Yerel Haberler
Kastamonu
20 Aralık 2025 Cumartesi - 13:51 Emekli polis, ahşap hat sanatıyla evini adeta müzeye çevirdi Bomba imha uzmanı olarak görev yaptığı polislik mesleğinden emekli olduktan sonra ahşap hat sanatıyla uğraşmaya başlayan Şaban Meşeoğlu, yaptığı eserleriyle adeta evini müzeye dönüştürdü. Meşeoğlu en büyük hayalinin Kayı sancağını işlediği ahşap tabloyu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hediye etmek olduğunu söyledi. Kastamonu’nun İhsangazi ilçesine bağlı Embiya köyünde yaşayan 73 yaşındaki emekli polis Şaban Meşeoğlu, 1993 yılında emekli olduktan sonra gittiği Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Türbesi’nde Arapça "Allah" yazılı levhadan etkilenerek ahşap oyma sanatına yöneldi. Uzun yıllar bomba imha uzmanı olarak görev yapan Meşeoğlu, emekliliğini adeta ahşap oyma sanatına adadı. Hat sanatını ahşaba işleyen ve ahşap oyarak çeşitli kabartmalar yapan Meşeoğlu, yıllar içinde yaptığı eserleriyle evini adeta bir müzeye dönüştürdü. Yaşlılığı sebebiyle sanatına devam edemeyen Meşeoğlu, en büyük hayalinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, Kayı sancağını işlediği ahşap tabloyu hediye etmek oluğunu söyledi. Türkiye’yi yağtığı SİHA’larla gururlandırdığı için BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar’a, kargo ile çift başlı kartal figürü işlemeli tablo gönderdiğini kaydeden Meşeoğlu, tablonun Selçuk Bayraktar’a ulaşıp ulaşmadığını çok merak ettiğini ifade etti. "Evimi müze haline getirdim" Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli’nin türbesindeki hatların kendisine ilham olduğunu söyleyen Meşeoğlu, "Türbede baktım camekan içerisinde üçgen şeklinde bir yazı var, kufi şeklinde yazıyor. Öğrendim ki kenarlarda Muhammed, ortada Allah yazıyor. Ben, Sezai Karakoç’un şiirleriyle büyüdüm, şiirlerinde, ’kuşların yuvasına hak yol İslam yazacağız’ der. ’Bu üçgen bizim kültürümüzde yok, sen nereden buldun’ diyenler oldu. Ben, bu yazıyı 5 sene cebimde gezdirdim. En son sanayiye gittim, 7 levha yaptım. Öbür sene 20 levha yaptım. Benim ahşap oymada az çok bir becerim var. Hatta çocukluğumda ortaokula giderken ben bir mezarlık imalathanesinde çalıştım. O arada hilal içerisinde bozkurt resmi yaptım. Evimde 2 odanın duvarlarını oymalarla süsledim. Evimi müze haline getirdim" dedi. İsrail menşeli ürünleri yasakladığı için Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’ya da ulaşmak istediğini söyleyen Meşeoğlu, "Maduro, bizim İslam ülkelerinin yapamadığını yaptı. Hristiyan bir ülke. Amerika’dan ülkesine gelecek İsrail ürünlerini yasakladı. Filistin’e destek verdi. İslam ülkeleri bunu yapamadı. Ben ona Kastamonu’daki Şeyh Şaban-ı Veli’nin sancağını göndermek istiyorum ama benim kolum kısa. Maduro’ya ulaşmak için bana yardımcı olunursa çok sevinirim" diye konuştu. "İnsanın ruhunu rahatlatıyor" Yaptığı eserlerin büyük bir emek istediğini kaydeden Meşeoğlu, "Bu oymanın zamanı falan olmaz. Bunu gece çalışıyorsun, gündüz çalışıyorsun. Kereste sesini duymak, dinlemek, çizimlerini yapmak çok farklı bir olay. Bu olay öyle göründüğü gibi basit bir olay değil. Aşağı yukarı 15 senedir falan ben bu işlerle uğraşıyorum. Bir eseri meydana getirmek çok büyük bir olaydır. İnsanın ruhunu rahatlatır, bunlara bakmak benim için çok büyük bir olay. Güzeli seviyorum, güzel olan her şeyi seviyorum" şeklinde konuştu. "Kendisi bizlere ahşap oymasını öğretti" İhsangazi ilçesine bağlı Embiya köyünde 2018 yılında imam hatip olarak atanan Yunus Bademli ise Meşeoğlu’nun kendisine ahşap oymayı öğrettiğini belirterek, "O bizim ustamız, bir gün bana kendi atölyesini tanıtmak, yapmış olduğu eserleri göstermek istedi. Şaban amcayla bu şekilde tanışıklığımız başladı. O gün bugün bizim kendisi de acizane bizlere burada bu işi gösterdi, öğretti. Öğrendikten sonra bizim de eserlerimiz oldu. Şaban amcamla da onları Allah razı olsun, kendisinden çok ilham aldık" ifadelerini kullandı.
20 Aralık 2025 Cumartesi - 13:36 Emekli polis, ahşap hat sanatıyla evini adeta müzeye çevirdi Bomba imha uzmanı olarak görev yaptığı polislik mesleğinden emekli olduktan sonra ahşap hat sanatıyla uğraşmaya başlayan Şaban Meşeoğlu, yaptığı eserleriyle adeta evini müzeye dönüştürdü. Meşeoğlu en büyük hayalinin Kayı sancağını işlediği ahşap tabloyu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hediye etmek olduğunu söyledi. Kastamonu’nun İhsangazi ilçesine bağlı Embiya köyünde yaşayan 73 yaşındaki emekli polis Şaban Meşeoğlu, 1993 yılında emekli olduktan sonra gittiği Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli Türbesi’nde Arapça "Allah" yazılı levhadan etkilenerek ahşap oyma sanatına yöneldi. Uzun yıllar bomba imha uzmanı olarak görev yapan Meşeoğlu, emekliliğini adeta ahşap oyma sanatına adadı. Hat sanatını ahşaba işleyen ve ahşap oyarak çeşitli kabartmalar yapan Meşeoğlu, yıllar içinde yaptığı eserleriyle evini adeta bir müzeye dönüştürdü. Yaşlılığı sebebiyle sanatına devam edemeyen Meşeoğlu, en büyük hayalinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, Kayı sancağını işlediği ahşap tabloyu hediye etmek oluğunu söyledi. Türkiye’yi yağtığı SİHA’larla gururlandırdığı için BAYKAR Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar’a, kargo ile çift başlı kartal figürü işlemeli tablo gönderdiğini kaydeden Meşeoğlu, tablonun Selçuk Bayraktar’a ulaşıp ulaşmadığını çok merak ettiğini ifade etti. "Evimi müze haline getirdim" Hz. Pir Şeyh Şaban-ı Veli’nin türbesindeki hatların kendisine ilham olduğunu söyleyen Meşeoğlu, "Türbede baktım camekan içerisinde üçgen şeklinde bir yazı var, kufi şeklinde yazıyor. Öğrendim ki kenarlarda Muhammed, ortada Allah yazıyor. Ben, Sezai Karakoç’un şiirleriyle büyüdüm, şiirlerinde, ‘kuşların yuvasına hak yol İslam yazacağız’ der. ’Bu üçgen bizim kültürümüzde yok, sen nereden buldun’ diyenler oldu. Ben, bu yazıyı 5 sene cebimde gezdirdim. En son sanayiye gittim, 7 levha yaptım. Öbür sene 20 levha yaptım. Benim ahşap oymada az çok bir becerim var. Hatta çocukluğumda ortaokula giderken ben bir mezarlık imalathanesinde çalıştım. O arada hilal içerisinde bozkurt resmi yaptım. Evimde 2 odanın duvarlarını oymalarla süsledim. Evimi müze haline getirdim" dedi. İsrail menşeli ürünleri yasakladığı için Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’ya da ulaşmak istediğini söyleyen Meşeoğlu, "Maduro, bizim İslam ülkelerinin yapamadığını yaptı. Hristiyan bir ülke. Amerika’dan ülkesine gelecek İsrail ürünlerini yasakladı. Filistin’e destek verdi. İslam ülkeleri bunu yapamadı. Ben ona Kastamonu’daki Şeyh Şaban-ı Veli’nin sancağını göndermek istiyorum ama benim kolum kısa. Maduro’ya ulaşmak için bana yardımcı olunursa çok sevinirim" diye konuştu. "İnsanın ruhunu rahatlatıyor" Yaptığı eserlerin büyük bir emek istediğini kaydeden Meşeoğlu, "Bu oymanın zamanı falan olmaz. Bunu gece çalışıyorsun, gündüz çalışıyorsun. Kereste sesini duymak, dinlemek, çizimlerini yapmak çok farklı bir olay. Bu olay öyle göründüğü gibi basit bir olay değil. Aşağı yukarı 15 senedir falan ben bu işlerle uğraşıyorum. Bir eseri meydana getirmek çok büyük bir olaydır. İnsanın ruhunu rahatlatır, bunlara bakmak benim için çok büyük bir olay. Güzeli seviyorum, güzel olan her şeyi seviyorum" şeklinde konuştu. "Kendisi bizlere ahşap oymasını öğretti" İhsangazi ilçesine bağlı Embiya köyünde 2018 yılında imam hatip olarak atanan Yunus Bademli ise Meşeoğlu’nun kendisine ahşap oymayı öğrettiğini belirterek, "O bizim ustamız, bir gün bana kendi atölyesini tanıtmak, yapmış olduğu eserleri göstermek istedi. Şaban amcayla bu şekilde tanışıklığımız başladı. O gün bugün bizim kendisi de acizane bizlere burada bu işi gösterdi, öğretti. Öğrendikten sonra bizim de eserlerimiz oldu. Şaban amcamla da onları Allah razı olsun, kendisinden çok ilham aldık" ifadeleri kullandı. (Vİ-MK-
Kız meselesi cinayeti ile ilgili mahkemeden karar: Kemik yaşı araştırılacak
25 Temmuz 2025 Cuma - 15:13 Kız meselesi cinayeti ile ilgili mahkemeden karar: Kemik yaşı araştırılacak Kastamonu’da kız meselesi nedeniyle çıkan tartışmada öldürülen gençle ilgili görülen davada, sanıkların yargılanmasına devam edildi. Duruşmada, 18 yaşından küçük olduğu öne sürülen cinayet şüphelisinin kemik yaşının belirlenmesine karar verildi. Olay, 2023 yılının aralık ayında merkez Yolkonak köyü Yukarıyuva Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Fuat Camcı (19) ile Ferdi D. arasında kız meselesi yüzünden telefonda tartışma çıktı. Tartışmanın büyümesi üzerine Fuat Camcı, en yakın arkadaşı olan Eren E.’nin aracına binerek, yanlarına aldıkları Yusuf S. ile birlikte Yolkonak köyüne gitti. Köye geldikleri sırada Ferdi D. ile Fuat Camcı arasında çıkan tartışma büyüdü. İddialara göre Ferdi D. ile Yusuf S., yanlarında bulundurdukları tüfekle Fuat Camcı’yı çapraz ateşe alıp vurarak öldürdü. Olayın ardından Eren E. aracıyla, Ferdi D. ve Yusuf S. ise yaya olarak olay yerinden uzaklaştı. İhbar üzerine Kastamonu İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince başlatılan incelemede, olaya karışan Ferdi D., Yusuf S. ve Eren E. gözaltına alındı. Karakoldaki işlemlerinin ardından adli makamlara sevk edilen 3 sanık tutuklandı. Olay sonrası sanıklar hakkında Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesi’nde ’kasten öldürme’ suçundan dava açıldı. Yargılama devam ederken, Kastamonu Cumhuriyet Başsavcılığınca suçta kullanılan kısa namlulu tüfeğin bulunamaması üzerine Ahmet C.G., Polat S., Onur Ş. ve Recep K. hakkında da ’suç delillerini yok etme ya da değiştirme’ suçundan dava açıldı. Mahkeme heyeti, açılan bu davayı mevcut dosyayla birleştirerek yargılamayı sürdürdü. Cumhuriyet savcısı, sanıkların cezalandırılmasını talep etti Duruşmada cumhuriyet savcısı, Ferdi D., Yusuf S. ve Eren E.’nin ’kasten öldürme’ suçundan müebbet hapis cezası ile cezalandırılmalarını talep etti. Diğer sanıklar Ahmet C.G., Polat S., Onur Ş. ve Recep K. hakkında ise ’suç delillerini yok etme ya da değiştirme’ suçundan 5 yıla kadar hapis cezası istedi. 18 yaşından küçük olduğu iddia edilen cinayet şüphelisinin kemik yaşı araştırılacak Kastamonu E Tipi Kapalı Cezaevi’nden ankesörlü telefonla babasını arayarak kemik yaşını sorduğu gerekçesiyle duruşmaya delil olarak giren konuşmaların ardından, cinayet şüphelisinin kemik yaşının araştırılmasına karar verildi. Duruşmada kendisini savunan tutuklu sanık Ferdi D., "Polis abiler bana ‘Seni kemik yaşına yolladılar mı?’ diye sordular. Ben de bunu bilmediğim için babamı arayıp sordum. Polisler sorunca kafam karıştı, o yüzden bilmediğimden babamı aradım. Babam da bana ‘Herhangi bir sıkıntı yok’ dedi. Bu olay yaşandığı için çok pişmanım. Böyle bir olay olduğu için pişmanlık duyuyorum. Tahliyemi istiyorum" dedi. Diğer tutuklu sanık Yusuf S. ise "Her ne kadar yargılama bu aşamaya gelinceye kadar söylememiş olsam da Fuat’ın tehdit ve hakaretleri hem bana hem Ferdi’ye yönelik olmuştur. Olayın dışında kalmak için şimdiye kadar söyleyemedim. Böyle bir olay yaşandığı için pişmanım" diye konuştu. Tutuksuz yargılanan Ahmet C.G., "Bir resimden dolayı dosyaya sanık olarak girdim. Şu anda da yargılanıyorum. Benim herhangi bir suçum yok. Bir şey yapmadım, beraatımı talep ediyorum" dedi. Tutuksuz sanık Eren E. de beraatını talep etti. Maktul Fuat Camcı’nın annesi Z. Camcı ise "Daha önceki beyanlarımı tekrar ediyorum. Benim yavrumu planlı bir şekilde öldürdüler. En ağır cezayı almalarını istiyorum. Hiçbir indirim uygulanmadan cezalandırılsınlar" diyerek sanıklara tepki gösterdi. Cumhuriyet savcısı, cezaevinin ankesörlü telefonundan yapılan görüşmenin ses kaydı incelemesinde, suça sürüklenen çocuk Ferdi D.’nin yaşı hususunda tereddüt ve belirsizlik oluştuğu için araştırma talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, Ferdi D. ve Yusuf S.’nin tutukluluğunun devamına karar verirken, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Ayrıca heyet, Ferdi D.’nin Adli Tıp Kurumu’na sevk edilerek kemik yaşının belirlenmesine ya da hastanede doğduysa doğum kayıtlarının gönderilmesine karar verdi.
Emekli oldu, devlet tecrübesini kitaplara yazdı
25 Temmuz 2025 Cuma - 14:52 Emekli oldu, devlet tecrübesini kitaplara yazdı Kastamonu’nun Çatalzeytin ilçesine yaşayan emekli Vali Yardımcısı Nevzat Sinan, hayalini kurduğu yazarlığa kitap yazarak başladı. Görevde bulunduğu süre boyunca edindiği hatıraları kaleme alan Sinan, bu birikimlerini kitap haline getirdi. Amasya, Denizli ve Nevşehir gibi illerde Vali Yardımcılığı yapan Nevzat Sinan, emekli olduktan sonra Kastamonu’nun Çatalzeytin ilçesine yerleşti. Burada, yaptırdığı evinin bahçesinde ormanlık alan içerisinde Karadeniz’e karşı yaşamını sürdüren Sinan, görev süresince yaşadıklarını kaleme alarak "Salıncak" isimli kitabını yayımladı. Kitabında, yeni yetişecek kaymakamlara tavsiyelerde bulunan Sinan, ardından Tosya’da büyük yıkıma neden olan 1943 depreminde tanışan anne ve babasının hikayesini anlattığı "Depremde Aşk, Aşkta Deprem" adlı kitabını da yayımladı. Kadın cinayetlerine de kayıtsız kalmayan Sinan, bu olayların psikolojik yönünü ele aldığı bir kitap yazdı. Ayrıca 11 Ağustos 2021’de Karadeniz Bölgesi’nde meydana gelen sel felaketini de konu alan bir kitap kaleme aldı. Bu eserinde, selde hayatını kaybeden kişilerin hayallerine yer verirken, sel felaketine karşı alınabilecek önlemleri de vurguladı. "Emekli olunca yıllardır aklımda olan mesleki hatıralarımı yazdım" 45 yıl görev yaptıktan sonra 2019 yılında Nevşehir’de Vali Yardımcısı iken emekli olduğunu belirten Nevzat Sinan, "Emekli olmadan önce üretmek istiyordum. Hayatım boyunca hep üretken bir yapım vardı. Emekli olunca boş durmak istemedim. Yıllardır aklımda olan mesleki hatıralarımı yazmaya başladım. ‘Salıncak’ adlı kitabım tamamen bu hatıralardan oluşuyor. Memuriyet hayatımın başından emekli olduğum güne kadar tüm hatıralarımı bu kitapta topladım. Yazarlık çok farklı bir duygu; bir kere bulaşınca kolay kolay bırakılmıyor. Bu kez ailemin hatıralarını anlatan, rahmetli annemle babamın hikâyesini anlattığım ‘Depremde Aşk, Aşkta Deprem’ adlı kitabı yazdım. 1943 Tosya depremi Kastamonu için çok büyük bir afet. Kastamonu Kalesi’nden bile kayaların düştüğü, Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın çöktüğü bir depremden söz ediyoruz. Bu depremde annemle babam tanışıyor, evleniyorlar. 1960 yılında ikisi de hayatını kaybedince aşk, bir başka depreme dönüşüyor. Kitabın adı da buradan geliyor" dedi. Sinan, daha sonra "Elvide" adlı kitabını kaleme aldığını, bu eserde yörede yaşamış bir kadının hikayesini anlattığını belirterek, "Birilerine göre meczup, birilerine göre evliya olan Elvide’nin Kurtuluş Savaşı dönemine denk gelen hayat hikâyesine yer verdim. Ona Şehit Şerife Bacı gibi bir rol verdim ve cepheye kağnıyla mermi taşıttım" diye konuştu. "Suyun Ötesi, Romanya’dan Tosya’ya uzanan bir hikâye" Dördüncü kitabının "Suyun Ötesi" adını taşıdığını belirten Sinan, "Romanya’dan başlayıp Tosya’da biten bir hikaye. Osmanlı’nın son döneminde Balkanlar’da yaşayan gençlerin, İstanbul’a göçünü, eğitim, sürgün ya da siyaset gibi nedenlerle yaşadığı zorlukları anlattım. Hikâyenin ana karakteri İsmail, Tosya’ya yerleşip 1920 yılında hayatını kaybediyor. Kitap, Romancaya çevriliyor ve Romanya’da yayımlanacak. Bu benim için çok büyük bir onur" dedi. Çatalzeytin’in kendisine ilham verdiğini vurgulayan Sinan, "Karadeniz’in hem serin hem rüzgarlı hem de denizi yukarıdan gören bir noktasını aradım. Eşimle birlikte Çatalzeytin’i çok beğendik. Deniz ayaklarımızın altında, çevremiz yemyeşil ormanlarla çevrili. Buranın yeşili ve mavisi çok farklı. Bahçemde domates, fasulye, biber yetiştiriyorum. Kışın Ankara’da yaşarken, yazın Çatalzeytin’in ürünlerini tüketiyorum. Toprağın bana verdiği canlılık, yazmamı sağlıyor. Manzaraya baktığımda ilham geliyor. Kitaplarımı burada yazmak bana çok keyif veriyor" şeklinde konuştu.
Rehber adayları Karadeniz’in zenginliklerini yerinde öğreniyor
24 Temmuz 2025 Perşembe - 13:30 Rehber adayları Karadeniz’in zenginliklerini yerinde öğreniyor Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın düzenlediği Türkiye Uygulama Gezisi kapsamında 50 rehber adayı, Karadeniz illerini gezerek kokart almaya hak kazanmak için eğitim alıyor. Kastamonu’da gerçekleştirilen programda adaylara tarihi ve turistik mekânlarla ilgili bilgiler verildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yetkilendirilen Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi tarafından üniversitelerin Turizm Rehberliği Bölümü öğrencileri, mezunları ve dış katılımcılar için uygulamalı eğitim gezisi düzenlendi. Gerçekleştirilen geziler kapsamında rehber adayı öğrenciler, Karadeniz ve İç Anadolu bölgelerinde tarihi ve turistik mekânları ziyaret etti. Kastamonu’ya da gelen rehber adaylarına Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’ni temsilen Kastamonu Üniversitesi Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal tarafından bilgi verildi. Trabzon’dan başlayan gezide rehber adayları sırasıyla Giresun, Ordu, Samsun, Sinop, Amasya, Tokat, Çorum, Kastamonu ve Karabük illerini gezdi. Kastamonu Üniversitesi Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal, ziyaret edilen tarihi, turistik ve kültürel alanlarla ilgili katılımcılara bilgi aktardı. Gezinin sonunda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılacak sınavda başarılı olan adaylar, Karadeniz Bölgesi’ne yönelik kokart alarak tur düzenleyebilecek. "48 rehber adayı arkadaşımız seyahatimize katılıyor" Kastamonu Üniversitesi Öğretim Görevlisi Hikmet Haberal, "Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yetkilendirilen Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi’nde görevlendirildim ve bu faaliyete üniversitemi temsilen katılıyorum. Şu anda mevcut turist rehberleri, Turizm Rehberliği Bölümü öğrencileri ve farklı disiplinlerden ilgili yasa kapsamında bu hakkı elde eden kişilerle birlikte bu geziyi gerçekleştiriyoruz. Toplamda 48 rehber adayı arkadaşımız seyahatimize katılıyor" dedi. "Karadeniz kokartı da almak istedikleri için bu geziye katıldılar" İlk olarak Trabzon’daki Sümela Manastırı’ndan başladıklarını belirten Haberal, "Ardından Ayasofya Camii, Atatürk Köşkü, Uzungöl Tabiat Parkı’na geçtik. Ordu’nun Boztepe’si başta olmak üzere Karadeniz sahil hattındaki pek çok yeri gezdik. Sinop ve Samsun’daki tarihi ve kültürel değerleri yerinde gördük. Öğrencilerimize, bu mesleğe atılmış ya da atılacak olan kişilere Karadeniz’i anlatmaya çalıştık. Daha sonra Amasya ve Tokat’a geçtik. Her iki ilin de tarihi ve kültürünü yerinde tanıttık. Ardından Çorum’a geçerek, Hattuşa Antik Kenti (Boğazköy) ile Yazılıkaya’yı ziyaret ettik. Buraları da arkadaşlarımıza tanıttık. Çok beğenildi. Türkiye’nin dört bir yanından gelen öğrencilerimiz çok başarılı ve değerli. İnşallah bu 48 rehber adayımızdan sınavı geçenler, her biri birer otobüs ile ayda bir Kastamonu’ya ya da diğer illere turlar düzenleyecekler. Ege, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerinde rehberlik yapan arkadaşlarımız, Karadeniz kokartı da almak istedikleri için bu geziye katıldılar. Sınavdan sonra Karadeniz’e de turlar düzenleyebilecekler. Bu anlamda bizimle bir haftalık meşakkatli bir gezi sürecine katıldılar. Son durağımız Karabük ve Safranbolu olacak" ifadelerini kullandı. "Hem turistik değerleri hem de gastronomi lezzetleriyle Kastamonu beni çok şaşırttı" Geziye katılan Zehra Ercan, "Harika bir yolculuk oldu. Son 2 yıldır Kapadokya Üniversitesi’nde Turizm Rehberliği yüksek lisansı yaptım. Kokartımı alabilmek için bu uygulama gezisine çıktım. Bu benim ikinci seyahatim. İlkini İç Anadolu’da, ikincisini Doğu ve Orta Karadeniz Bölgesi’nde yaptık. Kastamonu beşinci durağımız oldu. Trabzon’dan başlayarak Ordu, Sinop, Samsun, Çorum ve Tokat’ı gezdikten sonra Kastamonu’ya geldik. Çok beğendik ve sevdik. Hem turistik değerleri hem de gastronomisi beni oldukça şaşırttı. İnşallah kokartımı aldıktan sonra ilk turumu buraya düzenlemek istiyorum" dedi. "Hitit dönemine ait taprammi çanağını Kastamonu’yu ziyaret edenlerin görmesini öneririm" Eskişehir’de profesyonel turist rehberi olan Oğuzhan Yük ise, "Toplamda iki bölgede rehberlik yapıyorum, inşallah Karadeniz üçüncü bölgem olacak. Eğitim seyahatimiz Trabzon’dan başladı ve şu anda Kastamonu’dayız. Kastamonu tarihi dokusuyla oldukça etkileyici bir şehir. Özellikle Arkeoloji Müzesi’nden bahsetmek isterim. İçerisinde çok sayıda eser var. En çok dikkatimi çeken ise Hitit İmparatorluk dönemine ait taprammi çanağı oldu. Kastamonu’ya gelen herkesin bu eseri Arkeoloji Müzesi’nde görmesini öneririm" diye konuştu. "Şeyh Şaban-ı Veli Külliyesi’ne gidip hoşgörülü anlayışını teneffüs etmek istiyorum" İstanbul Rehberler Odası’na bağlı profesyonel turist rehberi Ozan Dağtekin ise, "Şu ana kadar Marmara, Ege ve İç Anadolu bölgelerinde rehberlik yapabiliyordum. Şimdi Karadeniz kokartını da alarak bu bölgede rehberliğe başlayacağım. Trabzon’dan başlayan yolculuğumuzun Kastamonu ayağındayız. Burada olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Şehir oldukça temiz ve dokusu güzel. Müzelerini ziyaret edeceğiz. Şeyh Şaban-ı Veli Külliyesi’ni de görmek istiyorum. Onun hoşgörülü anlayışını külliyesinde teneffüs etmeyi arzuluyorum" şeklinde konuştu. "Kastamonu, kurtuluş mücadelesindeki yeriyle de önemli bir durak" Profesyonel turist rehberi İlhan Varlık da, "6326 sayılı yasa ile Türkiye’de turist rehberliği profesyonel bir meslek haline geldi. Üniversitelerin çeşitli bölümlerinden gelen kişiler, belirli müfredatı tamamladıktan sonra zorunlu eğitim gezisine katılıyor. Bu kapsamda Kastamonu da ziyaret noktalarımızdan biri oldu. Milli Mücadele’deki yeri nedeniyle bu şehir tarihimiz açısından çok önemli" dedi.
Kastamonu Üniversitesi’nin geliştirdiği EQUINNO projesine destek
23 Temmuz 2025 Çarşamba - 15:08 Kastamonu Üniversitesi’nin geliştirdiği EQUINNO projesine destek Kastamonu Üniversitesi tarafından geliştirilen EQUINNO projesine, TÜBİTAK 1507 Ar-Ge desteği sağlandı. Kastamonu Üniversitesi Daday Nafi ve Ümit Çeri Meslek Yüksekokulu Atçılık ve Antrenörlüğü Programı Öğretim Görevlisi Ayhan Şanlı tarafından geliştirilen EQUINNO adlı Ar-Ge projesi, TÜBİTAK 1507 - KOBİ Ar-Ge Başlangıç Destek Programı kapsamında destek almaya hak kazandı. Hayvan performans ölçüm teknolojileri alanında yenilikçi bir dijital sistem sunan proje, antrenman süreçlerinin bilimsel temellere dayalı olarak izlenmesini ve hayvan sağlığının daha hassas biçimde takip edilmesini hedefliyor. Projenin yürütücülüğünü Öğretim Görevlisi Ayhan Şanlı üstlenirken, araştırma ekibinde Abdullah Gül Üniversitesi’nden Elektrik ve Elektronik Mühendisi Dr. Öğretim Üyesi Fatih Altındiş ve Bilgisayar Mühendisi Dr. Öğretim Üyesi Oğuzhan Ayyıldız, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nden Veteriner Hekim Öğretim Görevlisi Bahadır Kaan Utlu, Kastamonu Üniversitesi araştırmacı olarak Doç. Dr. Gülizar Cengiz ile Daday Nafi ve Ümit Çeri Meslek Yüksekokulu’nda görevli Dr. Öğretim Üyesi Yahya Sönmez ile Danimarka’da ikamet eden, Uluslarası Binicilik Federasyonu’na (FEI) kayıtlı Veteriner Hekim ve aynı zamanda At Osteopatisi Uzmanı Fikret Memişoğlu yer aldı. Çoklu sensör mimarisiyle desteklenen EQUINNO, antrenman sırasında oluşabilecek hareket düzensizlikleri, stres belirtileri ve performans sapmalarını anlık olarak tespit ederek kullanıcıya önleyici uyarılar sunuyor. Sistem, çeşitli biyofiziksel verileri gerçek zamanlı toplayarak analiz ediyor ve bu verileri sade ve işlevsel bir mobil arayüz aracılığıyla antrenör, veteriner hekim ve at sahiplerinin kullanımına sunuyor. Ölçüm verileri günlük ve dönemsel grafiklerle arşivlenebiliyor, böylece her bir hayvan için bireysel performans haritaları oluşturulabiliyor. Proje; yalnızca atçılık branşlarıyla sınırlı kalmayıp, tüm performans hayvanlarında kullanılabilir modüler ve taşınabilir bir sistem geliştirmeyi amaçlıyor. EQUINNO’nun, veteriner kontrollerinden yarış performans analizlerine, antrenman yönetiminden satın alma karar süreçlerine kadar birçok alanda nesnel ve veri temelli karar desteği sunması hedefleniyor. Ayrıca sistemin, bilimsel araştırmalar için büyük veri altyapısı ve federasyonlar, kulüpler, sigorta kurumları gibi organizasyonlar için merkezi izleme imkanı sağlayacak biçimde tasarlandığı belirtildi. Kastamonu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hamdi Topal, proje yürütücüsü Öğretim Görevlisi Ayhan Şanlı başta olmak üzere projede görev alan akademik ekibi tebrik ederek, Kastamonu Üniversitesinin bilimsel üretim kapasitesine sundukları katkı için teşekkür etti.
Kastamonu Polis Meslek Yüksekokulundan 486 polis mezun oldu
23 Temmuz 2025 Çarşamba - 15:06 Kastamonu Polis Meslek Yüksekokulundan 486 polis mezun oldu Kastamonu Polis Meslek Yüksekokulunda eğitimlerini tamamlayan 486 polis, düzenlenen mezuniyet töreniyle görev yerlerine uğurlandı. Kastamonu Polis Meslek Yüksekokulu (PMYO) 22. Dönem Mezuniyet Töreni, ilk kez Gazi Stadyumu’nda gerçekleştirildi. Tören, mezun olacak öğrencilerin yerlerini almasıyla başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından dönem birincisi Mehmet Ali Karadağ, yaş kütüğüne plaketini çaktı. Eski Devlet Bakanı Murat Başesgioğlu, "Bundan 28 yıl evvel Kastamonu Polis Meslek Yüksekokulu’nun açılışını imzalarken, onaylarken duyduğum heyecanın şimdi katbekat fazlasını yaşıyorum. Vicdanlı, ahlaklı, vatansever evlatlar yetiştirdiğiniz için millet olarak sizlere şükran borçluyuz. Her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Şerefli, şanlı emniyet teşkilatına yeni nefes, yeni güç olarak katılıyorsunuz. Bugün omuzlarınıza bu üniformayla birlikte çok önemli sorumluluklar yükleniyor. En büyük sorumluluğunuz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bekasını korumaktır. Ayrıca aziz milletimizin esenliğini ve güvenliğini sağlamak da sizin görevinizdir" dedi. Vali Yardımcısı Aydın Ergün ise, "Sizler, Türkiye Cumhuriyeti’nin kanunlarını koruma, halkın can ve mal güvenliğini sağlama göreviyle büyük bir sorumluluk üstleniyorsunuz. Bu görev; vatan, millet sevgisi, sadakat ve hukuka bağlılık gibi olmazsa olmazlara sahip bir meslektir. Hukuktan, adaletten ve insan haklarından sapmadan milletimizin emanetine sahip çıkacağınıza, ay yıldızlı bayrağımızı gururla taşıyacağınıza yürekten inanıyorum. Bu şerefli mesleğe adım attığınız bu özel günde sizleri tebrik ediyor, görevlerinizde başarılar diliyorum" ifadelerini kullandı. Kastamonu Milletvekili Halil Uluay da mezun olan polis adayları ile ailelerini tebrik ederek, gittikleri görev yerlerinde başarılar diledi. Kastamonu’da eğitimini tamamlayıp mezun olan gençlerin ülkenin huzuru ve güvenliği için göreve uğurlanmasının onurunu yaşadıklarını belirten Kastamonu Milletvekili Serap Ekmekci, "Kastamonu, tarihin her döneminde devletine sadakatiyle, güvenlik güçlerine olan desteğiyle öne çıkmıştır. Bugün mezun olan evlatlarımızı da bu şehrin asaletiyle, bu milletin duasıyla görev yerlerine uğurluyoruz. Türkiye’nin dört bir yanına umutla, inançla yola çıkan gönül erlerisiniz. Gittiğiniz her yerde yüreğinizde bu memleketin duası, ardınızda bu şehrin selamı olacak" dedi. Kastamonu Polis Meslek Yüksekokulu Müdürü Mehmet Yüksel ise, "Buradan ülkemizin dört bir yanında görev alacak 486 yeni polis memurumuzu uğurluyoruz. Bu sadece bir mezuniyet değil, aynı zamanda milletimize verilen bir hizmet sözüdür. Göreviniz neresi olursa olsun bu okuldan edindiğiniz değerler daima sizinle olacak. Ne olursa olsun dürüstlükten ve adaletten ödün vermeyiniz. Değeriniz, vicdanınız; dayanağınız hukuk, sancağınız ise ay yıldızlı bayrağımız olsun. Kendinize başkaca mihraplar yüklemeyiniz. Hepiniz asil birer sancaksınız. Daima dik durun, bayrağı hiçbir şahsi çıkarla lekelemeyin" şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından dereceye giren polis adaylarına hediyeleri takdim edildi. Daha sonra mezun olan polis adayları yemin etti. Yemin töreninin ardından Kur’an-ı Kerim okundu ve dua edildi. Son olarak geçiş töreni gerçekleştirildi. Törenin tamamlanmasıyla birlikte mezun olan polisler, geri sayım yaparak keplerini havaya fırlattı. Törenin ardından mezun olan polisler ile aileleri bir araya geldi.