Yerel Haberler
Rize
Çayeli Bakır’da 3. seviye acil durum tatbikatı gerçekleştirildi 23 Aralık 2025 Salı - 18:06:36 Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı koordinasyonunda, kamu kurumları ve özel sektörün katılımıyla Çayeli Bakır İşletmeleri’nde 3. Seviye Acil Durum Tatbikatı başarıyla gerçekleştirildi. Tatbikatla, kamu ve özel sektör kurumlarının muhtemel maden kazalarına yönelik müdahale kapasitesi, kurumlar arası koordinasyon ve iletişim altyapısı test edildi. Tatbikat kapsamında, yeraltı çalışma alanında hafif aracın üzerine göçük düşmesi sonucu katın kapanması ve telsiz ile iletişim hatlarının devre dışı kalması senaryosu canlandırıldı. Senaryo üzerinden acil müdahale ekiplerinin koordinasyon yetkinliği, iletişim altyapısının dayanıklılığı ile kurtarma ve tahliye süreçleri uygulamalı olarak gözlemlendi. Kurumlar arası koordinasyon kusursuz çalıştı Tatbikatın temel hedefleri arasında; Çayeli Bakır Acil Durum Kontrol Grubu ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Acil Durum Merkezi arasındaki koordinasyonun sağlanması, teknolojik iletişim altyapısının test edilmesi ve Acil Durum Yönetim Ekibi’nin (ADKG) eşgüdüm kabiliyetinin geliştirilmesi yer aldı. Ayrıca AFAD, Valilik ve yerel kurumlarla ortak müdahale uyumunun ölçülmesi, kurtarma, tahliye ve tıbbi müdahale süreçlerinin değerlendirilmesi ile paydaşlara yönelik doğru ve güvenilir bilgilendirme kapasitesinin güçlendirilmesi hedeflendi. Kamu ve özel sektörün geniş katılımıyla gerçekleştirildi Tatbikata Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG), AFAD, UMKE, Jandarma, JAK ve İl Sağlık Müdürlüğü ekipleri katıldı. Bunun yanı sıra Çoruh EDAŞ, Çayeli Bakır ve Artmin Madencilik gibi özel sektör temsilcileri ile TTK, TKİ, Eti Maden ve MTA da tatbikatta yer aldı. Bakanlık ve MAPEG temsilcileri ise video konferans yöntemiyle sürece dahil olarak tatbikatı eş zamanlı takip etti.
23 Aralık 2025 Salı - 15:35 Üniversite öğrencileri hamsi festivaliyle moral depoladı Sınav takvimi yaklaşan üniversite öğrencileri düzenlenen hamsi festivaliyle moral depoladı. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nin (RTEÜ) Pazar ilçesinde bulunan Ziraat Fakültesi kampüsünde hamsi festivali düzenlendi. Yaklaşan sınav takvimi öncesinde öğrencilere moral vermek isteyen okul yönetimi, okulun bahçesinde mangalları kurdu. Daha önceden temizlenmiş ve ardından mangal ateşinde pişirilen ekmeklerin aralarına konularak öğrencilere servis edildi. Öğrencilere hamsinin bölgede bol olduğu dönemde böyle bir festivalle moral vermek istediklerini dile getiren RTEÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Akbulut "Öğrencilerimizle her yıl dolduğu gibi bu yılda hamsi festivali planladık. Öğrenci topluluklarımızın desteği ile, hem ziraat fakültemiz hem de Pazar Meslek Yüksek okulumuz ile birlikte. Pazar’da da böyle bir etkinlik olsun istedik. Hamsinin de bol olduğu dönemlerdeyiz. Öğrencilerimize de sınav öncesi böyle bir moral olsun istedik" ifadelerini kullandı. Her yıl öğrencilere moral olması açısından hamsi festivali düzenlediklerini dile getiren Prof. Dr. Adil Bakoğlu "Ben 7 yıldır buradayım ve hemen hemen her yıl bunu öğrencilerimizle birlikte yapıyoruz. Kendi imkanlarımızla yapıyorduk ama şimdi Üniversitemiz Sağlık, Kültür daire başkanlığı tarafından organize ediliyor. Yoğun bir öğrenci katılımı bekliyoruz" dedi.
23 Aralık 2025 Salı - 09:46 Ortaya çıkan arşiv Türk Çayı’nın tarihine ışık tutuyor Rize’de çayın tarihinin yıllar sonra ortaya çıkan arşivle daha da eski tarihlere dayandığı ortaya çıktı. Rize’de bilinen tarihi 1938 olan çay üretiminin tarihi, 1934 yılında bugünün Ziraat Bahçesi dönemin ise Fidanlık Merkezi’nde işe Fen Memuru olarak işe başlayan Rauf Başar’ın ortaya çıkan arşivi ile netlik kazandı. İlk yapılan çalışmalardan Rize’nin toprak analizlerine kadar her şeyin yer aldığı arşivde sadece çayın değil birçok ürünün de Fidanlık Merkezi’nde üretildiği yine bu arşiv sayesinde ortaya çıktı. Mandalina, portakal ve limon fidanlarının üretildiği Fidanlık Merkezi’nde bu fidanlar o dönemlerde halka tamamen ücretsiz dağıtılmış. Ayrıca 1 sürgünde çay müstahsillerinden 500 bin tona yakın üretimi olan çayın da ilk yılında 35 kilogram olduğu, dönemin fen memuru Rauf Başar’ın tuttuğu belgelerin ortaya çıkmasıyla kayıtlara geçti. Arşivde en dikkat çekici konu ise o dönemlerde yapılan toprak analizleri sonucunda amonyum sülfat gübrenin bölgeyi sel bölgesi yapacağına dikkat çeken Başar, gübrenin yasaklanması gerektiğini yazmış. Ancak Başar’ın bu tavsiyesi 2019 yılında hayat bulmuş. "Çaya çok emek verdi ama ismi hiç geçmiyor" Çay tarımının ilk yılında sadece 35 kilogram yaş çay elde edildiğini ortaya çıkan arşivler sayesinde öğrendiklerini ifade eden Araştırmacı-Yazar Recep Koyuncu "Çayla ilgili yazılan kitapların büyük bir kısmında 1939 yılında, çok az bir kısmında ise 1938 yılında üretildiği yazar. Bizim elimizde olan bu belgelerin ışığında çayın tarihini 1931 yılına indirmiş oluyoruz. 1931 yılından itibaren Ziraat Çay Bahçesi dediğimiz alanda çay dikim işlemleri yapılmış. Bunlardan bir günlük sayesinde haberimiz oldu. Günlük toplanan yaş yaprak miktarları yazılmış. O dönemlerde çay elle yapılıyordu. O tarihlerde elde çay yapıldığını öğrenmiş bulunuyoruz. Rauf Başar’ın arşivindeki deftere göre ilk alınan yaş çay 35 kilogram. Fidanlıktan alındığını da bu arşiv sayesinde tespit ediyoruz. Onun da fotoğrafı var. Elle yapılan bu üretimin fotoğrafı çekilmiş. O da Rauf Başar’ın arşivinde yer almış" ifadelerini kullandı. Arşivi ortaya çıkan Fen Memuru Rauf Başar’ın arşivi ortaya çıkmadan önce kendisinin çay tarımına birçok hizmet vermesine rağmen çayın literatüründe adının yer almadığını ifade eden Koyuncu "Rauf Başar aslında bir Rizeli hemşehrimiz. 1934 yılında Ziraat’ta fen memuru olarak işe başlamış. 1942 yılında verem hastalığına yakalanmış ve 1945 yılında vefat etmiş. Kısacık ömrü hayatı boyunca çay tarımına çok önemli hizmetler yaptığını görmekteyiz. Fakat bugüne kadar çayla ilgili olan literatürde maalesef adı hiç geçmemekte" dedi. Araştırmacı Yazar Koyuncu, belgeler ortaya çıkmadan önce 1937 yılında İçişleri Bakanlığı’na sunulmak üzere hazırlanan belgelerin dönemin valisi tarafından hazırlandığının zannedildiğini ifade etti. Koyuncu "1937 yılından itibaren İçişleri Bakanlığı’na sunulan Rize’nin tarımsal yapısı, orman durumu ve üretim miktarlarıyla ilgili raporları biz vali beyin yazdığını düşünüyorduk fakat bu arşiv elimize geçtikten sonra bunları Rauf Başar’ın kendisinin hazırlamış olduğunu gördük. Birer kopyalarını kendi arşivinde saklamış, birer kopyalarını da vali beye sunmuş. Çay yetiştiricilerine pratik rehber adında bir kitapçık hazırlamış. 1942 yılında yazmaya başladığı fakat hastalığı döneminde tamamlayamadığı da yine bir kitabı vardı. Bunu yayınlamak da geçen yıl arşivin eline geçmesiyle bizlere nasip oldu" şeklinde konuştu. "Sözleri dikkate alınsaydı Rize sel bölgesi olarak anılmayacaktı" Ortaya çıkan belgelerin içerisinde Rauf Başar’ın 1942 yılında Rize’nin sel bölgesi olmaması için amonyum sülfat gübrenin yasaklanması gerektiğini yazdığını ancak gübrenin 2019 yılında yasaklandığına dikkat çeken Koyuncu "Rauf Başar’ın 1942 yılında yapmış olduğu toprak analizleri de bizim bu arşivimizde var. O tarihteki analizleri sonucunda Rize topraklarında amonyum sülfat kesinlikle kullanılmaması gerektiğini, eğer kullanılırsa Rize topraklarını yumuşatacağını, Rize bölgesinde sellerin önüne geçilemeyeceğini o tarihte yazmış. Gübrenin 2019 yılında çay tarımında kullanılması kesinlikle yasaklanmış. Maalesef yaklaşık 70 yıl sonra bu dikkate alınmış. Bu sözleri dikkate alınmış, o gübrenin kullanımı yasaklanmış olsaydı bugün Rize sel bölgesi olarak anılmayacaktı" diye konuştu. "Yok etmek çok basit, biz zora talip olduk" Arşiv saklamanın, belgelerin korunmasının tarih için çok önemli olduğunu ifade eden Koyuncu sözlerini şöyle tamamladı: "Elimize ulaşan bu arşivi Rahmetli Rauf Başar’ın ağabeyinin oğlu Tanıl Başar ağabeyimiz bizlere ulaştırdı. Bizde bunları insanların hizmetine sunduk. 1934 ile 1939 yıları arasında yapılan çalışmaların fotoğrafları da bizim elimizde veri yoktu, duyumlar vardı ama belge yoktu. Bizim en çok üzerinde yaptığımız çalışma rahmetli Zihni Derin adıydı. Ama şimdi bu belgelerin içerisinde Zihni Derin’in yaptığı çalışmalar ve talimatnameler de var. Bunların hepsini biz Rauf Başar’ın arşivi sayesinde tedarik ettik."
Çayeli Bakır’da 3. seviye acil durum tatbikatı gerçekleştirildi
23 Aralık 2025 Salı - 18:06 Çayeli Bakır’da 3. seviye acil durum tatbikatı gerçekleştirildi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı koordinasyonunda, kamu kurumları ve özel sektörün katılımıyla Çayeli Bakır İşletmeleri’nde 3. Seviye Acil Durum Tatbikatı başarıyla gerçekleştirildi. Tatbikatla, kamu ve özel sektör kurumlarının muhtemel maden kazalarına yönelik müdahale kapasitesi, kurumlar arası koordinasyon ve iletişim altyapısı test edildi. Tatbikat kapsamında, yeraltı çalışma alanında hafif aracın üzerine göçük düşmesi sonucu katın kapanması ve telsiz ile iletişim hatlarının devre dışı kalması senaryosu canlandırıldı. Senaryo üzerinden acil müdahale ekiplerinin koordinasyon yetkinliği, iletişim altyapısının dayanıklılığı ile kurtarma ve tahliye süreçleri uygulamalı olarak gözlemlendi. Kurumlar arası koordinasyon kusursuz çalıştı Tatbikatın temel hedefleri arasında; Çayeli Bakır Acil Durum Kontrol Grubu ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Acil Durum Merkezi arasındaki koordinasyonun sağlanması, teknolojik iletişim altyapısının test edilmesi ve Acil Durum Yönetim Ekibi’nin (ADKG) eşgüdüm kabiliyetinin geliştirilmesi yer aldı. Ayrıca AFAD, Valilik ve yerel kurumlarla ortak müdahale uyumunun ölçülmesi, kurtarma, tahliye ve tıbbi müdahale süreçlerinin değerlendirilmesi ile paydaşlara yönelik doğru ve güvenilir bilgilendirme kapasitesinin güçlendirilmesi hedeflendi. Kamu ve özel sektörün geniş katılımıyla gerçekleştirildi Tatbikata Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü (MAPEG), AFAD, UMKE, Jandarma, JAK ve İl Sağlık Müdürlüğü ekipleri katıldı. Bunun yanı sıra Çoruh EDAŞ, Çayeli Bakır ve Artmin Madencilik gibi özel sektör temsilcileri ile TTK, TKİ, Eti Maden ve MTA da tatbikatta yer aldı. Bakanlık ve MAPEG temsilcileri ise video konferans yöntemiyle sürece dahil olarak tatbikatı eş zamanlı takip etti.
Üniversite öğrencileri hamsi festivaliyle moral depoladı
23 Aralık 2025 Salı - 15:35 Üniversite öğrencileri hamsi festivaliyle moral depoladı Sınav takvimi yaklaşan üniversite öğrencileri düzenlenen hamsi festivaliyle moral depoladı. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nin (RTEÜ) Pazar ilçesinde bulunan Ziraat Fakültesi kampüsünde hamsi festivali düzenlendi. Yaklaşan sınav takvimi öncesinde öğrencilere moral vermek isteyen okul yönetimi, okulun bahçesinde mangalları kurdu. Daha önceden temizlenmiş ve ardından mangal ateşinde pişirilen ekmeklerin aralarına konularak öğrencilere servis edildi. Öğrencilere hamsinin bölgede bol olduğu dönemde böyle bir festivalle moral vermek istediklerini dile getiren RTEÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Akbulut "Öğrencilerimizle her yıl dolduğu gibi bu yılda hamsi festivali planladık. Öğrenci topluluklarımızın desteği ile, hem ziraat fakültemiz hem de Pazar Meslek Yüksek okulumuz ile birlikte. Pazar’da da böyle bir etkinlik olsun istedik. Hamsinin de bol olduğu dönemlerdeyiz. Öğrencilerimize de sınav öncesi böyle bir moral olsun istedik" ifadelerini kullandı. Her yıl öğrencilere moral olması açısından hamsi festivali düzenlediklerini dile getiren Prof. Dr. Adil Bakoğlu "Ben 7 yıldır buradayım ve hemen hemen her yıl bunu öğrencilerimizle birlikte yapıyoruz. Kendi imkanlarımızla yapıyorduk ama şimdi Üniversitemiz Sağlık, Kültür daire başkanlığı tarafından organize ediliyor. Yoğun bir öğrenci katılımı bekliyoruz" dedi.
Ortaya çıkan arşiv Türk Çayı’nın tarihine ışık tutuyor
23 Aralık 2025 Salı - 09:46 Ortaya çıkan arşiv Türk Çayı’nın tarihine ışık tutuyor Rize’de çayın tarihinin yıllar sonra ortaya çıkan arşivle daha da eski tarihlere dayandığı ortaya çıktı. Rize’de bilinen tarihi 1938 olan çay üretiminin tarihi, 1934 yılında bugünün Ziraat Bahçesi dönemin ise Fidanlık Merkezi’nde işe Fen Memuru olarak işe başlayan Rauf Başar’ın ortaya çıkan arşivi ile netlik kazandı. İlk yapılan çalışmalardan Rize’nin toprak analizlerine kadar her şeyin yer aldığı arşivde sadece çayın değil birçok ürünün de Fidanlık Merkezi’nde üretildiği yine bu arşiv sayesinde ortaya çıktı. Mandalina, portakal ve limon fidanlarının üretildiği Fidanlık Merkezi’nde bu fidanlar o dönemlerde halka tamamen ücretsiz dağıtılmış. Ayrıca 1 sürgünde çay müstahsillerinden 500 bin tona yakın üretimi olan çayın da ilk yılında 35 kilogram olduğu, dönemin fen memuru Rauf Başar’ın tuttuğu belgelerin ortaya çıkmasıyla kayıtlara geçti. Arşivde en dikkat çekici konu ise o dönemlerde yapılan toprak analizleri sonucunda amonyum sülfat gübrenin bölgeyi sel bölgesi yapacağına dikkat çeken Başar, gübrenin yasaklanması gerektiğini yazmış. Ancak Başar’ın bu tavsiyesi 2019 yılında hayat bulmuş. "Çaya çok emek verdi ama ismi hiç geçmiyor" Çay tarımının ilk yılında sadece 35 kilogram yaş çay elde edildiğini ortaya çıkan arşivler sayesinde öğrendiklerini ifade eden Araştırmacı-Yazar Recep Koyuncu "Çayla ilgili yazılan kitapların büyük bir kısmında 1939 yılında, çok az bir kısmında ise 1938 yılında üretildiği yazar. Bizim elimizde olan bu belgelerin ışığında çayın tarihini 1931 yılına indirmiş oluyoruz. 1931 yılından itibaren Ziraat Çay Bahçesi dediğimiz alanda çay dikim işlemleri yapılmış. Bunlardan bir günlük sayesinde haberimiz oldu. Günlük toplanan yaş yaprak miktarları yazılmış. O dönemlerde çay elle yapılıyordu. O tarihlerde elde çay yapıldığını öğrenmiş bulunuyoruz. Rauf Başar’ın arşivindeki deftere göre ilk alınan yaş çay 35 kilogram. Fidanlıktan alındığını da bu arşiv sayesinde tespit ediyoruz. Onun da fotoğrafı var. Elle yapılan bu üretimin fotoğrafı çekilmiş. O da Rauf Başar’ın arşivinde yer almış" ifadelerini kullandı. Arşivi ortaya çıkan Fen Memuru Rauf Başar’ın arşivi ortaya çıkmadan önce kendisinin çay tarımına birçok hizmet vermesine rağmen çayın literatüründe adının yer almadığını ifade eden Koyuncu "Rauf Başar aslında bir Rizeli hemşehrimiz. 1934 yılında Ziraat’ta fen memuru olarak işe başlamış. 1942 yılında verem hastalığına yakalanmış ve 1945 yılında vefat etmiş. Kısacık ömrü hayatı boyunca çay tarımına çok önemli hizmetler yaptığını görmekteyiz. Fakat bugüne kadar çayla ilgili olan literatürde maalesef adı hiç geçmemekte" dedi. Araştırmacı Yazar Koyuncu, belgeler ortaya çıkmadan önce 1937 yılında İçişleri Bakanlığı’na sunulmak üzere hazırlanan belgelerin dönemin valisi tarafından hazırlandığının zannedildiğini ifade etti. Koyuncu "1937 yılından itibaren İçişleri Bakanlığı’na sunulan Rize’nin tarımsal yapısı, orman durumu ve üretim miktarlarıyla ilgili raporları biz vali beyin yazdığını düşünüyorduk fakat bu arşiv elimize geçtikten sonra bunları Rauf Başar’ın kendisinin hazırlamış olduğunu gördük. Birer kopyalarını kendi arşivinde saklamış, birer kopyalarını da vali beye sunmuş. Çay yetiştiricilerine pratik rehber adında bir kitapçık hazırlamış. 1942 yılında yazmaya başladığı fakat hastalığı döneminde tamamlayamadığı da yine bir kitabı vardı. Bunu yayınlamak da geçen yıl arşivin eline geçmesiyle bizlere nasip oldu" şeklinde konuştu. "Sözleri dikkate alınsaydı Rize sel bölgesi olarak anılmayacaktı" Ortaya çıkan belgelerin içerisinde Rauf Başar’ın 1942 yılında Rize’nin sel bölgesi olmaması için amonyum sülfat gübrenin yasaklanması gerektiğini yazdığını ancak gübrenin 2019 yılında yasaklandığına dikkat çeken Koyuncu "Rauf Başar’ın 1942 yılında yapmış olduğu toprak analizleri de bizim bu arşivimizde var. O tarihteki analizleri sonucunda Rize topraklarında amonyum sülfat kesinlikle kullanılmaması gerektiğini, eğer kullanılırsa Rize topraklarını yumuşatacağını, Rize bölgesinde sellerin önüne geçilemeyeceğini o tarihte yazmış. Gübrenin 2019 yılında çay tarımında kullanılması kesinlikle yasaklanmış. Maalesef yaklaşık 70 yıl sonra bu dikkate alınmış. Bu sözleri dikkate alınmış, o gübrenin kullanımı yasaklanmış olsaydı bugün Rize sel bölgesi olarak anılmayacaktı" diye konuştu. "Yok etmek çok basit, biz zora talip olduk" Arşiv saklamanın, belgelerin korunmasının tarih için çok önemli olduğunu ifade eden Koyuncu sözlerini şöyle tamamladı: "Elimize ulaşan bu arşivi Rahmetli Rauf Başar’ın ağabeyinin oğlu Tanıl Başar ağabeyimiz bizlere ulaştırdı. Bizde bunları insanların hizmetine sunduk. 1934 ile 1939 yıları arasında yapılan çalışmaların fotoğrafları da bizim elimizde veri yoktu, duyumlar vardı ama belge yoktu. Bizim en çok üzerinde yaptığımız çalışma rahmetli Zihni Derin adıydı. Ama şimdi bu belgelerin içerisinde Zihni Derin’in yaptığı çalışmalar ve talimatnameler de var. Bunların hepsini biz Rauf Başar’ın arşivi sayesinde tedarik ettik."
Çay üreticilerinden çay tarımının Rize’deki öncüsüne vefa
22 Aralık 2025 Pazartesi - 15:58 Çay üreticilerinden çay tarımının Rize’deki öncüsüne vefa Rize’yi çayla buluşturan, çay üzerinde yaptığı çalışmalarla bilinen Zihni Derin, aradan geçen onca yıla rağmen unutulmadı. Ankara Cebeci Asri Mezarlığı’nda bulunan ve uzun süredir bakımsız durumda olan mezarı Rizeli çay üreticileri tarafından Rize’nin 11 ilçesinden götürülen 53 çay taşı ile restore edildi. 1880 yılında Muğla’da doğan, hayatını tarıma, bilime ve eğitime adayan Zihni Derin; Cumhuriyet’in ilk yıllarında Rize’ye gelerek çay tarımının temellerini atan isim oldu. Bugün Rize’nin ve Doğu Karadeniz’in ekonomik omurgasını oluşturan çay üretimi, onun ısrarı, bilimi ve inancı sayesinde hayat buldu. 25 Ağustos 1965’te Ankara’da hayata veda eden Zihni Derin, Cebeci Asri Mezarlığı’na defnedildi. Fiziken Ankara’da yatıyor olsa da; adı, emeği ve mücadelesiyle Rize’de ve çay bahçelerinde yaşamaya devam ederken, yıllar içinde çayın mimarının mezarı Ankara Cebeci Asri Mezarlığı’nda sessizliğe terk edilmişti. Bu durumu kabullenemeyen Çay Üreticileri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ÇAYÜDAD) kendi imkanlarıyla harekete geçerek anlamlı bir restorasyon projesine imza attı. 11 ilçeden 53 taşla yapılan vefa Yürütülen çalışmada, Rize’nin 11 ilçesinden ve merkezinden getirilen toplam 53 taş ve bir adet başlık (maşa) taşı kullanıldı. Bu taşlar, yalnızca birer yapı malzemesi değil; Zihni Derin’in hayatını adadığı coğrafyanın sembolleri olarak mezara yerleştirildi. ÇAYÜDAD Başkanı Mustafa Mavi, restorasyonun ardından yaptığı açıklamada, "Merhum Zihni Derin’in mezarının bu halde kalmasını içimize sindiremedik. Çay, Rize’nin kaderidir. Bunda emeği olan insanın mezarı sahipsiz olamazdı. Rize’nin her ilçesinden taş getirerek onun Rize özlemini bir nebze olsun dindirmek istedik. Bu bir borçtu, yerine getirdik" dedi. Öte yandan mezarına yerleştirilen yazı ise dikkat çekti. Yazıda "Büyük bir özveri ve çaba göstererek çay bitkisinin başta Rize olmak üzere Karadeniz Bölgesi’ne yayılmasını sağladınız. Bu büyük mücadeleniz sayesinde Karadeniz Bölgesi ekonomik olarak çok güçlü hale geldi. Biz çay üreticileri sizi her daim rahmet ve minnetle anıyoruz" ifadeleri yer aldı.
Rize’de satılan çay fabrikasının işçilerinin tazminat pazarlığı
22 Aralık 2025 Pazartesi - 14:24 Rize’de satılan çay fabrikasının işçilerinin tazminat pazarlığı Lipton Rize’deki çay fabrikasını Özgür Çay’a satınca işçilerle tazminat pazarlığı başladı. Geçtiğimiz aylarda Lipton’un bölgedeki çay fabrikalarını devralan Özgür Çay, çay fabrikalarında çalışan yaklaşık 220 personelin tamamını işten çıkarma kararı aldı. Edinilen bilgilere göre, Özgür Çay yetkilileri bugün Pazar ilçesinde bulunan Hamdiye Çay Fabrikası’nda işçilerle bir araya gelerek, arabulucu ve avukatlar eşliğinde iş akitlerinin feshedileceğini personele iletti. Görüşmede, işçilere doğan tazminat haklarının ise taksitler halinde ödenmesi teklif edildi. İşçiler, bu teklifi kabul etmediklerini belirterek duruma tepki gösterdi. Kararın ardından fabrika önünde toplanan işçiler, basın açıklaması düzenledi. Lipton bünyesinde 19 yıldır çalıştığını ifade eden Serdar Fatih Kabaoğlu, kendilerine işten çıkarılacaklarının bildirildiğini belirterek, "İşçilere tazminatının tek seferde ödenmesi gerekiyor ancak Özgür Çay’ın avukatları ’Şirketi kapattık, sizin haklarınızı da taksitli bir şekilde ödemek istiyoruz’ dediler. Bizimle birebir görüşüp kağıtları imzalatmak istediler. Biz de avukatlarımıza sorduk ve bilgi aldık. İmza atmamamız halinde tazminatlarımızı yıl sonuna kadar toplu şekilde almamız gerektiğini öğrendik. Arabulucular bizimle biraz tehditvari konuştular. Orada da çalışanlar biraz gerildi. Haklarımızı biliyoruz ve bu teklifi kabul etmiyoruz" dedi. Lipton’da 15 yıldır çalışan Hüseyin Baştopçu ise işten çıkarma kararının kendilerine iletildiğini belirterek, "Tazminatlarımızın 3 ila 5 taksit arasında ödenmesi teklif edildi. Aksi durumda ’mahkeme’ imasıyla karşılaştık. Bu yaklaşımı doğru bulmuyoruz. Yaşanan mağduriyetin bir an önce giderilmesini istiyoruz" ifadelerini kullandı. İşçiler, tazminat haklarının tek seferde ve eksiksiz ödenmesi gerektiğini vurgularken, sürecin takipçisi olacaklarını ve haklarını sonuna kadar arayacaklarını dile getirdi.
Rize’nin denizi gören zirvesinde kar keyfi
22 Aralık 2025 Pazartesi - 09:12 Rize’nin denizi gören zirvesinde kar keyfi Rize’de şehir merkezine yakınlığı, deniz manzarası ve kristal kar kalitesiyle dikkat çeken Handüzü Yaylası, kurulan yeni kayak pisti ile kış sporları ve eğlencenin yeni adresi oldu. Rize’nin Güneysu ilçesine bağlı, şehir merkezine olan yakınlığıyla dikkat çeken Handüzü Yaylası, bu kış yoğun kar yağışıyla birlikte kış turizminin yeni cazibe merkezlerinden biri haline geldi. Bin 800 rakımdaki yayla, hem kolay ulaşımı hem de zirveden denizin görülebildiği eşsiz manzarasıyla ziyaretçilerine farklı bir deneyim sunuyor. Karla kaplanan yaylada her yaştan vatandaş keyifli anlar yaşarken, özellikle kar kalitesinin yüksek olması kış sporlarına ilgi duyanların dikkatini çekiyor. Daha önce hiç bu kadar kar yağışına şahit olmadığını o nedenle de karın tadını çıkardıklarını dile getiren Safiye Mak "Özlemişiz karı. O nedenle şuan çok eğlenceli vakitler geçiriyoruz. Bu yıl ilk kez şahit oldum bu kadar fazla kar yağdığına. Normalde alışkın olmadığım bir ortam aslında. Günlerimiz güzel geçiyor" ifadelerini kullandı. Her yaştan insanın Handüzü Yaylası’nda keyifli vakit geçirdiğine değinen Gizem Yağız "Gerçekten çok eğlenceli vakit geçiriyoruz. Geçen yıl daha erken yağmıştı kar ama bu yıl biraz geç geldi. Güzel bir pist açmışlar burada. Çok mutlu olduk. Her yaştan insan burada eğlenebiliyor. Herkes çok güzel vakit geçiriyor" dedi. Aslında bir su sporu olan Flyboard Dünya Şampiyonu olan fakat kış sporlarını da denemek istediği için Rize’nin Güneysu ilçesine bağlı Handüzü Yaylası’na gelen Kahraman Aktaş ise "Yaz sporlarından sonra kış sporlarını da denemek istedik ve Handüzü Yaylası’na geldik. Rakımımız bin 800 şuan ve ben tek olduğunu düşündüğüm bir noktadayım. Deniz manzarasına karşı snowboard ile kar sporları yapıyorum. Bunun yanında kar motorları ile turlar atıyoruz. Güneysu’daki kar tahminimce kristal. Bu da dünyada nadir bulunan kar kalitesinden bir tanesi. Şunu söyleyebilirim snowboard yapanların tercih ettiği tek kar. Diğer karlar yapıştığı için tercih edilmiyor. Handüzü Yaylası bence Türkiye’de 1 numara olacak" ifadelerini kullandı. Rusya’dan Handüzü Yaylası’na snowboard yapmak için geldi Bölgeye Rusya’dan gelerek kar sporları için Handüzü Yaylası’nı tercih eden Kristina Timonova da "Bu manzarada bir yeri dünyada hiçbir yerde bulamadım. Serbest snowboard yaptığım için burayı ayrıca seviyorum. Şuanda buraya gelmek için Batum Havalimanı’nı kullanıyoruz. Eğer Rize’ye Rusya’dan direk uçuşlar olursa burada turizm yüzde 100 artar" şeklinde konuştu. Bölgede turizmcilik yapan Cihan Tüylüoğlu ise Handüzü Yaylası’nın en güzel özelliğinin denizi gören bir kış sporları merkezi olması olduğunu dile getirerek "Geçtiğimiz yıl kar 18 Ekim’de yağmıştı ancak bu yıl biraz geldi ama çok güzel geldi. Görünüşe göre de çok güzel kar yağışları olacak. Handüzü Yaylası güzel bir kış sporları merkezi olma yolunda ilerliyor. En büyük özelliği buranın denizi görmesidir. O nedenle de tektir. Burası Türkiye’de denizi tek gören spor merkezi diyebiliriz" dedi.
Rize’de Hamsi Festivali’nin gözdesi ‘Hamsili su böreği ve hamsili döner’ oldu
20 Aralık 2025 Cumartesi - 15:58 Rize’de Hamsi Festivali’nin gözdesi ‘Hamsili su böreği ve hamsili döner’ oldu Rize’de 8. kez düzenlenen Hamsi Festivali’nde hamsi ile yapılan ürünler arasından hamsili su böreği ve hamsili döner büyük ilgi gördü. Rize Belediyesi tarafından geleneksel olarak gerçekleştirilen Hamsi Festivali’nin bu yıl 8’incisi düzenlendi. Festival öncesinde temizlenen hamsiler, programa saatler kala mangallarda pişirilmeye başlandı. Pişirilen hamsiler daha sonra ekmeklerin arasına konularak vatandaşlara tahin helvası ile servis edildi. Festivalde toplamda 2 ton temizlenmiş hamsi dağıtıldı. Hamsi almak için kuyruğa giren vatandaşlar hem güneşin hem de eğlencenin tadını çıkardı. Festivalde dağıtılan hamsiden çok kurulan stantlar dikkat çekti. İşletmeler ve kurumlar tarafından kurulan stantlarda hamsi ile yapılan yemekler rağbet gördü. Hemen her tezgahta hamsi koli ismi verilen hamsiden yapılan bölgeye özgü lezzet bulunsa da dikkat çekenler ise hamsili sezar salata, hamsili yaprak sarma, hamsili döner, hamsili gözleme hatta en dikkat çekicisi ise hamsili su böreği oldu. Döner tezgahında döner hamsiler herkesin fotoğraf karesine, hamsili su böreği ve hamsili sarma ise midesine yansıda. Festival çocuklar için kurulan şişme oyun parkı ve yerel konserlerle devam etti. "Bu yıl döner deneyelim dedik, güzel bir görüntü oldu’" Bu yıl festivale özel farklı bir ürün denemek istediklerini ve hamsi dönerinde bu şekilde ortaya çıktığını dile getiren döner ustası Mahmut Baş, "Hamsi zaten bölgemizin meşhur hamsisi. Izgarası, tavası hepsini yapıyorduk. Dönerini de yaptık. İnsanlarımız alışkın değil böyle şeylere ama bizde böyle bir görüntü yaptık. Güzel bir ürün çıktı ortaya. Görüntüsü ve tadı güzel. Herkesin hoşuna gidiyor" dedi. Festivalin gözdesi hamsili su böreği Hamsili su böreğinin hazırlanış aşamalarını anlatan Ekrem Orhon Turizm Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencisi Nilda Dilay Dalkılıç "Hamsili su böreği, hamsili pazılı tava böreğimiz var. Hamsili su böreği yaparken ilk önce hamurumuzu açıyoruz. Hamsili iç harcımızı baharatlarımızla hazırlıyoruz. Ekliyoruz ve sonrasında kızartıyoruz" ifadelerini kullandı. Aynı okulun bir başka öğrencisi Ecrin Eylül Baş ise hamsilerle süslü yemeklerle dolu stantlarındaki ürünleri sıralayarak, "Tatlılarımız güzel, sarmalarımızı sevgi ile hazırladık, su böreğimiz var. Hepsini özenle yaptık. Hamsili su böreği çok fazla denenmiş bir şey değil. Birazda kendi kafamızda ürettik. Ama güzel rağbet göreceğimizi umuyoruz. Görenler ilk şaşırıyorlar ama denedikleri zaman yüzlerindeki ifadeye bakınca hoşlarına gittiğini düşünüyoruz. Yeni ürün Rize için de güzel olacak" dedi.
Rize’de hamsi festivalinin gözdesi ‘Hamsili su böreği ve hamsili döner’ oldu
20 Aralık 2025 Cumartesi - 15:57 Rize’de hamsi festivalinin gözdesi ‘Hamsili su böreği ve hamsili döner’ oldu Rize’de 8. kez düzenlenen Hamsi Festivali’nde hamsi ile yapılan ürünler arasından hamsili su böreği ve hamsili döner dikkatleri üzerine topladı. Rize Belediyesi tarafından geleneksel olarak gerçekleştirilen Hamsi Festivali’nin bu yıl 8’incisi düzenlendi. Festival öncesinde temizlenen hamsiler, programa saatler kala mangallarda pişirilmeye başlandı. Pişirilen hamsiler daha sonra ekmeklerin arasına konularak vatandaşlara tahin helvası ile servis edildi. Festivalde toplamda 2 ton temizlenmiş hamsi dağıtıldı. Hamsi almak için kuyruğa giren vatandaşlar hem güneşin hem de eğlencenin tadını çıkardı. Festivalde dağıtılan hamsiden çok kurulan stantlar dikkat çekti. İşletmeler ve kurumlar tarafından kurulan stantlarda hamsi ile yapılan yemekler rağbet gördü. Hemen her tezgahta hamsi koli ismi verilen hamsiden yapılan bölgeye özgü lezzet bulunsa da dikkat çekenler ise hamsili sezar salata, hamsili yaprak sarma, hamsili döner, hamsili gözleme hatta en dikkat çekicisi ise hamsili su böreği oldu. Döner tezgahında döner hamsiler herkesin fotoğraf karesine, hamsili su böreği ve hamsili sarma ise midesine yansıda. Festival çocuklar için kurulan şişme oyun parkı ve yerel konserlerle devam etti. "Bu yıl döner deneyelim dedik, güzel bir görüntü oldu’" Bu yıl festivale özel farklı bir ürün denemek istediklerini ve hamsi dönerinde bu şekilde ortaya çıktığını dile getiren döner ustası Mahmut Baş "Hamsi zaten bölgemizin meşhur hamsisi. Izgarası, tavası hepsini yapıyorduk. Dönerini de yaptık. İnsanlarımız alışkın değil böyle şeylere ama bizde böyle bir görüntü yaptık. Güzel bir ürün çıktı ortaya. Görüntüsü ve tadı güzel. Herkesin hoşuna gidiyor" dedi. Festivalin gözdesi hamsili su böreği Hamsili su böreğinin hazırlanış aşamalarını anlatan Ekrem Orhon Turizm Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencisi Nilda Dilay Dalkılıç "Hamsili su böreği, hamsili pazılı tava böreğimiz var. Hamsili su böreği yaparken ilk önce hamurumuzu açıyoruz. Hamsili iç harcımızı baharatlarımızla hazırlıyoruz. Ekliyoruz ve sonrasında kızartıyoruz" ifadelerini kullandı. Aynı okulun bir başka öğrencisi Ecrin Eylül Baş ise hamsilerle süslü yemeklerle dolu stantlarındaki ürünleri sıralayarak "Tatlılarımız güzel, sarmalarımızı sevgi ile hazırladık, su böreğimiz var. Hepsini özenle yaptık. Hamsili su böreği çok fazla denenmiş bir şey değil. Birazda kendi kafamızda ürettik. Ama güzel rağbet göreceğimizi umuyoruz. Görenler ilk şaşırıyorlar ama denedikleri zaman yüzlerindeki ifadeye bakınca hoşlarına gittiğini düşünüyoruz. Yeni ürün Rize için de güzel olacak" dedi. (HFD-