Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen söyleşide, Bilgisayar ve Bilişim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi İsa Avcı konuşmacı olarak yer aldı. Dr. Avcı, sunumunda yapay zekânın tanımından başlayarak tarihsel gelişimini, yapay sinir ağlarının çalışma prensibini ve günlük hayattaki uygulama örneklerini katılımcılara aktardı. "Turing Testi" ve "Çin Odası Deneyi" gibi yapay zekâ tarihine yön veren teorilere de değinen Avcı, yapay zekânın insan zekâsını taklit etme sürecine dair bilgiler paylaştı. Ayrıca sağlık, finans, eğitim, ulaşım ve kültür-sanat gibi alanlarda yapay zekâ destekli çözümleri örneklerle anlattı. Chatbot uygulamalarından robot süpürgelere, otonom araçlardan üretken yapay zekâ sistemlerine kadar geniş bir yelpazede teknolojik gelişmelere değindi. Söyleşiye Karabük Mehmet Vergili Fen Lisesi ile Vakıfbank Zübeyde Hanım Anadolu Lisesi’nin son sınıf öğrencileri katıldı. İki gün süren etkinlik boyunca öğrenciler, yapay zekânın eğitimden günlük yaşama uzanan çeşitli uygulamalarını yakından inceleme fırsatı buldu. Etkinlik, Karabük Belediyesinin proje sahipliğinde, TÜBİTAK 4007 Bilim Şenlikleri Destekleme Programı kapsamında yürütülen "Karabük Bilim ile Şenleniyor" organizasyonu çerçevesinde düzenlendi. Karabük Valiliği, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünün katkı sunduğu organizasyona Karabük Üniversitesi de destek verdi.
Osmanlı kenti Safranbolu’da Ahilik geleneği yaşatılıyor
23 Eylül 2025 Salı - 13:38 Osmanlı kenti Safranbolu’da Ahilik geleneği yaşatılıyor UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Karabük’ün Safranbolu ilçesinde, Ahilik Haftası etkinlikleri kapsamında temsili şed kuşatma töreni düzenlendi. Tarihi Çarşı’da gerçekleştirilen program saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Programda konuşan Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, "Ahilik sadece bir meslek örgütlenmesi değil, aynı zamanda insanı merkeze alan bir ahlak, üretimi yücelten bir emek terbiyesi ve toplumsal dayanışmanın en nadide kurumlarından biridir" dedi. Safranbolu Kaymakamı Hayrettin Baskın ise, "Geçmişi 13. yüzyıllara dayalı, oldukça kadim bir müesseseden bahsediyoruz. Dolayısıyla taşıdığı tarihi, misyonu ve muhtevası itibariyle hakikaten önem ifade eden bir müessese. Şüphesiz Ahilik bir esnaf teşkilatlanmasıdır ama sadece bir esnaf teşkilatlanmasından ibaret değil. Aynı zamanda Türk toplumunun yüzyıllara taşıdığı geleneksel değerlerin, kültürel kod ve motiflerin ifadesini, manasını taşıyan aynı zamanda bir teşkilatlanmadır" ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Ahilik Haftası etkinlikleri kapsamında esnaflık kültürünün gelecek nesillere aktarılması amacıyla temsili şed kuşatma töreni düzenlendi. Program çerçevesinde yılın ahisi Gürbüz Tüçel, yılın kalfası Nafi Oğuz ve yılın çırağı Mehmet Berat Esen’e plaketleri protokol üyeleri tarafından takdim edildi.