Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Yerel Haberler
İstanbul
Ankara
İzmir
Bursa
Antalya
Trabzon
Tüm Şehirler
Adana
Adıyaman
Afyon
Ağrı
Aksaray
Amasya
Ankara
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Düzce
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Iğdır
Isparta
İstanbul
İzmir
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kilis
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Şanlıurfa
Şırnak
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
Kastamonu
Gizli buzlanma trafik kazalarına sebep oldu: 3 yaralı
05 Aralık 2025 Cuma - 22:33:28
Kastamonu’da gizli buzlanma sebebiyle meydana gelen iki farklı trafik kazasında 3 kişi yaralandı. Kaza, Kastamonu-Araç karayolu Gelersin köyü yol ayrımında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, A.A. idaresindeki 34 FV 6686 plakalı Fiat marka hafif ticari araç, gizli buzlanma sebebiyle sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde kaldırıma çarptı. Refüjde takla atarak karşı şeride geçen hafif ticari aracın sürücüsü A.A. ile eşi S.A. yaralandı. Yaralılar, olay yerine çağrılan sağlık ekiplerince Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. İkinci kaza ise, Kastamonu-Araç karayolu Kanlıgöl mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, İ.D. yönetimindeki 52 KF 429 plakalı otomobil, gizli buzlanma sebebiyle sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu istinat duvarına çarptı. Kazada yaralanan sürücü, sağlık ekiplerince Araç Devlet Hastanesine kaldırıldı. Kazalarla ilgili inceleme başlatıldı.
04 Aralık 2025 Perşembe - 23:51
Dünya şampiyonu Asuman’a memleketinde coşkulu karşılama
Birleşik Arap Emirlikleri’nde düzenlenen Kick Boks Büyükler Dünya Şampiyonası’nda altın madalya kazanan Asuman Çığlıoğlu, memleketi Kastamonu’da coşkuyla karşılandı. Avrupa ve dünya kupası şampiyonu milli sporcu Asuman Çığlıoğlu, 21-30 Kasım tarihleri arasında Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti Abu Dabi’de gerçekleşen Kick Boks Büyükler Dünya Şampiyonası’ndan altın madalyayla döndü. Kick Boks Dünya Şampiyonası’nda büyükler 60 kilogramda altın madalyaya kazanan Asuman Çığlıoğlu, memleketi Kastamonu’da çiçekler ve meşalelerle karşılandı. Geçen yıl Avrupa, bu yıl da dünya şampiyonu olan milli sporcunun başarısı pasta kesilerek kutlandı. "En çok hayalini kurduğum dünya şampiyonluğunu elde ettim" Gururlu olduğunu ifade eden Asuman Çığlıoğlu, "Abu Dabi’de düzenlenen Kick Boks Dünya Şampiyonası’nda ülkemizi ve Kastamonu’yu temsil ettim. 60 kilogram Full Contact branşında dünya şampiyonu oldum. Bu benim ilk dünya şampiyonluğum. 13 yıldır bu branşı yapıyorum. 2024 yılında Avrupa şampiyonu olmuştum. Bu yıl hedefim de dünya şampiyonu olmaktı. Antrenörüm Emrah Şahanoğlu ile birlikte Avrupa Şampiyonası’ndan sonra sistemimizin üzerine farklılıklar getirdik. Dünya Şampiyonası’na çok daha güzel hazırlandık ve en büyük hedefim olan dünya şampiyonluğunu elde ettim. Çok mutluyum ve iyi ki bu şampiyonluğu Türkiye’ye ve Kastamonu’ya getirdim. Şu an spor salonumuzda alttan gelen bir sürü sporcular var. Onların da hepsinin çok istikrarlı çalıştığını da ben de görüyorum. Hepsinin de bu başarıları elde edeceğine hatta daha güzellerini elde edeceklerini düşünüyorum. İnşallah hep birlikte daha nice şampiyonluklar yaşarız" dedi. Dünya şampiyonu olduğuna inanamadığını söyleyen Çığlıoğlu, "O kürsüye çıktığımda hala bir hayal gibiydi, rüya gibiydi. Dünya şampiyonu olduğumu birkaç kez tekrarladım" diye konuştu. "Bu gururu bize yaşattığı için Asuman’a çok teşekkür ediyorum" Kick Boks Milli Takım Antrenörü Emrah Şahanoğlu ise, "Yıllardır hayalini kurduğumuz bir hedefti. Gerek benim antrenörlük kariyerimde gerekse sporcuların sporculuk kariyerindeki tek eksik madalyamızı aldık. Kastamonu’ya getirilmiş şimdiye kadarki en üst derecedir. Büyüklerde dünya şampiyonluğunu, elde edilebilecek en büyük başarıyı elde etmenin gururunu yaşıyoruz. Bu anlamda ben hem sporcumuzu tebrik ediyorum hem de bundan sonra bu başarıları devam ettireceğine inanıyorum" şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan tebrik etti Asuman Çığlıoğlu’nun daha önce 15 kez Türkiye şampiyonu, 1 kez Avrupa şampiyonu, 2 kez Dünya Kupası şampiyonu 3 kez dünya üçüncüsü, bir kez dünya ikincisi olduğunu ifade eden Şahanoğlu, "İlimizin milletvekili Sayın Serap Ekmekçi bizi, Büyük Millet Meclisi’nde ağırladı ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da sporcumuzu tebrik etti ve başarılarının devamını diledi. Bu bizim için çok büyük bir anı ve gurur oldu. Gerçek anlamda duygu dolu bir gündü. Ben Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a ve Kastamonu Milletvekilimiz Sayın Serap Ekmekçi’ye çok teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.
04 Aralık 2025 Perşembe - 17:39
Prof. Dr. Toksoy: "Himalaya’da 2035 yılında buz kalmayacak"
Prof. Dr. Devlet Toksoy, "Himalaya’da 2035 yılında buz kalmayacak, insan göçleri artacak, sıcaklık nedeniyle ölüm olayları artacak. Çeşitli salgın hastalıklar yaygınlaşacak, küresel bazda yiyecek krizi yaşanacak" dedi. Kastamonu Üniversitesi, küresel iklim değişikliğinin etkileri ve sürdürülebilir kalkınma hedefleri çerçevesinde yeşil ekonomi politikalarının ele alındığı panele ev sahipliği yaptı. Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi, Ormancılık ve Tabiat Turizmi Alanında İhtisaslaşma Koordinatörlüğü ve Kastamonu Teknokent iş birliğiyle düzenlenen "Küresel İklim Değişikliği Ekseninde Yeşil Ekonomi Politikaları" konulu panel, Teknokent binasında gerçekleştirildi. Dr. Öğretim Üyesi Alper Bulut’un başkanlığını yaptığı panelde konuşan Karadeniz Üniversitesi’nden Prof. Dr. Devlet Toksoy, iklim değişikliğinin gelecekteki etkilerini bilimsel verilerle anlattı. "80 milyon insan bu sıcaklık artışları nedeniyle işsiz kalacak" Sıcaklık artışının devam etmesiyle en büyük kaybın tarım, ormancılık ve hayvancılıkta yaşanacağını ifade eden Toksoy, 2030 yılında Türkiye’nin su fakiri bir ülke olmasının değerlendirildiğini belirterek, "Dünya Bankası’na göre her 1 derece sıcaklık artışı neredeyse milli gayri safi yurt içi hasılatında yüzde 1’lik düşüşe neden olacak. 2100 yılında gayrisafi yurt içi hasıla yüzde 10 ila yüzde 23 azalacak. En büyük kayıp tarımda, ormancılıkta, hayvancılıkta, balıkçılıkta olacak. Yani ekonomileri kıyıya yakın olan ülkelerde yaşanacak. Çünkü bir süre sonra sular altında kalacaklar. Gıda fiyatları, enerji maliyetleri artacak, kuraklık döneminde şok gıda fiyatlarıyla karşılaşacağız. Uluslararası Çalışma Örgütü, küresel ısınmaya bağlı olarak 10 yıl içerisinde çalışma saatleri yüzde 2.2 azalacak diyor. En çok tarım sektörü ile inşaat sektöründe düşüş olacak. Çünkü sıcaklık artıyor. 80 milyon insan bu sıcaklık artışları nedeniyle işsiz kalacak. Amerika’nın bugün verimli çiftliklerinin büyük bir kısmı çöl olacak. Benzer olaylar dünyanın birçok ülkesinde de ortaya çıkacak. Türkiye’deki su kaynakları küçüleceği için su sıkıntısı ve yer yer çöl görünümlü arazi yapılarıyla kum fırtınaları da görülmeye başlanacak. Dünya tahıl üretimi azalacak, açlıklar artacak. Esasında bu içinde olduğumuz, yaşadığımız dönemi anlatıyor" dedi. "Himalaya’da 2035 yılında buz kalmayacak" İklim değişikliğinin etkilerinin devam etmesi durumunda su kaynaklarının ciddi boyutta etkileneceğine vurgu yapan Toksoy, "Himalaya’da 2035 yılında buz kalmayacak, insan göçleri artacak, sıcaklık nedeniyle ölüm olayları artacak. Çeşitli salgın hastalıklar yaygınlaşacak, küresel bazda yiyecek krizi yaşanacak. Çatışmalar ve savaşlar en az iki katına çıkacak. 5 derece ısınırsa New York sular altında kalacak. Dünyanın en önemli şehirlerini besleyen su kaynakları tümüyle kuruyacak. Los Angeles, Kahire, Türkiye, İran yaşanamaz hale gelecek. Kuzey ve Güney kutuplar da ılıman iklime sahip olacak ancak dünyanın orta enlemleri yaşanamaz olacak. 6 derece ısınırsa denizler mavi görünmesine rağmen canlı kalmayacak. Bugün uygarlığın yaygın olduğu karaların büyük bir kısmı çöle dönecek" diye konuştu. "21. yüzyılın sonunda sıcaklık 4-5 derece artacak deniliyor" Günümüzdeki çatışmaların yüzde 3’ü ile 20’si arasının iklim değişikliğinden kaynaklandığını vurgulayan Prof. Dr. Toksoy, "Tüm ülkelerde yenilenebilir enerji kaynaklarının yılda yüzde 2 oranında artması gerektiğini tespit ediyorlar. Karbondioksit gazı salınımının azaltılmaması halinde 21. yüzyılın sonunda sıcaklık 4-5 derece artacak deniliyor. Bilim insanları, dünya nüfusunun yarısının olumsuz hava şartları yüzünden öleceğini, diğer yarısının da kalan kaynakları ele geçirmek için savaşlar çıkaracağını düşünüyor. Bir dünya savaşı çıkma ihtimali 2 derece sıcaklık artması halinde yüzde 13 artıyor. 4 derece artış yaşanması halinde yüzde 26 artıyor. Günümüzde çatışmaların yüzde 3 ile yüzde 20 arasındaki kısmı iklim değişikliği nedeniyle yaşanıyor. Bize başka gösteriyorlar ama bu çıkan savaşların yüzde 2 ila 20’si iklim değişikliği hazırlıklarından kaynaklı" şeklinde konuştu. Panelde konuşan Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mahmut Gür, panelin hem öğrenciler hem de akademik camia için değerli katkılar sağlayacağını belirtti. Gür, bilim adamlarının ele alacağı konuların alanın gelişimine ışık tutacağına inandığını ifade etti. Panel Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Alper Bulut ise iklim değişikliğinin 21. yüzyılın en büyük küresel tehditlerinden biri haline gelerek yalnızca çevresel değil, aynı zamanda ekonomik ve toplumsal açıdan ciddi riskler oluşturduğunu söyledi. Bulut, çevresel bozulma ile ekonomik büyüme arasındaki bağın koparılmasını amaçlayan yeni bir iktisadi yaklaşıma ihtiyaç duyulduğunu vurgulayarak, "Bu ihtiyaçtan doğan yeşil ekonomi kavramı, Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından toplumsal refah ve eşitlikten ödün vermeden çevresel zararları ortadan kaldıran bir ekonomi modeli olarak tanımlamaktadır" ifadelerini kullandı. Karadeniz Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mahmut Bayramoğlu ise yeşil ekonomiye geçişte doğru ve sürdürülebilir finansman modellerinin kritik bir role sahip olduğunu ifade etti. Çankırı Karatekin Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Seda Erkan Buğday da iklim değişikliğinin tarım, sanayi ve enerji gibi temel sektörlerde köklü dönüşümleri zorunlu kıldığını söyledi.
04 Aralık 2025 Perşembe - 17:32
Kastamonu Üniversitesi’nde özel bireyler ve engellilerin sorunları konuşuldu
Kastamonu Üniversitesi’nde düzenlenen 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla düzenlenen panelde engelli ve özel bireylerin yaşadığı sorunlar ve çözüm önerileri konuşuldu. Kastamonu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü tarafından 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla panel gerçekleştirildi. Merkez Kütüphane Sezai Karakoç Salonu’nda gerçekleştirilen programa, akademisyenler, öğrenciler, sivil toplum temsilcileri, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, özel bireyler ile aileleri katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını gerçekleştiren Kastamonu Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdülkadir Tuna, özel bireylerin toplumsal yaşama tam eşit ve etkin bir şekilde katılmalarını desteklemek zorunda olduklarını hatırlattı. Türkiye Sakatlar Derneği Kastamonu Şube Başkanı Serhat Yolaşığmazoğlu ise özel bireylerin toplumsal yaşamda karşılaştığı güçlüklerin ancak tüm paydaşların katkılarıyla azaltılabileceğini ifade ederek, daha kapsayıcı bir toplum için dayanışma çağrısı yaptı. Engelli olmanın kendi tercihleri olmadığını söyleyen Yolasığmazoğlu, engelliler için birçok çalışma yapıldığını, ancak yaşadıkları birçok sorunun ise devam ettiğini ifade ederek, "Normal insanlardan farklı olarak bizim sırtımızda sorunlarımız var. Öyle düşünmemiz lazım. O yüzden biraz daha pozitif aralıklarla, biraz daha desteklerle eşit bir şekilde hayatımızı sürdürmek istiyoruz. 3 Aralık’ta özellikle bize bol bol sözler verilir ama 4 Aralık’ta unutulur. 364 gün tekrar unutuluyoruz" dedi. Hüseyin Üster Uygulama Okulu Müdürü Mihriban Yazıcı da özel çocukların eğitim süreçlerinde yaşanan güçlükler ve çözüm önerileri üzerine değerlendirmelerde bulundu. Engelsiz Yaşam Merkezi öğrencisi Şerife Çim ise merkezdeki çalışmalar ve özel bireylerin sosyal hayata katılımı hakkında deneyimlerini dinleyiciler ile paylaştı. Program, Hasan Efe Sarıcı ve Cengizhan Koç tarafından sahnelenen Aydın Efe oyunu ve 4. sınıf öğrencilerinin tiyatro gösterisi ile devam etti. Programın son kısmında ise moderatörlüğünü Doç. Dr. Havva Kaçan’ın yaptığı panel gerçekleştirildi. Panelde hemşire Gülçin Gümüş Çalış, engelli iş koçu Nurcan Yargı ve sosyal hizmet uzmanı Eylem Aydın, özel bireylerin sağlık hizmetlerine erişimi, sosyal hayata katılımı ve istihdam süreçlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Etkinlik kapsamında Hemşirelik Bölümü öğrencisi Daniyar Ergashov hazırladığı kompozisyonu dinleyiciler ile paylaştı.
25 Kasım 2025 Salı - 21:48
İsrail saldırısında bir bacağını kaybeden Filistinli gazeteci, Gazze’deki zulmü anlattı
İsrail’in saldırısında, görevi başındayken sağ bacağını kaybeden Filistinli Gazeteci Sami Shehada, Kastamonu’da İsrail zulmünü anlattı. Shehada, kameranın tanktan daha güçlü olduğunu ve hayatını kaybeden gazetecilerin hikayelerini tüm dünyaya anlatacaklarını söyledi. Kastamonu Üniversitesi ile Kastamonu Gazeteciler Derneği (KGD) tarafından Merkez Kütüphane Sezai Karakoç Konferans Salonunda gerçekleştirilen konferansta, Gazze’de yaşanan İsrail zulmünü anlatıldı. Konferansta, Gazze’deki saldırıda bacağını kaybetmesine rağmen işini bırakmayarak yaşanan dramı ve soykırımı dünyaya duyurmaya devam eden Filistinli gazeteci Sami Shehada, yaşadıklarını ve savaşın acı yönlerini salonu solduran yüzlerce kişiye anlattı. Sadece kendisini anlatmak için Kastamonu’ya gelmediğini söyleyen Sami Shehada, "Gazze’de bütün zorlukları yaşayan gazeteciler adına aranızdayım. Ben, size yılların yorgunluğunu sesli olarak karşınıza çıktım, yorgun bir vücut olarak, yorgun bir ceset olarak karşınızdayım. Gazeteci meslektaşlarımızın sesi olarak buradayım. Bugün Gazze’deki gazeteciliği konuşuyoruz. Büyük bir mücadele içinde icra edilen gazeteciliği anlatacağız. Bu mücadele bir tankla bir kamera arasındaki mücadele kelimelerle kurşunlar arasındaki mücadele. Yabancı gazetecilerin Gazze ye girmesi yasaklandı, dünyanın gözü olarak sadece Gazzeli gazeteciler içeride kaldı ve o seste kısılmaya çalışıldı. Ben, bu gazetecilerden biriyim. Kameram ve üzerimdeki can yeleğim ile açık şekilde gazeteci olduğum her halimle belliydi. Üzerimde bana da merhamet etmediler. Herhangi bir korunak sağlamadı. Gazeteci olmam sebebiyle bir İsrail tankı tarafından vuruldum. Ben silah taşımıyordum, mesleğimi icra ederken hedef oldum. Kamera vardı elimde ‘İsrailliler kameraları silahtan daha büyük tehdit olarak görüyorlar’ Bu vuruş benim şahsıma yapılmış bir vuruş değil, sadece dünyaya verdiği mesaja karşı bir atıştı. Bu vuruş beni öldürmedi ama bir ayağımı kaybettim. Acılar yaşadık ama katlanmayı öğrendik. Gazeteciler bu acıya katlanamazsa kimse katlanamazdı çünkü. Yaşadığımız acıların sesini yükseltmek için çabalıyorum" dedi. Gazze’de şehit düşen bazı gazetecilerin hikayelerinden bahseden Sami Shehada, şehit olan gazetecilerin hikayelerini tek tek anlattı. Türk halkının ve Türkiye Cumhuriyeti’nin Filistin davasında Filistin’in yanında olunduğunu söyleyen Vali Yardımcısı Aydın Ergün ise, "Buradaki öğrencilerimiz, sivil toplum temsilcilerimiz, tüm Kastamonulular en güzel şekilde göstermiştir. Şehit Şerife Bacının torunlarına Filistin davasına gösterdikleri bu hassasiyetten dolayı teşekkür ediyorum. Ayrıca İstiklal Yolu’nda tüm Kastamonu halkını da bu salonu doldurdukları gibi doldurmalarını ve yürüyüşe katılmalarını bekliyorum" dedi. Küresel Gazeteciler Konseyi (KGK) İl Temsilcisi ve Kastamonu Gazeteciler Derneği (KGD) Başkanı İzzet Sarı da, "Sami Shehada, sosyal medyadan ve televizyonlardan tanıdığımız ve bildiğimiz birisiydi. Kendisi, Alanya’da Küresel Gazeteciler Konseyi’nin yılın basın onur ödülü ile ödüllendirildi. Orada Sami Shehada’yı tanıdım. Ben, bu dernek, cemiyet, gazetecilik işlerini bırakmak üzereyken artık genç arkadaşlara bu görevi devretmek üzereyken Sami’yi tanıdım. Sami’nin inanmışlığını ve adanmışlığını o tek bacağıyla neleri başardığını görünce kendimden utandım ve son nefesime kadar devam etme kararı aldım. Sami, hepimiz için bir ilham kaynağı, kendi vatanı için, milleti için mücadele etmiş birisi. Sami, şu anda tedavi için Türkiye’de bulunuyor. Kendisine protez bacak takılacak, 2-3 günde bir hastaneye tedaviye gidiyor" diye konuştu. Kastamonu’ya konuşmacı olarak gelmeden önce şehir ile ilgili internette araştırma yaptığını ifade eden Sarı, "Kastamonuspor’un renklerini sordu bizlere. Kastamonu Üniversitesinin renkleri neden siyah, kırmızı dedi. Sami kaderimiz aynı sizin şu anda yaşamış olduğunuz mücadeleyi bizim ecdadımız, Çanakkale’de ve Kurtuluş Savaşı’nda yaşadılar. Bunun kırmızısı şehit kanlarını, siyahı da şehit analarının yapmış olduğu ağıtını simgeler. Bu yüzden Kastamonu Üniversitesi’nin renklerinin de kırmızı-siyah olmasını önerdik. Çünkü şehir olarak gerek Çanakkale’de gerekse Kurtuluş Savaşı’nda en çok şehit veren illerin başında geliyoruz" şeklinde konuştu. Filistin Diplomasi Merkezi Başkanı Dr. Zahir Elbek de Gazze’de yaşanan zulüm ile ilgili güncel gelişmeleri anlattı. Konuşmaların ardından, Kastamonu Gazeteciler Dermeği tarafından hazırlanan ‘basın onur ödülü’, Vali Vekili Aydın Ergün tarafından Shehada’ya takdim edildi. Konferans sonunda salonu dolduran yüzlerce katılımcı, Shehada’yı dakikalarca ayakta alkışladı. Konferanstan sonra açılan ‘Filistin’ konulu sergiyi gezenler duygusal anlar yaşadı.
25 Kasım 2025 Salı - 19:05
Vali Meftun Dallı’nın annesi toprağa verildi
Kastamonu Valisi Meftun Dallı’nın vefat eden annesi Şehri Dallı, Sinop’un Boyabat ilçesinde toprağa verildi. Bir süredir tedavi gördüğü Sinop Atatürk Devlet Hastanesinde hayatını kaybeden Kastamonu Valisi Meftun Dallı’nın annesi Şehri Dallı’nın cenazesi, Sinop’un Boyabat ilçe merkezindeki Hacı Ergün Gürbüz Camii’ne getirildi. Burada, öğle namazını takiben Kastamonu İl Müftüsü Bekir Derin tarafından kıldırılan cenaze namazının ardından Şehri Dallı’nı cenazesi Boyabat Şehir Mezarlığı’na defnedildi. Acılarını paylaşan herkese teşekkür eden Vali Dallı,, "Bizimle birlikte olduğunuz için dualarınızla bizleri yalnız bırakmadığınız için hepinize gönülden teşekkür ediyorum. Sizlerin de ahirete irtihal etmiş tüm yakınlarınızın mekanları cennet olsun. Rabbim, huzur içinde, kazasız belasız evlerinize dönmeyi nasip eylesin. Hepiniz Allah’a emanet olunuz" dedi. Cenaze törenine Sinop Valisi Mustafa Özarslan, Kastamonu Milletvekili Halil Uluay, 24. Dönem Sinop Milletvekili ve önceki dönem İçişleri Bakan Yardımcılarından Mehmet Ersoy, Kastamonu Belediye Başkanı Hasan Baltacı, İçişleri Bakanlığı Personel Genel Müdürü Nedim Akmeşe, kaymakamlar, belediye başkanları, kamu kurumlarının müdürleri, siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, aile yakınları ve çok sayıda vatandaş katıldı.
25 Kasım 2025 Salı - 14:17
Sis etkili oldu, görüş mesafesi 50 metreye kadar düştü
Kastamonu’da etkili olan yoğun sis, şehirlerarası kara yollarında görüş mesafesini yer yer 50 metreye düşürdü. Kastamonu’da sabah saatlerinden itibaren etkisini artıran yoğun sis, kent merkezinin yanı sıra şehirlerarası kara yollarında görüş mesafesini yer yer 50 metreye kadar düşürdü. Sürücüler, yoğun sis nedeniyle hızlarını azaltarak kontrollü şekilde ilerlemek zorunda kaldı. Trafik ekipleri, kazaların önüne geçmek için takip mesafesinin korunması ve aşırı hızdan kaçınılması konusunda sürücülere uyarılarda bulundu. Kent merkezini kaplayan sis tabakası ise havadan ile görüntülendi.
24 Kasım 2025 Pazartesi - 19:29
Vali Dallı’nın acı günü
Kastamonu Valisi Meftun Dallı’nın 94 yaşındaki annesi Şehri Dallı hayatını kaybetti. Kastamonu Valisi Meftun Dallı’nın annesi Şehri Dallı (94), tedavi gördüğü hastanede vefat etti. Şehri Dallı’nın cenazesinin 25 Kasım Salı günü Sinop’un Boyabat ilçesindeki Hacı Ergün Gürbüz Camii’nde öğle namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Boyabat Şehir Mezarlığı’nda defnedileceği öğrenildi.
24 Kasım 2025 Pazartesi - 18:01
Kastamonu’daki turnuvada çıkan kavgayla ilgili açıklama
Kastamonu’da gerçekleştirilen boks turnuvasında çıkan kavgayla ilgili açıklama yapan Boks İl Temsilcisi Yılmaz Kırkbeşoğlu, "Unutulmamalıdır ki müsabakalarda yenmek de vardır, yenilmek de vardır. Bu bilince sahip olarak her zaman centilmen bir şekilde hareket edilmesi esastır" dedi. Türkiye Boks Federasyonu’nun faaliyet programında yer alan İller Arası Boks Turnuvası haftasonu Kastamonu’da gerçekleştirildi. Çankırı, Karabük, Bolu, Kırşehir, Sinop, Çorum, Aksaray, Düzce ve Kırklareli illerinden sporcuların katıldığı turnuvanın son gününde sporcular ve sporcu yakınlarının karışmasıyla kavga çıktı. Kavga polis ekipleri tarafından güçlükle ayrıldı. Konuyla ilgili Kastamonu Boks İl Temsilcisi Yılmaz kırkbeşoğlu açıklama yaptı. Yılmaz kırkbeşoğlu, bu tarz olayların sporu gölgelememesini temenni ettiklerini söyledi. Kırkbeşoğlu, açıklamada, "Öncelikle, Kastamonu’daki boks turnuvasında yaşanan üzücü olaydan dolayı derin üzüntü duyduğumuzu belirterek bu tür olayların sporun ruhuna ve değerlerine aykırı olduğunu özellikle vurgulamak isteriz. Yaşanan tartışma, tribünde bulunan bazı seyircilerin, aynı zamanda müsabakaya katılan sporcuların velisi oldukları tespit edilen kişilerin, sporcularının mağlup olmasının ardından sporcularımıza ve antrenörlerimize tahrik edici söylem ve davranışlarda bulunmalarıyla başlamış, ardından söz konusu şahısların tribünden sahaya atlayarak doğrudan müdahalede bulunmaları sonucunda büyümüştür. Bu kabul edilemez durumun bir daha yaşanmaması adına, bundan sonraki tüm turnuvalarımızda emniyet birimleriyle iş birliği içinde daha sıkı güvenlik önlemleri alınacak; seyircilerin sporculara, antrenörlere veya organizasyona müdahale edici herhangi bir davranış sergilemesine kesinlikle müsaade edilmeyecektir" ifadelerine yer verdi. Sporcuların antrenörlerin güvenliği her zaman birinci öncelikleri olduğunu kaydeden Kırkbeşoğlu, "Olay anında sporcularımızın, antrenörlerini ve takım arkadaşlarını koruma içgüdüsüyle verdikleri refleks tepkiler insani bir durumdur. Unutulmamalıdır ki müsabakalarda yenmek de vardır, yenilmek de vardır. Bu bilince sahip olarak her zaman centilmen bir şekilde hareket edilmesi esastır. Bu olayın Kastamonu’nun köklü spor kültürünü gölgelememesini temenni ederiz. Turnuvalarımızın, spora gönül veren herkes için güvenli, saygılı ve huzurlu bir ortamda gerçekleşmesi için üzerimize düşen tüm sorumlulukları yerine getireceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz" diye konuştu.
24 Kasım 2025 Pazartesi - 16:24
Tosya’da 2 sanığa uyuşturucu ticaretinden 15’şer yıl hapis ve para cezası
Kastamonu’nun Tosya ilçesinde uyuşturucudan tutuklanan 2 sanık, 15’er yıl hapis ve 150’şer bin lira adli para cezasına çarptırıldı. Tosya İlçe Emniyet Müdürlüğünce haziran ayında düzenlenen operasyonda, İstanbul’dan uyuşturucu getirdikleri gerekçesiyle A.Ç. ve M.B.’nin ikametlerinde yapılan aramalarda 137,5 gram sentetik kannabinoid ile 100 mililitre sıvı amfetamin ele geçirilmiş, iki şüpheli çıkarıldıkları mahkemece tutuklanmıştı. 3. Ağır Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıkan iki sanık, suçlamaları reddederek beraat talep etti. Sanıklar, duruşmada mahkeme heyetinin verdiği kararla "uyuşturucu madde ticareti yapmak" suçundan 15’er yıl hapis ve 150’şer bin lira adli para cezasına mahkum edildi. Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmedildi.
24 Kasım 2025 Pazartesi - 15:29
Kastamonu’da 221 binaya ruhsat verildi
TÜİK’in 2025 yılı Temmuz-Eylül verilerine göre Kastamonu’da 221 binaya yapı ruhsatı, 100 binaya ise yapı kullanma izin belgesi verilirken, daire ve yüz ölçümü rakamlarında geçen yılın aynı dönemine göre artış kaydedildi. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2025 yılı Temmuz-Eylül dönemine ilişkin verilerine göre, Kastamonu’da 221 binaya yapı ruhsatı verildi. Bu binalarda toplam bin 676 daire bulunduğu, ruhsat verilen yapıların toplam yüz ölçümünün ise 271 bin 785 metrekare olduğu bildirildi. Söz konusu yüz ölçümünün 144 bin 756 metrekaresinin konut, 79 bin 126 metrekaresinin diğer kullanım alanı ve 47 bin 904 metrekaresinin ortak kullanım alanı olduğu kaydedildi. Aynı dönemde kent genelinde 100 bina için yapı kullanma izin belgesi düzenlendi. Bu kapsamda toplam bin 53 dairenin bulunduğu açıklandı. Yapı kullanma izin belgesine konu binaların toplam yüz ölçümü 158 bin 970 metrekare olarak kaydedildi. TÜİK verilerine göre, 2025 yılının üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre, yapı ruhsatı verilen bina sayısı yüzde 22,3, daire sayısı yüzde 54 ve toplam yüz ölçümü yüzde 42,6 arttı. Yapı kullanma izin belgelerinde ise daire sayısı ve yüz ölçümünde yüzde 22,8 oranında artış gerçekleşti. Binaların kullanım amacına bakıldığında, iki ve daha fazla daireli ikamet amaçlı binalar en yüksek paya sahip oldu. Bu grubu sanayi binaları ve depolar takip etti. Belediyeler tarafından verilen yapı ruhsatlarının toplam yüz ölçüm içindeki payının yüzde 78, yapı kullanma izin belgelerinin ise yüzde 79,4 olduğu kaydedildi.
24 Kasım 2025 Pazartesi - 15:22
Artan kuraklık riski Kastamonu’da kurumları harekete geçirdi
Kastamonu’da düzenlenen "İl Kuraklık Kriz Toplantısı" toplantısında, artan kuraklık riskine karşı su kaynaklarının verimli kullanımı ve tarımsal üretimin sürdürülebilirliği için yeni planlamalar yapılmasına karar verildi. Türkiye genelinde baraj ve göllerde etkisini artıran kuraklık Kastamonu’da da gündeme alınarak İl Tarım ve Orman Müdürlüğü koordinesinde düzenlenen "İl Kuraklık Kriz Toplantısı"nda kapsamlı şekilde değerlendirildi. Vali Yardımcısı Ahmet Atılkan başkanlığında yapılan toplantıya ilgili kurum amirleri ile teknik personel katıldı. Toplantıda tarım, su yönetimi, hayvancılık ve arazi kullanımı gibi kuraklıktan etkilenebilecek tüm alanlara yönelik analizler ele alınırken, 2026 üretim sezonu için öncelikli tedbirler, uygulama planları ve aksiyon takvimi belirlendi. Kuraklığın etkilerini azaltmaya yönelik; izleme ve erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi, sulama verimliliğinin artırılması, üretim planlamasının güçlendirilmesi ve kurumlar arası koordinasyonun artırılması yönünde kararlar alındı. İl genelinde sürdürülebilir su yönetimi ve üretimin korunmasına yönelik çalışmaların devam ettiği, kuraklık riskine karşı tarımsal üretimi daha dayanıklı hale getirecek yeni adımların atılacağı bildirildi.
24 Kasım 2025 Pazartesi - 14:55
Kastamonu’da kadınlara güç veren proje: 38 bin fide dağıtımı yapıldı
Kastamonu Üniversitesi’nin kurduğu serada yetiştirilen 38 bin tıbbi aromatik bitki fidesi kırsaldaki kadın girişimcilere ücretsiz dağıtıldı. Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi’nce hazırlanan proje kapsamında Cumhurbaşkanlığı Bütçe Dairesi Başkanlığından sağlanan 7,5 milyon TL fonla 3 adet 250 metrekarelik sera ve 1 adet 500 metrekarelik sundurma kuruldu. "Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Ekonomiye Kazandırılması" ihtisas projesi kapsamında yetiştirilen fideler, Hanönü ve Daday’da toplam üç kadın girişimciye teslim edildi. Yaklaşık 30 bin ekinezya ve 8 bin oğul otu fidesi toprakla buluşturuldu. Fidelerin dikim programına İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Kılıç ile Proje Koordinatörü Dr. Öğretim Üyesi Kerim Güney de katıldı. Üreticilere bitki yetiştiriciliği, işleme süreçleri ve ekonomik getiriler konusunda bilgilendirme yapıldı. Proje ile gelir seviyesi düşük köylülerinin istihdam edilebilirliğinin artırılması, sosyal girişimciliğin desteklenmesi ve bölgesel ekosistemin korunması amaçlanıyor. "Cumhurbaşkanlığı Bütçe Dairesi Başkanlığından 7,5 milyonluk fonuyla 3 adet 250 metrekare, 1 adet 500 metrekare sera kurduk" 25 yıldır Kastamonu’da tıbbi aromatik bitkiler üzerine araştırmalar yaptığını söyleyen Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Kerim Güney, "Bu süre içerisinde yapmış olduğumuz araştırmalarla Kastamonu bölgesindeki biyolojik çeşitliliğin özellikle floral noktada çok yüksek seviyede olduğunu gördük. Çalışma alanlarımız özellikle flora ve vejetasyondu. Bunların ekonomiye nasıl kazandırılabileceği noktasında çeşitli projeler ortaya koyduk. Araştırma noktasında da çalışmalarımızı tamamladık. YÖK’ün bölgesel kalkınma ve misyon farklılaşması stratejisi dahilinde üniversitelere vermiş olduğu çeşitli görevler olmuştu. Bu görevlerden üniversitemize düşeni Ormancılık ve Tabiat Turizmi noktasında oldu. Biz, üniversite olarak 25 yıllık tecrübelerimizi, deneyimimizi çeşitli projelere aktardık. Bu projelerden bir tanesi de Kastamonu’da tıbbi ve aromatik bitkilerin ekonomiye kazandırılması projesiydi. Yaptığımız bu çalışmada yaklaşık 3 tane 250 metrekarelik polikarbon akıllı seramız yani ısınmasından sulamasına kadar kurulumu tamamlandı. Yaklaşık 2 yıl önce seralarımızda çeşitli tıbbi aromatik bitkilerin üretimlerine başladık. Ada çayı, kekik, ekinezya, mentollü nane fidesi yetiştirdik. Bunları daha öncesinden ihtimale dayalı olmadan altlıklarını biz araştırma olarak çalışmış ve hazırlamıştık. Dolayısıyla da bunun kitlesel üretimi ve bölgesel kalkınmaya destek olması noktasına bu proje sayesinde getirdik. Cumhurbaşkanlığı Bütçe Dairesi Başkanlığından ayrılmış olan fonla yaklaşık 7,5 milyon liraya 250 metrekare 3 adet seramızla 500 metrekare sundurmayı yaptık. Burada tıbbi aromatik bitki fidelerini ürettik. Ürettiğimiz bu fideleri Hanönü’nde 2 çiftçimize, Daday’da da bir çiftçimize dağıtmak nasip oldu. Bundan sonraki süreçlerde biz, bu fidelerin bulundukları coğrafyalarda büyümelerini takip edeceğiz" dedi. "Uçucu yağların şişelenerek piyasaya ulaşmasına aracılık edecek projeler de oluşturacağız" Çiftçilerin talepleri doğrultusunda yeni fideler üreteceklerini söyleyen Güney, "Çiftçilerimizden geri dönüşler olduğunda yeni tıbbi aromatik bitki fidelerine yönelik üretimleriyle ilgili stratejileri gündeme getireceğiz. Yine bunlarla ilgili fidelerimizi üreteceğiz. Tıbbi aromatik bitkiler noktasında Kastamonu’da bir ürün gamı oluşturmaya çalışacağız. Özellikle kadın girişimcilerin oluşturdukları kooperatifler bu işe çok hevesli, işin pazarlanmasının önünü de açmış oluyor. İşin pazar boyutunda da son tüketiciye ulaşmasına vesile olabilecek. Hanönü’nde bunu gördük. Bu bizi memnun etti. Bu ürettiğimiz tıbbi aromatik bitkilerin bir kısmının uçucu yağları var. Bu uçucu yağların şişelenerek piyasaya ulaşmasına aracılık edecek projelerde oluşturmayı düşünüyoruz. Hanönü’nde dağıttığımız fideler esnasında kadın çiftçilerimiz bunlarla da ilgili beklentilerini sundular. Bize düşen bundan sonraki süreçte bu üretimlerin biomass (kütle) açısından ne kadar toprak üstünde bir artım yaptıklarını gözlemlemek ve bu konuda yeni projelerle onların bu ürünlerini katma değerlendirecek noktalara doğru taşımak" diye konuştu. "Orman köylümüze ekonomik anlamda gelir kapısı sağlayacak" Hazırladıkları projelerinin kısa, orta ve uzun vadeli çıktılarının olduğunu söyleyen Güney, "Amacımız hastalanmadan önce destekleyici ürünlerle halk hekimliğinde de kullanılan çeşitli bitkilerle toplumda bir sağlıklı nesil yetiştirme politikasını oluşturmaya çalışmak. Bu noktada da kendi coğrafyamız içinde yetişen tıbbi aromatik bitkilerin bilinçli bir şekilde kullanımını, bunlardan katma değerli ürünler yapılmasını ve hastalanmadan önce bunların nasıl kullanılması gerektiğini bilinçli bir şekilde insanlara anlatacak çeşitli programlar, modüller oluşturarak bunları da halkımızla paylaşmayı düşünüyoruz. Özellikle kırsalda çiftçimize veya orman köylümüze ekonomik anlamda bir gelir kapısı sağlayacak oluşuma imza atmaktı. Başta sayın Rektörümüz Ahmet Hamdi Topal olmak üzere ihtisaslaşma sürecindeki ilk projelerimizden bir tanesi. Desteklerinden ötürü teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu. "Halkımıza aromatik bitkilerin hasadı ve üretimiyle ilgili kurslar düzenledik" Serada ürettikleri 38 bin fideyi ücretsiz kadın girişimcilere dağıttıklarını belirten Güney, şöyle konuştu: "Burada 30 bin civarında ekinezya fidesi ürettik. Aynı zamanda 8 bin civarında da oğul otu fidesi ürettik. Bunları bedelsiz olarak çiftçilerimize dağıttık. İlerleyen zamanda Hanönü’nde kadın girişimciler, ada çayı ve kekik noktasında da beklentilerinin olduğunu söylediler. Sahip oldukları arazileri hesaplayıp önümüzdeki dönemlerde de benzer fideler üretip onların bu konuda önlerini açıp, gelir kapısı sağlayacakları çeşitli türleri buralara tedarik etme hazırlığı içerisine gireceğiz. Elimizde hala bu fidelemeyi gerçekleştirecek olan alt yapılarımız mevcut. Onlar istedikleri sürece bizler de buranın iklim şartlarında, ekolojik şartlarına uygun adaptif türleri üretip, onlara vermeyi düşünüyoruz. Yapılmış olan bu seralar hem ihtisas projelerinin altlığını oluşturmak üzere hem bölgesel anlamda hizmet içi eğitim verecek, mühendislerimizin gelip tıbbi aromatik bitkilerin yetiştirdiğini, nasıl yetiştirildiğini yerinde görmek açısından da bizim için önem arz ediyor. Bunların eğitimlerini bu süreçte verdik. Halkımıza da hasatla ve üretimle ilgili çeşitli kurslar düzenledik." "2 dönüm alandan 200 kilogram ürün almayı hedefliyoruz" Daday’ın Uzbanlar köyünde eşi ile birlikte tarım ve çiftçilikle uğraşan Hilmi Oğuz ise, "Bizler ekinezya ve oğul otu üzerinde inşallah bu tarlada hem ekim yapacağız hem de bizlere faydalı ve bereketli olur. Ekinezya ve oğul otunu son yıllardaki hastalık ve mikrop oluşumlarında hem anti inflamatuar (ödem azaltma) etki ekinezyanın ve oğul otunun da sakinleştirici etkide bulunması üzerine bizler de bu alanda ticari faaliyet düşünmüş olduk. Şu an 2.2 dönüm bir alanda ekim yapıyoruz. 12 bin kök oğul otu ve ekinezya dikeceğiz. Buradan nasip olursa 200 kilogram arasında ürün almayı hedefliyoruz. Şu an fiyatı 80 TL civarında ama paketlenir ise bunlar 200 ila 250 TL civarında satılıyor" ifadelerini kullandı.
24 Kasım 2025 Pazartesi - 14:47
Esnaf ve vatandaşlar öğretmenler için kamera karşısına geçti
Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde esnaf ve vatandaşların yer aldığı "Hatıran Yeter" temalı Öğretmenler Günü videosu, sosyal medyada beğeni topladı. Kastamonu’nun İnebolu ilçesinde 24 Kasım Öğretmenler Günü’ne özel hazırlanan "Hatıran Yeter" temalı video, sosyal medyada yoğun ilgi gördü. İnebolu Bilim ve Sanat Merkezi Müdürü Sümeyye Birinci’nin koordinesinde, yönetmenliğini Mustafa Gürkan Aydemir’in yaptığı projede ilçe esnafı ve vatandaşlar gönüllü olarak kamera karşısına geçti. "Her mesleğin temelinde bir öğretmenin emeği vardır" vurgusuyla hazırlanan videoda, öğretmenlerin bireylerin hayatında bıraktığı izler duygusal bir anlatımla işlendi. Kısa sürede binlerce beğeni alan video, sosyal medyada geniş kitlelere ulaştı ve öğretmenlere duyulan minneti bir kez daha gözler önüne serdi.
24 Kasım 2025 Pazartesi - 14:46
Kastamonu’da kadınlara güç veren proje: 38 bin fide dağıtımı yapıldı
Kastamonu Üniversitesi tarafından kurulan serada yetiştirilen 38 bin ekinezya ve oğul otu fidesi, kırsalda yaşayan kadın girişimcilere ücretsiz dağıtıldı. Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi tarafından hazırlanan proje kapsamında Cumhurbaşkanlığı Bütçe Dairesi Başkanlığından sağlanan 7,5 milyon TL fonla 3 adet 250 metrekarelik sera ve 1 adet 500 metrekarelik sundurma kuruldu. "Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin Ekonomiye Kazandırılması" ihtisas projesi kapsamında yetiştirilen fideler, Hanönü ve Daday’da toplam üç kadın girişimciye teslim edildi. Yaklaşık 30 bin ekinezya ve 8 bin oğul otu fidesi toprakla buluşturuldu. Fidelerin dikim programına İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Kılıç ile Proje Koordinatörü Dr. Öğretim Üyesi Kerim Güney de katıldı. Üreticilere bitki yetiştiriciliği, işleme süreçleri ve ekonomik getiriler konusunda bilgilendirme yapıldı. Proje ile gelir seviyesi düşük köylülerinin istihdam edilebilirliğinin artırılması, sosyal girişimciliğin desteklenmesi ve bölgesel ekosistemin korunması amaçlanıyor. "Cumhurbaşkanlığı Bütçe Dairesi Başkanlığından 7,5 milyonluk fonuyla 3 adet 250 metrekare, 1 adet 500 metrekare sera kurduk" 25 yıldır Kastamonu’da tıbbi aromatik bitkiler üzerine araştırmalar yaptığını söyleyen Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Kerim Güney, "Bu süre içerisinde yapmış olduğumuz araştırmalarla Kastamonu bölgesindeki biyolojik çeşitliliğin özellikle floral noktada çok yüksek seviyede olduğunu gördük. Çalışma alanlarımız özellikle flora ve vejetasyondu. Bunların ekonomiye nasıl kazandırılabileceği noktasında çeşitli projeler ortaya koyduk. Araştırma noktasında da çalışmalarımızı tamamladık. YÖK’ün bölgesel kalkınma ve misyon farklılaşması stratejisi dahilinde üniversitelere vermiş olduğu çeşitli görevler olmuştu. Bu görevlerden üniversitemize düşeni Ormancılık ve Tabiat Turizmi noktasında oldu. Biz, üniversite olarak 25 yıllık tecrübelerimizi, deneyimimizi çeşitli projelere aktardık. Bu projelerden bir tanesi de Kastamonu’da tıbbi ve aromatik bitkilerin ekonomiye kazandırılması projesiydi. Yaptığımız bu çalışmada yaklaşık 3 tane 250 metrekarelik polikarbon akıllı seramız yani ısınmasından sulamasına kadar kurulumu tamamlandı. Yaklaşık 2 yıl önce seralarımızda çeşitli tıbbi aromatik bitkilerin üretimlerine başladık. Ada çayı, kekik, ekinezya, mentollü nane fidesi yetiştirdik. Bunları daha öncesinden ihtimale dayalı olmadan altlıklarını biz araştırma olarak çalışmış ve hazırlamıştık. Dolayısıyla da bunun kitlesel üretimi ve bölgesel kalkınmaya destek olması noktasına bu proje sayesinde getirdik. Cumhurbaşkanlığı Bütçe Dairesi Başkanlığından ayrılmış olan fonla yaklaşık 7,5 milyon liraya 250 metrekare 3 adet seramızla 500 metrekare sundurmayı yaptık. Burada tıbbi aromatik bitki fidelerini ürettik. Ürettiğimiz bu fideleri Hanönü’nde 2 çiftçimize, Daday’da da bir çiftçimize dağıtmak nasip oldu. Bundan sonraki süreçlerde biz, bu fidelerin bulundukları coğrafyalarda büyümelerini takip edeceğiz" dedi. "Uçucu yağların şişelenerek piyasaya ulaşmasına aracılık edecek projelerde oluşturacağız" Çiftçilerin talepleri doğrultusunda yeni fideler üreteceklerini söyleyen Güney, "Çiftçilerimizden geri dönüşler olduğunda yeni tıbbi aromatik bitki fidelerine yönelik üretimleriyle ilgili stratejileri gündeme getireceğiz. Yine bunlarla ilgili fidelerimizi üreteceğiz. Tıbbi aromatik bitkiler noktasında Kastamonu’da bir ürün gamı oluşturmaya çalışacağız. Özellikle kadın girişimcilerin oluşturdukları kooperatifler bu işe çok hevesli, işin pazarlanmasının önünü de açmış oluyor. İşin pazar boyutunda da son tüketiciye ulaşmasına vesile olabilecek. Hanönü’nde bunu gördük. Bu bizi memnun etti. Bu ürettiğimiz tıbbi aromatik bitkilerin bir kısmının uçucu yağları var. Bu uçucu yağların şişelenerek piyasaya ulaşmasına aracılık edecek projelerde oluşturmayı düşünüyoruz. Hanönü’nde dağıttığımız fideler esnasında kadın çiftçilerimiz bunlarla da ilgili beklentilerini sundular. Bize düşen bundan sonraki süreçte bu üretimlerin biomass (kütle) açısından ne kadar toprak üstünde bir artım yaptıklarını gözlemlemek ve bu konuda yeni projelerle onların bu ürünlerini katma değerlendirecek noktalara doğru taşımak" diye konuştu. "Orman köylümüze ekonomik anlamda gelir kapısı sağlayacak" Hazırladıkları projelerinin kısa, orta ve uzun vadeli çıktılarının olduğunu söyleyen Güney, "Amacımız hastalanmadan önce destekleyici ürünlerle halk hekimliğinde de kullanılan çeşitli bitkilerle toplumda bir sağlıklı nesil yetiştirme politikasını oluşturmaya çalışmak. Bu noktada da kendi coğrafyamız içinde yetişen tıbbi aromatik bitkilerin bilinçli bir şekilde kullanımını, bunlardan katma değerli ürünler yapılmasını ve hastalanmadan önce bunların nasıl kullanılması gerektiğini bilinçli bir şekilde insanlara anlatacak çeşitli programlar, modüller oluşturarak bunları da halkımızla paylaşmayı düşünüyoruz. Özellikle kırsalda çiftçimize veya orman köylümüze ekonomik anlamda bir gelir kapısı sağlayacak oluşuma imza atmaktı. Başta Sayın Rektörümüz Ahmet Hamdi Topal olmak üzere ihtisaslaşma sürecindeki ilk projelerimizden bir tanesi. Desteklerinden ötürü teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu. "Halkımıza aromatik bitkilerin hasadı ve üretimiyle ilgili kurslar düzenledik" Serada ürettikleri 38 bin fideyi ücretsiz kadın girişimcilere dağıttıklarını belirten Güney, şöyle konuştu: "Burada 30 bin civarında ekinezya fidesi ürettik. Aynı zamanda 8 bin civarında da oğul otu fidesi ürettik. Bunları bedelsiz olarak çiftçilerimize dağıttık. İlerleyen zamanda Hanönü’nde kadın girişimciler, ada çayı ve kekik noktasında da beklentilerinin olduğunu söylediler. Sahip oldukları arazileri hesaplayıp önümüzdeki dönemlerde de benzer fideler üretip onların bu konuda önlerini açıp, gelir kapısı sağlayacakları çeşitli türleri buralara tedarik etme hazırlığı içerisine gireceğiz. Elimizde hala bu fidelemeyi gerçekleştirecek olan alt yapılarımız mevcut. Onlar istedikleri sürece bizler de buranın iklim şartlarında, ekolojik şartlarına uygun adaptif türleri üretip, onlara vermeyi düşünüyoruz. Yapılmış olan bu seralar hem ihtisas projelerinin altlığını oluşturmak üzere hem bölgesel anlamda hizmet içi eğitim verecek, mühendislerimizin gelip tıbbi aromatik bitkilerin yetiştirdiğini, nasıl yetiştirildiğini yerinde görmek açısından da bizim için önem arz ediyor. Bunların eğitimlerini bu süreçte verdik. Halkımıza da hasatla ve üretimle ilgili çeşitli kurslar düzenledik" "2 dönüm alandan 200 kilogram ürün almayı hedefliyoruz" Daday’ın Uzbanlar köyünde eşi ile birlikte tarım ve çiftçilikle uğraşan Hilmi Oğuz ise, "Bizler ekinezya ve oğul otu üzerinde inşallah bu tarlada hem ekim yapacağız hem de bizlere faydalı ve bereketli olur. Ekinezya ve oğul otunu son yıllardaki hastalık ve mikrop oluşumlarında hem anti inflamatuar (ödem azaltma) etki ekinezyanın ve oğul otunun da sakinleştirici etkide bulunması üzerine bizler de bu alanda ticari faaliyet düşünmüş olduk. Şu an 2.2 dönüm bir alanda ekim yapıyoruz. 12 bin kök oğul otu ve ekinezya dikeceğiz. Buradan nasip olursa 200 kilogram arasında ürün almayı hedefliyoruz. Şu an fiyatı 80 TL civarında ama paketlenir ise bunlar 200 ila 250 TL civarında satılıyor" ifadelerini kullandı.
24 Kasım 2025 Pazartesi - 10:55
Tırmandıkları ağaçta meşe palamudu yiyen ayılar kamerada
Kastamonu’da 2 yavrusuyla tırmandığı ağaçta meşe palamudu yiyen ayı cep telefonuyla görüntülendi. Cide ilçesi Hamitli köyünde Mesut Hurma, arkadaşıyla birlikte motosikletiyle seyrederken bir ağacın üzerinde hareketlilik olduğunu fark etti. Motosikleti durduran Hurma ve arkadaşı ayı ile iki yavrusunun tırmandıkları ağacın üzerinde meşe palamudu yediğini gördü. Hurma o anları cep telefonuyla görüntüledi. Ayı ailesi bir süre sonra ağaçtan inerek bölgeden uzaklaştı. Ayıların kendilerini fark edince uzaklaştığını ifade eden Mesut Hurma, "Motosikletle giderken bir an ağaçta hareketlilik fark edince el fenerini yukarıya doğru tuttuk. Bu sırada ayıların gözleri parlamaya başladı. Biz de hemen durduk. Yanımızda hiçbir şey yoktu. Motorun sesini duyunca ayı da ağaçtan inmeye başladı. Biz en başta ağacın tepesinde bir tane ayının olduğunu düşünüyorduk ama bir anne ile iki yavrusu ağaca çıkmış. Ben de telefonu çıkartıp ayıyı görüntüledim. Ağaçtan üç ayıyı da inerken videosunu çekmeyi başardım. Şimdiye kadar meşe ağaçlarına hiç ayının çıktığını görmemiştim ama köyün içlerinde artık, elma, armut, incir gibi yiyecekler bittiği için ayı da meşe ağacına çıkıp meşe palamudunu yiyor" dedi. Bölgede sık sık ayıların görüldüğünü ifade eden Hurma, "Akşam saatlerinde mahallemizdeki komşularımızı ziyarete gittiğimizde bu yol üzerinde domuzları ve ayıları sıklıkla görebiliyoruz. Artık onlarla beraber yaşamaya alıştık" diye konuştu.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder