Yerel Haberler
Kayseri
18 Aralık 2025 Perşembe - 17:34 Koyun otlatma cinayetinin şüphelileri baba-oğul yakalandı Kayseri’nin Hacılar ilçesinde iddiaya göre koyun otlatma meselesinden dolayı çıkan ve 1 kişinin hayatını kaybettiği olayın şüphelileri baba ve oğul polis ekipleri tarafından yakalandı. Edinilen bilgiye göre, Karpuzsekisi Mahallesi 22. Cadde’de bulunan arazide meydana gelen olayda, iddiaya göre koyun otlatma meselesi yüzünden 2 grup arasında tartışma çıktı. Çıkan tartışmanın büyümesi üzerine S.Y. (36) yanındaki silah ile ateş açtı. Açılan ateş sonucu 3 kişi yaralanırken, ihbar üzerine bölgeye çok sayıda polis ve sağlık ekibi sevk edildi. Sağlık ekiplerinin yaptığı ilk müdahalede Ethem T.’nin hayatını kaybettiği belirlenirken, oğlu ve yeğeni de yaralandı. Yaralılar ambulansla Kayseri Şehir Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Çevrede geniş güvenlik önlemi alan polis ekipleri de inceleme yaptı. Ekiplerin, olayın ardından kaçan şüpheli S.Y.’yi yakalamak için çalışmaları sürerken, olay esnasında S.Y.’nin yanında bulunan A.S. ekipler tarafından gözaltına alındı. Öte yandan, Ethem T.’nin hayatını kaybettiği silahlı kavga olayında diğer yaralıların hastanedeki tedavisi sürerken, iddiaya göre cinayetin işlendiği kavganın sebebinin koyun otlatma meselesinden çıktığı öğrenildi. Olayın ardından Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği, İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Kom Şube Müdürlüğü görevlileri tarafından yapılan ortak çalışmalar sonucunda tespit edilen şüpheli şahısların yakalanmasına yönelik gerçekleştirilen operasyonda olayı gerçekleştiren S.Y. (36) ve olayın gerçekleşmesinde yardımcı olan oğlu S.S.Ç. (17) olayda kullanılan ruhsatsız tabanca ile birlikte yakalandı. Yakalanan baba-oğul adli makamlarca tutuklanarak cezaevine teslim edildi.
18 Aralık 2025 Perşembe - 16:23 Büyükşehir zabıtası, şehrin huzuru ve düzeni için denetimlerine devam ediyor Kayseri Büyükşehir Belediyesi Zabıta ekipleri, kentin huzur, düzen, sağlık ve güvenliği için denetimlerini sürdürüyor. Bu kapsamda şehir merkezindeki ticarethanelere yönelik denetimlerde zabıta ile İl Ticaret Müdürlüğü ekipleri fiyat etiketi ve dara alma denetimi yaptı. Kayseri Büyükşehir Belediyesi, kentteki kurum ve kuruluşlarla dayanışma halinde vatandaşların huzur, güvenlik ve sağlığını önceleyen denetim hizmetlerini de gerçekleştiriyor. Kayseri’deki şehir merkezinde faaliyet gösteren ticarethanelere yönelik denetimlerinde Büyükşehir Belediyesi Zabıta ekipleri, beraberindeki İl Ticaret Müdürlüğü görevlileri ile birlikte tüketicilerin haklarını korumak doğrultusunda ticarethanelerdeki denetimlerini yaptı. Ticarethanelerdeki fiyat etiketlerine ve tartı esnasındaki dara alma işlemlerine yönelik incelemelerinde zabıta ekipleri, kanun ihlali yapan işletmelere işlem uygularken, ticarethane yetkililerini de bilgilendirdi. Konuya ilişkin bilgiler paylaşan Büyükşehir Belediyesi Zabıta Daire Başkanlığı yetkilisi Zabıta Amiri Melih Çiftçi, tüketici haklarının korunması doğrultusunda ve kanunların kendilerine verdiği yetkiler çerçevesinde denetim faaliyetleri yaptıklarına işaret ederek şunları söyledi: "Ticaret İl Müdürlüğü ile Zabıta Daire Başkanlığı ekiplerince tüketici haklarının korunması amacıyla il genelinde ortak denetimlerimiz yapılmaktadır. Denetimlerde tartılarak satılan ürünlerin ambalaj ağırlığından darası düşülmesi, fiyat etiketi ve birim fiyatı uygulamaları 6502 sayılı kanunun 54’e 1, 54’e 2 ve 54’e 3 maddeleri kapsamında kontrol edilmektedir. Mevzuata aykırı şekilde dara almadan yapılan satışlar ve tüketiciyi yanıltan uygulamalar tespit edilen işletmeler hakkında idari yaptırımlar uygulanmaktadır. Denetimlerimiz kararlılıkla devam edecektir." Zabıta Daire Başkanlığı, 7 karakol, 9 araç ve 75 personel ile 7/24 esasına göre gerek ticarethane, gerek sokak ve dilenci denetimleri, gerekse trafik denetlemeleri kapsamında kentin düzenini sağlama, huzurunu tesis ederek güvenli ve sağlıklı bir yaşam sürmeye imkân tanıma anlamında denetimlerine kararlılıkla devam ediyor.
Katil zanlısı Kıbrıs’ta eşini tehdit ettiği için 4 ay, kayınvalidesini dövdüğü için 2 ay cezaevinde kalmış
10 Aralık 2025 Çarşamba - 10:07 Katil zanlısı Kıbrıs’ta eşini tehdit ettiği için 4 ay, kayınvalidesini dövdüğü için 2 ay cezaevinde kalmış Kayseri’nin Melikgazi ilçesinde boşanma aşamasında olduğu eşinin evine gelerek, bina görevlisinin karısını öldüren emekli başçavuşun daha önce Kıbrıs’ta eşini tehdit ettiği için 4 ay, kayınvalidesini dövdüğü için de 2 ay cezaevinde kaldığı öğrenildi. Adliyeye sevk edilen şüpheli, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. İddiaya göre, dün sabah 1 buçuk yıldır boşanma aşamasında olduğu eşi Y.Ş.’nin Köşk Mahallesi Yuva Sokak’taki evine girmeye çalışan İ.Ş. (51), kapıyı açamayınca binanın girişinde bina görevlinin eşi M.G.’yi bıçaklayarak öldürmüştü. Olay yerinden kaçan İ.Ş., polis ekipleri tarafından kısa sürede yakalanarak gözaltına alındı. Emekli başçavuş İ.Ş.’nin boşanma aşamasındaki eşini sürekli tehdit ettiği belirlendi. Geçtiğimiz nisan ayında eşinin bulunduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne giden İ.Ş.’nin burada da eşini tehdide devam ettiği ve şikayet üzerine gözaltına alınarak cezaevine konulduğu öğrenildi. Kıbrıs’ta 4 ay cezaevinde kaldıktan sonra çıkan İ.Ş.’nin ardından Türkiye’ye dönerek kayınvalidesini darp ettiği ve şikayet üzerine tutuklanarak 2 ay cezaevinde kaldığı da belirlendi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen İ.Ş., çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Kayseri’de 3 polis aracına çarparak kaçan suç makinası yakalandı
09 Aralık 2025 Salı - 21:38 Kayseri’de 3 polis aracına çarparak kaçan suç makinası yakalandı Kayseri’de polisin ’dur’ ihtarına uymayarak kaçan ve kaçarken 3 polis aracına çarparak zarar veren şüpheli, ekiplerin aracın lastiklerine ateş açması sonucu durdurularak yakalandı. 41 suç kaydı bulunduğu belirlenen şahıs, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Edinilen bilgiye göre, Kocasinan ilçesi Ray Caddesi üzerinde devriye atan polis ekipleri, durumundan şüphelendikleri İ.S.T. idaresindeki 38 SA 020 plakalı araca ’dur’ ihtarında bulundu. Ekiplerin ihtarına uymayan sürücü kaçmaya başlarken, polis ekipleri de peşlerine düştü. Kovalama sırasında 3 polis aracına çarpan araç, yaklaşık 30 kilometrelik kaçışın ardından Melikgazi ilçesine bağlı Esentepe Mahallesi Abdulhamit Han Bulvarı üzerinde sıkıştırıldı. Polis ekipleri aracın lastiklerine ateş ederken, durdurulan aracın şoförü ile yanındaki Y.C.K. gözaltına alındı. Yapılan incelemede araç sürücüsünün ehliyetinin olmadığı ve yoklama kaçağı olduğu belirlendi. Araç da ekiplerin incelemesinin ardından çekici ile kaldırıldı. Uyuşturucu testi pozitif çıktı Öte yandan ekipler tarafından yapılan çalışmalarda, gözaltına alınan İ.S.T.’nin uyuşturucu kitiyle yapılan testi pozitif çıktı. Ekipler tarafından araçta yapılan arama çalışmalarında bir miktar uyuşturucu ele geçirildi. 41 adet suç kaydı mevcut Kayseri İl Emniyet Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre, 3 polis aracına çarparak kaçan İ.S.T.’nin 41 adet suç kaydı bulunduğu öğrenildi. Sağlık kontrolünün ardından adliyeye sevk edilen İ.S.T. çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Şahıs işlemlerinin ardından cezaevine teslim edildi. 156 bin TL idari para cezası yazıldı Polis ekiplerinden kaçarak trafiği tehlikeye sokan İ.S.T.’ye ‘uyuşturucu madde etkisinde araç kullanmak’, ‘trafiğin güvenliğini tehlikeye sokmak’ ve ‘sürücü belgesiz araç kullanmak’ suçlarından toplamda 156 bin 623 TL idari para cezası uygulandı.
MHP’li Özdemir: "Lozan ve Paris anlaşmalarını açıkça ihlal eden Yunanistan, artık ipin ucunu iyice kaçırmıştır"
09 Aralık 2025 Salı - 17:50 MHP’li Özdemir: "Lozan ve Paris anlaşmalarını açıkça ihlal eden Yunanistan, artık ipin ucunu iyice kaçırmıştır" Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kayseri Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, "Lozan ve Paris anlaşmalarını açıkça ihlal eden Yunanistan, artık ipin ucunu iyice kaçırmıştır. Ege Denizi’ndeki adaları silahlandıran, boyunu aşan iş ve gündemlere kalkışan, Türkiye zıtlığını açıkça ortaya koyup sözde ittifaklar kuran Yunanistan için sabrımız tükenmek üzeredir" dedi. MHP Kayseri Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, TBMM’de Dışişleri Bakanlığı bütçesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi grubu adına yaptığı konuşmasında, "Son 50 yılda ülkemizin etrafında bulunan Balkanlar, Karadeniz, Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Kafkasya bölgelerinde gerçekleşen savaş ve çatışma sayısı 70’den fazladır. Bu kadar hareketli ve zor bir coğrafyada yaşanan gelişmelerde söz sahibi olan, olayların yön ve neticesini tayin etme kudreti gösterebilen bir ülkeyiz. Karabağ Savaşı ve Suriye’deki iç çatışma şartlarının düzene girmeye başladığı bir iklimde ise kuzeyimizde Ukrayna ve Rusya arasında başlayan, güneyimizde ise İsrail’in terör devleti edasıyla neredeyse önüne gelen her ülkeye yönelik sürdürdüğü saldırganlık ülkemizin yeni sınamalarla karşı karşıya kalmasına neden olmuştur. Yeni gündem ve gelişmeler de her an vukuu bulabilmektedir. Son zamanlarda Karadeniz’de kendi egemenlik sahalarımızda yaşanan bazı gelişmeler, endişeli olduğu kadar kuşku uyandırıcı hususları karşımıza getirmektedir. Bir yandan Polonya diğer yandan Romanya ve Bulgaristan’ın, Rusya’ya karşı örtülü operasyonlarda kullanılmaya çalışılması, Rusya’yı tahrik ederek savaşı sadece Ukrayna sahasıyla sınırlı kalmayıp daha geniş bir alana yayma riski barındırmaktadır. Karadeniz’e kıyısı olan bir ülkeye satışı yapılan savunma araçlarının, hülle ile Ukrayna’ya tekrar satılması çabaları kuşku uyandıran gelişmeler olarak dikkat çekmektedir. Bilhassa Karadeniz’deki çatışmaların kaynağını oluşturacak paravan ve nakil üssü ülkeler oluşturma girişimleri karşısında uyanık ve dikkatli olma mecburiyetindeyiz" dedi. Özdemir, Türkiye’nin karanlık oyunlara karşı hukuki yükümlülüğünü uygulaması gerektiğini söyleyerek, "Türkiye’nin hem kendi egemenliğini hem de Boğazlar üzerindeki hakimiyetini tescilleyen Montrö Sözleşmesi’nin delinmesi girişimlerine karşı hassas tavrımızı korumalıyız. Türkiye her ne kadar NATO üyesi olsa bile Ukrayna ve Rusya arasında süregelen savaşta adil olmak zorundadır. Savaşan taraflarla aynı anda görüşebilen ve daha da önemlisi iki tarafın esir takası ile tahıl nakli gibi alanlarda birbirleriyle anlaşma sağlamalarını tesis eden ülkemiz, özellikle ABD ve İngiltere’nin başını çektiği karanlık oyunlara karşı hukuki yükümlülüğünü kararlılıkla uygulamalıdır. Ancak bu şartlarda Montrö’nün gereklilikleri yerine getirilebilecektir" dedi. "Rusya ve Ukrayna arasında ABD Başkanının sunduğu ancak daha sonra revize edilmesi Avrupa Birliği ve Ukrayna tarafından talep edilen ateşkes önerilerinin ise şimdilik sonuç vermediği görülmektedir" ifadelerini kullanan Özdemir, "Ülkemizin arabuluculuğunda yürütülecek savaşı sona erdirme gayretlerinde hükümetimizin bu zamana dek üstlendiği sorumluluğu ise müspet bulduğumuzu ifade etmek isterim. Türkiye olmadan her iki tarafın da birbiriyle samimi bir barış iklimi oluşturamayacağını görmesi ülkemizin küresel barış ve istikrara sağladığı mümtaz katkılarını bu vesileyle her çevreye göstermiştir. Ancak bu olumlu iklime rağmen savaşın devam etmesi bir yana Avrupa içlerine doğru yayılması riskinin hâlâ sürdüğü akıllardan çıkarılmamalıdır. Kendisinin Ukrayna başta olmak üzere diğer pek çok sahalarda, türlü vesilelerle sınandığını düşünen, yine NATO’nun da uyguladığı politikalar sebebiyle topraklarına yönelik güvenlik risklerini arttırdığını değerlendiren Rusya, 2025 yılı içerisinde somut karşılıklar vermeye başlamıştır. Başta Polonya olmak üzere çok sayıdaki NATO üyesi ülkelerin hava sahalarını ihlale uzanan sınamalarla mukabelede bulunan Rusya da, gerek NATO’nun kendisini çevrelemesi stratejisini, gerekse de zayıflama ve toprak bütünlüğünü kaybetme tehlikesi karşısında boş durmayacağını göstermiştir. Bu tehditle Rusya’yı kendisi ile anlaşmaya zorlayan ABD yönetimi ise Çin ile koyulduğu mücadelesinde Moskova’yı ya yanına alabilme ya da etkisiz eleman hâline getirme uğraşındadır" dedi. "Yunanistan için sabrımız tükenmek üzeredir" Özdemir, Yunanistan’ın ipin ucunu kaçırdığını söyleyerek, "Diğer yandan Japonya’nın Çin’le yaşadığı gerginlik giderek artmaktadır. Sadece Avrasya siyaseti için değil, Sibirya, Antarktika ve Pasifik bölgesini de etkileyebilecek yeni şartların 2026 yılında yüksek bir ivmeyle yoluna devam etmesi kaçınılmaz olarak görülmektedir. İkisi de aynı güvenlik şemsiyesi altındayken ve üstelik ikisi de birbirine karşı savunma taahhüdünde bulunmuşken, bir NATO üyesi ülke neden komşusu olan bir başka NATO üyesi ülkeyi tehdit eder? Neden tüm savunma, politika ve taarruz sistemlerini aynı komşu NATO üyesi ülkeye karşı konuşlandırır? Neden her fırsatta ve her şartta aynı NATO üyesi ülkenin egemenlik haklarını gasp etme girişiminde bulunur? Bu suallerin cevabî muhatabı kuşku yoktur ki Yunanistan’dır. Yıllardan bu yana Ege ve Doğu Akdeniz’de Lozan ve Paris anlaşmalarını açıkça ihlal eden Yunanistan, artık ipin ucunu iyice kaçırmıştır. Ege Denizi’ndeki adaları silahlandıran, boyunu aşan iş ve gündemlere kalkışan, Türkiye zıtlığını açıkça ortaya koyup sözde ittifaklar kuran Yunanistan için sabrımız tükenmek üzeredir. Karasuları genişliğini 12 mile çıkararak ülkemizin Mavi Vatan hudutlarına mütecaviz eylemlerde bulunma niyetini en üst seviyeye taşıyan Yunanistan, şayet böyle bir karar alırsa karşısında yıkıcı bir azapla muhatap olacağını ve çok şeylerini feda etmek durumunda kalacağını unutmamalıdır. TBMM’nin bu konuda yıllar önce aldığı karar hala geçerlidir. Türkiye’nin kimsenin toprağında, hududunda, hakkında ve hukukunda gözü yoktur. Ancak benzer bir durum bizim için geçerli olursa göz dikenin gözünü oymak, el uzatanın elini kırmak boynumuzun borcudur. Çünkü vatan bizim namusumuzdur" dedi. "Yunanistan ve GKRY’nin hem tek taraflı hem de hukuka aykırı girişimleri Türkiye ve Kıbrıs Türklüğü’nün egemenlik haklarını ihlal etmiştir" Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin egemenlik haklarını ihlal ettiğini söyleyen İsmail Özdemir, şunları kaydetti: "Doğu Akdeniz bölgesi giderek milli güvenliğimiz ve bekamız açısından çok mühim gelişmeleri karşımıza getiriyor. Uzun yıllardan bu yana Yunanistan ve GKRY’nin hem tek taraflı hem de hukuka aykırı girişimleri Türkiye ve Kıbrıs Türklüğü’nün egemenlik haklarını ihlal etmiştir. Aynı ihlal teşebbüsleri, tarihi ilişkilerimizin olduğu Mısır’ı da hedef almaktadır. Buna mukabil Mavi Vatan doktrinini ilan etmemiz, KKTC ve Libya ile deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmalarını imzalamamız, nihai olarak da BM’ye deniz yetki alanlarımızı bildiren coğrafi bilgilerimizi sunmamız mütecaviz eylemlere karşı hak ve menfaatlerimizi koruma gayretinde kayda değer kazanımlar doğurmuştur. Ne var ki Gazze’ye yönelik soykırım politikası işleten İsrail’in, Hindistan ile beraber "IMEC" adı verilen proje kapsamında Doğu Akdeniz’de yeni şartlar oluşturma çabaları dikkatle takip edilmeli ve asla makul görülmemelidir. Son dönemlerde İsrail’in, Kıbrıs Rum Kesimi’ne ileri nesil silah sevkiyatlarında bulunması, eşgüdüm hâlinde Yunanistan’ın askeri ve taarruz altyapı ve kapasitesini güçlendirme politikasını takip etmesi sessizlikle karşılanacak eylemler değildir. Bize göre bu politikalar bizzat ABD’nin güdümü ve bölgesel hesapları dâhilinde şekillenmekte, hatta teşvik edilmektedir. GKRY’ye yönelik silah ambargosunu kaldıran, Yunanistan’ın kontrol ettiği bazı sahalarda sözde Rusya tehdidi ile yüksek kapasiteli askeri üsler ve altyapı tesisleri kuran ABD, İsrail’in Doğu Akdeniz’deki yayılmacılığını desteklemektedir. Bölgede aleni şekilde Türkiye zıtlığı olan Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi ve İsrail’den müteşekkil bir ittifak kurulmuştur. ABD’nin hesaplarına göre Hazar ve Akdeniz arasındaki alanda yeni şartlar oluşturma girişimleri hız kazanmıştır. Türkiye’nin beka mücadelesinde sergilediği üstün gayretlerin sadece savunma politikalarını kapsamadığı, ikili ve çok taraflı ilişkileri de içerdiği dikkatlerden kaçmamalıdır. Bu kapsamda KKTC ve Libya ile Doğu Akdeniz hususunda sürdürdüğümüz ilişkilerin Mısır, Suriye ve Lübnan ile de makul bir zemine taşınarak, tüm tarafların adil biçimde hak ettiğini alacağı bir neticeyi bölgeye kazandırabilmeliyiz. Aksi halde bu bölgede restleşmelerin askeri bir çatışmaya doğru hızla ilerlediği gerçeği göz ardı edilmemelidir. Her ne kadar gerginliği yükselten ve bölge için tehdit oluşturan, kendisi haricinde bölgeye komşu olan ülkelerin egemenliğine kasteden biz olmasak da, kendi egemenlik haklarımız söz konusu olduğunda gereğini kararlılıkla yapacağımızı her tarafa gösterme mecburiyetimiz vardır. Türkiye bu minvalde acilen daha önce partimiz tarafından ilan edilen Kudüs Paktı ve TRÇ isminden doğan Türkiye, Rusya ve Çin İttifakı seçeneğini devreye almalıdır. Küresel barış ve istikrarın tesis edilebilmesi için ülkemizin kendi çıkarlarını önceleyerek alternatif seçenekleri hayata geçirebilmesi gerekir. Bu vesile ile sözlerime son verirken Dışişleri Bakanlığımızın bütçesine Milliyetçi Hareket Partisi olarak olumlu yönde oy vereceğimizi belirtiyor, üstün hizmetleriyle ülkemize çok değerli katkıları olan tüm dışişleri personelimize teşekkür ediyor, gazi meclisimizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum."
Eşinin evini baltayla açamayınca bina görevlisinin eşini bıçaklayarak öldürmüş
09 Aralık 2025 Salı - 17:30 Eşinin evini baltayla açamayınca bina görevlisinin eşini bıçaklayarak öldürmüş Kayseri’nin Melikgazi ilçesinde boşanma aşamasında olduğu eşinin evine gelerek, bina görevlisinin karısını öldüren emekli başçavuşun aylar önce yine eşinin kapısına geldiği ve cinayetin ardından kaçtığı görüntüler ortaya çıktı. İHA’nın ifadesine ulaştığı katil zanlısının eşi ifadesinde, "Daire kapısını açabilse öldüreceğinden eminim" dedi. Sabah saatlerinde bir buçuk yıldır boşanma aşamasında olduğu Y.Ş.’nin ilçeye bağlı Köşk Mahallesi Yuva Sokak’taki evine girmeye çalışan İ.Ş. (51), kapıyı açamayınca bina girişinde görevlinin eşi M.G.’yi bıçaklayarak öldürmüştü. Olay yerinden kaçan İ.Ş., polis ekipleri tarafından yapılan çalışmalarda kısa sürede yakalanarak gözaltına alındı. Baltayla kapıyı kırmaya çalışmış Olayın ardından Y.Ş.’nin ilk ifadesine İHA ulaştı. 2024 yılından bu yana İ.Ş. ile ayrı yaşadığını, 2025 yılının 8’inci ayında ise resmi boşanma davası açtığını belirten Y.Ş. dehşet anlarını şöyle anlattı: "En son eşim beni dün yine telefonla tehdit etti. Bugün saat 09.45 sıralarında evimde bulunuyordum ve dairemizin elektriği kesildi. Daha önceden eşim kamera kayıtlarına ulaşılmaması için dairemizin elektriğini kestiği için yine aynı şekilde elektriği eşimin kestiğini düşündüm. Binanın elektriklerine baktığımda binada elektrik olduğunu anladım. Aynı zamanda asansörün bizim kata çıktığını görünce eşimin geldiğini anlayıp daire kapısını arkadan kilitledim. Kısa bir süre sonra eşim zile basmadan ve kapıyı çalmadan direkt olarak baltayla kapıyı kırmaya çalıştı. Ben ’polisi arıyorum, git’ diye yüksek sesle seslenmeme rağmen kapıyı kırmaya devam etti, kapıyı açabilmek için 5 dakika kadar uğraştı. Ben bu arada 112 arayarak bilgi verdim. Tüm bu aşamalarda küçük oğlum H.E. de yanımda bulunuyordu. Saat 09.55 sıralarında polisler geldi. Eşim polis gelmeden önce kaçmış, kapı baltayla zarar verildiği için açılması uzun sürdü, polis ve itfaiye ekiplerinin uğraşlarıyla yarım saat kadar sonra kapımız açıldı. Sonrasında polis ekipleriyle emniyete getirildik. Eşimin bina içerisinde ne yaptığından bilgim yoktu. Eşimin binamızın görevlisinin eşini öldürdüğünü öğrendim." "Kapıyı açsaydı beni öldürecekti" Eşinden şikayetçi olduğunu kaydeden Y.Ş. ifadesinde, "Eşim İ.Ş. bugün daha önce olduğu gibi beni öldürmek amacıyla gelmiştir. Daire kapısını açabilse öldüreceğinden eminim. Bugün kapıma gelerek beni öldürmek isteyen eşim İ.Ş.’den şikayetçiyim" dedi. Öte yandan İ.Ş.’nin 8 ay önce Y.Ş.’nin evine geldiği ve cinayeti işledikten sonra kaçtığı görüntüler ortaya çıktı. İ.Ş.’nin kaçarken elinde bulunan bavulun içerisinde kelepçe, satır ve kesici aletlerin olduğu iddia edildi.