Yerel Haberler
Şırnak
19 Aralık 2025 Cuma - 13:34 Gabar’ın eteklerinde umutlar tuvale yansıdı Günlük 81 bin varil petrol üretimiyle ülke ekonomisine yıllık yaklaşık 2 milyar dolar katkı sağlayan Gabar Dağı, bu kez petrol kuleleriyle değil, çocukların umutlarını tuvale yansıttığı bir etkinlikle gündeme geldi. Şırnak’ın Gabar Dağı eteklerinde bulunan Kayaboyun Köyü İlkokulunda görev yapan sınıf öğretmeni Selma Oflaz, köy çocukları için açık alanda resim çizimi etkinliği düzenleyerek hem yürekleri ısıttı hem de manzaraya başka bir anlam kattı. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığının (TPAO) yoğun petrol arama ve üretim faaliyetlerinin sürdüğü bölgede gerçekleştirilen etkinlikte, çocuklar ilk kez şövale ve tuvalle tanışmanın heyecanını yaşadı. Bir zamanlar çatışma sesleriyle anılan Gabar’ın etekleri, bugün fırçalardan damlayan renk cümbüşleri ve çocuk kahkahalarıyla yankılandı. Kendisinin de bir köy çocuğu olduğunu belirten öğretmen Selma Oflaz, sanatla tanışma hikayesini şu sözlerle anlattı: ’’Ben de köy çocuğuyum aslında baktığımızda. Kendi okulumda, kendi köyümde hiç bana bu şekilde şövalye, tuval gibi malzemelerin fırsatı sunulmadı. Ben o zamanlardan beri sanata olan kısa da olsa minik minik sulu boya fırçaları ile bir şeyler yapmaya çalışıyordum köy şartlarında. Üniversiteye gittikten sonra bu alana yoğun bir ilgimin olduğunu fark etim. Üniversite de sınıf öğretmenliğini okurken bir hocamdan rica ettim. Onlarda bize resim sanat eğitimi üzerine bir eğitim açtılar. Bende o alanda kendimi geliştirdim. Daha sonra ocak ayında geldiğimde genel olarak sadece köy okulunda değil, Şırnak şartlarında böyle bir şeyin çok az olduğunu, sanatla insanların birleştirici gücünden yararlanılmadığını fark ettim. O yüzden çocuklarımla böyle bir etkinliğe başlama kararı aldım. İlk başta kendim için, burada sıkılıyorum ve ne yapabilirim diye bir fikir üretmeye başladım. İlk önce kendim için başladım. Daha sonra bunu alanlara yayarak Şırnak şartlarında öğretmenlerimiz olsun, gelen memur kesimi olsun ilgilenebilecekleri bir ilgi alanı oluşturmaya çalıştım.’’ "Çocukken bana sunulmayanı, çocuklarıma sunmak istedim" Çocukluğunda yaşayamadıklarını eğitim verdiği çocuklara sunmak istediğini ifade eden Oflaz, "Çocukken bu bana yapılmış olsaydı kendimi havalarda hissederdim. Çok mutlu olurdum. Çünkü büyüleyici bir şey. Bu şartlarda şövalyenin, tuvalin buraya getirilmesi, özellikle Gabar’ın eteklerine getirilmesi bana yapılmış olsaydı ben kendimi çok mutlu hissederdim. Burada neden kendi okulumda yapmıyorum? Dedim kendi kendime. Kendi çocuklarıma bunu neden sağlamıyorum? Çünkü bana gelmiş olsaydı havalara uçacaktım. çocuklarımın da havalara uçmasını istedim. Köy muhtarımızdan, velilerimizden, okul müdürümüzden, öğretmen arkadaşlarımdan destek alarak böyle ortam oluşturmaya çalıştık. Gayet her şey keyifli görünüyor ve bende çok mutluyum bu durumdan dolayı" dedi. Muhtar, veliler ve öğretmenlerin desteğiyle etkinliği hayata geçirdiklerini aktaran Oflaz, "Bir tanesinin bile kalbine dokunabiliyorsak, ufkunu açabiliyorsak, resme yeteneğinin olduğunu fark edip, onu o alanda da yönlendirebiliyorsak benim için en büyük miras bu" ifadelerini kullandı. "Gabar artık huzur ve umut kokuyor" Kayaboyun köyü muhtarı Hakan Vural ise Gabar’ın geçmişten bugüne yaşadığı değişime dikkat çekerek, "Şırnak Gabar Dağının son kurulu köyündeyiz. Buralarda çocukluğumuz geçti, şu dağlarda. Hep top tüfek sesleri, barut kokusu ile uyandık. Çocukluğumuzu yaşayamadık o dönem. Çocukluğumuzu doya doya yaşamamış bir insanın büyüyünce de mutlu olması çok zordur. Bunu kendimden biliyorum. Ama çok şükür bunlar hepsi bitti. Şuan Gabar’ımız huzur kokuyor, petrol kokuyor. Çocuklarımız sosyal etkinlikler ile eğleniyorlar. Biz devlet yetkilileri olarak tabi ki elimizden geldiğince onlara imkanlar sağlamaya çalışıyoruz. Sağ olsun Selma öğretmenimiz böyle bir proje ile çocukların yüzündeki mutluluğa dokundu. Umut dolu. İnşallah Gabar’ımız hep böyle güzel etkinlikler ile anılır. Bir daha o eski günleri yaşayız. Çocuklarımızın en doğal haklarıdır bunun gibi kültürel, sosyal etkinliklerde bulunması. Allah Gabar Dağımıza, buradaki çocuklarımıza her zaman huzur versin" diye konuştu. Etkinliğe katılan öğrencilerden Elanur Vural ise duygularını, "Açık alanda hayallerimizle birlikte tuvale resim çiziyoruz. Çok eğleniyoruz. Bugünü hiç beklemiyordum, çok mutlu oldum" sözleriyle dile getirdi.
Cizre’de Abdaliye Medresesi’nin yıkılan tarihi duvarı yeniden inşa ediliyor
22 Ekim 2025 Çarşamba - 14:30 Cizre’de Abdaliye Medresesi’nin yıkılan tarihi duvarı yeniden inşa ediliyor Şırnak’ın Cizre ilçesindeki Mir Abdaliye Medresesi’nin kısmen yıkılan duvarı aslına uygun olarak yeniden inşa ediliyor. Cizre’nin kadim tarihini yansıtan ve her yıl binlerce turisti ağırlayan Mir Abdaliye Medresesinin Sur Mahallesi’ne bakan giriş kapısı civarındaki duvarında, gerekli bakım ve onarımın yapılmaması nedeniyle bir kaç ay önce derin çatlaklar oluşmuş ve son olarak duvarın bir bölümü yıkılmıştı. Yıkımın ardından bölge halkı ve kültürel miras savunucuları, yetkililere çağrıda bulunarak duvarın bir an önce restore edilmesini talep etmişti. Vatandaşların çağrısına kayıtsız kalmayan Cizre Kaymakamı Ahmet Vezir Baycar, medresenin yıkılan bölümünün yeniden yapılması için Koruma Kurulu ve Vakıflar Genel Müdürlüğü nezdinde gerekli girişimleri yaparak restorasyon çalışmalarının başlamasını sağladı. 15. yüzyılda Cizre Azizan Beyi Emir Abdal tarafından yaptırılan Abdaliye Medresesindeki restorasyon çalışmalarını yerinde inceleyen Cizre Kaymakamı Ahmet Vezir Baycar, yetkililerden bilgi alıp, gerekli çevre düzenlemelerinin de yapılması için talimat verdi. Bölge ve ilçe adına çok önemli olan dünyanın sayılı aşk destanlarından biri olan Mem U Zin karakterini içinde barındıran tarihi Abdaliye Medresesinde olduklarını ifade eden Kaymakam Baycar, ‘’Buranının giriş kapısı birkaç ay önce yıkılmıştı. Tabi bölgemizin, insanımızın çok önemsediği bir merkez olması hasebi ile hemen çalışmalarımıza başladık. Koruma Kurulu ve Vakıflar Genel Müdürlüğünden de gerekli onayları ve proje çalışmalarını tamamladıktan sonra ihale sürecine girdik. Bu kapsamdaki çalışmalarımızı Valimiz Birol Ekici İl Özel İdaresinin imkanları ile finanse etti ve çalışmalarımıza başladık. Bir ay içerisinde giriş kapımızın tekrar eski tarihi ve orijinal silueti ile açılacağını ön görmekteyiz. Çalışmamızın ilçemize, bölgemize, şehrimize hayırlı olmasını diliyorum’’ dedi. Çalışmaların tamamlanmasının ardından Abdaliye Medresesi, hem tehlikeden arındırılmış olacak hem de Cizre’nin kültürel turizmine daha güvenli bir şekilde hizmet vermeye devam edecek. Tarihi yapının ayağa kaldırılması yönündeki bu adımlar, bölgenin kültürel zenginliğinin korunması adına büyük önem taşıyor. Yeniden inşa edilen duvarla birlikte Abdaliye Medresesinin tüm ihtişamıyla ziyaretçilerini ağırlaması bekleniyor.
Silopi, Türkiye’nin yeni tarım üssü oluyor
21 Ekim 2025 Salı - 11:00 Silopi, Türkiye’nin yeni tarım üssü oluyor Şırnak İl Özel İdaresi ve Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası işbirliği ile hazırlanan, Tarım ve Orman Bakanlığı koordinesinde yürütülen yüzde 75’ini kadın olmak üzere bin kişiye istihdam sağlayacak olan Silopi Sera OSB’de çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. Şırnak’ın Silopi ilçesine bağlı Başverimli beldesinde kurulacak olan Silopi Sera Organize Tarım Bölgesi için alt yapı çalışmaları hız kazandı. Tarım ve Orman Bakanlığı koordinasyonunda, İl Özel İdaresi ve Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) iş birliğiyle kurulan proje, ilçenin Başverimli beldesinde, Habur Sınır Kapısı’na yaklaşık 10 kilometre mesafede, 946 dekarlık alanda hayata geçiriliyor. Yağmur suyu, atık su ve elektrik hatları döşenirken, seraların kurulumuna önümüzdeki yıl başlanacak. Silopi seralarında üretilecek olan sebzeler hem iç piyasaya sunulacak hem de Irak’a ihraç edilecek. Silopi Sera Organize Tarım Bölgesinde yapılan çalışmaları inceleyen Tarım ve Orman İl Müdürü Oktay Sezgin İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine özel açıklamalarda bulundu. Projenin, İl Özel İdaresi ile Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası tarafından geliştirildiğini, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından da koordine edildiğini belirten Sezgin, bölgede alt yapı çalışmalarının yıl sonuna kadar bitirilmesinin hedeflendiğini söyledi. Sezgin, "Şırnak Silopi Sera Organize Tarım Bölgesi sahasındayız. Projemiz Şırnak Valiliği, İl Özel İdaresi, Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı ortaklığında yürütülmektedir. Tarım ve Orman Bakanlığı koordinesinde yürütülen projemizde 946 dekar arazi üzerinde seralar kurulacaktır. Projemizi Cumhurbaşkanlığı Strateji Bütçe Daire Başkanlığı yatırım programına alarak 2025 yılında yatırım programı kapsamında desteklenmiştir. Şu an altyapı inşaat çalışmaları sahada devam etmektedir" dedi. "Hedef yurt dışına ihracat, iç pazarı rahatlatmak" Silopi Sera OSB’de üretimi gerçekleştirilecek olan sebzelerin özellikle Irak pazarına ihracatının yapılacağını ve bölge iç pazarına canlılık katacağını belirten Sezgin, "Projemizde bin kişiye istihdam sağlanacaktır. Yüzde 75 kadın istihdamı gerçekleşecektir. Projemizde hedefimiz yatırım, üretim, istihdam ve ihracattır. İlimizin Silopi ilçemizin ikliminin müsaitliğini en iyi şekilde değerlendirerek bölgede seracılık faaliyetlerini profesyonel bir düzeyde üretime katma değerli hale getirerek, bölge ekonomisine katma değerli ürün çıkarmak, istihdam sağlamak, üretilen ürünleri de Irak pazarına ve iç pazara ticarete konu olacak şekilde organize etmek hedefindeyiz" diye konuştu. Seralar 2026’da kurulacak Devam eden alt yapı çalışmalarının tamamlanmasının ardından 2026 yılında seraların kurulumuna başlanarak üretime geçileceğini ifade eden Sezgin, "Burada gençlerimiz ve kadınlarımızın iş gücüne ihtiyaç duyulacaktır. Bölge için önemli bir istihdam merkezi olacaktır. Çalışmanın, altyapı inşaat süreci devam etmekte. Yıl sonu itibariyle altyapı işlemleri bitmiş olacak. Devamında da yeni yılla beraber seralar kurulumu gerçekleştirerek ve aktif üretime geçeceğiz" ifadelerini kullandı. Silopi OSB’nin Başverimli beldesinde kurulacak olmasının çevre köyler için önemli olduğunu belirten Çardaklı Köyü Muhtarı Abdulcabbar Kert, "Böyle bir projenin bizim köyümüzün yakınlarında olması bizim için güzel bir şans. Güzel bir şey destekliyoruz sonuna kadar. Özellikle Cumhurbaşkanımıza, valimize, il tarım ve orman müdürümüze, kaymakamımıza teşekkür ediyoruz. Gençlerimiz yaz mevsiminde genelde başka şehirlere göç edip çalışma mecburiyetinde kalıyorlar. Ailesine bakmak için. Böyle bir projenin burada olması bizim için çok önemli. Artık burada kendi evinin yakalarında çalışacaklar ve çok güzel bir şey herkesin emeğine sağlık teşekkür ederiz" dedi. Sera OSB alın teriyle büyüyen bir gerçeğin habercisi Silopi Sera Organize Tarım Bölgesi’nin alın teri ile büyüyen bir gerçeğin habercisi olduğunu belirten Başverimli Belde Belediye Başkanı Medeni Tatar, "Sera OSB projesinin hem bölgemiz için hem ülkemiz için bir katkı sağlayacağını eminiz. Silopi Başverimli bölgemizde yürütülen Sera OSB projesi yönetim odaklı, kalkınma vizyonumuzun en somut adımlardan biridir. Gençlere özel istihdam, üreticimize destek ve çevremize canlılık kazandıracak. Bu kuruluş alın teriyle büyüyen bir gerçeğin habercisidir" dedi. Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Osman Geliş ise, "Şırnak Silopi ilçemizde, valiliğimiz öncülüğünde sera OSB onayları bitti, ihalesi yapıldı. Son derece hızlı bir şekilde alt yapısı yapılmaktadır. Tabii biz bunu biraz gecikmiş görüyoruz. Bölgemizde bugün huzur ve güven ortamıyla beraber uzun yıllardır toprağımız, suyumuz, güneşimiz ve güzel meralarımız varken, tarım ve hayvancılıkta maalesef geride kaldık. Ama valiliğimiz de tarım ve orman müdürlüğümüzle beraber Tarım ve Orman Bakanlığıda, TKDK da projemizi onayladı. Bugün Silopi’de son derece modern bir sera OSB yapıyoruz. Bu sera OSB’nin ürettiği malları da hemen yanı başımızda hem pazarımız var hem iç pazarda daha kaliteli, daha güzel, daha günlük sebze meyve tüketimi için toplumumuzda büyük bir fayda sağlayacak ve burada bin kişilik yaklaşık bir istihdam oluşacak. Biz bu projeyi son derece önemsiyoruz" şeklinde konuştu.
Cizre KETEM sorumlu doktoru Ayaroğlu: "Erken teşhis ve farkındalık hayat kurtarıyor"
20 Ekim 2025 Pazartesi - 15:27 Cizre KETEM sorumlu doktoru Ayaroğlu: "Erken teşhis ve farkındalık hayat kurtarıyor" Şırnak’ın Cizre İlçe Sağlık Müdürlüğü Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) birimi sorumlusu ve aile hekimliği uzmanı Dr. Eliz Ayaroğlu, meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu ve erken teşhisin hayat kurtardığını söyledi. Dünya Sağlık Örgütüne (WHO) göre, 2022 yılında dünya genelinde 2,3 milyon kadına meme kanseri tanısı kondu, 670 bin kadın ise bu hastalık nedeniyle yaşamını yitirdi. Kadınlarda kansere bağlı ölümlerin başlıca nedenlerinden biri olan meme kanseri, erken teşhisle büyük oranda tedavi edilebilen bir hastalık olarak biliniyor. Bu nedenle her yıl ekim ayı, ‘Meme Kanseri Farkındalık Ayı’ olarak kabul edilirken toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla çeşitli projeler gerçekleştiriliyor. Bu farkındalığı artırmak için Cizre İlçe Sağlık Müdürlüğü KETEM Birimi, "Farkındayız, Güvendeyiz" sloganıyla kamuoyunu bilgilendiriyor. Ekim ayının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de Meme Kanseri Farkındalık Ayı olduğunu belirten Dr. Ayaroğlu, "Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Ancak erken dönemde fark edildiğinde tedavi şansı çok yüksektir. Ulusal Meme Kanseri Tarama Standartlarına göre 20 yaşından itibaren her kadın ayda bir kendi kendine meme muayenesi yapmalı, 20 yaşından itibaren iki yılda bir klinik meme muayenesi yaptırmalı, 40 yaşından itibaren ise bu muayeneyi yılda bir kez yaptırmalıdır. Mamografi ise 40-69 yaş arasındaki kadınlarda iki yılda bir düzenli olarak çekilmelidir. KETEM olarak bu taramaları ücretsiz olarak sunuyoruz’’ dedi. KETEM’lerin Türkiye genelinde kanserle mücadelede öncü sağlık merkezleri olduğunu belirten Ayaroğlu, "Meme kanseri, rahim ağzı ve kalın bağırsak kanseri için erken teşhis ve tarama hizmetleri sunuyoruz. Alanında uzman ekibimizle vatandaşlarımızın sağlıklı yaşam sürmesi için çalışıyoruz. Her yıl binlerce kadın, düzenli taramalar sayesinde hastalığı erken evrede fark edip zamanında tedaviye başlıyor, bu da yaşam süresi ve kalitesini artırıyor. Kendimiz ve sevdiklerimiz için düzenli olarak aynada memeyi kontrol etmeli, şekil, boyut ya da ciltteki olası değişiklikleri gözlemlemeliyiz" diye konuştu. Ayda bir kendi kendine meme muayenesi alışkanlığının önemine vurgu yapan Ayaroğlu, "Her kadın 20 yaşından itibaren bu alışkanlığı edinmeli ve memesindeki değişiklikleri yakından takip etmelidir. 40 yaşından sonra ise iki yılda bir mamografi yaptırmak hayati önem taşır. Ailede meme kanseri öyküsü varsa mutlaka sağlık kuruluşuna bildirilmelidir; böylece risk faktörleri doğru değerlendirilir. Sağlığınızı ertelemeyin. Ekim ayında sadece pembe kurdele takmakla kalmayalım; bu sembolün arkasındaki asıl mesajı unutmayalım: Kendimizi ihmal etmeyelim. Farkında olalım, harekete geçelim’’ şeklinde konuştu.