Yerel Haberler
Muş
Muş’ta asırlık kavurma geleneği yaşatılıyor 20 Aralık 2025 Cumartesi - 15:38:24 Muş’un Karabey köyünde vatandaşlar, kış aylarında tüketmek üzere meşe ateşinde geleneksel yöntemlerle kavurma hazırlıyor. Muş’un Karabey köyünde yaşayan vatandaşlar, kış mevsiminde tüketecekleri kavurmayı hazırlamak için sabahın erken saatlerinde kazanların başına geçti. Köyde hemen hemen her evde yapılan kavurma geleneği, imece usulüyle sürdürülüyor. Özenle hazırlanan etler, meşe odunu ateşinde kurulan büyük kazanlara doldurularak kendi yağıyla yaklaşık iki saat boyunca kavruluyor. Kızgın ateşte pişirilen etler, suyunu çekene kadar kaynatılırken, kazanın dibinin tutmaması için tahta çubuklarla belli aralıklarla karıştırılıyor. Uzun ve zahmetli bir sürecin ardından kıvamını bulan kavurma, kaplara doldurulmaya hazır hale geliyor. Kazanların dibinde kalan kızgın yağlar ise kavurmanın üzerine dökülerek doğal yöntemlerle muhafaza ediliyor. Köy sakinleri, bu yöntemle hazırlanan kavurmanın hem uzun süre bozulmadan saklandığını hem de lezzetini koruduğunu belirterek, geleneksel kış hazırlıklarını sürdürmenin mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti. Örf adetlerini sürdürdüklerini söyleyen Turan Demir, her aileler kendi bütçelerine göre kışlık kavurma yaptığını söyleyerek, "Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde her yıl sonbaharın sonu ve kış mevsiminin başında kış hazırlıkları kapsamında kavurma yapılır. Dedelerimizden ve babalarımızdan kalan bu gelenek, hem kendi evimiz hem de akrabalarımız için sürdürülmektedir. Hazırlanan kavurmalar genellikle kış aylarında tüketilir. Özellikle sabah kahvaltılarında ve bölgemize özgü, meşhur börek çeşitlerinde sıkça kullanılır. Ekonomik duruma göre bazı aileler 2, bazıları 3, bazıları ise 4 hatta daha fazla keçi keserek kavurma yapabilmektedir. Kavurma, memleketimizin en önemli örf ve adetlerinden biri olup bizler de bu geleneği yaşatmaya ve sürdürmeye çalışıyoruz" dedi. Her sene olduğu gibi bu yıl da kavurma yaptıklarını söyleyen Melek Demir, "Gurbette yaşayan çocuklarımız var; hem kendi evimiz için hem de çocuklarımız için kavurma hazırladık. Bu sene 5 tane keçi kestik. Yaptığımız kavurmaları kış mevsiminde yemeklerde ve böreklerde kullanıyoruz. Mesaimiz sabahın erken saatlerinde başlıyor. Ateşimizi yakıyoruz, erkekler hayvanları hazırlıyor, hazırlanan etleri tencerelere koyuyoruz. İlk bir saat yüksek ateşte pişiriyoruz, son bir saatini ise kısık ateşte kaynatıyoruz. Yaklaşık iki saat piştikten sonra kavurmamız hazır hale geliyor. Hazırlanan kavurmaları daha önce temin ettiğimiz kaplara doldurarak kışın tüketmek üzere muhafaza altına alıyoruz" ifadelerini kullandı.
19 Aralık 2025 Cuma - 22:19 Hasköy Devlet Hastanesi yeni hizmet binasında hasta kabulüne başladı Muş’un Hasköy ilçesinde yapımı tamamlanan Hasköy Devlet Hastanesi’nin modern donanımlı yeni hizmet binası hasta kabulüne başladı. Muş’un Hasköy ilçesinde yapımı tamamlanan Hasköy Devlet Hastanesi’nin yeni hizmet binasında sağlık hizmetleri verilmeye başlandı. İlçe merkezinde hizmet vermeye başlayan hastanede taşınma sürecinin tamamlandığı ve tüm birimlerin yeni binada faaliyete geçtiği bildirildi. Bölgenin sağlık altyapısını güçlendirmesi hedeflenen yeni hastane binası, modern mimarisi ve donanımlı birimleriyle vatandaşlara hizmet verecek. Yeni hizmet binasında 52 yatak kapasitesi, 6 yoğun bakım yatağı, 2 ameliyathane, 15 yataklı acil müşahede alanı, 8 poliklinik, 5 üniteli diyaliz merkezi, 6 diş ünitesi ile doğumhane bulunuyor. Hastane yönetimi ve sağlık personeli tarafından yürütülen taşınma sürecinin ardından tüm sağlık hizmetleri yeni bina üzerinden sunulmaya başlandı. Hasköy Kaymakamı İsmail Güney, yeni hizmet binasını ziyaret ederek incelemelerde bulundu. Hastane yönetiminden bilgi alan Kaymakam Güney, yeni binanın ilçeye ve bölge halkına hayırlı olmasını temenni etti. Kamu Hastaneleri Hizmetleri Başkanı Dr. Rümeysa Doğruyol, açılışa ilişkin yaptığı açıklamada, "Merhaba, Muş Kamu Hastaneleri Hizmetleri Başkanı Dr. Rümeysa Doğruyol. Bugün Hasköy Devlet Hastanemizi hizmete açtık. Yeni Hasköy Devlet Hastanemiz 50 yatak kapasiteli, 2 ameliyathane salonu olan, 6 yoğun bakım yatağı bulunan, 5 diyaliz ünitesiyle hizmet verecek. Açılış ve eski hastanenin yeni binaya taşınma sürecinde özveriyle çalışan tüm personelimize, özellikle Başhekimimiz Sibel Burcu Özçelik ve Hastane Müdürümüz Haşim Demir’e teşekkür ediyoruz. Milletimize hayırlı olmasını diliyoruz" dedi. Vatandaşlardan Sabahattin Karayel ise, "Muş’un Hasköy ilçesinde yaşıyorum. Güzel bir hastanemiz oldu, çok memnun kaldık. Bugün açılışı yapıldı. Allah herkese hayırlı uğurlu etsin. Çok mükemmel bir hastane yapılmış. İnşallah iyi doktorlar da gelir" ifadelerini kullandı.
Muş’ta ipe dizilen güz armutları 3 ay tazeliğini koruyor
02 Ekim 2025 Perşembe - 19:08 Muş’ta ipe dizilen güz armutları 3 ay tazeliğini koruyor Muş’ta yaşayan 65 yaşındaki 7 çocuk babası İlhan Demirel’in ipe dizdiği güz armutları, yaklaşık üç ay tazeliğini koruyor ve kilosu 100 TL’den alıcı buluyor. Muş’ta sonbaharın habercisi olan ve bağlarda yetişen güz armutları, ipe dizilerek yaklaşık 3 ay boyunca soğuk ortamda tazeliğini koruyor. Kentte geleneksel yöntemle saklanan armutlar, hem tadıyla hem de kültürel değerleriyle dikkat çekiyor. Yaklaşık 40 yıldır ipe güz armudu dizerek geçimini sağlayan 65 yaşındaki 7 çocuk babası İlhan Demirel, bu geleneği sürdürmeye devam ediyor. Demirel’in özenle seçip ipe dizdiği armutlar, kentte olduğu kadar il dışından da talep görüyor. Kilosu 100 TL’den satışa sunulan güz armutları, vatandaşlar tarafından özellikle kış aylarında yoğun ilgi görüyor. Yöre halkı için sofraların vazgeçilmezi haline gelen armutlar, Muş’un bağ kültüründe de önemli bir yere sahip. 65 yaşındaki İlhan Demirel, 40 yıldır ipe armut dizerek geçimini sağladığını belirterek, yerel ürünler tükendiğinde dükkanını kapattığını ifade etti. Demirel, "65 yaşındayım, 40 yıldır ipe armut dizerek geçimimi sağlıyorum. Marketten bu işe geçtim. Sadece Muş ürünlerini satıyorum. Muş ürünleri bittiği zaman ben de dükkanı kapatıyorum. Armut, elma, Muş üzümü ve diğer sebze-meyveleri satıyorum. Bu sebze ve meyvelerin yüzde yetmişini il dışına gönderiyoruz" dedi. Demirel, ipe dizilen güz armutlarının kış aylarında yaklaşık 3 aya kadar tazeliğini koruduğunu ifade ederek, "İpe dizdiğimiz güz armutları kış aylarında 3 aya kadar tazeliğini koruyor; sıcak ortamlarda ise daha erken bozulabiliyor. İl dışına gönderdiğimiz ürünlerde mevsim değişikliği olduğu için vatandaşlarımızın dikkat etmesini ve armutları soğuk ortamlarda muhafaza etmelerini öneriyorum" şeklinde konuştu. Demirel, 40 yıldır armutları ipe dizerek geçimini sağladığını ve çocuklarının rızkını hep buradan kazandığını söyleyerek, "Bu güzel armutlar Mongok Bağları ve Mehmetcan Bağları’nda yetişiyor. Özellikle yüksek kesim ve kayalık topraklarda daha iyi yetişiyorlar. 40 yıldır armutları ipe dizerek ekmeğimi kazanıyorum ve çocuklarımın rızkını hep buradan sağladım. 7 çocuğum var ve hepsini okuttum. Buradan kazandığım parayla çocuklarımın geçimini sağladım" ifadelerini kullandı. Demirel, armutların ipte tane tane olgunlaştığını ve tane tane koparılarak yenildiğini vurgulayarak, "İpe dizdiğimiz armutlar 3 ay boyunca, havanın sıcak veya soğuk olmasına göre dayanabiliyor. Bu armutlar ipte tane tane olgunlaşıyor ve tane tane koparılarak yeniyor. Güz armutlarına çok yoğun ilgi var. İl dışından gelen yerli ve yabancı turistler de gelip bizi ziyaret ediyor, armutları inceliyorlar" diye konuştu. Yukarı Çarşı’daki tarihi çarşıda hizmet verdiğini belirten Demirel, buradaki tarihi camiler ve hanlar nedeniyle turistlerin dükkanını ziyaret ettiğini ifade ederek, "Burası Yukarı Çarşı, tarihi bir çarşı; burada tarihi camiler ve hanlar var. Turistler burayı ziyaret ettiklerinde bizi de görüyor, yanımıza geliyor, dükkanda fotoğraf çekiyor, sohbet ediyor ve tadımlık armutlar alıyorlar" dedi.
Muş’ta aile bağlarını güçlendiren değerler anlatıldı
30 Eylül 2025 Salı - 17:58 Muş’ta aile bağlarını güçlendiren değerler anlatıldı Muş’ta düzenlenen "Aile Bağlarını Güçlendiren Değerler" seminerinde; sevgi, saygı, empati ve güven gibi aileyi ayakta tutan değerler anlatıldı. Cumhurbaşkanlığı tarafından 2025 yılının "Aile Yılı" ilan edilmesinin ardından Muş Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, kent genelinde çeşitli etkinlikler gerçekleştirmeye devam ediyor. Bu kapsamda düzenlenen "Aile Bağlarını Güçlendiren Değerler" konulu seminerde, aile yapısının temelinde yer alan sevgi, saygı, empati ve güven gibi kavramlar ele alındı. Programa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Mehmet Salmazzem "Farkındalık", Doç. Dr. Abdulalim Demir "Sevgi ve Empati", Doç. Dr. Teceli Karasu ise "Güven" başlıkları altında sunum yaptı. Seminer sonunda gazetecilere açıklamalarda bulunan Muş Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Ahmet Kırtay, 2025 yılı boyunca şimdiye kadar yaklaşık 110 etkinlik gerçekleştirdiklerini belirterek, "Cumhurbaşkanlığı tarafından 2025 yılı ’Aile Yılı’ olarak ilan edilmiştir. Biz de Muş Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü olarak 2025 yılında aile kavramının önemini tüm topluma yaymak ve aile bağlarını güçlendirmek amacıyla çeşitli etkinlikler ve faaliyetler yürütmekteyiz. Ocak ayından bu yana yaklaşık 110 etkinlik ve faaliyet gerçekleştirdik. Bugün de burada ’Aile Bağlarını Güçlendiren Değerler’ konulu seminerimizi halkımızı davet ederek sunmaya çalıştık. Alanında uzman ve birbirinden kıymetli hocalarımız, özellikle sevgi, saygı, empati ve güven gibi aile bağlarını güçlendiren temel değerler üzerinde durarak, ailenin olmazsa olmazları hakkında önemli görüşler paylaştılar. Katılım sağlayan herkese teşekkür ediyor, seminerimizin çok faydalı olduğuna inanıyorum" dedi.
Muş’ta gönüllüler köy çocuklarına mutluluk taşıdı
30 Eylül 2025 Salı - 17:10 Muş’ta gönüllüler köy çocuklarına mutluluk taşıdı Muş’ta faaliyet gösteren "Elden Ele Mutluluk" gönüllü ekibi, Varto ilçesine bağlı Kayapınar köyünü ziyaret ederek çocuklara çeşitli hediyeler dağıtarak etkinlik düzenledi. Kentte bir araya gelerek "Elden Ele Mutluluk" topluluğunu oluşturan gönüllüler, köy okullarında okuyan çocuklara moral vermeye devam ediyor. Her hafta farklı köy okullarını ziyaret eden ekibe bu kez Muşlu sanatçı Aleyna Dalveren ve ekibi de eşlik etti. Çocuklarla oyunlar oynayan Dalveren ve gönüllüler, etkinlik sonunda öğrencilere hediyeler dağıtarak sinema etkinliği gerçekleştirdi. Özellikle soğuk kış günlerinde çocuklara bot ve mont gibi giyim eşyaları ulaştırarak onları sevindiren gönüllüler, ayrıca pasta kesme gibi aktivitelerle de öğrencilerin moral ve motivasyonunu artırıyor. Yaklaşık 7 yıldır çalışmalarını sürdüren "Elden Ele Mutluluk" ekibi, bugüne kadar Muş genelinde 45 bin çocuğa ulaştı. Etkinliğe dair açıklamalarda bulunan topluluk kurucularından Ömer Varlık, "Bugün Muş’un Varto ilçesine bağlı Kayapınar köyüne geldik. Buradaki kardeşlerimize kırtasiye ürünü, spor ayakkabısı, giyim ve oyuncak getirdik. Çocuklarla çeşitli oyunlar oynadık, pasta kestik ve sinema etkinliği yaptık. Etkinliğimiz çok güzel geçti. Burada emeği geçen, destek sunan hemşehrimiz sanatçı Aleyna Dalveren’e çok teşekkür ediyorum" dedi. Gönüllülerden Mızgin Akpolat ise çocuklarla çeşitli etkinlikler yaptıklarını belirterek, "Asıl amacımız sadece kısa bir an bırakmak değil, onların ömürleri boyunca hatırlayacakları bir gün bırakmaktı. Çocukların gözlerindeki umut ve ışık sayesinde bunu başardığımızı gördük. Gözlerindeki sevinç bizim için en büyük ödül oldu. Gönüllülük; iyilik halkasının bir parçasıdır, bu halkanın içinde olduğumuz için çok mutluyuz" ifadelerini kullandı. Etkinliğe katılan öğrencilerden Miray Çekalp de, "Çok güzel bir etkinlik yapıldı. Aleyna ablamız gelmişti, onu görünce çok sevindik. Bizimle çeşitli oyunlar oynadılar, oyuncaklar dağıttılar. Çok mutlu olduk" şeklinde konuştu.
Kanseri yendi 12 yıldır hastalara umut oluyor
29 Eylül 2025 Pazartesi - 12:13 Kanseri yendi 12 yıldır hastalara umut oluyor Hayatının en ağır sınavını 12 yıl önce veren Avşar Boran, kanseri yenmesinin ardından yaşadıklarını geride bırakmak yerine bu süreci başkalarına ışık olacak bir yolculuğa dönüştürdü. Avşar Boran’ın hayatı, yıllar önce verilen kanser teşhisiyle tamamen değişti. Hastane koridorlarında geçen aylar, ağır tedavi süreçleri ve belirsizlikleri, tüm bu zorluklara rağmen mücadelesini bırakmadı ve hastalığı yenmeyi başardı. 12. Uluslararası Onkoloji Günlerine katılan Boran, o günden bu yana geçen 12 yılda Türkiye’nin birçok şehrini dolaştı. Kimi zaman büyük hastanelerin onkoloji servislerinde tedavi gören hastaların yanında oldu, kimi zaman da küçük evlerin kapısını çalarak hastalara ve yakınlarına dokunarak moral verdi, yaşadıklarını anlattı, umutlarını tazeledi. Bugün Avşar Boran, kanseri yenmenin yanında yüzlerce kişiye umut olmuş bir yol arkadaşı olarak biliniyor. Onun hikâyesi, moral ve motivasyonun da en az tedavi kadar önemli olduğunun bir örneği. Bu nedenle Boran’ın 12 yıllık yolculuğu, umudun ve moralin tedavideki gücünü bir kez daha ortaya koyuyor. İhlas Haber Ajansı muhabirine yaşadıklarını anlatan Boran, tedavi gördüğü dönemde kanserle ilgili yeterli bilgiye sahip olmadığını ve bunun hayatında ciddi bir zorluk oluşturduğunu dile getirerek, "12 yıl önce bana meme kanseri teşhisi konuldu. Gerekli tedavileri aldım. O zaman kanser konusunda çok fazla bilgim yoktu ve bu durum hayatımda ciddi bir zorluk oluşturdu. Hastalığımdan sonra genç kanser hastalarına yönelik gönüllü mentörlük yapmaya başladım. Bu, hayatıma garip bir şekilde tesadüfen girdi. Kanserin hep eksisi olur mu? Hayır, elbette değil. Çok fazla artısı da oldu. Bana birçok hayata dokunma fırsatı verdi. Ayrıca kanser, inanılmaz bir içe dönük bir yolculuk; hayatın tadını çıkarmaya, her sabah uyandığınızda şükretmeye yönelten ve kafanızı inanılmaz şekilde aydınlatan bir deneyim bence" dedi. Boran, hastaların çevresindekilerden gelen iyi niyetli yorumlardan zaman zaman rahatsızlık duyulabileceğini vurgulayarak, "İnsanlar kanser olduğunda, kanser olmayanların yorumları bazen çok zorluk oluşturabiliyor. ‘Sen güçlüsün’ gibi sözler çoğu zaman rahatlatıcı değil, aksine rahatsız edici olabiliyor. Hastalığı küçümsemeye ya da abartmaya gerek yok. En azından hastaların hayatlarını sürdürmesine engel olmayacak şekilde hastalıktan uzak iletişim kurmak, çok daha destekleyici oluyor. Sevdiklerimiz bunu iyi niyetle yapsa da bazen bizim için iyi sonuçlanmıyor" ifadelerini kullandı. Günlük ihtiyaçlarını karşılayarak ve hayatlarına devam ederek tedavi sürecini daha verimli geçirebildiklerini dile getiren Boran, "Kendi günlük ihtiyaçlarımızı karşılayarak hayatımıza devam edersek, tedavi süreci çok daha verimli geçiyor. Ayrıca çocuklarımıza ve gençlerimize, yaşlılarımıza bir hobi edinmeleri çok iyi gelir. Bu, kafalarını boşaltmaları, rahatlamaları ve süreci daha iyi geçirmeleri açısından çok önemli" şeklinde konuştu. Hastalık sürecinde yaşadıklarından bahsederken saç dökülmesi ve doğurganlığını kaybetme sürecinin kendisi için zorlayıcı olduğunu vurgulayan Boran, "Peki ben neler yaşadım? En zorlandığım şey saçlarımın dökülmesi umurumda olmadığını söylesem de saçlarım döküldüğünde çok ağladım. Doğurganlığımı kaybedeceğimi öğrendiğimde çok üzülmüştüm. Bu nedenle hastalara çok detaylı bilgi verilmesi çok önemli. Psikolog, onkolog, cerrah önemli, ama tecrübeli insanların ya da aile büyüklerimizin de elimizi çok farklı bir yerden tutmaları gerekiyor" diye konuştu. Moral ve motivasyonun tedavi sürecinde kritik bir rol oynadığını belirten Boran, her bireyin hayatında bir misyon ve yapabileceği değerli şeyler olduğunu ifade etti. Boran, "En önemli şeyi söyleyeyim, ne olursa olsun moralinizi yüksek tutun. Bu dünyaya geldiyseniz, mutlaka bir misyonunuz vardır. Mutlaka yapacağınız harika şeyler vardır. Bir gülümseme, küçük bir yardım, ufacık şeylerden mutlu olmak ve her sabah uyandığınızda şükretmek Hayatın ne kadar değerli olduğunu unutmamak çok önemli. Hayatta her şey bir bakış açısı meselesidir. Sorun sonsuz, çözüm de sonsuz. Aradaki tek fark sizin yaklaşımınız. İnsan, her zaman bütün hastalıklardan ve dertlerden büyüktür. Bunu asla unutmayalım" dedi. Boran’ın da katıldığı "12. Uluslararası Onkoloji Günleri", Muş 1071 Malazgirt Kongre ve Kültür Merkezi’nde, Genç Birikim Derneği organizasyonuyla "Birlikte İyiyiz" temasıyla gerçekleştirildi. Etkinliğe 18 ülkeden akademisyenlerin de aralarında bulunduğu yaklaşık 400 kişi katıldı.