Yerel Haberler
Van
23 Aralık 2025 Salı - 15:27 Van’da sigara bırakma polikliniklerinde 800 kişi sigarayı bıraktı Van İl Sağlık Müdürlüğü sağlıklı hayat merkezlerindeki sigara bırakma polikliniklerinde, 2025 yılında yaklaşık 800 kişi sigarayı bıraktı. Kent genelinde hizmet veren 17 sigara bırakma polikliniği aracılığıyla vatandaşlara ücretsiz danışmanlık ve tedavi desteği sunulurken, tütün kullanımının azaltılması ve toplum sağlığının korunması hedefleniyor. Sağlık personelince yürütülen çalışmalar kapsamında, sigarayı bırakmak isteyen bireyler düzenli olarak takip edilerek tedavi süreçleri destekleniyor. Yapılan değerlendirmelerde, 2025 yılı içerisinde sigara bırakma polikliniklerine toplam 2 bin 614 kişinin ayaktan başvurduğu, bu kişilerden bin 800’üne sigara bırakma ilacı başlandığı ve tedaviye uyumu yüksek olan grubun yaklaşık yüzde 40’ının sigarayı tamamen bıraktığı kaydedildi. "Van’ın 13 ilçesinin 11’inde sigara bırakma polikliniğimiz bulunuyor" Konuya ilişkin konuşan İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun destekleriyle koruyucu sağlık hizmetlerinde önemli bir noktaya gelindiğini belirtti. İl Sağlık Müdürü Tosun, "İnsanları hastalanmadan önce; gerek kronik hastalıklara gerekse akut hastalıklara yakalanmadan önce, koruyucu sağlık hizmetlerimizle bilinçlendiriyor, hastaneye gitmeye gerek kalmadan, hastalık aşamasına gelmeden tedavi imkânları sunuyoruz. Bu hizmetlerden biri de sağlıklı hayat merkezlerimiz ve ilçe sağlık müdürlüklerimiz bünyesinde başlayan, daha sonra sokaktaki her caddeye ve ara sokağa kadar yayılan sigara bırakma timleri ve polikliniklerimizdir. Hâlihazırda 17 noktada sigara bırakma polikliniği hizmeti veriyoruz" dedi. "Yüzde 40’ı sigarayı tamamen bıraktı" Sigara bırakma polikliniklerine sigaraya başlamış, bırakmayı düşünen ya da bu süreçte desteğe ihtiyaç duyan vatandaşların başvurduğunu dile getiren Tosun, "Bunun yanında yerinde sigara bırakma polikliniklerimiz ile sahada aktif görev yapan mobil timlerimiz de bulunuyor. Mobil timlerimiz, dükkân dükkân gezerek sigaranın zararlarını anlatıyor, sigarayı bırakmak isteyenlere yol gösteriyor. Ayrıca sigara bırakma mobil aracımız da şehrin kalabalık noktalarında, meydanlarda ve caddelerde hizmet vererek, sigarayı bırakmak isteyen vatandaşlarımıza hem bilgilendirme yapıyor hem de işlemlerini yerinde gerçekleştiriyor. 2025 yılı içerisinde il genelinde hizmet veren 17 sigara bırakma polikliniğine toplam 2 bin 614 kişi ayaktan başvurdu. Bu vatandaşlarımızdan bin 800’üne sigara bırakma ilacı başlandı. Tedaviye uyumu yüksek olan bu grubun yaklaşık yüzde 40’ı sigarayı tamamen bıraktı. Bu veriler doğrultusunda, ilimizde 2025 yılı içerisinde yaklaşık 800 vatandaşımız sigaraya veda etti" diye konuştu. Vatandaşın daha sağlıklı bir yaşama kavuşması için çalışmalarının devam edeceğini ifade eden Tosun, sigaranın; KOAH, kalp krizi ve benzeri pek çok kronik hastalığın en önemli tetikleyicilerinden biri olduğu düşünüldüğünde, bu başarının toplum sağlığı açısından ne kadar önemli olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını kaydetti.
23 Aralık 2025 Salı - 15:14 Van’da sigara bırakma polikliniklerinde 800 kişi sigarayı bıraktı Van İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren Sağlıklı Hayat Merkezlerindeki sigara bırakma polikliniklerinde, 2025 yılı içerisinde yaklaşık 800 kişinin sigarayı bıraktı. Kent genelinde hizmet veren 17 sigara bırakma polikliniği aracılığıyla vatandaşlara ücretsiz danışmanlık ve tedavi desteği sunulurken, tütün kullanımının azaltılması ve toplum sağlığının korunması hedefleniyor. Sağlık personeli tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında, sigarayı bırakmak isteyen bireyler düzenli olarak takip edilerek tedavi süreçleri destekleniyor. Yapılan değerlendirmelerde, 2025 yılı içerisinde sigara bırakma polikliniklerine toplam 2 bin 614 kişinin ayaktan başvurduğu, bu kişilerden bin 800’üne sigara bırakma ilacı başlandığı ve tedaviye uyumu yüksek olan grubun yaklaşık yüzde 40’ının sigarayı tamamen bıraktığı kaydedildi. "Van’ın 13 ilçesinin 11’inde sigara bırakma polikliniğimiz bulunuyor" Konuya ilişkin konuşan İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun destekleriyle koruyucu sağlık hizmetlerinde önemli bir noktaya gelindiğini belirtti. İl Sağlık Müdürü Tosun, "İnsanları hastalanmadan önce; gerek kronik hastalıklara gerekse akut hastalıklara yakalanmadan önce, koruyucu sağlık hizmetlerimizle bilinçlendiriyor, hastaneye gitmeye gerek kalmadan, hastalık aşamasına gelmeden tedavi imkânları sunuyoruz. Bu hizmetlerden biri de Sağlıklı Hayat Merkezlerimiz ve ilçe sağlık müdürlüklerimiz bünyesinde başlayan, daha sonra sokaktaki her caddeye ve ara sokağa kadar yayılan sigara bırakma timleri ve polikliniklerimizdir. Hâlihazırda 17 noktada sigara bırakma polikliniği hizmeti veriyoruz" dedi. "Yüzde 40’ı sigarayı tamamen bıraktı" Sigara bırakma polikliniklerine sigaraya başlamış, bırakmayı düşünen ya da bu süreçte desteğe ihtiyaç duyan vatandaşların başvurduğunu dile getiren Tosun, "Bunun yanında yerinde sigara bırakma polikliniklerimiz ile sahada aktif görev yapan mobil timlerimiz de bulunuyor. Mobil timlerimiz, dükkân dükkân gezerek sigaranın zararlarını anlatıyor, sigarayı bırakmak isteyenlere yol gösteriyor. Ayrıca sigara bırakma mobil aracımız da şehrin kalabalık noktalarında, meydanlarda ve caddelerde hizmet vererek, sigarayı bırakmak isteyen vatandaşlarımıza hem bilgilendirme yapıyor hem de işlemlerini yerinde gerçekleştiriyor. 2025 yılı içerisinde il genelinde hizmet veren 17 sigara bırakma polikliniğine toplam 2 bin 614 kişi ayaktan başvurdu. Bu vatandaşlarımızdan bin 800’üne sigara bırakma ilacı başlandı. Tedaviye uyumu yüksek olan bu grubun yaklaşık yüzde 40’ı sigarayı tamamen bıraktı. Bu veriler doğrultusunda, ilimizde 2025 yılı içerisinde yaklaşık 800 vatandaşımız sigaraya veda etti" diye konuştu. Vatandaşın daha sağlıklı bir yaşama kavuşması için çalışmalarının devam edeceğini ifade eden Tosun, sigaranın; KOAH, kalp krizi ve benzeri pek çok kronik hastalığın en önemli tetikleyicilerinden biri olduğu düşünüldüğünde, bu başarının toplum sağlığı açısından ne kadar önemli olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını kaydetti. (YLM-MSA-Y)
22 Aralık 2025 Pazartesi - 09:30 Van’da soba başında 83 yıllık çay geleneği Van’ın İpekyolu ilçesindeki Kahvaltıcılar Sokağı’nda yer alan ve yaklaşık 83 yıllık geçmişiyle kentin hafızasında önemli bir yere sahip olan tarihi çay evi, ziyaretçilerine nostaljik bir yolculuk sunuyor. Van’da 1942 yılından bu yana hizmet veren çay evi, özellikle kış aylarında odun sobası etrafında oluşan sıcak atmosferiyle dikkat çekiyor. Sobanın üzerinde demlenen çay ve tarçının kokusu mekânı sararken, geçmişten bugüne taşınan masa, sandalye ve demlikler ise eski günleri hatırlatıyor. Sigara içilmesine izin verilmeyen ve siyasetin konuşulmadığı çay evi, huzurlu ortamıyla her kesimden ziyaretçiyi ağırlıyor. 12 bardak çayı tek seferde servis ediyor Çay evinin dikkat çeken bir diğer özelliği ise çay servisi. Tepside çay sunmayı tercih etmeyen çay evi sahibi Dolayı Usta, yaklaşık 12 bardağı aynı anda eline alarak masalara servis yapıyor. Yılların verdiği alışkanlıkla yapılan bu sunum, mekânın kendine has kültürünü ve ustalığını gözler önüne seriyor. "Bu değerin yok olmasına gönlümüz razı değil" İHA muhbirine konuşan 56 yaşındaki çay evi sahibi Dolayı Öztürk, mekânın Van kültürünü yaşatmak amacıyla korunduğunu belirtti. Kentin en eski çay evi olduğunu ifade eden Öztürk, "Tam 83 yıllık bir geçmişe sahiptir. Biz burada eskiyi canlandırmaya, yaşatmaya çalışıyoruz. Van’ın kültürünü yaşatmak istiyoruz. Büyüklerimizin geçmişte yaşadıklarını, örfünü ve adetlerini kaybetmek istemiyoruz; bu değerin yok olmasına gönlümüz razı değil. Bakıyorsunuz; sobamız eski, sandalyelerimiz eski, demliklerimiz eskidir. Hepsini geçmişe dayanarak kullanıyoruz. Çünkü diyoruz ki, büyüklerimizin örfü, adeti kaybolmasın. Bunları yaşatmaya çalışıyoruz" dedi. "Burada bir bilgi bankası oluşuyor" Bu tür kahvehanelerin dostluklarının çok farklı olduğunu dile getiren Öztürk, "Buraya gelen insanların bilgi ve birikimi çok kıymetlidir. Biz onlara adeta birer ‘kitap’ diyoruz. Çünkü aralarında büyük esnaflar, önemli bürokratlar ve iş insanları var. Hepsi bir araya geldiğinde adeta bir bilgi bankası oluşuyor. Gençler buraya geliyor ve bu insanlardan çok şey alıyor" diye konuştu. Her kesimden vatandaşı çay evinde ağırladıklarını söyleyen Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sigara yasaklandığı gün biz de kahvemizde yasakladık. Bu çok güzel bir uygulama oldu. Ayrıca burası siyasetin olmadığı bir ortamdır. Herkese açık bir yerdir. Her kesimden insan gelir ve herkes buradan memnun ayrılır. İnsanlar geliyor, eskiyi yad ediyor; sandalyeye, masaya, çaya bakıyor. Zaten bir tezgâh yaklaşık 84 yıl ayakta durmuşsa, bilin ki onun verdiği bir tat, bir emek vardır. Çünkü bu memleketin değerlerine sahip çıkılması gerekiyor. Eğer biz bunları yaşatmaz, sahip çıkmaz ve korumazsak, ileride hepsi yok olur." "Emekli olduktan sonra neredeyse her gün buradayım" 13 yıl önce emekli olduktan sonra hemen her gün bu çay evine geldiğini ifade eden Ferzende Olgun ise "Buraya genellikle esnaflar ve emekli olan insanlar gelir. İnsanlar burada dinlenir, sohbet eder. Biz de sürekli buradayız; gelip burada dinleniyoruz. Ben kendi adıma söyleyeyim; emekli olduktan sonra neredeyse her gün buradayım. 2013 yılında emekli oldum ve o günden bu yana hep buraya geliyorum" dedi. "Çok güzel ve nostaljik bir mekândır" 1980’li yıllardan beri aynı çay evine geldiğini söyleyen Burhan Çap da, "Burası bana hep eskiyi hatırlatıyor. Buraya geldiğimde interneti, teknolojiyi, her şeyi unutuyorum. Eski zamanlar, eski hatıralar, arkadaşlar geliyor aklıma. Öğrencilik yıllarımızda da buraya gelir, hep çay içerdik. Çayı gerçekten çok güzeldir. Burası güzel bir yer, çok güzel ve nostaljik bir mekândır" şeklinde konuştu.
Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ‘cross-linking’ yöntemiyle tedaviye başlandı
24 Ekim 2025 Cuma - 12:58 Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ‘cross-linking’ yöntemiyle tedaviye başlandı Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göz Kliniğinde ilk kez "cross-linking" (çapraz bağlama-ışın tedavisi) ameliyatları başarıyla gerçekleştirildi. Halk arasında "gözün sivrileşmesi hastalığı" olarak bilinen keratokonus rahatsızlığında uygulanan bu tedavi, hastalığın ilerlemesini durdurarak görme kaybının önüne geçiyor. Daha önce başka merkezlerde ücretli olarak yapılabilen bu işlem, artık Van Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ücretsiz olarak gerçekleştiriliyor. Kliniğin sahip olduğu teknik altyapı ve uzman kadro sayesinde yaklaşık 50 hastanın tedavisi başarıyla tamamlandı. Konuya ilişkin konuşan Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, Göz Kliniğinin yaklaşık iki yıl önce uzman doktorların öncülüğünde kurulduğunu belirtti. Başhekim Doç. Dr. Sarıkaya, "Şu anda kliniğimizde hem uzman hekimler yetiştiriyoruz hem de kliniğin kurulmasıyla birlikte tedavi seçeneklerimizi önemli ölçüde artırdık. Hastalarımız artık burada, ileri teknoloji ve tecrübe gerektiren modern tedavilere de erişebiliyor. Bugün ‘cross-linking’ tedavisinden bahsedeceğiz. Bu tedavi, keratokonus hastalığında ilerlemeyi durduran bir yöntemdir. Daha önce hastanemizde uygulanmayan bu tedavi, yaklaşık 2 aydır hocalarımızın tecrübesi ve uygun teknik altyapımız sayesinde başarıyla yapılmaya başlanmıştır ve şu ana kadar belli bir hasta sayısına ulaşılmıştır. Keratokonus hastalığının ilerlemesi durumunda ciddi görme problemlerine yol açabildiği göz önüne alındığında, bu tedavinin hastanemizde uygulanabiliyor olması hem bizi hem de hastalarımızı oldukça mutlu ediyor" dedi. "Göz kaşıma şikayeti varsa mutlaka bir göz hekimine muayene ettirmeli" Keratokonus hastalığının, halk arasında ‘gözün sivrileşmesi hastalığı’ olarak da bilindiğini dile getiren Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Burhan Başkan ise "Gözün kubbe şeklindeki şeffaf tabakası olan korneada incelme ve sivrileşmesiyle seyreden bir hastalıktır. Bu şekil bozukluğu, göze gelen ışığın yeterince odaklanamamasına ve buna bağlı olarak görme keskinliğinde azalmaya neden olur. Peki, bu hastalıktan ne zaman şüphelenmek gerekir? Eğer gözlük numaralarınızda sık ve hızlı değişiklikler oluyorsa, gözlükler artık yeterli gelmiyorsa, ışık hassasiyeti ve kamaşma yaşıyorsanız ve özellikle gözde kaşıma veya ovalama ihtiyacı hissediyorsanız mutlaka bir göz hekimine muayene olmanız gerekir. Bu hastalıkta gözü kaşıma veya ovalama davranışı, genetik olarak yatkın korneayı mekanik baskıyla daha da zayıflatmakta ve hastalığın ilerlemesini hızlandırmaktadır. Bu nedenle özellikle çocuk ve genç hastalar büyük risk altındadır. Aileler, çocuklarında göz kaşıma şikayeti varsa mutlaka bir göz hekimine muayene ettirmeli ve varsa alerji tedavisini ihmal etmemelidir" diye konuştu. "50’ye yakın hastayı başarıyla tedavi ettik" Keratokonus hastalığında iki ana hedeflerinin olduğunu ifade eden Başkan, "Bunlardan birincisi Hastalığın ilerlemesini durdurmak, ikincisi görme keskinliğini artırmak. Hastalığın ilerlemesini durdurmak için ‘cross-linking’ adını verdiğimiz tedavi yöntemini uyguluyoruz. Bu tedavinin amacı korneayı güçlendirmek, yani tabakayı sıkılaştırmaktır; görme keskinliğini artırmak değildir. Görme keskinliğini artırmak için ise sert kontakt lensler, korneal halka ve kornea nakli gibi yöntemler uygulanmaktadır. Hastanemize yaklaşık 2 ay önce bu cihaz kazandırıldı ve o zamandan bu yana 50’ye yakın hastayı başarıyla tedavi ettik" şeklinde konuştu.
Van depremini dünyaya duyuran gazeteci: Mehmet Salih Akkuş
23 Ekim 2025 Perşembe - 13:20 Van depremini dünyaya duyuran gazeteci: Mehmet Salih Akkuş Van’da 23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki deprem, kentte büyük yıkıma yol açarken, o anları saniye saniye kaydeden İhlas Haber Ajansı Muhabiri Mehmet Salih Akkuş, afetin sembol isimlerinden biri haline geldi. 23 Ekim 2011 günü saat 13.41’te meydana gelen ve 604 kişinin hayatını kaybettiği Van depreminin acıları hala tazeliğini koruyor. Deprem günü ofiste nöbetçiyken depreme yakalanan ve düşen dolapları saniye saniye görüntüleyerek acı felaketin gerçek yüzünü tüm Türkiye ve dünyaya duyuran İHA Muhabiri Mehmet Salih Akkuş, deprem haberini dışarı çıkıp dizüstü bilgisayarını kaldırıma koyarak hazırlamıştı. "Kameram titrese de görevim sarsılmadı" O anları anlatan Mehmet Salih Akkuş, mesleğinin sorumluluğuna dikkat çekerek, "Deprem başladığında masamın altına girmek yerine kamerayı aldım. O an bir gazeteci olarak, tarihe tanıklık etmem gerektiğini düşündüm. Bina sarsılıyordu ama ben sadece kayıt tuşuna bastım. Çünkü bu anı dünyaya göstermek, Van’ın yaşadığı felaketi anlatmak istedim" dedi. "Kaldırımda duyurulan haber: Van depremi" Sarsıntı sona erdiğinde binayı terk eden Akkuş, panikle dışarı çıkan vatandaşların arasında haberini geçmeye devam etti. Sarsıntının ardından iletişim hatlarının kesilmesi üzerine Akkuş, dizüstü bilgisayarını kaldırıma koyarak İhlas Haber Ajansı (İHA) üzerinden ilk görüntüleri geçti. O anlar, hem gazetecilik refleksinin hem de Van halkının yaşadığı büyük acının simgesi haline geldi. Akkuş, "O sırada etrafımda çığlıklar, panik vardı. Ama biliyordum ki dünyanın bilmesi gerekiyordu. O yüzden kaldırımda diz çöküp haberi gönderdim. O haber, sadece bir görüntü değil, Van’ın kalp atışıydı" ifadelerini kullandı. "Devletin desteği, halkın dayanışması unutulmazdı" Deprem sonrası yaşanan süreçte devletin ve milletin Van’a gösterdiği dayanışmayı da unutmayan Akkuş, sözlerine şöyle devam etti: "Devletin tüm kurumları hızla Van’a ulaştı. Türkiye’nin dört bir yanından yardım yağdı. O zor günlerde gördüğüm en güçlü şey, birlik ve beraberlikti. Van, o destekle yeniden ayağa kalktı." "Gazetecilik sadece görüntü değil, vicdan işidir" Gazeteciliğin en zor anlarında bile sorumluluk gerektirdiğini vurgulayan Akkuş, "Depremde, selde, yangında... Gazeteci, her zaman olay yerindedir. Bizim görevimiz sadece görüntü almak değil, insanların yaşadıklarını dünyaya anlatmaktır. O gün Van’da bunu yaptım. Çünkü gazetecilik, sadece meslek değil; vicdanın sesidir. O gün çok can kaybettik ve o anları unutmamız mümkün değil. Van’ın yaralarını birlikte sardık. Türkiye’nin kalbi o gün Van için attı. Depremde hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza tekrardan Allah’tan rahmet, ailelerine ise sabırlar diliyorum. Rabbim memleketimize ve ülkemize bir daha böyle afetler göstermesin" şeklinde konuştu.
Van Gölü kıyısında yosun tabakası oluştu
23 Ekim 2025 Perşembe - 12:15 Van Gölü kıyısında yosun tabakası oluştu Van’ın Erciş ilçesinde Van Gölü’nün kıyıya yakın bazı noktalarında yosun tabakası oluştu. Sahilkent Mahallesi’nde göl yüzeyinin yosunlarla kaplandığı görüldü. İHA muhabirine açıklamalarda bulunan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesinden Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, Van Gölü’nün yapısına dikkat çekerek gölün kirliliğe karşı oldukça hassas olduğunu söyledi. Akkuş, "Van Gölü’nün en büyük özelliklerinden birisi kapalı bir göl olması. Yani gölden dışarıya herhangi bir su çıktısı yok, dışarıdan da göle herhangi bir su girdisi yok. Gölün rakımı 1.650 metre. Diğer göllere göre çok yüksek bir göl" dedi. Akkuş, gölün bulunduğu yüksek rakım ve sert iklim nedeniyle biyolojik döngünün yavaş olduğunu belirterek, "Bu durum Van Gölü’ndeki biyolojik döngünün yavaş olmasına sebebiyet veriyor. Yani Van Gölü kirliliğe karşı aslında çok kırılgan bir yapıya sahip. Yüzey alanı büyük fakat bulunduğu rakım ve iklim şartlarından dolayı kirliliğe karşı çok kırılgan" ifadelerini kullandı. "Van Gölü’ne gelen her bir damla kirlilik gölde hapsoluyor" Van Gölü çevresinde 1 milyondan fazla insanın yaşadığını hatırlatan Akkuş, artan nüfusun göl üzerindeki baskısını şöyle anlattı: "Belki de tarihten beri Van Gölü’nün etrafında hiç bu kadar kalabalık bir nüfus olmamıştı. Artık tüketim toplumuna dönüşmüş durumdayız. Van Gölü etrafındaki 1 milyon insanın atıklarını düşündüğümüzde bu çok devasa bir miktar ediyor. Kapalı bir göl olması sebebiyle Van Gölü’ne gelen her bir damla kirlilik gölde hapsoluyor. Göllerin belli bir özümseme kapasitesi var ancak Van Gölü şu anda absorbe edeceğinden çok daha fazla kirlilik yükü alıyor." "Göller aslında bize bazı mesajlar verir" Gölün verdiği sinyallerin kirlilik yükünün arttığını gösterdiğini vurgulayan Akkuş, "Göller aslında bize bazı mesajlar verir. Bunlardan en barizi yosunlaşmanın veya ötrofikasyon dediğimiz hadiselerin görülmesidir. Geçmişte Van Gölü kenarında büyük yosun adacıkları görmezdiniz, taşlar kaygan ve yosunlu olmazdı. Ancak son 2-3 yıldır göl kenarında gezdiğinizde yosun adacıkları ve tamamen yosunla kaplanmış taşlar görüyorsunuz" diye konuştu. "Kirli suların gölün absorbe kapasitesini aştığını gösteriyor" Erciş ilçesi kıyısında son günlerde oluşan yoğun yosun tabakasına dikkat çeken Akkuş, "Van Gölü’nün kuzeyinde, Erciş’in önünde sahili boydan boya kaplayan ve kıyıdan yaklaşık 700-800 metre açığa kadar uzanan devasa bir yosun adası oluştu. Bu, göle gelen kirli suların gölün absorbe kapasitesini aştığını gösteriyor. Azot ve fosfatça zengin atık suların göle karışması sonucu göl bu şekilde tepki veriyor" ifadelerini kullandı. "Van Gölü için tek bir damla kirli su dahi çok fazla" Kirliliğin devam etmesi halinde gölde ciddi ekolojik sorunların yaşanacağını belirten Akkuş, "Eğer bu kirli sular göle bu şekilde karışmaya devam ederse, zaten kirliliğe karşı kırılgan bir yapıda olan göl için iyi şeylerden bahsetmemiz mümkün değil. Özellikle kıyı kesimlerde bir süre sonra kötü kokular oluşacak ve buradaki su kuşları ile inci kefalleri bu durumdan olumsuz etkilenecek. Bu saatten sonra Van Gölü için tek bir damla kirli su dahi çok fazla" dedi. "Doğal kaynakların parayla bir karşılığı yok" Van Gölü’nün korunması için arıtma tesislerinin tam kapasiteyle çalıştırılması gerektiğini vurgulayan Akkuş, "Doğal kaynakların parayla bir karşılığı yok. Van Gölü’nün maviliğini, güzelliğini parayla alamazsınız. Bu yüzden ülkemizin nazar boncuğu olan Van Gölü’nün korunması için her türlü tedbirin alınması ve arıtmaların tam kapasiteyle çalıştırılması gerekiyor" şeklinde konuştu.