Yerel Haberler
Kayseri
25 Aralık 2025 Perşembe - 15:50 Başkan Gülsoy: "Kayseri’nin üretim gücünü bölgesel bir kalkınma modeline dönüştüreceğiz" Kayseri Ticaret Odası (KTO) tarafından düzenlenen ‘Türkiye Ekonomisi’nin Nabzı 2025 Analizi ve 2026’ya Bakış’ panelinde konuşan KTO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, "Kayseri’nin üretim gücünü bölgesel bir kalkınma modeline dönüştüreceğiz" dedi. KTO Konferans Salonu’nda düzenlenen panele KTO Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Gülsoy, yönetim kurulu üyeleri, sektör temsilcileri ve iş insanları katıldı. Konuşmasında devlete olan güvenlerinin tam olduğunu söyleyen KTO Yönetim Kurulu Başkanı Gülsoy, "Dünya ekonomisinde öngörülebilirliğin azaldığı, jeopolitik risklerin ticareti zorlaştırdığı ve ’korumacı politikaların’ yükseldiği fırtınalı bir 2025 yılını geride bırakıyoruz. Bizler, reel sektörün temsilcileri olarak bu süreçte büyük sınavlar verdik. Ancak biz her zaman şunu söylüyoruz; Bizim devletimize olan güvenimiz tamdır. Enseyi karartmadan; çalışmaya, üretmeye, istihdam sağlamaya ve ihracat yapmaya devam edeceğiz. Çünkü biz biliyoruz ki, iş dünyasının en büyük düşmanı belirsizliktir ve bu belirsizliği aşmanın yolu, doğru bilgiyle strateji geliştirmekten geçer. Peki, 2026’da bizi ne bekliyor? 2026 yılına dair beklentilerimiz net. Biz artık sadece ‘üretmek’ yetmiyor diyoruz. Dünya artık sadece üretmekle kalmıyor, ’akıllı’ üretiyor ve ’dijital’ satıyor." Artık geleneksel yöntemlerle rekabet etme şansımız kalmadı. Yapay zekayı, robotik süreçleri ve e-ticareti artık bir lüks değil, rekabetçiliğimizin can damarı olarak görmeliyiz. Kayseri Ticaret Odası olarak 2026 vizyonumuzu bu yüzden; teknoloji, inovasyon ve Ar-Ge eksenine oturttuk. Bu vizyonla Teknoloji ve İnovasyon Kampüsü Projemizin temellerini atıyoruz. Kayseri TEKMER ile bu dönüşümün öncüsü olmaya kararlıyız" dedi. Gülsoy, Kayseri’ye değer katan her projeye destek vermeye hazır olduklarını söyleyerek; "Şehrimizin ihracatını artırmak adına da çalışmalarımızı tüm hızıyla sürdürüyoruz. Bu kapsamda da odamızın koordinatörlüğünde yürütülen Üretim ve İhracatta Dönüşüm programımız 2026 yılında çalışmalarımızın merkezinde yer alacak. Bu kapsamda 500’ün üzerinde firmamızı sahada ziyaret ederek; üretim altyapılarından ihracat kabiliyetlerine, kurumsallaşma düzeylerinden insan kaynağı yapılarına, dijital ve yeşil dönüşüm adaptasyonlarından finansmana erişim imkânlarına kadar çok boyutlu analizler gerçekleştireceğiz. Bu saha çalışmalarının çıktısı olarak Kayseri Üretim ve İhracat Stratejik Eylem Planı’nı hazırlayacak; İl İhracatı Geliştirme Üst ve Alt Kurullarımızla birlikte bu planın sahada karşılık bulmasını sağlayacağız. Kayseri’de ve ülkemizde katma değer oluşturacak her projeye, Kayseri’nin en büyük sivil toplum örgütü olarak maddi ve manevi destek vermeyi sürdüreceğiz. Bu kapsamda şehrimizi, hinterlandıyla birlikte ’Orta Anadolu Üretim Havzası’nın merkezi haline getirecek adımları atacak; Kayseri’nin üretim gücünü bölgesel bir kalkınma modeline dönüştüreceğiz. Hükümetimizin enflasyonla mücadeledeki kararlı duruşunu destekliyoruz ancak iş dünyası olarak beklentimiz de nettir. 2026 yılının, dezenflasyon sürecinin meyvelerini verdiği, öngörülebilirliğin arttığı ve yatırımın önünü açacak finansal kolaylıkların sağlandığı bir yıl olmasını arzuluyoruz" ifadelerini kullandı. Kayseri’nin tarihi hakkında bilgiler veren Gülsoy; "Kayseri; 6 bin yıllık tarihi, 4 bin 500 yıllık ticari geçmişi ve 100 yılı aşkın sanayi tecrübesiyle Tarihi İpek Yolu üzerinde bulunan, tüm kavimlerin dikkatini çekmiş cazibe merkezi olan üstelik Anadolu’nun omurgasını oluşturan İç Anadolu Bölgesi’nin tam ortasındadır. Kayseri, hayırsever ve girişimcilerin bol olduğu kadim bir şehirdir. Bugün de 5 üniversitesi, 4 Organize Sanayi Bölgesi, 1 Serbest Bölgesi, 1 Tarıma Dayalı Sera İhtisas Organize Tarım Bölgesi olan hem üreten hem de ürettikleri ile Türkiye ekonomisine yaklaşık 4 milyar dolar ihracatı, Yaklaşık 1,6 milyar dolar ithalatı ile ciddi katkılar sağlayan modern bir ildir. Bu anlamda Anasının ak sütü gibi cari fazla veren bir şehiriz. Kayseri aynı zamanda ilklerin olduğu bir şehirdir. 819 yıl önce Dünyadaki ilk tıp okulu olan Gevher Nesibe Tıp Medresesi ve Darüşşifası, Anadolu Selçuklu Döneminde şehrimizde kurulmuştur. Anadolu’da tıbbın doğuşu olarak kabul edilmiştir. İlk ticari yazışmaların, senetlerin, aile anayasasının kurumsallaşma ve ortaklık yapısının, ilk kadın girişimcinin olduğu Kültepe-Kaniş Karum’da yapılan kazılarda ortaya çıkan tabletlerle anlaşılmaktadır. Bunu ben değil ilim ve bilim söylüyor. Ayrıca İlk uluslararası fuar Yabanlu Pazarı adı altında bugünkü Pazarören yakınlarında gerçekleştirilmiştir. Cumhuriyet tarihimizde de 1926 yılında da ilk tayyare fabrikası şehrimizde kurulmuştur. Yine 1926’lar da Bünyan ilçemiz de ilk elektrik üretim santrali, 1936’lar da Sümer Bez Fabrikası ve sonrasında da ülkenin önemli ölçüde giyim ihtiyacını karşılayan Dikimevi, Uluslararası uçak bakım ve onarım fabrikası kuran şehre zanattkar kazandıran Hava İkmal Bakım Merkezi ve sonra da yine uluslararası düzeyde tank bakım ve onarım fabrikası Anatamir, 1954’lerde şeker ihtiyacımızı karşılamak için Şeker Fabrikası, 1980’lerde şerefli ordumuzun ihtiyacı olan askeri pil ihtiyacını karşılamak üzere askeri pil sanayi, yani ASPİLSAN’ı kuran bir şehrin tüccarlarıyız. Kısacası, milattan önce 1950-1650 yıllarında Anadolu topraklarına ticaret yapmak için gelen Asurlu tüccarların yerleştiği ve tarihte bilinen çivi tabletlere yazılmış senetlerin kullanıldığı Kaniş Karum Merkezini yurt edinen tüccarlarız. Girişimcilik ve ticaret ruhumuz bizim geçmişten gelen genlerimizde var. Bugün de Türkiye’nin en büyük 500 sanayi kuruluşu içerisinde şehrimizden 13 firma, İkinci 500 sanayi kuruluşunda ise 10 firmamız yer alıyor. Türkiye’de ilk 1000 İhracatçı firmalarının içerisinde ise 18 firmamız yer almaktadır. 2 bin 318 ihracatçımızla, dünyanın 183 ülkesine ihracat gerçekleştirmekteyiz. Ayrıca Şehrimiz, turizm açısından da zengin bir hazineye sahiptir. Kayseri’de sadece deniz ve kum yok. Onun dışında tarih, kültür, gastronomi ve kış turizmiyle turizmin her rengine sahibiz" dedi. Gülsoy, Erciyes’in şehrin vitrini olduğunu söyleyerek; "Şehrimizin bu devasa sanayi gücünü, turizmin parlayan yıldızıyla birleştirmek zorundayız. Sanayimiz Kayseri’nin ’kas gücü’ ise, Erciyes de bu şehrin ’vitrini ve ruhudur’. Burada özellikle Erciyes Dağımıza özel bir vurgu yapmak istiyorum. Son günlerde şehrimizin ve ülkemizin ortak bir değeri olan Erciyesimiz hakkında bir takım tartışmalar yaşanıyor. Söz konusu olan, Kayseri’nin sembolü, Türkiye’nin gururu, dünyanın en karizmatik dağı olan Erciyes’tir. Bu kürsüden şunu açıkça ifade ediyorum; Biz, dünyanın en yakışıklı dağına sahibiz. Bir şehirde yaşamak, o şehrin ekmeğini yemek yetmez; özellikle makam ve mevki sahibi olanlar, o şehrin değerlerine her şartta sahip çıkmak zorundadır. Bizler kendi değerimize sahip çıkmaz, ona destek vermezsek; maalesef bazı vizyonsuz açıklamalar gelir, bizim bin bir emekle kurduğumuz ekonomimizi, ticaretimizi ve turizmimizi haksız yere eleştiri konusu yapar. Erciyes’in polemik malzemesi yapılması, sadece bir dağı eleştirmek değildir; Kayseri’nin emeğine, üyelerimizin yatırımına ve ülkemizin turizm kazanımlarına yapılmış büyük bir haksızlıktır. Erciyes sadece bir ‘tatil’ yeri değildir. 2024 yılında 2 milyon 750 bin yerli ve yabancı turisti ağırlayan bu yılda 3 milyon turist ağırlamayı hedefleye bu dağ, ekonomimize can suyu veren devasa bir bacasız fabrikadır. Kayseri ekonomisine de yıllık katkısı bu sene yaklaşık 250 milyon Euro civarında beklenmektedir. Turizmle doğrudan ilgisi olsun ya da olmasın; Erciyes, pastırma-sucuk satan işletmelerimizden otobüsçü esnafımıza, otelde çalışan kardeşimizden dağda satış yapan köylü teyzemize kadar, özellikle dar gelirli vatandaşlarımız için bir ekmek kapısıdır. Bugün Erciyes; teknolojik altyapısı ve güvenli tesisleriyle dünyadaki dev kayak merkezleriyle yarışıyor. Bu yıl, dünyanın en iyi kış turizmi merkezleri arasında ilk 25 içinde yer alan Türkiye’deki tek merkez olması, Erciyes’in hangi seviyeye ulaştığının en net kanıtıdır. Bu başarının arkasında büyük bir emek ve vizyon var. Bu vesileyle, Erciyes’e değer katan Sayın Özhaseki Bakanımızdan Sayın Valimize, Milletvekillerimize, Büyükşehir ve ilçe Belediye Başkanlarımıza ve tüm hemşehrilerimize teşekkür ediyorum. Kayseri olarak bu kadar zenginliğimizin içerisinde; 6 bin yıllık ticari hafızamızın simgesi Kültepe Kaniş-Karum’u nasıl savunuyorsak, Erciyesimizi de öyle savunacağız. Bu güzellikleri herkesin görmesini isteyeceğiz. Buradan; oksijeni bol, heybeti yerinde olan Türkiye’nin bu en önemli kış turizm merkezini yerinde görmeye; başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, tüm siyasi partilerimizin liderlerini özellikle davet etmek istiyorum. Gelsinler, bir şehrin yazısının bir dağla nasıl değiştiğini, bu vizyonun Kayseri’yi nereye taşıdığını bizzat müşahede etsinler. Özellikle altını çizmek isterim ki; Erciyes bir polemik sahası değil, bir iftihar vesilesidir. Bizler bu eşsiz dağımızı övmeye, kazanımlarımızı korumaya ve bu eşsiz emaneti tüm dünyaya tanıtmaya azimle devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Gülsoy, terörsüz Türkiye’nin üretimde ve ticarette de istikrarın teminatı olacağını söyleyerek, “Şunu unutmamalıyız ki; ekonomik kalkınmanın, ticaretin ve turizmin en güçlü dayanağı, sarsılmaz bir güven ortamı ve toplumsal huzurdur. Bu noktada; Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin ortaya koyduğu ‘Terörsüz Türkiye’ söylemiyle ülkemizde tam bir huzur ikliminin oluşması en büyük dileğimizdir. Sayın Bahçeli’nin bu kararlı duruşu ve Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde terörün gölgesinden tamamen arınmış bir Türkiye; sadece güvenliğin değil, aynı zamanda üretimde şahlanışın, ticarette bereketin ve her alanda istikrarın teminatı olacaktır. Şehirlerimizin enerjisini polemiklere değil, üretime ve ihracata yönlendirdiği bu huzur iklimi, inanıyorum ki ülkemizi çok daha aydınlık yarınlara taşıyacaktır” dedi. Başkan Gülsoy’un açılış konuşmasının ardından Türkiye Ekonomisi’nin Nabzı 2025 Analizi ve 2026’ya Bakış paneline geçildi.
Başkan Büyükkılıç’tan özel ihtiyaçlı vatandaşlara ulaşımda büyük kolaylık
03 Aralık 2025 Çarşamba - 10:42 Başkan Büyükkılıç’tan özel ihtiyaçlı vatandaşlara ulaşımda büyük kolaylık Kayseri Büyükşehir Belediye Başkan Dr. Memduh Büyükkılıç, ulaşım altyapısını güçlendirdiği Kayseri’de özel ihtiyaçlı bireylerin de ulaşımın en özel konukları olduğunu dile getirerek, 2025 yılında on binlerce özel ihtiyaçlı vatandaşa milyonlarca ücretsiz kullanım hizmetini işleme aldıklarını, binlerce araca da ücretsiz otopark hizmeti verdiklerini dile getirdi. Başkan Büyükkılıç yönetimindeki Kayseri Büyükşehir Belediyesi, özel ihtiyaçlı vatandaşlara özgü özel hizmetlerine devam ediyor. Bu kapsamdaki en önemli ihtiyaçlardan olan ulaşım konusunda ücretsiz ulaşım hizmetini işleme alan Büyükşehir Belediyesi, özel ihtiyaçlı özel vatandaşlara yönelik ücretsiz otopark uygulamasından da çok sayıda engelli vatandaşı faydalandırdı. 4 binden fazla özel ihtiyaçlı araca ücretsiz park, milyonlarca ücretsiz biniş işlemi Büyükkılıç, özel ihtiyaçlı vatandaşların hayatını kolaylaştıran hizmet ürettiklerini çünkü onların şehrin dua ve rahmet unsuru olduğunu dile getirerek, "Yol kenarı ve katlı otoparklardan faydalanan araç sayısı 4 bin 341 olurken, öte yandan Büyükşehir’imiz toplu ulaşımdan ise 2025 yılı içerisinde 31 bin 681 özel ihtiyaçlı vatandaşın toplam 6 milyon 36 bin 488 kullanımını işleme aldı. Büyükşehir olarak özel ihtiyaçlı özel vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştırmak arzusundayız, çünkü onlar şehrimizin özel sakini ve şehrin dua ile rahmet unsuru" ifadelerini kullandı. Özel ihtiyaçlı vatandaşlara özel toplu ulaşım altyapısı Özel ihtiyaçlı bireylerin raylı sistem araçlarına daha kolay binişini sağlayacak 80 aracın 876 adet tüm kapılarında yeni bir uygulamayı hayata geçirdiklerini dile getiren Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, "Özel ihtiyaçlı vatandaşlarımızın belediyemize müracaatlarıyla birlikte araçlarımıza biniş ve inişlerde yaşadıkları problemleri tespit ettik. Bu problemlerle ilgili AR-GE çalışmalarımızı gerçekleştirip, tüm araçlarımızda montajlarımızı tamamladık. Şu anda tüm istasyonlarımıza 5 santimetre daha yakınlaşarak, özel ihtiyaçlı bireylerin raylı sistem araçlarına daha kolay binişini sağladık. Yine, görme engelli vatandaşların toplu ulaşım hizmetlerinden daha kolay ve daha güvenli şekilde yararlanmalarına imkân tanıyan ‘Engelsiz Kayseri’ uygulamasını kullanıma sunduk. Ulaşım Planlama ve Raylı Sistemler Daire Başkanlığı tarafından görme engelli bireyler için şehir içi ulaşımı daha güvenli, kolay ve erişilebilir hale getirmek amacıyla Engelsiz Kayseri isimli mobil uygulama geliştirildi. Uygulama ile en yakın durak bilgilerine, durağa gelecek otobüs ve tramvayların tahmini geliş sürelerine erişilebilirken, hareket halindeki araçta sonraki durak bilgileri de kullanıcılara anlık olarak sunuluyor" diye konuştu. Erişilebilir yaya butonları ile güvenli geçiş Öte yandan Büyükkılıç, Kayseri Büyükşehir Belediyesi olarak şehrin özel sakinleri olan engelli vatandaşların yaya yollarındaki güvenliği için özel bir projeyi daha hayata geçirdiklerine işaret ederek, "Erişilebilir Yaya Butonları adı verilen projemiz ile özel ihtiyaçlı yayaların, araç trafiğinin yoğun olduğu noktalarda güvenli geçiş yapması sağlıyoruz" bilgisini paylaştı.
Kırmızı ete indirim besiciye ‘zorluk’
03 Aralık 2025 Çarşamba - 10:38 Kırmızı ete indirim besiciye ‘zorluk’ Kayseri Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Ercan Aras, et üretimindeki maliyetlerin yüksek olduğunu ve üreticilerin spekülatör gibi gösterildiğini söyleyerek, "Et fiyatlarının kasaplara değil, üreticiye sorulması lazım" dedi. Girdi maliyetlerinin her yıl arttığını fakat et fiyatlarının neredeyse aynı kaldığını söyleyen Başkan Ercan Aras, "Tabi yine bu son günlerde biliyorsunuz gündem şu anda et konusu. Et fiyatlarının yüksekliği konusu. Tabi biliyorsunuz yani üreticilerimiz şu anda spekülatör olarak görülmektedir. Yani et fiyatlarını üreticimizin yükselttiğini genelde böyle basında bütün konuşmacılarda ve insanların söylediklerinde işte üreticilerin et fiyatlarını yükselttiğini söylemektedirler. Fakat bunun altyapısını hiç kimse sormuyor ve sorgulamıyor. Biliyorsunuz yaklaşık olarak 7-8 aydır ülkemizde büyük bir şap hastalığı yani son 30-40 yılın en büyük hastalığını bizim üreticimiz çekti ve üreticimiz yaklaşık olarak yüzde 30-40 civarında bir verim kaybına ulaştı. Hayvan bulmakta ve hayvan tedariğinde çok büyük zorluk yaşamaktadır. Bizim girdi maliyetlerimiz yaklaşık olarak yüzde 30-40 civarında yükselmektedir. Ben size örnek vereyim, saman fiyatı 2-3 bin liradan 8 bin liralara yükseldi. Yem fiyatları yüzde 30-40 civarında arttı ve bütün girdi besin materyalimizle canlı kilogramı 400 TL’ye çıktı ve bütün girdi maliyetlerimiz aşağı yukarı yüzde 30-40 civarında artarken, öbür taraftan bizim et fiyatlarımız da yaklaşık olarak 3 yıla yakındır aynı seviyede tutulmaktadır. Yani bizim girdi maliyetlerimiz her yıl yüzde 30-40-50 civarında artacak ama bizim sattığımız fiyat yaklaşık olarak aynı seviyede duracak. Böyle bir mantık dışı durumda bir de şap geçirmiş bir ülkeden bahsediyoruz. Verim kaybı oluşmuş bir hayvancılık sektöründen bahsediyoruz. Tabii buna şu anda kim karar vermeye çalışıyor. İşte bu soru gidilip PERDER yönetim kuruluna soruluyor Kasaplar Federasyonu’na soruluyor. Yani bizim maliyetimizi, bizim ürünümüzün değerini bunlar nasıl belirleyebilir? Bunlar üretimin hangi safhasında ki bunlar belirleyebilir ve bunlardan soru soruluyor" dedi. Başkan Aras, etin değerini ancak üreticinin belirleyebileceğini söyleyerek, "Bizim ürünümüzün değerini ancak üretici belirler, girdi maliyetlerimiz belirler. Eğer biz bu ürünü bu eti ucuza satmak istiyor ve sattırılmak isteniyorsa bizim girdi maliyetlerimizin kontrol altına alınması lazım ve bu girdi maliyetlerinin düşürülmesi lazım. Eğer hesaplanma isteniyorsa biz bu hesapları da veririz. Şu anda bizim üreticimize etin karkas yağlı fiyatı 600 TL maliyeti var yani 600 TL’nin altında satan bir üretici zarar etmektedir. Eğer şu anda sabitleyip zarar ettirilmek düşünülüyorsa o zaman üretim kaybı olur hiçbir tane üretici bulamayız. Yani biz şunu demek istiyoruz; bizim malımızın değerini biz belirleriz, bizim girdi maliyetlerimiz belirler. Yani dışarıdan Kasaplar Odası, Kasaplar Federasyonu PERDER üyeleri bizim ürünümüzü belirleyemez ve onlardan bilgi de alınamaz. Çünkü onlar üretimin hiçbir safhasında yoklar. Onlar satıcı tarafındalar, biz üretim tarafındayız. Gelsinler bizim besihanelerimize, çiftliklerimize ve buradaki maliyetleri değerlendirsinler. Burada hangi maliyetler var onlara gösterelim. Bakın yurt dışından şu anda ithalat gün geçtikçe artmaya başlıyor. Sebebi konusunda da üreticimizin desteklenmesi lazım ve üreticimizden bilgi alınması lazım. Şu anda gelen ithalat ülkemize yetmemektedir. Çünkü üretim kaybı yaşandı ve üretimin düşüklüğü yaşandı. Üretimi derhal bizim hızlıca arttırmamız lazım. Eğer nihai tüketicimize uygun şekilde biz bu eti yedirmek istiyorsak üretimi arttırmamız lazım, giriş maliyetlerini düşünmemiz lazım. Yoksa böyle üreticiyi spekülatör olarak gösterip piyasada yani canavar gibi göstermenin bir mantığı yok. Bunlar çözüm değildir. Çözüm üretimi arttırma, maliyetleri düşürme ve piyasaya daha uygun ve tüketiciye uygun eti yedirmektir. Biz bunun taraftarıyız" ifadelerini kullandı. Maliyetin yüksek olduğu yerde ucuza et yemenin mümkün olmadığını söyleyen Aras, "Biz istiyoruz ki biz de ucuza mal edelim ve ucuza satalım ama kusura bakmayın pahalıya mal edip de ucuza kimse de malını satmaz ve bunun değerini de kimse belirleyemez, üretici belirler. Hiç kimse de gelip bir üreticiyi muhatap alıp da işte ‘Gelin sizin maliyetleriniz nedir? Siz kaça mal ediyorsunuz?’ demiyor. Gelsinler matematiği biz onları öğretelim. Nasıl matematik yapılır, nasıl üretim yapılır bütün hesaplamaları gösterelim ve bize maliyetini de belirleyelim. İşte şunu diyorlar ‘İthal geliyor, ithal ucuza mal ediyorsunuz’ bizim kapasitemizin yüzde 5’i kadar ithal geliyor. Yani yüzde 95’i biz yerli üretim yapıyoruz. Yerli üretim pahalı. Artık bizim şunu bilmemiz lazım ülkemizde eti biz ucuz yiyemeyiz. Bizim maliyetlerimiz yüksek. Yani ucuz et yeriz diyen adamlar yanlış yönlendiriyor. Devleti de yanlış yönlendiriyor, hükümeti de yanlış yönlendiriyor ve tüketiciyi de yanlış yönlendiriyor. Bizim ülkemizde maliyetler pahalı buna göre de tüketimi planlamayı ona göre yapmamız lazım. Eğer ucuza yedirir eti devamlı baskı altında tutarsak üretim biter ve artık üretim geriye gider. Şu anda kapasitelerimizin yüzde 30’u 40’ı boş. Şu anda hiçbir besicimizin üreticimizin kapasitesi tam dolu değil. Mal bulamıyoruz, besilik dana bulamıyoruz. Çünkü yıllarca inek kesildi yıllarca süt para etmedi etmeyince insanlar bıktı bu işten artık üretimden geri çekildiler ve şu anda kapasitelerimiz düşük. Bir de üstüne şap hastalığı geldi. Hadi gelin besilik dana bulun bulamıyoruz. Bulamadığımız için de bizim girdi maliyetlerimiz pahalı, besilik dana pahalı, öbür tarafında maliyetler pahalı. Eti de pahalı yemek zorundayız. O yüzden ona göre bir planlama yapılması lazım. Hiçbir zaman üreticiyi spekülatör olarak görmemiz lazım. Üreticiden bilgi alınması lazım başkalarından bilgi alınmaması lazım ama maalesef biz ülkemizde şunu görüyoruz son insanlardan bilgi alındığı için kimse üreticinin, köylünün, çiftçinin derdi ile ilgilenmemektedir. O yüzden herkesin ilgilenmesini istiyoruz" dedi.
Başkan Bağlamış: "Engelli bireyler toplumsal yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır"
03 Aralık 2025 Çarşamba - 09:37 Başkan Bağlamış: "Engelli bireyler toplumsal yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır" Kayseri Ticaret Borsası (KTB) Başkanı Recep Bağlamış, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Kayseri Ticaret Borsası (KTB) Başkanı Recep Bağlamış, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında, engelli bireylerin toplumsal yaşamın ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayarak, erişilebilirlik ve fırsat eşitliği konularının önemine dikkat çekti. Bağlamış mesajında şu ifadeleri kullandı: "3 Aralık Dünya Engelliler Günü, engelli bireylerin yaşadığı sorunlara karşı toplumsal farkındalığın artırılması ve çözüm iradesinin güçlendirilmesi açısından önemli bir gündür. Engelli vatandaşlarımızın sosyal, kültürel ve ekonomik hayata tam katılımı; yalnızca bireysel bir hak değil, aynı zamanda toplumların gelişmişlik seviyesinin de göstergesidir. Kayseri Ticaret Borsası olarak, üretimden ticarete uzanan tüm süreçlerde erişilebilirliğin artırılmasını, engelli bireylerin istihdamda daha fazla yer almasını ve fırsat eşitliğinin güçlendirilmesini destekliyoruz. Engelleri birlikte aşabileceğimize, dayanışma ve anlayışla herkes için daha kapsayıcı bir yaşam alanı oluşturabileceğimize inanıyoruz. Bu vesileyle, tüm engelli vatandaşlarımızın 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nü tebrik ediyor; ailelerine, emek veren tüm kurum ve gönüllülere teşekkür ediyorum."
Uyuşturucu ticaretinden tutuklu yargılanan 4 sanıktan 2’si tahliye edildi
02 Aralık 2025 Salı - 18:46 Uyuşturucu ticaretinden tutuklu yargılanan 4 sanıktan 2’si tahliye edildi Kayseri’de ‘uyuşturucu veya uyarıcı madde ticari yapma’ suçundan tutuklu yargılanan 4 sanıktan 2’si tahliye edilirken, duruşma ileri bir tarihe ertelendi. Kayseri Adalet Sarayı 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar A.T., R.H.K., B.C. ile sanık avukatları katılırken, tutuklu sanık G.G. henüz bilinmeyen bir nedenle duruşmaya katılmadı. Güvenlik güçlerinin 4 Ocak tarihinde gerçekleştirdiği operasyonun ardından tutuklanan 3 sanık hakim karşısına çıktı. Sanıklardan A.T., haberi olmadığı bir uyuşturucu meselesi nedeniyle yaklaşık 11 aydır tutuklu olduğunu belirterek, beraatını talep etti. R.H.K.,’nın avukatı müvekkilinin hiçbir somut delil bulunmadığı halde diğer 2 sanığın ifadesi nedeniyle yargılandığını ifade etti. B.C.’nin avukatı ise müvekkilinin yanlış zamanda yanlış yerde bulunduğu için yargılandığını belirterek, müvekkilinin beraatını istedi. Sorulan soru üzerine R.H.K., A.T. ile yazışmalarında yer alan para trafiğinin kendisinin tarım makineleri sattığını A.T.’nin de tarımla uğraştığı için aralarındaki ticaretle ilgili olduğunu öne sürerken A.T. ise, kendisinin işçi olduğunu tarım aleti alacak durumunun olmadığını söyleyerek, gönderdiği parayı uyuşturucu almak için gönderdiğini dile getirdi. Mahkeme heyeti A.T. ve B.C.’nin tahliyesine, R.H.K.’nin tutukluluk halinin devamına karar vererek, eksiklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.